2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
04-04-2012 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Ford daha önce yapıyormuydu bilmiyorum fakat sitesinde duyurmaya başlamış.. Servis Randevusu için Online Doldurma Formuna Buradan ulaşabilirsiniz4 puan
-
Efendim bu söz bir filmden sallamasyondur Yani bir atasözü felan değil Artık ne anlarsak, buza kör olsa dahi ekinler başvermezse rahatsız olup da topallazmış gibi2 puan
-
bir tanede benden....şu çbs cila sı en küçük boy ...hem ucuz hem çok az yer kaplar....biraz pamuk la lekeli yere sürün geçiriyor...2 puan
-
Bende bizat başımızdan geçen bir olayı paylaşayım... Eşime focus 2,5 u daha alalı iki gün olmuştu.Yine bizim sitede bir komşumuz bir gün önce siyah Fluence sıfır almış ve oda sitenin en sakin park yeri olan daha ücra yere otosunu bırakmış... öyleden sonra eşimle birlikte focus la dolaşıp arabaya alışması daha fazla tanıması ve birazda sağını solunu tanıyalım turu attık ve dönüşte o yeni arabanın arkasına park ettik.......Sabah trafiğe kalmamak için evden eşim benden önce çıktı.........bende balkondan bakayım demiştimki eşimin çıkarken öndeki yeni arabanın tabii bizimkide yeni tamponuna çok hafif ama sıyırarak çıktığını gördüm.........hemen aşağıya inip arablara baktım ikisindede önemsiz ama belli olan tampon çiziği.......tabii eşim çok üzüldü ve benim arabama yapsalardı çok ama çok kızardım ne olacak şimdi dedi........bende sen heyecan yapmadan işe git ben görüşürüm dedim.........Sonra komşunun ziline basıp aşağıya gelmesini rica ettim.........Komşum geldi ve.......ben başladım söze.........bizim hanım parktan çıkarken sizin arabanı sağ ön kapıdan başlayıp sol araka kapıya kadar biraz ezmiş dedim.............Komşumun gözler kocaman ve bir taraftan arabasının yanına doğru hızlı adımlarala yürüyor bir taraftanda ezik ,kızgın.şaşkın karışımı bir ifade ile şaka dimi şaka diyordu..........Neyse arabanın yanına geldik adam sağ tarafa sol tarafa baktı bişey yok.........o an ki yüz ifadesini tahmin ediyorsunuzdur.........bana baktı .......tampondaki minik çiziği gösterdim........Komşum yaaa bunun için mi hiç önemli değil olur böyle şeyler diyerek ve gülerek tokalaşıp ayrıldık.....2 puan
-
Benim tanıdığım Erkan bu adresi vermemiştir, merak etme... Bir de anekdot, çok kişiye araba kullanmayı öğrettim, en fenası karımdır, hala Fiesta ile bana kafa tutar. En unutulmazı ise teyzemdir, 60+ yaşında araba kullanmayı öğrendi. Ehliyet aldı ama ben eşlik ediyorum her ihimale karşı. Istanbul Ulus mahallesinde seyir halindeyiz. Yavaş gittiği için hep sağa yanaşma eğilimide, karşıdan iki adam geliyor yürüyerek, kaldırım da yok, çamura basmamak için asfalttan yürüyorlar, Sağdan yavaş yavaş üstlerine gidiyoruz. "Teyze, biraz sola kır..." Tepki yok... "Teyze, çarpacaksın sola kır" Gene tepki yok. Baktım çarpacağız sağdan müdahale edip sola doğru kırdım direksiyonu, haliyle "ne oluyor?" diye tepki verdi.... "Görmedin mi yolun kenarındaki adamları?" "Aaaa, ben onları ağaç sandıydım." Sabırlı bir eğitmenim anlayacağınız. Bir de kötü kazam vardır. E-5 Kartal mevkiinde öndeki trafik aniden durdu, panik frenle gacır gucur durduk, araba da 131 Karga modeli. Durduğuma sevindim, o anda aklıma arkada ne oluyor diye bakmak geldi, dikiz