Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

15-01-2012 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Valla Erkan bal gibi yazar. Hatta kafası atarsa uygun donanıma sahip olmayan araçla hasta taşımaktan dolayı bile ceza yazabilir. Bu işin yeri ve zamanı olmaz. Onların görevi kanunu uygulamak. He kanun saçmamı? Evet saçma yerleri de olmakla birlikte genel olarak mantıklı diyebiliriz. Uygulamada hataler olmuyormu? E nerde yokki bunda olmasın? Takılmamak lazım böyle şeylere.. Ben genelde o tip bir durumdayken ceza yazmak konusunda dirayetli olduklarında hiç tartışmıyorum bile. Hadi yaz kardeşim ben gidecem işim var deyip makbuzumu alıp devam ediyorum. Ne ona egosunu tatmin ettiririm ne de kendi sinirlerimi bozarım.
    3 puan
  2. Bu arada ciddi bir hasar yok gibi gözüküyor olsa da o arabada ciddi hasar var. Arka taşıyıcıların kayması için şasenin oynaması lazım. Bunlar zaten monokok şase. Kaldı ki kapının çizgisinden gözüktüğü kadarı ile arabanın tavanıda bel vermiş. çektirilince düzelirmi? Düzelir muhtemelen. Arka takım falanda değiştirilir. ön tarafta ne var bilmiyoruz ama işin birde psikolojik tarafını düşünün. Bu arabayı atıyorum 10 bin lira verip hakkını vererek yaptırdınız. (düzcede celeste varmı bilmiyorum, varsa focus için takım varmı ellerinde o da muamma. Genelde kiralama yoluna gidiliyor ona da bin lira civarı alırlar. Arka takımı almaya kalksanız kafadan size bin lira yazacaklar. Kapı sacları ile uğraşmayın direk çıkma iki kapı alın. E onlarda boyası cartı curtu bin lira.. Arka jantlar zaten gitmiş, ön jantlar göbekten kaymıştır. Jantın takımına nereden baksanız 400 lira veririsiniz. Kaportacı kalan kısmını halleder. Eğer kendiniz uğraşırsanız çıkma parça falan filanla max 4-5 bin liraya biter bu araba. Ama serviste kafadan 10 bin lira. Ama içinize sinermi bilmiyorum. Kaza psikolojisi başka birşey. Eğer paranız varsa uğraşmayın bu şekilde satın gitsin. Normal piyasa değeri 20 bin lira ise 12-13 bin liraya falan almaları lazım bu arabayı. 2-3 bin lira zarar etmemek için ne huzurunuzu kaçırın ne de sinirinizi bozun derim. "Usta" milleti ile uğraşmak dert. Heleki kendini usta sanan birine düşerseniz deli ederler adamı.. Bırakın başkası uğraşsın. 5 bin lira maliyet var desek, 13 bin lirayada sattığınızı varsayarsak elinizde 18 bin lira ver demektir. Evet kazasızkenki ederinin altında tabiiki ama arabayı yaptırsanızda satabilecğeiniz rakam zaten o kadar.. Belki 300-500 oynar.. Dolayısı ile uğraşıpta sinirlerinizi yıpratmayın derim.. Ama gene yazayım sizin bileceğiniz iş..
    3 puan
  3. Hasancığım, biz zaten bütün polisleri zan altında bırakmıyoruz, mesleğini hakkıyla yapana bir dediğimiz yok. Senin örnek olarak verdiğin olayda o scirocco cu arkadaş eminim aracının görüntüsünden dolayı yedi o cezayı, kararın bir örneğini yanımızda taşımamız kesinlikle çözüm olmaz, polisin diyeceği şey şu "emsal karar polise değil, mahkemeye ibraz edilir, cezanın iptalini istiyorsan mahkemeye başvur, bu kararı da mahkemeye ibraz et" diyecektir. Eminim yani, ancak polisin tek adil davrandığı kişiler polisler lafı da yanlış, polis herkese adil davranır, sadece bazı kendini bilmez, polis olduğu için, belinde silah olduğu için kendisini vatandaştan üstün gören bazı densizler yüzünden bu konu bu kadar uzadı, bu kendini bilmez lafı da sadece polis için değil, bütün kurumlarda var, eğer adam bu tür olaylara yatkınsa, kendisini vatandaştan üstün görüyorsa sıkıntı çıkartabiliyor, ben kendi adıma konuşacak olursam, zabıt katibiyim, bazı zabıt katiplerinin vatandaşa ağır davrandığını, hakim gibi kendisini lanse edip vatandaşa sert çıkışlar yaptığını biliyorum, yani anlatmak istediğim polislik mesleğiyle alakalı değil, tamamen kişilikle alakalı bir durum bu.
    2 puan
  4. Trafik görüntüleme sistemi. Ayrıca büyük şehirlerdeki yolları panoramik olarak görebiliyoruz. Yandex Harita için Tıklayınız
    2 puan
  5. Bu arada kuzenim selçuk ford'u hiç sevmezken 2.Focusunu aldırttık. Focus III TDCI Tit. Ve Focus III Benzinli Sty. Kendisiyle Adana'da ufak bir buluşma düzenleyebiliriz 3 tane Focus'u yanyana fotolarız artık
    2 puan
  6. Kuzen sana sormayıda unuttum yapıldımı diye yapıldığından hiç haberim yoktu gerçi senden ses çıkmadığına göre ben yapıldı olarak saydım herhalde Bu soruya pazartesi cevap verebilirim. Açıkcası arıza nasıl giderildi hiçbir bilgim yok. Yarın servis müdürüne sorup sizlere bilgi veririm.
    2 puan
  7. Cem abi kim? Adam genç delikanlı yahu. Bıyıkları daha yeni terliyor onun. Bakmayın fotoğraftaki adama. O foto çakma.. Google dan bulup koymuş..
