2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
08-04-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
8 puan
-
Bu başlığımız popüler c sınıfı araç satışına sahip modellerin orta donanım 2018 ÖTV (%15 indi) kampanyalı dizel otomatik fiyatlarını içermektedir. Not: Liste fiyatları bir çok firma için %100 değerler olmasa da fikir beyan eder, pazarlık yapmanızı tavsiye ederim. GÜNCELLEME: 13 Kasım 2018 Otomatik Hatchback Dizel Otomatik 2018 Ford Focus HB 1.5 EcoBlue 120 PS otomatik Titanium: 178.000 TL 2018 Volkswagen Golf 1.6 TDI 115 PS DSG Comfortline + Işık + C.C + Keyless: 189.000 TL 2018 Opel Astra 1.6 CDTI 136 PS Otomatik Dynamic: 171.650 TL 2018 Mazda 3 Skyactiv-D 1.5 105 PS Otomatik Reflex: 178.680 TL 2018 Civic Hatchback 1.6 Elegance Dizel Otomatik: 156.262 TL 2018 Renault Megane HB Touch + High-tech + G.G 1.5 dCi EDC 110 bg: 169.000 TL 2018 Peugeot 308 Allure 1.6 BlueHDi 120 PS EAT6 : 138.228 TL 2018 Seat Leon 1.6 TDI 115 PS DSG Style : 167.500 TL 2018 Hyundai i30 1.6 CRDi ELITE PLUS SMA DCT: 154.580 TL 2018 Kia Cee'd : Yeni kasa gelecek. Premium Benzer Donanım 2016 BMW 116d 116 PS Otomatik Premium Line: 229.000 TL 2018 Mercedes A 180 D 1.5L 116 PS 7G-DCT Style: 246.400 TL 2018 Audi A3 1.6 TDI 116 PS Dynamic S tronic: 282.407 TL Hb olmadığı için burada 2018 Skoda Octavia 1.6 TDI 110 DSG Optimal: 159.558 TL Auris'in otomatiği kalkmış yenisini bekliyoruz. Bilgi: Donanım kriter'i olarak düz Titanium alınmıştır, diğer modellerin de donanımları benzer seviyeden seçilmiştir.Ufak tefek farklar tabiki olacaktır artık onlarıda sizler incelersiniz Lütfen listeyi alıntı linki vermeden (ç)almayınız! Unutulmaması gereken noktalardan biri; Euro 6 destekleyen motorların fiyatı tekrar düşünülmeli. İlk Tablo Eylül Fiyatları Ekim Fiyatları Kasım fiyatı Aralık 2015 Fiyat 30 Mayıs 2016 Fiyat Aynı listenin manuel vites seçeneği: burada Diğer popüler satışa sahip B Sınıfı (Küçük Kompakt) Benzinli Otomatik Üst Donanım 2014 Model Fiyatları burada Türkiye'de Satılan 1.6 Dizel Ve Altı Otomatik Vites Teknik Değerleri (Dizel Otomatik & Tüketim) burada4 puan
-
Bugün Van'daki yetkili ford servisini arayarak hortum olayını tekrar sordum. Aracımın şasi numarasını girerek kontrol ettiler ve tekrar bana dönüş yaptılar. Söz konusu hortumun değişeceğini, parçayı talep ettiklerini, bir kaç güne kadar ellerine geçeceğini ve gelir gelmez bana bilgi vererek çağıracaklarını söylediler. Bülten mi adı her neyse o yayınlanmış yani, öyle söylediler. Hadi gözümüz aydın.3 puan
-
Hızlanma testleridir. Araçlar: ---> 2015 Ford Focus 4K 1.6 Tdci 95 Ps 230 Nm 205/55 R16 + Ben ---> 2012 Ford Focus 5K 1.6 Tdci 115 Ps 270 Nm 215/50 R17 + Ozan Araçlarda yazlık papuç var, hava 3 derece. Sonuçlar video'da EK:3 puan
-
Oto parktan And kardeşimiz yarım saatlik bir tdci sedan test videosu yayınlamış. Şasi + direksiyona aşık olmuş her zamanki gibi.. edit: linkte sorun var mı ? ben tıklayınca 2:40tan başlatıyor linki yeniledim gene aynı..Başa alıp seyredin anacım3 puan
-
