2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
10-09-2012 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
İyi geceler, çocuklardan fırsat bulup ancak yazabiliyorum, resimler gecikti affedin. Arabamı 5 Eylül' de teslim aldım. Paketsiz bir Titanium ve dizel. Çok düşündüm, önceki aracım yine dizel bir Fiat Bravo 1.6 idi. 290nm torkuyla bana 3,5 yıl başka araba aratmadı ama artık geniş bir araba ihtiyacı hissetmeye başlamıştık. Bu nedenle yine bu gücü hissettirecek bir araca ihtiyacım vardı. Ağustos ayında C-Maxler için 2 katına çıkarılan Koç indirimi + Vodafon indirimi ile Ford imdada yetişti. Bu ikinci Fordum ama bu kez turnayı gözünden vurmuş gibi hissediyorum. Allah herkesin aracını nazardan gözden saklasın, kazasız belasız sürüşler nasip etsin. Bukez kendime sözverdim, arabamın hiçbiryerini değiştirmeyeceğim, araç içi ses ve görüntü sistemlerine, jantlara v.b. meraklıyımdır ama C-Max' ime dokundurtmayacağım. Sadece çocuklarımı düşündüğüm için kafalıkları değiştirdim, bir de alışkın olduğum için park sensörü eklettirdim. Bayinin hediye ettiği sensör 2. gün arızalandı ben de Cyclone marka kameralı bir sistem aldım. Çok sevdim, tavsiye ederim. Bunların dışında üzülerek itiraf ediyorum, forumun heryerini okuma fırsat bulamadım. Yazılımla ilgili birşeyler okudum, biraz da yakıta baktım. Bu nedenle aşağıdaki soruların cevabı verilmişse şimdiden affola, cevabın bulunduğu bölümü link verirseniz incelerim. Herkese iyi geceler dilerim, sorularım ve izlenimlerim şöyle. - Arka koltuklar, düz bir biçimde yatabildiği gibi arka alt kısımdaki bir mandal yardımıyla birkez daha katlanıyor ve lastikli bir kancayla ön kafalığa sabitleniyor. Tabi diğer koltuklar da aynı şekilde. Ama neden? Yeri daraltmaktan başka bir işe yaramıyor gibi görünse de bir hikmeti vardır diye düşündüm fakat bulamadım - 1. vetesten 2. vitese geçmek için debriyaja bastığımda sanki şanzımanı tutan vidalar varmış da hepsi gevşemiş ve şanzıman sallanıyormuş gibi bir langırtı geliyor. Normalse umrumda değil, herkeste olup olmadığını merak ettim sadece. - Dizel arabalarda genellikle kızdırma bujisine ait bir uyarı lambası olur ve yarım kontak yapıp bu ışığın sönmesini bekledikten sonra marşa basılır. Bizim arabamız düğmeyle çalışıyor ve yarım düğme gibi bişey de olduğunu sanmıyorum . Bu durumda çalıştırırken uyulması gereken bir kural var mı? - Arabamın yakıt sarfiyatı 5000 km'den sonra normal rakamlara döner değil mi ? ( şuan şehir içinde ortalama tüketimi 8-9 litre filan görüyorum, şehir dışında 120 km sabit hızla en az 6.3 gördüm.) - Yine çok umrumda değil ama kabul edelim yol sesini biraz fazla alıyor içeriye. - Kendimi arabaya değil de uçan halıya binmiş gibi hissediyorum, bu da bende arabayı bahçede değil de evin salonunda parketme isteği uyandırıyor. - İçerideki kırmızı ambians özellikle geceleri bana ne iyi etmişim dedirtiyor. - Sesli komut sistemi süper, ses sistemi süper. 4 GB' tan büyük USB bellek okumaz dedi servis, 8 GB' ı taktım banamısın demedi. iPhone' un tüm rehberini aldı, sesli komut sistemi Türkçe karakterleri sorunsuz anlıyor ve söylüyor. - Yokuş performansını sevdim, beni hayal kırıklığına uğratmadı ama yine de acaba chip işine girsem mi diye düşünmüyor değilim.5 puan
-
4 puan
-
al güldük işte pejo 208 i getirmiş siyah bir modeldi önü çok kalabalıktı çekemedim...ama içi güzel olmuş koltuklarda kaliteliydi...active dizelmiş..42000 tl dedi...iyi dedim...4 puan
-
Bu akşam izmir fuarındaydık....geniş bir halk kitlesi ile katılımın en yoğun olduğu gündü....Hertürden insana rastlamak mümkündü...bu sene onur konuğu kentimiz Hatay dı ve oraya özgü hertürlü etkinlik,yemekler ve künefenin envai çeşidini bulmak yapılırken seyretmek mümkündü keşke eşim gidelim burdan demeseydi...sonrasında klasik arabalar ve motorsiklet tutkunlarına ait standlar vardı... ve Ford...bütün kamyonlar ve ağır taşıtlar gelmişti...ford teknolojiyi hakikaten getirmiş nefis hatunlar cinger ile geziyorlardı..çekemedim malum durumumdan... birkaç resim koyayım...3 puan
-
red bull standı oldukça eğlenceliydi izmir konulu graffiti yarışması vardı eve telefon açılıp cengoya sövüldü..kendisi unutmuş beyfendi hepsini geçerdi amma yoktu......hatunlar sagolsun iki tane redbullu cok görmediler amcalarına...3 puan
-
2 puan
-
2 puan
-
Ya alemsiniz valla saat alınırken ayakkabılar düşünüldü ona gore bordo alındı2 puan
-
Ben teyfik abinin güldüğünü gören azınlıktanım Abi hadi bu ciddi bakışların ne manaya geldiğini anlatıkta yengenin yanında yengeye çaktırmadan zor olmuyormu bu bakışlarla etrafı kesmek Abi sendeki bakış normal olsa neysede insan erkek hailyle bu bakıştan kaçar noluyoruz diye2 puan
-
berbermisin olum sen....nerden biliyon bu terimleri... benim düz saç cok zor bir kesim oluyor...kendi berberim de yok 20 yıllık tı..dolandırmış piyasayı kaldık sağa sola...2 puan
-
Bugun ilk defa duydum ve sizleride bilgilendirmek istedim; poliçede görünmeyen otomatik park paketini acenteme sordum, onu ayrıca teminat altına almak gerektiğini söyledi ve işler karıştı. (Ford sağolsun paketler birbirine girdi, aracım eski titanium + otomatik park, sonradan titanium + plus paket oldu şimdi dahada karıştı.) Sonrasında acentenin sahibi aradı 45dk konuştuk - araç hb olmasına rağmen sedan olarak sigortalanmış düzeltelim ilerde problem olabilir dedi. Ben otokoçun teklifini onlara gönderip poliçe hazırlatmıştım otokoç yanlış yapınca doğrudan yansımış. fatura veya ruhsat ile kasko yaptırılmalı - hb olarak düzeltince 60 tl gibi arttı prim, sedan kullanıcıları uslu hb kullanıcıları yaramazmış - otomatik park paketini bedelini 1000tl olarak gösterip poliçeye ekledik buda 60 tl gibi bir prim artışına sebep oldu. Ben ya bir yerlerde okumuş yada duymuştum, aracın fabrikada takılan herşeyi normal kasko ile teminat altında yalnızca sonradan yapılanlar eklenmeli diye. Örnek olarakta sunroof vardı ayrıca eklenmesine gerek yok diye, demekki ya değişti yada yanlış biliyormuşum Allah korusun ileride oluşabilecek bir hasar/pert durumunda sorun çıkmaması için bunları kontrol edip hata varsa düzeltirmenizi tavsiye ederim.1 puan
-
1 puan
-
Öncelikle Hayırlı Olsun Eren, Sitemizde inceleme başlıkları vs vs mevcut eğer arkadaşlarımız yayınlamak isterse pek tabiki sana iletirler Benim yazdığım geçmiş yazılardan bu belki işine yarar yine pek tabiki alabilirsin bunu.. Yine pek tabiki sitemizde bunları paylaşabilir ve aynen burayı da orada belirtebilirsin.Kendi adıma sorun yok1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sabri bey merakla bekliyorum.1 puan
-
Galaxy S'in az makyajlı hali. Ram artmış(512-->768), internet bağlantı hızı artmış(7.2-->14.4), hala 2.3 Gingerbard kullanıyor. Giriş seviyesi cihazlardan işte. Arkadaş bu fiyata gitsinu Sony felan alsın hiç olmazsa yazılım desteği verirler. Hala 2.3 yazık Samsng'a. (Ha Custom Rom'la 4.0, 4.1 kurabilir ama o kadar ilgili mi bilemedim. Ben kuruyorum mutluyum ama Samsung yanlış yapıyor.) Ekleme---- Farklar buymuş Galaxy S ile. Custom Rom'dan anlıyorsa alır bir güzel de kullanır. İşlemcisi ile S'e fark atar. Birisi 122.4 x 64.2 x 9.9mm diğeri 123.2 x 63 x 9.7mm birisinde TouchWiz 3.0 var diğerinde TouchWiz 4.0 birisinde 512 MB RAM var diğerinde 768 MB birisinde HSDPA 7.2Mbps diğerinde 14.4Mbps birisinde LED flash var diğerinde yok. birisinde önde VGA kamera var diğerinde 1.3Mpixel ön kamera birisinde Tek çekirdek 1 GHz Cortex-A8 işlemci var diğerinde Çift çekirdekli 1 GHz Cortex-A9 işlemci.1 puan
-
bende bu saati kullanıyorum , kendisi tuğla kadar ağır , bir gün takmayıncada saati tekrar ayarlamanız lazım , e gülünü seven dikenine katlanır1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Şimdi buna göre çanta,ayakkabı, bluz,etek, pantolon,ruj,oje, küpe............................... falanda lazımdır. Güle güle kullanın.1 puan
-
iPhone5 satılır duruma gelmesiyle ios6 'da kullanılır hale gelecektir.1 puan
-
Beta 4 verildi iste bir kaç hafta önce; o da 2 gün sonra golden master olarak (final oncesi son) yayınlanabilir. Zaten neredeyse hiç hata yok sunulabilir durumda.1 puan
-
C-Max içimde halen bir uhte, ama sanıyorum benimkide kendime göre doğru tercih, performans olarak belki eski aracınız kadar olmayabilir ama herhangi bir sıkıntı da yaşatmayacaktır. Sonuçta sizinkisi artık bir aile aracı. Yorumlardaki Sarı 3 kapılı hb stiloya gelince bence sınıfının en karizmatik araçlarındandı. Ancak sebebini bilemediğim bir şekilde piyasada çok nadir görülüyor,1 puan
-
1 puan
-
Aradan çok zaman geçti artık bilmediğim bişey kalmadı sanırım son haliyle focusum aşağıdaki gibidir. Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us1 puan
-
1 puan
-
Benim son gördüğüm Stilo yaklaşık iki saat önce hanımın Fiat Panda sıyla giderken beni dereye atıyordu az daha ) Stilo ilk çıktığında anahtarsız kullanım özellikleri opsiyonundaydı ve sınıfında ilkti, konsolundaki yumuşak malzeme basında "Bmw 3 serisine yakın bir malzeme" olarak anlatılmıştı, sürüşü ve tasarımı firma tarafından İtalyan lara değil Alman lara benzetilmişti, bu değişim satış fiyatlarına yansıyınca halkın "Fiat a o para verilmez" görüşü baskın geldi ve Fiat bu araçla da şeytanın bacağını kıramamış oldu..1 puan
-
Ben 2008 de Focus alma aşamasına gelmeden Bravo ya da bakmıştım. Herşeyden önce kırılmaz bir ön yargıyla karşı karşıya olan bu modeli incelerken genel geçer şartlanmalardan ister istemez etkileniyorsunuz ve aslında yeterince kaliteli görünen araçta nispeten zayıf bir noktayı görünce "biliyordum zaten işte burası kalitesiz ne de olsa o bir Fiat!!" diyorsunuz içinizden... Abartılı bir anlatımla tabi! Bunun dışında Focus 2 ye oranla daha yumuşak ve sessiz bir sürüş sunarken Focus a göre aklımda kalan en zayıf noktası sadece direksiyonun tepkilerindeki bir miktar gecikmeden ibaretti..1 puan
-
ya ben şunu anlamıyom birsürü adam var forumda arkadaş...saçım,kaşım,gözüm,bakışım,gözlüğüm herşey dert oluyor millete size ne kardeşim gidin ötekinlerle uğrasın niden ben seciliyom bunu çözemedim...bir türlü...1 puan
-
Bir berber de çıksa "Tolga sana şu şekil gider" diye bir reset atsa saçlara.. Hiç sevmem saçıma cöle vb muhabbetini ama oluruna bırakınca da Ege nin bile dalga geçeceği tiplemeler yaratmış oluyorum!1 puan
-
1 puan
-
Tevfik abi arkadaşıma pick up alacağımız bir sene Ranger ve L200 arasında kararsız kalmıştık, L200 ün butür araçlardaki klasik arka zıplatma hastalığı daha azdı, Ranger ise daha kaliteli bir iç mekana ve daha güçlü bir çekişe sahipti.. Ben alacak olsam Ranger alırım, hem eskiden beri yabancı filmlerde külüstür Ford pick up görmekten aşinalık da var )1 puan
-
Ranger çok şık olmuş bence Navara ve Amarok dan şık. Her ne kadar anayola yeni asfalt vs yapılsa da Akçay ın son yıllarda çöp toplamaktan aciz yönetimi daha birçok yerin tarlaüstü zift olarak kalacağını açıkca belli ediyor, böyle bir araç burda mantıklı olabilir..1 puan
-
ford mazda honda suzuki mercedes bmv renault citroen peugeot audi vw daha birçok markayı beğendim Tevfik abi1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
İzmir'in Kurtuluşu - 9 Eylül 1922 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi'nin kazanılması ile Yunan ordusu imha edilmiştir. 1 Eylül 1922'de "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir" emrini verir. 9 Eylül 1922'de ordumuz İzmir'i alır. Atatürk İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey'e telgrafta: "Birliklerimiz İzmir doğu sırtlarında düşmanın son direnişini kırdıktan sonra bugün mağlup düşmanla beraber İzmir'imize zaferle girdik. Ben yarın öğleden itibaren İzmir'de bulunacağım"der. Aynı gün Yunan'ın ateşe verdiği Kasaba'ya (Turgutlu) varıp burayı ve yanan köyleri geçer. Armutlu'ya gelinir. Burada mola verilir Mustafa Kemal koyu bir güneş gözlüğü taktığı için tanınmaz. Orada bulunan bir ihtiyar, koynundan bir resim çıkarır, bir kaç kere önce resme, sonra Mustafa Kemal'e bakar. Mustafa Kemal gözlüğünü alnına doğru kaldırınca ihtiyar daha yakına yanaşır ve daha dikkatli bakar. Birdenbire yüzünün rengi değişir, her yanı titreyerek, "Bu sensin, bu!"diye bağırır. Sonra orada bulunanlara dönerek, haykıra haykıra "Ey ahali koşun, koşun! Bu odur, Kemalimiz geldi!"der demez bütün halk otomobile koşar. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı kimi toprağı, kimi tekerlekleri öpüyor, kimi Mustafa Kemal'in boynuna, eline sarılıyor kimi otomobili omuzlarında taşımaya çalışıyordu. Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 Cumartesi günü karargahı ile Belkahve'ye varır. Bir incir ağacının altında Kadifekale'de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir'i uzun uzun seyreder. Düşman devletlerin karma donanması körfezdedir. Hava kararıncaya kadar burada kalır. Geceyi geçirmek için Nif (Kemalpaşa)'ya gelinir. Rüşen Eşref Ünaydın anlatır: "Seni, bir iki basamak merdivenle ilk katına çıkılan, zaten sanırım o ev sadece bir katlı idi, o evin kapısından içeri girişte, başları beyaz örtülerle sımsıkı sarılı köy kadınları karşıladılar. ....Yedi sekiz kadın... Gölgeler gibi çekingendirler. Seni o dar girişte görünce, yerlere doğru eğildiler; sarılıp dizlerinden öptüler; baş örtülerinin ucu ile ayaklarından tozlar aldılar, bir ikisi o tozları gözlerine sürdüler! Ve onların gözlerinden senin ayakkabılarına yaşlar damladı. Sen onları ağır başla selamladın. Onlar senin önünde el bağladılar, yaşlı gözlerle sana uzun uzun baktılar. Bu el bağlayışlar, bu susuşlar sana bir sonsuz minneti ve hayranlığı bin sözden ne kadar daha iyi anlatıyordu." Atatürk yanında Mareşal Fevzi (Çakmak) Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Paşa ve karargahı ile 10 Eylül 1922 günü İzmir'e girmiş burada Fahrettin (Altay) Paşa İle buluşarak doğruca Hükümet Konağına gitmiştir. İzmirliler kurtarıcılarını büyük bir törenle, sevinç ve coşkunlukla karşılamışlardır. İzmir Hükümet Konağı balkonundan, Konak alanını hınca hınç dolduran İzmirlileri, selamlayarak kısa bir konuşma yapar. "Bu başarı milletindir" der. Daha sonraları da yapılan her türlü hamleyi ve başarıyı hiç bir zaman kendine değil, canından çok sevdiği milletine mal etti. Konak Meydanı'na İzmirli Türklerin büyük kurtarıcılarına armağanı olan bir açık otomobil getirirler. Otomobilin her yanı kırmızı beyaz kurdelelerle küçük beyaz güllerle süslenmiştir. Gül bahçesi gibi arabayı beğenerek seyreder. İzmirlilerin inceliğinden duygulanır. Fakat; çiçeklerin arasındaki kuzuyu fark edince, Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'e dönerek: "Aman! Çabuk gidin söyleyin; şu kuzuyu kesmesinler..." Ruşen Eşref Bey anlatır: "Aşağıya çok hızla koştum. Fakat; kapını önüne varınca gördüm ki beyaz mermere al kanlar yayılmış, vaktinde yetişemediğimi arz için başımı ve ellerimi kaldırıp yukarı sana doğru baktım. Gördüm ki balkondan çekilmişsin şimdi o anı bir daha hatırladıkça, saldırgan ordusunu yok etmiş bir Muzaffer Başkomutanın bir kuzu kanı dökülmesine bakamayacak derecede bir insan yüreği taşır olduğunu hasretle bir daha anıyorum." İzmir'de Düşman Bayrağına Saygı Aynı gün öğleden sonra bir atın kuyruğuna bağlanmış yerde sürüyen Yunan bayrağını görünce "Bayrağı ters taşıyabilirler fakat; yerde süründürmesinler, bu bizim adetlerimize yakışmaz" diye haber gönderir ve bayrak atın kuyruğundan kaldırılır. Daha sonra Mustafa Kemal yanına yazar Ruşen Eşref'i ve yaverlerini alarak otomobiline biner, biri otomobilinin önünde diğeri arkasında yer alan iki kısraklı süvari bölüğünün arasında, Konak Meydanı'ndan Karşıyaka'da onu konuk etmek için hazırlanmış eve gitmek üzere ayrılır. Karşıyaka'daki kalacağı eve geldiğinde evin mermer taraçasına çıktıktan sonra kapının önüne ipek bir Yunan bayrağı serilmiştir. Üzerine basılacak bir yol halısı gibi yayılmıştır. Kadın ve erkek orada bulunan İzmirliler: "Buyurunuz geçiniz.... Bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti. Siz lütfedin, bu karşılıkla o lekeyi silin! Burası sizin şehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir"diye yalvarıyorlardı. Mustafa Kemal yerde serili bayrağın önünde durur, ağlayarak yalvaran kadın ve erkeklere tatlılıkla bakarak; "O geçmişte kötü etmiş. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem"der. Bayrağı kaldırtır ve bembeyaz mermerlere basarak içeri girer. Ruşen Eşref Ünaydın "İşte sen İzmir'e ilk gün zaferinle böyle girdin"der. İzmir Hemşehriliği İzmirliler Atatürk'e 14 Eylül 1922 tarihinde hemşehrilik teklif ederler ve Atatürk tarafından kabul edilir. Atatürk, 24 Eylül 1922 tarihinde İzmir Muhterem Hamiyetli Ahalisine hitabı ile yazdığı mektupta: "İzmir Belediye ve Yönetim Meclisleri aracılığı ile bana İzmir Hemşehriliği sanı verildiğini öğrendim. Ülkemizin Akdeniz'e karşı ışığı olan, düşman işgalinden kurtulması için bütün ülkeyi seve seve yıllarca sıkıntılara sürüklemiş bulunan İzmir'imizin hemşehrileri arasında sayılmak bana sonsuz bir sevinç ve övünç olmuştur. Bundan yaklaşık üç yıl önce İzmir felaketi ile yüreği en büyük üzüntü ve aynı zamanda en güçlü bir inanç kararlılığı ile çarpmış; başladığımız bağımsızlık savaşında bana en güçlü umutları vermiş olan yiğit Erzurum halkı da beni hemşehrileri arasına almakla ödüllendirmiş oluyordu. Bana ulusal savaşımızın, önemli bir girişiminin başlangıcını anımsatmakta bulunan Erzurum hemşehriliğine, savaşımızın zaferini müjdeleyen İzmir hemşehriliğini ekleyerek, değerli bir ödül vermiş oluyorsunuz. İzmirli hemşehrilerime sevgi ve bağlılıkla teşekkürlerimi sunarım. İzmir'in acılarını gidermek için genel görevlerimizin verdiği zorunluluktan başka özel ve içten bir ilgi ile çalışmak, benim için bir ülkü olacaktır. Hepinize selam ve sevgi hemşehrilerim"der.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Başkan Aziz Kocaoğlu, 9 Eylül kutlamalarında her yıl yapılan hükümet konağına bayrak çekme ve süvari geçiş törenlerinin önce iptal edilip ardından tekrar izin verilmesine değindi. BÜYÜKŞEHİR Belediyesi, 9 Eylül kurtuluş etkinlikleri kapsamında, Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde, “Smryna’dan İzmir’e 90 yılın birikimi” konulu panel düzenledi. Prof. Dr. Bayram Bayraktar’ın yönettiği panele Prof. Dr. Ergün Aybars, Türkmen Parlak ve Yaşar Aksoy konuşmacı olarak katıldı. Başkan Aziz Kocaoğlu, 9 Eylül kutlamalarında her yıl yapılan hükümet konağına bayrak çekme ve süvari geçiş törenlerinin önce iptal edilip ardından tekrar izin verilmesine değindi. “İzmir yine İzmirliliğini yaptı” diyen Kocaoğlu, kamuoyu yaratan basına teşekkür etti. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da çaba gösterdiğini ve kendisinin de törenlere katılacağını belirten Kocaoğlu, “Bakanımıza da, bu çabaları için İzmirliler adına teşekkür ediyorum” dedi, şunları söyledi: En gurur duyduğum şey “Tarih coğrafyanın üzerine oturuyor. Ama biz ülkemizi, geleceğimizi, bağımsızlığımızı korumak, gerekeni yapmak durumundayız. Bugün İzmir’i anlamayan, tanımayan, İzmir insanının ne olduğunu, nasıl bir duruşu olduğunu bilmeyen birçok insan ‘İzmir’e bir şeyler verip alırım’ diyebiliyor. Ticari bir işmiş gibi bakıyor. Ama İzmir böyle bir kent değil. Hayatımda en gurur duyduğum şey, böyle bir kentin 8 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Cumhuriyet Meydanı’nda 9 Eylül konuşması yapmaktır.” Bayrağın yeri geldi Yaşar Aksoy ise son dönemlerde yaşanan sıkıntılardan ve arka arkaya alınan şehit haberlerden duyduğu üzüntüyü dile getirerek kendisine Sıhhiye Gönenç’in verdiği ve Türk ordusu İzmir’e girerken evindeki kumaşlardan diktiği Türk bayrağını göstererek, “Bana ‘Evladım yeri gelince bunu göster’ demişti. İşte şimdi yeri geldi” dedi. Prof. Aybars da, bugün Kurtuluş Savaşı dönemindeki şartların yaşandığını vurgulayarak, “İstiklal Savaşı’nı kazanan bir neslin çocuklarıyız. Belki yaralanacak ama ülkesinin bağımsızlığından ödün vermeyecek bir Türkiye’yi devam ettireceğiz” diye konuştu. Türkmen Parlak ise Bangladeşli bir ressamın o dönem çizdiği bir resmi hatırlatarak, “Resimde Atatürk’ün tümen geçişi gösteriliyor ve iki Türk askeri aralarında konuşuyor. Birisi, ‘Özgür ve bağımsızsan varsın, değilsen ölürsün’ diyor. Ben de karamsar olmak istemiyorum” dedi. Milli değerlerin içi boşaltılıyor MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Kültür ve Turizm Bakanı Ertğrul Günay’ın İzmir’in 90’ncı Kurtuluş Şenlikleri ile ilgili, “O bayrak 9 Eylül’de asılacak” açıklamasına tepki gösterdi. Vural, şunları söyledi: “Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalan Yönetmeliği’yle İzmir’in kurtuluş şenliklerini yasaklayan hükümet şimdi geri adamı atıyor. 5 Mayıs 2012 tarihli genelgede Bakan Günay’ın da imzası var. Bu bakanlar kurulu kararı ile çıkan bir yönetmelik. Kapsamadığını söylemesi doğru değil. Bakan Günay, medyanın ve İzmir kamuoyunun gösterdiği tepki ve hassasiyet üzerine böyle bir açıklama yaptı. Bu hükümet, milli değerlerin içini boşaltıyor. Milli değerleri örseliyor. Ayrıca, Bakan Günay’ın programına bakıldığında sadece Zafer Koşusu’nda ödül verileceği görülüyor. İzmirli bunun hesabını sandıkta soracaktır.”1 puan
-
Biliyorsunuz kolum çıplaktı ve saatsiz yapamıyor ucuz bir model de takmak istemiyordum...sonuç bu hafta sonu kentte döndüğümde migros ve tansaşlarda saat standı açıldığını ve promosyon olarak cerutti guess toy wach adidas armani exchange gibi markaların saatlerinin 600 tlden 199 tlye 12 ay taksitle satıldığını görünce dayanamadım...sizlerede özellikle bayanlar için hoş saatler var...nette baktğımdada 600-700 arası değişen fiyatlarla bunu bulmak mümkün...1 puan
-
Ledlerin birleşmiş halleri. Monteli hali. İlk bitmiş haliyle testler.Ledler çizgi halinde ışık hüzmesi olarak işlevini yapıyor.Tane tane gözrünmüyor çok yakın çekimdede gayet iyi görünüyor. Son görünüş hali böyle. Bu şekilde yaklaşık 30 metre mesafeden tırt telefonumla bu görüntüyü alabildim resimde işaretledim ve resimdeki görüntüden daha net görünüyor. Farları toparlama aşaması.Yine silikon temizliği vardı.Çok fena halde kalın silikon vardı oldukca çok kullanılmış.Bu arada daha far camı falan temizlenmedi kirli haliyle duruyor farı kapatmadan cam iyice temizlenecek. Cam yerine oturunca ledler çokta göze batmıyor bence fena olmadı sizce? Karanlık bir pozda ledlerin görünüşü.Resimden daha düzgün görünüyor. Yaklaşık en az 10 metre geriden.Bu resim saat 15 sularında çekildi Araç üzerinde en kısa sürede resimleyeceğim.1 puan
-
Özür dileyecek bir durum yok canım, FocusClubTR ye emek veriyoruz sadece, Ayrıca iletini düzelttiğin için teşekkür ederim. Bi de abi deme ya, Ümit de, daha samimi,1 puan
-
fazla zorlama canından olma bide.. tamam basıyor evet bu hızlarda seyir ediyor ama güvenlik derecen o hızlarda euroncap 1,0 a düşüyor yani bunun anlamı tabuta girmen için overlok makinesi ile seni dikmeleri gerekecek demek aynı motordaki her araç kullanım koşullarına, motor sağlığı,ve tork eğrisine göre 20 km/h fazla yada 20km/h az gidebiliyor bunun anlamı benim top speed im daha yüksek veya seninki daha yüksek polemiğine mahal vermiyor ben eminim ki 150 hp lik o araçlar 240 hatta üstünü görebiliyor öyle el sallamak belki tork eğrisinde mümkün olur top speed te bu veriyi her türlü tokatlayabilecek kapasitede bahsettiğin araçlar yani öncelikle o aracı tam kapasite kullanabilen bir ferd varmı üzerinde ona bakmak lazım altımızda ultimate bir motor var diye o bahsettiğin araçlardan iyi olduğunu savunamazssın haa şunu diyebilirsin "rahat kafa tutuyor bu araçlara"1 puan
-
1 puan
-
1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.