    2 puan
  8. Bu inceleme 2011 model Focus III 1.6 Ecoboost Titanium paketli 5 kapı HB araç ile ilgilidir, kendilerini yaklaşık bir aydır tanımaya çalışıyorum, erken izlenimlerim Yakup Çağatay'ın tanıtım yazılarından alıntılarla süslenmiş hali ile aşağıdadır. Son yazmam gerekeni en baştan yazayım da okuma tembelleri sıkıntı çekmesin, Focus'un 3. nesline çok çabuk ısındım, incelemede bu modeli sınıfına ve marka standartlarına göre sürüş keyfi, sürüş konforu, sürüş güvenliği ve performans açısından başarılı buldum ve hedef kitleyi de iyi tanımlamak kaydı ile alınası bir araç olduğu görüşündeyim. Kuşkusuz zaman içerisinde kullanıcı talepleri doğrultusunda iyileştirmeler gerçekleşecek ve bu haliyle dahi çok olgun bir izlenim uyandıran model daha da gelişecektir. Şimdi gelelim okuma meraklılarına yönelik açılıma. TASARIM Modeli incelemeden mutlaka Ford'un hedeflerini de gözetmek lazım. Yeni Focus ile Ford ilk kez dört kıta ve 120 ülkede standart bir modeli tüketicinin beğenisine sunmaya karar verdi. Bu da Kenya'lı ile çinli'nin, Brezilya'lı ile İngiliz'in ve hatta Amerikalının zevklerine hitap edebilecek bir model üretme gerekliliğini beraberinde getiriyordu. Hal böyle olunca uç tasarım öğelerinden uzak, genelde iyi kabul görmüş halefi ve Ford'un diğer modelleri ile ilişkisini koparmayan, herkesin kolayca beğenebileceği, ya da belki daha doğru ifade etmek gerekirse rahatsız olmadan benimseyebileceği bir modelin tasarlanması kaçınılmazdı. Sonuçta ortaya çıkanı hepimiz görüyoruz, nefret eden hemen hiç yok, ama ileriye bir tasarım adımı olarak algılayan ve sırf tasarımı nedeniyle araca hayranlık duyan da pek yok. Aslında yakından incelendiğinde Ford'un kinetik tasarım ilkelerine uyumlu, geniş ön panjur, gösterişli farlar, çamurluklardaki vurgulamayla daha da etkileyici hale gelen yüksek omuz çizgisi, bir-iki santimetre fark ile de olsa eski modelden daha uzun (hem boy, hem dingil mesafesi), daha dar ve daha alçak yapısı ile tasarım dinamik ve oldukça da etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Yeni tasarım sürtünme katsayısını da 0,318'den 0,295'e düşürerek %7 oranında azalmasını sağlamış. Bu arada anlamsız tasarım öğeleri de yok değil, öndeki üçgen simetrik yan kör panjurlar (ya da adına ne demek gerekirse), sedanlardaki fazla oynanmış bagaj kapağı yapısı ve sedanın benzin depo kapağı buna birer örnek. Sonuçta tasarım zevk meselesi, bu araçta tasarım çoğu kişi için bir edinme kriteri olmadı ya da olmayacak büyük olasılıkla Kişisel görüşüm: Focus imrendiren bir tasarıma sahip değil, ancak çizgileri yine de ilgi çekici ve aracı özellikle siyah renk ağırbaşlı ve güçlü gösteriyor. Bence sınıfın tasarım şampiyonu hala Astra, dün yan yana durduklarında bunu bir kez daha anladım, ama Focus'a da hayranlıkla olmasa bile beğenerek bakabiliyorum. Tasarım öğelerinden HB'de özellikle beğendiklerim: + Benzin depo kapağının yerleşimi, + Yana doğru uzayan arka stoplar, + Kenardaki sahte panjur üçgenleri bir kenara bırakmak kaydı ile dinamik ön görüntü, özellikle seksi spoyler dudakları İÇ MEKAN Ses sistemi övgüyü hak ediyor. Bir arkadaşım araca bindiğinde "Aaaa Vertu mu yapmış bunu!?" diye hayretini gizleyemedi. Gerçekten Ford yetkilileri de bu sistemin tasarımında cep telefonlarından esinlenildiğini belirtiyor. Sağ tarafta sayısal tuşlar, solda ise kaynak seçim tuşları var. Ortada konumlanmış ses ayar düğmesi aynı zamanda açma kapama işlevini de yerine getiriyor, onun üstünde de beş yollu imleç sistemi var. Cihaz CD üzeriden mp3 çalabildiği gibi torpido gözünde yer alan USB veya 3,5 mm jak girişi ile değişik ses kaynaklarının bağlanmasına izin veriyor. Söz gelimi ben 16 GB'lık bir flash bellek takarak binlerle parça arasından seçim yapıp dinliyorum. Çok güzel! Ses kalitesi fazlası ile yeterli hatta fazla bas ağırlıklı denebilir, sanki subwoofer var gibi çalıyor. Ancak bas, mid, tiz ton ayarları, o da yetmezse değişik seçenekler sunan eşitleyici (equalizer) ile zevkinize uygun bir ses çıktısı almanız mümkün ve HiFi konusunda da oldukça meraklı ve titiz bir kişi olarak detaylı, doğal, keyif veren bir ses verdiğini, sık dinlediğim klasik müzikte bile çok doyurucu olduğunu söyleyebilirim.. Cihazın kullanımı da oldukça işlevsel ve sürüş esnasında dikkat dağıtmıyor. Burada parantez açıp bu tasarımın Sony'den daha iyi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bluetooth üzerinden telefonu da ses sistemine bağlayıp tümüyle ses sistemi üzerinden kullanabiliyor, telefonun rehberine ulaşarak ya da ses sistemi tuşlarından numara çevirerek arama yapabiliyorsunuz. Ayrıca sesli komut sistemi de radyonun pek çok işlevine konuşarak kumanda etme imkanı sunuyor, binenleri çok şaşırtan bir özellik ve sorunsuz çalışıyor (hoş bu Linea'da bile iki sene önce vardı ayrı mesele). Sesli komut sistemi aynı zamanda klimayı kontrol etmek için de kullanılabiliyor. LCD ekranlı çift yönlü otomatik klima sistemi kumandaları ses sisteminin hemen altında ayrı bir bölmede yer alıyor. Görsel olarak şık, kullanım olarak da başarılı bir sistem. Havalandırma mazgalları çok yönlü ayarlanabiliyor, fan sessiz ve güçlü üflüyor ve klima kısa sürede soğutuyor. Isıtmalı ön cam nedeniyle buğu gidermede klimaya pek ihtiyaç kalmıyor. Klimanın hemen altında değişik kontrol düğmelerinin konumlandığı bir alan var, benim aracımda orada ön cam, arka cam ısıtma ve otomatik start/stop sistemi düğmeleri var. Genel görüntüye uyan, ulaşması zor olmayan bir düğme paneli olmuş. Orta konsol asimetrik yerleşimli vites kolu ve hemen solunda yer alan el freni kolu ile devam ediyor. El freninin sıradışı yerleşiminin avantajı belli: Kolçak ve bardaklıklar için iki koltuk arasında geniş bir alan sağlıyor. Ayrıca direksiyona yakınlığı nedeniyle el frenli manevralara meraklılara kolaylık sağlıyor. Dezavantajı ise vites kolunu biraz direksiyondan