2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
02-09-2014 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
3 puan
-
Aklıma geldi az önce çekim dedim ama, duvara yaklaşınca tam karşıyı gösteriyor, asıl problem düzlükte.2 puan
-
Bende ki bixenon lar da (ikisini toplasan bizenon etmez) 0001K, önünü bile aydınlatmıyor2 puan
-
2 puan
-
Büyük ihtimal bu olacak son video: http://youtu.be/657UeODW1782 puan
-
http://youtu.be/u0hcFNAchhA :D En azından nasıl görüneceğini biliyoruz2 puan
-
İlk defa 1976 yılında yollara çıkan Ford Fiesta yıllardan beri Ford’un B segmentinde oldukça başarılı olmuş, özellikle 4.nesili ile 90’lı yılların sonunda dikkat çekmeyi başarmış haylaz çocuğu olarak algılanabilir. 2008 yılında bugünkü 6.nesil tasarım özelliklerine kavuştu. Kama tarzı yan çizgi dinamik ön tasarımla birleştiğinde çoğu kişiye çekici gelen ve doğrudan satış başarısına dönüşen bir özellik oldu. Değişik motor alternatifleri, oldukça ekonomik kullanım, yine oldukça geniş iç mekan özellikleri aracın segmentinde sağlam bir yer edinmesine yetti. Bu arada bu yılın Nisan ayında Köln-Niehl’deki fabrikadan 7 milyonuncu Fiesta banttan indi. Ford bu başarıdan etkilenmiş olarak durmadı, aracı geliştirmeye devam etti ve yıl başında 6.neslin makyajlı halini piyasaya sürdü. Bu arada nesil sayılarında bir karışıklık var, nedenini çözemedim, şu andaki model değişim sürecinde 6.nesil iken özellikle İngiltere'de Mk.VII olarak anılıyor. İlk bakışta Aston Martinvari görkemli ön ızgara, yanlara doğru uzatılmış farlar ve kaputa oturtulmuş motor içine sığmıyormuş havası yaratan yükselti ve yeniden şekillendirilmiş arka stoplar ile araç daha da dinamik bir karakter almış. Ancak aracı biraz kullanınca değişikliklerin sadece dış tasarıma sınırlı kalmadığı hemen anlaşılıyor. Özellikle ses izolasyonu ve yürüyen aksam üzerinde çok çalışılmış, ayrıntılar az sonra! İç mekanda çoğu şey eskisi gibi. Kapı kollarındaki pencere kontrolleri daha ergonomik hale getirilmiş ve süsleyici plastik alanlar piyano siyaha dönüştürülerek daha şık ve hoş görünümlü bir hava yaratılmış. Kullanışlılık açısından hemen hiç sorun yaratmayan iç tasarımda büyük bir değişiklik yapılmamış olması normal karşılanabilir. Ancak rakiplerin (Peugeot, Renault) geniş ekranlı kontrol sistemlerine geçiyor olmaları Ford’un da en geç bir sonraki kuşakta artık bu minik monokrom ekranlardan kurtulması gerektiğinin uyarısıdır. Bu girişi niye yaptım? Çünkü bahçeye yeni bir Fiesta park ettik. Eşimin bir önceki Fiesta’sını ciddi sayılabilecek bir kazada kendisine zarar vermeden pert edebilme başarısını, Allianz sigortadan sağlanan doyurucu hasarlı araç geri ödemesini de kullanarak, yeni ve yine bir Fiesta ile kutlamak istedik. ; İki şartım vardı: Araçta ESP olacak, ki kolay kaymasın Motoru 1.0 EB olacak, ki traktör gibi çalışmasın Koca ülkede bu şartları karşılayan iki araç bulabildik, biri şeker mavi Sony’li Titanium X + güvenlik paketli; diğeri ise bakır kahve Titanium X + güvenlik + tekno paketli. Maalesef sineye çekmek zorunda kaldığımız bir olumsuzluk vardı, araçların fiyatı: İlki 42.700, ikincisi 43.000 idi. Doğrusu bu segmentte bir arabaya bu kadar para yatırmak hiç de hoşuma gitmedi, ama donanımı benzer alternatiflere baktığımda fiyatların çok da fark etmediğini görünce kabul ettik mecburen. Sonuçta küçük ama tam donanımlı bir aracımız oldu. DRL’li far grubu, otomatik yanan farlar, otomatik kararan dikiz aynası, yağmur sensörü, karartılmış arka camlar, 15” alaşım jantlar, ön konsolda kolçak, USB ve Aux girişi, şık iç mekan aydınlatması, elektronik iklim kontrollü klima, deri direksiyon, direksiyonda hız kontrol ve radio kontrol özellikleri, aktif şehiriçi güvenlik sistemi, ısıtmalı ön cam, anahtarsız giriş ve çalıştırma, elektrikli ısıtmalı katlanan yan aynalar, aynalarda kapı aydınlatma ışıkları, ESP (Elektronik Denge Programı), TCS (Çekiş Kontrol Sistemi), EBA (Acil Durum Fren Desteği), HLA (Yokuş Kalkış Destek Sistemi), sürücü ve ön yolcu yan hava yastıkları, sürücü ve ön yolcu perde hava yastıkları, sürücü diz hava yastığı ve bir takım şeyler daha. Uzun uzun yazdım, ödenen paranın acısı dinsin diye biraz… Açıkcası kullandığım araçlarda donanımdan çok sürüşü beni ilgilendirir, ancak bu kadar kolaylık sağlayıcı teknoloji olunca kısa sürede alışkanlık yapıyor ve insan şımarıkça aramaya başlıyor bu özellikleri. Mesela anahtarsız giriş benim Focus’ta yok, şimdi her gidişimde niye yok diye hayıflanmaya başladım. İnsan nankör bir yaratık! Neyse, bir haftadır da hanımın yokluğunu fırsat bilip rodaj dönemini atlatmak için ben kullanıyorum haylazı ve şöyle özetlemeliyim izlenimimi: Sabahları evden her iki aracın anahtarı cebimde çıkıyorum, bahçeye inince bir ona bir buna bakıyorum ve fazla tereddüt etmeden Fiesta’ya yönelip Focus’u oracıkta bırakıyorum. Nedenlerini biraz daha ayrıntılı anlatayım ve de bir Fiesta incelememiz olmuş olsun: Anahtarsız giriş sisteminde aracın kapı kolundaki minik lastik kaplamalı düğmeye dokunduğunuzda kilitler açılıyor, rahat ve geniş açılan kapıdan herhangi bir yere takılmadan sınıfına gore rahat ve geniş sayılabilecek iç mekana yerleşiyorsunuz. Dört yönlü hareketli direksiyon ve koltuk ile rahatlıkla kendinize uygun bir oturma pozisyonu ayarlayabiliyorsunuz ve tüm düğme ve kumandalar bu durumda kolay erişim mesafesinde oluyor. Koltuklar yeterli baldır ve sırt yan desteği veriyor, sertliği iyi ayarlanmış, kafalıklar rahatsız etmiyor ve güvenlik ekipmanı olarak olması gerektiği gibi konumlandırılabiliyor. Yükseklik ayarlı emniyet kemerini de ayarlayıp kolay ulaşılabilen tokasına taktığımız anda yola çıkacak konuma geliyoruz. Koltuklarla ilgili belki küçük bir eleştiri benim gibi iri cüsselilere göre kürek kemiği hizasında hafif bir öne doğru çıkıklık yapıyor olması, bu da bel desteğinin yeterince etkin olmasını engelliyor ve hafif öne ittiği için uzun yolda rahatsız eder mi emin olamadım, boyu 1.70-1.75 civarında olanlar bu yazdığımı hiç algılamayacaklardır. Yola çıkmadan sağa sola bir göz atalım, öncelikle belirtmem lazım kahverengi araçla gelen kahverengi kokpit parlak siyah vurgularla birlikte çok şık ve sınıfının üstünde bir algı yaratıyor. Kokpit üst malzemesi yumuşak plastikten, ancak kapılar vb. alıştığımız sert plastikten. Hepsinin kolay çizilebilir olduğunu eklemekte yarar var. Genel olarak malzeme kalitesi iyi, işçilik kalitesi de mükemmel olmasa da rahatsız eden bir durum yok. Neredeyse beş senedir üretimde olan bir model için bu beklenir bir durum olmalı zaten. Tek kusur olarak bagaj kapağı kaplamasında bir tarafta birkaç milimlik bir açıklık fark ettim, o da nazarlık şimdilik. Kapı cepleri oldukça uzun, arkaya doğru genişliyor ve pek çok ıvır zıvıra yer bulunur. Orta konsolda eşya gözü de barındıran bir kolçak var, ancak çok geriye konumlandırılmış, bana uygun olsa da kısa boylular için asla kullanışlı olmayacaktır. Yine orta konsolda birini küllüğün işgal ettiği iki bardaklık ve hemen onun önünde Aux ve USB girişlerinin bulunduğu küçük bir göz var, buraya bellek takınca eşya koymayı pek düşünmemek lazım. Torpido gözü yolcunun bacaklarını sıkıştırmayacak şekilde açılıyor, oldukça geniş, tepeden girişli olduğu için de ne var ne yok kolaylıkla görülebiliyor ve aydınlatmalı. Araçtaki ses sistemi basit altı istasyon hafıza düğmeli CD/MP3/Radyo ünitesi, önlerde bas ve tiz olmak üzere dört, arkalarda iki hoparlör var. Kullanımı son derece kolay, ses kalitesi de basit görünümüne karşın bence en az Focus’taki sistem kadar başarılı, baslar çok derin olmasa da kontrollu ve hacimli, midler yeterince detaylı, tizler de keskin olmadan belirgin. Kısacası böyle bir arabaya bence yeterli. Özellikle çok arzulanan Sony müzik sistemine göre en önemli avantajı da basit ve kullanışlı yapısı. Ben kısa sürede parmak izleri ile dolacak parlak yüzeyli küçük birbirne benzeyen düğmeli Sony panelden hiç hoşlanmıyoum, defalarca yazdığım gibi. Ses sistemi menüsünden yol bilgisayarına girerek sürücü güvenliği için olan donanımları kontrol etmek mümkün olduğu gibi “Ecomode” yonca yaprak sisteminin farklı bir sürümüne de erişmek mümkün. Titanium serisine özel ortam aydınlatması bunda da var, torpidonun üstünde ince bir enlemesine çizgi, kapı cepleri ve orta konsol loş kırmızı bir ışıkla aydınlatılıyor gece vakti ve güzel duruyor. Klima ile ses sistemi arasındaki alanda yolcu hava yastığının aktif olup olmadığını gösteren ışıklı bir uyarı var, aktif olduğunda da sürekli yanıyor, sadece aktif değilken uyarsa daha az dikkat çekici/dağıtıcı olurdu, sürekli gözümüze girmesine gerek yok bence. Klima kontrolu eski modeldeki gibi derli toplu ve kullanışlı. Isıyı arzuladığınız dereceye ayarlayıp "Auto" düğmesine bastığınız anda oldukça kısa sürede konforlu bir ortam ısısına ulaşılabiliyor. 35 derece ortam ısısında benim tercihim olan 22 dereceye ayarladığımda yaklaşık 8 dakikada fan sessizleşiyor. Fan göreceli gürültülü çalışsa da rahatsız edici değil ve hava debisi fazlası ile yeterli. Ve bir de müjde bunca yıldan sonra ve donanım zenginliğine rağmen hala kapı üstlerinde tutamaç yok, arkada ceket askısı var, tutunacak yer yok. “Yuh” diyebiliyorum ancak. Neyse böyle şeylerle sinirimizi bozmadan yola çıkalım: Kolay ulaşılabilir “Start” düğmesi ile motoru çalıştırıyoruz. Ve dizel Fiesta’dan gelen biri olarak ilk tepkim “aaa, ne kadar sessiz çalışıyor” oluyor. Alışılmıştan çok uzak ve göreceli tiz bir motor sesi inceden duyuluyor, gaza asılınca da bu keskin bir hırıltıya dönüşüyor, eski altı silindir BMW’lerin motor sesinin adeta kötü bir taklidi, üç silindirin kendine has hırıltısı, rahatsız edici kesin değil, kimine hoş bile gelebilir. Dikkat çeken diğer bir özellikte rölanti devrinin 900dd civarında göreceli yüksek olması. Ama yol bilgisayarından hemen anlık tüketim değeri olarak 0,5L/h okuyarak rahatlıyorum, yüksek rölanti devri yüksek rölanti tüketimi anlamına gelmiyor. Yol bilgisayarı ekranına bir de dijital hararet göstergesi eklenmiş, motorun ideal çalışma ısısına ulaştığını buradan gözlemlemek mümkün. Sinyal kolunun tepesine basarak yol bilgisayarında değişik parametreleri izlemek mümkün, tabii Focus’ta eş zamanlı beş parametre izleme lüksüne alışınca bu pek çelimsiz kalsa da iş görüyor. Göstergeler rahat okunuyor, hız göstergesinde 100 km/h'da yaklaşık %4'lük sapma oluyor, ki bu makul, mavi aydınlatmalı ibreler şık ve panelin bakmaktan sıkılmayacağınız dinamik bir tasarımı var. Pedallar düzgün yerleşmiş, sadece debriyaj pedalına yakın olan sol ayak desteği nedeniyle bazen debriyaj ayağı bu desteğe sürtebiliyor, alışkanlıkla önlenebilir bir yakınlaşma gibi duruyor. Debriyaj bir şehir aracı için arzulanan yumuşaklıkta, yani pamuk gibi değil, ama rahatsız edici de değil, buna karşılık kısa kollu ve göreceli kısa yollu vites kutusu mükemmel çalışıyor. Motor gaz tepkimesi yeterli ve kalkış son derece rahat ve silkeleme, titreme, tıklama yapmadan gerçekleşiyor. Sürüşte vites değiştirme ikazını yol bilgisayarı ekranından takip etmek mümkün biraz köşeye sıkışmış görünse de, genelde 2100-2500dd aralığında değişim öneriyor. Ani gaz vermelerde aynı büyük EB gibi önce tatlı bir atalet oluyor sonra fırlayıp gidiyor. Performansı 1500dd’dan itibaren hissediyorsunuz ve kırmızı alan 6500dd’de; henüz pek denemedim, ama istekli hızlanması ile kolaylıkla bu devre ulaşacağından kuşkum yok. Aynı büyük EB’u kullanıyormuş gibi son derece sakin ama atak bir sürüş sergileniyor şehir içinde. 100 PS/6000dd güç ve 1400-4000dd aralığında 170 Nm tork üreten minik motor yaklaşık 1100 kg ağırlığındaki aracı taşımakta hiç zorlanmıyor. Klimanın devrede olması, 3-4 kişi seyahat ediyor olmak gibi durumlarda da performans sorunu yaşanmıyor. Bence Fiesta ile çok uyumlu olmuş bu motor. IB5 şanzıman da eski bir tanıdık, aktarma oranları beş ileri için iyi ayarlanmış, birinci vites hemen bitmeyecek kadar uzun, beşinci vites de ekonomi ile performans arasında iyi bir denge sunuyor ve 1000dd hızı yaklaşık 42 km/h, yani otoyollarda makul devirlerde yol almak mümkün. Fabrika verilerine göre 0-100 km/h 11,2s ve son hız 180 km/h. Bence rahatlıkla ulaşılabilecek değerler ve fazlası ile yeterli. Daha önce aynı modelin dizel motorlu olanını da kullandım. Hacmi eskisine göre 100 cc ve gücü de 8 PS arttırılmış ünite eskisine göre daha sessiz çalışıyor, ya da ses izolasyonu iyi olduğu için öyle algılanıyor, ve gaz pedalı tepkilerine düşük devirden başlayan çok canlı bir cevap veriyor. Çok başarılı buldum. Ancak genelde şehir içi arabası olarak tercih edilen ve yaptığı yıllık yol çok fazla olmayacak bir modelin yaklaşık 4000 TL fark verilerek EB yerine dizel motorla alınması bana hem kullanışlılık açısından hem de ekonomik olarak çok anlamlı gelmedi. Bir eleştirim, daha doğrusu tespitim var, motor 2000dd altında karoseride vibrasyona neden oluyor, hani düşük devirde üst viteste gaza yüklendiğinizde olan türden, ilk başta “yanlış vitestemiyim?” endişesi yaratsa da rahat gaz yediğini görünce bunun engellenememiş bir rezonans sarsıntısı olduğu anlaşılıyor ve birkaç günde alışılıyor. Dizel kullanmış dikkatsiz bir sürücü bunun büyük olasılıkla farkına bile varmaz. Bir de motorun ayağınızı gazdan çekince kompresyonu, yani motorun frenlemesi neredeyse sıfır, aynı hızla yoluna devam ediyor, üstelik yakıt tüketimi 0,0'a düşmesine rağmen, bu özelliği doğru kullanarak ekonomik seyir daha da kolaylaşır eminim. Tüketime gelirsek henüz 200 km ancak yaptım ve sağ ayağıma pek hakim kullandığım da söylenemez, şimdilik ortalama 6,3L/100km civarında, zamanla biraz daha düşer ve dikkatli bir kullanımla Antalya şehir içi için 5,8-6 arasında dengelenir diye düşünüyorum. Bu performansa gayet uygun. İyi kaçan arabanın iyi de durması lazım. Bu konuda da sıkıntı yok, önler disk, arkalar kampana olmasına rağmen Fiesta’nın frenleri kolay dozlanıyor, panik frenlemede stabil kalıyor ve ABS’yi pek fazla devreye sokmadan kısa mesafede duruyor. Pedal basıncı güzel ayarlanmış, çok hafif bir elastikiyet hissi olsa bile yokuş aşağı test parkurumda sık ve değişik şiddetlerde fren yapılması gerektiğinde gayet kontrollu kalıyor, ısınıyorsa bile bunu fren gücünde azalmaya neden olmadan yapıyor. Tabii fren performansında ve az sonra bahsedeceğim yol tutuşunda üzerinde standart gelen lastiklerin de olumlu katkısını unutmamak gerek. 195/50-15 Hankook Ventus S1 evo lastikler markayla ilk tanışmam ve ben çok etkilendim. Yol tutuş, frenleme, konfor ve sessizlik konularında çok başarılı buldum, herhangi bir hüküm veremeyeceğim tek konu ömrü, onu da kullanıp göreceğiz. Gelelim süspansiyon özelliklerine; ilk dikkat çeken konfor! Araç yol üzerinde sınıfına göre sessiz, süspansiyondan kesinlikle ses gelmiyor, direksiyon kutusundan bile! Ve kötü yola düşse bile son derce tok ve stabil bir gidişi var. Tek kelime ile etkileyici. Uzun süre kaba mıcırlı asflatta yol almama rağmen trimlerden de rahatsız edici ses gelmedi, sadece B sütünunda sağ kemer yuvasından inceden bir zırıltı vardı, devam ederse giderilmesi için servise uğrarım. Focus 2’den 3’e geçerken yaşanan konfor evrimini Fiesta’da Ford mühendisleri makyajda halletmişler. Geniş ve dar kasisler gayet iyi emiliyor, gereksiz salınımlar olmuyor, en çok rahatsız edebilecek olanlar küçük engebeler ki onlarda bile bir üst segment konforunda demek yanlış olmaz. Peki konfor iyileşirken yol tutuş olumsuz etkilenmiş mi? Kesinlikle hayır, makyaj öncesinin canlı ve kıvrak karakteri korunmuş. Elektrik destekli olmasına rağmen hızlı tepki veren ve yol hissini güzel yansıtan direksiyon sistemi aracın gayet kolay ve ölçülü bir şekilde yönlendirilmesine olanak sağlıyor. Gövdeyi fazla yatırmadan virajları kararlı ve dengeli bir şekilde dönmek mümkün, ESP’ye hemen hiç gerek kalmıyor, hatta bu konuda Focus’tan iyi desem abartmış olmam büyük olasılıkla. Yüksek viraj hızları ile zorlayınca bile belli belirsiz bir önden kayma eğilimi ile olabildiğince nötr kalıyor denilebilir, ancak limitte ağırlık değişimlerine, yani virajda ayağını aniden gazdan çekmek veya daha kötüsü fren yapmak ya da ıslağa girmek gibi durumlarda yapacağını hissettirerek arkayı açmaya başlıyor, ancak bu da kontrollu ve kontra hareketine hemen cevap verir nitelikte. Bu dingil mesafesinde de bu çok şaşırtıcı değil. Sanırım hafif motorun sağladığı uygun ağırlık dağılımının da katkısı var bu güzel yol tutuşa. Sevmediği tek şey dar, sert ve minik engebelerin olduğu virajlar, engebelerden sektikçe arka kayıp biraz yana konuyor, alıştıktan sonra zevkli gelebilir, ama ilk defa yaşayanlar ürkebilir. Bunu da torsiyon çubuklu arka aks yapısına bağlamak mümkün, ancak bu sınıfta bu yapı hem maliyet hem de arkada yer kazanma açısından standart oluyor. Tabii bu satırların yazarının aracın limitlerini zorlama konusunda belli bir hırsı ve deneyimi olduğunu buraya eklemek lazım. Ahmet Beyin ya da Fatma Hanımın bu tür densizlikleri yapacağından ve bu davranışları yaşayacağından çok kuşkuluyum. Boş ve geniş yolda hayali öküzlerden kaçma manevralarında da son derece başarılı bir iz sürüşü vardı. Yol düzse asla korkmayım, engebeli ise tedbirli olun, özeti bu… Düz gidişini biraz sorunlu buldum, kuzenin Focus’unda da aynı karakter vardı, direksiyon kutusu sanki ses yapmasın diye iyicene sıkılmış da ortayı kendiliğinden bulamıyormuş gibi, yani düz giderken yolu izlemeniz ve direksiyon sabit tutmanız lazım, hiç boşluğu yok. Bu ilk günlere göre bir hayli düzeldi, ama hala hissediliyor. Olumsuz mu değil, ama düz gidişte bisiklette eli bırakmak marifetken arabada değildir ya, bunda marifet! Zamanla normalleşeceğini düşünüyorum, ne kadar rahatsız edici olduğunu hanımın tepkisi belirler, o da artık bayram sonrasına… Bir de tur mesafesi bir hayli geniş, yanlış hatırlamıyorsam 10,75 m idi, araç küçük olduğu için, en azından Focus'a kıyasla pek rahatsız etmedi beni. Ne kaldı? İç hacim: Ön uzun boylular için dahi çok rahat ve keyifli. Arkada, öndeki 1.85 ise ancak 1.70’lik rahat edebilir, o da ancak. Ama öndeki 1.70 ise bol bol yer kalıyor. Arka koltukları da rahat buldum. Bagaj: Sürpriz! İnce stepne var ve bu sayede bagaj makyaj öncesine göre bayağı büyük geldi gözüme. Tek lamba ile aydınlatılması gece dolu bagajda bir şeyler aramayı işkence haline getirebilir, halı duvardaki askı lastiğe hemen bir el feneri geçirmek lazım. Kapılar, kaput ve bagaj kapağı düzgün kapanıyor, kapı menteşe frenleri yokuşta bile kapıyı tutacak kadar güçlü, üstüne üstüne gelmiyor, kaporta birleşme yerleri düzgün. Ön farlar mercekli halojen, tabii Xenon’a alışık biri için biraz sönük gelse de yeterli demek lazım. DRL’ler resimdekine kanmayın, o park konumu, çok güçlü yanıyor ve önde gidenlere kısmen caydırıcı etkisi var. "MyKey" özelliği ile ikinci anahtarı programlayarak hız sınırı, radyoda ses düzeyi sınırı gibi genç ergenlere aracı verdiğinizde işe yarayacak tedbirler alabiliyorsunuz, benim işime yaramasa da iyi bir özellik. Sert frenlemede flaşörler otomatik devreye giriyor, yıllar sonra bunu da uygulamışlar nihayet. Görüş: Öne ve yana doğru gayet iyi, arka ve yanlara da yeterli, yükselen omuz çizgisi ve C sütunu nedeniyle, arkaya ve yan-arkaya nispeten kısıtlı ama yine de yeterli, zaten genelde park manevraları aynalar ile yapılıyor. Ön camda ortada aynanın arkasındaki sensör kutusu özellikle trafik lambalarında görüşü olumsuz etkileyebiliyor, ama ona yapacak bir şey yok. Bir de silecekler camın üsteki 10 cm'lik kısmını silmiyor, bu da özellikle kar çamurunda ön camda görüşün biraz daralması demek. Bu da önemsenecek bir durum değil. Özetle: Dikkat çekenler olumlu Yol, motor ve süspansiyon sesi yok gibi, bravo! Sürüş konforu artmış Motor performansı başarılı Yol tutuşta gene bence sınıf lideri Bagaj ince lastikle genişlemiş Torpido gözü ve aydınlatması iyi Renk ve iç – dış uyumu güzel Zengin donanım, pahalı da olsa Göze çarpanlar olumsuz Şanzıman 1 ve 2.viteste inceden ses yapıyor, ama bu da bildik bir durum ve önemsiz 2000dd altında belirgin vibrasyon Kolçak çok geride Koltuk sırt yapısı ve bel desteği uzun boylular için kötü Tutamaç yok, gerçekten YOK! Park sensörleri de hiç bir donanımda yok. Kullanma kılavuzu okumaya kalkınca parçalanıyor, kimsenin niye kılavuzu incelemediğini artık daha iyi anlıyorum Motor alt kaplaması yok, hem tozdan hem de türbülanstan korurdu Motor üst kaplaması yok Yolcu hava yastığı devrede ışığı gereksiz Yolcu koltuğu yükseklik ayarı yok, ben koca cüssemle girerkençakı gibi katlanmak zorunda kalıyorum, sürücü tarafında sorun yok Start-Stop yok, evet o kadar donanım var ama bu arabaya en çok yakışacak olan start-stopu Otosan’daki hazretler getirmemiş. Kayınvalideye Punto aldık ucuzundan, 1.4 benzinli hem otomatik vites, hem de start-stoplu, üstelik bundan 10.000 TL ucuz neredeyse. Ayıp oluyor! Aracı Antalya Bilaller'den aldım. Gayet özenli bir teslimat yaptılar, lastik havaları gözümün önünde indirildi, boya ölçümü yapıldı, ilk yardım çantası, yangın söndürücü, kauçuk paspaslar, depo hunisi ve parçalanmaya yatkın kullanım ve bakım kılavuzu arabaya konulmuştu. Aklıma gelenler bunlar, arada değişik bir şeyler bulursam eklerim. Birkaç fotoğraf daha:1 puan
-
Kullanım klavuzuna filan bi baksaydın, ben önüme çıkan ilk siteye baktım öylesine Önce güvenlik, heleki annenin arabasında... Bu arada tekrar baktım, philips xtreme vision 3350K1 puan
-
Arabasına göre değişir, H1 olabilir. Burda yazana göre kısalar H1. http://www.powerbulbs.com/vehicles/cars/uk-ireland/honda/cr-v/2007-2012/car-headlight-bulbs1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Bendeki bixenonlar 4300k diye biliyorum. Mavimsi beyaz degil ama beyaz yani1 puan
-
Olur abi. Ha biraz daha kullan benim arabayı etkisi fazlalaşsın menzil 800 de kaldı. Şöyle 1200 felana çıkaralım abiAbi arabaya yakında yapılacak yeniliklerim var siparişi verdim yakında öğrenirsiniz1 puan
-
1 puan
-
Haydaaaaa hemen ne açıyorsun kutuyu yaw...:):)):)) Ben kışlık lastik istiyordum..:)1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Benim araçta ilk aldığımda şanzımanda hiç bir sorun yoktu daha sonra 2000-5000 km aralığında kalkışta ve geri viteste tıkırtı sesi duymaya başladım ( açık alanda duyulmuyor, mesala bir bina arasında duvardan yankı almaya çalışın anında duyarsınız) daha sonra 1. vitesten 2.vitese atmaya çalıştığından sanki manuel araçlarda yarım debriyaj yapıp kalkmaya çalıştığında debriajı bırakmayı unuttuğunuz zaman bir sarsıntı olur aynısı benim araçta oldu baktım tekrar tekrar yapıyor servise gittim ford çorum servisi yazılım yükleme denedi çözülmedi, ankara başer, tan, tur, en son olarak otokoç a uğradım yapılacak bir şey olmadığını söylediler otokoçta bulunan bir usta ile görüşmelerde bu sorununun kronik olduğu aslında sorun değil powersihift araçlarında tümünde meydana geldiği kiminde 2000 den sonra kiminde 80000 binden sonra olduğunu söyledi bunun aslında ısınma sorunu olduğunu ısınmadan