2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
18-03-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Beni çok etkileyen fotoğraflardan biri... Fotoğrafın çekilmesinden kısa süre sonra şehadet mertebesine yükselmiş bir birliği görüyoruz. Yüzlerdeki inanç, vakur duruş yanında ve ölüme giderken bile, yanlarında bulundurdukları zayıf, çelimsiz, ama sevgi gördükleri belli olan iki köpek ve bir ceylan "Onlar"ın evrensel ölçüdeki sevecenliklerini de ifade ediyor. Bugünü "Onlar"a ve başlarında bulunan ve ertesi gün kalbinin üstündeki cep saati şarapnelle parçalanacak olan büyük askere borçlu olduğumuzu unutmayalım, unutturmayalım. İfade etmek istediğini anlıyorum, ancak Çanakkale bir savunma zaferidir, canı pahasına vatanını toprağını koruma destanıdır, bunun muhasebesini yapmak bence saygısızlık olur, en derin saygı ve şükranla anılması söz konusu olabilir ancak...9 puan
-
Oooo bir hortumlamadır gidiyor. Kaan Üstada fazla yüklenmeyin, biz ister istemez bardağın yarısını boş görenleriz. Ve fakat servisle konuştuğumda durumun sanıldığı kadar kontrol altında olmadığı görülüyor. Öncelikle 1.0 EB'larda hortum yırtılması nedeniyle motor yakanlar var ve hortum değişimi ile ilgili rutin bir uygulama bildirimi yok. Bununla beraber servis hortumları kontrol ediyor. 1.6 EB ile ilgili ilk başvuru benden gelmiş, ama nedense hiç şaşırmadılar. Öztürk sağ olsun akşam siparişi verdim ertesi gün öğlen kapıdaydı parça. Ederi 70 TL civarında sanırım. Hortumda değişikliğe gitmişler. Eskisi iki parça ve plastik kauçuk kelepçeli geçişli iken yenisinde tek parça, konumuna göre önceden farklı şekil verilmiş ve kalın kauçuktan yapılmış, koruyucu kılıfı da daha uzun. Yani elinize alınca hortum dediğin böyle olur dedirtiyor. Çıkmış hortumun plastiğini de biraz sıkıştırınca çıtır çıtır kırılmaya başlıyor. Diyeceğim o ki eğer sizin motorda da aynı plastik hortum varsa er veya geç sorun çıkartacaktır değiştirin. Pardon @Kaan Yagizer, ama bence gerçekten durum bu. Bu arada fotoğrafın çok yakışmış. Paranoya yaratmak istemem ama bir tespitimiz daha oldu. Yedek su haznesi bu hortumun girdiği yerin altında deforme olmuş, incelmiş ve bombeleşmiş. Su kaçırmıyor ama o potansiyeli taşıyor.görünüyor. Onun da zaman içerisinde değişimini önerdiler. Bu duruma da pek şaşırmadılar. Sonuçta gerçekten sorun çıkartıp çıkartmayacağını bilmem imkansız ama uyarıldım. O da stoklarda pek yok. Orijinali 45 TL, yan sanayisi 35 TL imiş. Görseller; önce eski hortumu takılı görüp yerini hatırlayalım Bu da yeni ve eski hortum yan yana7 puan
-
...vatan uğruna her şeyden vaz geçmek zor iş. Yalan yok sıra bana gelse aynı cesaret ve özveriyi gösterebilir miyim? Neredeyse kesin yok oluşa onlar kadar vakur ve onurlu yürüyebilir miyim? ...cidden bilmiyorum. Gerçek şu ki bu gün onlar sayesinde (..ve kimilerine rağmen) bu ülke varlığını sürdürüyor. ...bu borç nasıl ödenir? Kolay değil, hem de hiç kolay değil.5 puan
-
"Sinek biniyoruz biz" bugün bu tabiri öğrendim, sakin usulca araba kullanmak demekmiş, yada böyle bişey Bende bu aralar kendi rekorumu kıracağım sanırım, şehir içinde 620km yol gideceğim diyor bizim düldül. Bilinçli olarak değilde bi duruldum ben bu sıra sanırım.5 puan
-