uzaklaştırması, ancak bu pratikte sorun oluşturmuyor, ben kendimi genelde seyir esnasında sağ dirsek kolçakta, sağ el vites topuzunda ve sol el 9 hizasında direksiyon çatalını üç parmakla tutar vaziyette yakalıyorum, o kadar rahat sürülüyor yani... Titanium harici donanımlarda da vites kolunun yeri değişmiyor, ancak kolçak olmadığından el freni normal yerinde ve vitesin sol yanında küçük bir eşya gözü bulunuyor. İç mekanda tavanda önde ve arkada birer tane olmak üzere LED'li iç aydınlatma üniteleri var, aynı zamanda okuma lambalarını da içeriyorlar, ışıkları güçlü ve göreceli geride, baş hizasında konumlandığı için sürüş esnasında yakılmak zorunda kalınırsa göz almıyor. Ayrıca kapı içi cepleri, açma kolunu, orta bardaklığı aydınlatan loş kırmızı bir LED ışıklandırma var, o da hoş (!), ancak zevk meselesi doğal olarak, beğenmeyenler menüden girip devre dışı bırakabilir. Far ayar düğmesi güzel tasarlanmış, kullanımı kolay, ayrıca güzel bir ayrıntı da yükseklik ayar düğmesinin gömük olması ve basınca çıkması. Böylelikle her yıkatmadan sonra ayarı düzeltmeye gerek kalmıyor. Farlar standart halojen, adaptif falan da değil, Xenon farlar X-paketle birlikte geliyor ve birkaç önemsiz ilave ile bu paketin maliyeti 5000 TL'yi bulduğundan bana cazip gelmedi. Şu haliyle bile farlar gayet yeterli. Gece yağmurda kullanırken dahi sıkıntı çekmedim. Sinyal ve silecek kumanda kolları da çok kaliteli ve kullanışlı. örneğin uzun far devreye girerken çat çat ses yapmıyor, kısa bir dokunma ile değişim gerçekleşiyor. Bu arada silecekler hassasiyeti ayarlanabilen yağmur sensörü ile düzgün tepki vererek çalışıyor, ortadan iki yana açılıyor ve camda silinmemiş nokta bırakmıyor. İşi bittiğinde de mahcup bir hareketle kaputun altına çekilerek aerodinamiyi bozma veya ses üretme gibi olumsuzluklara izin vermiyor, güzel bir detay. Genel anlamda iç mekanda insanı tatmin eden bir kalite hissi var. Hız kontrol sistemi direksiyon göbeğinin solundan, ses açma kapama, telefon açma kapama ve sesle kontrol düğmeleri ise göbeğin sağında yer almış durumda. Sonuçta direksiyon üzerinde toplam yaklaşık 20 hareketli parça ile onun birkaç misli işlevi kontrol ediyorsunuz ki bu belli bir öğrenme ve alışma süreci gerektiriyor. İç mekanda çok sayıda göz var, kapı içi cepleri oldukça geniş, far düğmesinin altında gizli bir göz, kolçak içinde geniş yer, dikiz aynasının hemen üstünde gözlük kılıfı, arka kapı içi cepleri, arka koltukların yanlarında ikişer cep, kolçak önünde iki bardaklık (biri küllüğü de içeriyor) bunlara örnek. çakmak ve küllük kolçağın önünde ulaşılması zor bir yerde ve sürüş esnasında kullanımı ciddi güvenlik açığı oluşturacaktır. Zaten küllük hemen stepnenin yanında ebedi istirihatgahına gitti. Ön koltuklar göreceli sert ve fakat çok rahat, ayrıca yan destekler çok iyi kavrıyor ve virajlarda koltuktan savrulmayı önlüyor. Ayarlanabilir bel desteği de konforu arttırıyor. Ancak beld destek ayar kolları kolçak tarafından kapatıldığı için kullanımı çok kolay değil. Zaten bir kez ayarladıktan sonra çok değişmeyeceği için bu da sorun değil. Arka koltuklar da rahat ancak bacak mesafesi sürücü iri, arkada oturan da iri olunca yetersiz kalabilir. Ancak ben önde, eşim arkada çok rahat sığdık. Yine de uzunluğu artmış bir araçta arka yerleşimin daha rahat olmasını beklerdim, maalesef yatık cam ve geniş ön konsol tasarımına gitmiş kazanılan alan. Bir de arka kafalıklar çıkıkken görüşü azalttığı, inikken de oturanda omuzların arasına basınç uyguladığı için nasıl ayarlayacağımı bilemedim. Uzun yolda arkada birisi oturacak olursa çıkartmaya karar verdim. Aykırı bir diğer özellik de (sanırım tüm yeni modellerde var) kapılar kapandığında B sütünu ile kapı trimi arasında kalan ve parmak girecek genişlikteki mesafe. Bir arkadaş bunu işçiliğin kötülüğüne bağladı mesela, ki alakası yok. Sanırım sürtünebilecek yüzeyleri azaltarak ek sesleri engellemek amacı güdülüyor. Bagaja da değinip motor özelliklerine geçelim. Daha önce de çok konuşuldu, "coupe" benzeri tasarım çizgisi nedeniyle arka oldukça alçak sonlanıyor, bu bagaj yüksekliğini olumsuz etkiliyor, buna bir de tam boy stepneyi ekleyince derinlik ve genişlik olarak yeterli ancak yükseklik olarak yetersiz bir bagaj söz konusu. Bu haliyle çok çocuklu ailelerin yaz tatiline çıkarken lastik tamir kiti alıp stepneyi köpüğü ile birlikte evde bırakması tek çare gibi görünüyor. Yine de çok dramatize edilecek bir durum değil ve zemin halısının altında kalan çok gözlü alan da birçok ıvır zıvırı ortadan kaldırıyor. Muhtemelen 2012 modellerindeki diğer bir iyileştirmede yarım stepne olacaktır. Bagaj kapağında içten tutacak yerler mevcut her iki tarafta ancak yukarıdan aşağıya çekip kendi haline kapanmaya bırakırsanız çok kuvvetli çarpıyor, ortalarda yakalayıp frenlemek gerek. MOTOR ve ŞANZIMAN Motor kaputu ön panelin sol alt yanındaki kolla açılıyor, ve kaputun sağında kolay ulaşılabilen bir kilit mandalı var. Kaput bildiğimiz sabitleyici çubuk ile sabitleniyor, asansörlü sistem henüz(!) yok. Motorun üstü izolasyon malzemesi ile doldurulmuş bir kapak ile örtülü, aynı şekilde altta da sıkıştırılmış elyafa benzer bir maddeden yapılmış kaplama mevcut. Birincisi ses izolasyonu için yararlı iken ikincisi de motorun temiz kalmasına ve aerodinamiğe katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Tüm bakım ve ikmal noktalarına ulaşmak kolay. Bu arada çamurlukların içleri çok etkili bir davlunbaz sistemi ile kaplanmış ve bu davlunbazlar tekerleğin önüne ve yanına doğru birkaç santimetre uzuyor, tuhaf bir görüntü - sanki kesilmesi unutulmuş gibi, ne amaçla yapıldığı konusunda bilgim yok, ama çamurluk içlerini temiz tutmak veya araç altındaki hava akımını düzenlemek gibi varsayımlarda bulunabilirim. Araçta kullanılan EcoBoost motor hafif, komple alüminyum yapısı ile üç önemli teknolojiyi kullanarak