Liderlik Tablosu

Lansmanından beri aklıma takılan ve yakından görmek istediğim bir araç yeni i30. Nedenine gelince Hyundai çok iyi yolda, Avrupa beklentilerini, yani kaliteli malzeme, ergonomi ve kullanışlılık, gelişmiş sürüş dinamikleri ve ekonomik kullanımı makul fiyatlarla sunmaya çalışıyor. Bunu yapmanın en kolay yolu olan klonlamayı da son yıllarda yavaş yavaş terk ederek kendi karakterini oluşturmaya uğraşıyor. önce Elantra sonra da HB versiyonu i30 bunun örnekleri. Gerçekten hedefe ulaşıp ulaşmadıklarını, ve bu çerçevede oluşan aracın bana ne kadar albenili geleceğini merak ettiğimden, merakı gidermenin en iyi yolunun görüp denemek olduğuna karar vererek Antalya bayisinin hafta içinde yaptığı daveti reddetmeyerek bugün aracı incelemeye gittim. Güzel bir satış sloganı yakalamışlar, önce ona değineyim: "Ulaşılabilir premium" olarak adlandırıyorlar i30'u. Tabii baştan beklentileri yükselten oldukça iddialı bir slogan ve insan ister istemez olumsuz bir ön yargı ve dudak bükme ile yaklaşıyor. Ancak sonda yazmam gerekeni baştan yazayım, bence bu slogan hiç de havada kalmamış...! Takip eden satırlarda araca biraz daha yakından bakacağım ve izlenimlerimi haliyle sınıfdaşı olan yeni Focus ile kıyaslayarak aktarmaya çalışacağım. Tasarımdan başlayalım... Sınıfında bir yeniliğe imza atıyor mu? Bence hayır... Mesela bir Astra kadar dengeli ve şık tasarım sunuyor mu? Bence ona da hayır... Farklı araçlara benzer özellikler taşıyor mu? Belki evet, mesela Peugeot'ya benzetenler oldu. Yine de tasarımın özetle özgün ve düzgün olduğunu, farklı araçları kopyalamaya çalışmanın ötesinde bir estetik kaygı taşıdığını ve bu bağlamda en az sınıfındaki diğer araçlar kadar başarılı olduğunu söylemek lazım. özellikle lansman rengi olan "su mavisi" en az Focus'un şeker kırmızısı kadar çekici ve baş çevirtip baktıracak bir renk. Kullandığım araç siyah Elite donanımlı otomatik dizel idi. Fotoğrafı aşağıda, bundan sonra Hyundai'nin resmi sitesindeki fotoğrafları kullanacağım, çünkü olumsuz ışık koşullarınde çektiklerimden daha başarılılar ve gerçeği yansıtıyorlar. Tasarıma biraz daha eleştirel bakarsak dinamik çizgilerle klasik HB tarzını yansıttığını söyleyebiliriz ve oranlar Elantra'ya göre çok daha başarılı. Elantra yüksek omuz çizgisi ve alçak camlar ve tavan nedeniyle uyumsuz bir basıklık hissi verirken i30'da böyle bir sorun yok. Ancak başka bir sorun var, o da burun kısmı ile kalan gövdenin uyumsuzluğu, adeta ters (yüzüstü yatan) bir kaşık gibi. Burun kısmı çekici yuvarlak hatlara sahip, panjurdaki süslü kromaj çizgilerden farlardaki dalgalı yapıya ve yine şişik ve yuvarlak çamurluğa kadar hepsi bütünü tamamlayan parçalar halinde, ancak bu kısım arkaya doğru kama tarzında uzayan düz yapıdan kopuk duruyor. Aşağıdaki resmi bu gözle incelerseniz ne demek istediği daha kolay anlaşılır: önemli mi, bence değil, gösterişini azaltıyor mu, bence hayır. Ama yine de benim gözüme batıyor, tıpkı yeni Focus'un kurbağa gözü ön farları gibi ön panjur Elite (yüksek) donanım düzeyinde siyah plakalık ve krom çıtalarla daha gösterişli duruyor, Style donanımda ise gövde rengi plakalık bölgesi ve siyah panjur ile daha az dikkat çekici. Aracın genel görüntüsü dinamik, dengeli ve güçlü. Tüm birleşme çizgileri düzgün, benim gördüğüm herhangi bir işçilik kusuru yoktu, cam çıtaları düzgün yapıştırılmıştı (Ford'a duyurulur) En üst donanımda dahi Xenon far sunulmuyor, ancak adaptif mercekli halojen farlar var. Ayrıca gündüz farları da sis farlarına entegre edilmiş olarak geliyor. Far kaşı şeklinde konuşlanmasını tercih ediyor olsam bile buradaki çözümün de en azından şık olduğunu belirtmem lazım. üst donanımda kapı kolları kormajlı ve anahtarsız giriş sistemi var. Kapılar kolay açılıyor, tok kapanıyor, biniş iniş öne de arkaya da son derece rahat. çok yönlü elektrikli ayarlanan koltuklar rahat, oturma pozisyonu da fena değil. Benim tek sorunum koltuğu en aşağıya indirmeme ve direksiyonu yukarı kaldırmama rağmen direksiyon kutusuna bacağımın çarpması idi, çok aşağıya monte edilmiş. Buna karşılık her iki yanda yeterince boşluk var. Koltuklar göreceli küçük ancak yeterince rahat. Ancak Focus'un Titanium'daki bel destekli koltukları daha konforlu ve daha iyi yanal destekli bulduğumu söylemem lazım. Ayar motorları sessiz