Aslında Çanakkale ilk belirgin paylaşım savaşıdır, bu savaş şekil değiştirse de hedef değiştirmeden hala sürüyor. Siyasete girmeden tarihe sadık kalmaya çalışarak ve bazı bölümleri çıkartarak bir alıntıyla günü hatırlamak ve hatırlatmak isterim: MüTTEFİKİN BATIYSA AĞIR BEDEL ÖDERSİN! HERKES ÇANAKKALE’Yİ BİR DAHA İNCELESİN! İlk paylaşım savaşı… 1914 kasım ayında Çanakkale’ye dayanmış İngiliz Fransız donanması… Osmanlı Almanya’yla aynı kanatta.. Alman komutanlar Osmanlı ordusunda.. Çanakkale cephesi komutanı Alman Liman Von Sanders Paşa ! 18 MART Çanakkale geçilemiyor! 18 Martta 16 gemilik düşman filosu Boğazda ilerlemeye başlıyor.. Küçücük bir mayın gemisinin marifetiyle döşenen mayınlara Çarpan üçü batıyor.. Top ateşi ile üç adet daha haklanıyor. Ve düşman çekiliyor… Tüm bunlar 7-8 saat içinde oluyor.. Çanakkale geçilemiyor… ‘Er olarak da olsa Çanakkale’de olmalıyım!’ Sofya Askeri Ateşesi Yarbay Mustafa Kemal savaşın başladığı gün Başkomutanlığa cephede görev almak istediğini iletiyor. 20 Ocak 1915’de 19. Tümen Komutanlığına atanıyor. Ve Çanakkale Kara savaşlarında Türkiye’nin kaderini değiştiriyor. Osmanlı Ordu komutası Alman ‘Paşa’da… Müttefik Almanya’nın planı başka! İsmet Görgülü, Çanakkale ilk günde biterdi adı eserinde, Alman arşivinden alıntılıyor: ‘Çanakkale seferi , 1915 yaz ve sonbaharı süresince bir çok düşman kuvvetlerini BAĞLAMIŞ, ve Batı cephesinden uzak bulundurmuştu….Türkiye, Alman Batı cephesine esaslı surette yardım göstermiş bulunuyordu.’ Gayet açık…Almanların Çanakkale’den beklentisi başka. Yarım milyonluk düşman kuvvetleri Çanakkale’de oyalanırsa, biraz zaman kazanır, nefes alırdı Almanya! İşte bu nedenle Osmanlı Ordusuna komuta eden Alman komutanlar, düşmanı Çanakkale kıyılarında tasfiye etmektense karaya çeken planlar yapmışlardı. 19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal Arıburnu raporunda: ‘Liman Paşa, sahilin müdafaası bakış açısıyla alınmış olan tertibatı tasvip etmedi!’ diye yazmıştı! Bu karar Osmanlı kurmaylarının değil, Berlin’in kararıydı. Türkiye’deki Alman ‘müttefiklerin’ görevi Türkiye’yi derhal savaşa sokmak ve Türk cephelerine olabildiğince çok İngiliz ve Rus kuvveti çekmek ve çekilenleri tutmaktı. Atatürk 1918’de Ruşen Eşref’e anlatıyor: ‘Benim Kanaatime göre düşman, çıkarma girişiminde bulunursa iki noktadan çıkardı. Biri Seddülbahir ve Kabatepe civarı. Ve düşmanı karaya çıkartmadan bu sahil bölgelerini doğrudan savunmak mümkündü.’ Boğaz muharebesinde bu planı uygulamış ve başarmıştı. Seddülbahir’e düşman çıkartma yaparken, Alman ‘paşa’ Saros’a gitmiş, Yarbay Mustafa Kemal kendi insiyatifiyle kıyı savaşına girişmişti. Kurduğu savunma düzeni düşmanı karaya çıkmadan durdurmuştu. Çanakkale cephesi komutanı Alman ‘Paşa’, savaş boyunca düşmana karaya çekme planı uyguladı.. İsmet Görgülü diyor ki: ‘Kıyı savunması yapılsaydı İngiliz ve Fransızlar karaya çıkamazlardı. Karaya çıkamayınca Çanakkale cephesi açılmazdı. 500 bin İngiliz Fransız askeri buraya bağlanamazdı. Dolayısıyla Alman niyeti gerçekleşemezdi. Ve Çanakkale ilk günde biterdi!’ Bitmedi… 57 bin şehitin sebebi YABANCI komutanların savaş düzeneğiydi! Bir devlet kendi savunmasını Batılı komutanlara teslim ederse bu kaçınılmazdı. Alman komutanların planları yüzünden büyük kayıplar verildi.. 