verimliliği arttırıyor: merkezi olarak yerleştirilmiş yüksek basınçlı doğrudan enjeksiyon sistemi, düşük ataletli turbo ve çift bağımsız değişken zamanlamalı eksantrik (Ti-VCT). Bu kombinasyon daha büyük hacimli bir motorun güçlü düşük devir torkunu çok daha küçük bir motorun boyutları, ağırlığı ve yakıt ekonomisiyle sunulmasına olanak tanıyor ve dizelle benzinlinin performans avantajlarını birleştiriyor. EcoBoost motor 5700 d/d'da oluşan 180 BG'lik yüksek gücü, çok geniş ve düz bir tork eğrisiyle birleştiriyor ve 1,600-5000 d/d arasında 240 Nm tork sunuyor. Motor ayrıca geçici olarak turbo basıncını yükseltme özelliği ile sollama ya da sıkı hızlanma sırasında 15 saniyeye kadar süreyle 1,900 ile 4,000 d/d arasında torku 270 Nm'ye yükseltebiliyor. Kağıt üstünde böyle, peki gerçek hayatta nasıl? Motor Start/Stop düğmesi ile çok hızlı bir şekilde devreye giriyor ve daha soğukken bile sarsıntısız ve düzenli çalışıyor. Motor sesi özellikle rölantide iç mekana hemen hiç yansımıyor, hatta müzik dinlerken otomatik start/stop sistemi devrede iken motorun durduğunu çoğu zaman göstergelere bakınca fark ediyorsunuz. İlk kalkıştan itibaren ivmelenme güçlü ve istikrarlı. Geniş tork bandı nedeniyle sık vites değiştirmek gerekmiyor, neredeyse 1000 d/d'dan itibaren kesintisiz ivmelenme mümkün, ve bir üst vitese geçtiğinizde gene ideal tork değerleri ile devam ediyorsunuz. Ancak klasik Ford özelliği yine de hissediliyor, emisyon kontrolü adına gaz pedalı hareketlerine hafif (ama gerçekten hafif) bir ataletle cevap alınıyor, ya diğer bir deyişle "arkana tekme yemiş gibi" fırlamıyor. Muhtemelen bu etki nedeniyle daha önce forumlardaki performans meraklısı bazı arkadaşlarımız bu motordaki beygirlerin kalitesi konusunda kuşkuya düşmüşlerdi. Sonuçta bir yarış arabası değil, sportif bir aile arabası söz konusu, ancak bu motorla her şartta kesinlikle çok akıcı, hızlı, keyifli ve konforlu bir sürüş yapmak mümkün. Diğer bir deyişle motor çok ama çok tatmin ediyor. Turbo motorlardaki manifold özelliği nedeniyle kabine yeterince ses gelmemesi ve sportif araç sürüş algısının sağlanamaması yüzünden Ford emme sistemine bir "ses üreticisi" eklemiş, bu seçilen motor frekanslarında sesi güçlendirerek, hoşa giden motor seslerini kabine aktaracak şekilde ayarlanmış. Sistem normal yolculuk sırasında düşük ve konforlu bir gürültü düzeyi sağlarken, hızlanma sırasında hoş, sportif denebilecek bir ses sağlıyor (komik ama etkili). Motoru 115 BG TDCi ile karşılaştırmak gerekirse düşük devirden ivmelenmesi sanki daha bir akıcı, tork ve buna bağlı çekiş ikisinde de benzer, ancak dizelin 3500-4000 d/d'da soluğu tükenirken benzinlide 5500-6000 devire kadar akıcı ve etkili bir hızlanma sağlanıyor, bu benim için önemli bir keyif faktörü 6 ileri şanzıman da motorla mükemmel uyum içerisinde, vites aralıkları gayet iyi seçilmiş; vites yolları oldukça kısa, geçişler çok net ve kolay, sık sık zevkine vites değiştirmek geliyor içinizden. 5 ve 6.vitesler tasarruf vitesi gibi düşünülmüş, 5.viteste 1000 d/d hızı 40, 6.viteste ise yaklaşık 47 km/saat; diğer bir deyişle 3000 d/d ile 6.viteste 140 km/saat üzerinde bir hızınız oluyor. Bu düşük oranlara rağmen üst viteslerde bile güçlü tork nedeniyle ivmelenmede hiçbir zaman eksiklik hissedilmiyor. Maksimum hızı hiç denemedim ama muhtemelen 5.viteste ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Otomatik Start/Stop sistemi araç boşta dururken, frene basıldığında, örneğin trafik ışıklarında, otomatik olarak motoru durduruyor ve sürücü hareket etmek için debriyaja bastığında motoru yeniden çalıştırıyor ve araç dururken harcanan yakıttan tasarruf ediyor, bu miktar benim trafik ve kullanım şartlarımda 0.4 l/100km civarında. Otomatik sart/stopun gerçekleşmesi için akünün dolu, motorun sıcak olması ve klimanın devrede olmaması gerekiyor. İstenmezse konsoldaki düğme vasıtası ile veya debriyajı basılı tutarak sistemi devre dışı bırakmak mümkün. Sistem artık çok hızlı ve güvenli çalışıyor, başta kafasına göre takılıyor ve bazen devreye giriyor bazen girmiyordu, küçük bir araştırma sonrasında aracın sergi alanından şasi kutup başı sıkılmadan çıkarılmış olduğunu fark ettim, sıktıktan sonra her şey normale döndü. Bu sistem gerekli mi derseniz çok kolay cevap veremem, çok hızlı devreye girmesi, biraz ağır dur kalklı trafikte sürekli motorun kapanıp açılmasına neden olabilir, bunu debriyaj yolu ile kontrol etmeye çalışmak da ayrı bir stres konusu. Ayrıca bu kadar sık durdur-çalıştırın uzun vadeli sonuçları konusunda henüz fazla bilgi ve deneyim birikimi de yok. Kısacası aracında bu sistem yok deseler hiç üzülmezdim. Bu arada daha 1000 km yapabildim, hepsi şehir içi, ekonomi odaklı kullandığım da söylenemez, tüketim göstergesi şu anda 7.8 - 8.2 l/100km arasında göstermekte, sanırım ve umarım daha da düşer zamanla. bu haliyle bile bence çok iyi bir değer. Bir-iki kelime de aktif ızgara sistemi üzerine: ön panjurun hemen arkasında radyatöre giden hava akımını kontrol eden bir ızgara sistemi var. Motor soğukken lameller kapanarak hava girişini kesiyor ve ısınma daha hızlı gerçekleşiyor, ısınınca da açılıyor ve radyatör soğutuluyor. Doğal olarak kışın soğuk havalarda bu sistem kapalı kalarak hem hızlı ısınma hem de aerodinamiye olumlu katkı sağlayarak tüketimi düşürüyor (ihmal edilebilecek bir düzeydedir olasılıkla). Antalya'da pek kapalı kalabileceğini de zannetmiyorum bu arada... Gerçekten motor henüz çevre ısısı düşük olmasa bile şaşılacak derecede çabuk ısınıyor ve birkaç dakika içinde start/stop devreye giriyor. Ancak fark ettiğim diğer bir husus da eski aracımın aksine bunda stop ettikten sonra çok daha sık ve uzun süreli fanın çalışmaya devam etmesi, hele ki hava sıcak değilken bunu yapması ilginç. Alttan üstten izolasyonlu motor yazın +35 derecelere bakalım nasıl dayanacak... SüRüŞ öZELLİKLERİ Müthiş, evet aynen öyle, müthiş. Direksiyon sistemi elektronik destekli, direksiyon aktarma oranı kısaltılmış (16:1'den 14.7:1'e), tur sayısı da düşürülmüş (2.6), böylelikle hızla tepki veren bir direksiyon sistemi sağlanmış, elektronik destek motor gücünden çalmadığı gibi hız arttıkça sertleşecek şekilde de programlanmış, park ederken pamuk gibi dönen sistem yüksek hızlarda direnci arttırarak güvenli hale geliyor. Bununla beraber dönüş çapının 10.6'dan 11 m'ye uzadığını da belirtmek gerek, manevralarda biraz sevimsiz bir sürpriz olarak kendini belli ediyor. Gövde yapısında yüksek güçte çelikler %55 oranında kullanılarak gövdenin esnemeye direnci ortalama olarak bir önceki nesilden %47 daha yüksek hale getirilmiş. Burulmaya karşı sertlikte eski modelden %15 daha fazla. Dinamik özellikleri iyileştirmek ve daha sessiz ve yumuşak çalışmayı sağlamak için bağlantı noktalarındaki yerel sertlik %75'e varan oranlarda arttırılmış. Tatlı sert dengelenmiş süspansiyon sistemi ile birleştiğinde tüm bu yapısal değişiklikler adeta ray üzerinde gidiyormuş etkisi ile eğilmeden bükülmeden her türlü virajı hızla dönebilen bir araç çıkarmış ortaya. Virajı görüyorsunuz, direksiyonu kırıyorsunuz ve bir anda viraj geride kalıyor. Şimdiye kadar yardımcı sürüş sistemlerini devreye sokacağım bir durum olmadı, genelde fazla zorlandığında hafif bir burundan kayma meylini hissettim, incelemem devam edecek. Yardımcı sürüş sistemleri demişken fiyakalı listeyi buraya da eklemiş olalım, elektronik denge programı (ESP) şunları içeriyor: * ABS fren sistemi, ayrıca Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD) ve Viraj Fren Kontrolü (CBC) * Acil Fren Desteği (EBA), Elektronik Fren ön Hazırlığı (EBP) ve Acil Fren Uyarısı * çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Motor çekiş Kontrol Sistemini (ETCS) ve Fren Kilidi Diferansiyeli (BLD) * Hidrolik Arka Dingil Takviyesi (HRB) * Motor Yavaşlatma Tork Kontrolü (EDC) * Dinamik Tork Kontrolü (TVC) * Yokuş Kalkış Desteği Antalya'nın sıcaktan parlamış cam gibi kaygan asfalt yollarında özellikle hızlı kalkışlarda TCS çok etkili, kaydırmadan sağa sola çekmeden hızlanmaya imkan veriyor. Aynı şekilde ESP de aracı çok fazla frenlemeden yola sokacak düzenlemeleri çaktırmadan ve gayet başarılı yapıyor. Ani ağırlık değişimleri iyi tolere ediliyor ve Focus I için ben viraj ustası derdim, bu durumda buna ancak sihirbaz diyebilirim. İki küçük eleştiri ekleyebilirim, ilki Mk.1 ve Mk.2 Focus'lar yolu daha keskin hissettirirdi, direksiyonda milimetrik ayarların sonuçları, yol yüzeyi vb kolay anlaşılırdı. Mk.3 bu konuda biraz daha kibar, yanlış anlaşılmasın etkili, hassas ve hızlı yönlendirme mümkün ama his biraz daha künt işte. Tarifi zor yaşamak lazım, eski Spor Trend'i bu anlamda arıyormusun derseniz kesinlikle hayır, ama fark var, yenisi daha Golfvari... İkincisi süspansiyon ilginç bir progresif yapıya sahip, çok yüksek yük binene kadar çok az yatıyor, ancak yük daha da artınca biraz abartılı bir yatma ya da mesela çok sert frenlemede öne yığılma gözleniyor; bu biraz şaşırtmakla beraber aracın iz sürüş ve frenleme mesafesini kesinlikle olumsuz etkilemiyor. Ne demek istediğimi ESP performansını gösteren videoda anlamak olsaı belki: http://www.euroncap....0b-45b5f4c09b9e Peki konfor ne alemde? Daha önce de yazdığım gibi süspansiyon tatlı sert, küçük engebeleri pek rahatsız etmeyecek düzeyde hissediyorsunuz, genelde iyi emiliyor; büyük kasislerde ve yüksek hızda ise çok başarılı, hem göreceli iyi emiyor hem de kontrolsuz salınımlara izin vermiyor. Genel olarak birlikte gelen Conti Premium Contact 2 215/55-16 lastiklerle süspansiyon iyi bir uyum içinde ve sürüş keyfine kesinlikle olumsuz katkısı yok. Ayrıca kabin gürültüsü de çok makul düzeylerde, lastik gürültüsünü neredeyse hiç almıyor, motor sesi zaten yapay olarak içeri veriliyor, bir tek 90-100 km/saat civarında biraz daha net hissedilmeye başlanan rüzgar sesi olabiliyor ki o da rahatsız edici düzeyde değil. Son olarak iki kelimeyle frenler: çok iyi. önde 30 arkada 27 cm çapında diskler aracı kaymadan, savrulmadan, ve ABS'ye pek nadir ihtiyaç göstererek etkileyici bir şekilde durduryor, fren pedal hissi, sertliği ve yolu da tam kıvamında. Eleştirecek bir şey bulamadım. SONUÇ İşteyken bile biran önce işi bitirip gezmek istiyorum hala, bakın dikkatinizi çekerim eve gitmek değil gezmek, mesela bu akşam eve Burdur-Isparta üzerinden gidesim var. Şimdilik öyle bir şey! Bakalım zamanla heveste azalma, eleştirilerde belirginleşme olacak mı? İzlemeye devam edin.
    1 puan
  9. Merhabalar, Belki hepiniz bilirsiniz ama görsellik katalım Focus II Ti-VCT motorun hava filtresini söküyoruz; Not: Aracınızın Motoru farklı ise El kitapçığınıza bakarak filtrenin nerede olduğunu görebilirsiniz... NOT: Fotolar ölmüş, bulabilirsem yenileyeceğim. öncelikle gerekli malzeme; sadece 7 Numara anahtar. ilk vidamız burada ve diğer 3 kenarda da aynı vidalardan mevcut Döndürülemeyen yerlerde şu şekil tutmamız yeterlidir..İlk döndürmeden sonra parmaklar ile rahatlıkla sökebilirsiniz..Yine takarken en son sıkmanız kafiidir. Resimdeki gibi - 1 kısmını yukarı kaldırıp 2 kısmını sağ'a doğru çekiyoruz. Filtresiz hali Normalde çok kirli ise (tozlu vs) komprasör ile hava püskürtebilirsiniz. (Hafif uzaktan). Benim filtre çok temiz çıktı şubat ayında alınmıştı..1 arı 1 kelebek birkaç sinek az biraz da toz..Hava püskürtmedim..Elle vurdum biraz
    1 puan
  10. çok çok faydalı bir başlık olmuş.Açan düşünen arkadaşı tebrik ediyorum. Ama alacak olanlara kolaylık olsun diye bir şablon gibi yazılsa daha net olur.
    1 puan
  11. montaj yaparken ve yaptıktan sonraki fotoğraflarını çeker, burada paylaşırım.
    1 puan
  12. O zamanlar bende buralarda değildim. Aklında bulunsun komple dolu sıfır kapakta var. Süpapları falan filan herşeyi sıfır ve ellenmemiş.