ve hızlı çalışıyor ve oldukça kaliteli hissi veriyor. Boyuma göre ayarladıktan sonra arkaya geçtiğimde Focus'a göre çok daha fazla bacak mesafesine sahip olduğunu da gözlemledim. Orta konsolda arka yolculara yönelik havalandırma mazgallarının varlığı da güzel bir detay olarak göze çarptı. Trim kalitesi çok iyi. Hem malzeme kalitesi hem de işçilik olarak. Genelde yumuşak malzeme kullanılmış. Orta konsolda bardaklıklar sürgülü bir kapak altında. Kolçak da ileriye geriye hareket ettirilerek orta konsolun daha işlevsel kullanılmasın imkan sağlıyor. Ayna ayar düğmelerinin manüel ve otomatik kontrolu var. Düğmeyi otomatik konuma aldığınıza motoru kapattığınızda aynalar da katlanıyor, açtığınızda açılıyor. Manüel olarak kapatmak ve açmak da düğmenin sağına basarak mümkün. Buzlanma durumlarında Ford'un da kullanması gereken bir özellik. Kokpit tasarımı çekik gözlü sarı benizlilerin etkisinde, biraz donuk. Ancak ulaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı açısından sorun yok. Göstergeler rahat okunuyor, göze hoş görünüyor. ısı ve yakıt göstergeleri de ortadaki LCD ekrana entegre edilmiş, bu da yol bilgisayarının gösterme alanından çalıyor ve bu verilerin kontrolunu biraz karmaşıklaştırıyor. Harici medya girişleri de bulunan radyo sisteminin açık renk zeminli monokrom bir LCD ekranı var, heyecan verici bir özellik yok. Kullanımı da biraz inceleme gerektiriyor, menü yapıları biraz farklı. çok hoparlörlü sistem düzgün çalışıyor ve yeterli ses veriyor. Derin bas varlığında bile zırıltı falan yok, ancak baslarda ciddi bir dağılma dikkat çekiyor. Focus'un standart radyosunu hem daha kullanışlı hem de ses kalitesi olarak çok daha başarılı buldum. Ses sisteminin altında yine benzer ekranlı klima kontrol sistemi var, iki yönlü bağımsız ayarlanabilen sistem kolay kullanılabiliyor ve çalışmasını da hava aşırı sıcak olmasa bile sessiz ve yeterince verimli buldum. Hemen klima panelinin altında iki adet 12 V çakmak yuvası ve ortalarında da USB ve Aux/iPod girişi var. Yuvaların birinde çakmak yer alırken diğeri de harici takılacak navigasyon cihazına ayrılmış. Torpido gözündeki ses sistemi girişlerini beğenmeyenler buradaki yerleşimi pratik bulabilir, ben yine de saklı kalmasını tercih ediyorum. Pedalların alüminyum kaplı olması ve sol ayak için de bir alüminyum destek olması hoş bir ayrıntı. Direksiyon üzerinde solda ses ve telefon kontrolleri sağda ise hız sabitleme sisteminin kontrol düğmeleri var. Hepsi gayet sorunsuz kullanılabiliyor. Direksiyon ele iyi oturuyor. Yine direksiyon üzerindeki düğmeden direksiyon sertliğini ayarlamak mümkün, konforlu, normal ve spor üç kademesi var, ben sporda kullandım ve bu ayarı genel kullanım için yeterli buldum. Sinyal ve silecek kumanda kolları da japon arabalarında gördüğümüz tarzda kol üstünde döner düğmeler tarzında, pek sevmediğim bir sistem ama kullanımda sorun yok. Tüm düğme ve kumandalar kullanımda bir sorun olmasa da bende pek gerekçelendiremediğim bir ucuzluk hissine neden oldular, çoğu kimse buna katılmayacaktır, pek üstünde de durmaya gerek yok sanırım. Tüm zengin donanım seçeneklerine karşın araca entegre bir navigasyon sistemi şimdilik bulunmuyor. Görüş öne ve yanlara doğru iyi, çoğu HB'de olduğu gibi arkaya doğru kötü, ancak güzel bir sürpriz bagaj kapağındaki Hyundai logosuna gizlenmiş bir geri görüş kamerasının olması ve bunun arka aynadaki bir ekrandan izlenebilir olması, yani hem aynadan hem ekrandan arkayı eş zamanlı izlemek mümkün, çok iyi bir çözüm Bagaj oldukça geniş, en azından Focus'a göre... İnce stepne kullanılmış. Arka koltuklar 1/3-2/3 şeklinde kolaylıkla katlanarak yükleme alanı büyütülebiliyor. Gelelim sürüş özelliklerine. Daha önce de belirttiğim gibi otomatik vites dizel test aracı vardı. İlk dikkat çeken özellik de motorun sessizliği oldu, aracın dışındayken bile motorun dizel olduğunu fark edemedim. İçeride de motor sesi hemen hiç duyulmuyor. Yeni Focus gibi aynı Donanım listesinde elektronik park freni olması da güzel bir özellik. Ancak üzerinde bir ışık olmadığı ve kurmak ve boşaltmak için de yukarı çekmek gerektiği için benim gibi kafası karışık bir adam çekili mi değil mi anlamakta zorlanıyor, muhtemelen panelde bir göstergesi vardır ama ben dikkatli bakmadım. Otomatik vites 6 ileri ve kol yana çekildiğinde