33 yaşındaki Yarbay Mustafa Kemal ve Türk subaylarının komutasında bir millet tarihe ‘mucize’ olarak geçecek bir savunmaya imza attı. Kendi kararlarıyla savaştı. MİLLİ ruh onun yanındaydı… 8,5 ay boyunca bir gün bile dinlenmeden hem dışardan hem içerden kuşatılmış bir ülkeye ZAFERİ tattırdı. Yedi düvelin ‘Mucize’ dediği MİLLİ RUHTU! Mustafa kemal o ruhu şöyle anlatmıştı: ‘Karşı siperler arasında mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak… muhakkak. Birinci siperdekiler hiçbiri kurtulmamacasına tümüyle düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor… öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, en ufak bir tereddüt bile göstermiyor…. Okuma bilenler ellerinde Kuranı kerim cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelimeyi şahadet çekerek yürüyorlar.. Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur!’ Yabancılardan medet umulmasa ve Osmanlı Alman subaylarına komutayı teslim etmeyip Türk subaylarına güvenseydi 250 bine çıkan zayiat olmayacak, ordu kırılmayacak, İsmet Görgülü’nün dediği gibi Çanakkale bir günde düşmanı kovalayacaktı… Mustafa Kemal ve Mehmetçik sonunda büyük TüRK zaferine imza attı. Tüm dünyayı bu zaferi kabule zorladı. Savaş meydanında zafer kazanıldı ama düşman durmadı… Çanakkale’de savaş sürerken, doğuda Ermeni- Kürt Çeteleri, batıda Rum Çeteleri, İngiliz ve Fransız destekli İslam krallığı heveslileri vardı! Çanakkale zaferinden üç yıl sonra İstanbul işgale uğrayacaktı.. Ve Çanakkale’den aldığı güçle bu millet tarihe bir KURTULUŞ destanı yazacaktı.. Batının emperyalist planları Asya’nın kilidini kırma umutları paramparçaydı. Türk ruhunu kırmadıkça hedefe ulaşılmayacaktı.. Çünkü Türk, silahla değil ruhuyla savaşmıştı.. öyleyse O RUHU Çökertmek şarttı… İşte 90 yıldır bunu başarmaya Çalışıyorlar... Yazının bundan sonrasını sanırım bizler yazacağız.5 puan
-
4 puan
-
Sevgili @Tevfik, yazdıklarına gönülden katılıyorum, "filler tepişir çimler ezilir" misali emperyalist güçlerin oyunlarına kurban giden milyonlar var insanlık tarihinde. Ancak tarihimizi bilmediğimizi nitelemek ayrı şey, uluslararası düzeyde kabul görmüş bir savunma zaferini hamaset diye belirtmek ayrı şey. Ben şu anda Çanakkale savaşına tarihi perspektif içerisinde emperyal stratejilerin bir oyun hamlesi olarak bakmıyorum, o apayrı bir analiz konusu, orada bir avuç toprak uğruna gözünü kırpmadan ölüme giden, ya da belki daha doğru tabirle gönderilen, onbinlerce insanın cesaretini, kaderini kabullenişini, bu minvalde yiğitliğini kutsuyorum. "Sevgi sözcükleri"ni de savaş alanında bile hayvan sevgisini ihmal etmeyecek olgunluğun, ki bunu bugün mumla arıyoruz, bir göstergesi olarak kullanıyorum. Farklı bir siyasal kurgu onları ölümden kurtarabilirdi belki, Enver Paşanın eylemlerini alt alta yazmak hataları bulmayı kuşkusuz kolaylaştırırdı, ama konu bu değil. Mustafa Kemal'in askeri dehasını ve Çanakkale savunmasındaki etkin konumunu Alman komutanların zafere olan katkılarını vurgulayarak ne kadar azaltabiliriz ondan da emin değilim. Kaldı ki özellikle cephe komutanı diye nitelendirilen "ünlü ve güçlü" General Liman von Sanders tüm savunma stratejisini yanlış kurguladığını itiraf ediyor gibi yapmıştır, ama esas amacı farklıdır ve bu düzeyde kaybın bence en önemli sorumlularındandır. Ayrıntıları yazmıştım. Neyse konuyu uzatmak istemiyorum, yeterince çalışma var bu konuda, bu forumun kapsamını aşar konu, dileyen bulur okur öğrenir, biz şu anda farklı açılardan bakıyoruz, o kadar.4 puan
