2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
05-02-2012 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Duman atma sorunu hepimizin başına gelebilecek bir durumdur. Aşağıda kısaca nedenleri özetlenmiştir. BEYAZ DUMAN : Dumanda beyaz rengi,egzosta bulunan yakıt parçacıkları verir. Genel olarak beyaz duman soğuk çalışma sonucunda oluşur. Soğuk bir motor ısınana kadar beyaz egzost gazı; başlangıçta içindeki su buharının yoğunlaşması sonucu beyaz duman gözükür. Beyaz duman aşağıdaki durumlarda görünür ; Motorun fazla ısınması. Eksik yanma ( Genellikle geç enjeksiyona bağlı ). Silindir duvarlarına yakıt spreyi çarpması,soğuması ve birikim yapması. Düşük kompresyon . Az uçucu yakıt. Düşük seton numarası ( ateşlenmenin çok gecikmesi ). MAVİ DUMAN : Mavi duman yakıtla ilgili değildir. Bu fazla miktarda motor yağının ateşleme hücresine gelerek yanması sonucu oluşur. Bunun sebebi de, yağ segmanlarının aşınması, supap kayıtlarının aşınması veya turboşarj şaft keçesinin eskimesidir. Yağ seviyesinin çok yükseldiği yağ banyolu hava filtreleri de motor yağ sızdırabilir. Duman oluşturan bu sebeplerin yakıt kalitesiyle ilgisi yoktur. KARA DUMAN : İs ve yanmamış karbon nedeniyle meydana gelen zengin karışımların sonucunda oluşur. Yakıt yanarken yeterli derecede hava bulunmayışı ve diğer nedenlerden oluşur. Bu nedenler : Motorun fazla yüklenmesine bağlı olarak fazla yakıt gelmesi. Kısıtlı hava akımı veya tıkanmış hava filtresi. Düzensiz yakıt püskürtülmesi veya patlama hücresine düzensiz yakıt girmesi. Enjeksiyonun gecikmesi,yani güç püskürtme. Enjeksiyonun başlamasıyla yakıtın ateşlemesi arasındaki sürenin kısa oluşu. Bunun neticesinde havayla yakıt iyice karışmadan ateşleme meydana gelir. Düşük kompresyon basıncı . Fazla yakıt püskürtme veya atomize olmadan damlama. -alıntıdır-4 puan
-
İş sevilmez, çalışmak sevilir, çalışmayı sevende ne iş olsa hakkıyla yapar...! (Cem'den uydurma Alman ata sözü)3 puan
-
Aradaki tüketim ve CO2 farkını merak edenler için 1.6 Duratorq TDCİ 115 ps 1.6 Ecoboost 182 ps Tablo ( Motor - Şehiriçi - Şehirler Arası - Karma - CO2 Salınım )2 puan
-
güzeldir hayatın içinden unuttuğumuz kendimizi aynadaki gibi görüp okumak...kendimizle yüzleşmeyi bıraktık sanırım...bundan sonra sık sık koyarım okuruz evlat...ben encok sevdiğim yazısını siz evlatlar için koyayım okuyun çok severim hatta aglarım..onu okuyunca biz bubalar olarak biraz bizide anlayın...lütfen... Babalar, oğullar ve dünya Haşmet Babaoğlu Freud'un keskin inceliklerle bezenmiş saptamalarından biridir şu: "Babasının haklı olabileceğini düşünmeye başlayan bir adama bakın, göreceksiniz ki, büyük ihtimalle oğlunun yanlış yaptığını düşünen bir babadır." --- Baba-oğul ilişkisi iklimi sert bir coğrafyadır... Baharlan kısa sürer. Ya güzel ama çok sıcak yazları vardır ya da hiç bitmeyecekmiş sanılan soğuk kışları... Bazen o kadar güçlü rüzgarlar eser ki, babayı bir yana oğlu bir yana savunur. Ama o sert rüzgarlar sayesinde serpilip büyür oğullar; hayatla baş edecek güce öyle kavuşurlar. Ve babalar da ancak o sayede anlar "dünyanın hakimi" olmadıklarını; zamanın bir halı gibi ayaklarının altından çekildiğini ve oğullarının kendilerine değil, hayata ait oldukları gerçeğini... --- Ne garip ve manidar bir süreçtir! Oğullar, kişiliklerini babalarıyla çatışarak şekillendirirler. üstü örtülü ya da açık açık... Sonra, epey sonra gün gelir ve oğullar birden fark ederler ki, onca çatışmaya, onca kan, ter ve gözyaşına karşın sonunda sanki babalarının hık demiş burnundan düşmüş adamlar olup çıkmışlar! Olgunlaşma dedikleri budur. Babadan çok uzaklara savrularak çıkılan yolu babaya kavuşarak (yani onu ve onun hayatla kavgasını anlayarak) tamamlamak... --- Bir zamanlar, bir Babalar Günü'nün ardından şöyle bir okur mektubu almıştım. Sakladım. "Geçen pazar evdeki çalışma odama girip çekmeceden babamın fotoğrafını çıkardım. Uzun uzun bakıp, itiraf edeyim ağladım. Annem halimi görse, inanmazdı. Gençlik yıllarım babamla kavgalı geçti. Neredeyse her şey aramızdaki çatışmayı alevlendiriyordu. Hiç anlamadık birbirimizi. Sonra evlendim. Babamla çatışmamın durduğu dönem geldi. Hani denizde fırtınadan sonra müthiş bir durgunluk olur, öyle. Yani o süt liman hal de garipti. çatışmıyorduk ama doğru düzgün konuşmuyorduk, bir şeyleri paylaşmıyorduk da! Epey sonra, babamın kendisiyle, benimle ve hayatla kavgasını anlamaya başladım. Meğer olay benimle onun arasındaki bir karakter çatışması değilmiş! İyi bir "baba" olmaya çalışmanın zorluklarından kaynaklanıyormuş her şey! Şimdi yaptığım her şeyin, söylediğim her sözün babama benzediğini görüyorum ve buna bazen çok şaşırıyor bazen de bundan huylanıyorum. Ağlayışım, babama artık bu duygularımı aktarma imkânımın olmayışından. O yok artik." Bu mektubu şimdi yeniden okurken New Yorker'ın tanınmış editörlerinden Howard Moss'un bir sözünü hatırladım: "Babam... Bir tek gece hariç ömrüm boyunca her gece rüyalarımda öldürdüğüm adam. O tek geceye gelince, babamın ölümüyle beni öldürdüğü geceydi." --- Babayla çocuk ilişkisi, insanın ilk sosyal ilişkisidir. çocuğun anneyle ilişkisine benzemez. Kapalı bir sevgi çemberi değildir yani, bir yolun iki ucunda olmak gibidir babayla çocuk ilişkisi. Biraz çocuklar babalarına doğru gider. Biraz da babalar çocuklara doğru gelir. Fakat doğrudur, çocuklar kadar babalar da bu yolda yürümeyi pek bilmezler, accmisidirler, yavaş yavaş öğrenirler... Kimi baba tökezleyerek, kimisi ikide bir duraklayarak, kimisi ilgisi dağılıp vazgeçerek, kimisi ise yuvarlanırcasına koşarak kat eder o yolu... İşte tam bu yüzden çocuğun babayla kurduğu ilişkiyle anneyle kurduğu ilişki çok farklı kapılara açılır. Ben anneyle kurulmuş "iyi" bir ilişkinin insanın iç dünyasını belirlediğini; "iyileştirdiği"ni düşünürüm. Babayla kurulan ilişkinin en kritik yanı ise onun çocukları DüNYA'yla; şu bildiğimiz dünya ile buluşturup tanıştırmasıdır. Madem Sigmund Freud'la başladım yazıya, yine onun bir sözüyle bitireyim: "Bir çocuğun babasının korumasına duyduğu ihtiyaç kadar güçlü bir başka ihtiyacın var olduğunu sanmıyorum."2 puan
-
Kardeşini sevmek! Modern ev nedir ki! Ne bir yuva artık, ne de bir sığınak! Bir tür "kürkçü dükkanı", belki pergelin sabit ayağı! O kadar! Bazen sadece bir kartvizit, bir adres! Bazen sevgisiz güvenlik, bazen de güvenliksiz sevgi alanı! *** Gençliğimde kan bağına dayalı kardeş sevgisini küçümserdim. Özgür tercihe dayanmayan ve aile kurumunun zorlayıcı diline yaslanan kardeşliği gÖklere çıkartanları bir menfaat şebekesinin üyeleri olarak gÖrdüğüm de oldu. Doğrusu, bu bakışımı haklı çıkartan pek çok tecrübe yaşadım... Sonra yıllar geçti ve kardeş sevgisindeki derin hikmeti ve ibreti kavradım: Kardeşini sevmek, kaderini sevmekti! *** Daha birkaç hafta Önce not etmiştim: Mevlana'da bir filozof bulmak, onu daha başlangıçta kaybetmektir! Sonra bu yanlışta ısrar edenlere baktım da... Sadece Mevlana'yı değil, felsefeyi de bilmiyorlar! Peki Mevlana ile "felsefe geleneği"nin ortak bir noktası yok mu? Var. İkisiyle de haşır neşir olmak, ikisini de anlamak için acı çekmeyi gÖze almak gerekiyor. *** Tanıdık birinden sÖz ediyorlar. Aşık olmuş! O mu, diye soruyorum. İnanmakta zorlanıyorum çünkü. Neden mi? çok zarif, gerçekten sevecen biridir. Ama bir gÖzü hep açıktır, hep diken üstündedir ve daima tertiplidir. *** çiftler birbirlerine alışık ve tanışıktır. Ama "tanımak" başkadır! Ancak ayrılırken veya ayrılıkta tanırlar birbirlerini! *** Sevdikleri erkeklerden gizliden gizliye hoşlanmayan genç kadınlar; hoşlandıkları kadınları aslında hiç sevmeyen genç erkekler ne çoklar! "Piyasa değerleri"ne gÖre hoşlanıyor ve alabildiğine mahrem bir enerjiyle seviyorlar! Bu çağın en şiddetli iç çatışmalarından biri bu! Ama yaşayanlar başkalarına açıkça anlatmaktan kaçındığı için sÖzü edilmiyor, üzerinde durulmuyor. *** GÖrsellik (seyir) kültürü üzerimizden bir silindir gibi geçiyor. Gitgide bir fotoğrafın yüzeyine dÖnüşüyor hayatlarımız; hatta birbirimizi bir fotoğrafı sever gibi sevmemiz isteniyor. Belki de gün gelecek, birçok insan sırf sosyal medyaya koydukları fotoğraf ya da videoların etkisini bozmamak için evlerinden çıkmayacak, başkalarıyla buluşmayacak. *** ŞÖyle demişti: "Şu an sessizliğinin esiriyim!" *** "Biz ne zaman yenildik?"diye soruyor. İçim burkuyor, saklamak için gülümsüyorum: "KÖtüye kÖtü demekten vazgeçtiğimiz zaman..."2 puan
-
Mertol abinin yorumunu okurken yanımda çalışan arabalardan hiç anlamayan elemanım. Bu ne abi dedi (ne okuyorsun anlamında sordu) Dedim focus biri eski kasası biri yeni kasası Aynı gibi duruyorlar ne kadar çok benziyorlar dedi2 puan
-
Ümit en sağlam testi sen kendin yapıyorsun ya, daha ne testi? Çekim mekanları gÜzel, özellikle Istanbul Park civarındaki yollardaki dinamik Çekimler fazla asfalt seyrettirme dışında hoş olmuş. Nesnel bir veri Üzerine kurulu bir test değil, daha Çok sÜrÜş izlenimi. Ayrıca ciddi TÜrkÇe/anlatım sorunları var, mesela: Dinamik tork kontrolu virajlarda keyif versin diye yapılmış, torku daha hızlı yönetmenizi sağlıyor SÜspansiyon geometrisi yumuşak tutulmuş (geometri nasıl yumuşak olacaksa) Aktif gÜvenlik sistemi pasif bir yardımcı!? Ayrıca hep konforlu denilmiş ama yol tutuşundaki başarıdan, hızlı tepkili direksiyondan hiÇ bahis yok, en azından şimdilik Bu kadar ukalalık yeter, sonuÇta amatör Çaba ve emeğe saygı göstermek, paylaşana da teşekkÜr etmek lazım!2 puan
-
Fiyatlar gerçekten çok arttı. 70.000 TL ve C sınıfı bir otomobil (premium markalar hariç). Devletin bu vergi yükü çok acımasızca.Hiç adil değil. Toplayamadığı vergileri yakaladığına faturalamak kolaylarına gidiyor tabi.2 puan
-
Arkadaşlar,Focus 3 Titanyum X Sunrooflu ve Otomatik Parklı Şeker Kırmızı otomobilimde Focus 3 e yakışmayan,yada kanaatimce eksik gördüğüm şeyleri yazıyorum .... EKSİKLİKLER : 1- Anahtarsız giriş olmaması 2-Alarm olmaması 3-Gösterge ekranı ile Müzik sistemi ekranlarının düşük çözünülürlüklü ve küçük olması 4-Arka kapıların üstünde tweeter olmaması 5-Soğutuculu Torpido olmaması 6-Arka koltuk havalandırma ızgaralarının bulunmaması 7-ön konsolda yeterli eşya koyma gözünün olmaması 8-Küçük stepnenin olmaması (2012 Ekiminden itibaren var artık) 9-Start-Stop olmaması(Dizellerde) 10-ESP nin devre dışı bırakılamaması 11-17 inç jant olmaması 12- Sedefli Beyaz renk olmaması,renk seçeneklerinin az olması 13-Ultraviole ön Cam olmaması 14- Avrupadaki özelliklerin bazılarının hala satışta olmaması 15- İçerden açılamayan bagaj kapağı 16-Amortisörlü Kaput yok 17-Arka bagaj kapağında içerde el tutma yeri yok (Sedan'da yok) 18-Sony Müzik sistemi 19-Sadece önlerde ambians ışıklandırması olması 20-Ambians ışıklarının gösterge ışıkları ve müzik siteminin ışıklarının rengini değiştirememesi 21-Torpidonun kilitsiz olması 22-Benzin deposu kapağının kilitsiz olması 23-Lastik Basınç uyarı sisteminin olmaması 24-Bagaj aydınlatması hala çok zayıf HATALAR 1- ön konsol kenarlarının çıkıntılı olması nedeniyle bolca diz çarpması yaşanıyor,dizlerde morartılar oluşuyor 2-USB girişi torpidoda ve çok kötü konumlandırılmış,flash belleği takmak eziyet 3-Torpido çok küçük,kullanışssız ve kapağını açmak,özellikle ön yolcu koltuğunda biri varsa imkansız... 4-Bluetoothtan telfonunuzun isim rehberini alıyor ama isimleri önce soyad,sonra ad olarak tanıyor,bunu ad-soyad yapamıyorsunuz,araycağınız kişinin soyadını bilmezseniz bayağı uğraştırıyor birini bulmak rehberden 5-Ses kumandaları ve yol bilgisayarı kumandaları direksiyonda olmamış,direksiyonu çevirdiğinizde kullanılamaz hale geliyorlar,eskisi gibi direksiyondan bağımsız ve sabit olmalıydı 6-ön koltuk kafalıkları çık kaba ve öne eğimli,başınızın arkasından sizi öne doğru ittiriyor,ayrıva tam olarak oturmuyor,eğimli çubukları nedeniyle 7-ön konsol o kadar uzunki ön camları silemiyorsunuz içeriden 8-Ses sisteminde mute yok 9-Bluetoothla bağlandınız diyelim,ama özel konuşmak istiyorsunuz,otomobilin teybini bir kapatyosunuz telefonda kapanıyor,arayanın yada aradığınız kişinin suratına çat diye kapatıyosunuz telefonu 10-USB den müzik klasörlerini seçerek karışık dinleyemiyorsunuz,ya tüm usb deki müzikleri karışık çalıyor yada sadece bir dosyayı karışık çalıyor,bunu anlatmak biraz zor ama olmamış işte... 11-Sunroof biraz daha geniş olsaymış keşke... 12-Kornayı çalmak çok zor,çalmak için bayağı güç harcıyorsunuz..., 13-Radyodan kanalları direksiyondan istasyon atlatarak bulmak eziyet,konsoldan bulmak daha kolay... 14-Orta ekrandan müzik çalar menülerini kullanmak çok sıkıntılı ve çok dip yaptırıyor,çok alta inip geri dönmeler var... Başka aklıma gelen şeyler olursa ekleyeceğim..Şimdilik bu kadar....1 puan
-
Forumda göremeyince böyle bir konu açayım dedim Km: 116.600 km Motor Gücü: 109HP Yakıt: Opet Eurodisel Ortalama Hız: 30km/h Şehir İçi: 6.4-6.8 lt/100km Şehir Dışı: 6lt/100km1 puan
-
Tekrar yazıyorum, bu devir dalgalanması motor kontrol ünitesinin sorunu ve yazılımsal olarak giderilmesi lazım. Almanya'da aynı sorun sıklıkla var ve Ocak sonunda çıkan yeni bir yazılım güncellenmesi ile giderildiğine dair mesajlar okudum. Yani servise ve Otosan'a bildirip güncelleme bekleyin.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Tevfik abi paylaşım için saol 1sn bile okumaktan üşenmedim ve dahada üşenmezdim bitmeseydide.1 puan
-
1 puan
-
Sorulara numaralar verdim, numaralara göre cevaplayacağım 1- Pilotaj 2- Bu doğru, ama birinci cevap hala geçerli 3-Olsun ama o ecoboost 4-Hb karoser, pilotaj, benzinli motorun yÜksek devir keyfi ve buna ecoboost'un performansı eklenince epeği fark var tabi.1 puan
-
1 puan
-
Komikmiş.. Keşke hiç konuşmasaydı.. "Bize öğretilen" dediği yerde sesli güldüm..1 puan
-
Otomatik far yükseklik ayarlayıcısı bulunmayan ''xenon far''lara sahip araçların ''ağır kusurlu'' kabul edileceği ve muayeneden geçemeyeceği bildirildi. TüVTURK İş Geliştirme ve İletişim Direktörü Koray özcan, yaptığı açıklamada, xenon (gaz deşarjlı) farların daha iyi görebilmek için gün ışığına yakın bir ışık veren aydınlatma sistemi olduğunu söyledi. Bazı araçların, fabrika çıkışından itibaren bu tür farlara sahip olduğunu anlatan özcan, bu araçlarda far yükseklik ayarlayıcısı olduğu için muayenede herhangi bir sorunla karşılaşılmayacağını ifade etti. Fabrika çıkışlı xenon farlara sahip araçlarda, hareket halindeki sallantıya ya da yüke göre karşı yönden gelen sürücülerin rahatsız olmaması için otomatik çalışan far yükseklik ayarlayıcısının bulunduğunu anlatan özcan, şöyle konuştu: ''Yükseklik ayarlayıcısı sayesinde araç aşağı yukarı salındıkça ya da yük nedeniyle arka aksının aşağı, ön aksının yukarı doğru yönlenmesi durumunda ışığın devamlı aşağıda tutulması sağlanır. Ancak orijinal olmayan ve daha sonra yedek parça şeklinde alınarak monte edilen xenon farkların takıldığı araçlardaotomatik far yükseklik ayarlayıcısı bulunmamaktadır. Bu durum, karşı yönden gelen sürücülerin görüşünü engellediği için tehlike oluşturuyor. Araçların niteliklerinin tespit ve kontrol edilerek trafikte kullanımının uygun olup olmadığına bakılan TüVTURK Araç Muayene İstasyonlarında bu durum, 15 Ocaktarihine kadar hafif kusur olarak muayene raporuna yansımaktaydı. Ancak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından trafik güvenliğiaçısında tehlike yaratması nedeniyle gerekli değişiklik yapıldı. Otomatik far yükseklik ayarlayıcısı bulunmayan xenon farlara sahip araçlar ağır kusurlu olarak değerlendirilerek artık muayeneden geçemeyecektir.'' özcan, araçlarında otomatik far yükseklik ayarlayıcısı olmayan sürücülerin sıkıntı yaşamamak için muayene istasyonlarına gelmeden önce gerekli önlemleri almasını istediklerini kaydetti. -alıntıdır-1 puan
-
Pardon, testi izleyeceğim diye, heyecandan nereye açtığımın daha doğrusu açacağımı kestiremedim, test köşemizi unutmuşum1 puan
-
Merhaba Tolga bey, desteğiniz için teşekkürler.. Tanışma kısmında tanışmak dileğiyle Keyifli Forumlar1 puan
-
Almaya değecek tek donanım haklısın bi-xenon gerisi teferruat,parÇalı deri,koltuk ısıtması hele bide 7 farklı ışık neyin nesi anlamış değilim maliyeti nedir?,alanlar sırf bi-xenon iÇin alıyodur haliyle gÜlÜ seven dikenine katlanıyodur ama ne cazip bi paket nede cazip bi fiyatı var malesef1 puan
-
Bi-Xenon :D Alper tam deri gÜzel olmuyor, boşver. Çok kalitelisi olması lazım ki o da zor bu sınıfta...1 puan
-
Sapla saman birbirine karışmış. 1. Çakma xenonların, yani merceksiz halojen reflektörüne monte edilen ampullerin yasaklanması lazım 2. Xenon veya halojen veya mum ışığı fark etmez, hepsinin ayarlanabilir olması lazım. Xenon kasisten geÇerken göz alıyor da halojen almıyor mu? Yani otomatik ayar olması gerekmez ayarlanabilir olması yeter. Arka koltuğa 4 kişi adan ve farını ayarlamayan adam hiÇ mi sorun yaratmıyor da Xenon'a yükleniyoruz? 3. Orijinal far dışında far takılacaksa mesela Almanya'daki gibi yan sanayi ürünü üreten firmalar TUVTürk uyumluluk belgesi iÇin baş vurmalı ve bunu alanların montajı serbest bırakılmalı 4. Ayardan daha ciddi güvenlik sorunu ışığın özelliği nedeniyle kirli camların arkasında ciddi performans kaybına uğraması, yani far yıkama da standart olmalı 5. Muayeneden geÇen adam ertesi gün gene Çakma xenonla gezerse ne olacak, yol kontrolları da mutlaka bu sürece eklenmeli. Hani komplo teorisyeni olsam otomobil üreticilerinin xenonlu model satışı artsın diye yapılmış diyeceğim...1 puan
-
iyi günler bende aranıza katıldım...2 ay önce focus 3 tit+oto park. aldım...aldığım gün terst aracında ve benim arabamda 1.vitesten sonra 2.viteste hızlanırken titreme vardı...izmir çetaş yetkili servisinde mustafa çoruk usta çok ilgilendi...bundan yaklaşık 1 hafta önce yeni yazılım geldiğini söyleyip beni servise davet ettiler ve enjektörlerin kodlaması yapıldı...şu anda ne titreme var nede şehiriçinde silkeleme olayı...bu sorunların hepsi kodlama ve yazılımdan sonra geçti...bilgilerinize...1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Cem Hocam size katılmayı canı gönülden isterdim ancak silinen toplam yüzey alanı F2'den fazla olmasına rağmen sürücü tarafı A sütununun kenarında silinmemiş 7-8cm'lik bir alan bırakıyor ki A sütunuyla beraber toplam görüş alanı kaybı o bölge için 15-20cm'lere ulaşıyor. Açısal değerlendirdimizde de oturma pozisyonuna bağlı olarak değişmekle birlikte benim gibi orta boylular için sanırım 25-30 derecelik bir görüş kaybı yaşanıyor tek bir bölge için ki ben manevralarda zorlanıyorum.1 puan
-
Bu indirimler kilo verme gibidir, diyet yaptığında verdiğinden fazlasını sonrasında geri alırsın. Yakında gene sıkı zam gelecek demektir1 puan
-
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama - Can Yücel Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama Yarım saat erkene kurulsun saatin. Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin.. Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin... Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin... Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin. Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart, Çek kızarmış ekmek kokusunu içine, Bak güzelim kahvaltının keyfine. Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin.. Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile. Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, Ohhh şöyle bir hafifle Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa... Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak Çiçek görürsen kokla ,köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al. Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı? Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi? Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor.. Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak. Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.. Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun.. Saklama tabakları, bardakları misafire Sizden ala misafir mi var bu dünyada Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının.. Gece evinde, dostların olsun Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun.. Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun? Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! Can Yücel...1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.