    1 puan
  13. Bim den aldım. Evde de çalıştırdım ,denedim. Gayet güzel , iki farklı uyarı mevcut. Türkçe konuşarak yada bip bip tarzında. Gayet güzel, havalar açsa kendim montaj yapıcam, bekliyorum.
    1 puan
  14. Bir kişi de bunlardan geldiğini söylüyordu, değişmişti yine gelmişti sanırım ee o zaman yine değişçek Acaba test esnasında bize neden gelmedi okadar da sürdük...Acaba dediğiniz gibi sert ve dikkatsiz girişlerden sonra mı meydana geliyor
    1 puan
  15. http://www.opelim.net/forums/showthread.php?t=60977 fordda bu olay oluyor bazen avrupa ve amerika yol şartları için yapıldığı için büyük bir çukura hızlı girmek 1 kerede olsa yetiyor. bazı modellerde senede 3-5 kere bu burçlar değişir. avrupada değişmez ama Türkiye yollarında değişir. eğer sorunun çözümü bu çıkarasa bir hayır duası mesajı beklerim
    1 puan
  16. bu tabla burcu bir ses yapar akıllara zarar. gıcır gıcır. hele arka tabla burçları adamı deli eder. sanki yatak gıcırtısı gibi. çukura girdikçe frene bastıkça....
    1 puan
  17. Sen abi öyle yapılmış arabaya bin o zaman anlarsın ekranı kullanmaya gerek kalmyacak zaten SYNC ile
    1 puan
  18. böyle bişi içinde dinlenilcebilcek bir parça hiç dinledinmi bilmiyomda...cünkü bizler dinleyemiyoruz mevcut sistemlerde... http://www.youtube.com/watch?v=yi66pFXcpEM
    1 puan
  19. teşekkürler fuara cıkarmam arabayı neden derseniz bana kimse sponsor olmadı kendi cabalarımla oluyo bazı seyler herkes reklam peşinde daha kicker basın orasıda fiberlenip arkaya lcd monitör koyucam bagaja uzun işler bu yaza bitirmeyi düşünüyorum arabyı jantlı ve rs yada st kitli
    1 puan
  20. Seni kıskandılrmak için öyle diyorlar Tevfik abi.. Bence hala kötü boşver boşver.. Bugün fuar alanında gördüm kırmızı bir tane boşver bence..
    1 puan
  21. Heves kaçacak birşey yok yahu. Hobi sonuçta. Bir şekilde eline ulaşsında nasıl ulaşırsa ulaşsın önemli değil. O kadar masraf yaptın sonlandırmadan bırakma peşini. Otosandan alabilirsin. Derdin sadece renkli ekransa fazla para vermene gerek yok. Tabi fazla görecelidir o da başka bir konu ama çerçevesiz yapan Rus'un resimlerini aktarmıştım öncesinde. Sadece renkli ekran olan aletin parça numarasını bulamadım henüz. O karışık biraz. Onu bulabilirsem iş çok kolay olacak.. Aslında tahmin ettiğim bir parça no su varda o da 900 lira.. Tombala oynamak için yüksek bir rakam. Eldekinin aynısı gelme ihtimali yüksek çünkü.. ebay i takip etmekte fayda var. Ara ara düşüyor işte. Benim kafamda da sync falan yok. Hata beğendiğimide söyleyemeceğim. 37 ekran boyutunda ekran beni pek cezbetmiyor. 5 inç olan navigasyonlu ekran tam ideal ölçülerde aslında. Arabayı satmaktan vazgeçince (gerçi vazgeçmiş değilimde yerine koyacak birşey bulamadım) tekrar oynamaya başladım işte.
    1 puan
  22. Focusa her türlü double DIN takabilirsiniz. O iş için üretilmiş hazır çerçeve falan bile var. Aşağıdaki linkten çerçeveyi satın alıp herhangibir double DIN navigasyonu takabilirsiniz. http://www.ebay.de/i...=item4cfa9fec8c Ben Sync satın aldım. Geçen linkini verdiğim aletin fiyatını 350 dolara düşürürsen alırım demiştim. Adam nakliye dahil 370 dolara satarım dedi. Bende aç ilanı dedim açtı. Amerikadaki bir arkadaşıma gönderecek. ORadan bir şekilde getiririm zaten onu. Bakalım bu seferki maceramız nerede sonlanacak. Zira gördüğüm kadarı ile soketleri falan uyumlu değil. Ama etis'ten PINout'unu bulup indirdim. Bir şekilde hallederim diye umut ediyorum bakalım. Alet elime geçsinde anlarız.. Bu arada aletin üzerindeki ünitede surround çıkışı falanda var. çakma sonylerden yani.. Aldığım alet bu; http://www.ebay.com/...984.m1497.l2649
    1 puan
  23. Teşekkürler Bu bilgileri bize daha detaylı açıklarsanız herkes faydalanabilir yoksa sadece elinize sağlık deyip geçeceğiz ! ?
    1 puan
  24. Görevini layıkıyla yapanları ayırmayı unuttuğum için özür dilerim. Görevini düzgün insan ayırmadan yapsın gereken herşeye cezayı yazsın benim ona bir itirazım yok. Adam ayırmayan her polise saygım sonsuz.
    1 puan
  25. Soğumaz soğumaz sen kapat en iyisi yoksa biri alıp gider sonra hep üşürsün
    1 puan
  26. Sizden burada cevap bekleniyor http://www.focusclub...dpost__p__42661
    1 puan
  27. Harbiden arkadaşım bunu görmüş , onu çekmiş ve onlar durunca o da bunları çekmiş; buyrun Arabadaki kendisi
    1 puan
  28. 15bin veya 1 yıl hangisi önce dolarsa 15bin bakımında dizeller için; 5w30 4LT yağ Yağ filtresi Hava Filtresi Polen Filtresi Karter Tapası Cam Suyu Fren Balata Temizleyici İşçilik Liste fiyatı Toplamda KDV dahil 275
    1 puan
  29. Arkadaşlar kış lastiklerinizle sağanak yağmurlu havalarda dikkatli olun; bugün denerken farkettiğim üzere kış lastiklerinin su tahliye kapasiteleri yaz lastiklerinden az ve bu şartlarda tüketimi de bariz şekilde arttırıyorlar, bunlar bilinen gerçekler olsa da unutulduğunda güvenliği tehklikeye atabilir.
    1 puan
  30. Oğuzcum bu tamamen zevk meselesi, bence HB otomobile çok daha fazla yakışan, büyük bagaj kapağı, katlanabilir koltuklar ile gerektiğinde geniş yükleme alanı sağlayan pratik bir tasarım şekli. Özellikle kompakt sınıfta da tercih edilmesi gereken tasarım. Ama alışkanlıklar ve beklentiler seçimi belirliyor, sÖz gelimi Türkiye'de sedan ilk tercih iken Almanya'da araçların yarıya yakını steyşın. Bana daha sportif geliyor HB ve EB ile daha uyumlu ve sedana gÖre daha hoş gÖrünüyor gÖzüme, yani gerçekten zevk meselesi. Ayrıca kemik yaşım "moruk" sıfatına aday da olsa ruhum hala genç...