yarı otomatik kullanıma izin veriyor. Ayrıca ekonomik kullanım modu da mevcut. Şanzıman gayet akıcı çalışıyor, vites geçişleri hiç hissedilmiyor, kick-down'a hızlı tepki veriyor, kısacası genel kullanım için son derece başarılı. Yarı otomatik kullanımda da vites geçişleri yeterince hızlı. Güzeeel! Motora gelince, 16 süpablı değişken geometrili turbolu common rail direkt enjeksiyonlu ünite 128 BG/4000 dd güç ve 260 Nm/ 1900~2750 dd tork üretiyor. Değerler kulağa hoş gelse de hafifletme çabaların rağmen 1400-1500 kg aralığındaki ağırlık nedeniyle motor ancak yeterli olarak tanımlanabilecek bir performans sergiliyor Bu konuda biraz şımarık olduğumu itiraf etmem gerek . Kullandığım aracın henüz 124 km yol yapmış olması da bunda bir etken olabilir, ancak Focus EB ile karşılaştırmak anlamsız olduğu gibi dizel Focus'a göre de göreceli cansız buldum. Bununla beraber devirlenme isteği bir dizel motor için oldukça etkileyici idi. Sürüş esnasında herşey çok akıcı gidiyor, kabin sessiz, ancak 120 km/h'dan sonra rüzgar sesi belirginleşiyor. Araç kesinlikle hızını hissetirmiyor ve fark etmeden yüksek hızlarda seyretmenize neden olabiliyor. Araçta elektronik denge programı (orta konsolda iptal düğmesi var), çekiş kontrol sistemi ,yokuş kalkış destek sistemi, araç stabilite yönetim programı ve tabii ABS gibi çok sayıda elektronik sürüş destek sistemi standart olarak bulunuyor. Açıkcası 20-25 km'lik sürüş denememde hiçbirinin etkinliğini kullanacak kadar vahşileşemedim, dolayısı ile ne kadar başarılı olduklarını yazamayacağım. Ancak sık kullandığım yolda kendi araçlarımın hangi hızlarda ne tepkiler verdiğini bildiğim için onlarla kıyaslayabilirim. 1. Sürüş konforu: Standart gelen Hankook lastikler oldukça yumuşak, küçük engebeleri de bu sayede ve süspansiyonun da katkısı ile iyi emiyor, daha geniş dalgalarda ve yüksek hızlarda da bu olumlu özellik devam ediyor. Yani süspansiyon oldukça konforlu ve fakat sürüş dinamiğini olumsuz etkileyecek kadar yumuşak değil. 2. Sürüş dinamizmi: Focus ile hemen hemen aynı (güvenli) hızlarda virajları dönebiliyor, dikkat çekici bir yatma göstermiyor, hafiften bir kopma meyli hissettirse de umutla beklememe rağmen hiç yolda kopmadı ve yardımcı kontrol sistemlerine de gerek kalmadı. Bence yola çok iyi oturuyor ve çok başarılı, biraz Golf tadında. Tek olumsuz yanı yeni Focus'a göre fazla turlu ve gerçekten hissiz direksiyon sistemi, istemeden yüzünüz ekşiyor. 3. Frenler: Düşük basınçla ve kısa yolla etkili yavaşlama sağlıyor, pedal sertliği progresif arttığından istemeden yapılan sert frenlemede kontrolden çıkmıyor. Bu da çok başarılı... Ne kaldı? Tüketim. çok kısa süre kullandım, ben aldığımda ilk 124 km için ortalama 8,0 l/100km idi, sıfırladım döndüğümde 7,3 gösteriyordu, deneme sürüşü için pek fena sayılmaz, Zaten otomatik için şehir içi fabrika verisi 7,2 l/100km. Bir ekonomi şampiyonu olmasa bile makul değerlerde diye düşünüyorum. Ha birde kornası çok çirkin , hafif ve tiz bir "biip" sesi veriyor ki ne arabaya yakışıyor ne de caydırıcılık etkisi oluyor, resmen komik. Başka? Fiyatlar... Yakup lansman fiyatlarını vermişti. Benim kullandığım en üst donanımlı otomatik dizel için talep edilen bedel 58.000 TL. 5 yıl ve 100.000 km (yanılmıyorsam) garanti de göz önünde bulundurulduğunda bu araç sınıfındakilerle kıyaslanınca bu bedeli kesinlikle hak ediyor, ucuz değil, ama verdiğinizin karşılığını pek ala alıyorsunuz: Konforlu, güvenli, sessiz, zengin donanımlı, düzgün işçilikli ve malzeme kaliteli, akılcı çözümler içeren modern bir aile otomobili. Yani ulaşılabilir premium ifadesini bence hak ediyor ilk değerlendirmemde... Ben çok beğendim ve Hyundai'yi bu başarılı çizgisinden dolayı kutlamaya değer buluyorum. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda Hyundai kalitesini ve buna paralel olarak fiyatlarını arttırarak devam edecek ve tıpkı VW altına yerleşen Skoda ve Seat gibi Kia'yı ucuz markası olarak öne sürecek. Hayati soru: Alır mıydım? Sanırım hayır, benim tercihlerim farklı yönde, daha sportif sürüş özellikleri, daha atak motor, daha köklü bir motor sporları geçmişi ile yoğrulmuş marka isterim. Şimdilik Focus EB bu beklentilerimi karşılıyor. Tavsiye eder miydim? Kesinlikle evet. Buraya kadar okuyanlara da sabırları nedeniyle - Bitti -