-
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i... Bedr'in aslanları gibi şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler "Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın. Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehît oğlu şehît, isteme benden makber, Sana ağûşunu açmış duruyor peygamber. MEHMED ÂKİF ERSOY Seyit Onbaşıların, Yahya Çavuşların bütün Cihana diz çöktürdüğü, 250 bin Mehmetçiğin ölüme koşarak Anadolu'ya vatan mührünü vurduğu 18 Mart Çanakkale Zaferimizin 100.yılı kutlu olsun. Kahraman Şehitlerimizi saygıyla anıyorum.Ruhları şad olsun. Günaydın herkese bu arada.4 puan
-
Yapmayın, balatayı daha çabuk bitirirsiniz, ilk hareketi birle yapıp hemen ikiye atın, üşenmeyin...4 puan
-
Topuk destekli olandan kullandım. Kayıyordu ve malzemesi köpüksü bir garip. Memnun kalmadım.3 puan
-
Cihan a cenk etmenin Vatan savunmanın ne olduğunu kısıtlı imkan şart sayı ile gösteren şanlı ordumuzun şanlı şehitlerimizin ruhları şad mekanları cennet olsun . Hepinize Günaydınlar efenim. Kaan abi bu profil resmin çok daha iyi olmuş . Karizman daha anlaşılır olmuş .3 puan
-
3 puan
-
daha önce de bu forumda paylaşmış idim, yine ve her platformda gururla paylaşıyorum, anneannemin annesinin 8 erkek kardeşi çanakkale savaşlarında şehit düşmüşler, böyle bir ecdadın torunu olmak, apayrı bir duygu, ne süreçlerden geçilmiş, ibretlik....3 puan
-
2 puan
-
çok teşekkürler.Neredeyse çindeki ile aynı fiyat. 1 ay bekleyeceğime Türkiyeden alırım daha iyi .2 puan
-
Brembonun çakması çok geziyor piyasada, alınacaksa aman dikkat. Fakat ben olsam almaz orjinalini takardım. Uğraşılacak mevzu değil. Disk ve balatayla bitmiyor en önemli etmeni kaliper. Gelmesi ayrı dert onuda geçtim çok para, 5bin TL harcamak ister miyiz frenlere? Hayır... Ne zaman stage 3 yapacaksak o zaman mantıklı oluyor. Aksi taktirde gereksiz macera olur bence. Bugün istanbula gelirken biraz topukladım, tabi bolca frende gerekti. Şişmediği sürece problem yok frenlerde. Orjinal iyidir bu seviyelerde.2 puan
-
2 puan
-
Doğan ve Engin Beyler.. Teşekkürler. Konu anlaşılmıştır. Daha iyisi seçilene kadar Tarz kullanacağız..2 puan
-
Ömer bey teşekkürler. Sanırım herkesin aldığı Tarz ya da locker olandan alacağım. Teşekkürler2 puan
-
1.Dünya savaşının nedenleri 2.Abdulhamid'e kadar dayanır.Savaşa Almanya tarafında girmek zaten başlı başına hezimetti.Ancak Çanakkale'nin sonrası adına en önemli sonucu tamamen Osmanlı düşmanı olan Çarlık Rusya'sının yıkılıp Bolşevik Rusya'nın kurulmuş olmasıdır ki Kurtuluş mücadelesi verilirken Tbmm ile Bolşevik Rusya birbirlerinin haklarına saygı duyacaklarına dair antlaşma imzalamıştır (moskova ant.) Kurtuluş savaşında itilaf devletleri yanında kuzeyde bir de güçlü Rusya ile mücadele etmek zorunda kalmak ise tek kelimeyle felaket olurdu.Bu yüzden Çanakkale belki de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda en önemli yere sahip savaştır. Bunun dışında Cem abinin belirttiği gibi başlı başına savunma adına bir milletin yazdığı destan olarak bile tarihimizde çok önemli bir yere sahip2 puan
-
