2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
11-12-2011 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Bora teşekkürler, ileride referans olarak kullanılabilecek güzel bir albüm olmuş. Ben de Style ve Titanium sigorta kutularını kıyaslama için şunu ekleyeyim (soldaki kutu Mertol'un, sağdaki Bora'nın, umarım telif hakkı sorunu yaratmazsınız): Style - Plus Paket yok Titanium - Park Paket yok Titanium X - Park Paket var4 puan
-
Benim de tuzum olsun çorbada, gerçi eski yazdıklarımdan farklı değil ama olsun: 1. Yakup yerden göğe kadar haklı, mesaj içerikleri konu başlığından kopunca okuyucu için zorluk oluyor ve ilgi azalıyor. Bazen konu başlığından çok farklı ama kaliteli tartışmalar oluyor, sonra bunları bulayım dediğinde konu başlığı ile mantıklı bir ilişki olmadığı için bulunamıyor, ya da sadece konu başlıklarına bakan arkadaşlar aynı içerikli başka bir konu başlatıyor vs. vs. Moderatörün bu konuda toparlayıcı olması şart. 2. Şerit takip sistemi konusunda en iyi yorumu Mertol yapmış doğrudan sinyal verip sağa çeksin diyerek. Şerit takip sistemine muhtaç olacak şekilde araç kullanıyorsanız hiç kullanmayın lütfen. Ayrıca ülkemizde görünen çizgili yol oranı bence %50 bile değil. Bir de benim gibi şeritlere pek uymayı sevmeyen bir kullanım tarzınız varsa vibratör avuçlamış gibi mi dolaşacağız? Kısacası benim için gereksiz bir ekipmandır, almayayım kalsın... 3. Bunca yıldır otomobil kullanıyorum döneceğim yerin karanlığı ile ilgili sorun olduğunu pek hatırlamıyorum, sadece eski Datça yolunda gece bastırınca viraj içlerini biraz aydınlatmak amaçlı sis farlarını kullanırdım, tabii eski farların aydınlatma alanı bugünkülerden oldukça farklı idi. Yani olmasına itirazım yok ama niye yok diyeceğim bir donanım değil. 4. Görüş açılarında bir alışkanlık geliştirmek gerekiyor. ön sensör dolabı sadece trafik ışıklarında engel olabiliyor, o da ilk sırada isen, biraz geride durmak lazım. A sütünu dönüşlerde kısmi perdeleme yapabiliyor, çok nadir de olsa kafa hareketi ile ona da çözüm bulunuyor. Ben aynalardan memnunum, iç ve yan aynaları dikkatli ayarlarsanız sıfıra yakın kör nokta oluyor. Ben kafamı cama dayayıp yan aynayı kaportayı görecek şekilde ayarlıyorum genelde, sonra iç aynadan kontrolü yapıyorum, iç aynadan çıkmaya başlayan araç aynı anda yan aynaya girecek şekilde ayarlanmış olmalı. Koltuğun konumu nedeniyle B sütunu da görüşe engel olabiliyor, ama o da oldukça istisnai, bir kafa hareketi de ona! Sütunlar pasif güvenlik unsurları, tavanın kafanıza düşmesini engellemek için varlar, bu özelliklerini gözümüze sokuyorlar biraz. Sonuçta Bora'ya katılmıyorum, tehlikeli demek biraz abartı gibi geldi bana. Sağ aynanın geri viteste aşağı dönmesi iyi birşey de ya düzgün görmek istiyorsan? Sol kapı içinde bir düğme var, aynaları ayarlıyor, çok önemliyse iki saniye sürüyor ayarı aşağı almak. 5. Hep şikayet, hep şikayet. ümit güzel yazmış. Arkadaşlar araçlarınızı incelemeden mi aldınız, o kadar para verirken alternatiflere bakmadınız mı, beklentilerinizi tanımlamadınız mı, kafanıza silah mı dayadılar Focus'u almanız için, yoksa komşuda her gördüğünüz şeyi isteyenlerden misiniz? Açıkcası zaman zaman yoruyor böyle mesajları okumak. Aşırı iyimserlik falan gösteren biri değilim, hatta çevrem beni kötümser bilir, ama yeni Focus benim beklentilerimi bire bir karşılıyor ve sürmeye başladığımda tüm stresim geçiyor ve keyif almaya başlıyorum. Hatta bazen trafiğe rağmen. Son söz: Mutluluk ne kadar çok şeye sahip olduğunla değil ne kadar azla yetinebildiğinle ilgilidir. İyi pazarlar...4 puan
-
Bu kapışma hikayeleri bitmez. En güzeli de bazen yolda biriyle kapışırsınız, üst sınıf bir araçtır ve geçersiniz, sonra da ballandıra ballandıra anlatırsınız, halbuki adamın kapıştığınızdan haberi bile yoktur.3 puan
-
Mertol,site ikiye ayrıldı...gördüğüm kadarıyla yüksek fiyatlı alıp 80-90 lardaki yüksek enflasyon sonucu evine tv buzdolabı camasır makinesi alıp heray zam gelmesiyle keyif alanlar ki bunlar her daim fiyat listelerine bakıp ohh..çok sükür iyiki almışım bak 2000-4000 tl kardayım diye sevinenler...cünkü ozaman bir beyaz eşya dükkanından mal almak zordu...adam tok satıcıydı heran zamn geldiği için durdukça karı artardı...böyle herkes sevinip giderdi...o yıllarda bir buzbolabı milyarı bulurdu ama yine 2011 yılındayız 1000-2000 arası...yani tenekeyi satarlardı... ikinci grubsa fiyatı ne kadar yükselirse yükselsin alabileceği rakama göre hareket eden insan grubu..bu grubsa...bu tip fiyat yükselmelerinin ekonominin bir yerde aksi istikamete gideceğini savunur ve doyum noktasından sonra geriye geleceğini bilir...konu bu...onun için trend şu anda talep fazla arzı kısarak araba firmaları avantajlı gözüküyor...yoksa almıyorum len bu fiyata dediği an tüketici sony touch mouchta koysa 50000 e de verse...kimse almadıktan sonra...hiçbir değeri kalmaz ekonomide kuraldır bu.... Borsanın nasıl işlediğine dair...bu fıkra hep esas alınmıştır....ilgilnenler bilirler... Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus, - "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis. O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun: - "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....! Yanindakine sormus - "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?" Adam hemen yanitlamis; - "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. "2 puan
-
2 puan
-
Hayır...Yok..Daha doğrusu şöyle,Titanyum F3 lerde viraj aydınlatma lambaları varne tarafa direksiyon dönerse o taraftaki farın içinde o köşeyi aydınlatan bir ekstra far daha var....Bi-Xenon farlar var ama Titanyum x pakette..Ancak BiXenon farlarda aktif farlar şu an yok,yani karşıdan gelen yada öünüzdeki aracı algılayıp farları kısaya çeviren sistem avrupada var ancak henüz Türkiyede satışta diil..Sürüş Destek sistemi+Kör nokta sistemi ile birlikte 2012 de Türkiyede satışa sunulması ekleniyor....Videoda görülen adaptif yani sağa sola dönen BiXenon farlar ise yok,sadece Yükseklk ayarını kendiliğinden yapan BiXenon farlar var....Viraj aydınlatma işini sadece viraj lambalarıyla yapıyor fakat ben çok memnunum gayet yeterli aydınlatması benim Titanyum X in....2 puan
-
2 puan
-
Bu inceleme 2011 model Focus III 1.6 Ecoboost Titanium paketli 5 kapı HB araç ile ilgilidir, kendilerini yaklaşık bir aydır tanımaya çalışıyorum, erken izlenimlerim Yakup Çağatay'ın tanıtım yazılarından alıntılarla süslenmiş hali ile aşağıdadır. Son yazmam gerekeni en baştan yazayım da okuma tembelleri sıkıntı çekmesin, Focus'un 3. nesline çok çabuk ısındım, incelemede bu modeli sınıfına ve marka standartlarına göre sürüş keyfi, sürüş konforu, sürüş güvenliği ve performans açısından başarılı buldum ve hedef kitleyi de iyi tanımlamak kaydı ile alınası bir araç olduğu görüşündeyim. Kuşkusuz zaman içerisinde kullanıcı talepleri doğrultusunda iyileştirmeler gerçekleşecek ve bu haliyle dahi çok olgun bir izlenim uyandıran model daha da gelişecektir. Şimdi gelelim okuma meraklılarına yönelik açılıma. TASARIM Modeli incelemeden mutlaka Ford'un hedeflerini de gözetmek lazım. Yeni Focus ile Ford ilk kez dört kıta ve 120 ülkede standart bir modeli tüketicinin beğenisine sunmaya karar verdi. Bu da Kenya'lı ile çinli'nin, Brezilya'lı ile İngiliz'in ve hatta Amerikalının zevklerine hitap edebilecek bir model üretme gerekliliğini beraberinde getiriyordu. Hal böyle olunca uç tasarım öğelerinden uzak, genelde iyi kabul görmüş halefi ve Ford'un diğer modelleri ile ilişkisini koparmayan, herkesin kolayca beğenebileceği, ya da belki daha doğru ifade etmek gerekirse rahatsız olmadan benimseyebileceği bir modelin tasarlanması kaçınılmazdı. Sonuçta ortaya çıkanı hepimiz görüyoruz, nefret eden hemen hiç yok, ama ileriye bir tasarım adımı olarak algılayan ve sırf tasarımı nedeniyle araca hayranlık duyan da pek yok. Aslında yakından incelendiğinde Ford'un kinetik tasarım ilkelerine uyumlu, geniş ön panjur, gösterişli farlar, çamurluklardaki vurgulamayla daha da etkileyici hale gelen yüksek omuz çizgisi, bir-iki santimetre fark ile de olsa eski modelden daha uzun (hem boy, hem dingil mesafesi), daha dar ve daha alçak yapısı ile tasarım dinamik ve oldukça da etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Yeni tasarım sürtünme katsayısını da 0,318'den 0,295'e düşürerek %7 oranında azalmasını sağlamış. Bu arada anlamsız tasarım öğeleri de yok değil, öndeki üçgen simetrik yan kör panjurlar (ya da adına ne demek gerekirse), sedanlardaki fazla oynanmış bagaj kapağı yapısı ve sedanın benzin depo kapağı buna birer örnek. Sonuçta tasarım zevk meselesi, bu araçta tasarım çoğu kişi için bir edinme kriteri olmadı ya da olmayacak büyük olasılıkla Kişisel görüşüm: Focus imrendiren bir tasarıma sahip değil, ancak çizgileri yine de ilgi çekici ve aracı özellikle siyah renk ağırbaşlı ve güçlü gösteriyor. Bence sınıfın tasarım şampiyonu hala Astra, dün yan yana durduklarında bunu bir kez daha anladım, ama Focus'a da hayranlıkla olmasa bile beğenerek bakabiliyorum. Tasarım öğelerinden HB'de özellikle beğendiklerim: + Benzin depo kapağının yerleşimi, + Yana doğru uzayan arka stoplar, + Kenardaki sahte panjur üçgenleri bir kenara bırakmak kaydı ile dinamik ön görüntü, özellikle seksi spoyler dudakları İÇ MEKAN Ses sistemi övgüyü hak ediyor. Bir arkadaşım araca bindiğinde "Aaaa Vertu mu yapmış bunu!?" diye hayretini gizleyemedi. Gerçekten Ford yetkilileri de bu sistemin tasarımında cep telefonlarından esinlenildiğini belirtiyor. Sağ tarafta sayısal tuşlar, solda ise kaynak seçim tuşları var. Ortada konumlanmış ses ayar düğmesi aynı zamanda açma kapama işlevini de yerine getiriyor, onun üstünde de beş yollu imleç sistemi var. Cihaz CD üzeriden mp3 çalabildiği gibi torpido gözünde yer alan USB veya 3,5 mm jak girişi ile değişik ses kaynaklarının bağlanmasına izin veriyor. Söz gelimi ben 16 GB'lık bir flash bellek takarak binlerle parça arasından seçim yapıp dinliyorum. Çok güzel! Ses kalitesi fazlası ile yeterli hatta fazla bas ağırlıklı denebilir, sanki subwoofer var gibi çalıyor. Ancak bas, mid, tiz ton ayarları, o da yetmezse değişik seçenekler sunan eşitleyici (equalizer) ile zevkinize uygun bir ses çıktısı almanız mümkün ve HiFi konusunda da oldukça meraklı ve titiz bir kişi olarak detaylı, doğal, keyif veren bir ses verdiğini, sık dinlediğim klasik müzikte bile çok doyurucu olduğunu söyleyebilirim.. Cihazın kullanımı da oldukça işlevsel ve sürüş esnasında dikkat dağıtmıyor. Burada parantez açıp bu tasarımın Sony'den daha iyi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bluetooth üzerinden telefonu da ses sistemine bağlayıp tümüyle ses sistemi üzerinden kullanabiliyor, telefonun rehberine ulaşarak ya da ses sistemi tuşlarından numara çevirerek arama yapabiliyorsunuz. Ayrıca sesli komut sistemi de radyonun pek çok işlevine konuşarak kumanda etme imkanı sunuyor, binenleri çok şaşırtan bir özellik ve sorunsuz çalışıyor (hoş bu Linea'da bile iki sene önce vardı ayrı mesele). Sesli komut sistemi aynı zamanda klimayı kontrol etmek için de kullanılabiliyor. LCD ekranlı çift yönlü otomatik klima sistemi kumandaları ses sisteminin hemen altında ayrı bir bölmede yer alıyor. Görsel olarak şık, kullanım olarak da başarılı bir sistem. Havalandırma mazgalları çok yönlü ayarlanabiliyor, fan sessiz ve güçlü üflüyor ve klima kısa sürede soğutuyor. Isıtmalı ön cam nedeniyle buğu gidermede klimaya pek ihtiyaç kalmıyor. Klimanın hemen altında değişik kontrol düğmelerinin konumlandığı bir alan var, benim aracımda orada ön cam, arka cam ısıtma ve otomatik start/stop sistemi düğmeleri var. Genel görüntüye uyan, ulaşması zor olmayan bir düğme paneli olmuş. Orta konsol asimetrik yerleşimli vites kolu ve hemen solunda yer alan el freni kolu ile devam ediyor. El freninin sıradışı yerleşiminin avantajı belli: Kolçak ve bardaklıklar için iki koltuk arasında geniş bir alan sağlıyor. Ayrıca direksiyona yakınlığı nedeniyle el frenli manevralara meraklılara kolaylık sağlıyor. Dezavantajı ise vites kolunu biraz direksiyondan uzaklaştırması, ancak bu pratikte sorun oluşturmuyor, ben kendimi genelde seyir esnasında sağ dirsek kolçakta, sağ el vites topuzunda ve sol el 9 hizasında direksiyon çatalını üç parmakla tutar vaziyette yakalıyorum, o kadar rahat sürülüyor yani... Titanium harici donanımlarda da vites kolunun yeri değişmiyor, ancak kolçak olmadığından el freni normal yerinde ve vitesin sol yanında küçük bir eşya gözü bulunuyor. İç mekanda tavanda önde ve arkada birer tane olmak üzere LED'li iç aydınlatma üniteleri var, aynı zamanda okuma lambalarını da içeriyorlar, ışıkları güçlü ve göreceli geride, baş hizasında konumlandığı için sürüş esnasında yakılmak zorunda kalınırsa göz almıyor. Ayrıca kapı içi cepleri, açma kolunu, orta bardaklığı aydınlatan loş kırmızı bir LED ışıklandırma var, o da hoş (!), ancak zevk meselesi doğal olarak, beğenmeyenler menüden girip devre dışı bırakabilir. Far ayar düğmesi güzel tasarlanmış, kullanımı kolay, ayrıca güzel bir ayrıntı da yükseklik ayar düğmesinin gömük olması ve basınca çıkması. Böylelikle her yıkatmadan sonra ayarı düzeltmeye gerek kalmıyor. Farlar standart halojen, adaptif falan da değil, Xenon farlar X-paketle birlikte geliyor ve birkaç önemsiz ilave ile bu paketin maliyeti 5000 TL'yi bulduğundan bana cazip gelmedi. Şu haliyle bile farlar gayet yeterli. Gece yağmurda kullanırken dahi sıkıntı çekmedim. Sinyal ve silecek kumanda kolları da çok kaliteli ve kullanışlı. örneğin uzun far devreye girerken çat çat ses yapmıyor, kısa bir dokunma ile değişim gerçekleşiyor. Bu arada