2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
07-04-2014 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
İncelemeye uzun yol gözlemlerimi ekleyerek devam edeyim. 1.0 EB Fiesta'mız 8 ayda yaklaşık 5400 km yaptı, hepsi de şehir içi. Hal böyle olunca bacakları biraz açılsın diye bu sefer Şirince'ye onunla gidelim dedik, 400 km yolun iyi geleceğini düşünerek. Öyle de oldu... Hem ona hem bize iyi geldi! Bazı gözlemlerimi aktarayım (kıyaslamada hep EB Focus'a göre yazıyor olacağım): Araç uzun yolda kesinlikle yorucu değil. İç mekan genişliği açıkcası Focus'u aratmıyor, hatta daha ferah bile denilebilir. Sadece koltuğun oturma bölgesi fazla düz, hassas kuyruk sokumumu hafiften ağrıttı. Ama üstünde durulacak bir şey değil. Focus'tan sessiz, hem yol sesi hem motor sesi olarak. Ayrıca dönüşte birden bir eksiklikle rahatsız olarak irkildim: Araçtan hiç trim sesi gelmiyor! Alışık olmayana gerçekten rahatsız edici bir durum... Motor performansı abi EB'a göre haliyle zayıf kalıyor. Özellikle tork eksiği net hissediliyor, rampalarda üst viteslerde 3000 dd altına düşmemek lazım. Bununla beraber 100 PS motor akıcı kullanım için çok yeterli, sollamalarda asla sorun yaratmadı ve iki katı beygir güden arabaları madara etme konusunda sıkıntı çıkarmadı hiç. Şanzıman oranları iyi ayarlanmış, 5.vites uzun tutulmuş, bu da 3500 dd civarında 160 km/h gibi bir seyir hızı demek. Sürüş dinamizmi inanılmaz, küçük direksiyon hareketlerine hızlı ve doğru cevaplar veriyor, mükemmel yönlendirilebiliyor, dar virajlı yollarda rakipsiz, hızlı, hafif, atik, izinden sapmıyor, asla kaymıyor, hiç ESP'yi devreye sokamadım, Hankook lastikleri de takdir etmek lazım. Kısacası tam bir zevk makinesi, harika bir oyuncak. Geniş ve hızlı virajları da yatmadan ve sapmadan alabiliyor, genelde aracın sınırına ulaşmadan sürücünün sınırına ulaşılıyor. Yokuşta beni geçen bir dizel Focus 3 ile sınırları zorladık, "yok artık" dedirtecek viraj hızlarına ulaştım, vazgeçti takip etmekten. Bu şartlarda Fiesta ST'yi düşünemiyorum bile. Süspansiyon konforu da iyi, küçük darbeleri mükemmel emiyor sınıfına göre, sadece hafifliği ve kısa dingil mesafesi nedeniyle geniş engebelerde dikey salınımlar fazla, ve özellikle virajlarda yol engebeli ise hızlı sürüşte kalkıp farklı yere oturuyor hissi veriyor, buna alışık olmayanlar tedirgin olabilir, ama bu sadece histe kalıyor milim sapmıyor öngörülen izden. Yakıt tüketimi konusunda çok cimri olduğunu söylemek zor. Giderken 6,2, dönerken 6,5L/100 km ortalama yaptım. Dikkatli okuyanlar yüksek tüketimi hemen yüksek hıza bağlayacaklardır, ki öyle, bölünmüş yollarda hız sabitleyici 120 km/h'ya ayarlanmış olsa da çoğunlukla gaz pedalından takviye adı, ve dönüşte... neyse ondan pek bahsetmesem daha iyi olacak. Focus ile kıyaslarsam benzer performansta 1-1,5 L/100km daha az yaktığını söyleyebilirim ancak. Kuşkusuz daha ekonomik kullanılabilir, ama ekstra zevkim için bir bilet parası vermeye hazırım. Sonuç: 8 puan
-
Aracıma bir spoiler arayışı içerisindeydim. Fazla abartılı olmayan birşey arıyordum buldum taktırdım ben beğendim inş. sizde beğenirsiniz. Spoilersiz hali Bu da spoiler li hali6 puan
-
@Mertcan Çelik, En büyük kaza sebebi şehiriçi-dışı sağa sola yollara dönüş yapan araçlarla yaşanan kesişmeler.2 puan
-
İlk defa 1976 yılında yollara çıkan Ford Fiesta yıllardan beri Ford’un B segmentinde oldukça başarılı olmuş, özellikle 4.nesili ile 90’lı yılların sonunda dikkat çekmeyi başarmış haylaz çocuğu olarak algılanabilir. 