Eğer mutluluğunuz bir başkasının yaptıklarına bağlıysa çok ciddi bir sorununuz var demektir...... Huxley......

2 gün önce almış olduğum bi mail. Yazacaktım unuttum şimdi aklıma geldi . Sevgili üyemiz; 12 Mart 2012 tarihinden itibaren muayene istasyonlarında gerekli haller durumunda doldurduğunuz (yada doldurttuğunuz) Ek-1 formu artık kaldırılmıştır. Bundan böyle bu tip işlemler için gerekecek formu TUV istasyonları kendileri hazırlayacaklardır. Ayrıntılı haber. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün tarihe gömdüğü Ek-1 Formu trafik müşavirlerini yılda 100 milyon TL'lik gelirden etti. Türkiye’deki ilginç mesleklerden biridir trafik müşavirliği. Halk arasında ‘trafik muamelecisi’ olarak da bilinirler. Aracın ilk kayıt işleminden tutun da devir, LPG işleme, trafikten çekme, hurda işlemi, logo işleme, sigortaya kadar pek çok işleme aracılık ederler. Radikal gazetesinden Sefer Levent'in bugünki yazısına göre, araç sahipleri muayene başta olmak üzere paradan çok zaman harcayacağını düşündüğü bu işler için trafik müşavirlerinin kapısını çalar, trafik müşavirleri de bu hizmetlerinin karşılığında onlardan bir bedel tahsil eder. Hem teknolojinin ilerlemesi hem de bürokrasinin azalması son yıllarda trafik müşavirlerinin kazanç kalemlerini oldukça azalttı. Son darbe ise geçen hafta Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı bir tebliğ ile geldi. Ek-1 Formu artık yok Aracının fiziki görünümünde bir değişiklik yapmak isteyenlerin zorunlu olarak tanıştığı Ek-1 Formu bu tebliğ ile ortadan kaldırıldı. Oysa bu form trafik müşavirleri açısından oldukça önemli bir gelir kalemiydi. Araç üzerine logo işlenmesi-sökülmesi, renk değişikliği, şasi–motor numarası tespiti, servis araçlarına kuşak takılması-sökülmesi, takograf, taksimetre takılması, normal aracın taksiye, taksinin normal araca dönme işlemleri ya da herhangi bir sebeple ruhsatın değiştirilme işlemi hep bu form aracılığıyla yapılırdı. Formu her yerde bulamadığınız gibi teknik soruların tümünü de cevaplayamayacağınızı düşünür, yol-yöntem bilen trafik müşavirlerinin kapısını çalardınız. Müşavirler hem formun kendisi için hem bu formu doldurmanın karşılığında sizden 25-30 TL’ye yakın bir aracılık hizmet bedeli tahsil ederdi. Siz de doldurulan bu formu alır, araç muayene istasyonunun kapısını çalardınız. Onlar da bu formda yazılanlarla aracınızı karşılaştırır, eğer her şey tamamsa formunuzu onaylardı. Sonra bu formla tescil dairesine gidip ruhsatınızı değiştirirdiniz. Peki, sizce yılda kaç araç için yukarıda saydığım işlemlere yönelik Ek-1 Formu dolduruluyordu? İşte cevabı: Yaklaşık 3 milyon araç. Peki, bu kadar araç için müşavirlik pazarında dönen tutar ne kadardı? Onun da cevabı: Yaklaşık 100 milyon TL. İşte Emniyet Genel Müdürlüğü’nün tarihe gömdüğü Ek-1 Formu trafik müşavirlerinin yılda yaklaşık 100 milyon TL’lik bir pazarı kaybetmesine neden oldu. Bedel alınmayacak Peki, bundan sonra yukarıda saydığımız ruhsat işlemleri nasıl yapılacak? Aracının fiziki koşullarında değişikliğe gidenler ya da herhangi bir sebeple ruhsatını yenilemesi gerekenler araç muayene istasyonlarına gidecek. Muayene istasyonlarındaki görevliler elektronik ortamda değişiklik nedenini trafik tescil dairesine bildirecek. Vatandaş yine tescil dairesine giderek ruhsat işlemini sonlandıracak. İşin ilginç tarafı, araç muayene istasyonları bu işlem için vatandaştan herhangi bir bedel almayacak. Yani trafik müşavirlerine form doldurdukları için ödenen yıllık yaklaşık 100 milyon TL’lik bedel vatandaşın cebinde kalacak.

Arkadaşlar durumu soğuk kanlılıkla karşılayalım. Mutlaka bir yanlışlık olmalı, sistemin vatandaşın cebindeki paraya dokunmadığı bir uygulama olamaz. En kısa sürede gerekli düzeltmeler yapılacaktır. Dediğim gibi, lütfen telaşa kapılmayalım, gelişmeleri bekleyelim.

İste bende onu yapacagım eve geçince

Videolu olarak detaylı anlatım yapmış arkadaşlar. Aramızdanda Merak eden arkadaşlarımız var illaki aracın detaylarını. Zaten bu araç hakkında daha paylaşılacak bişey kalmadı sanırsam abicim Şu konuda oldukça ayrıntılı dökümanlar mevcut Hyundai sitelerinde bile bu kadar geniş içerik yok. Otomobil tutkunuyuz en nihayetinde olsun o kadar. Forumunda reklamı oluyor abicim 2012 İ30 test yazıldığında googla en üst sırada çıkıyoruz. Buda bizim tanıtımımız

Ben f2 ile yeni i30 arasındaki yoltutuş ve sessizlik farkı konusu için söyledim arkadaşın sorusuna istinaden. Sonuçta bugün her 2 arabanın içinde yaklaşık bi 3-4 saat geçirdik. Hani eskiden cıvık diye dalga geçerlerdi ya civic ile İşte Honda siz dalga geçmeyin biz cıvıtırız demiş Yeni civici tasarlamış ve üretmiş. Bu arada dipnot geçmeden edemeyeceğim. Bu Test sürüşü planlarımız varya bizim. Cem abi olmadan kesinlikle olmaz. Hayran kaldım inceleme yazısına. Ciddi anlamda 3 ümüz iyi bir test ekibi oluruz. Hepimizin odaklandığı ayrı yerler var. Ve hepsinin tecrübe olarak birleştiği bir Cem abimiz var.

