Liderlik Tablosu

1. Nitrojen oksijene göre daha büyük moleküllü olduğundan kaçak ve lastik havalarında inme olmaz 2. Nitrojen daha az nem tuttuğundan korozyon azalır 3. Isı değişimlerinde hacmi değişmediğinden daha dengeli sürüş sağlar. Bütün bunlar bir F1 aracı için önemliyse de sıradan bir otomobilde fark edilir bir avantaj sağlamaz. Dezavantajları: 1. Lastiklerin janttan sökülüp sıfırdan yeniden şişirilmesi gerekir ki saf nitrojen olsun, gereksiz uğraş... 2. Fazladan ödeyeceğiniz paraya değmez. 3. Basılanın saf nitrojen olduğunu nereden bileceğiz, sonuçta havda da nitrojen oranı %79 4. Taktıkları yeşil süpab kapakları berbat görünecek Zararı var mı? Yukarıdakilerin arasında bir zarar görmüyorsanız yok!

Bir önceki mesajımda bunu cevaplamayı unutmuşum. Karter koruma var, ana kirden korumak için darbeden değil... Altta sıkıştırılmış elyaf gibi bir kaplama var, bu hem motoru toz toprak ve sudan koruyor, hem aracın altındaki hava akımını rahatlatıyor. Ancak kesinlikle darbelere karşı dayanıklı değil. Zaten bugüne kadar hiçbir Focus'ta darbe dayanıklı karter koruma olmadı, nedeni de önden çarpma durumlarında burun kısmı enerjiyi emer ve sürücü kabinine yansımasını önlerken motorun yoldan çekilmesi gerekiyor sürücünün kucağında bulmaması için, bu durumda aşağıya düşmek dışında çözüm yok ve karter muhafazası bunu engelleyeceği için takılmıyor ve sonradan takılması da önerilmiyor. Yeni Focus'un altını merak ediyorsanız işte: Yedek Foto

Mondeo'dan beklentim yüksek,san ki bu kez çok ses getirecekmiş gibi bir his var içimde !

Kesin çözüm bir branda alıp arabayı sarmalayıp sağlam bir park yerinde bırakmaktır. çirkin çirkin ayağınıza dolanan malzemeler ile koruyun, koruyun ki sizden sonraki sıfır arabaya biniyor gibi olup sefasını sürsün. üç kuruşluk paspas, ne olur ki, çok aşınır ve kirlenirse seneye piyasaya çıkacak bir sürü üründen biri ile değiştirirsiniz oldu bitti. Sonunda paspası koruyan paspası koruyan muşambayı koruyan yıkamacı kağıdı ile kullanmaya kadar varmaz umarım bu çaba...

Boş vakitlerinizde bunları izlemenizi tavsiye ederim... Yaklaşık 45 adet videodan önemli gördüklerimi seçtim (21 adet) Tartışmak veya sormak istediklerinizi buradan yazabilirsiniz... Hepsi TV8'in 8.Etap Program Bölümleridir...Sosyal paylaşım Kanallarından alıntılanmıştır. 1- ürün etiketlerindeki 15W-40, 20W-50 gibi sayılar, yağların kullanılacakları en düşük ve en yüksek sıcaklıkları gösterir. (yanlış) 2- Sentetik motor yağları contalara ve sızdırmazlık elemanlarına zarar verir. (Yanlış) 3- Yağ ne kadar kalınsa, o kadar iyi korur. Parmakların arasında yağın kalınlığı ve yapışkanlığı kontrol edilerek yağın kalitesi anlaşılabilir. (Yanlış) 4- Yağ yağdır. Bir yağın diğerinden kayda değer bir farkı yoktur. (Yanlış) 5- Kartere, rulmana vb. fazla yağ veya gres konursa performansı nasıl etkiler 6- Hidrolik fren yağının ömrü. Hidrolik fren yağı açıldıktan sonra kullanılabilir mi? 7- Yağ değişim kilometresi her koşul için aynı mıdır? Onur Dede, yağlar hakkında bilinmeyenleri anlatıyor. 8- Serdar Bostancı farklı yağ kullanımının sonuçlarını anlatıyor

Siyah kadınların Come On demesine hayranım

Güzel detaydır kendisi Kaporta'da güneşde bol çizikli gözükür parlak yüzey sonuçta.. Dert etmeyin derim Bence böyle kalsın

fenaaa valla

Hasan k...ve ykp...sizlerin passat ve mondeo muhabbetinizden gına geldi... yako...and MC.H.K...DAN GELİYOR....

