2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
09-03-2012 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Türk malı otomobil derken ve de bunun yaratıcı, işlevsel ve yenilikçi olması gerektiğini savunurken Tata'nın Cenevre'de tanıttığı yeni şehir aracı konseptinden çok etkilendim. Jaguar ve Land Rover'ı satın alan, Hindistan ve çevresinin (ordu dahil) ihtiyaçlarına yönelik araçlar üreten ve satış rakamları ve karlılık açısından dikkat çeken kuruluş modern dünyaya bir pencere açarak pratik şehir araçlarında da öncü rol üstlenme çabasında. Megapixel Avrupa için geliştirilmiş bir şehir aracı. "Range extended electric vehicle" (REEV) diye adlandırılıyor, menzili arttırılmış elektrikli araç denilebilir. Dört kişilik araç "lithium ion phosphate" bataryalar tarafından beslenen ve her biri 10 kW gücünde, her biri bir tekerleği süren, dört ayrı elektrik motoru içeriyor. Ayrıca 300 cc'lik tek silindirli benzinli 22 kW gücünde bir motor da menzil uzatma amacı ile kullanılıyor. Benzinli motor sürüş esnasında bataryaları şarj ediyor. Böylelikle Tata Megapixel bir depo dolumu ile 900 km menzil, 22 gram/km CO2 emisyonu ve 1.0 l/100 km yakıt tüketimi vaat ediyor. Park etme esnasında arka tekerleklerin de dönmesi, ön tekerleklerin iyicene açılanabilmesi ve elektrik motorlarının tekerlekleri farklı yönlerde sürmeleri gibi özelliklerle dönme yarı çapı 2.8 m'ye inmiş ve inanılmaz bir manevra kabiliyeti sağlanmış. Dev panormaik tavan, şık tasarım öğeleri, öne ve arkaya açılan ve B sütunu kullanmayan kapıları, geniş ve ferah iç mekanı dört kişinin yolculuğuna olanak tanıyor. Sıra dışı kontrol paneli de ayrı bir tad vermiş. Kuşkusuz gündelik kullanıma uygunluğunu denemek lazım ama ben çok olumlu buldum. http://www.tatamegapixel.com/index.asp2 puan
-
hız kadranında sarı renk olarak lastik ikonu çıktı. uyarı sesi verdi. Arababı kapatım her çalıştırdığımda uyarı sesi geliyordu. ayarlar menüsü-- sürücü desteği--lastik basıncı' nı seçip "ok" tuşuna basılı tuttum ve yeni ayar geçerli oldu2 puan
-
keşke 9 kez takıp çıkartana kadar 1 kez takıp emniyetli şekilde gitseydiniz2 puan
-
Yazacağım çok şey var ama kısa geçmeye çalışacağım. Gelecek bence bu tip hibridlerde..Daha az petrolle daha uzun mesafe giden küçük şehir içi araçlarında. Bugün dünyanın en ucuz şeyi petrol arap kazmayı vuruyor petrol çıkıyor. Fiyatlardaki yükseliş devletlerin vergisinden ve şirketlerin aşırı kar hırsından kaynaklanıyor.. Fiyatların yükselmesi iyi de oluyor bu fiyatlarla bu kadar araba + trafik...Akaryakıt fiyatları 3te 1e düşse keşmekeşi düşünemiyorum. Güneşten elektrik elde edilmedikçe elektrikli araçların faydalı olmayacağına inanıyorum. Biz zaten elektriği petrolü yakarak elde ediyoruz ha arabada yakmışız ha termik santralde ne farkı var, üstelik elektrikli araç pillerinde direk çine bağlısın. Ama güneş enerji panellerinden de şimdilik bir arabayı yürütecek kadar enerji çıkmıyor. FORD amerikada güneşli eyaletlerde focus EV sipariş edenin garajına 10bin dolar ek ücretle güneş enerji paneli yapıyor böylece