Savaş bilimi ve tarihi açısından bakıldığında büyük bir askeri zafer olduğu tüm otoriterlerce de kabul edilen bu büyük zafere başka açıdan bakmak istiyorum. ALİMİN CAHİLE KIRDIRILMASI... Emperyalizm kontrol altında tutmak istediği toplumları önce cahilleştirir. Çanakkale'de yetişmiş, okumuş Osmanlı yedek subayları cahil, başıboş, işsiz güçsüz ANZAK askerleriyle savaşırken yok olmuştur. Üniversiteler yıllarca mezun veremeyecek duruma düşmüştür. Bu açıdan bakıldığında Ç. Kale savaşı büyük hezimettir bizim açımızdan. Zaten de ülkenin işgalini engelleyememiş sadece geciktirmiştir. Bu durumun benzerini 1985 yılından sonra da yaşadık. Aynı emperyalist güçlerin bir takım emellerini gerçekleştirmek için kışkırtıp üzerimize saldığı ayrılıkçı terörist gruba karşı yedek subayların komuta ettiği timlerle mücadele edilmişti. Hatırlarsanız o dönemde de çok y. subay şehit vermiştik. Şehitlerin sivildeki büyük başarıları gazete haberlerine konu oluyordu.2 puan
-
Halı yok abi altında kastetdiğim zemindeki döşeme .Depoya atıyorum havuzluları takınca.Benim paspaslarda oğlum gibi yerinde durmuyorlar Cırtladım ikiside kıpırdamıyorlar yerinden2 puan
-
yaklaşık 2 saattir ntv canlı yayınını izliyorum. Bu günü sadece bu zafere ayıran NTV'ye tesekkur ediyorum. Buradan Teğmen Naci'nin 98 yıl sonra ortaya cıkan günlüğünü mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Ben az önce izlerken gözyaşlarımı tutamadım.Ruhları şad olsun. İçimde tek bir korku var onların emanetine layıkıyla sahip çıkmamak.Allah bizlere böyle birşey yaşatmasın.Tek temennim bu.2 puan
-
2 puan
-
Valla beni araba motor zart zurt ilgilendirmiyor çok...Kaan Beyi okurken bir an Ahmet Altan sandım kendisini....biri çok güzel kadınları anlatır....biri de arabaları çok güzel anlatıyor sonuçta....2 puan
-
...pardon'luk ne var canım? Senin de belirttiğin gibi bir TSB yok, sözlü/yazılı uyarı yayınlanmadı + ilk siparişi de senin arabaya verdiler. Herkes her şeyi bilemez ki, forum'ları bu yüzden de seviyorum. Türkiye'nin öbür ucunda biçimsiz bir şey olsa pek gecikmeden bilgi pat diye kucağına düşüyor. ...arabayı yatırmak marifet değil ki, önemli olan onu asfaltın üzerinde tutmak. Latitude'nin aslında "Samsung" olduğunu biliyorsun değil mi? http://tr.wikipedia.org/wiki/Renault_Latitude ...üstadım sağolasın da keşke Ahmet Altan demeseydin. Ahmet bey'in yazılarına pek lafım yok ama Hazret'in son vak'a'lar sonrasında sergilediği tavrı pek beğenmiyorum.2 puan
-
Hakan Brembo'nun orijinal muadili ve performans ürünleri olmak üzere iki kategorisi var, muadil alınacaksa fiyat aynı ise tercih edilebilir, ama psikolojik etkisi dışında fren performansına önemli bir katkısı olacağını düşünmüyorum. Performans ürünlerinden alacaksan cüzdan konuşur, artısı olur ama değer mi sen karar verebilirsin ancak. Bu arada yeni hobim....:2 puan
-
2 puan
-
Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?.Şaşarım Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım Yırtarım dağları,enginlere sığmam,taşarım2 puan
-
2 puan
-
Focuslarda elektrik beyazı yok. Mondeo ve Kuga'da var. Onunda Citroenler'deki sedefli beyaz ile alakası yok. Resimde Opak beyaz ve Elektrik beyazı Mondeo'lar arasındaki fark çok belirgin. Gün ışığında beyaz değilde maviş duruyor gece beyazlıyor2 puan
-
Bırakın az satılsın daha fazla ilgi çekiyor o zaman benim araca bile bakan bir daha bakıyor, dönüp bir daha, az olmasından dolayı ilgi çekiyor, her zaman her yerde göremeyeceğiniz bir araç, rengi ile yolda ki yürüyüşü ile ve heybeti ile çok farklı görünüyor, insanlar kızılay dağıtmışcasına aynı araçları görmekten bıkmış artık, yeni Mondeo çok daha fazla ilgi çekecektir.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Ayıpsın abi ilk buluşmada bakarsın.Fakat ben geçen yıl iyi almışım 70 miydi 80 miydi ne.1 puan
-
Sayın Türk Milleti ,bu gün bu topraklar üzerinde varlığımız devam ediyor sa bunu başta,Ulu önder ATATÜRK'e ve onun silah arkadaşları olan şehitlerimize ve gazilerimize,bu uğurda canlarını feda eden her insanımıza canı gönülden minneti bir borç bilirim.Ruhları şad olsun mekanları cennet olsun.ALLAH,Hz.Muhammed (S.A.V )peygamberimize ve o şehitlere komşu olmayı nasip etsin.1 puan
-
nette var günün önemini içeren güzel bir film...russel crowe..cem yılmaz ve yılmaz erdoğanı buluşturan proje..Çanakkale savaşına farklı bir bakış açısı...1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Engine Oil Temperature, yani motor yağ sıcaklığı. Sensör olarak takılır, ford focus st lerde var olduğunu düşündüğüm veya başka bir sensörden bu verileri alarak göstergelerde yağ sıcaklığını gösterebiliyor.1 puan
-
Öncelikle yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim. Engin bey kış mevsiminde klima tahliyesinden su akacağını sanmıyorum, gerçi araç kullanılmadığı zamanda ıslanıyor. Kapı fililleri kapı ayarı bozuk olduğundan tam öpmüyor vs biz ayar yaptık dedi servis, ama almanya ford fabrikasındaki akrabam kapıdan alması imkansıza yakın dedi. Anteni, pedalları kontrol et demişti. Ben tavan döşemesini açtım bi denedim su döküp bi baktıktı yukardan döktüğüm suyun yarısı tavan döşemesinden aşağı gidiyor. Bu arada tavan döşemesi sanırım titaniumda farklı (bizde trendde var aynı model ) su döşemede leke yapmadan akıp gidiyor. anteni aradan masfallı lokmayla sıkıp denedik su kesildi. Tavan raylarının siyah şeritlerini söküp silikonları gözlemledik su döktük ordanda değil. Önü değil ama arka camı deneyebildik bi sorun göremedik.(bunları kendim yaptım sorunu bulamayınca servise gittim) Son olarak bagaj kapağındaki kayıklık durumu sedanda olur dedi servis hb.de zor dedi . Burak bey servisten aracı aldığımda kontrol ettim ızgara kapaklarını çıkardım içi temizlenmişti. Cem bey servisi aradım getir abi biraz daha bakalım ama zor çünki bayağı uğraştık dedi. almanyadaki akrabamda sizin dediğiniz gibi halıları söksünler dedi. Artık servis bulamazsa Kuzenime söyleyip vize alıp aracı fabrikanın kapısına bırakmayı düşünüyorum gerçekten, bu kaçıncı ford aracım hiç birinde böyle bir sıkıntı yaşamadım. Sanırım focus 2.5 tit X imi özledim. Güzelim beni hiç üzmemişti. Şehir dışı 3,5 lt ilede beni mest ediyordu. Ramazan bey araçta sunroof yok. Daha önce 307 pejoda dediğinizi yaşadım tavan döşemesini söküp hortumda çatlama vardı kesip biçmiştim, o zaman su almayı kesti araç. Mehmet bey şoför kapısı cam fitilinden şüphem var ama kapı alt tahliye delikleri temiz. Aracı Bursada lokantacı tonton bi amcadan aldım. Kendisine sordum, bende böyle bir sorun olmadı dedi. Yalan söyleyeceğini zannetmem, ben aracı alırken garanti bitti ve servis kayıtlarında böyle bir sorun görünmüyor. araç 2011 10 ay sonu trafiğe çıktığı için 3 yılını doldurmuş oldu. Danışma hattına sordum garantiniz bitti garantiye girmez dedi ama servisteki arkadaş sağolsun