Sen anlıyosun ya o yeter bana..eheheheüüee....Yakında beyaz focusları ambulans ihtiyacı nedeniyle hastanelere alacaklarmış...Şeker Kırmızı Focusları da çok bulunmaması nedeniyle geri çağıracaklarmış,çünkü şeker kırmızı focus alamayanlar focus 3 almak istemiyorlarmış....eheheheheüeee....Asparagas haberdir,inananlar varsa lütfen forumu terketsinler...

Kız olan ben değilim ona göre....Birincii birinciii.....

mertol ogün bora sıkıldım sizlerden.... m.o.b. dan geliyor...harihari.....

Duyumlarımızı doğrulamamız için güzel bir kaynak olmuş. Teşekkürler. Edit: Koskoca castrol ve 8. etap düzgün bir kamera bulamamışlar mı da bunlar 240p? Gerçi Türkiye şartlarında çok da kötü değil şimdi tam ekran yapınca farkettim idare ediyor.

Yok yok escape çok iyi satılıyor...Dünyanın en çok satılan SUVsi diye reklam yapıyorlar. Hatta Ağustos rakamlarına sahibim. Tüm dünyada en çok satan ford modeli focus )2.5+3 olarak, singapur şu bu dahil) 77bin, 2. fiesta (sedan+HB hindistan şu bu dahil) 68bin, 3. F-serisi 65bin ve 4. escape 25000.5. transit... Yani tüm dünyadaki transitten daha fazla NAda escape satıyorlar. Eski müşşterisinin bir kısmını kaybedeceği aşikar ama japon ve korelilerden çok daha fazla müşteri kapmayı umuyorlar bence. Benim aklımda başka bir şey var. Şimdi son ÖTV artışı ile 2.0 tdci PS Kuga 110ları buldu sanırım. Yeni kasada bu seçenek 120 falan olur. Yukarıda yazdım 1.6 tdci FWD modelden bahsediliyor ama Martta açıklanacaktır. Tam da o zamanlarda USAda yeni escape satışa çıkmış olacak (avrupada kuga eylülden Önce beklenmiyor) . Şimdi bu arabanın 2.0 tdci ile satılması zor. Fakat amerikada da 1.6 ecoboost PS 4WD olacak...Otosan avrupada Kuga bekleyeceğine martta amerikadan 1.6ları getirmeye başlasa daha iyi olmaz mı ? Arkadaki escape yazısnı burada sÖkerler Kuga amblemi yapıştırırlar oldu bitti. Hatta 1.6 tdci olmayacaksa hiç 2.0 tdci getirmelerine bile gerek yok..

2010 yılının Ağustos ayında sunulan Peugeot RCZ Yearling, gerçekleştirdiği 650'den fazla satış adedi ile Türkiye'nin en çok tercih edilen coupe modellerinden biri oldu Peugeot'nun sportif coupe modeli Peugeot RCZ, 2010 yılının ilkbahar aylarında yapılan lansmanından itibaren önemli başarılara imza attı ve pazara sunulmasının ardından 2 yıl geçmesine rağmen 30 bin adetlik bir üretim seviyesine ulaştı. Türkiye pazarına 2010 yılının Ağustos ayında sunulan Peugeot RCZ Yearling, gerçekleştirdiği 650'den fazla satış adedi ile Türkiye'nin en çok tercih edilen coupe modellerinden biri oldu. Kasım ayından itibaren Peugeot, RCZ modelinin ASPHALT özel seri modelini pazara sunuyor. Sadece 30 adet sunulacak olan RCZ Asphalt, orijinal mat gri gövde rengi, özel ekipmanları, 1.6 THP 200 bg motoru ile zor beğenen, ilk görüşte baştan çıkarılmaya hazır bir müşteri kitlesine yönelik sıra dışı bir seri.

ben canımın istediği gibi kullanıyorum hiçte umrum değil...ne tıkırtı ve mıkırtı bunları duydukça işkilleniyorum...ne sağlam arabaymış ya...devrinide yiyim torkunuda..basıyom koltuga kafam yapışıyor...gecen passat dellendirdi beni...sonra dikiz aynamda kaldı...yeterlen dedim...böyle hergün bişiler yapıp 3 gün sonra mtv borç srogulamadan trafik cezam varmı diyede korntrol ediyorum tabiki...yaşasın focus 2....lerin tarıtışılmaz üstünlüğü...

sen ona ileti mi diyorsun...hah..bak gülme sesi geliyor biryerden ama nerden.....