arabanı ev elektriğinden değil güneş enerjiden şarj edebiliyorsun.. BU çok iyi birşey ama anca bir arabayı sabah akşam işe gidip getirmeye yetecek kadar enerji çıkarıyor. Ehh bizim çoğumuzun kendi garajı yok. çoğumuzun evde ve işyerlerinde arabaları sokakta...Geriye HES ve nükleer kalıyor. HESlerin çevreye zararı çok büyük sanıldığı kadar karlı değiller ve artık vazgeçiliyor ayrıca zaten HES yapacak nehir kalmadı.. İş sonunda nükleer lobisine geliyor, elektrikli araçları en çok onlar destekliyor. Elbette bu işten faydalanacak müteahhid yandaşlar da bas bas bağırıyor yapılsın diye. Nükleere mecburuz imajı oluşturuluyor . Kim ne dersin desin en az 3-4 milyar dolara malolacaktır ve elbette sağlam ranttır. %25i birilerine gitse güzel para.Tabii ki bizi nükleere mecbur etmek için ellerinden geleni yapıyorlar her fırsatı kullanıyorlar. Peki 2 treni düzgün süremeyip onlarca insanları öldüren, milli hava yolu son 15 yılda 4 kez ölümlü kaza yapan( british airways THYden 20-30 kat fazla uçuyor ama hiç ölümlü uçak kazası yok), madenlerinde 3-4 yılda bir patlama olan Türkiyemizde nükleer santrallerin kazasız olabileceğini düşünen var mı? Almanya yanılmıyorsam 2039a kadar tüm nükleerleri kapatacağını açıkladı. Japonyada bile kaza oluyorsa bizde olmaması mümkün değil. Yarın olmaz ama 10 yıl sonra olur.. Biz petrol uygarlığıyız ya yeni kaynaklar bulmalı ya da tasarrufla elimizdekinin idare edebileceğimiz kadar etmeliyiz. Bunun da yolu daha ekonomik küçük araçlar, hibrid teknolojisi, toplu taşıma vs... Amerika bile bakın 1.6 180lik SUV üretiyor artık. Yıllarca V8lere binenler 1.6 4 silindir SUVa binecek gelecek ay.. Cuma vaazımı dinlediniz Allah kabul etsin2 puan
-
Her 500 km de bir 250 liraya depoyu doldurunca kendini "lord" gibi hissetmen doğal..2 puan
-
Yok yok korkma elimdeki fotoğraflarını yayınlamaya niyetim yok. Kimse beyaz karpuz sevmez zaten.. Kırmızı olsun ister..2 puan
-
İptal anahtarı yok bizde. Opsiyon. Eğer istenirse serviste ücreti mukabil taktırılabiliyormuş. Sorularınızın tümünün nedeni kitapçığı okumanız. Ama Otosan bize ithal ettiği araçlara özel değil, her bi haltı yazan kitapçık bastırdığı için bunlar soru işareti oluşturmuş kafanızda. Gene en azından size focus kitapçığı vermişler. Benimkinden mondeo çıkmıştı.2 puan
-
İki şey: 1. Tata bu projeyı 2014'de Avrupa öncelikli ama global platformda hayata geçirmeyi hedefliyor. Tabi tasarımda değişiklikler olabilir ama proje yürüyor, yani Allah uzun ömür versin, bunu bence görürsün... 2. Elektrikli -hibrid veya düz- otomobiller aslında 90'ların sonunda piyasaya çıktı ve pekala yaygınlaşabilirdi. Petrol kartellerinin oyunlarına kurban gitti erken dönem ürünleri. Şimdi aynı çıkar çevreleri fosil yakıtlarda geleceğin karanlık olduğunu fark ettiklerinden alternatif alanlara kaymaktalar ve dirençleri hemen tamamen ortadan kalktı, dolayısı ile yakın zamanda elektrik başta olmak üzere değişik enerji türleri ile yürütülen araçlar hızla yaygınlaşacak... Yani üstad rahat ol! Bu arada Renault Fluence ZE'yi Paris fuarında kullanma ayrıcalığını yaşamış biri olarak benzinli, yüksek devirli motorlardan zevk alanlar için dayanılmaz bir sessizliği ve hissizliği olduğunu ve geleceğin bu bağlamda çok zevksiz geleceğini söylemden edemeyeceğim. Mecburen Focus'taki "symposer" gibi suni ses üreticileri yapılacak sportif sürmek isteyen biz geleceği karanlıklar için2 puan