    1 puan
  31. Dünüm bugünüm kısaca Ogünüm; " Hondacılar çok şey istemezler abicim. Manyak gibi devir çevirsin. Kırbacı vurdukça şahlansın. ama 2 gece dip gaz gidince 3. gece sanayiide uyumayalım. Sorunsuz olsun. Gaza basmadığımız zamanda az yaksın. Gazı kökleyinceki yakıt önemli değil" içerikli iletin foruma üye olan bir otomobil sevdalısı uşağın en samimi duygularını ifadesi ödülünü aldı benden :D
    1 puan
  32. bende kimseyi kırmak istemem kalb kırmaktansa kalbimim kırılmasını tercih ederim....forum üyelerinin hepsinden özür dilerim..
    1 puan
  33. kuzenim mehmet kursat siteye üye ona sormak lazım aslında.
    1 puan
  34. kemer ikaz sorununu servis çözdü tabi herkes benim kadar şanslı olmayabilir kuzenim ford yetkili servis olunca sorunlar hemen çözülüyor.teşekkürler garanti şen ford servisi:)
    1 puan
  35. Estağfirullah. Resimlerden bakarak yorum yapmak aslında çok tehlikelidir ve hiç sevmem ama görünen köy kılavuz istemez. Arkadaş istanbulda olsa gene uğraşır falan bir şekilde adam edebilir. Ama taşrada bu işler çok zor. He İstanbulda olsan kolaymı ? Evet kolay. Tezgah desen bulunur, takım desen bulunur, parça desen zaten gırla.. Usta illaki çözülür.. Ama tüm bunlarla uğraşman için arabana aşkla bağlı olman lazım. 7 yaşında araba. Aşk mevzuusu çoktan geçmiştir. Kredi borcu falanda yoktur muhtemelen o arabanın. Kusursuzunun ederi zaten 20-22 arası birşey. 2-3 bin lira için içine sinmeyecek bir araba ile uğraşmaya değmez. Ben sadece oradan hareket ediyorum. çünkü bu arkadaş bunu yaptırsa bile taş çatlasa seneye satmaya kalkacak. Satacağı araba kaza yapmış en az 5 parçası boyanmış, alt takımlarında oynama yapılmış araba olacak. E alacak adamda bi lifte kaldırıp baktırsa yeter zaten. Ben olsam almazdım mesela. çünkü çektirip ilk günkü haline getirtsen bile sac birkez burkulduğu için orası zayıf halkası olacak. çukura girdiğinde bile yerinden oynama ihtimali var. Yengeç gibi yan yan giden araba ile yol almak zevkli olmaz.. Bu gibi bir araba ile uğraşacağıma arka çamurlukları ve tavanı boyanmamış ama alt takım ya da motor taşıyıcısı hasarı olmayan bir araba almayı tercih ederim şahsen.. İsterse kalan her tarafı boyanmış olsun. Ama bunlar olmasın.. çünkü arabanın her tarafındaki parça değişir. Ama arka çamurluk ve tavan kaynağını hiçbir usta fabrikadaki hassasiyetle yapamaz. Kapıda iki tane vida var. Değiştir gitsin. Kapıt menteşelerinden değiştir gitsin. ön çamurluk alayı vidalı zaten değiştir gitsin. ön panel (radyatörü taşıyan) vidalı ve dahası plastik kılıklı birşey zaten değiştir gitsin. Ama arka çamurlukla, arabanın tavanı ile ya da tabanı ile oynanmamış olsun. Onları kesip biçmeden değiştiremezsin çünkü. Bu arkadaş bu arabayı satar, alan adam bunu toplar 5 parçada çizikten lokal boyalı diye ilan açar ve bilmeyen anlamayan birine çakar. Sonrada o arabadan kazandığı parayı kumarda ya da karıda kızda yer bitirir. Bu sektör böyle dönüyor malesef. O nedenle hurdacıya satmasında "bence" fayda var. çünkü hurdacı bunu toplamaz. Hurdasını parçalayıp parçasını satması onun için daha fazla para ediyor çünkü. Trafiktende direk çekip hurdaya ayırıyorlar zaten.. Ne başın ağrır ne uğraşırsın..
    1 puan
  36. Tabi canım, kesinlikle kişilikle alakalı, zaten polislerimize bir şey dediğim yok benim, eğer cezayı hak ediyorsa yazsın, mesela hızlı gidiyorsa, trafik gÜvenliğini tehlikeye atacak şekilde araç kullanıyorsa, alkollÜyse hemen yazsın cezayı, fakat sisleri yanıyormuş, uyarsın, camda film varmış uyarsın, plakası okunmuyormuş uyarsın, lastikleri eskimiş problemliymiş uyarsın, ama adama da baksın, yani gerçekten cezayı hak edecek bir olay var mı yok mu? Ben cam filminde ısrarcı olunmadıktan sonra cezai işlem uygulanmasına karşıyım. Eğer aracın içini göstermeyecek şekilde, tamamen film kaplandıysa yazılabilir. Sonuçta cam filmi gÜvenlik açısından da kullanılan bir uygulama, arkadan gelen araçların gözÜmÜzÜ almasını engelleyebilir, yani trafik polislerinin "hıh, modifiyeli araç, filmli araç, basık araç, görÜrsÜn sen şimdi" psikolojisi içerisinde olmamalı.
    1 puan
  37. Öncelikle geçmiş olsun. Hurdacılar ile konuşun. Birşey yapmanıza gerek yok, arabanın direk satışını yapacaksınız. O ister trafikten çeksin isterse tamir etsin. Onun sorunu o kadarı. Aşağıdaki linkten Hüseyin Dağdelen ile konuşabilirsiniz. İsmimi verin, size yardımcı olacaktır. Ancak pert araç toplama yapanlar ile de konuşun. Bu araç toplanmasına toplanır ama dikiş tutmaz. Arka teker ekseninden kaymış. Arka süspansiyonu değiştirmek lazım. Araç Celeste girip çektirilmeli kaporta ve boya işi falanda var. Uğraşılmaz. Sanayideki adamlar toplayalım der zira para kazanacaklar. Ama içinize hiçbir zaman sinmeyecek. Bence en iyisi satmak.. Ama tabi size kalmış bir iş. Bahsettiğim link. http://www.otohurda.com/site/iletisim.htm
    1 puan
  38. Oğuz bey, bazı memur arkadaşlar var ki gereçekten çok can sıkıcı olabiliyorlar. Geçenlerde amcamın bir araç tescil işi için emniyete gittim, ben adliyede çalışıyorum ve adliye ile emniyetin arasında bir duvar var, yarım metre kadar. yani biz onları, onlar bizi tanıyorlar, Sabahtan duruşmam vardı, öğleden sonra gittim, adamın dediği aynen şu, öğleden sonra almıyoruz kardeşim, sabahtan geleceksin dedi. Boynumu büktüm, çıktım dışarı, ertesi gün sabahtan yine başka bir işim vardı, ve öğleden sonraya kaldık, bu sefer işimi sağlama aldım, işimi ayarladım, gittim paşa paşa aldı evrakları, neyse iki gün sonra plakayı almaya gittim, bu seferde geç kaldın, yarın gel dedi, kafamın tası attı, artık emniyette hafif bir bağırışma, çağırışma sonucu, araya da sevdiğimiz polis abilerimizin girmesi sonucu plakaları aldım, yağtığı tek iş iki tane imza attırdı, yani iki imzanın b..k una bizim evrakları vermiyor, eline düştük ya sözde, yani demek istediğim bazıları gerçekten problem.