Tabi bu iyi oturmamasından dolayıdır bu tür şeyler hepsinde olacak diye bişey yok dediniz gibi.. Birleşme yerlerini kontrol ettirmekte fayda var ama sizin 6.vites ile 60 km/h da gitmeniz motor ömrü için çok kötü belirtmek isterim.. maksimum tork olan 1750 rpm'den aşağıda dolaşmamaya özen gösterin..

DEVAM EDİYORUZ 17- Her yağ değişiminde yağ filtresi değiştirilmeli mi? 18- Motor yağına su karışırsa ne olur? 19- Serdar Bostancı sorularınızı yanıtlıyor. Kış ve yaz yağları farklı mıdır? 20- Dizel araçları hangi devirde kullanmak gerekir? Vites geçişleri sıralı mı olmalı? Dizel motorlar için yağlar. 21- Yağ nasıl değiştirilir? Yağ seviyesi ne olmalı? Fazla veya az olması durumunda ne olur? Yaklaşık 45 adet videodan önemli gördüklerimi seçtim...Tartışmak veya sormak istediklerinizi buradan yazabilirsiniz...

DEVAM EDİYORUZ 9- Yağ değişim kilometresi dolmadan yağ değişimine gerek var mı? Kilometresi dolmadan yağ değiştirilir mi? 10- Bir araca bir kez sentetik yağ konulduysa mineral yağlara geçiş yapılabilir mi? 11- İyi motor yağı eksilir mi? Araçta ideal yağ seviyesi ne olmalı? 12- Dişli yağlarında 80W-90 ya da 85W-140 aranan tek özellik midir? 13- Zamanı gelmeden önce yağ eklenirse, bakım periyodu geldiğinde yağ değiştirilmese olur mu? 14- Antifiriz Kullanımı 15- Yağa dışarıdan eklenen katkı maddelerinin faydası var mı? 16- Serdar Bostancı yağ değişim kilometrelerini anlatıyor

İyide bu gönderi teknik hatalar ile dolu... Herşeyden önce sıkıştırmanın düşük tutulmasının nedeninin düşük tüketim ile falan alakası yok. Piston ve kolların dayanımı ile alakası var. Ford tüm motorlarında powder forged metal piston kolları kullanıyor. Ve forged te olmuş olsa tüm metaller gibi PFM kollarında mekanik dayanımı alaşımın niteliğine göre değişir. 10 sıkıştırmalı 200 hp için tasarladığınız bir kola sonradan 250 hp güç üretecek bir patlama yükleyecekseniz sıkıştırmayı düşürüp patlama şiddetinin alanını genişletmeniz lazım. Aksi halde manifoltun altından size merhaba diye el sallayan bir kol sahibi olmanız kuvvetle muhtemel. Sıkıştırma oranı arttığında tork artmaz. Tork doğrudan motorun içine alınan havanın kütlesine ve karışım oranına göre değişir. Hondaların hızlanmasının nedeni öküz gibi benzin püskürtüyor olmaları. Openloop a geçtiklerinde 12.5-13 AFR ile höldür höldür benzin püskürtüp maksimum torku alıyorlar. Ancak ford gibi emisyon manyağı olan motorlar üreten firmaların motorlarında 5000 hatta 6bin devirde bile stoikiometrikte yani 14.7/1 AFR ile yürüyorsun. Dolayısı ile emisyon öncelikli motorun oluyor ancak tekme yeme efektini hiçbir zaman alamıyorsun. Bende mondeo varken, O2 sensörlerini zeitronix wideband lambda sensörünün simulatörü ile yanıltıp 12.5/1 AFR yi stoikiometrik görecek şekilde manuple etmiştim. O 1600 kg lık arabanın nasıl hızlandığını binmeden/kullanmadan inanamazsınız. Keza bunu şu an turbolanmış olarak gezinen arkadaşımın 1.6 focus 1 otomatik vitesinde de yaşıyoruz. AFR yi 14.7 ye çektiğimizde underboost ta yani turbo daha basmaya başlamadan önce vasat performans sergilerken (olması gerektiği gibi) aynı şartlarda AFR yi 12.5 ile manuple ettiğimizde gayet eğlenceli bir araba ile karşılaşıyoruz. Turbo basmaya başladıktan sonra zatne eğlenceli oluyor.. Hızlanma çok farklı bir konu. İşin içine son dişli oranından başlayıp vites aralıklarına kadar oradan lastik ebadına kadar birsürü şey giriyor. Sıkıştırma size beygir verir ancak onu da devirle verir. Tork için heleki düşük devirde tork için aşırı beslemeye muhtacız. Honda da er ya da geç anti dizel ve anti boost karşıtı söylemlerinden vazgeçip bu yükselen trende uymak zorunda. Uymazsa memur arabası modunda takılmaya devam eder. s2000 den falan bahsetmeyin eğer olay tarz yaratmaksa o sınıfın tarzını yaratan ve sürdüren mx5 miata.. Polemik yaratalım şimdide.. Honda motor üretsin. Adı üstünde "Honda Motor Company". 4 tekerin üzerine 200 kg teneke koymakla araba yapılmaz. Benim motosiklette Honda. 3.9 sn 0-100 ü var.. Ama hepsi o kadar işte..