-
açıkcası ben imkanlarımı zorlayıp aldığım sonra hayatımı emanet ettiğim birşeye vurarak yada tekmeleyerek açma işine sıcak bakmıyorum...kumanda da olur basarsın açılır bukadar....2 puan
-
Ahmet bugün yine benzine hatırı sayılır zam geldi...bence her benzin almaya gittiğinde keşke dizel alsaydım diyeceğine ...iyi düşün aldıktan sonra dönüşü çok masraflı olur..aslında az da km yapmıyorsun (15 000) birde arabanı nezaman değiştirme planın var buda önemli uzun süre bineceksen yine dizel.....biliyorsun bende hem benzinli hem dizel var inan benzinli resmen LORT arabası gibi geliyor....fabrika değerleri göreceli kullanım şartları herşeyi değiştiriyor... dizelden sonra ona her benzin aldığımda..tabii sürekli benzinliye biniyor olsam bu farkı belki bukadar net hissetmem belki alışmış olurdum.......şartlarını en iyi sen bilirsin şimdi hepimiz kendimize göre fikir verceğiz sana ama sen tüm durumunu iyi analiz et... neticede ikiside ford yani hiçbir kaybın yok mükemmel bir araba......bence....2 puan
-
2 puan
-
Sıkı sık karşımıza çıkar bu konu, fabrika verisi şu kadar ama ben şu kadar yakıyorum, neden böyle diye mutlaka biri bir soru atar ortaya... Detaylı bir cevaba rastlamadığım için kaynak olarak kullanılmak üzere kısaca Avrupa'daki tekniği özetleyeceğim burada. 1995 yılından beri Avrupa Birliği içerisinde araçların standardize tüketim verileri Avrupa Birliği 80/1268/EWG yönergesine göre yapılmaktadır. Amaç net tanımlanmış ve her zaman tekrarlanabilen bir ölçüm metodu kullanılarak araçların aynı standartlarda elde edilen verilerinin kıyaslanmasıdır ve bu süreç yol şartlarını simüle eden bir test düzeneğinde yapıldığından hemen hiçbir zaman gerçek yol sürüş tüketim verileri ile örtüşmez. 20 - 30°C arasındaki bir ortam ısısında araç test düzeneğinde soğuk motorla başlar ve önce şehir içi sürüş döngüsünü yapar, azami hız 50 km/saatdir. Bunu takiben de 120 km/saati aşmayacak şekilde şehir dışı simülasyon sürüşü yapılır. İklim ve yol koşulları, araç yükü her zaman aynıdır. Bu sürüş döngülerinde hız da belli bir döngü yapısı dahilinde değişkendir. Aşağıdaki grafikte hız süre ilişkisini rahatlıkla izleyebilirsiniz. Bazı test özellikleri: Toplam sürüş mesafesi 11 km Toplam süre 1'180 saniye (yakl.20 dakika) Ortalama hız: 34 km/saat Ortalama hız (şehir içi): 19 km/saat Azami hız: 120 km/saat Ortalama hız (şehir dışı) 60 km/saat Şehir içi sürüş simülasyonu 800 saniye ve 4 km Şehir dışı sürüş simülasyonu 420 saniye ve 7 km. Şehir içi en yüksek, şehir dışı en düşük tüketimi verir, Bunlar %37 ve %63 oranlarında toplanarak da ortalama tüketim değeri elde edilir. Bu prosedür doğal olarak bizim gündelik kullanım şartlarımızdan bir hayli uzaktır. Bu nedenle bu değerlere ancak bir ölçüde yaklaşmak mümkün olabilir ve değişik modellerin tüketimlerinin kıyaslanmasında bir kılavuz değer olma ötesinde belirleyiciliği yoktur.1 puan