silecekler hassasiyeti ayarlanabilen yağmur sensörü ile düzgün tepki vererek çalışıyor, ortadan iki yana açılıyor ve camda silinmemiş nokta bırakmıyor. İşi bittiğinde de mahcup bir hareketle kaputun altına çekilerek aerodinamiyi bozma veya ses üretme gibi olumsuzluklara izin vermiyor, güzel bir detay. Genel anlamda iç mekanda insanı tatmin eden bir kalite hissi var. Hız kontrol sistemi direksiyon göbeğinin solundan, ses açma kapama, telefon açma kapama ve sesle kontrol düğmeleri ise göbeğin sağında yer almış durumda. Sonuçta direksiyon üzerinde toplam yaklaşık 20 hareketli parça ile onun birkaç misli işlevi kontrol ediyorsunuz ki bu belli bir öğrenme ve alışma süreci gerektiriyor. İç mekanda çok sayıda göz var, kapı içi cepleri oldukça geniş, far düğmesinin altında gizli bir göz, kolçak içinde geniş yer, dikiz aynasının hemen üstünde gözlük kılıfı, arka kapı içi cepleri, arka koltukların yanlarında ikişer cep, kolçak önünde iki bardaklık (biri küllüğü de içeriyor) bunlara örnek. çakmak ve küllük kolçağın önünde ulaşılması zor bir yerde ve sürüş esnasında kullanımı ciddi güvenlik açığı oluşturacaktır. Zaten küllük hemen stepnenin yanında ebedi istirihatgahına gitti. Ön koltuklar göreceli sert ve fakat çok rahat, ayrıca yan destekler çok iyi kavrıyor ve virajlarda koltuktan savrulmayı önlüyor. Ayarlanabilir bel desteği de konforu arttırıyor. Ancak beld destek ayar kolları kolçak tarafından kapatıldığı için kullanımı çok kolay değil. Zaten bir kez ayarladıktan sonra çok değişmeyeceği için bu da sorun değil. Arka koltuklar da rahat ancak bacak mesafesi sürücü iri, arkada oturan da iri olunca yetersiz kalabilir. Ancak ben önde, eşim arkada çok rahat sığdık. Yine de uzunluğu artmış bir araçta arka yerleşimin daha rahat olmasını beklerdim, maalesef yatık cam ve geniş ön konsol tasarımına gitmiş kazanılan alan. Bir de arka kafalıklar çıkıkken görüşü azalttığı, inikken de oturanda omuzların arasına basınç uyguladığı için nasıl ayarlayacağımı bilemedim. Uzun yolda arkada birisi oturacak olursa çıkartmaya karar verdim. Aykırı bir diğer özellik de (sanırım tüm yeni modellerde var) kapılar kapandığında B sütünu ile kapı trimi arasında kalan ve parmak girecek genişlikteki mesafe. Bir arkadaş bunu işçiliğin kötülüğüne bağladı mesela, ki alakası yok. Sanırım sürtünebilecek yüzeyleri azaltarak ek sesleri engellemek amacı güdülüyor. Bagaja da değinip motor özelliklerine geçelim. Daha önce de çok konuşuldu, "coupe" benzeri tasarım çizgisi nedeniyle arka oldukça alçak sonlanıyor, bu bagaj yüksekliğini olumsuz etkiliyor, buna bir de tam boy stepneyi ekleyince derinlik ve genişlik olarak yeterli ancak yükseklik olarak yetersiz bir bagaj söz konusu. Bu haliyle çok çocuklu ailelerin yaz tatiline çıkarken lastik tamir kiti alıp stepneyi köpüğü ile birlikte evde bırakması tek çare gibi görünüyor. Yine de çok dramatize edilecek bir durum değil ve zemin halısının altında kalan çok gözlü alan da birçok ıvır zıvırı ortadan kaldırıyor. Muhtemelen 2012 modellerindeki diğer bir iyileştirmede yarım stepne olacaktır. Bagaj kapağında içten tutacak yerler mevcut her iki tarafta ancak yukarıdan aşağıya çekip kendi haline kapanmaya bırakırsanız çok kuvvetli çarpıyor, ortalarda yakalayıp frenlemek gerek. MOTOR ve ŞANZIMAN Motor kaputu ön panelin sol alt yanındaki kolla açılıyor, ve kaputun sağında kolay ulaşılabilen bir kilit mandalı var. Kaput bildiğimiz sabitleyici çubuk ile sabitleniyor, asansörlü sistem henüz(!) yok. Motorun üstü izolasyon malzemesi ile doldurulmuş bir kapak ile örtülü, aynı şekilde altta da sıkıştırılmış elyafa benzer bir maddeden yapılmış kaplama mevcut. Birincisi ses izolasyonu için yararlı iken ikincisi de motorun temiz kalmasına ve aerodinamiğe katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Tüm bakım ve ikmal noktalarına ulaşmak kolay. Bu arada çamurlukların içleri çok etkili bir davlunbaz sistemi ile kaplanmış ve bu davlunbazlar tekerleğin önüne ve yanına doğru birkaç santimetre uzuyor, tuhaf bir görüntü - sanki kesilmesi unutulmuş gibi, ne amaçla yapıldığı konusunda bilgim yok, ama çamurluk içlerini temiz tutmak veya araç altındaki hava akımını düzenlemek gibi varsayımlarda bulunabilirim. Araçta kullanılan EcoBoost motor hafif, komple alüminyum yapısı ile üç önemli teknolojiyi kullanarak verimliliği arttırıyor: merkezi olarak yerleştirilmiş yüksek basınçlı doğrudan enjeksiyon sistemi, düşük ataletli turbo ve çift bağımsız değişken zamanlamalı eksantrik (Ti-VCT). Bu kombinasyon daha büyük hacimli bir