elimizden geleni yaparız dedi ve yaptığı işlemi garantiden yaptı. Birde şöyle bir durum var anlatmak isterim, almanyadaki akrabam biz bu araçlara fabrika olarak 4 yıl garanti veriyoruz sen servisi sıkıştır dedi. vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim. formunuzu severek okuyorum sağolun sizde hızlı cevaplar veriyorsunuz ama ben foruma girip bu konuyu açınca cevaplarınızı gördüm. bunu otomatik mail olarak atamıyormu sistem yada ben bir yerde yanlışmı yaptım. saygılar.1 puan
-
1 puan
-
sevabına iş yapmıyoruz, doğru ... üstadım sen müsait olduğunda bana bir uğra, çayımı iç. Aracına düzgünce bakalım ... onarım gerekmiyorsa hallederiz, yok gerekiyorsa indirim yaptırırım (bkn.valla billa) o da olmadı en kötü ihtimal aracında tam olarak ne sorun var, bunu bilirsin. Not: Çay lafın gelişi, ıhlamur - ada çayı - yeşil çay - kahve ve soda olasılıkları da var. Ağzımızda "çay" diye yer etmiş bir şekilde...1 puan
-
Bir kere daha bu milletin gücünü unutanlara uygun bir hatırlatma olsun: 18 Mart Çanakkale Zaferi Tarihteki ve Ulusal Yaşantımızdaki Yeri 3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır. Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir. Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır. Türk Ulusu İstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı Çanakkale'den tanımış 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, "bu benim kahraman komutanımdı" diyerek O'nun etrafında kenetlenip İstiklal Savaşı'na katılmıştır. Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın, Kocaçimen'in kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin asıl cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir. 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915'in Mart ayında İstanbul'a girerek Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertebilecekti. Çanakkale Boğazı'nı denizden aşıp İstanbul'a giremeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'ten başlayarak 8-9 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de olmayabilecekti. Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1. Dünya Savaşı belki de 1915'te sona erecekti. Çanakkale Zaferi harbin 4 yıl sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur. Gelibolu Yarımadası'nda düşmana kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb. Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır. Böylece 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara savaşlarında, Mustafa Kemal'in etkin liderliği sayesinde kazanılan zaferlerin, ulusal tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü yukarda belirtilen noktalarda toplamak mümkündür. 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı ve Öncesi Boğaz savunması, girişten itibaren "Dış-Orta-İç Tabyalar" olmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmişti. Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti. İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli 247 adet en modern toplar bulunmaktaydı. İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı geçerek İstanbul'a girmek için üç aşamalı saldırı planı yapmıştı. İstanbul'a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı. Plan gereğince, 3 Kasım 1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı. Girişteki tabyalarımız zarar gördü. İkinci saldırıyı 19-25 Şubat 1915 tarihleri arasında 7 gün süreyle devam ettirdi. Türk topçusunun atış menzili dışından yapılan bombardımanlar etkili oldu. 19 topumuz ve Boğaz girişindeki tabyalarımız kullanılamaz hale geldi. 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza girdi orta kesimdeki tabyalar 8 saat süreyle kesintisiz bombardımana tabi tutulup sarsıldı. Bu başarılar üzerine Amiral Carden, Londra'ya çektiği bir telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul'a ulaşabileceğini müjdeliyordu. Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı. Son darbe 18 Martta indirilecekti. Ne var ki, kağıt üzerinde yapılan bu savaş planında, Türk'ün kahramanlığı ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı. 18 Mart 1915 Günü Savaşı 18 Mart günü, bundan 85 yıl önce, Çanakkale'de ufukları ümit ve zafer neşesi kaplayan bir gün daha doğdu. İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle Saat 10.00'da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar. İlk ateşi TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale'ye 12 Km. mesafedeyken saat 11:15'te açtı. Savunma planımıza göre, gemiler topçularımızın ateş menziline girinceye kadar pusuda bekleyecek ve baskın tarzında ateş açılacaktı. Nitekim böyle yapıldı. Düşman yaklaştıkça, topçularımızın giderek yoğunlaşan isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu. Saat 12.00'ye geldiğinde orta kesimdeki 3 tabyamız ağır hasar almış, ama ayakta kalan diğer topçularımızın hedefini şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış, INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman donanması Çanakkale'ye 7 Km. kadar sokulmayı başarmıştı. Savaşın en şiddetli anları yaşanıyordu. Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor, düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu. Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış, BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken, bir gece önce Dz. Yzb. Hakkı'nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına gömülerek kayboldu. BOUVET'in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı akıbete uğramıştı. Saat 15.00'te IRRESISTIBLE ve onu takiben 16.00'da INFLEXIBLE ve 10 dakika sonra OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken onların da ayakları Yzb. Hakkı'nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz'a döndü. Böylece 6 saatte 3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme telaşıyla saat 17.30'da boynu bükük çekilme emrini verdi.1 puan
-
Sayın Ayhan C. sanırım kokoreç de seviyorsunuzdur. Artık şu sevimsiz "Sayın" hitabından kurtulsak diyorum.1 puan
-
Daha önce kullandığım Focus 2 ye göre Focus 3 şanzıman oranları kısa tutulmuş (6. vitese yer açmışlar ).bazen 3. vites te giderken sanki 2. vitesteymişim hissi veriyor.tabi gün içerisinde farklı araçlar kullandığım için (ford transit,seat ıbıza,pejo bipper) focusuma binip yol almaya başlayınca ara sıra hangi vitesteyim yaa ben diyorum.kısa bir sürüşten sonra alışıyorum duruma.yalnız şu 1. ve 2. viteste yoğun dur kalklarda hoplama zıplama olayı beni sinir ediyor.yazılım sorunumu artık her neyse ben servise derdimi anlatamadım.sanırım bu sorun 1.6 dizellerde var.daha önce konusu açılmıştı ama çare bulan varmı bilmiyorum.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.