aynasına baktığımda bütün aynayı dolduran bir Mercedes amblemi gördüm. Aynı anda da müthiş bir gümbürtüyle füze gibi öndeki aracın üzerine fırladık, arkadan girdik, o da fırladı öndekine çarptı, tam duracak gibi olurken arkadan küüüüt bir daha, gene öndekine, o önündekine, sonra aynı tertip bir daha, ama bu sefer enerji azaldığından bir yumak halinde durabildik. Neyse ki arabada 4 kişi olmamıza ramen kimseye bir şey olmadı, kafalıklar sağ olsun. Arabanın arkası arka cam hizasına kadar toplanmıştı, ön tarafta radyatöre kadar kısalmıştı, muhtemelen boyu 1,5 m kısalmıştır. Radyatörde bir delik vardı, onu sakız çiğneyip tıkayınca, kaputu da tampon bağlantısına iple bağlayınca o halde önce karakola sonra eve gittik, ve de iki gün kullandım o halde, ta ki otobüs firması yaptırmayı kabul edip kaportacıya teslim edene kadar. O haliyle park etmek çok zevkli oluyordu.2 puan
-
Arap Yağı bol bulunca http://youtu.be/QktdY3DnX-0 http://youtu.be/4poOzdVfVfs http://youtu.be/Mzx9HwP_SZM http://youtu.be/RbJhaqtjxH4 http://youtu.be/idOzWRuUXRU http://youtu.be/kTWu7kZP3LY1 puan
-
Her aracın kendine ve müşteri kitlesine göre + ve - leri vardır. Bunu kullanıcı belirler Enişteniz size benim bagajım büyük diyorsa.. Sizde eniştenize ben (focus) seriyim siz (jetta) hantal ben dinamiğim siz sıkıcı diyebilirsiniz1 puan
-
Bu eziyetli işi niye bize yaptırıyorsun, alacak adam kendi seçsin o kullanacak... Yien de - Farklı tarzları olan araçlar, Mercedes konforlu oturaklı ve ağır, Peugeot görsel olarak da kullanım olarak da daha hoppa. - 8 yaşında Mercedes 1 yaşında Peugeot'yu cebinden çıkarır diye düşünüyorsanız çok tutucusunuz derim. - Hardtopu her zaman tenteye tercih ederim. - Mercedes ikinci eli göreceli iyidir doğal olarak. Ben Peugeot'yu alırdım, daha iyi bulduğum için değil, yaşıma ve tarzıma daha uygun olduğu için Sonuçta gene ilk cümleye dönüyorum, bu tercihin genel geçer doğrusu olmaz, kullanacak adam seçsin, tarzına göre!1 puan
-
benzine... mazota...bu kadar zam gelince artık herkez gaz pedalını görmezden gelip......yok sayıp.....arabayı vitese takıp gitmesini bekliyor... :)1 puan
-
çok şanslıymışık...verilmiş sadakamız varmış...ya yako bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı öpermiş sözünü yazıp sonrada resimlerle açıklamak gereği duysaydı...1 puan
-
1 puan
-
Karşı cinse saygım ve sevgim gereği paylaşmak istedim... Bütün Cadılar (Neden?) Kadındır... Evet, bütün cadılar kadınlar arasında bulunmuştur. Cadılık suçlamaları kadınlara yöneltilmiştir. Şeytanlık da kadınlara uygun bulunmuştur. İlk günah da, yılanın ağzındaki elmayı Adem’e yediren Havva’nın günahıdır. İnsan bu yüzden cennetten kovulmuştur. Bundan sonra puan toplamaya başlıyorum (Damat) Neden mi? Erkeklerin kadınlardan korkuları yüzünden. Erkekler, tarih boyunca kadınlardan korkmuşlardır. Çünkü kadınlar daha güçlüdür. Kadınlar daha kararlıdır. Kadınlar daha tutarlıdır. Kadınlar daha koruyucudur. Bunun nedeni de, kadınların çocuk doğurmaya programlanmış olmasıdır. Kadının yaşamsal amacı ‘çocuk doğurmak’tır. Biyolojisi de, psikolojisi de buna uyarlanmıştır. Bu amaçla evlenmek isterler. Yeni evli kadın ev almak ister, erkek araba almak. Kadın çocuğu için güvenli bir yer istemektedir. Erkek ise arabayla gezmek tozmak. Erkek tüketicidir. Kadın üretici. Erkek sperm saçıcıdır. Kadın yumurta dölleyici. Kadın topraktır. Orada durur ve bekler. Erkek yağmurdur, nereye olsa yağar. Erkek tarih boyunca kadının gücünü görmüştür. Korkar ve kadını engellemeye çalışır. *** Gelenekler kadını engellemiştir. Tektanrılı dinler kadını yönetici yapmamıştır. İmam erkektir. Papaz erkektir. Haham erkektir. Töreler kadını suçlu kılar. Erkeğe tabi olması gereken kadındır. Söz dinlemesi gereken kadındır. Erkeğin peşinden gelmesi gereken odur. Oysa gerçek hiç de böyle değildir. *** Kadın, çocukları yetiştiren anadır. Kadın, evin temel direğidir. Kadın, erkeğin arkasındaki değil, içindeki güçtür. Erkek kadından korkar. Onun için de kadını engellemeye çalışır. Bir toplumun uygarlık ölçütü, kadının o toplumdaki yeridir. Kadına değer verir görünüp de onu gerçekte evine kapatan kültürlerin toplumu uygar değildir. Kadının yerini erkeğin arkası olarak gösteren kültürü sürdüren toplumlar uygar değildir. Kadını erkekle eşit saymayan, eşit kılmayan, eşit davranmayan kültürler uygar değildir. Kadını erkekten ayırmaya çalışan kültürler uygar değildir. Kadına gösterilen şiddet, temelinde korkunun yarattığı ilkel acizliktir. Kadını anlamayan, kadını kendi malı sayan, kadını kendi dediğini yapmaya zorlayan erkeklerin ilkel davranışları, bir toplumun uygar olmadığının kesin kanıtıdır. Erkek şiddetinin kaynağı toplumun ‘kadını suçların kaynağı’ gören geri kalmış kültürüdür. Bu kültür de, kadına yönelik ayrımcı tutumlarla beslenmektedir. Kadınların örtünmesi, erkeklerden ayrıştırılması, erken evlendirilmesi, eğitiminin önemli bulunmaması hep bu ayrımcı kadın kültürünün ürünüdür. Bu kültürün değişmesine çalışmadan ‘8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlamak, mayıs ayında ‘Anneler Günü’nde anneleri anmak göstermelik olmaktan öteye gitmez. Bu kültür sürdüğü sürece, ayağa takılan elektronik kelepçeler, elektronik bilezikler ‘erkek hakları’nın nişanları olarak taşınacaktır. Ya Cumhuriyetin kuruluş felsefesine dönülecektir ya da çarşafla burkaya alışılacaktır. Gerisi, lafügüzaftır... 12 Mart 2012 - Cumhuriyet ERDAL ATABEK1 puan
-
Jantla yay arasında bir ilişki yok, yani jant taktırdığınız için yay taktırmanız gerekmiyor. Yay aracı bir miktar alçaltarak görsel olarak hava katıyor, aynı zamanda hem ağırlık noktasını aşağı çekerek hem de yana yatmayı azaltarak yol tutuşunu bir miktar düzeltebilir. Programlamadan kasıt yeni lastik ebadına göre yol bilgisayarı kayıtlarını değiştirmekse (kalibrasyon) bence de çok önemli değil. Ancak daha önce yazdığım belirsizliğini koruyor, 235/40-18 tam tur dönüşlerde özellikle hendek geçişi vb. lastiği yükseltecek durumlarda sürtme yapabilir. Bunu herhangi bir servis elemanının da bileceğinden kuşkuluyum. Sormak lazım hiç 18 jantlı fabrika çıkışı araba satmışlar mı ve eğer evetse direksiyon tur sınırlayıcısı var mıymış...1 puan
-
Siz kimlerin paraşütünü hazırlıyorsunuz? Dur. Düşün. Charles Plumb Vietnamda uçmuş, ABD Hava Harp Okulu mezunu bir pilottu. Savaş sırasında yaptığı 75. uçuşta, yerden havaya atılan güdümlü bir füze tarafından vuruldu. Derhal kendini fırlatıp paraşütle bir ormanın içine düştü. Kısa bir sure sonra da Vietkonglar tarafından yakalandı ve tam 6 yıl Kuzey Vietnamda esir olarak tutuldu. Bugün Charles Plumb yaşadığı bu tecrübe hakkında insanlara ders vermektedir. Bir gün Charles ve eşi restoranda yemek yerlerken bir adam masalarına yaklaşır ve şaşkınlık içinde çığlık atar: "Aman Allahım ! sen Plumb'sın. Vietnamda jet pilotuydun, Kitty Hawk havaalanından. Uçağın düşmüştü!" "Evet ama sen nereden biliyorsun bunu?" der eski pilot Plumb. "Biliyorum çünkü uçuş öncesi senin paraşütünü ben hazırlamıştım." Plumb hayretler içindeydi. Adam elini Plumbun omuzuna atar: "Anladığım kadarıyla paraşüt işe yaramış." Plumb evet anlamında kafasını sallar. "Eğer işe yaramasaydı şu anda burada değildim." Plumb o gece, restoranda masaya gelen adamı düşünmekten uyuyamaz. Savaş sırasında çoğu kez gördüğü bu adamla bir kez olsun konuşmadığını düşünür. Çünkü o bir savaş pilotu,adamsa paraşüt hazırlayan basit bir askerdir sonuçta. Oysa o asker, uzun tahta bir masada saatlerini harcayarak, dikkatle katladığı paraşütlerle, her seferinde hiç tanımadığı bir insanın kaderini ellerinde tutuyordu. Bu olaydan sonra verdiği derslerde Plumb dinleyicilere hep aynı soruyu sormaya başladı: Paraşütünüzü kim hazırlıyor? Tüm hayatı boyunca ihtiyaç duyduğumuz her şeyi bir başkasının hazırladığı biz modern dünyanın insanlarına sorulabilecek en anlamlı sorulardan biri de bu belki de.... Yaşamaya devam etmemizi sağlayan sayısız paraşütler var hayatımızda, her defasında bir başka insanın bizim için hazırladığı, maddi paraşütler, manevi paraşütler, duygusal paraşütler, ruhsal paraşütler... Sahip olduğunuz en büyük yeteneği kim kazandırdı size veya düşünce yapınızı kim şekillendirdi? Kimler size moral verdi zor zamanlarınızda ya da hayata dair manevi değerlerin farkına varmanızı kimler sağladı? Hayatınız boyunca paraşütünüzü hazırlayan kimlerdi? İşte onlar hayatımızı borçlu olduğumuz insanlardır. Peki siz kimlerin paraşütünü hazırlıyorsunuz? Hiç düşündünüz mü?1 puan
-
Sorun ne onu anlamadım? Gayet doğal bir düzenleme ne varki bunda? Aynı durum motosiklet ehliyeti alırken oluyorda neden araba ehliyetinde olmuyor?1 puan
-
1 puan
-
sigara içenler sana yağı yiyip su içerlerse işe yarıyor mu? akciğer değil ama en azından ağız içi ve gırtlak için neyse espriyi yaptım, konuyu uzatmayayım1 puan
-
Mevsim itibari ile asfalt çalışmaları başlar. Faydalı bir bilgi veriyim. Yolda taze asfalttan geçip arabaya sıçratırsanız.Vardığınız yerde marketden bir paket sana yağı veya benzeri alıp sıçrayan yerlerine sürün, birkaç kez tekrarlayın. Sonra yıkayın. Geçmiş olsun. Not: Sana yağı vb katı yağ yiyenler hala varsa 2 kere düşünsün.1 puan
-
Şu kadınlar ne kadar yürekli Bekir Bey.............bizim gibi pencereden manzara seyretmiyorlar.....o seslerden biride eşime ait...şuanda orada kendisi bişi olursa sana zahmet dayak yemeden al benim hatunu bişi olmasın ya...yazıktır...1 puan
-
Erkan burda birçok arkadaş hız yaptıklarından bahsediyor..sende trafik çiye bu adresi verdin...eeeeee yakında herkeze süpriz postalar gelecek gibi gözüküyor1 puan
-
http://youtu.be/FCtToQT8L4s http://youtu.be/jMl-mcxK4q4 http://youtu.be/HOWDS0TEAXk http://youtu.be/INCePE5huM4 http://youtu.be/ORVywY-NYD0 http://youtu.be/ZtiuwfJl-_M http://youtu.be/FRQnKOi1yLU1 puan
-
