Bu sözlere haliyle katılıyorum.
İleri ve güvenli sürüş teknikleri konusunda bilgi ve deneyim sahibi olmadan performanslı araç direksiyonuna geçmek intiharın hafif şeklidir.
Bir dönem 205 GTI, sonra 106 GTI furyası vardı gençler arasında.
Kazasızı yoktur neredeyse piyasada, fazla güçlü ve hafif araçlar, fiyatı da uygun olunca gençlerin oyuncğı olmuştu, duvardan kazınanı çoktur.
Bir S-Max sürücüsü olarak empati yapmanızı beklemek çok doğru olmayabilir.
Ancak sürüş tekniğine hakim ve güvenlikten ciddi ödün vermeden aracının limitlerini zorlamayı sevenler için performans arttırımı önemlidir.
Elbette her zaman daha hızlı olabilecek bir araçla karşılaşabilirsiniz, ve ne kadar modifiye etseniz de daha güçlü araçlar olacaktır. Ama maddi gücünüzün yettiği sınırlarda olabildiğince performanslı bir araç sahibi olma isteği bunu hobi edinmiş bir kişi için son derece doğaldır, ve bu süreçte motor gücünü arttırıcı program değişiklikleri de ödenen bedele karşı kazanılan güç açısından oldukça verimlidir.
Ayrıca araç modifiyesine bütüncül yaklaşılmalıdır, motor gücü artan arabanın daha güçlü yaylara, amortisörlere, viraj denge çubuklarına ve fren sistemine ihtiyacı olacaktır.
Ve elbette modifiye yaptıran kişinin önce kullanma becerilerini artırmak için çaba göstermesi gerekir.
Hız ve güvenlik arasındaki dengeyi yakalamak ise işin en zor kısmı sanırım. Burada zeka, öngörü, dikkat, bilgi, yetenek vb. pek çok soyut faktör devreye giriyor.
Herşeye rağmen bilinçli bir şekilde sınırların zorlanmasına karşı değilim.
Söz gelimi benim kavgam hemen hep yol ile olmuştur, bir virajı güvenli olarak en yüksek hızda dönmeye çalışırken bulurum kendimi hep. Bunu becerebilirsem de başka araçlar ve sürücülerden hızlı olabilirim. O da bonus zevktir.
Ama çoğumuzun içinde ilkel bir savaşçının gizlendiği ve kazanmak için savaşmaya hazır olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek lazım.