Merhaba arkadaşlar. Bugün yakupla ufaktan bir test günü yaptık. Yeni Hyundai I30'u ve Yeni (!) Honda Civic'i test ettik. Keyifli saatler geçirdik. Sonra eve geldim ben uyudum Güne Yakupla buluşarak başladık. Ankarada ve deniz olmayan diğer illerdeki arkadaşlarımızı kıskandırmak üzere. Sahilde çay içerek güne start verdik. Ardından Hyundai bayiisine doğru yol aldık Yeni Hyundai I30un Her iki donanım seviyesinide test ettik. İnceledik. + ve - yönlerini Yakupla tartıştık (tom ve jerry olmadık bu sefer) öncelikle Hyundai gerçekten sınıf atlamış bunu belirtmekte fayda var. Hedefini 12 den vurmuş bana göre. Malzeme kalitesi ve işçilik oldukça iyi. Aracın içi ferah. Oturma pozisyonu çok güzel. Aracın içindeki hissiyat bence çok iyi. Aracın fitillerinden boya kalınlıklarına kadar inceledik. Kusurları olsada aracı kalite yönünden başarılı bulduk. Araçta genel olarak sevmediğim cam tavanlı modeldeki takla barı. çok kötü bir duruşu var göze batıyor ve can sıkıcı. üzeri keşke kumaşla kaplansaydı dedik. Gelelim aracın sürüşüne. öncelikle videoda direksiyonun hissizliğinden bahsettiğim kısma aldanmayın. Diğer Hyundai bayiinde aracın üst paketini kullandık onda öyle bir sorun yoktu. Videodaki aracın sigortalarından biri atmıştı. Direksiyon modu konforda kalmış gibi algıladım o yüzden bir hissizlik vardı direksiyonda. Focuslarda olduğu gibi 3 direksiyon modu var konfor / normal / spor. Modları sürüş esnasında değiştirebiliyorsunuz. Değiştirdiğiniz anda farklılığı çok keskin bir şekilde hissediyorsunuz. Focusta sadece çok aşırı virajlı bir yolda farkı hissedebilmiştim. Direksiyon her 3 modda oldukça konforlu. Spor modu çok başarılı buldum. Sertliği ideal tepkileri tatminkar. Aracın yolu kavrayışı çok güzel. Yolda gidişi güven veriyor. Süspansiyonları tatlı sert you tutmak adına konfordan birazcık ödün verilmiş. Ama ben beğendim sertliği ideal bence. Aracın viraj tepkilerini başarılı buldum. Gazlayarak girince önce kafayı bırakıyor sonra ESP aracı tutuyor. Dengeyi bozarak girilince arkasını bırakıyor (videonun 4.10 kısmında görebilirsiniz) {Aynı yere Fcocus 2 ile daha sert bir şekilde girdik Yakup ile birlikte. Esp olmamasına rağmen I30dan daha başarılı bir karakter sergiledi Focus2. (Yakupta yorumlayabilir 2 araç arasındaki tutunma farkını) 6 kademeli H-matic diye tabir edilen şanzımanı pek beğenmedim. Bence günümüz şartlarının şanzımanı değil. Aracın motorunun isteğini kırıyor resmen. Gaz tepkilerine geç cevap veriyor. Ama sakin kullanımda gayet konforlu (diğer test aracını sakin kullandım oda otomatikti) Yüksek devirlerde kafası karışıyor. üstemi geçiyim alttamı kaliyim diye bir kararsızlığa düşüyor. Dib gaz yapıldığında 4500 rpmde vites değiştiriliyor. Bu araca sahip olmak isteyenler bence kesinlikle düz vites tercih etmeliler. 6 ileri düz vitesle bu aracın karakterini daha iyi anlayabiliriz bence Aracın frenlerine gelecek olursak. Bence frenler 10 puan diyebilecek seviyede. Gereksiz yere ABS devreye girmiyor. Dozlama mükemmel. Araca binidiğinizde ayağınızı frene ilk götürdüğünüz saniyeler içerisinde fren pedalına alışıyorsunuz. Fren hissiyatı harika. Frenleme anında lastiğin oan yolla etkileşimini ve tutunma düzeyini saniye saniye hissedebiliyorsunuz. çok beğendim. Aracın ses yalıtımı oldukça başarılı. Dizel motor sesine bayıldım. Hatta bir an tereddüte düştüm bu araç benzinlimi dedim satış temsilcisine. Rüzgar sesini test edecek kadar yüksek süratlere çıkamadık ama 80 km hız ve bozuk karakterli asfalt hankook lastikler göz önüne alındığında Focus2 den başarılı bir yalıtıma sahip diyebilirim. Sonuç olarak. Ben bu aracı beğendim. Sınıfının standartları göz önüne alındığında Donanım seviyesi çok yüksek. Kalite hissiyatı yüksek. Malzeme ve işçilik kalitesi oldukça başarılı. trimler yerine sıkı sıkı oturmuş. Bazı yerlerinde ufk montaj hataları var. Ama her araçta olabilecek çok basit seri üretim hataları. Herşeyden uzaklaşalım. Takıntıları bir kenara bırakalım ( ki ben Hyundai sempatizanı biriyim). Donanıma, kaliteye, sürüş özelliklerine bakalım. Diğer markalar ile karşılaştıralım. Ben derim ki eğer artık bu sınıfta fiyatla 58-60 bin seviyesinde ise. Bu araç Hyundainin talep ettiği her kuruşu sonuna kadar hak ediyor. 58000 tl helali Hoş olsun çekik gözlü arkadaşlarımıza diyorum. Ve sözü Yakuba bırakıyorum