hocam araba Lpg demi benzinde mi bu sorunu yapıyor sogukken yapıyor dediğine göre araç benzinde ilerlerken yapıyordur buda direk olarak bana benzin otomatiğini işaret ediyor1 puan
-
Sen gönlünün tadını çıkart sabri onlar büyük mantıklı yoldan gidiyor ama sana daha var keyfine bak birazcık1 puan
-
yahu su an zaten milletin ehliyeti var? Alan yine alıyor... 5 km manuel araç kullanıp 4 tane aptal soruya cvp vermekle olunmuyo şöför... müthiş önyargılı bir bakış var ve şaşırtıyor beni doğrusu... B1 ehliyeti olana zaten beceremediği manuel araç sürme yetkisi vermeyecekler, bu trafikteki herkes için daha iyi değil mi... debiyaj hareketiyle şöför olunmuyo arkadaşlar allah aşkına... usta şöför gibi davranıp makas atan yahut trafiğe açık yolda 200 le giden gerizekalılardan çok daha masumlar manuel kullanmak istemeyenler... Kaldıki 50 yıl sonra şanzıman yada vites denen şeyin kalacağı bile tartışılır... Mesele insanların bir arada yaşamalarını mümkün kılan kuralları daha kullanışlı ve işe yarar hale getirmek... mesele nerelere kadar uzanıyor... Düz vitesli ambulans olan yerde şöför bulamıyorsanız bunun yolu insanlara düz vitesi öğrenin emri vermek değildir, Ambulansların otomatik vitesli olmasını sağlamaktır... herkesin düz vitesi öğrenmesinden çok çok daha ucuz ve kullanışlı bir yol olur )) heleki İnsanlar ilkyardım gibi daha mecburi şeyleri bile doğru dürüst halledemezken, endişe ettiğiniz şeye bakın...1 puan
-
"Paranoyak olmam takip edilmediğim anlamına gelmez" söylemini hatırlattı biraz bu yorum bana. Bence araba almak zaten başlı başına bir risk, bazen öyle yorumlar oluyor ki aynı modeli kullandığınızdan bile şüphe duyuyorsunuz. İmalat esnasında 100.000'de bir görülen sorun sizin aracınızda oluşmuşsa sizin için bu model %100 hatalı oluyor. Sonuçta ufak tefek kusurlar olabilir, bunların imalat hatasından kaynaklandığı tespit edildiğinde zaten firmalar bunu tüketiciye yükleme lüksüne sahip değiller şu rekabet ortamında. Kısacası bence ciddi bir risk söz konusu olmayacaktır, ben kendi adıma test sürüşünü yapar ve beğenirsem alırdım. Tüketime gelince... Nereye çeksen oraya gidecek bir konu ve kıyaslamalarda bence gene en nesnel bakışı fabrika verileri sağlıyor. Günlük hayatta bu verilere ulaşamasak bile sapma hemen tüm modellerde yakın oranlarda oluyor. Kullanıcı izlenimlerini baz alırsak, iklimden yol şartlarına, kullanma alışkanlıklarında mesafeye o kadar çok değişken rol oynamaya başlıyor ki dağılıyorsunuz detaylarda. Bu çerçevede bakınca fabrika verilerinde atmosferik hemcinsine göre şehir içi 2, şehir dışı 0,6 l/100 km daha az yakıyor gözüküyor, bu fark oluşacaktır. Kaldı ki bilinçli kullanıldığında 1.6 EB bile atmosferikle eşit veya daha az yakıyor. Tork avantajını da unutmayalım. Benzini kokluyor diyemeyiz ama kesinlikle bir benzinli için verimli ve avantajlı bir motor olacaktır. Bu açıklamamı burada kayıt altına almış oluyorum, gelince bakarız Ben benzinlinin sıkışmadan 6000 dd'ye kadar tırmanmasını seviyorum, hala ulaşılabilir fiyatlardayken akaryakıt bu zevkin sonuna kadar kullanılmasından yanayım.1 puan
-