-
kendini ayrıcalıklı zanneden dingiltere halkına verilen araçlardan yani.1 puan
-
1 puan
-
Bence bu kadar erken karar verme.. Tevfik diye bir adam var bildiğin tuhaflık abidesi. Aksesuar bu diye bi güneş gözlüğü kakalamışlar, Al bunu Bodrumda falan kullanırsın demişler. Bu da xenon far gibi birşey sandı herhalde hiç çıkartmıyor.. Zaten Bodrum konusunu da yanlış anlamış ama şimdilik o kadar iğrençleşme modumda değilim. Birde Bora diye bir adam var. O da kafayı şeker kırmızı ile bozmuş.. Küçükken çok fazla Şeker Kız Candy seyrettirmişler ona, o nedenle hala Candy hayalleri ile yaşıyor. Söylememişler adama "Şeker Kız Candy Anthony ile evlendi, bunu gören Lisa kıskançlıktan geberdi" dememişler.. Hala bir umut Candy bana varırmı diye bekliyor işte.. Diyeceğim o ki bu forumda çok tuhaf insanlar var. Bende ilk geldiğimde ne güzel falan dedim ama sonradan bu ikisi ile tanışınca kendimi bir karabasanın içinde buluverdim.1 puan
-
1 puan
-
Bende dün aynı sorunu yaşadım. Radyoda 1. kanaldayken direksiyondan 2. kanala geçtim. sonra tekrar direksiyondan kanal değiştirmeye bastığımda 3. yerine tekrar 1. kanala geri döndü. bir kaç kere denedim. Hep 1. ve 2. kanallar arasında gitti geldi. (Ek bilgi: daha önce bu problemle karşılaşmadan birçok kez kanal değiştirmiştim. Radyo istasyonlarımı yakın zamanda değiştirmedim) Sonra direksiyondan ileri yerine geri tuşuna bastım. Onda sıkıntı olmadı. 1. kanaldan 10-9-8.... diye gitti. Orta konsoldan denedim. Bütün kanallara ulaşabiliyordum. Yalnız 2. kanala geldigimde radyo frekansını açıyor ana ortadaki ekranda ayarlı kanallarda olması gereken yazının olmadıgını gordum (2. kanala geçince en altta "ön tanımlı. 2" tarzında bir yazı olması lazım. yada buna benzer bir yazı. tam hatırlayamıyorum) Bende bu yazı yoktu. Diger kanallarda ise vardı. son olarak farklı bir radyo istasyonuna gectim. Onu 2. kanala kaydettim. Yazı geldi. Artık direksiyondan kanalları değiştirmekte sıkıntı yaşamıyordum. Eski radyo kanalımı geri gelip tekrar 2. kanala kaydettim. Problem çözüldü Biraz karışık anlattım ama anlarsınız umarım.1 puan
-
peki şöyle söyleyim,,,, Market alışverişi yaptın iki elin de dolu veya bir kucağında bebeğin diğer elinde çantası var,,,,,, evin kapısına geldin tekme ile kapıyı aç....bunun sonu yok .......birede yağmur ve çamurlu ortamda mutlaka eninde sonunda kısmeti olan o malum tekmeyi yiyecek gözüküyor.... .....ayrıca özelliğe karşı değil kullanıma karşı sorun var gibi....1 puan
-
en komigide tekme atan insanların günlerce bu işi yaparak testler için çalıştırılması...günde kaç kez tekme atıyorlardı acaba...arkadaşın soruyor nerde çalışıyorsun fordda ...ooooooo iyiyimiş pozisyonun ne...hiç araba tekmeliyorum....sabahtan akşama kadar...1 puan
-
1 puan
-
Abi ayak işi bacak işi sakat. Bence stobunun orada gizli bir mikrofon olacak. Sevgili focus ellerim dolu lütfen arka kapını açarmısın diyeceksin 3 kere düt sesi gelecek falan Sonra açılacak1 puan