Soru "Mondeo mu Focus mu" şeklinde ise motor performansı karar verdirici unsurlar arasında çok önde sayılmaz. İkisi de performansı ile parlayan modeller değil, motor ne olursa olsun. Bence yıllık katedilen yolun en az 1/3'ü uzun yolsa Mondeo. Şehir içi kullanımda park yeri zor bulunuyor, sık sık dar sokaklara giriliyorsa Focus, hatta Fiesta. Yetişkin bir veya fazla çocuklu aile ise ve/veya geniş, ferah iç hacim ve büyük bagaj isteniyor ise Mondeo, hatta steyşın. Sık sık bol virajlı dağ yollarında sürüş yapılıyor ve bundan keyif alınıyor ise Focus ve hatta Fiesta. Ağır abi ruhuna Mondeo, hoppa sporcu ruhuna Fiesta, arası Focus. Yakıt ekonomisi öncelikli ise Focus. Şimdilik aklıma gelenler bunlar.3 puan
-
Ford bizi Mondeo'nun (şu anda ki eski kasa) testleri için Sardunya'ya götürmüş. Aradan bazıları çıkıp "Bizim bayileri oraya götürmeyin, bunlar bildiğiniz gibi insanlar değil ... kaçarlar, toparlayamazsınız" demiş ise kimse onları dinlememiş (...ki aynen öyle oldu, biz de testlerin ikinci günü akşamı uykumuz geldi diye kaçıp Prag'a topuklamıştık.) ...iyi ki de dinlememiş. ... arabalar ile yol testi yapıyoruz, Sardunya bol virajlı (bir yanı dağ, bir yanı uçurum) yollara sahip ...yol notlarını alıp çıkıyor (her arabada üç kişi) bir sonraki durak/dinlenme/yemek alanında grupla buluşuyoruz. ilk gün böyle geçti, halka açık yollarda zevkli, güzel manzaralı bol-bol araç sürüşü. Sonra ikinci gün başladı... Liman sahasının bir kısmı kapatılıp pist'e dönüştürülmüş ve bu trfiğe kapalı alanda bizden araçları "zorlamamız" istendi. İstasyonlar halinde çalışıyoruz, 4 veya 5 kişinin yanına bir Ford Turing pilotu veriyorlar, onlar bize neyi nasıl yapmamız gerektiğini gösteriyor ve sonra da onları taklit etmemiz bekleniyor. Günün sonunda bu istasyon çalışmasından en iyi not alan üç kişi ayrıca ödül kazanacağı için herkes dikkatli, kasıyor. Öğle yemeği molası dışında ara vermeden çalışıyoruz, yoruluyoruz (biraz) ama ortam çok eğlenceli, bu nedenle millet mızmızlanmıyor. Böyle bir ortamda sıra TIR sollamaya geldi ... kukalar, lastikler ve taşınabilir bariyerler ile bir istasyon kurmuşlar ... rota şöyle ... ...alt kısımda marş'a basıyor ve (kırmızı ok yönünde) ilerliyorsun. Sollama noktasına geldiğinde (ilk yatay mavi çizgi) maksimum hız 50km/h ... bunun üzerindeysen (kocaman bir skorbord koymuşlar kenara hızını görüyorsun) kırmızı ışık yakıp seni geri gönderiyorlar. Mavi çizgiyi aşınca gazlamak serbest, senin gidiş-geliş yolda TIR solladığın farz ediliyor ... sollamayı kaç saniyede bitireceğin ise istasyonda başarı sağlamak için gerekli kriter. İşaretli noktada sollamayı bitiriyor, ani sağ ile şeridine dönüyor ve ikinci mavi çizgiden, yani zamanlayıcıyı durduran hattan geçiyorsun. Aslında basit , ben bile ilk anlattıklarında anlamıştım (o kadar basit yani) ...biz başladık tabi. Süreler de beraberinde geliyor ... her sürücünün toplam 2 hakkı var ve daha iyi olan zaman listeleniyor. Gazlıyor, koşarak geri geliyor ve yeniden arabaya binmek için bekliyorsun ... orada en az 7 - 8 kişilik bir grup var ve bu bekleyenler o biçim tezahürat yapıp, birbirini gaza getiriyor. Bizden önce İspanyollar bu istasyondan geçmiş, onların sürelerini sorduk "11-12 saniye gibi" cevabını aldık, demek