Arkadaşlar eskiden araç muayenesi bittiğinden Trafik Polisi tarafından yapılan işlem : şöyle idi 1.defasında trafik polisi 72 tl ceza yazıp 7 günlük izin belgesi veriyordu. 2.defasında trafik polisi 72 tl ceza yazıp 7 günlük izin belgesi verdikten sonra aracın trafik tescil belgesine el koyuyordu.Muayene yapıldıktan sonra aracın tescil belgesini alabiliyorduk. 3.defasında ise yine muayene yapılmamış bir şekilde yakalanırsak araç trafikten men ediliyordu,sonra bir trafik polisi nezaretinde muayene istasyonun da aracın muayenesi yapılıyordu. Şimdi yeni düzenlemede ise ki daha dün çıktı 1.defasında yine eskisi gibi trafik polisi 72 tl ceza yazıp sonra 7 günlük izin belgesi yazıyor. 2.defasında ise aracı trafik polisi hemen trafikten men edip bir çekiçiye bindirip daha sonra sürücü ye taşıma sırasında çıkacak kaza aksaklıklarla ilgili taahhütname imzalatıp gönderiyor..bu arada yine tescil belgesine el koyuyor.Tabi araç büyük ise sürücüye aracı sen kullanacaksın diye taahhütname imzalatılacak.. Yeni sistem polis ise vatandaşı karşı karşıya getireceğe benziyor.hadi hayırlısı... Başka bir düzenleme de Engelli araçlarıyla ilgili : Eskiden %90 ın üzerinde özürlü kişilerin araçlarını 3. dereceye kadar akrabaları yada noterden sözleşmeyle bildirilen ruhsata yazılı kişiler kullanıyordu. Artık plakalar da tekerlekli sandalya işareti konulmayacak.Engelli kişinin eğer engeli %90 ın üzerinde ise ve herhangi bir araç ta özel tertibat yok ise akrabalık yada kan bağı aranmaksızın herkes kullanabilecek . Yalnız sakın özel tertibatlı araçları kullanmayın biliyorsunuz ki bunları sadece ''H''sınıfı sürücü belgesi sahibi kullanıyor.. Trafik polisine bu şekilde yakalanırsanız 2918 Sayılı KTK nın 39/1 a md'' yetkisiz ehliyet ''ile araç kullanmaktır ki cezası araç sahibine kullandırmaktan 319 tl para cezası , sürücünün ise Cumhuriyet Savcılığına sevki gerekir.Normal de cezası 6 ay a kadar hapistir. ki genelde bu savcılar tarafından para cezasına çevrilir.bunun devamın da 2 defa yakalanırsanız para cezası katlanarak artar 3.defasında ise hapis cezası verilir.. savcının ilk defasında ortalama vereceği para miktarı + - 1500 tl dir. SON OLARAK Eskiden kamyonetlerin hepsine bölünmüş karayollarında 94 km hız sınırı vardı bu da değişti yenisi: panelvan çift sıra koltuklu kamyonetler de bunların bölünmüş karayolunda ki hızları %10 tolerans ile 110 km ye çıktı bilginiz olsun örnek olarak connect.doblo ve transporter tarzı araçlar. Bu sayede vatandaş baya rahatlayacaktır..1 puan
-
bir not: videoda metin türkcan'ın metoboy isimli gitarı, ESP'nin Signature serisinde ilk kez bir Türk gitariste yer verdiği gitardır. ESP Signature serisinde James Hetfield, Kirk Hammett gibi isimlere özel gitarlar yapılmaktadır.1 puan
-
Rica ederim sayın hocam sizler sayesinde biz bu bilgilere vakıf olabiliyoruz.. bildiğim kadarıyla periyodik bakımın dahiline girmez nedenini soracak olursanız üzerindeki plastik kaplamanın değişik iklim şartlarına göre yıpranma göstermesinden ötürü bakım dahiline alınmasını engelliyor kimisinin 100 binde kimisinin 50 binde değişiyor. -teklemenin hareketsizken yapmamasının sebebi motor henüz araç kasasını yüklenip harekete geçmediğinden eli boştadır ve rahat hareket eder3veya 2 veya 1 pistonla devrini aynı hızda arttırabilirr ve tekleme yaratmıyormuşçasına farketmemenizi sağlayabilir hareketsiz haldeykende anlık güç kaybını farketmezsiniz fakat bu gerçekleşir yani arıza vardır 3 piston çalışıyordur...(1veya2 pistonda patlama gerçekleşmiyordur) -devir artışına yansıtmaz(hareketsizken) sonuçta motorun eli boşken (hareketsizken) devir yükselme anındaki zaman aralığını 2 piston hatta bir pistonla bile aynı sürede gerçekleştirebilir dediğim gibi farkedilemez ancak hareket halindeyken anlık tork(ivme) kaybıyla anlaşılabilir ..1 puan