dolayı bu sorunun meydana gelebileceğini söyledi hatta bu yüzden dizellerde otomatik yapımının gecikmesinin bundan dolayı olduğu söylendi yinede araştırdım bir akrabam sayesinde Almanya da bulunan Ford'un Saarlouis'de fabrikasında çalışan birine ulaştık otokoçtaki arkadaşın söylediği aynı şeyleri oda söyledi Ford genel merkeze bu sorunu ilettim ancak dönen olmadı onun içindir ki 1.5 dizel oto almayı planlıyordum bu sorun büyük ihtimalle ondada olacağından dizel oto vazgeçtim dizel oto alırsam WV alırım diye düşünüyorum Ford u sevmeme rağmen bu sorun benim biraz moralimi bozdu onun için arkadaşım sorun yapma bin kafana takma1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Öncelikle powershift için otokoç a gitmeniz gerekir ben bütün servisleri dolaştım. Uzmanı orada İlk 3 viteste titreşimle geçme silkeleme bendede mevcut hatta bununla ilgili kavrama garantiden değişti ama çok kısa bir süre sonra yine başladı. geri vites olayını denemem lazım bilemiyorum.1 puan
-
Paylaşım için teşekkürler ama konu sahibinin de araç inceleme konusundaki ehliyetine güvenebilirsiniz. Videoda belirtilenlere tümüyle katılıyorum diye de ekleyeyim.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Merakla takip edeceğim konuyu fakat, defalarca yağ değişsede şanzumandaki sabit bir problem gitmeyecektir diye düşünüyorum.1 puan
-
1 puan
-
Bu beyaz ışık merakının altında yatan ruh halini çözemedim bir türlü... İyi aydınlatmayı anladım da ille beyaz olması neden gerekli? Ya da 4000K nenize yetmiyor da 6000K peşindesiniz?1 puan
-
1 puan
-
Siz araç almadaki en önemli kriterlerden birisi olan yakıt tüketimi ayrımını tam anlamıyla yapmamışsınız gibi geliyor bana.Leona benzinli olur diyorken focusu dizel düşünüyorsunuz.Benzinli araç da olur diyorsanız 50 binlere temiz ecoboostlar da bulunabilir. Bunun dışında focus illaki dizel olsun diyorsanız da style araç alabilirsiniz yine Not: 1.2 tsi araça 50 bin tl vermem (şahsi fikrimdir)1 puan
-
Boya çok mühim bir olay değil lakin hasar kayıtlı araca yaklaşmak istemem şahsen. Yanlış anlaşılmasın hasar kaydı derken büyük çaplı olanları kastettim ve 50bin civarı alınacak hasar kayıtlı yeni kasa tit x'in hasar kaydı bence pek küçük olmayacaktır.. Bu yüzden ''azıcık aşım,ağrısız başım'' felsefesiyle yerinizde olsam ya eski kasa ama kazası olmayan dolu bir focus bakardım yada olmuşken sıfır olsun diyerek leon alırdım. -Leon kötü araba mı? Kesinlikle değil hatta tasarım olarak baya iddialı ama ses izolasyonu yönünden zayıf olduğu söyleniyor ve farlarında buharlaşması söz konusuymuş (bazılarında). -Eski kasa focus.. Focus işte siz daha iyi biliyorsunuz *Style plus paket olmadanda leon bence biraz boş kalıyor o yüzden en iyisi tit x bir Focus 2.51 puan
-
Bu tür kullanıcı hatasına bağlanabilecek sorunlarda servisle arayı bozmadan tatı - sert diretmek lazım. Gerekirse Otosan ile de yazışıp bir şekilde mutsuzluğunuzu, hiçbir nedeni olmadan böyle bir sorunun geliştiğinini, bunun markaya ve özellikle servislere olan güveni ciddi şekilde zedelediğini, her ortamdan bunu dile getirmekten kaçınmayacağınızı, bu şartlarla nasıl müşteri memnuniyeti beklediklerini uygun bir şekilde ve inatla dillendirmek lazım.1 puan
-
1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.