motorun güçlü düşük devir torkunu çok daha küçük bir motorun boyutları, ağırlığı ve yakıt ekonomisiyle sunulmasına olanak tanıyor ve dizelle benzinlinin performans avantajlarını birleştiriyor. EcoBoost motor 5700 d/d'da oluşan 180 BG'lik yüksek gücü, çok geniş ve düz bir tork eğrisiyle birleştiriyor ve 1,600-5000 d/d arasında 240 Nm tork sunuyor. Motor ayrıca geçici olarak turbo basıncını yükseltme özelliği ile sollama ya da sıkı hızlanma sırasında 15 saniyeye kadar süreyle 1,900 ile 4,000 d/d arasında torku 270 Nm'ye yükseltebiliyor. Kağıt üstünde böyle, peki gerçek hayatta nasıl? Motor Start/Stop düğmesi ile çok hızlı bir şekilde devreye giriyor ve daha soğukken bile sarsıntısız ve düzenli çalışıyor. Motor sesi özellikle rölantide iç mekana hemen hiç yansımıyor, hatta müzik dinlerken otomatik start/stop sistemi devrede iken motorun durduğunu çoğu zaman göstergelere bakınca fark ediyorsunuz. İlk kalkıştan itibaren ivmelenme güçlü ve istikrarlı. Geniş tork bandı nedeniyle sık vites değiştirmek gerekmiyor, neredeyse 1000 d/d'dan itibaren kesintisiz ivmelenme mümkün, ve bir üst vitese geçtiğinizde gene ideal tork değerleri ile devam ediyorsunuz. Ancak klasik Ford özelliği yine de hissediliyor, emisyon kontrolü adına gaz pedalı hareketlerine hafif (ama gerçekten hafif) bir ataletle cevap alınıyor, ya diğer bir deyişle "arkana tekme yemiş gibi" fırlamıyor. Muhtemelen bu etki nedeniyle daha önce forumlardaki performans meraklısı bazı arkadaşlarımız bu motordaki beygirlerin kalitesi konusunda kuşkuya düşmüşlerdi. Sonuçta bir yarış arabası değil, sportif bir aile arabası söz konusu, ancak bu motorla her şartta kesinlikle çok akıcı, hızlı, keyifli ve konforlu bir sürüş yapmak mümkün. Diğer bir deyişle motor çok ama çok tatmin ediyor. Turbo motorlardaki manifold özelliği nedeniyle kabine yeterince ses gelmemesi ve sportif araç sürüş algısının sağlanamaması yüzünden Ford emme sistemine bir "ses üreticisi" eklemiş, bu seçilen motor frekanslarında sesi güçlendirerek, hoşa giden motor seslerini kabine aktaracak şekilde ayarlanmış. Sistem normal yolculuk sırasında düşük ve konforlu bir gürültü düzeyi sağlarken, hızlanma sırasında hoş, sportif denebilecek bir ses sağlıyor (komik ama etkili). Motoru 115 BG TDCi ile karşılaştırmak gerekirse düşük devirden ivmelenmesi sanki daha bir akıcı, tork ve buna bağlı çekiş ikisinde de benzer, ancak dizelin 3500-4000 d/d'da soluğu tükenirken benzinlide 5500-6000 devire kadar akıcı ve etkili bir hızlanma sağlanıyor, bu benim için önemli bir keyif faktörü 6 ileri şanzıman da motorla mükemmel uyum içerisinde, vites aralıkları gayet iyi seçilmiş; vites yolları oldukça kısa, geçişler çok net ve kolay, sık sık zevkine vites değiştirmek geliyor içinizden. 5 ve 6.vitesler tasarruf vitesi gibi düşünülmüş, 5.viteste 1000 d/d hızı 40, 6.viteste ise yaklaşık 47 km/saat; diğer bir deyişle 3000 d/d ile 6.viteste 140 km/saat üzerinde bir hızınız oluyor. Bu düşük oranlara rağmen üst viteslerde bile güçlü tork nedeniyle ivmelenmede hiçbir zaman eksiklik hissedilmiyor. Maksimum hızı hiç denemedim ama muhtemelen 5.viteste ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Otomatik Start/Stop sistemi araç boşta dururken, frene basıldığında, örneğin trafik ışıklarında, otomatik olarak motoru durduruyor ve sürücü hareket etmek için debriyaja bastığında motoru yeniden çalıştırıyor ve araç dururken harcanan yakıttan tasarruf ediyor, bu miktar benim trafik ve kullanım şartlarımda 0.4 l/100km civarında. Otomatik sart/stopun gerçekleşmesi için akünün dolu, motorun sıcak olması ve klimanın devrede olmaması gerekiyor. İstenmezse konsoldaki düğme vasıtası ile veya debriyajı basılı tutarak sistemi devre dışı bırakmak mümkün. Sistem artık çok hızlı ve güvenli çalışıyor, başta kafasına göre takılıyor ve bazen devreye giriyor bazen girmiyordu, küçük bir araştırma sonrasında aracın sergi alanından şasi kutup başı sıkılmadan çıkarılmış olduğunu fark ettim, sıktıktan sonra her şey normale döndü. Bu sistem gerekli mi derseniz çok kolay cevap veremem, çok hızlı devreye girmesi, biraz ağır dur kalklı trafikte sürekli motorun kapanıp açılmasına neden olabilir, bunu debriyaj yolu ile kontrol etmeye çalışmak da ayrı bir stres konusu. Ayrıca bu kadar sık durdur-çalıştırın uzun vadeli sonuçları konusunda henüz fazla bilgi ve deneyim birikimi de yok. Kısacası aracında bu sistem yok deseler hiç üzülmezdim. Bu arada daha 1000 km yapabildim, hepsi şehir içi, ekonomi odaklı kullandığım da söylenemez, tüketim göstergesi