2008 yılında bugünkü 6.nesil tasarım özelliklerine kavuştu. Kama tarzı yan çizgi dinamik ön tasarımla birleştiğinde çoğu kişiye çekici gelen ve doğrudan satış başarısına dönüşen bir özellik oldu. Değişik motor alternatifleri, oldukça ekonomik kullanım, yine oldukça geniş iç mekan özellikleri aracın segmentinde sağlam bir yer edinmesine yetti. Bu arada bu yılın Nisan ayında Köln-Niehl’deki fabrikadan 7 milyonuncu Fiesta banttan indi. Ford bu başarıdan etkilenmiş olarak durmadı, aracı geliştirmeye devam etti ve yıl başında 6.neslin makyajlı halini piyasaya sürdü. Bu arada nesil sayılarında bir karışıklık var, nedenini çözemedim, şu andaki model değişim sürecinde 6.nesil iken özellikle İngiltere'de Mk.VII olarak anılıyor. İlk bakışta Aston Martinvari görkemli ön ızgara, yanlara doğru uzatılmış farlar ve kaputa oturtulmuş motor içine sığmıyormuş havası yaratan yükselti ve yeniden şekillendirilmiş arka stoplar ile araç daha da dinamik bir karakter almış. Ancak aracı biraz kullanınca değişikliklerin sadece dış tasarıma sınırlı kalmadığı hemen anlaşılıyor. Özellikle ses izolasyonu ve yürüyen aksam üzerinde çok çalışılmış, ayrıntılar az sonra! İç mekanda çoğu şey eskisi gibi. Kapı kollarındaki pencere kontrolleri daha ergonomik hale getirilmiş ve süsleyici plastik alanlar piyano siyaha dönüştürülerek daha şık ve hoş görünümlü bir hava yaratılmış. Kullanışlılık açısından hemen hiç sorun yaratmayan iç tasarımda büyük bir değişiklik yapılmamış olması normal karşılanabilir. Ancak rakiplerin (Peugeot, Renault) geniş ekranlı kontrol sistemlerine geçiyor olmaları Ford’un da en geç bir sonraki kuşakta artık bu minik monokrom ekranlardan kurtulması gerektiğinin uyarısıdır. Bu girişi niye yaptım? Çünkü bahçeye yeni bir Fiesta park ettik. Eşimin bir önceki Fiesta’sını ciddi sayılabilecek bir kazada kendisine zarar vermeden pert edebilme başarısını, Allianz sigortadan sağlanan doyurucu hasarlı araç geri ödemesini de kullanarak, yeni ve yine bir Fiesta ile kutlamak istedik. ; İki şartım vardı: Araçta ESP olacak, ki kolay kaymasın Motoru 1.0 EB olacak, ki traktör gibi çalışmasın Koca ülkede bu şartları karşılayan iki araç bulabildik, biri şeker mavi Sony’li Titanium X + güvenlik paketli; diğeri ise bakır kahve Titanium X + güvenlik + tekno paketli. Maalesef sineye çekmek zorunda kaldığımız bir olumsuzluk vardı, araçların fiyatı: İlki 42.700, ikincisi 43.000 idi. Doğrusu bu segmentte bir arabaya bu kadar para yatırmak hiç de hoşuma gitmedi, ama donanımı benzer alternatiflere baktığımda fiyatların çok da fark etmediğini görünce kabul ettik mecburen. Sonuçta küçük ama tam donanımlı bir aracımız oldu. DRL’li far grubu, otomatik yanan farlar, otomatik kararan dikiz aynası, yağmur sensörü, karartılmış arka camlar, 15” alaşım jantlar, ön konsolda kolçak, USB ve Aux girişi, şık iç mekan aydınlatması, elektronik iklim kontrollü klima, deri direksiyon, direksiyonda hız kontrol ve radio kontrol özellikleri, aktif şehiriçi güvenlik sistemi, ısıtmalı ön cam, anahtarsız giriş ve çalıştırma, elektrikli ısıtmalı katlanan yan aynalar, aynalarda kapı aydınlatma ışıkları, ESP (Elektronik Denge Programı), TCS (Çekiş Kontrol Sistemi), EBA (Acil Durum Fren Desteği), HLA (Yokuş Kalkış Destek Sistemi), sürücü ve ön yolcu yan hava yastıkları, sürücü ve ön yolcu perde hava yastıkları, sürücü diz hava yastığı ve bir takım şeyler daha. Uzun uzun yazdım, ödenen paranın acısı dinsin diye biraz… Açıkcası kullandığım araçlarda donanımdan çok sürüşü beni ilgilendirir, ancak bu kadar kolaylık sağlayıcı teknoloji olunca kısa sürede alışkanlık yapıyor ve insan şımarıkça aramaya başlıyor bu özellikleri. Mesela anahtarsız giriş benim Focus’ta yok, şimdi her gidişimde niye yok diye hayıflanmaya başladım. İnsan nankör bir yaratık! Neyse, bir haftadır da hanımın yokluğunu fırsat bilip rodaj dönemini atlatmak için ben kullanıyorum haylazı ve şöyle özetlemeliyim izlenimimi: Sabahları evden her iki aracın anahtarı cebimde çıkıyorum, bahçeye inince bir ona bir buna bakıyorum ve fazla tereddüt etmeden Fiesta’ya yönelip Focus’u oracıkta bırakıyorum. Nedenlerini biraz daha ayrıntılı anlatayım ve de bir Fiesta incelememiz olmuş olsun: Anahtarsız giriş sisteminde aracın kapı kolundaki minik lastik kaplamalı düğmeye dokunduğunuzda kilitler açılıyor, rahat ve geniş açılan kapıdan herhangi bir yere takılmadan sınıfına gore rahat ve geniş sayılabilecek iç mekana yerleşiyorsunuz. Dört yönlü hareketli direksiyon ve koltuk ile rahatlıkla kendinize uygun bir oturma pozisyonu ayarlayabiliyorsunuz ve tüm düğme ve kumandalar bu durumda kolay erişim mesafesinde oluyor. Koltuklar yeterli baldır ve sırt yan desteği veriyor, sertliği iyi ayarlanmış, kafalıklar rahatsız etmiyor ve güvenlik ekipmanı olarak olması gerektiği gibi konumlandırılabiliyor. Yükseklik ayarlı emniyet kemerini de ayarlayıp kolay ulaşılabilen tokasına taktığımız anda yola çıkacak konuma geliyoruz. Koltuklarla ilgili belki küçük bir eleştiri benim gibi iri cüsselilere göre kürek kemiği hizasında hafif bir öne doğru çıkıklık yapıyor olması, bu da bel desteğinin yeterince etkin olmasını engelliyor ve hafif öne ittiği için uzun yolda rahatsız eder mi emin olamadım, boyu 1.70-1.75 civarında olanlar bu yazdığımı hiç algılamayacaklardır. Yola çıkmadan sağa sola bir göz atalım, öncelikle belirtmem lazım kahverengi araçla gelen kahverengi kokpit parlak siyah vurgularla birlikte çok şık ve sınıfının üstünde bir algı yaratıyor. Kokpit üst malzemesi yumuşak plastikten, ancak kapılar vb. alıştığımız sert plastikten. Hepsinin kolay çizilebilir olduğunu eklemekte yarar var. Genel olarak malzeme kalitesi iyi, işçilik kalitesi de mükemmel olmasa da rahatsız eden bir durum yok. Neredeyse beş senedir üretimde olan bir model için bu beklenir bir durum olmalı zaten. Tek kusur olarak bagaj kapağı kaplamasında bir tarafta birkaç milimlik bir açıklık fark ettim, o da nazarlık şimdilik. Kapı cepleri oldukça uzun, arkaya doğru genişliyor ve pek çok ıvır zıvıra yer bulunur. Orta konsolda eşya gözü de barındıran bir kolçak var, ancak çok geriye konumlandırılmış, bana uygun olsa da kısa boylular için asla kullanışlı olmayacaktır. Yine orta konsolda birini küllüğün işgal ettiği iki bardaklık ve hemen onun önünde Aux ve USB girişlerinin bulunduğu küçük bir göz var, buraya bellek takınca eşya koymayı pek düşünmemek lazım. Torpido gözü yolcunun bacaklarını sıkıştırmayacak şekilde açılıyor, oldukça geniş, tepeden girişli olduğu için de ne var ne yok kolaylıkla görülebiliyor ve aydınlatmalı. Araçtaki ses sistemi basit altı istasyon hafıza düğmeli CD/MP3/Radyo ünitesi, önlerde bas ve tiz olmak üzere dört, arkalarda iki hoparlör var. Kullanımı son derece kolay, ses kalitesi de basit görünümüne karşın bence en az Focus’taki sistem kadar başarılı, baslar çok derin olmasa da kontrollu ve hacimli, midler yeterince detaylı, tizler de keskin olmadan belirgin. Kısacası böyle bir arabaya bence yeterli. Özellikle çok arzulanan Sony müzik sistemine göre en önemli avantajı da basit ve kullanışlı yapısı. Ben kısa sürede parmak izleri ile dolacak parlak yüzeyli küçük birbirne benzeyen düğmeli Sony panelden hiç hoşlanmıyoum, defalarca yazdığım gibi. Ses sistemi menüsünden yol bilgisayarına girerek sürücü güvenliği için olan donanımları kontrol etmek mümkün olduğu gibi “Ecomode” yonca yaprak sisteminin farklı bir sürümüne de erişmek mümkün. Titanium serisine özel ortam aydınlatması bunda da var, torpidonun üstünde ince bir enlemesine çizgi, kapı cepleri ve orta konsol loş kırmızı bir ışıkla aydınlatılıyor gece vakti ve güzel duruyor. Klima ile ses sistemi arasındaki alanda yolcu hava yastığının aktif olup olmadığını gösteren ışıklı bir uyarı var, aktif olduğunda da sürekli yanıyor, sadece aktif değilken uyarsa daha az dikkat çekici/dağıtıcı olurdu, sürekli gözümüze girmesine gerek yok bence. Klima kontrolu eski modeldeki gibi derli toplu ve kullanışlı. Isıyı arzuladığınız dereceye ayarlayıp "Auto" düğmesine bastığınız anda oldukça kısa sürede konforlu bir ortam ısısına ulaşılabiliyor. 35 derece ortam ısısında benim tercihim olan 22 dereceye ayarladığımda yaklaşık 8 dakikada fan sessizleşiyor. Fan göreceli gürültülü çalışsa da rahatsız edici değil ve hava debisi fazlası ile yeterli. Ve bir de müjde bunca yıldan sonra ve donanım zenginliğine rağmen hala kapı üstlerinde tutamaç yok, arkada ceket askısı var, tutunacak yer yok. “Yuh” diyebiliyorum ancak. Neyse böyle şeylerle sinirimizi bozmadan yola çıkalım: Kolay ulaşılabilir “Start” düğmesi ile motoru çalıştırıyoruz. Ve dizel Fiesta’dan gelen biri olarak ilk tepkim “aaa, ne kadar sessiz çalışıyor” oluyor. Alışılmıştan çok uzak ve göreceli tiz bir motor sesi inceden duyuluyor, gaza asılınca da bu keskin bir hırıltıya dönüşüyor, eski altı silindir BMW’lerin motor sesinin adeta kötü bir taklidi, üç silindirin kendine has hırıltısı, rahatsız edici kesin değil, kimine hoş bile gelebilir. Dikkat çeken diğer bir özellikte rölanti devrinin 900dd civarında göreceli yüksek olması. Ama yol bilgisayarından hemen anlık tüketim değeri olarak 0,5L/h okuyarak rahatlıyorum, yüksek rölanti devri yüksek rölanti tüketimi anlamına gelmiyor. Yol bilgisayarı ekranına bir de dijital hararet göstergesi eklenmiş, motorun ideal çalışma ısısına ulaştığını buradan gözlemlemek mümkün. Sinyal kolunun tepesine basarak yol bilgisayarında değişik parametreleri izlemek mümkün, tabii Focus’ta eş zamanlı beş parametre izleme lüksüne alışınca bu pek çelimsiz kalsa da iş görüyor. Göstergeler rahat okunuyor, hız göstergesinde 100 km/h'da yaklaşık %4'lük sapma oluyor, ki bu makul, mavi aydınlatmalı ibreler şık ve panelin bakmaktan sıkılmayacağınız dinamik bir tasarımı var. Pedallar düzgün yerleşmiş, sadece debriyaj pedalına yakın olan sol ayak desteği nedeniyle bazen debriyaj ayağı bu desteğe sürtebiliyor, alışkanlıkla önlenebilir bir yakınlaşma gibi duruyor. Debriyaj bir şehir aracı için arzulanan yumuşaklıkta, yani pamuk gibi değil, ama rahatsız edici de değil, buna karşılık kısa kollu ve göreceli kısa yollu vites kutusu mükemmel çalışıyor. Motor gaz tepkimesi yeterli ve kalkış son derece rahat ve silkeleme, titreme, tıklama yapmadan gerçekleşiyor. Sürüşte vites değiştirme ikazını yol bilgisayarı ekranından takip etmek mümkün biraz köşeye sıkışmış görünse de, genelde 2100-2500dd aralığında değişim öneriyor. Ani gaz vermelerde aynı büyük EB gibi önce tatlı bir atalet oluyor sonra fırlayıp gidiyor. Performansı 1500dd’dan itibaren hissediyorsunuz ve kırmızı alan 6500dd’de; henüz pek denemedim, ama istekli hızlanması ile kolaylıkla bu devre ulaşacağından kuşkum yok. Aynı büyük EB’u kullanıyormuş gibi son derece sakin ama atak bir sürüş sergileniyor şehir içinde. 100 PS/6000dd güç ve 1400-4000dd aralığında 170 Nm tork üreten minik motor yaklaşık 1100 kg ağırlığındaki aracı taşımakta hiç zorlanmıyor. Klimanın devrede olması, 3-4 kişi seyahat ediyor olmak gibi durumlarda da performans sorunu yaşanmıyor. Bence Fiesta ile çok uyumlu olmuş bu motor. IB5 şanzıman da eski bir tanıdık, aktarma oranları beş ileri için iyi ayarlanmış, birinci vites hemen bitmeyecek kadar uzun, beşinci vites de ekonomi ile performans arasında iyi bir denge sunuyor ve 1000dd hızı yaklaşık 42 km/h, yani otoyollarda makul devirlerde yol almak mümkün. Fabrika verilerine göre 0-100 km/h 11,2s ve son hız 180 km/h. Bence rahatlıkla ulaşılabilecek değerler ve fazlası ile yeterli. Daha önce aynı modelin dizel motorlu olanını da kullandım. Hacmi eskisine göre 100 cc ve gücü de 8 PS arttırılmış ünite eskisine göre daha sessiz çalışıyor, ya da ses izolasyonu iyi olduğu için öyle algılanıyor, ve gaz pedalı tepkilerine düşük devirden başlayan çok canlı bir cevap veriyor. Çok başarılı buldum. Ancak genelde şehir içi arabası olarak tercih edilen ve yaptığı yıllık yol çok fazla olmayacak bir modelin yaklaşık 4000 TL fark verilerek EB yerine dizel motorla alınması bana hem kullanışlılık açısından hem de ekonomik olarak çok anlamlı gelmedi. Bir eleştirim, daha doğrusu tespitim var, motor 2000dd altında karoseride vibrasyona neden oluyor, hani düşük devirde üst viteste gaza yüklendiğinizde olan türden, ilk başta “yanlış vitestemiyim?” endişesi yaratsa da rahat gaz yediğini görünce bunun engellenememiş bir rezonans sarsıntısı olduğu anlaşılıyor ve birkaç günde alışılıyor. Dizel kullanmış dikkatsiz bir sürücü bunun büyük olasılıkla farkına bile varmaz. Bir de motorun ayağınızı gazdan çekince kompresyonu, yani motorun frenlemesi neredeyse sıfır, aynı hızla yoluna devam ediyor, üstelik yakıt tüketimi 0,0'a düşmesine rağmen, bu özelliği doğru kullanarak ekonomik seyir daha da kolaylaşır eminim. Tüketime gelirsek henüz 200 km ancak yaptım ve sağ ayağıma pek hakim kullandığım da söylenemez, şimdilik ortalama 6,3L/100km civarında, zamanla biraz daha düşer ve dikkatli bir kullanımla Antalya şehir içi için 5,8-6 arasında dengelenir diye düşünüyorum. Bu performansa gayet uygun. İyi kaçan arabanın iyi de durması lazım. Bu konuda da sıkıntı yok, önler disk, arkalar kampana olmasına rağmen Fiesta’nın frenleri kolay dozlanıyor, panik frenlemede stabil kalıyor ve ABS’yi pek fazla devreye sokmadan kısa mesafede duruyor. Pedal basıncı güzel ayarlanmış, çok hafif bir elastikiyet hissi olsa bile yokuş aşağı test parkurumda sık ve değişik şiddetlerde fren yapılması gerektiğinde gayet kontrollu kalıyor, ısınıyorsa bile bunu fren gücünde azalmaya neden olmadan yapıyor. Tabii fren performansında ve az sonra bahsedeceğim yol tutuşunda üzerinde standart gelen lastiklerin de olumlu katkısını unutmamak gerek. 195/50-15 Hankook Ventus S1 evo lastikler markayla ilk tanışmam ve ben çok etkilendim. Yol tutuş, frenleme, konfor ve sessizlik konularında çok başarılı buldum, herhangi bir hüküm veremeyeceğim tek konu ömrü, onu da kullanıp göreceğiz. Gelelim süspansiyon özelliklerine; ilk dikkat çeken konfor! Araç yol üzerinde sınıfına göre sessiz, süspansiyondan kesinlikle ses gelmiyor, direksiyon kutusundan bile! Ve kötü yola düşse bile son derce tok ve stabil bir gidişi var. Tek kelime ile etkileyici. Uzun süre kaba mıcırlı asflatta yol almama rağmen trimlerden de rahatsız edici ses gelmedi, sadece B sütünunda sağ kemer yuvasından inceden bir zırıltı vardı, devam ederse giderilmesi için servise uğrarım. Focus 2’den 3’e geçerken yaşanan konfor evrimini Fiesta’da Ford mühendisleri makyajda halletmişler. Geniş ve dar kasisler gayet iyi emiliyor, gereksiz salınımlar olmuyor, en çok rahatsız edebilecek olanlar küçük engebeler ki onlarda bile bir üst segment konforunda demek yanlış olmaz. Peki konfor iyileşirken yol tutuş olumsuz etkilenmiş mi? Kesinlikle hayır, makyaj öncesinin canlı ve kıvrak karakteri korunmuş. Elektrik destekli olmasına rağmen hızlı tepki veren ve yol hissini güzel yansıtan direksiyon sistemi aracın gayet kolay ve ölçülü bir şekilde yönlendirilmesine olanak sağlıyor. Gövdeyi fazla yatırmadan virajları kararlı ve dengeli bir şekilde dönmek mümkün, ESP’ye hemen hiç gerek kalmıyor, hatta bu konuda Focus’tan iyi desem abartmış olmam büyük olasılıkla. Yüksek viraj hızları ile zorlayınca bile belli belirsiz bir önden kayma eğilimi ile olabildiğince nötr kalıyor denilebilir, ancak limitte ağırlık değişimlerine, yani virajda ayağını aniden gazdan çekmek veya daha kötüsü fren yapmak ya da ıslağa girmek gibi durumlarda yapacağını hissettirerek arkayı açmaya başlıyor, ancak bu da kontrollu ve kontra hareketine hemen cevap verir nitelikte. Bu dingil mesafesinde de bu çok şaşırtıcı değil. Sanırım hafif motorun sağladığı uygun ağırlık dağılımının da katkısı var bu güzel yol tutuşa. Sevmediği tek şey dar, sert ve minik engebelerin olduğu virajlar, engebelerden sektikçe arka kayıp biraz yana konuyor, alıştıktan sonra zevkli gelebilir, ama ilk defa yaşayanlar ürkebilir. Bunu da torsiyon çubuklu arka aks yapısına bağlamak mümkün, ancak bu sınıfta bu yapı hem maliyet hem de arkada yer kazanma açısından standart oluyor. Tabii bu satırların yazarının aracın limitlerini zorlama konusunda belli bir hırsı ve deneyimi olduğunu buraya eklemek lazım. Ahmet Beyin ya da Fatma Hanımın bu tür densizlikleri yapacağından ve bu davranışları yaşayacağından çok kuşkuluyum. Boş ve geniş yolda hayali öküzlerden kaçma manevralarında da son derece başarılı bir iz sürüşü vardı. Yol düzse asla korkmayım, engebeli ise tedbirli olun, özeti bu… Düz gidişini biraz sorunlu buldum, kuzenin Focus’unda da aynı karakter vardı, direksiyon kutusu sanki ses yapmasın diye iyicene sıkılmış da ortayı kendiliğinden bulamıyormuş gibi, yani düz giderken yolu izlemeniz ve direksiyon sabit tutmanız lazım, hiç boşluğu yok. Bu ilk günlere göre bir hayli düzeldi, ama hala hissediliyor. Olumsuz mu değil, ama düz gidişte bisiklette eli bırakmak marifetken arabada değildir ya, bunda marifet! Zamanla normalleşeceğini düşünüyorum, ne kadar rahatsız edici olduğunu hanımın tepkisi belirler, o da artık bayram sonrasına… Bir de tur mesafesi bir hayli geniş, yanlış hatırlamıyorsam 10,75 m idi, araç küçük olduğu için, en azından Focus'a kıyasla pek rahatsız etmedi beni. Ne kaldı? İç hacim: Ön uzun boylular için dahi çok rahat ve keyifli. Arkada, öndeki 1.85 ise ancak 1.70’lik rahat edebilir, o da ancak. Ama öndeki 1.70 ise bol bol yer kalıyor. Arka koltukları da rahat buldum. Bagaj: Sürpriz! İnce stepne var ve bu sayede bagaj makyaj öncesine göre bayağı büyük geldi gözüme. Tek lamba ile aydınlatılması gece dolu bagajda bir şeyler aramayı işkence haline getirebilir, halı duvardaki askı lastiğe hemen bir el feneri geçirmek lazım. Kapılar, kaput ve bagaj kapağı düzgün kapanıyor, kapı menteşe frenleri yokuşta bile kapıyı tutacak kadar güçlü, üstüne üstüne gelmiyor, kaporta birleşme yerleri düzgün. Ön farlar mercekli halojen, tabii Xenon’a alışık biri için biraz sönük gelse de yeterli demek lazım. DRL’ler resimdekine kanmayın, o park konumu, çok güçlü yanıyor ve önde gidenlere kısmen caydırıcı etkisi var. "MyKey" özelliği ile ikinci anahtarı programlayarak hız sınırı, radyoda ses düzeyi sınırı gibi genç ergenlere aracı verdiğinizde işe yarayacak tedbirler alabiliyorsunuz, benim işime yaramasa da iyi bir özellik. Sert frenlemede flaşörler otomatik devreye giriyor, yıllar sonra bunu da uygulamışlar nihayet. Görüş: Öne ve yana doğru gayet iyi, arka ve yanlara da yeterli, yükselen omuz çizgisi ve C sütunu nedeniyle, arkaya ve yan-arkaya nispeten kısıtlı ama yine de yeterli, zaten genelde park manevraları aynalar ile yapılıyor. Ön camda ortada aynanın arkasındaki sensör kutusu özellikle trafik lambalarında görüşü olumsuz etkileyebiliyor, ama ona yapacak bir şey yok. Bir de silecekler camın üsteki 10 cm'lik kısmını silmiyor, bu da özellikle kar çamurunda ön camda görüşün biraz daralması demek. Bu da önemsenecek bir durum değil. Özetle: Dikkat çekenler olumlu Yol, motor ve süspansiyon sesi yok gibi, bravo! Sürüş konforu artmış Motor performansı başarılı Yol tutuşta gene bence sınıf lideri Bagaj ince lastikle genişlemiş Torpido gözü ve aydınlatması iyi Renk ve iç – dış uyumu güzel Zengin donanım, pahalı da olsa Göze çarpanlar olumsuz Şanzıman 1 ve 2.viteste inceden ses yapıyor, ama bu da bildik bir durum ve önemsiz 2000dd altında belirgin vibrasyon Kolçak çok geride Koltuk sırt yapısı ve bel desteği uzun boylular için kötü Tutamaç yok, gerçekten YOK! Park sensörleri de hiç bir donanımda yok. Kullanma kılavuzu okumaya kalkınca parçalanıyor, kimsenin niye kılavuzu incelemediğini artık daha iyi anlıyorum Motor alt kaplaması yok, hem tozdan hem de türbülanstan korurdu Motor üst kaplaması yok Yolcu hava yastığı devrede ışığı gereksiz Yolcu koltuğu yükseklik ayarı yok, ben koca cüssemle girerkençakı gibi katlanmak zorunda kalıyorum, sürücü tarafında sorun yok Start-Stop yok, evet o kadar donanım var ama bu arabaya en çok yakışacak olan start-stopu Otosan’daki hazretler getirmemiş. Kayınvalideye Punto aldık ucuzundan, 1.4 benzinli hem otomatik vites, hem de start-stoplu, üstelik bundan 10.000 TL ucuz neredeyse. Ayıp oluyor! Aracı Antalya Bilaller'den aldım. Gayet özenli bir teslimat yaptılar, lastik havaları gözümün önünde indirildi, boya ölçümü yapıldı, ilk yardım çantası, yangın söndürücü, kauçuk paspaslar, depo hunisi ve parçalanmaya yatkın kullanım ve bakım kılavuzu arabaya konulmuştu. Aklıma gelenler bunlar, arada değişik bir şeyler bulursam eklerim. Birkaç fotoğraf daha:1 puan
-
Selamlar, ST tipi pedal takımı ararken, Rus forumunda bir adam buldum. Türkiye'ye gönderiyormuş. Ödemeyi PayPal dan alıyor ve kayıtlı posta ile gönderim yapıyor. Listesinde ıvır zıvırdan DRLye kadar bir çok ürün var. Katalogtaki fiyatlar rusya rublesi satıcıya mail atınca dolar olarak söylüyor, örneğin 600 ruble için 19usd istedi. Katalog: https://docs.google.com/spreadsheet/ccc?key=0AtwHzy5QqryjdDlSNXd4VWpMRGRPS1BKOGh0MVhIZnc#gid=0 Mail adresi: [email protected] Ben bahsettiğim pedal takımı için bugun ödeme yaptım, yarın postaya vereceğini söyledi.1 puan
-
aratırsanız bir başlıkta bulabilirsiniz. ama yazayım. doğrudur; pasta boyayı inceltir ama yılda 3-5 kere yaptırılmaz zaten gerekte yok..uzun süre veya hiç yaptırmamış olan bir kere yaptırsa yeter. cila ise; arabayı çok güzel yıkatın, kapı kolları v.gibi yerlerdeki suyu hava ile atsınlar. cila yerine gidene kadar kurur zaten. bir kova su ile ben tekrar arabayı baştan silerim. bezin bayağı kirlendiğini görürsünüz, böylece temiz bir kaporta elde edersiniz. taş vurukları varsa rütüş yaparsınız. boyayı sertleştirici(hardener-akripol tavsiye edilir-akzo nobel ürünüdür) ile kararsanız 5 dk da cila atabilecek kadar kurur.. şu küçük scotch brite tarzı süngerin sarı tarafı ile cila yapılır. her seferinde 1-2 parça cilalanır-kaput-çamurluk vb. cila sürüldükten 1-3 dk içinde pudramsı bir hal alır. o hale gelir gelmez, microfiber tüylü bir bezle silinir..tüm araba bittikten 30 dk sonra mümkünse yeni bir temiz bezle tekrar kabaca bir daha silin, çünkü yağlımsı yüzey toz tutar silinmezse.. unutulmaması gerekenler. bazı cilalar kaporta üzerindeki siyah plastk aksamda leke yapar. hemen nemli bezle temzilenmeli. üzerinde "no white residue" gibi ibare olanlar siyah aksamada sürülür. silecek kollarına sürmeyin boyası zamanla kalkıyor. amaç çok titiz olmaksa cilaları 3 e ayırabilirsiniz. boyası sıfır olanlar için, 4-5 yaş üzeri olanlar için, ve yıpranmış olanlar için. elbette hepsi bir diğeri için kullanılır ama boya yıprandıkça daha koruyucu özellikli olanlarla yapılsa iyi olur. yada en baştan koruyucu özelliği fazla olanla yapılır. size kalmış. ben kapı kolları seviyesinden aşağıyı koruyucu özelliği fazla olan "hard shell" dediğimiz cila kullanırım. üst tarafa siyah yüzeylerede kullanılanlardan. 1- koruyucu yıpranmış boyalara: sert cila çabuk kurur erken silinmezse kol kası yapar http://www.n11.com/turtle-wax-original-liquid-wax-boya-koruyucu-cila-P13873305 eğer siz pasta yaptırmayacaksanız daha koyu formatlısını alın..biraz bastırarak uygularsınız..sünger yerine bez yada üstübü kullanın.. http://www.n11.com/turtle-wax-hard-shell-shine-car-wax-pasta-cila-P15061811 2- normal kullanım için: http://www.n11.com/turtle-wax-sealer-wax-titanyumlu-boya-koruyucu-cila-P14885953 ben 40 tl ye aldım, aramak lazım: http://www.n11.com/3m-performance-finish-maxboya-koruma-cilasi-39030-P21460089 ** kimileri slikon içerir diye belirtiyor, kimileri slikon içermez diye özellikle belirtiyor. ben doğal olan carnubua içerikli, slikonsuz cila tercih ediyorum. 3- bu üründe sıfır boyalara uygun(-tamamen sentetik- ne slikonlu nede carnabua lı) veya ilk ciladan sonra yenilemeye çok uygun. 30 dk ayıran isterse her 3 ayda bir uygular.. en az 10 kere cilalar arabayı.. http://www.n11.com/turtle-wax-synthetic-liquid-wax-sentetik-likit-cila-seti-P15287028 siyah plastik ve kauçuğa uygun.. 4-arabayı her yıkatmadan sonra hızlı cila uygulayabilirsiniz. yıkmacıya yanınızda götürün..yıkama bitince püskürtülür ve araç kurulanır..cilalı yüzeyin gerçekten etkili kalmasını sağlıyor.. sonax ınki iyi değil http://www.n11.com/turtle-wax-wax-it-wet-hizli-cila-P13873303 ** hava kirliliği ve deniz kenarında oturanların yılda 2-3 kez, normal şartlarda yılda 2 kez yapılsa, iyi olacağı üretici tavsiyesidir.. kolay gelsin okuyanlara1 puan
-
satıcılar kategorileri doğru seçmiyor ya tek tek bakmak lazım1 puan
-
17 spider diye aradım direk çıktı valla 5x108 de yazıyor ama bi sormak lazım1 puan
-
Rütüş zımpara uygulaması yapabilirsiniz ya da yaptırabilirsiniz.Benim megane aracımda vardı derin çizik ben yapmıştım yakından bakınca belli oluyordu belli müddet sonra ben bile unutmuştum.1 puan
-
Evet bir uyumsuzluk sorunu yok fakat henuz urun ulasmadi elimize ben stogumuza girince burdan duyurusunu gerceklestiricem .1 puan
-
1 puan
-
Kahraman bey dediğim şeyin hala arkasındayım. Farklı yere gidin hatta gitmeye ne gerek var burada sorun bir çoğu bende yok diyecek. Bizim s40 da da eskiden yoktu şimdi çok titriyor.Kuzenimin araç buna ne oldu dedim neyi var ki dedi titrediğinin farkında değil hatta.Neyse dediğim gibi.Önemli değil çok konu dışı sayılmaz. Zaten konu yapısı itibarı ile herşeye açık elle tutulur soru ve cevabı yok. Buarada yukarda yazdıklarınızdan sadece 115 c-max sizinki ile aynı diğerleri farklı1 puan
-