-
Karpuzun kabuğunu ne yapayım ulen ben.. Onu camışlar düşünsün.. PS: Seyrettim zati.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1980 ve1990 larda iken 2000 li yıllardaki oluşacak araba tipleri konsept olarak cizimler ve maketlerle anlatılırdı...uçacak,karada havada denizde gidecek bir sürü şey.gizli acılıp kapanan farlar martı kanat kapılar elektronik bütün göstergeler....2000 li yıllara gelindi...bir numara olmadı şimdide 2100 yılına ait atıp tutmalar yapılıyor...nasılsa biz göremeyiz bunları...sanırım o yılları yaşıyanlarda fazla bişi göremeyecek zaten...onun için ...jules vernenin hayalleri daha gerçekci geliyor bana nedense...1 puan
-
2 ve 5. maddeler Türkiyede yok. Bas bas bağırıyoruz getirsinler diye ama kaale alan yok. 1 ve 4ten o kadar emin olmayın. Bayiide birileri kurcalamış ve ayarları değiştirmiş olabilir. Arkadaşa yolcu airbagi kapalı Golf vermişlerdi.Bilen birinden mesela servisten yardım alabilirsiniz. 3 Benim focusum yok. 2. el bakarken YB nerden açılıyor ben de bulamamamıştım. Dediğiniz gibi arabanın kitapçığında sinyal kolundaki düğmelerden bahsediyor ki hatalı.... arabada öyle bir şey. Direksiyon üstündeki soldaki düğme grubundan sanırım.1 puan
-
İkaz lambasına bakma; bazen çok düşük devirde yükseltmeni istiyor. Ben 2000 - 2500 arası değiştiriyorum vitesi, izmir^de ortalama 5 L. ile geziyorum.1 puan
-
1-) Soruyu anlamadım ne yalan söylüyim Çalışır vaziyette bişey yanmaz (normal şartlarda) yarım kontakta yanar. 2-) Hayır yok 3-) Araca otur yarım kontak yap (elini bas Çek power tuşuna) yada Çalıştır..Sonra sol kumanda ile yön tuşlarına basarak gezmeye başla..Bukadar 4-) Tabiki hep aÇıktır..Dediğin gibi yani. 5-) Otomatik far yanar (oto mod'da ise) ama otomatik uzun far olayı ülkemizde henüz sunulmamaktadır.. Konuyu doğru yere taşıyorum,Teşekkürler Aramıza hoşgeldiniz1 puan
-
Senin tercih nedenlerini anlıyorum, ben sadece Almanların steyşın tercihindeki mantığı açıklamaya çalıştım. Zaten steyşın kadar HB de kullanıyorlar, ama sedan lüks sınıf hariç satmıyor. Bizde ise ciddi bir sedan takıntısı var, bu koşullanmanın mantığı nedir bilemiyorum, eski Amerikan arabalarından gelme bir alışkanlık mıdır acaba? Hani bagajı geniş olsun isteniyor desem steyşına yönelmeleri gerekir... Bagaj gözden ırak olsun, arka kapalı olup içeri ses almasın, araba dediğin sedandır zaten saplantısı, büyük bagaj kapağından hoşlanmama, sedanları arkadan çarpmada daha güvenli sanma.... ne bileyim bir sürü nedeni olmalı zahir! Benim aldığım dönemde EB steyşın sunsalardı ciddi ciddi düşünürdüm.1 puan
-