şu anda 7.8 - 8.2 l/100km arasında göstermekte, sanırım ve umarım daha da düşer zamanla. bu haliyle bile bence çok iyi bir değer. Bir-iki kelime de aktif ızgara sistemi üzerine: ön panjurun hemen arkasında radyatöre giden hava akımını kontrol eden bir ızgara sistemi var. Motor soğukken lameller kapanarak hava girişini kesiyor ve ısınma daha hızlı gerçekleşiyor, ısınınca da açılıyor ve radyatör soğutuluyor. Doğal olarak kışın soğuk havalarda bu sistem kapalı kalarak hem hızlı ısınma hem de aerodinamiye olumlu katkı sağlayarak tüketimi düşürüyor (ihmal edilebilecek bir düzeydedir olasılıkla). Antalya'da pek kapalı kalabileceğini de zannetmiyorum bu arada... Gerçekten motor henüz çevre ısısı düşük olmasa bile şaşılacak derecede çabuk ısınıyor ve birkaç dakika içinde start/stop devreye giriyor. Ancak fark ettiğim diğer bir husus da eski aracımın aksine bunda stop ettikten sonra çok daha sık ve uzun süreli fanın çalışmaya devam etmesi, hele ki hava sıcak değilken bunu yapması ilginç. Alttan üstten izolasyonlu motor yazın +35 derecelere bakalım nasıl dayanacak... SüRüŞ öZELLİKLERİ Müthiş, evet aynen öyle, müthiş. Direksiyon sistemi elektronik destekli, direksiyon aktarma oranı kısaltılmış (16:1'den 14.7:1'e), tur sayısı da düşürülmüş (2.6), böylelikle hızla tepki veren bir direksiyon sistemi sağlanmış, elektronik destek motor gücünden çalmadığı gibi hız arttıkça sertleşecek şekilde de programlanmış, park ederken pamuk gibi dönen sistem yüksek hızlarda direnci arttırarak güvenli hale geliyor. Bununla beraber dönüş çapının 10.6'dan 11 m'ye uzadığını da belirtmek gerek, manevralarda biraz sevimsiz bir sürpriz olarak kendini belli ediyor. Gövde yapısında yüksek güçte çelikler %55 oranında kullanılarak gövdenin esnemeye direnci ortalama olarak bir önceki nesilden %47 daha yüksek hale getirilmiş. Burulmaya karşı sertlikte eski modelden %15 daha fazla. Dinamik özellikleri iyileştirmek ve daha sessiz ve yumuşak çalışmayı sağlamak için bağlantı noktalarındaki yerel sertlik %75'e varan oranlarda arttırılmış. Tatlı sert dengelenmiş süspansiyon sistemi ile birleştiğinde tüm bu yapısal değişiklikler adeta ray üzerinde gidiyormuş etkisi ile eğilmeden bükülmeden her türlü virajı hızla dönebilen bir araç çıkarmış ortaya. Virajı görüyorsunuz, direksiyonu kırıyorsunuz ve bir anda viraj geride kalıyor. Şimdiye kadar yardımcı sürüş sistemlerini devreye sokacağım bir durum olmadı, genelde fazla zorlandığında hafif bir burundan kayma meylini hissettim, incelemem devam edecek. Yardımcı sürüş sistemleri demişken fiyakalı listeyi buraya da eklemiş olalım, elektronik denge programı (ESP) şunları içeriyor: * ABS fren sistemi, ayrıca Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD) ve Viraj Fren Kontrolü (CBC) * Acil Fren Desteği (EBA), Elektronik Fren ön Hazırlığı (EBP) ve Acil Fren Uyarısı * çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Motor çekiş Kontrol Sistemini (ETCS) ve Fren Kilidi Diferansiyeli (BLD) * Hidrolik Arka Dingil Takviyesi (HRB) * Motor Yavaşlatma Tork Kontrolü (EDC) * Dinamik Tork Kontrolü (TVC) * Yokuş Kalkış Desteği Antalya'nın sıcaktan parlamış cam gibi kaygan asfalt yollarında özellikle hızlı kalkışlarda TCS çok etkili, kaydırmadan sağa sola çekmeden hızlanmaya imkan veriyor. Aynı şekilde ESP de aracı çok fazla frenlemeden yola sokacak düzenlemeleri çaktırmadan ve gayet başarılı yapıyor. Ani ağırlık değişimleri iyi tolere ediliyor ve Focus I için ben viraj ustası derdim, bu durumda buna ancak sihirbaz diyebilirim. İki küçük eleştiri ekleyebilirim, ilki Mk.1 ve Mk.2 Focus'lar yolu daha keskin hissettirirdi, direksiyonda milimetrik ayarların sonuçları, yol yüzeyi vb kolay anlaşılırdı. Mk.3 bu konuda biraz daha kibar, yanlış anlaşılmasın etkili, hassas ve hızlı yönlendirme mümkün ama his biraz daha künt işte. Tarifi zor yaşamak lazım, eski Spor Trend'i bu anlamda arıyormusun derseniz kesinlikle hayır, ama fark var, yenisi daha Golfvari... İkincisi süspansiyon ilginç bir progresif yapıya sahip, çok yüksek yük binene kadar çok az yatıyor, ancak yük daha da artınca biraz abartılı bir yatma ya da mesela çok sert frenlemede öne yığılma gözleniyor; bu biraz şaşırtmakla beraber aracın iz sürüş ve frenleme mesafesini kesinlikle olumsuz etkilemiyor. Ne demek istediğimi ESP performansını gösteren videoda anlamak olsaı belki: http://www.euroncap....0b-45b5f4c09b9e Peki konfor ne alemde? Daha önce de yazdığım gibi süspansiyon tatlı sert, küçük engebeleri pek rahatsız etmeyecek düzeyde hissediyorsunuz, genelde