Focus 2007 Collectiondaki CD6000 cd çalarlarda AUX giriş kablosu hali hazırda bulunmakta fakat kablonun ucunda kırmızı bir soket var ve torpidonun üst kısmına bantlayıp bırakmışlar.Torpidoyu söktüğünüzde üst tarafta 2 adet kırmızı dişi soket göreceksiniz,bunların ince olanı aux girişi için kullanılıyor.Bu soketi keserek kablonun uçlarına dişi kulaklık soketi lehimleyerek herhangi bir mp3 çaları bağlayabilirsiniz.Cd çalar üzerindeki AUX tuşuna bastığınızda bu özelliği kullanabilirsiniz.Normalde ghia modellerde torpidonun kapağını açtığınızda sağ tarafta bu dişi jack hazırdır.Collection a bir kabloyu fazla görmüşler ama bizden kaçmaz,güle güle kullanın. Orada 3 adet kablo var biri left canlı uç biri right canlı uç diğeri de şase ucudur.(kablo 4 adet olabilir 2 şase 2 canlı uç)Kabloyu oradan uzatarak arka cam ısıtma düğmesinin yanında bulunan boş düğme yerine bir delik delerek dişi jack ı oraya monte edebilirsin.Torpidodaki mp3 ün kontrolü için devamlı torpido aç kapa yapmaya gerek yok.Duble dyne taktıktan sonra bir resim çekmiştim.sağ altta arka cam rezistans düğmesinin yanında taktığım dişi jack ı görebilirsiniz.Duble dyne de aux girişini kullanmaya gerek kalmıyor sadece fikir vermesi amaçlı resmi koyuyorum.Bilgisi olmayan arkadaşlar elektronik bilgisi olan birine yaptırabilirler.

Arkadaşlar dün akşam 2012 focus 3 tdci aracımı garajdan çıkardım, araç çalışır vaziyette park halinde eşimi beklerken motordan duman çıkmaya başladı, hemen kaputu açtım dumanın nereden çıktığına baktım ve motoru kapattım, duman aşağıdaki fotoğraflarda görmüş olduğunuz plastik motor kapağı altındaki aygıtın üzerindeki delikten çıkıyordu. Hemen ford acil hattını aradım, beni en yakın servise bağladılar konferans görüşme yaptık, adam sabah geldi o delikten düşen yivli tapanın çelik olanını taktı, bu değişen tapa bizi servise değiştirmek için çağırdıkları tapaymış, bende önemsemeyip nasılsa bir yolum düştüğünde gider yaptırırım demiştim, bunu sizinle paylaşma sebebim de bir tapa yüzünden üzülmeyin gidin yaptırın diyedir. Mevcut tapa sarı renkteymiş, bu metal renginde gri ve çelikten bir tapa. İşlem 1-2 dk sürüyor, tabi arabanın heryeri egzos dumanından leş gibi oldu ,şimdi beni servise temizlik için çağırıyorlar.... ihmal etmeyin.

Sizden önceki sahip yaktırmış olabilir daha sonra halojenleri takıp size vermiştir..Hata kodu silen özel servis veya yetkili servis'e gidip baktırın

Tekno paket yoksa değil.. Bu demek değildir ki, adam sonradan alıp takamaz..

Buyrun resimler, aracın döşemesinin aynısı maliyet 100TL

Ayıptır söylemesi sizi biraz daha Fordculuk yorumları yaparken görmek isteriz!

İyi de hesaba göre bir depo ile 1000 km bile yapamamışsınız! Şaka tabii, değerler gayet başarılı, kullanım keyfinden ödün verecek kadar da kasmaya gerek yok ondalık litreler için.

Riski iyi değerlendirmek lazım, arabaya girilemiyor olması sizin hızla çıkartılmanız gerektiğinde de bir sorun olabilir. Söz gelimi kaza yaptınız baygınsınız ve mesela araba yanmaya başlıyor... Ben motor sporlarında bu tür senaryoları çokca kullandığım ve bazen de yaşadığım için çok tanıdık geliyor, siz okuyup bu da olmaz demeyin, olmaz olmaz.

Yanyana Titanium Focus ve Bu i30'u koyun Titanium'un daha önde olduğunu tüm ayrıntılarda anlarsınız

Ogün istanbul da olsam Samet e uğrardım..bende de kaputta iki tana minik çapta taş dan dolayı saç a kadar inmiş iz var...sen zımpara falan dedin ya...indim baktım kaputa iki minik zede..şimdi ben zımpara ile buna girişsem.... muhtemelen önce yumruk kadar sonra artık tüm kaput .... bunları düşününce şimdi inan gözüme gözükmez hale geldi...hakkaten bu zımpara kaput değil ama benim görüşümü değiştirdi.... :D

Focus almadan bu aracı görsek bayağı düşünürdüm. Bu sınıfta son çıkan araçları görünce günlük aile ile kullanım için D sınıfına ne gerek var diye düşünüyor insan. Hoş fiyatlarda D sınıfı oldu ama gerçekten keyifli, zevk veren araçlar var.

sarı değilse sıkıntı yok Yine için rahat olsun

Yok biz fenerbahçeliyiz Ayrıcalığımız var bizim

hepimiz Sametiz...

Hepimiz deliyiz

Soğuk motor 1-2 km lik rampa iniş çıkışlarında bu değerlere çıkmak mümkün ama,sizin bahsettiğiniz şartlarda normal değil bu tüketim.Bu arada rolantide 5.0 değilde 0.5lt olmasın tüketim ?

ÖZelliklerin detaylı anlatım videosu

Ìnsan ulasamadigi herseyin "delisi", ulastığı herseyin "nankörüdür.

Çok geÇmiş olsun Rafet bey.