ki bu sürenin altına inmemiz lazım. ...ilk deneme ... kötü kalktım ama onun bir önemi yok, 50km/h geçişinde iyiyim (tam tamına 50) sonra bastım pedala, elimden gelse taban halısını delicem, sollama bitiminde ya Allah diyerek frensiz şerit geçişi yaptım (vites düşürüp kompresyonla kasarak) araç biraz kafa salladı ama topladı. Yeniden gazladım ve 11.7 saniye. ..pıFFF İndim arabadan, memnun değilim tabi ... daha iyi yapabilirdim diye söyleniyorum kendi kendime. Yürüyerek geçtim kuyruğun sonuna, iki önümde bir kız var. 165 falan, at kuyruklu, sarışın ... bizden mi? Değil ... neyse ... salla ... kuyruğa kaynak yapmış dedim. Milleti seyrediyor ve sıram gelsin diye bekliyorum. Sıra kıza geldi, bindi arabaya. Emniyet kemerini taktı ... bastı, sola çıktı, gazladı, sağa geçti ve bitirdi. - 9.7 ....buyur?!? yemin et?!? harbiden mi?!? kuyrukta ki maço herifler bir anda sus-pus ... bizden sadece tıSSSSSS sesi geliyor. Sıra gene bana geldi, kız hem moralimi bozmuş, hem de gazlamış beni. Sola nasıl çıktığına ve sağa nasıl geçtiğine bakmışım ama. Sert manevra yerine aracı hafifçe yönlendirip akmaya bırakmış. ...aynısını yaptım. Ani manevra yerine aracın kinetik enerjisini korumaya özen gösterdim ve sollamanın son kısmında ayağımı hafifçe gazdan çekip vites falan düşürmeden, futbol tabiri ile "şık bir bel hareketi" çekerek istasyonu bitirdim. - 10.9 ...bu iyiydi işte dedim kendi kendime hafiften yengeç gibi yürüyorum geri dönerken (bkn.tieyyyttt dağıtırım leyn) baktım kız yanımdan geçiyor. Dönüp led ekrana baktım. - 9.5 haSSSSS....off yaaa!! Soradan öğrendik ki o kız Avusturya Turing Car yarış takımının üyesiymiş, profesyonel şoförmüş ... iyi de o kadar da fark yenmez ki be kardeşim. ...anlayacağınız test'leri terk edip Prag'a kaçtıysam (o akşam) bunun bir nedeni var (bkn.yersen)2 puan
-
Bende dizel titanyum focus sedan aracimi bu gün teslim aldim araç muhteşem ötesi, 2012 civicten sonra çok seri geldi bana, allah herkeze nasip etsin bu aracı.2 puan
-
Diyorum niyeti bozuk benim sirinin2 puan
-
Hepimiz bir anda yüklenmeyelim.. Engin abiden sonra sıra bende2 puan
-
83e 5 daha koyar v40 alırım..308 e kim 82 bin tl verirki aceba kac adet satacak? Bu fiyatlarla focus un çok satacağını sanmıyorum eskiden focus golften astradan falan ucuzdu iyi satıyordu şimdi golfle ayni astradan pahalı bu fiyatlarla çok iyi satış rakamlarına ulaşılacağını sanmıyorum.(keşke ulaşsa).Burdaki en mantıklı seçenekler bence v40 ve i30 ...Hatta en iyi seçenek i30 hem ucuz hem çift debriyaj hem en güçlü hemde kaliteli..308 e 82 bin tl fiyatı hangi zeki arkadas belirledi merak ediyorum doğrusu:)2 puan
-
bende yarın ford a gidecektim, ön deki gıcırtı için bunuda soralım bakalım.. burçlar yağlandı geçti, 20 gün sonra tekrar başladı. fabrikadaan onay isteyecekler ya değişim yada yağlama.. bakalım.. ilgili başlıklarda blgi veririm2 puan
-
Sosyal medya uzmanı olmadığımız kalmıştı Bunun da okulu var mıydı ne 1 ay içerisinde %20 büyüme Beğendiğiniz konuları vs paylaşmayı unutmayınız... %100 yani soruların tamamını yanıtlamışız2 puan
-