Bu internet çok tehlikeli birşey. Vakti zamanında benim yazdığım bir makaleden kaynaklanan bir metin, dönüp dolaşıp çok farklı şekillerde tekrar önüme çıkıyor ama çok alakası ve yanlış bilgilerle dolu olarak.. Bundan önceki iki arabam mondeo 1.6 TiVCT idi. Türkiyede mondeoya ilk LPG taktıranda benim. Hatta TiVCT motora dünyada ilk supercharger takanda benim. O motorun içini dışını herşeyini ezbere bilirim. Evet haklısınız bu konuda çok iddialıyım. Birincisi TiVCT motorlar V motor gibi çalışmaz. O ifade de anlatılmaya çalışılan şey, yakıt ve ateşlleme sisteminin birbirinden bağımsız iki motor varmışcasına iki ayrı "bank" olarak yönetiliyor olması. Yani o motorlar sanki iki ayrı ECU su varmış gibi birbirinden bağımsız hareket ediyor. Ateşleme sırasıda 1342. LPG ve diğer piggyback ECU larında bu tip motorların yaşadığı belirgin sorun püskürtme zamanlamasını ayarlayamamaları. Zira neredeyse tüm LPG sistemleri püskürtme zamanını ayarlarken birinci silindirin pozisyonunu okur ve ona göre motor devrine dayalı oalrak püskürtme zamanını belirler. Ancak, TiVCT bu konuda diğerlerinden ayrılıyor. Zira birinci ve dördüncü silindirler birinci "bank" ile yönetilirken 2nci ve 3ncü silindirler ise "ikinci bank" ile yönetiliyor. Dolayısı ile bunların püskürtme zamanları ve süreleri birbirinden bağımsız. Ve dahası aralarında faz farkı var. Yani eğer LPG piggyback ünitesini birinci silindire göre ayarlarsanız, ikinci ve üçüncü silindirlerdeki püskürtme zamanlamasını doğru ayarlayamıyorsunuz. Ve dolayısı ile yakıtın büyük kısmı manifoltta kalıyor ve işe yaramıyor. Benzin ECU su bunu farkedip (O2 sensörleri vasıtası ile) o bank teki yakıt trimini yani önce STFT sonrada LTFT i yavaş yavaş arttırıyor. Bu da %30 a kadar uzayan bir süreç. Dolayısı ile 1 ve 4 doğru miktarda yakıt alırken 2 ve 3 ise aşırı fazla yakıt alıyorlar. Bu da silindir içerisinde aşırı ısınmaya ve pistonun erimesine yol açıyor. Piston eritenlerin motorlarına baktığınızda hepsinin 2nci ya da 3ncü silindirlerinin eridiğini görürsünüz zaten. Hangisinin eriyeceği de tamamen rastlantısal oalrak VCT nin o anki konumuna göre değişiyor. Süpap guidelarının çelik olanla değiştirilmesi yanlış bir uygulama. Onun için sarı metal kullanılır. Genelde bronz alaşımından oluşur ve sorunsuz yıllarca kullanabilirsiniz. Bu faz farkını giderebilen kitler 2007 yılında yoktu. Oysa şimdi prins in yeni tip kitlerinde aynı benzin ECU sunda olduğu gibi tüm silindirlerden veri alarak hepsi için tek tek faz açısı ayarlayabiliyorsunuz. Dolayısı ile yukarıda yazdığım yapısal sorun ile karşılaşmamış oluyorsunuz. Ben mondeoda teleflex kullandım, ancak bugün LPG taktıracak olsam bu motorda kesinlikle prins ten başka kit düşünmezdim.