Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

12-02-2013 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. Tam öyle değil. Orada da salt görsel değişikliklerle yetinen gösteriş meraklıları var, ama bizdeki gibi ön planda değil. Biz motorla oynamadan arkaya dört çıkışlı egzos sistemi takıp güçlüymüş havası yaratıyor, buna hem kendimiz inanıyor hem de çevremiz inansın istiyoruz. "-mış gibi" modifiyecileri bolca var ülkemde. Avrupa ve Amerika daha işlevsel takılıyor, motora giremese bile süspansiyona giriyor, coil-overlarını atıyor, lastik-jant takıyor, yani arabanın gerçekten performansını arttıracak işler yapıyor. Bizimkisi biraz fukaralıktan, biraz bilgisizlikten, biraz gösteriş merakından, zamanla bizde de gelişecek bu işler.
    5 puan
  2. Soğuk Hava Testi, özellikle elektronik için önemli Park Asistanı (Otomatik Araçta ) Yeni Fotolar: Sony ve Navi
    4 puan
  3. Focus ST TrackSTer http://www.youtube.com/watch?v=hiZK5xlWi3Y şu mountune olayına forumca bir girişelim yaaa ... http://www.mountune.com jant takıp olmuyor bu işler
    3 puan
  4. kirpi yavrusunu pamugum diye severmis , bence en güzeli benim jantlar karanlıkta güzel duruyordu bugün ama iphone 'dan bukadar ...
    3 puan
  5. ER-OL Otomotiv Sitemizin Sponsoru Olmuştur, Kendilerinden Tüm Yedek Parça Tedariklerinizi Giderebilirsiniz. Erol otomotiv; 30 yılı aşan sektörel tecrübesi ile Ford otomotiv yedek parça satış hizmeti veren profesyonel bir yapıdır. Orijinal ve eşdeğer yan sanayi Ford yedek parça tedariği konusunda uzman kadrosu ile sektörün ihtiyaçlarını çok iyi analiz eden Erol Otomotiv ihtiyaçların doğru şekilde çözülmesi ve zaman yönetimi konuların son derece özenlidir. Başından sonuna şeffaflık ve dürüstlük ilkesini ön planda tutan ve sigorta prosedürlerine ve uygulama şekillerine hakim olan erol otomotiv çok yönlü bakış açısı ve iletişim gücü ile sorun çözme becerisine de sahiptir. Ülkemizdeki değişen sigorta dinamiklerini yakından takip eden Erol Otomotiv sigorta şirketleri ile ortak yürütülen yedek parça tedarik sistemine ilk geçen firmalardan biridir ve yaklaşık dört yıllık sürede profesyonel anlamda çok yönlü tecrübe kazanmıştır. Erol otomotiv; şase tanımlama sistemi olan Microcat programı ile araca uygun parçanın hatasız olarak bulunup, en hızlı şekilde servise gönderilmesini sağlamaktadır. Sahip olduğumuz artı değerler ile çözüm ortağınız olarak hareket ederek birlikte çalışmaktan her zaman gurur ve mutluluk duyacağımızı bilmenizi ister, işlerinizde başarılar dileriz. (Erol Otomotiv) Web Sitesi: www.ErolOtomotiv.com Adres: 3. Sanayi Sitesi 401/1 Sokak No:3/5 Bornova - İZMİR Telefon: 0 (232) 435 40 35
    2 puan
  6. 5 cm FK ları bugün taktırdım,arka biraz yüksek kaldı sanki.
    2 puan
  7. emekli olmadan almama lazım
    2 puan
  8. Bende rolanti titremesi yoktu zaten. Kalkışlarda silkeleme vardı. Yazılım atıldı. Sonrası hep shell aldım.2 depo oldu. Titreşimden öte genel gidişi çekişi iyileşti. Yazılım sonrası bence araba süper oldu.
    2 puan
  9. Problem değil. Olası durum: Kurum Yakmak. Detay;
    2 puan
  10. Bu inceleme 2011 model Focus III 1.6 Ecoboost Titanium paketli 5 kapı HB araç ile ilgilidir, kendilerini yaklaşık bir aydır tanımaya çalışıyorum, erken izlenimlerim Yakup Çağatay'ın tanıtım yazılarından alıntılarla süslenmiş hali ile aşağıdadır. Son yazmam gerekeni en baştan yazayım da okuma tembelleri sıkıntı çekmesin, Focus'un 3. nesline çok çabuk ısındım, incelemede bu modeli sınıfına ve marka standartlarına göre sürüş keyfi, sürüş konforu, sürüş güvenliği ve performans açısından başarılı buldum ve hedef kitleyi de iyi tanımlamak kaydı ile alınası bir araç olduğu görüşündeyim. Kuşkusuz zaman içerisinde kullanıcı talepleri doğrultusunda iyileştirmeler gerçekleşecek ve bu haliyle dahi çok olgun bir izlenim uyandıran model daha da gelişecektir. Şimdi gelelim okuma meraklılarına yönelik açılıma. TASARIM Modeli incelemeden mutlaka Ford'un hedeflerini de gözetmek lazım. Yeni Focus ile Ford ilk kez dört kıta ve 120 ülkede standart bir modeli tüketicinin beğenisine sunmaya karar verdi. Bu da Kenya'lı ile çinli'nin, Brezilya'lı ile İngiliz'in ve hatta Amerikalının zevklerine hitap edebilecek bir model üretme gerekliliğini beraberinde getiriyordu. Hal böyle olunca uç tasarım öğelerinden uzak, genelde iyi kabul görmüş halefi ve Ford'un diğer modelleri ile ilişkisini koparmayan, herkesin kolayca beğenebileceği, ya da belki daha doğru ifade etmek gerekirse rahatsız olmadan benimseyebileceği bir modelin tasarlanması kaçınılmazdı. Sonuçta ortaya çıkanı hepimiz görüyoruz, nefret eden hemen hiç yok, ama ileriye bir tasarım adımı olarak algılayan ve sırf tasarımı nedeniyle araca hayranlık duyan da pek yok. Aslında yakından incelendiğinde Ford'un kinetik tasarım ilkelerine uyumlu, geniş ön panjur, gösterişli farlar, çamurluklardaki vurgulamayla daha da etkileyici hale gelen yüksek omuz çizgisi, bir-iki santimetre fark ile de olsa eski modelden daha uzun (hem boy, hem dingil mesafesi), daha dar ve daha alçak yapısı ile tasarım dinamik ve oldukça da etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Yeni tasarım sürtünme katsayısını da 0,318'den 0,295'e düşürerek %7 oranında azalmasını sağlamış. Bu arada anlamsız tasarım öğeleri de yok değil, öndeki üçgen simetrik yan kör panjurlar (ya da adına ne demek gerekirse), sedanlardaki fazla oynanmış bagaj kapağı yapısı ve sedanın benzin depo kapağı buna birer örnek. Sonuçta tasarım zevk meselesi, bu araçta tasarım çoğu kişi için bir edinme kriteri olmadı ya da olmayacak büyük olasılıkla Kişisel görüşüm: Focus imrendiren bir tasarıma sahip değil, ancak çizgileri yine de ilgi çekici ve aracı özellikle siyah renk ağırbaşlı ve güçlü gösteriyor. Bence sınıfın tasarım şampiyonu hala Astra, dün yan yana durduklarında bunu bir kez daha anladım, ama Focus'a da hayranlıkla olmasa bile beğenerek bakabiliyorum. Tasarım öğelerinden HB'de özellikle beğendiklerim: + Benzin depo kapağının yerleşimi, + Yana doğru uzayan arka stoplar, + Kenardaki sahte panjur üçgenleri bir kenara bırakmak kaydı ile dinamik ön görüntü, özellikle seksi spoyler dudakları İÇ MEKAN Ses sistemi övgüyü hak ediyor. Bir arkadaşım araca bindiğinde "Aaaa Vertu mu yapmış bunu!?" diye hayretini gizleyemedi. Gerçekten Ford yetkilileri de bu sistemin tasarımında cep telefonlarından esinlenildiğini belirtiyor. Sağ tarafta sayısal tuşlar, solda ise kaynak seçim tuşları var. Ortada konumlanmış ses ayar düğmesi aynı zamanda açma kapama işlevini de yerine getiriyor, onun üstünde de beş yollu imleç sistemi var. Cihaz CD üzeriden mp3 çalabildiği gibi torpido gözünde yer alan USB veya 3,5 mm jak girişi ile değişik ses kaynaklarının bağlanmasına izin veriyor. Söz gelimi ben 16 GB'lık bir flash bellek takarak binlerle parça arasından seçim yapıp dinliyorum. Çok güzel! Ses kalitesi fazlası ile yeterli hatta fazla bas ağırlıklı denebilir, sanki subwoofer var gibi çalıyor. Ancak bas, mid, tiz ton ayarları, o da yetmezse değişik seçenekler sunan eşitleyici (equalizer) ile zevkinize uygun bir ses çıktısı almanız mümkün ve HiFi konusunda da oldukça meraklı ve titiz bir kişi olarak detaylı, doğal, keyif veren bir ses verdiğini, sık dinlediğim klasik müzikte bile çok doyurucu olduğunu söyleyebilirim.. Cihazın kullanımı da oldukça işlevsel ve sürüş esnasında dikkat dağıtmıyor. Burada parantez açıp bu tasarımın Sony'den daha iyi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bluetooth üzerinden telefonu da ses sistemine bağlayıp tümüyle ses sistemi üzerinden kullanabiliyor, telefonun rehberine ulaşarak ya da ses sistemi tuşlarından numara çevirerek arama yapabiliyorsunuz. Ayrıca sesli komut sistemi de radyonun pek çok işlevine konuşarak kumanda etme imkanı sunuyor, binenleri çok şaşırtan bir özellik ve sorunsuz çalışıyor (hoş bu Linea'da bile iki sene önce vardı ayrı mesele). Sesli komut sistemi aynı zamanda klimayı kontrol etmek için de kullanılabiliyor. LCD ekranlı çift yönlü otomatik klima sistemi kumandaları ses sisteminin hemen altında ayrı bir bölmede yer alıyor. Görsel olarak şık, kullanım olarak da başarılı bir sistem. Havalandırma mazgalları çok yönlü ayarlanabiliyor, fan sessiz ve güçlü üflüyor ve klima kısa sürede soğutuyor. Isıtmalı ön cam nedeniyle buğu gidermede klimaya pek ihtiyaç kalmıyor. Klimanın hemen altında değişik kontrol düğmelerinin konumlandığı bir alan var, benim aracımda orada ön cam, arka cam ısıtma ve otomatik start/stop sistemi düğmeleri var. Genel görüntüye uyan, ulaşması zor olmayan bir düğme paneli olmuş. Orta konsol asimetrik yerleşimli vites kolu ve hemen solunda yer alan el freni kolu ile devam ediyor. El freninin sıradışı yerleşiminin avantajı belli: Kolçak ve bardaklıklar için iki koltuk arasında geniş bir alan sağlıyor. Ayrıca direksiyona yakınlığı nedeniyle el frenli manevralara meraklılara kolaylık sağlıyor. Dezavantajı ise vites kolunu biraz direksiyondan uzaklaştırması, ancak bu pratikte sorun oluşturmuyor, ben kendimi genelde seyir esnasında sağ dirsek kolçakta, sağ el vites topuzunda ve sol el 9 hizasında direksiyon çatalını üç parmakla tutar vaziyette yakalıyorum, o kadar rahat sürülüyor yani... Titanium harici donanımlarda da vites kolunun yeri değişmiyor, ancak kolçak olmadığından el freni normal yerinde ve vitesin sol yanında küçük bir eşya gözü bulunuyor. İç mekanda tavanda önde ve arkada birer tane olmak üzere LED'li iç aydınlatma üniteleri var, aynı zamanda okuma lambalarını da içeriyorlar, ışıkları güçlü ve göreceli geride, baş hizasında konumlandığı için sürüş esnasında yakılmak zorunda kalınırsa göz almıyor. Ayrıca kapı içi cepleri, açma kolunu, orta bardaklığı aydınlatan loş kırmızı bir LED ışıklandırma var, o da hoş (!), ancak zevk meselesi doğal olarak, beğenmeyenler menüden girip devre dışı bırakabilir. Far ayar düğmesi güzel tasarlanmış, kullanımı kolay, ayrıca güzel bir ayrıntı da yükseklik ayar düğmesinin gömük olması ve basınca çıkması. Böylelikle her yıkatmadan sonra ayarı düzeltmeye gerek kalmıyor. Farlar standart halojen, adaptif falan da değil, Xenon farlar X-paketle birlikte geliyor ve birkaç önemsiz ilave ile bu paketin maliyeti 5000 TL'yi bulduğundan bana cazip gelmedi. Şu haliyle bile farlar gayet yeterli. Gece yağmurda kullanırken dahi sıkıntı çekmedim. Sinyal ve silecek kumanda kolları da çok kaliteli ve kullanışlı. örneğin uzun far devreye girerken çat çat ses yapmıyor, kısa bir dokunma ile değişim gerçekleşiyor. Bu arada silecekler hassasiyeti ayarlanabilen yağmur sensörü ile düzgün tepki vererek çalışıyor, ortadan iki yana açılıyor ve camda silinmemiş nokta bırakmıyor. İşi bittiğinde de mahcup bir hareketle kaputun altına çekilerek aerodinamiyi bozma veya ses üretme gibi olumsuzluklara izin vermiyor, güzel bir detay. Genel anlamda iç mekanda insanı tatmin eden bir kalite hissi var. Hız kontrol sistemi direksiyon göbeğinin solundan, ses açma kapama, telefon açma kapama ve sesle kontrol düğmeleri ise göbeğin sağında yer almış durumda. Sonuçta direksiyon üzerinde toplam yaklaşık 20 hareketli parça ile onun birkaç misli işlevi kontrol ediyorsunuz ki bu belli bir öğrenme ve alışma süreci gerektiriyor. İç mekanda çok sayıda göz var, kapı içi cepleri oldukça geniş, far düğmesinin altında gizli bir göz, kolçak içinde geniş yer, dikiz aynasının hemen üstünde gözlük kılıfı, arka kapı içi cepleri, arka koltukların yanlarında ikişer cep, kolçak önünde iki bardaklık (biri küllüğü de içeriyor) bunlara örnek. çakmak ve küllük kolçağın önünde ulaşılması zor bir yerde ve sürüş esnasında kullanımı ciddi güvenlik açığı oluşturacaktır. Zaten küllük hemen stepnenin yanında ebedi istirihatgahına gitti. Ön koltuklar göreceli sert ve fakat çok rahat, ayrıca yan destekler çok iyi kavrıyor ve virajlarda koltuktan savrulmayı önlüyor. Ayarlanabilir bel desteği de konforu arttırıyor. Ancak beld destek ayar kolları kolçak tarafından kapatıldığı için kullanımı çok kolay değil. Zaten bir kez ayarladıktan sonra çok değişmeyeceği için bu da sorun değil. Arka koltuklar da rahat ancak bacak mesafesi sürücü iri, arkada oturan da iri olunca yetersiz kalabilir. Ancak ben önde, eşim arkada çok rahat sığdık. Yine de uzunluğu artmış bir araçta arka yerleşimin daha rahat olmasını beklerdim, maalesef yatık cam ve geniş ön konsol tasarımına gitmiş kazanılan alan. Bir de arka kafalıklar çıkıkken görüşü azalttığı, inikken de oturanda omuzların arasına basınç uyguladığı için nasıl ayarlayacağımı bilemedim. Uzun yolda arkada birisi oturacak olursa çıkartmaya karar verdim. Aykırı bir diğer özellik de (sanırım tüm yeni modellerde