Kırılmış bir bardaktan etrafa saçılmış cam parçasıysam,üstüme basmaya çalışanların ayaklarını kanatmak zorundayım.

Bu şekilde dikkat çekici oldu + sabitledim konuyu. Tüm F3 tdci sahipleri faydalansın. İlginiz için tekrar Teşekkürler Rafet bey

Geçmiş olsun.. Nazar çıktı nazar. Allah büyük sorunlar vermesin

Ogün sağol. Çok güzel oldu

Burda lig maçlarının bile online hali var gözüküyor abicim Bakalım saat 10:30 da falan başlar heralde yarış ile ilgili programlar. O zaman anlarız gerçekten çalışıyormu http://www.sportlemon.tv/c-10.html

Bugün sezonun ikinci yarışı Malezya'nın sıcağında koşulacak. Malezya iklimi nedeniyle hem sürücüler, hem araçlar hem de lastikler için zorlu bir sınav. Yarış öncesi Lotus'un ağırlama TIR'ında çıkan yangınla takım önemli bir lojistik destek ünitesini kaybetti. Dün koşulan sıralama turları sonrasında start dizilişi şöyle: Şöyle bir göz atınca geçen yarıştan beri pek bir şeyin değişmediğini görüyoruz, McLaren hala en hızlı, Mercedes arayı kapatmış görünüyor, Schumacher hak ettiği yerlere çıkıyor artık, Red Bull da hala hızlı ise de geçen seneki belirgin üstünlükten eser yok. Ferrari çoğu sezon başında olduğu gibi nal topluyor, Avrupa'ya döndüklerinde her şey yerli yerine oturmuş olur. Raikkonen aslında 5.sırayı hak etmiş olmasına karşın şanzıman değiştirdiği için 5 sıra daha geriden start alıyor. Yarış TSİ 11:00'de D-Smart Spor kanalında imiş.

Avustralya yarışıyla ilgili bilgi aktarımında gecikmişim. Sezon açılışı yoğun bir seyirci ilgisine sahipti, 315.000 seyirci varmış kayıtlı. Ayrıca BBC'de gecikmeli özet yayınını 3,2 milyon kişinin izlediğini belirtti. Jenson Butto ilk virajda yakaladığı birinciliği yarışın sonuna kadar sürdürerek haklı bir birincilik aldı ve bu yarışı kariyerinde üçüncü kez kazanmış oldu. Hamilton önce ilk virajda takım arkadaşına sonra da yarış ortalarında güvenlik aracı devreye girdiğinde pit stop stratejilerini iyi belirleyen Red Bull'un gözdesi Vettel'e geçilerek 3. olabildi. Webber de yarış boyunca iyi bir performans göstererek 4.lüğü aldı. Ferrari sıralama turlarında kötü bir performans sergilese de Alonso yarış boyunca çok sayıda geçme manevrası ile beşinciliğe kadar yükselerek henüz her şeyin bitmediğini kanıtladı. Aynı şekilde Raikkonen de 17. başladığı yarışı üst sıralara tırmanarak 7. bitirmeyi başardı, F1'den uzakta kaldığı sürede performansından bir şey kaybetmemiş gibi, daha da açılacaktır. Sauber de iki aracını ilk 10'a sokarak bu sene rekabetçi olacağının sinyallerini verdi. Schumacher iyi sürdürdüğü yarışı vites hatası nedeniyle pist dışına çıkınca terk etmek zorunda kaldı. Genel klasmanda ilk 10 1. J. Button McLaren 1:34:09.565 2. S. Vettel Red Bull +2.139 3. L. Hamilton McLaren +4.075 4. M. Webber Red Bull +4.547 5. F. Alonso Ferrari +21.565 6. K. Kobayashi Sauber +36.766 7. K. Raikkonen Lotus +38.014 8. S. Perez Sauber +39.458 9. D. Ricciardo Toro Rosso +39.556 10. P. di Resta Force India +39.737

Yaklaşık 30 yıl öncesinden seçmeler... Grup B daha hayattayken yapılan çekimler, motor güçleri 500 BG'e varınca mecburen çılgınlığa son verildi. Bu video seyretmekten çok dinlemek için

UÇAN FİNLANDİYALI ya da UÇURAN FİNLANDİYA

Herkeze iyi geceler arkadaşlar Pazar günü orta seviye bir parkurda test sürüşünü gerçekleştirdim Yeni civicin. Zaman darlığı ve nişanlımın baskılarından dolayı fotoğrafla falan çekmedim çekemedim Aracı genel olarak beğendimmi diye sorarsanız. O araç benim içime sinmez. İlk başta aracın etrafında dolaştım tasarımına sanırım alıştım Gözüme hoş bile gözüktü o an. Eski tasarım gözüme daha hoş gelsede bu tasarımda onda 1 puan geride 10/6 İçine oturduğumuzda öyle kasvetli bir iç mekan karşılamıyor bizi. İçi ferah kullanılan malzemelerin kalitesini az çok biliyorsunuz. Eski civicten malzeme kalitesi olarak 1 puan geride. Ama şunu söyleyebilirim bir BMW tutkunu olarak sürücü odaklı torpido tasarımı arabanın içinde geçirdiğim 5-6 dk dan sonra gözüme çok güzel gelmeye başladı. Koltukları orta sertlikte ve rahat yan destekleri pek iyi değil ama sonuçta bu araçla time trialda rekor kırmaya çalışmayacağız Gösterge panelini hiç sevmedim eskisinide sevmiyordum zaten. ama daha bi dijitalleşmiş benim hoşuma gitmedi ama teknolojik donanım severlerin hoşuna gidecektir. Aracın içini Focus1 le bile kıyaslasak Civicin çok ekmek yemesi gerekiyor. 10/7 Motor eski araçla aynı sadece yazılım farkı var. Yazılım fayda yerine zarar getirmiş max tork 100 rpm daha geç Honda ruhu varmı ? Yok Eskisindede yoktu zaten Performans olarak 2 si arasında bir fark hissetmedim göğsümde hissettiğim basınç 2 versiyondada aynı Ama F2 ti-vct yi geçerim yinede o civicle Yakuba inat Motorun devirlenme isteği güzel. Alt devirler ölü kasanın ağırlığı altında eziliyor. Hızlanması akıcı ve konforlu. 10-6 Aracın sürüşü genel olarak güzel. Tabii ki bir focus değil. Ama yola iyi basıyor. Ve yolda oturaklı gidiyor. Rüzgar sesini F2 kadar alıyor Yüksek hızlara çıktım yolda ses seviyesi F2 ile aynıydı Direksiyon tepkileri genel olarak iyi ama çok sert hareketlere cevap veremiyor. önden kaymaya meyilli. Sakat.. Fazla keskin hareketler yapmamak lazım. Ama yumuşak hareketlerle kafanın kontolünü kaybetmemeyi başarırsanız keyifli virajlar alabilirsiniz. Eski kasasından 2 puan daha iyi bir yol tutuşa sahip. 10/8 Sonuç olarak etiketindeki fiyatı bu sınıftaki tüm araçlar gibi oda haketmiyor. Ama açıkça şunu söyleyebilirim ki F3 benzinli trend alacağıma Honda civic alırım. Fakat bu araç kesinlikle Focusla karşılaştırılacak bir araç değil. Bu araç bana göre Honda civic değil honda citynin buçuklu sınıf atlamış bir versiyonu Bu arada verdiğim 10 üzerinden olan puanlar Şu an kullandığım F2 nin değerini 10 olarak tanımlayıp verdiğim puanlardır Bırakın F3 ü yeni civic F2 ye bile rakip olamaz. Sürüşümüz bitti Arkadaşımıza teşekkür ettik. Servis bölümümüzdeki kankamızlla Millet 30 dk K20 motor indiriyo sen daha honda cty ye kilitli bijon takamıyosun diye makaramızı yaptıktan sonra. Hondaya olan sevgim 1 puan daha eksilmiş bir şekilde Nişanlımla mobilya bakmaya gittik

ne ojesi ne kalemi yaw şakamı yapıyorsunuz şu çiziklerin fotosu var mı ona göre reçete sunuyim çizikler derin değilse pastayla alırsınız yok çok derin ise zımpara ile yine alırısnız ama görmek gerek

Gecenin sözü: "Bizimkisi bir aşk hikasei değildi... Aşktı bizimkisi, gerisi hikayeydi!" Can Yücel

Abi içerdeki kırmızı i30da sen dediğinde baktım ben Benim dizden yana bir sıkıntım olmadı yani. Neden o kadar gelişmiş vücutlara sahipsiniz ki Arabaya uyun biraz Hyundai benim için yapmış i30 u da Para yok işte...

Ogün'ün video burada Benim video da burada

Arkacama film çekerken filmciler genelde camın dış yüzeyini kullanırlar. Rezistanslar iç yüzeydedir. Eğer içten çekilmişse film. Aracınız kaskolu ise camını kırın (film dağılmayı engeller pislik çıkmaz) Kaskodan ücretsiz değişsin. Cam değişiminde hasarsızlık bozulmuyor. Kaskonuz yoksa hiç bulaşmayın. Dıştan çekilmişse problem yok. Kendiniz sıcaksu ile baya uğraşarak. Yada bi camcıda rahatlıkla söktürebilirsiniz

Hayatım, içimden geçen cümleler içinde geçti.

Sana söz hayat ! Bundan sonra kimseyi göz çukurlarıma ekip, büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim...

kardeşim taşırmışsın biraz orj. ebatı en 20cm boy 1.5 cm olacak etrafınıda siyah bantla kapamalısın ...

Arkadaşlar ; Biliyorsunuz bu sonradan takılan Ledler için sis farı adı altında ceza kesilebiliyor. Bunlarla ilgili biri bu işin peşine düşmeş. Sonuca ulaşmış. Sonradan Led DLR setleri takan arkadaşlar için.. Yazılara dokunmadın kopyalayıp koyuyorum.. "sciroccom.com forumundan alıntıdır ; Bildiğiniz üzere bazı trafik memurları ceza bahanesi ararken R-Ledlerimize sis farı deyip ceza yazmakta... üyelerimizden Deniz Ethan , bu cezayı yedikten sonra bu işi mahkemeye kadar götürmüş ve R-Led'in sis farı olarak geçmediğinin mahkemece onaylanmasından sonra gidip aynı memuru bulup " Noooldu haaa !!! noooldu " diye seslenmiş (he tabi değer mi bu kadar uğraşa .. bilemedim valla ; Kendisi gemide 56 kbps hızda net'e girdiğini daha doğrusu giremediği için benden rica etti , mahkeme kararını sizinle ben paylaşıyorum ... İşine yarayan üyelerimiz olabilir diye ... Deniz'e de buradan teşekkür ediyoruz bu sağduyu davranışı için ve freeshoptan geçerken aramasını bekliyoruz Mahkeme Kararı aşağıdadır ...."

Bende uzun zaman önce şu tarz bir folyo yapmıştım.

Laser yazıcıdan çıkmış bir kağıt gibi güzel bir ışık kesici olamaz

Birinden "utanıyorum" sonra "u" gidiyor onu "tanıyorum" sonra "t"de gidiyor onu sadece "anıyorum" zamanla "anı"lar gidiyor sadece "yorum" kalıyor ...