Fırsat olsa da değiştirebilsem Bu motorla alakalı olarak; C4,308, F2,5, 115'LİK C-Max denedim, hiçbirisi bu kadar titremiyor. 2 ayrı Otokoç ve İzkar bunun normal olduğunu söylüyor. Hepsinde de farklı bir F3'te denedik, zangır zangır titriyor Konuyu dağıttığım için kusura bakmayın..1 puan
-
Boya yapılacaksa kaskolarda mini onarım klozu oluyo servislerde veya autoking gibi yerlerde kaskoyu bozmadan yapıyorlar bir araştırın derim.1 puan
-
1 puan
-
Hiç biri hak etmiyor evet focus'un 70 bin etmesi ise en büyük haksızlıklardan biri bence fakat illa biri olacaksa bu olur dedim. 6 vermek çok değil ona da evet ama o 6 ya ekstra alabildiğim bariz kalite,konfor,güvenlik,opsiyon farkı göremiyorum ben o yüzden tercihim farklı olur demiştim. Aralarındaki fark 2-3bin olsa tamam ama 6bin'e alacağım sadece marka prestiji gibi gelmekte bana.1 puan
-
Arabada yiyip içmekten en azından sürüş esnasında vazgeçin... Dikkat dağıtan ve kazaya davetiye çıkaran bir eylemdir. Güvenli sürüş teknikleri eğitmenlerinin de ilk uyarılarındandır.1 puan
-
1 puan
-
Rölantide o kadar titreşim yapıyor mu sizinki? Arabama binenler çalıştığını dahi hissetmiyorlar. Sıkıntı olmasın sizin aracınızda.1 puan
-
Aracınınızı kontrol ettirin. 1.6 tdci ile alakalı bir durum focus'a özgü değil Çözülmüyorsa 1.5 tdci ile değiştirmeniz dileği ile.1 puan
-
1 puan
-
2014 Nisan 7 fiyatları. (Beklenen ve olması gereken indirim sonunda gelmiş) 1.0 ecoboostlar 3 bin lira inmiş. Dizeller ve 1.6 atm'ler 2-2.5 bin lira inmiş Tam liste fiyat_listesi_binek (4).pdf fiyat_listesi_binek (4).pdf1 puan
-
haftasonu sipariş ettiğim elm327 kablosu geldi ve ben de yokuş kalkış desteğini ve kapıların kilitlenmesini aktifleştirdim. emeği geçenlere teşekkürler.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
siz sachs marka amortisör takılmış focus 2 ye binseydiniz sert süspansiyon neymiş ozaman görürdünüz araçlarınızın kıymetini bilin1 puan
-
Hocam bende bu urunleri taktim anahtarlara. Cokta guzel oldu. Bide bunlara bakin dedim bilgi amacli. Takilmis halinin resminide cekecegim birazdan eklerim Ayni renk tonlarinda bir tanede cuzdaniniz oldumu tamamdir1 puan
-
arkadaşın yan sanayiden kastı erol otomotivin çiftine 700 tl dediği yan sanayi bi zenon focus 3 farı sanırım.1 puan
-
Sayın focus ailesi,yakıt lambası yanık vaziyette uzun süre kullanmayın sakın.Bilenler için değil bilmeyenler için uyarıdır.Aksi halde yakıt pompası kendini soğutamaz ve kabloları yanar yanınca da kısa devre yapar buradan da beyni yakar ondan sonra siz yanarsınız ki ALLAH göstermesin.Çok zor olur.Demedi demeyin.1 puan
-
1 puan
-
Bu araç sınıfı için beklentileri fazlası ile karşılar. Kötü yola düşünce her marka model sevimsizleşir... Lastik havaları düzgünse süspansiyon konforu yeterlidir. Rüzgar sesi alır, lastik ve yol sesi de kullanılan lastiğe göre değişmekle beraber sınıf ortalamasındadır. Koltuklar gayet rahattır. Sürüş pozisyonu da öyle. İçini ferah bulmayanlar var. Sonuç: İyidir, iyi...1 puan
-
1 puan
-
benimde aracım app plakalı.Şöförler cemiyetinde de tanıdığım yok.Gittim mühür vurabilir misiniz dedim,vurdular.Şimdi mühürlü app ile dolaşıyorum.1 puan
-
Türkiye şartlarında 35 üstü beraberinde sık sık altını sürtme sorununu getirir, uygun jant ve lastik seçilmezse hızlı virajlarda lstiğin çamurluğa sürtmesi de olası. Coil-over ile yay-amortisör arasında iki fark var: 1. Coil-over sistemlerde düşürme miktarı ayarlanabiliyor 2. Amortisör yaya ve beklenen sürüş karakterine uygun oluyor. Tabii bu Eibach, Bilstein, KW vb. markaların ürettiği hazır sistemler için geçerli. Çakma/yapma coil-over'dan ben uzak dururdum açıkcası. "mış gibi" eğiliminin bir sonucu olan salt görsel amaçlı düşürmeyi anlamakta hep zorluk çektim. Sürüş etkinliğini arttırma adına yapılacak işlemlerde de para varsa markalı coil-over, yoksa doğrudan yay der ve 35 mm üstünü önermem.1 puan
-
Aracı yakından görmedim ama alınacak araç olmuş bence...Dış tasarımını çok beğeniyordum zaten, içinin genişliği de büyük artı... En büyük eksiği şoför tarafında olmayan tutamaç mesela Serdar binmez buna...1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.