var) kapılar kapandığında B sütünu ile kapı trimi arasında kalan ve parmak girecek genişlikteki mesafe. Bir arkadaş bunu işçiliğin kötülüğüne bağladı mesela, ki alakası yok. Sanırım sürtünebilecek yüzeyleri azaltarak ek sesleri engellemek amacı güdülüyor. Bagaja da değinip motor özelliklerine geçelim. Daha önce de çok konuşuldu, "coupe" benzeri tasarım çizgisi nedeniyle arka oldukça alçak sonlanıyor, bu bagaj yüksekliğini olumsuz etkiliyor, buna bir de tam boy stepneyi ekleyince derinlik ve genişlik olarak yeterli ancak yükseklik olarak yetersiz bir bagaj söz konusu. Bu haliyle çok çocuklu ailelerin yaz tatiline çıkarken lastik tamir kiti alıp stepneyi köpüğü ile birlikte evde bırakması tek çare gibi görünüyor. Yine de çok dramatize edilecek bir durum değil ve zemin halısının altında kalan çok gözlü alan da birçok ıvır zıvırı ortadan kaldırıyor. Muhtemelen 2012 modellerindeki diğer bir iyileştirmede yarım stepne olacaktır. Bagaj kapağında içten tutacak yerler mevcut her iki tarafta ancak yukarıdan aşağıya çekip kendi haline kapanmaya bırakırsanız çok kuvvetli çarpıyor, ortalarda yakalayıp frenlemek gerek. MOTOR ve ŞANZIMAN Motor kaputu ön panelin sol alt yanındaki kolla açılıyor, ve kaputun sağında kolay ulaşılabilen bir kilit mandalı var. Kaput bildiğimiz sabitleyici çubuk ile sabitleniyor, asansörlü sistem henüz(!) yok. Motorun üstü izolasyon malzemesi ile doldurulmuş bir kapak ile örtülü, aynı şekilde altta da sıkıştırılmış elyafa benzer bir maddeden yapılmış kaplama mevcut. Birincisi ses izolasyonu için yararlı iken ikincisi de motorun temiz kalmasına ve aerodinamiğe katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Tüm bakım ve ikmal noktalarına ulaşmak kolay. Bu arada çamurlukların içleri çok etkili bir davlunbaz sistemi ile kaplanmış ve bu davlunbazlar tekerleğin önüne ve yanına doğru birkaç santimetre uzuyor, tuhaf bir görüntü - sanki kesilmesi unutulmuş gibi, ne amaçla yapıldığı konusunda bilgim yok, ama çamurluk içlerini temiz tutmak veya araç altındaki hava akımını düzenlemek gibi varsayımlarda bulunabilirim. Araçta kullanılan EcoBoost motor hafif, komple alüminyum yapısı ile üç önemli teknolojiyi kullanarak verimliliği arttırıyor: merkezi olarak yerleştirilmiş yüksek basınçlı doğrudan enjeksiyon sistemi, düşük ataletli turbo ve çift bağımsız değişken zamanlamalı eksantrik (Ti-VCT). Bu kombinasyon daha büyük hacimli bir motorun güçlü düşük devir torkunu çok daha küçük bir motorun boyutları, ağırlığı ve yakıt ekonomisiyle sunulmasına olanak tanıyor ve dizelle benzinlinin performans avantajlarını birleştiriyor. EcoBoost motor 5700 d/d'da oluşan 180 BG'lik yüksek gücü, çok geniş ve düz bir tork eğrisiyle birleştiriyor ve 1,600-5000 d/d arasında 240 Nm tork sunuyor. Motor ayrıca geçici olarak turbo basıncını yükseltme özelliği ile sollama ya da sıkı hızlanma sırasında 15 saniyeye kadar süreyle 1,900 ile 4,000 d/d arasında torku 270 Nm'ye yükseltebiliyor. Kağıt üstünde böyle, peki gerçek hayatta nasıl? Motor Start/Stop düğmesi ile çok hızlı bir şekilde devreye giriyor ve daha soğukken bile sarsıntısız ve düzenli çalışıyor. Motor sesi özellikle rölantide iç mekana hemen hiç yansımıyor, hatta müzik dinlerken otomatik start/stop sistemi devrede iken motorun durduğunu çoğu zaman göstergelere bakınca fark ediyorsunuz. İlk kalkıştan itibaren ivmelenme güçlü ve istikrarlı. Geniş tork bandı nedeniyle sık vites değiştirmek gerekmiyor, neredeyse 1000 d/d'dan itibaren kesintisiz ivmelenme mümkün, ve bir üst vitese geçtiğinizde gene ideal tork değerleri ile devam ediyorsunuz. Ancak klasik Ford özelliği yine de hissediliyor, emisyon kontrolü adına gaz pedalı hareketlerine hafif (ama gerçekten hafif) bir ataletle cevap alınıyor, ya diğer bir deyişle "arkana tekme yemiş gibi" fırlamıyor. Muhtemelen bu etki nedeniyle daha önce forumlardaki performans meraklısı bazı arkadaşlarımız bu motordaki beygirlerin kalitesi konusunda kuşkuya düşmüşlerdi. Sonuçta bir yarış arabası değil, sportif bir aile arabası söz konusu, ancak bu motorla her şartta kesinlikle çok akıcı, hızlı, keyifli ve konforlu bir sürüş yapmak mümkün. Diğer bir deyişle motor çok ama çok tatmin ediyor. Turbo motorlardaki manifold özelliği nedeniyle kabine yeterince ses gelmemesi ve sportif araç sürüş algısının sağlanamaması yüzünden Ford emme sistemine bir "ses üreticisi" eklemiş, bu seçilen motor frekanslarında sesi güçlendirerek, hoşa giden motor seslerini kabine aktaracak şekilde ayarlanmış. Sistem normal yolculuk sırasında düşük ve konforlu bir gürültü düzeyi sağlarken, hızlanma sırasında hoş, sportif denebilecek bir ses sağlıyor (komik ama etkili). Motoru 115 BG TDCi ile karşılaştırmak gerekirse düşük devirden ivmelenmesi sanki daha bir akıcı, tork ve buna bağlı çekiş ikisinde de benzer, ancak dizelin 3500-4000 d/d'da soluğu tükenirken benzinlide 5500-6000 devire kadar akıcı ve etkili bir hızlanma sağlanıyor, bu benim için önemli bir keyif faktörü 6 ileri şanzıman da motorla mükemmel uyum içerisinde, vites aralıkları gayet iyi seçilmiş; vites yolları oldukça kısa, geçişler çok net ve kolay, sık sık zevkine vites değiştirmek geliyor içinizden. 5 ve 6.vitesler tasarruf vitesi gibi düşünülmüş, 5.viteste 1000 d/d hızı 40, 6.viteste ise yaklaşık 47 km/saat; diğer bir deyişle 3000 d/d ile 6.viteste 140 km/saat üzerinde bir hızınız oluyor. Bu düşük oranlara rağmen üst viteslerde bile güçlü tork nedeniyle ivmelenmede hiçbir zaman eksiklik hissedilmiyor. Maksimum hızı hiç denemedim ama muhtemelen 5.viteste ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Otomatik Start/Stop sistemi araç boşta dururken, frene basıldığında, örneğin trafik ışıklarında, otomatik olarak motoru durduruyor ve sürücü hareket etmek için debriyaja bastığında motoru yeniden çalıştırıyor ve araç dururken harcanan yakıttan tasarruf ediyor, bu miktar benim trafik ve kullanım şartlarımda 0.4 l/100km civarında. Otomatik sart/stopun gerçekleşmesi için akünün dolu, motorun sıcak olması ve klimanın devrede olmaması gerekiyor. İstenmezse konsoldaki düğme vasıtası ile veya debriyajı basılı tutarak sistemi devre dışı bırakmak mümkün. Sistem artık çok hızlı ve güvenli çalışıyor, başta kafasına göre takılıyor ve bazen devreye giriyor bazen girmiyordu, küçük bir araştırma sonrasında aracın sergi alanından şasi kutup başı sıkılmadan çıkarılmış olduğunu fark ettim, sıktıktan sonra her şey normale döndü. Bu sistem gerekli mi derseniz çok kolay cevap veremem, çok hızlı devreye girmesi, biraz ağır dur kalklı trafikte sürekli motorun kapanıp açılmasına neden olabilir, bunu debriyaj yolu ile kontrol etmeye çalışmak da ayrı bir stres konusu. Ayrıca bu kadar sık durdur-çalıştırın uzun vadeli sonuçları konusunda henüz fazla bilgi ve deneyim birikimi de yok. Kısacası aracında bu sistem yok deseler hiç üzülmezdim. Bu arada daha 1000 km yapabildim, hepsi şehir içi, ekonomi odaklı kullandığım da söylenemez, tüketim göstergesi şu anda 7.8 - 8.2 l/100km arasında göstermekte, sanırım ve umarım daha da düşer zamanla. bu haliyle bile bence çok iyi bir değer. Bir-iki kelime de aktif ızgara sistemi üzerine: ön panjurun hemen arkasında radyatöre giden hava akımını kontrol eden bir ızgara sistemi var. Motor soğukken lameller kapanarak hava girişini kesiyor ve ısınma daha hızlı gerçekleşiyor, ısınınca da açılıyor ve radyatör soğutuluyor. Doğal olarak kışın soğuk havalarda bu sistem kapalı kalarak hem hızlı ısınma hem de aerodinamiye olumlu katkı sağlayarak tüketimi düşürüyor (ihmal edilebilecek bir düzeydedir olasılıkla). Antalya'da pek kapalı kalabileceğini de zannetmiyorum bu arada... Gerçekten motor henüz çevre ısısı düşük olmasa bile şaşılacak derecede çabuk ısınıyor ve birkaç dakika içinde start/stop devreye giriyor. Ancak fark ettiğim diğer bir husus da eski aracımın aksine bunda stop ettikten sonra çok daha sık ve uzun süreli fanın çalışmaya devam etmesi, hele ki hava sıcak değilken bunu yapması ilginç. Alttan üstten izolasyonlu motor yazın +35 derecelere bakalım nasıl dayanacak... SüRüŞ öZELLİKLERİ Müthiş, evet aynen öyle, müthiş. Direksiyon sistemi elektronik destekli, direksiyon aktarma oranı kısaltılmış (16:1'den 14.7:1'e), tur sayısı da düşürülmüş (2.6), böylelikle hızla tepki veren bir direksiyon sistemi sağlanmış, elektronik destek motor gücünden çalmadığı gibi hız arttıkça sertleşecek şekilde de programlanmış, park ederken pamuk gibi dönen sistem yüksek hızlarda direnci arttırarak güvenli hale geliyor. Bununla beraber dönüş çapının 10.6'dan 11 m'ye uzadığını da belirtmek gerek, manevralarda biraz sevimsiz bir sürpriz olarak kendini belli ediyor. Gövde yapısında yüksek güçte çelikler %55 oranında kullanılarak gövdenin esnemeye direnci ortalama olarak bir önceki nesilden %47 daha yüksek hale getirilmiş. Burulmaya karşı sertlikte eski modelden %15 daha fazla. Dinamik özellikleri iyileştirmek ve daha sessiz ve yumuşak çalışmayı sağlamak için bağlantı noktalarındaki yerel sertlik %75'e varan oranlarda arttırılmış. Tatlı sert dengelenmiş süspansiyon sistemi ile birleştiğinde tüm bu yapısal değişiklikler adeta ray üzerinde gidiyormuş etkisi ile eğilmeden bükülmeden her türlü virajı hızla dönebilen bir araç çıkarmış ortaya. Virajı görüyorsunuz, direksiyonu kırıyorsunuz ve bir anda viraj geride kalıyor. Şimdiye kadar yardımcı sürüş sistemlerini devreye sokacağım bir durum olmadı, genelde fazla zorlandığında hafif bir burundan kayma meylini hissettim, incelemem devam edecek. Yardımcı sürüş sistemleri demişken fiyakalı listeyi buraya da eklemiş olalım, elektronik denge programı (ESP) şunları içeriyor: * ABS fren sistemi, ayrıca Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD) ve Viraj Fren Kontrolü (CBC) * Acil Fren Desteği (EBA), Elektronik Fren ön Hazırlığı (EBP) ve Acil Fren Uyarısı * çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Motor çekiş Kontrol Sistemini (ETCS) ve Fren Kilidi Diferansiyeli (BLD) * Hidrolik Arka Dingil Takviyesi (HRB) * Motor Yavaşlatma Tork Kontrolü (EDC) * Dinamik Tork Kontrolü (TVC) * Yokuş Kalkış Desteği Antalya'nın sıcaktan parlamış cam gibi kaygan asfalt yollarında özellikle hızlı kalkışlarda TCS çok etkili, kaydırmadan sağa sola çekmeden hızlanmaya imkan veriyor. Aynı şekilde ESP de aracı çok fazla frenlemeden yola sokacak düzenlemeleri çaktırmadan ve gayet başarılı yapıyor. Ani ağırlık değişimleri iyi tolere ediliyor ve Focus I için ben viraj ustası derdim, bu durumda buna ancak sihirbaz diyebilirim. İki küçük eleştiri ekleyebilirim, ilki Mk.1 ve Mk.2 Focus'lar yolu daha keskin hissettirirdi, direksiyonda milimetrik ayarların sonuçları, yol yüzeyi vb kolay anlaşılırdı. Mk.3 bu konuda biraz daha kibar, yanlış anlaşılmasın etkili, hassas ve hızlı yönlendirme mümkün ama his biraz daha künt işte. Tarifi zor yaşamak lazım, eski Spor Trend'i bu anlamda arıyormusun derseniz kesinlikle hayır, ama fark var, yenisi daha Golfvari... İkincisi süspansiyon ilginç bir progresif yapıya sahip, çok yüksek yük binene kadar çok az yatıyor, ancak yük daha da artınca biraz abartılı bir yatma ya da mesela çok sert frenlemede öne yığılma gözleniyor; bu biraz şaşırtmakla beraber aracın iz sürüş ve frenleme mesafesini kesinlikle olumsuz etkilemiyor. Ne demek istediğimi ESP performansını gösteren videoda anlamak olsaı belki: http://www.euroncap....0b-45b5f4c09b9e Peki konfor ne alemde? Daha önce de yazdığım gibi süspansiyon tatlı sert, küçük engebeleri pek rahatsız etmeyecek düzeyde hissediyorsunuz, genelde iyi emiliyor; büyük kasislerde ve yüksek hızda ise çok başarılı, hem göreceli iyi emiyor hem de kontrolsuz salınımlara izin vermiyor. Genel olarak birlikte gelen Conti Premium Contact 2 215/55-16 lastiklerle süspansiyon iyi bir uyum içinde ve sürüş keyfine kesinlikle olumsuz katkısı yok. Ayrıca kabin gürültüsü de çok makul düzeylerde, lastik gürültüsünü neredeyse hiç almıyor, motor sesi zaten yapay olarak içeri veriliyor, bir tek 90-100 km/saat civarında biraz daha net hissedilmeye başlanan rüzgar sesi olabiliyor ki o da rahatsız edici düzeyde değil. Son olarak iki kelimeyle frenler: çok iyi. önde 30 arkada 27 cm çapında diskler aracı kaymadan, savrulmadan, ve ABS'ye pek nadir ihtiyaç göstererek etkileyici bir şekilde durduryor, fren pedal hissi, sertliği ve yolu da tam kıvamında. Eleştirecek bir şey bulamadım. SONUÇ İşteyken bile biran önce işi bitirip gezmek istiyorum hala, bakın dikkatinizi çekerim eve gitmek değil gezmek, mesela bu akşam eve Burdur-Isparta üzerinden gidesim var. Şimdilik öyle bir şey! Bakalım zamanla heveste azalma, eleştirilerde belirginleşme olacak mı? İzlemeye devam edin.
    1 puan
  11. Arabaya şuanlık yapmak istediğim son şeyide yaptım biraz göz alışkanlığı istiyor ama ben alışacağıma eminim İlk önce tampon altı parça egzoz çıkışı için kesildi Egzoz hazırlandı Ayarlama aşağı yukarı kaynak vs. Alttan görünüm Ve bitti
    1 puan
  12. Bugün yaklaşık 2 aydır bagajımda gezdirdiğim Mercekli Focus 3 farlarımın montajını yaptırdım. Bu konuyu aktarmadan önce sırasıyla 4 kişiye özel teşekkürlerimi bildirmek istiyorum; 1-Yakup farları bulmam konusunda bana yardımcı oldu; siyah zeminlileri kaçırdım ama bunlarda güzel 2-Orkun G. servisin bile montajı konusunda yapamayız dediği farları takma konusunda bana usta buldu; 3-Cem Boneval; farları taktırmak ile bu iş olmıycak satayım deme aşamasında iken karar alma konusunda yanımda oldu; 4-Mertol Kip; herşeyden önce yardımsever bir kişiliği olduğu için; bunun yanında Mertol'ün hazırladığı montaj klavuzu olmasa bu montaj kesinlikle yapılmazdı kendisine de belirttim bunu. Ayrıca Montaj ile ilgili anlatımı fordist.com sitesinden aldığımı belirtmek isterim. Hepinize tesekkur ederim. Öncelikle Orkun'un yönlendirdiği ustaya gittim; farları gösterdim Mertolun montaj konusundaki açıklamalarını okuttum; ne yapacağımızı tek tek konuştuk. Gökhan usta fotoğrafları aldı aracın farlarını söktü ve anlatılanları kafasında kurguladı. Durumu anladıktan sonra gerekli parçaları aldık ve montaja başladık. Mertol'ün anlattıklarını tek tak uyguladık ve farları taktık. Fakat DRL ler doğru yansa da xenonlar devreye girmedi; küçük küçük çakmaya başladı ve sinyallerde bir garip hale geldi bu durumda. Xenonları yakamayınca fara aküden direkt kablo çektik fakat yine yanmadı; bu aşamada ben xenonların arızalı olduğuna kanaat getirmiştim bile Ancak usta yılmadı ve xenonda arıza olsa bu çakma işlemini yapmaz şase de sorun var dedi. Farın kapaklarından içine baktı ve kullandığımız pinlerin farklı olduğunu farketti; önceki montaj işleminde üstten 4. ve alttan 3. pini kullanırken farın 3.pinin alt ve üstünü kullandığını fark etti; bu pinleri kullanınca xenonların yandığını gördük ki ben de derin bir rahatlama oldu Bu pinlere göre soketi ayarladık ve farları yaktık. Daha sonra sağ taraf içinde aynı ayarları yaptık soket üstünden ve montaj işlemini bitirdik. Montajın bitmiş hali. Farlar yanmıyor; DRL ler devrede. Farlar yanıyor; DRL ler kısık hale geçiyor. Kısa Far arıza uyarısı. Gece görüntüleri; Aydınlatma çok güzel oldu. Aracı alırken X paket almadığıma sadece bu farlar için üzülmüştüm; bir nebze olsun bunu gidermiş oldum. X paket kulanmayan tüm arkadaşlara bu farları tavsiye ederim. Bu işlemden tam 1 yıl sonra. Siyah zeminli mercekli ST farlarına geçtik
    1 puan
  13. Kışın o "-mış gibi"'lerin tek egzoslarından duman çıkıp diğerinin boşta olduğu anlaşılınca pek komik oluyor
    1 puan
  14. Tamam o zaman kafaya takacak birşey değilse
    1 puan
  15. 1 puan
  16. ya bende xenon taktırmak istiyorum ama hala karar verebilmiş değilim. Benim farlarım Tekno paket oldugundan Orjinal bi-xenon Adaptif taktırmalımıyım ? taktırırsam marka,celvin ne olmalı. Mercekli oldugu için sıkıntı yaratmaz sanırım.Birde Sağa sola Dönme olayında Problem olmaz herhalde değilmi.? bu arada Aydın abi seninde Ozanın da Farları hayırlı olsun Çok güzel görünüyor.
    1 puan
  17. Aslında güçlü bir araç görüntüsü yarattığı kaçınılmaz.........
    1 puan
  18. Bence kestir tampon değil zaten o kestirdiğin yer tampon altı plastik bir parça veya difüzörde diyebilirsin
    1 puan
  19. Bence öyle yanma şiddeti daha mı yüksek ne Ama gerçekten kardeşime sordum tamamen objektif olarak Opetten almadan önce dedim titriyor dimi bu araba diye evet dedi baya hemde. Bugun okuldan aldım şimdi nasıl dedim ney dedi titreme ya dedim hee hissedilmiyor dedi
    1 puan
  20. GTL içinde canavar var araba yerinde duramıyor homurdanmadan.. Bunu demek istedin
    1 puan
  21. Beğendim abartısız ve sade
    1 puan
  22. Er-Ol Otomotiv olarak siz değerli forum üyelerine en iyi ve en doğru bilgileri aktarmaya çalışacağız. İyi dilekleriniz için teşekkürler.
    1 puan
  23. sakin kullanırsanız 2000 devirde vites yükselt uyarısı çıkar..(ki bu saçma çünkü 2000 dvirde değiştirince 1500 e düşüyor ve motor titriyor..en tasarruflu hali 2250 devirde vites yükseltip 1750 devirde yol almak).. agresif kullanırsanız bu 2500 de oluyor 3000 de.. sizin sürüş karakterinize uygun tasarrufu yaptırtmak amaç yoksa fabrika değerlerini tutturmak değil.. benim ilk iki çiçek dolu idi hız 4 yaprak dolu idi. ilk depoyu 6.6 ortalama ile gittim..bakıp göreceğiz gelecek neler getirecek. araç 900 km de
    1 puan
  24. Abi sende takıntı olmuş bence kusura bakma öyle kalitesiz bir hava yok bence gayet iyi durmuş, renkler uyumlu en azından. Göremeyenler için: Bu da benim çekimlerim ford'u boşver
    1 puan
  25. Kafaya takacak birşey değil...
    1 puan
  26. 1 puan
  27. Abi ancak arabanın altına komple yatıp bakarsan görüntü biraz kötü ama onun dışında arkadan dur bak herhangi bir görüntü bozukluğu yok gayet güzel ben alıştım sayılır alışamassam kestiriveririm Teşekkürler abim . İşte böyle duruyor .
    1 puan
  28. O ekrani oraya oyle koyan adami ertesi gun kapinin onune koyardim..
    1 puan
  29. Her arabada bu özellik yok. İlk satışlarda bazı karoser ve motorda yoktu yani eğer yoksa niye yok diye şaşırmayın
    1 puan
  30. Sabah sabah gene biraz açıklayıcı bilgi yazmak geldi içimden.... Ecomode nedir diye sorulmuştu... Ecomode ekonomik kullanım ile ilgili geniş çaplı bir verit tabanından elde edilmiş verilerle hazırlanan algoritmaların kullanıldığı ve sürücüye ekonomik kullanma konusunda yardımcı olması beklenen bir özelliktir. Yani birincil amaç ekonomik ve verimli kullanımı teşvik etmektir ve bunun dışından bir ayar yapılma olanağı da yoktur. Çoğumuzun da bildiği gibi yol bilgisayarında ortalama tüketim değeri ekranından sağ ok ile girebileceğiniz bir ekranda karşımıza çıkar ve boyanması gereken beşer yapraklı üç çiçekten oluşur. Fiyakalı ekranlarda böyle görünüyor, TR'deki monokrom ekranlarda bunlar yan yana yer almakta... Sistem araç hızı, motor devri, anlık tork değeri, motor ısısı, debriyaj, gaz pedalı ve vites kolu pozisyonlarını izliyor ve elde ettiği verilerle eğer ekonomik kullanma değerlerine uygunsa çiçek yapraklarını boyayarak "doğru yapıldı" mesajını veriyor. Ayrıca soğuk motorda seyir süresini de oranlayarak bu bilgiyi de kullanıcıya aktarıyor. İlk çiçek vites değiştirme alışkanlıklarınıza bakıyor, eğer ekonomik sürüşle uyumlu kullanırsanız, diğer bir deyişle yol bilgisayarı değişim uyarılarına sadık kalırsanız, yaprakları tümden boyanmış bir çiçekle ödüllendiriyor sizi. İkinci çiçek verimli kullanım ile ilgili, anlık hız değişimlerini, sert devirlenme veya frenleme gibi parametreler göre trafikte ne kadar akılcı olduğunuzu, ya da ne kadar öndekinin dibine yanaşıp fren gaz gittiğinize bakıyor. Sakin kullanırsanız burdan da güzel bir çiçek kazanma şansınız var. Üçüncü çiçek ise hız ile ilgili, şartlara en uygun, yani diğer bir deyişle en az yakıt tüketimi sağlayan hızı kullanırsanız bir boyalı çiçek de buradan kazanıyorsunuz. Sonuçta verimli kullanılabilecek en yüksek vitesi kullanıp, diğer araçlarla mesafe bırakarak sakın kullanır ve fazla hız yapmazsanız ödüllendiriliyorsunuz. Verimlilik değerinin %75'ini yakalayan "Aferin" mesajını alırken, %95 alan da "Şampiyon" oluyor. Bu arada ara sıra kullanım tarzınızla ilintili öneriler de çıkabiliyor ekranda, mesela "erken vites değiştirmek tüketimi azaltır" ya da "sakin kullanım tüketimi azaltır" gibi. Kısa sürüşler motor ısınmadan gerçekleştiği ve göreceli yakıt tüketimi de bu şartlarda daha yüksek olacağı için motor ısısı da izleniyor ve ideal ısıdan sapma oranı ekrana mesaj olarak yansıtılıyor. Ayarlar değiştirilebilir mi? Hayır, daha önce de yazdığım gibi ekonomik sürüş desteği özelliği taşıyor ve hedef bu! Sıfırlanabilir mi? Evet, ort. yakıt tüketimini sıfırladığınızda tüm yaprakların içi boşalıyor ve yeniden başlıyorsunuz. Eksik kalan bir şey var mı? Sanmam, ha bir de başka bir özellik var, aslında doğrudan bununla ilgili değil ama değinmek isterim. Yeni nesil araçlarda motor kontrol sistemi sürüş özelliklerini inceleyerek ve hafızasına alarak motor programında uyum sağlayıcı değişiklikler yapabiliyor. Söz gelimi sürekli dip gaz gidiyorsanız gaz pedalı tepkisini arttırabiliyor, overboost kullanımına kolay izin veriyor vb. Markadan markaya modelden modele elbette farklılıklar var, ama sonuçta Focus da kullanım tarzınızı öğrenip ona uyum sağlıyor. uzun süre sakin kullanımlardan sonra örneğin ani ivmeleneme talepleri biraz daha tedirgin karşılanıyor, halbuki sık dip gaz gittiğinizde tepkiler serileşiyor. Ferhat'ın vites değiştirme noktası değişiyor tespitini ben katılamıyorum. Sonuçta bu görsel yardım ekonomik kullanmayı teşvik edecek nitelik taşıdığından amacına aykırı olur değişim. Aklıma iki şey geliyor, bir enerjik gaz verince sistemdeki atalet nedeniyle değişim işareti geç kalıyor olabilir, ya da yukarıda bahsettiğim adaptif kontrol ile ilgili olabilir. Tabii üçüncü bir şık da yazılımın kafayı yemesi olasılığıdır
    1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.