    1 puan
  39. Zevk işi abi Ben genel tabir söyledim Kompakt bir araç HB tasarlanır sadece
    1 puan
  40. 2918 SAYILI Karayolları trafik kanunu ARAÇLARIN TEKNİK ŞARTLARA UYGUNLUĞU: Madde 30 - AraÇların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur. a) (Değişik bent: 21/05/1997 - 4262/4 md.) Servis freni, lastikleri, dış ışık donanımından yakını ve uzağı gösteren ışıklar ile park, fren ve dönüş ışıkları noksan, bozuk veya teknik şartlara aykırı olan araÇları kullanan sürücüler 72 tl para cezası yazılır.Ayrıca eksiklikler giderilince ye kadar trafikten men edilir. IŞIKLARIN KULLANILMASI Madde 64 /1-b/1 1. Gece sis ışıklarının; sisli, karlı ve sağanak yağmurlu havalar dışında diğer farlarla birlikte yakılması.yakan sürücülere 72 tl para cezası yazılır. kanunu bilirseniz kimseyle atışmadan mahkeme mahkeme uğraşmadan güvenli bir şekilde seyahat edebilir siniz? Yukarıdda örnek te trafik polisi mad.30/1-a maddesinden ceza yazması gerekirken mad.64/1-b/1 den yazmıştır..SonuÇta ABD de yada MUZ cumhuriyetin de yaşamıyoruz herkes kafasına göre ampul takamaz.. Ayrıca görevini yapmakta olan memura nolllduu mollduu gibi laflar bu formdaki kişilere yakışmaz..''nolllduu''diye bağırırsın memura, daha sonra 100 m gidersin bir kaza yaparsın yine can havli ile 155 i ararsın sonra dediklerinden pişman olursun...
    1 puan
  41. Merak etme o da senden tedirgin oluyordur.. Risk herzaman heryerde var. Yıllardır motosiklet kullanırım. Ergenliğimden beri.. Sonrasında bir kaza neticesinde uzunca bir süre ara verdikten sonra 5-6 sene önce tekrar başladım. Ciddi iki tane kazam oldu. Birisinde motosiklet üzerinde uyuya kalmıştım, sol solda platin Çivilerle hayata kaldığımız yerden devam ettik. Sonrasında 10 sene falan kulllanmadım. Biride geÇen sene oldu. Kaldırımda mal mal yürürken tüpÇünün biri scooter ı ile bana Çarpıp omzumun Çıkmasına neden oldu.. Velhasıl kelam diyeceğim o dur ki; kaza bulacaksa heryerde her şekilde bulur sizi.. Siz her türlü önleminizi alıp pasif sürüş gerÇekleştirdiğiniz sürece Çok ciddi bir sıkıntı yaşamazsınız. Gidona asılan kendini kenan sanmadığı sürece kolay kolay birşey olmaz. Ama şunu da söylemem lazım, elimde olsa 30 yaşın altındakilerin motosiklet kullanmasını yasaklardım.. Egonuzu yenmeden seleye oturmak Çok tehlikeli..
    1 puan
  42. Adama ne gareziniz var? O ötmüyorsa sensörden veri gelmiyor demektir. Dolayısı ile yarın öbürgün kelimenin gerçek anlamı ile kemeri takmayı unutup bir kaza yaparsnaız bu boşvermişlik hayatınıza mal olabilir.. Aman derim..
    1 puan
  43. E kılavuzu İzrmir'li karga olanın eli ojeden kurtulmazmış.
    1 puan
  44. Kaput kaplamayla ilgili önceden yazmış olabilirim izlenimlerimi söyleyeyim: En kalitelisinden Ziebart yarım kaput koruma yapıldı (hediye). Taşlar nedense kaplamanın bittiği yere çarpıyordu sürekli. Sonra baktım aşağıyı da tutturmaya başlayıp kaplamayı da yırtmayı becermişler. Bizim Antalya'da her yaz sıcaktan asfaltın zifti eridiğinde üzerine bolca mıcır dökülür, dolayısı ile taş yağmuruna alışkınızdır, bu yüzden 3 kere ön camım değişti. Sonunda kaput öyle bir hal aldı ki sağı solu yırtık, yapıştırma olduğu belli olan yamalı bir görünüm. Söktük kaplamayı bu sefer altındaki boyada ton farkı oluştu. Sonunda komple kaputu boyattım rahat ettim. Şimdi kararım şudur: Taşlara özgürlük var, istedikleri yerlere vurabilirler, üzerinden siyah boya ile rötuş geçilir. Ne zaman ki su çiçeği görüntüsü oluşur kaput komple boyanır. Araç eskitile eskitile ağız tadı ile kullanılır, bir sonraki sahibine sıfır gibi teslim edilmek için saklanmaz, ikinci sahibi ister boyatır, ister kılıf yaptırır onu güzel gönlü bilir... Son söz: Değer koruma adına yapılacak tüm bu işlemlerin koruduğu değer sizin yaptırırken ödediğiniz meblağdan fazla değildir. Not: Bora olgunluk ve bilgeliğine duyduğum hayranlık her an artıyor...
    1 puan
  45. Bu Sony tutkusunun tıbbi bir karşılığı varmı acaba.. Obsessionun ötesine geçti gibi gelmeye başladı bana.. Arkadaşlar arabanıza ne takarsanız takın müzik dinleyemezsiniz. Akustiği bu kadar bozuk, dar ve çevresel seslerin/gürültünün bu denli yüksek olduğu bir ortamda gerçek anlamda stereo ses bile dinlemez zor iken bu konuyu bu kadar takıntılı şekilde arzulamak bana biraz garip geliyor. Arabanızın sesini beğenmiyorsanız gidin hoparlörlerini değiştirin. Zıngırdayan metal kısımlarına izolasyon yaptırın. Amplifier alıp taktırın falan filan. Ama CD çalar gibi flat çıkışla ses verebilen bir alette pre-emphasis ten medet ummak komik oluyor. Kaldı ki çoklukla radyo ve mp3 dinlendiği düşünülürse o pre-emphasis te yalan olacak..
    1 puan
  46. Kesinlikle zevk meselesi. Herşeyden önce SYNC i yaklaşık 2500 mil kullanmış biri oalrak son derece kullanışsız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ancak techno freakleri falan bir süre oyalar..
    1 puan
  47. Ya ustacım böyle şeyler isteyene kadar niye uygun donanım almıyorsun. Maliyeti zannettiğin kadar farklı olmayabilir bence...
    1 puan
  48. Marka çinçon çapı 16 cm..
    1 puan
  49. http://www.dailymotion.com/video/xhma49_chevrolet-cruze-hatchback-ed-welburn_auto#from=embed
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.