iyi emiliyor; büyük kasislerde ve yüksek hızda ise çok başarılı, hem göreceli iyi emiyor hem de kontrolsuz salınımlara izin vermiyor. Genel olarak birlikte gelen Conti Premium Contact 2 215/55-16 lastiklerle süspansiyon iyi bir uyum içinde ve sürüş keyfine kesinlikle olumsuz katkısı yok. Ayrıca kabin gürültüsü de çok makul düzeylerde, lastik gürültüsünü neredeyse hiç almıyor, motor sesi zaten yapay olarak içeri veriliyor, bir tek 90-100 km/saat civarında biraz daha net hissedilmeye başlanan rüzgar sesi olabiliyor ki o da rahatsız edici düzeyde değil. Son olarak iki kelimeyle frenler: çok iyi. önde 30 arkada 27 cm çapında diskler aracı kaymadan, savrulmadan, ve ABS'ye pek nadir ihtiyaç göstererek etkileyici bir şekilde durduryor, fren pedal hissi, sertliği ve yolu da tam kıvamında. Eleştirecek bir şey bulamadım. SONUÇ İşteyken bile biran önce işi bitirip gezmek istiyorum hala, bakın dikkatinizi çekerim eve gitmek değil gezmek, mesela bu akşam eve Burdur-Isparta üzerinden gidesim var. Şimdilik öyle bir şey! Bakalım zamanla heveste azalma, eleştirilerde belirginleşme olacak mı? İzlemeye devam edin.1 puan
-
Arkadaşlar,bugün Mertol arkadaşımızın Apaçi Stayla F3 ündeki modifikasyonlar için merak ettiği Ana Sigorta kurusu fotoğraflarını çekerken bir de motorun Fotolarını çekiim dedim.Gerçi detaylı değil pek ama en azından bir konu açacak kadar yeterli sayılır...İlerleyen aşamalarda Motor koruma kapağını falan çıkartıpta çekeceğim fotolarını.....Buyrun efendim... http://img708.images...94/img0494e.jpg http://img163.images...2/img0493md.jpg http://img857.images...01/img0492a.jpg http://img600.images...5/img0491ln.jpg http://img189.images...08/img0490m.jpg http://img825.images...1/img0489xx.jpg http://img259.images...2/img0488le.jpg http://img822.images...7/img0487mg.jpg http://img827.images...1/img0486el.jpg http://img835.images...8/img0485la.jpg http://img196.images...6/img0484do.jpg http://img831.images...8/img0483ii.jpg http://img191.images.../img0482upe.jpg1 puan
-
Senin arabada , ısıtmalı ön cam ,ısıtmalı cam püskürtme memesi, vites kutusu sigortası, ECU için sigorta var ek olarak. Normalde vites kutusu kontrol modülünün sigortaları olmaması lazım. O otomatiklerde var diye hatırlıyorum.. Demekki senin arabanın motor tesisatı ile otomatiklerinki aynı.. Boranın arabasının sigorta kutusunun resmini neden istediğime gelince; hernekadar sigortaların neyin ne olduğu belli olsa da rölelerde ne gibi farklılıklar var onu kitapçıktan ayırd edemiyoruz. O nedenle hazırda xenon lu bir focus varken aradaki farklılıkları tespit etmek amacı ile onun sigorta kutusunun resmini istedim. Tabi bunları TIS tan doğrulatıp öyle devam edeceğim.1 puan
-
1 puan
-
Yok okumadım. Genelde her mesajı okumuyorum. Ona ne zaman yeter ne istek.. Hakkını yemişim kusura bakma..1 puan
-
O konuda yanılıyorsun işte. Otosan araçları sipariş geçerken bana şu şu özelliklere sahip şu motorlu aracı üret şu tarihlerde gönder diyor. O speclerde araç üretilip onlar gönderiliyor. Dolayısı ile o araçlar Türkiye için üretiliyor. Otosanda genel pazar gereklerini göz önüne alıp neyi daha kolay satacaksa onu donanım listesine ekliyor.1 puan
-
Ey gidi günler onun oturduğu yerde oturuyordum ...... close the doorrr pleaseee1 puan
-
İşte bunlar halk arasında çocukluk hastalığı diye tabir edilen kusurlar... İlk yıl üretiminde olur bunlar, sonra yavaş yavaş oturur. Düzeltilmesi birkaç dakikalık işler, Bir dahaki bakıma yaptırırsınız. Yine yazıyorum: Kimse size zorla aldırmadı değil mi bu arabayı?1 puan
-
Bunları yapmak kolay. Sıkıyorsa gelip istanbul trafiğinde scooter kullansın..1 puan
-
Ben eksik yazmışım zaten, Bora'nın araç TitX idi, yani Yakup boşuna yordum seni1 puan
-
Dün akrabama focus bakmak için bayiye gittim bide ne göreyim siyah focus 3 tit x park paket ve sunrooflu araca 72.900 yazmışlar tabi bu kredili fiyatı adama peşin bu en son ne olur dediğimde bana 67.000 TL ye bırakırım dedi işin garip tarafı p.tesi günü %2 lik bi zam daha bekliyorlarmış.Bilgilerinize...1 puan
-