drmert; Herkesin bilgisi olan bir konuyu,daha da detaylandırmak için buraya koyayım dedim. ESP’nin ingilizce açılımı ”Electronic Stability Program” dır. Yani Elektronik Stabilite Programı. Buradaki stabilite ise denge, kararlılık ve sağlamlık anlamları taşımaktadır. ESP tek başına bir sistem olmamakla beraber ABS (kilitlenmeyi önleyen fren sistemi), ASR (patinaj önleme sistemi) ESP sistemini destekler durumdadır. Yani ABS ve ASR olmadan bir araçta ESP varlığından söz edilemez.ESP’yı oluşturan parçalar şöyle sıralanabilir. TEKER HIZ ALGIYACILARI: Aracın tekerlerinde bulunan ve hızını ayrı ayrı ölçebilen algılayıcılardır. YANAL HIZ ALGIYACI : Aracın doğrultusundan ne kadar saptığını ve yanal hızlarının ne olduğunu ESP’ye bildiren algılayıcıdır. ABS HİDROLİĞİ VE FREN BASINCI ALGILAYICISI: Ani fren durumlarında aracın tekerlerine uygulanan fren basıncını algılayan ve tekerin kilitlenmesini önleyen parçadır. DİREKSİYON AÇISI ALGILAYICISI: Sürücünün gitmek istediği yönün algılanmasını sağlayan parçadır. ELEKTRONİK ALGILAYICI ÜNİTESİ : Bütün algılayıcılardan gelen bilgi ve dökümanları kısa sürede değerlendirip, kritik durumlarda ESP’yi devreye sokan ünitedir. Nasıl çalışır? Sürücünün araçtan istedikleri ve aracın davranış şekli sürekli olarak ESP tarafından kontrol edilir. Bunlar arasında bir dengesizlik varsa ESP devreye girer. Burdan şunu anlıyoruz ESP arka planda devamlı faal durumdadır. Fakat önemli ve kritik durumlarda devreye girer. Hızlı bir şekilde giderken önünüze engel çıkarsa ya da oldukça keskin bir viraja girerseniz, arabanın burnu düz bir doğrultuda kaymaya başlar. Direksiyonu çevirdiğiniz yöne araba gitmeyecektir. Bu durumda teker hız algılayıcıları, ön tekerin kontrolden çıktığını anlar, ESP algılayıcılar ise sürücünün gitmek istediği yön ile arabanın gitmekte bulunduğu yön arasındaki farkı algılar. Sürücü sağ’a gitmek istiyorsa sağ arka tekere ESP fren uygular. Bu sayede arabanın burnu gitmek istenen yöne doğru düzelir. Bunun dışında yolun kaygan oluşu, yolun buzlu oluşu gibi durumlarda aracın dengesinde bir düzensizlik olması halinde yine ESP devreye girecektir.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Böyle tertemiz arabaları görünce uyuz oluyorum..1 puan
-
İlki boşta beklerken ne yapalım? N konumuna atmak otomatik vitesin mantığına aykırı, ikide birde elim kola gidecekse ne diye otomatik vites aldım, değil mi? Ford'un kullandığı Getrag kökenli Powershift şanzımanda çift kuru kavramalı sistem kullanılıyor ve fren pedalına bastığınız zaman kavramayı yapan ünite ayrılıyor (alttaki resimde okla işaretli) Yani dilediğinizce ayağınız fren pedalında ışıkta bekleyebilirsiniz, ekstra bir efora gerek yok. P konumuna almak ise şanzımanı mekanik olarak kilitleyeceğinden kısa süreli duruşlar için tavsiye etmem, sisteme ekstra ve gereksiz bir iş yaptırıyor olacaksınız. İkincisi yokuş aşağı gidişle ilgili: İster düz vites, ister Powershift isters DSG, ister klasik otomatik, asla yokuş aşağı gidişlerde boşa atmayın. Benzinden tasarruf olmayacağı gibi ciddi güvenlik riski/kontrol yetersizliği nedenidir. Akıllı şanzımanlarda tek sorun aşağı harekette motorun devri düşerse bir alt vitese atacağı için bir süre sonra gaza basmadan anlamlı bir hızla ilerleyemez olursunuz. Manüel şanzımanda ise 6.viteste sallarsınız gittiği kadar gider. Anlamlı bir fark mı, bence pek değil! Yazılanlara naçizane katkımdır.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.