-
Böyle işgüzarlıklarda kime ne avanta sağlanmaya çalışılıyor diye düşünmekten kendimi alamam. 1. Otomatik vitesli modellerin satışı artacak 2. Trafik beceriksizlerle dolup taşacak 3. ....... Başka bir şey bulamadım, e peki kime ne yarar sağlayacak şimdi bu? Halihazırdaki uygulamada sürüş sınavına otomatik araç ile girmek olası değil mi?1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Bir yerlerde tıkanıp kaldıysa hayat, soluk almak güçleştiğinde, Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, Dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; Yeni insanlarla tanışmalı, Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; Gördüğünü hissedebilmeli!... Yeni kesifler yapacak.... Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli! Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; Zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı. Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, Her aksam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce, Değerli olabilmeli hayat!... İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!.. Başkasının yerine koyabilmeli kendini; Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli!... Ağlayana omuz, inleyene çâre olabilmeli! ... Şu adâletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak! .. Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine... Güneşin doğusunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını... Karda yağmurda sevincine, coşkusuna; Fırtınada boranda öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın! Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; Bir gencin düşlerinde geleceği; Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, Mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeli! Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı! Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, Hiç çâresiz kalmamışsan,dermanı olamazsın dertlerin; Ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların; Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların. Ne, herkesi düşünmekten kendini, Ne kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! Bilmeli çok kısa olduğunu hayatın; Hep vermek ya da hep almak için... Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!! Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere... Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için! Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak! Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi; Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin; Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için... Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten; Ama, herkesi sevemeyeceğini de ... Her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!. Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi... Zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı..! CAN DÜNDAR1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.