Hımm, bayağı bir ısrar var. Öncelikle aynı sınıfın araçları değil, Passat ile Mondeo kıyaslanmalı, Focus ile de Golf/Jetta Yine de kıyaslama yapılacaksa Focus daha az yakar, benim için servisleri daha bir insanca davranıyor, iç tasarımını sıkıcı bulmuyorum, sürüş dinamikleri daha bir alışkanlıklarıma uygun diye saymaya başlar ve orada kalırım. Passat daha sıkcı bir iç tasarıma rağmen daha kıymetli gÖrünümlü, ikinci eli bence biraz daha iyi, motor çok dinamik ve hacmine gÖre performansı ve yakıtı iyi, iç hacim daha geniş ve kullanışlı, donanımsal olarak da bir park sensÖrü var ilave olarak. Passat da gÖreceli yüksek marka imajına rağmen Öyle sorunsuz bir araç değil. Aralarında da liste fiyatları üzerinden 5000-6000 TL fark var. Ben ikisini de almazdım, zevkime gÖre olacaksa Focus EB, komfor ve iç hacime gÖre olacaksa da şu anda 58000'e satılan Mondeo dizel alırdım. Yok ille de seç derseniz yazı tura atardım. Sonuçta kişisel zevk ve beklentiler Önemli...1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Titanyumlarda da var diye biliyorum ben...1 puan
-
Yanmıyor, en gereksiz özellik bu zaten, dönen far yok başka bişey yap, sis yakmanın faydası ne ki ? Lüzumsuz güç kaybı hemde çok sık yanıyor.. Buarada önce xenon eklesin vw1 puan
-
1 puan
-
Hiç uğraşmasın opel. Hazır yapılmışı var. Ecoboost. Tam marka fanatiği oldum ben yaa...1 puan
-
Benim arkadaşlarım da; gidişinden memnunlar ama iyi gitmenin bedelinden şikayetciler. Bu motor yakında daha torklu ve daha az yakan yeni bir 1.600cc turbo motor ile değişecek.1 puan
-
ınsignia 2.0 essentiamı ne 2.0 dizel en alt donanımını 73 Bin TL ye satıyorlardı geçen Opanda Ankarada....Gayet yeterli bir araç aslında,çok iciğine cıcığına balmıyorsanız tabii..Fakat bendeki donanımların yarısı bile yoktu üzerinde...Fakat üst segmentte 2.0 Dizel bir araba olsun,çokda donanım takmam diyenler için En alt donanım İnsignia harika bir araba diyorum....1 puan
-
1 puan
-
Ben opelin farına laf etmedim ki, Sonuçta adının Afl olduğunu şimdi öğrendiğim sistem gerçekten çok güzel, Bizim araçlarımızda da kesinlikle olmalıydı, Sonuçta 60,000,00 TL nin üzerinde paralar verildi bu arabalara, kesinlikle olmalı, ben led farların güzelliğinden bahsederken konu yumuşasın, hafiften soğutayım diye demiştim. Yoksa insignia çok güzel bir araç. Şahsen ben çok beğeniyorum. Hele de Cosmo donanım olacak. Harika.1 puan
-
Evet bak buda bir eksiklik aslında...Öm kol dayama Öne doğru çekilebilmeliydi...1 puan
-
Bora bey, Focus 3 ün farları hakkında yeterli ve gerekli açıklamaların hepsini yazmış. Titanium X in ön farlarındaki ledler bir insignia eder. Diyor ve Focus'u sevdiğimi dile getirmek istiyorum. Ya arkadaşlar, biz bu araçları aldık, Allah güle güle binmek nasip etsin. Cem bey sürekli iyi yönlerini ön planda tutup aracını sevmekle meşgulken biz ha şurası kötü, ha burasında şu yok, ha şurası şöyle diyip araçlarımızdan ne kadar soğubileceğimizi mi test ediyoruz anlamış değilim. Focus 3 ün eskiklikleri kötü yönleri ile alakalı toplam sayfa sayısı 5-6 oldu galiba, belki daha fazla, Ben gayet memnunum. Bir de araçlarımızın iyi yönleri ile ilgilensek. Tamam hatalarını örtbas etmeyelim ama bu denli de kötü yorumlar yapmanın yersiz olduğu kanaatindeyim. Mesela ön camdaki sensörlerin zamazingosundan bahsetmiş Bora bey. Ben ondan hiç etkilenmiyorum, Geri görüşte hiç sıkıntı yaşamadım. Sadece par ederken bazen sağ aynayı aşağıya indirmek zorunda kalıyorum. (Bu konuda dayımın 1999 model Opel Astra CD si vardı, geri vitese takınca ayna sağ arka tekerlek hizasını gösterecek şekilde ayarlanıyordu otomatik. Bu konu hakkında bir bilgisi olan varmı bilmiyorum ama o araba öyleydi, ayrıca yol sesi konusunda da çok başarılıydı, şimdi kullandığı 2004 focus collectiondan baya bi sessizdi o astra)1 puan
-
A Sütunu çok kalın...Ayrıca ön camdaki sensör zamazingosuda çok büyük...Dolayısıyla ön sağ-sol görüş açısı çok kısıtlanmış....Aynalardaki kör nokta sıkıntısı da tehlikeyi daha arttırıyor....Lütfen dikkatli kullanın....Gerçekten bir sıkıntı var görüş açılarında....Hadi kör noktayı bir şekilde çözerizde a sütunundan kaynaklanan görüş açısı sıkıntısını napıcaz bilmiyorum...Aynamı koysak acaba ,hani şu 3-5 liratya satılan kör nokta aynalarından mesela1 puan
-
Ben ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorum yan dikiz aynalarıyla...Nasıl ayarlarsam ayarlayım kör nokta oluşuyor...Aynaların yerleşiminde mi yoksa koltukların pozisyonunda mı bir sorun var bilmiyorum...Gerçekten f3 sahiplerinin Kalın A sütunu ve kör nokta konusunda çok dikkatli olmalarını tavsiye ederim....1 puan
-
GeÇ girmesinin nedeni zaten focus Çoğu yerde esp ye gerek bırakmıyor zor şartlarda devreye giriyor sadece.Kapattığında da etksi 180 derecelik bi dönüş olur benim fiodan biliyorum bol bol dönerdim1 puan
-
Güzelmiş... Bu gösteriyi çalışırken kaç araba harcadılar acaba? Bir ara Volvo ya da Saab ile çalışıyordu bu cambazlar yanlış hatırlamıyorsam1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.