Andaman Denizi
...tatil zamanı ya, bir tatil eklemesi de ben yapayım dedim.
Bahsedeceğim yer Andaman, tam adı ile Andaman denizi. Myanmar (eski adı ile Burma) Tayland ve Sumatra arasında kalmış bu geniş "sulak" alan aynı zamanda Hint okyanusu ile de komşu.
Peki ne özelliği var Andaman'ın?
Öncelikle Ekvatotoral kuşakta, yani benim yaptığım gibi İstanbul kar altındayken hiç çekinmeden atlayıp gidebilir ve 32-36C arası ortamda aslanlar gibi takılabilirsiniz. Bunun dışında Andaman'ın bir özelliği daha var ki ... nasıl desem?
Şöyle anlatmaya çalışayım ... bu bölgede tam olarak kaç tane "ada" var? Sorunun net cevabını bilen kimse ile karşılaşmadım daha...
..kimi yerlerde derin su altı uçurumları olsa da Andaman genelde -sığ- bir deniz, deniz üzerinde kalan toprak parçaları da aslında ada'dan daha ziyade -dağ- havasında.
kumsallar daracık, ince kum şeridinin hemen dibinde aşırı yoğun bitki örtüsü ve dimdik yamaçlar var. Kimi adalarda ise kumsal falan da yok ... gereksiz ayrıntı diyerek pas geçmişler
Adalar onyüzinmilyon yabani hayvan tarafınca işgal edilmiş olsa da esas etkinlik su altında. Deniz yaşamı adama "abuww" dedirtecek düzeyde ve bunu ilk elden yaşamanın en iyi yolu bizim Mavi Yolculuk hesabı tekne ile çıkmak.
Genelde 3, max4 çift'in konaklayabildiği tekneler ile başlıyorsunuz Andaman'da fink atmaya.
Lüks arıyorsanız yanlış adrestesiniz, genelde yelken + dandini motor ile yol alan bu eski teknelerde öyle klima vs. yok. Kabinler dar, duş işini güvertede sıra ile birbirinize hortum tutarak hallediyorsunuz. Limandan çıkmadan erzak listesi yapılıyor, herkes yiyecek+içecek faturasına katılım yapıyor ve ek olarak istediği bir şey var ise (ben bira aldırmıştım) onu listeye ekliyor. Fazla abarmazsanız adam başı 40USD gibi bedel karşılığında tekneye 1 haftayı aşkın süre yetecek ikmal yapabiliyorsunuz.
Teknenin yeniliğine - lüksüne ve kapasitesine bağlı olarak bir haftalık tur bedeli ise 170 ile 250USD arasında değişiyor. Bizim tekne orta halli olduğu için Alman mal sahibi ile (..ki kendisi aynı zamanda Kaptan) 200x2:400USD'ye anlaşıyoruz. Alman - Rus ve Türk ... toplam 3 çift, Alman kaptan ve Thai sevgilisi (aynı zamanda aşçı) ve bir miço ile yola çıkıyor, sabah erken vira bismillah diyeceğimiz için geceyi tekne'de geçiriyoruz.
Deniz çarşaf, su öyle temiz ki insanın gözleri yaşarıyor. Ada, ada dolaşıyor ... dalıyor, balık avlıyor, kimi yerde karaya çıkıp bacaklarımızı açıyoruz. Sığ yerlerde teknenin çektiği ve adına Long Boat denen ince uzun sığ su sürat teknesi ile dolaşıyor, genelde -salla- çekip suya atlayıp yüzerek karaya çıkıyoruz.
Gece genelde daha önce atılmış tonozlara bağlanıp leşleniyor, seyir işini hem her tarafta olan -topuklar- nedeni ile hem de canımız öyle çektiği için gündüz zamanına bırakıyoruz. Ekvator hattında, en yakın şehirden yüzlerce kilometre uzakta yani neredeyse sıfır yapay ışık kirliliği altında daha önce hiç görmediğimiz güney yarımküre yıldızları altında geceyi geçirmek acaip keyifli.
Alman çiftimiz bildiğiniz zır-deli... ama iyi deliler, acaip gırgırlar. Ruslar ise ... bildiğiniz rus. Eleman kafa çekip genelde uyukluyor, hatun desen o denizden çıkıp makyaj yapma derdinde. Biz ise nasıl desem? Ota b*k* karışıyoruz. Benim arıza hatun arada Thai'li yi dışarı atıp bize yemek pişiriyor, ben yelken basmaya yardım edip teknenin bozulan sintine pompasına yemek masası muşambasından conta kesiyorum.
İstanbul ile iki defa uydu telefonundan konuşuyoruz, kızımız iyiymiş ... bizi özlemiş, trafik felç'miş, valilik kar tatili vermiş.
- Hacı .. bi koşu gidip kızı alıp buralara geri kaçsak mı yaw?
...diyorum, hatunum cevap vermeden önce resmen bir saat düşünüyor.
O derece yani.
0 Yorum
Recommended Comments
Gösterilecek yorum yok.
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap