Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

26-02-2012 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Ümit bey eğer kaputunuz daha önce boyanmış olsaydı emin olun o taşın izi falan çıkmazdı. Üreticiler epey uzun zamandır su bazlı boya kullanıyor ve ağırlık sorununa neden olmaması için olabildiğince ince katman atıyorlar. Dolayısı ile taş falan gelince de kalkıyor. İlk mesajı atarken zamanım yoktu yazamadım. Neden gereksiz gördÜğÜmÜ de yazayımda tam olsun. - Kaput filmi renk farkına neden oluyor. Bunun önÜne geçmeniz imkansız. Ve dahası yeni arabanın eski gibi gözÜkmesine boyanın Üzerindeki verniğin parlamasını engelliyor. Sıfır alıpta 3-5 yaşında araba ya da boyalı araba gibi gözÜkecekse neden sıfır alayımki? - Koltuk koruma dedikleri solvent silikon bazlı. Kumaşın tÜylerini birbirine yapıştırıp tuhaf bir görÜntÜye neden oluyor. Dahası ford mÜhendisleri çalışıp debelenmiş kaymayan ve alerjen olmayan bir kumaş kullanmışlar siz kalkıp Üzerine kayganlaştırırcı malzeme sıktırıp bunlardan vazgeçiyorsunuz. -Boyanın korunması imkansız gibi birşey. Neyden koruyacaksınız? GÜneş? İmkansız, lavuğun birinin çizmesinden? o da imkansız. Boyanın koruması falan olmaz. Üzerine sÜdÜkleri teflon bazlı zımbırtıyı makine ile yedirip boyanın kalınlığını dÜşÜrÜyorlar.. Onun yerine her sene yaz sonu kış başında cila yaptırın olsun bitsin. çok istiyorsanız yaza girerkende yaptırırsınız. Cila derken öyle asortik markalara falanda gerek yok. çBS Belco iyidir. - Motoru korumanız gereken iki şey var. Birincisi yakıta solvent katan bazı şerefsiz akaryakıt bayiileri, ikincisi kendi egonuz ve hız yapma arzunuz. - Jant temizliği nedirki? Sulandırılmış tuzruhunu bezle sÜrÜp jantın Üzerindeki balata atıklarını temizliyorlar. Bunun için para verilmez.. Ben bu işlerin tÜmÜyle para tuzağı olduğunu dÜşÜnÜyorum. He araba 10 yaşında olur, içi dışı kirlenmiştir gider komple detaylı iç temizlik yaptırırsınız, dışına da pasta cila yaptırırsınız onu anlarım. Ama 1 yaşındaki arabayı korumanız gereken şey kesinlikle bu tip şeylerden geçmiyor.
    3 puan
  2. O MDF de efsane oldu çıktı.. Hesapta işlemesi daha kolay diye MDF den yapıyorlar. Tesisat işi ile uğraşanların çoğu marangozluktan o işe geçince böyle oluyor işte..
    2 puan
  3. Bir de bilgilendirme. Bir süredir beyaz eşyada uygulanmakta olan sınıflama Avrupa Birliğinde Kasım 2012'den itibaren lastikler için de kullanılacak. üç kategoride lastik değerlendirilecek: 1. Yakıt tüketimine etkisi: A en iyisi, her sınıf düşmede 100 km'de 0.1 l daha çok tüketim olacak. 2. Islakta fren mesafesi: A en iyisi, her sınıf düşmede mesafe 3-6 m uzuyor 3. Yol gürültüsü: Dışarıdan duyulan ses dB cinsinden, 80dB sakıncalı sınırı. Her lastiğinde aşağıdaki gibi bir etiketi olacak: Araştırmacı-yazar kardeşiniz şimdiden bilgilendiriyor forumdaşları
    2 puan
  4. Hoparlör ile aracın orjinalliği falan bozulmaz yahu. Abartmayın. Bir arabanın orjinalliğinin bozulması demek, aracın üreticinin yayınladığı değerlere uymayan ve geri dönülemez şekilde yapılan tamir ya da modifikasyon sonrasında olur. örneğin arabanın arka çamurluğunu değiştirtir ya da tamir ettirirseniz o arabanın orjinalliği bozulur. Ama kapısını komple değiştirirseniz o orjinalliğin bozulması anlamına gelmez. Ancak kapısını kaportacıda düzelttirir yada sacını değiştirtirseniz o da orjinalliğini bozar. çünkü fabrikanın standartlarında tamir ettirme imkanınız malesef yok. Ama hoparlörmüş teypmiş ıncık cıncıkmış bunlarla orjinalliğinin bozulduğunu falan düşünüyorsanız bu yanlış.
    2 puan
  5. Focus ile BMW yürütücü aks tasarımı itibariyle farklılar bildiğiniz üzere. Focus önden çekerken, BMW arkadan itiyor. Hal böye olunca sürüş güvenliği açısından süspansiyon ayarları da farklı oluyor, BMW uzun süre nötr kaldıktan sonra sınıra ulaştığında arkadan açmaya başlar, tersine direksiyon hareketi ve gaz verme ile yola sokmak mümkün olur (genelde), sportif ayarlı bir araçtır, sürücüsünden de beklenti daha fazladır. Focus önden çekişlidir ve sokaktaki Adem Beyin kullanacağı tüm önden çekişli arabalar gibi önden kayacak şekilde ayarlanmıştır. Burundan kayma hem aracın kendi kendini frenlemesine olanak verir, hem de direksiyonu gidiş yönüne kırıp gazla destek olduğunda yola daha kolay girer, yani sürücüden fazla bir beklentisi olmaz sistemin. Bu sınıftaki bildiğim tüm önden çekişli araçlar aynı davranışı gösterir. Arkası kopan önden çekişli bir aracı toparlamak aynı durumdaki arkadan itişliden daha zordur. Diğer önemli noktalar, hatta belki hangi yönde kaydığından daha önemli, yük değişimlerine verilen tepki ve aracın kaymaya başlayacağını hissettirmesidir. Viraj içinde ağırlık değişimi olduğunda (mesela frenleme) apansız kopan, ya da burundan kayarken birden arkayı açan araç makbul değildir. Aynı şekilde aracın limitlere yaklaştığını küçük salınımlarla hissettirmesi önemlidir, sınırınızı daha rahat belirlersiniz. Bu açıdan bakıldığında Focus her zaman güven veren, ağırlık değişimlerine çok olgun tepki veren (hele Mk.3 bu açıdan müthiş), sürücüsüne kötü sürprizler hazırlamayan bir model ve bugüne kadar beni hayal kırıklığına uğratmadı. Gelelim ESP'ye. ESP günümüzde olsa da olur olmasa da bir donanım değildir. Şartları sizin belirleyebildiğiniz durumlarda kuşkusuz daha heyecan verici sürüş sağlayabilir yokluğu, hele ki biraz usta sürücü iseniz. Ancak kendinizi farkına varmadan olumsuz yol şartlarında yanlış hızlarda bulursanız emin olun en iyi sürücüden daha hızlı ve doğru tepki verecektir. Arzu edildiğinde devre dışı bırakılabilmesi iyi olurdu bence de, ancak güvenliği ön planda tutuyorsanız gerek trafik denetçisi ve gerekse üretici olsam ben de sürekli devrede olmasının sağlanmasını yeğlerdim. ESP'nin Focus'ta geç devreye girdiğine katılmıyorum. Benim izlenimlerim ancak yoldan çıkmanın engellenemz olduğu durumlarda devreye girdiği yönünde. Ya da şöyle söyleyeyim ESP devreye girmese bu virajı daha hızlı dönerdim dedirtecek bir durum yaşamadım. Ayrıda bu konuda çok zorladığım 2007 BMW 520 ve 2010 BMW 320'nin daha farklı olmadığını söyleyebilirim. Ha viraja girmeden kıçını koparırım, sonra da motorun gücüyle tatlı tatlı arkayı kontrol edecek şekilde dönerim diyorsanız, Focus önden çekişiyle bu tarz kullanımı kolaylaştıran bir araba değil, ayrıca motorun gücü tekerleğe yansıtma karakteri ve miktarı da önemli bir soru işareti. Geçen hafta sonu Toroslarda biraz gezindim Yine yazıyorum, Mk.1 Sport Trende göre çok daha hızlıydım, yolları ve kendimi iyi tanıdığımdan bunun psikolojik etki olmadığını kesinlikle söyleyebilirim. Güvenli sürüşler!
    2 puan
  6. yazın style plus farlarıma led taktırıp resimlerini koymayı düşünüyorum...maslak oto sanayi de çözümler tükenmez:)
    1 puan
  7. Bu asfalt için doğru değil maalesef. Kaygan zeminlerde geçerli, kar, çakıl, toprak, kum, ne dersen. Ancak asfaltta, yani tutunma iyi ise ideal çizgide kaydırmanın getireceği frenlemeden kaçınarak dönmek her zaman daha hızlıdır. En basit örneği bakınız WTCC yarışları... Virajda hızlı olmak ile virajı hızlı dönmek her zaman aynı şeyler değil. Kaydırmanın bile sınırı var, olumsuz etkisini bir örnek olsun, rallileri izlemişsindir, Loeb ile Solberg'i karşılaştırırsan, sırf görüntüye bakarsan Solberg gösterişli, bol savurmalı bir stil ile hızlı gidiyor izlenimi verir, Loeb ise seyirciyi pek heyecanlandırmayan ve olabildiğine az kaydırmaya özen gösteren bir tarza sahiptir, sanırım hangisinin daha hızlı olduğunu yazmama gerek yok.
    1 puan
  8. 1 puan
  9. Karaambar kamyoncular derneğindeki kankalarımı toparlayıp bende gitmeyi planlıyorum.. Sanırım bazı şeyler uzaktan daha güzel.. Evde evcil hayvan beslemek ya da F1 i yerinde seyretmek gibi mesela..
    1 puan
  10. Haklısın aslında Fatih Sultan Mehmet dediğimiz zaman bizim gözümüzde çok büyük son derece kıymetli koskoca bir osmanlı padişahı geliyor. Beklenti doğrultusunda karakter bekleneni veremiyor ancak O zamanı düşünüp Fatih sultan mehmetin çok genç olduğunu varsayarsak filmdeki karakter aslında o kadarda itici değil. Bana ulubatlı hasan karakteri yerini bulmamış gibi geldi. Tamam yiğit ve yakışıklı olabilir ama heybetli pala bıyıklı kodumu 2.80 uzatır denilen bir karakter daha uygun olurdu sankim. Yakışır yiğidime yesin elmayı yesin çok görme
    1 puan
  11. TOSFED internet sitesinden: Avrupa’da büyük ilgiyle takip edilen ve ülkemizi ilk kez 2012’de ziyaret edecek FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası (ETRC)'nın açılış yarışları, 12-13 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Park'ta koşulacak. 2012 senesinde ülkemizde ilk defa koşulacak olan şampiyonada, Türkiye, İtalya, İspanya (2 yarış), Fransa (2 yarış), İngiltere, Almanya, Rusya, çek Cumhuriyeti, Belçika olmak üzere 9 ülkede toplam 11 yarış yer alıyor. 1984'te İngiltere'de başlayan kamyon yarışları, daha sonra Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) bünyesinde Avrupa Kupası olarak koşulmaya başlandı. 1990'lı yıllardan beri her geçen gün daha da çok ilgi çeken kamyon yarışları, 2005 sezonundan bu yana FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası adı altında düzenleniyor. Kamyon yarışlarında, ülkemizde 'Tır çekicisi' olarak adlandırılan araçlar yarışıyor. Ancak bu araçlar, karayollarında gördüğümüz çekicilerden biraz daha farklı. 5.5 tonluk ağırlığa, 12 litre ve 1100 beygir gücündeki bir motora sahip olan kamyonların, yarış sırasındaki azami süratleri 160 km/s ile sınırlandırılmış durumda. Şampiyonada, teknoloji açısından modern GT yarış otomobillerini aratmayan 20 civarında kamyon sürekli olarak yarışırken, bir yarışa en fazla 30 kamyon kabul ediliyor. Avrupa'da Formula 1'den sonra en çok seyirci çeken yarış serisi olan kamyon yarışlarında, bir hafta sonunda Cumartesi ve Pazar günlerinde ikişer yarış olmak üzere, birbirinden bağımsız tam dört yarış yapılıyor. İstanbul Park'taki yarışlar 9'ar tur sürecek. Aksiyonu hiç kesilmeyen ve büyük bir çekişmeye sahne olan kamyon yarışlarının Türkiye'de de büyük bir ilgi çekmesi bekleniyor. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından İstanbul Park pistinde organize edilecek olan yarışlar, 2012 FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası'nın ilk ayağı olarak gerçekleştirilecek. Yarış hafta sonunda, ayrıca 2012 Türkiye Pist Şampiyonası'nın da ilk ayağı koşulacak. TOSFED, daha önce Formula 1, Dünya Ralli Şampiyonası, Dünya Binek Otomobiller Şampiyonası ve Dünya Cross-Country Kupası olmak üzere FIA’ya ait olan tüm dünya şampiyonalarını ülkemizde düzenlemiş ve FIA Avrupa Ralli Şampiyonası, FIA GT Şampiyonası, Alman Binek Otomobiller Şampiyonası (DTM), Le Mans Dayanıklılık Serisi, Renault Dünya Serisi gibi yarışmalara ev sahipliği yapmıştı. Yarışlarla ilgili fotoğraflara şampiyonanın promotorü olan Truck Race Organisation’un internet sitesi http://www.truckrace.org ‘dan, şampiyona ile ilgili videolara ise http://www.truckrace.tv adresinden ulaşılabilir. Türkiye'deki yarışmanın akışı ve seyirci biletleri ile ilgili bilgiler, Mart ayı içinde federasyonumuz tarafından açıklanacak. 2012 FIA Avrupa Kamyon Yarışları Şampiyonası Takvimi 13 / 05 İstanbul Park – Türkiye 20 / 05 Misano – İtalya 10 / 06 Albacete – İspanya 24 / 06 Nogaro – Fransa 01 / 07 Donington – İngiltere 15 / 07 Nürburgring – Almanya 29 / 07 Smolensk – Rusya 02 / 09 Most – çek Cumhuriyeti 23 / 09 Zolder – Belçika 07 / 10 Jarama – İspanya 14 / 10 Le Mans - Fransa
    1 puan
  12. Dün akşam filme gidebildim nihayet Filme gerçekten çok büyük bir ilgi var. çevre sinemalarda yer bulamadım gece 12 seansları ble doluydu. ümraniye AFM sinemasında yer bulabildim. Film hemen hemen tüm sinemalarda aynı anda 2-3 salonde gösteriliyor ve bu film harici başka filme giden yok diyebilirim müthiş bir ilgi var gerçekten filme. Film nasıl olmuş sorusuna gelince. Film bence yapılan reklamı ve gösterilen ilgiyi hakediyor. 2.5 saat değil 25 saat olsun izlerim. Görsel efektler oldukça iyi gerçekten farksız gibi. Filmde tevfik abinin paylaştığı eleştri yazısında değinilen benzetme konuları hemen hemen doğru. Ancak bence bu kötü bişey değil. Bence sayın Yılmaz özdilin tuttuğu cephenin amacına hizmet etmediği için filmi bu şekilde acımasızca eleştiriyor. Eleştirye aldırmayın gidin izleyin. çok derin ve yüksek tarih bilgim olmamakla birlikte. Benim bildiğim kadarıyla Filmin konuları gerçek olan olaylara göre işlenmiş. Ben kendi tarih bilgim çerçevesinde gözüme batan bişey yakalayamadım. Ama birkez daha gideceğim filme. Filmde malkoçoğlu vari sahnelerde var. çok aşırı abartılmamış tabi Cüney arkın filmlerindeki gibi. Ve o kişi malkoçoğlu gibi ön planda değil baş rol oyuncusu olsada. Malum kişinin kahramanlık hikayelerini kitaplardan zaten okuyorduk. Film etkileyiciydi. Savaş sahneleri başlayana kadar biraz sıkıcı gelebilir. Ama ilk top patladıktan sonra 4 gözle izlenmeye başlıyor. özellikle Şahi topunun İlk patlayış sahnesi çok etkileyici. Güzel vurgulamışlar o sahneyi. Filmde beğendiğim bir diğer nokta ise. Bir milleti yüceltim öbür milleti mıymıntı yapmamışlar. Bizans imparatorluğunun tüm gücüyle nasıl direndiğini. Ve İstanbulun nasıl zorluklarla kararla ve inançla fethedildiğini atlamamışlar. özetle eleştride yazıldığı gibi benzetmeler filmde var ancak bu film bir malkoçoğlu filmi değil. Sonunu biliyor olmasanız aa bizans kazanacak heralde diye düşünebilirsiniz. Şahsım adına ben beğendim. Nişalımda beğendi. Giden tüm arkadaşlarımda beğendi. Filmin son dakikalarında tüm sinema salonunun ağlamaklı ve çoğunun gözlerinin yaşlı olduğunu düşünürsek (ben dahil). Bence bu film oldukça çok beğenildi. Bence Herkez bu filmi izlemeli. Eleştrilere aldanmayın İlk boş vaktinizde mutlaka gidin
    1 puan
  13. 1. Konumuz "ESP güvenlik için gereklidir" idi, "ESP olmadan daha hızlı sürülür" değil. Piste çıkmış olsak elbette öncelik hız olurdu, ancak trafikte güvenlik önde gelir. 2. Yazdıklarından sürekli iyi sürücü varsayımından yola çıkıyorsun, sen iyi olabilirsin, ama ya kendini "iyi" zanneden cahil, tecrübesiz ve beceriksizler..? 3. Elbette Mk.3 ile yol tutuş ve motor gücü daha iyi olduğu için daha hızlıyım, ama bu örneği Mk.1'de ESP olmaması ve Mk.3'de olmasına rağmen hızlı gidebildiğim için verdim (ayrıca Mk.1 Sport Trend'in yol tutuşuna da hafife almamak lazım) 4. önden çekişli araçta TVC da olunca 8.virajdan sonra en hızlı gidilebilecek sürüş tekniğini yakalıyorsun, yeterince yavaşlayıp dip gaz virajı dönme olarak özetlenebilecek bu teknikte çok nadir yavaşlatıcı bir müdahale oluşuyor. 5. ESP'yi savunuyor ve sadece hobi amaçlı devre dışı bırakılma seçeneği sunulsaydı iyi olurdu diyorum özetle... İyi Pazarlar.. Not: Fetih 1453 nasıldı bu arada (uygun konuda cevaplandırırsan lütfen)?
    1 puan
  14. Bence o yazdıklarınızın tümü gereksiz.
    1 puan
  15. caizdir.....evladım dinleyebilirsin...huşu içinde....
    1 puan
  16. Ben Focusumda Adnan Hocanun Feysbukta dinlediği müziği dinlemek istiyom...Acaba o zaman dini bütün olurmuyum ki....
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.