Siz o zaman videoyu tam izleyin öyle yorumlayın. Pahalı derken 5 bin demiş sen gözü kapalı gitsen o indirimi bu seviyede alıyorsun zaten. Hala oradaki kadifeyi yalıtım malzemesi sanan varsa bi zahmet yorum yapmasın zaten Makyajlı focus'u kullanmadan yalıtımına laf diyen hiç yapmasın o da ayrı mesele. Bizlerin farkında olduğu şeyler hepsi, fazla bile kırmış puanını. O arabayı ilk süren bendim ilk üretim aracı fitilinde sorun var lakin hepsinde yok atarsın klipsi olur biter basit şeyler bunlar. Son sürdüğüm trend x'de yoktu misal acaba geçme mi yaptılar dedim ama elimle sıkı çekince geldi fitil. 50 bin tl'den 100 bin tl'ye donanım ve motor ücreti verildiğini genel olarak malın 50 bin liralık mal olduğunu unutmamak lazım. Okumayı sevenler için2 puan
-
5 metre uzunlamasına 3 metre genişlemesine yer kapatıyorsunuz. Her zaman gittiğim otoparkçım "abi değiştir şu arabayı, sığdıramıyoruz bir yere iki araçlık yer kaplıyor bize de yazık değil mi ?" diyor. Tanıdık olmayan otoparklarda ya ters ters bakıyor yada yer yok diyebiliyor (hak veriyorum itiraz etmiyorum). Katlı otoparklara çıkmak resmen eziyet ve büyük ustalık istiyor (dönüş çapı çok sıkıntı yaratıyor). Park sensörü olmadan bu arabayı yanaştırmak imkansız olur, arka görüş kamerası büyük rahatlık sağlar, otomatik park olsa iyi olur çoğu durumda iki aracın arasına sığıp sığmayacağını kestirmek zor oluyor.2 puan
-
dediğin gibi tcs kapalı sonuçları yakınsa ikimizde tutarlıyız demektir amaç zaten ölçüm değil karşılaştırma neyse benim uyku saatim geldi bende tcs devreye girmemiş, ilginç.2 puan
-
Herkese merhaba, Çok fazla forum kullanan biri değilim o yüzden bir kusurum olursa şimdiden affola. Bir hafta kadar önce Cyclone marka multimedya sistemi taktırdım. (Ankara - Tan Oto, 1800TL). Lakin takar takmaz hevesimi aldım ve ne yazıktır ki aletten tatmin olamadım. Yazılımcı mesleğim ve biraz da teknolojiye olan merakımdan ötürü ürünü biraz daha derinden kurcalamaya başladım. İnternette yaptığım araştırmalar sonucu güzel bir kaç kaynağa rastladım. Biliyorsunuz Cyclone (ve bir çok diğer araç navigasyon ürünü) Windows CE işletim sistemi ile çalışıyor. Prensip olarak cihazı çalıştırıyorsunuz, Windows açılıyor ve Navigasyon (ya da bizim durumumuzda Cyclone'un ana menüsü) çalıştırılıyor. Bu anamenü tam ekran bir uygulama (Android telefonlardaki oyunlar gibi düşünün) ve Masaüstünü göstermek ya da uygulamayı kapatmak için bir tuş olmadığından arkada çalışan Windows'a erişim sağlayamıyoruz. Bu durumda ne yapabiliriz? CEMenu. Windows CE tabanlı aygıtlar için yazılmış basit ve tam ayarlanabilir bir arayüz. (Bu linkten inceleyebilirsiniz) Ben indirdim ve kendime göre basit bir arayüz tasarladım. Windows CE'de çalışan bir kaç tane de uygulama ekledim. İsterseniz kendiniz yukarıdaki linkten, isterseniz benim uyarladığım halini bu linkten idirip deneyebilirsiniz. Bu arayüzü arabada denemeden evde kurcalamak isterseniz Windows CE Emulator'ü indirerek kullanabilir ve istediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz. Basitçe emulator'de çalıştırmak için Emulator'ü yukarıdaki linkten indirin Zip dosyasının içindeki MicrosoftDeviceEmulator klasörünü bir yere ayıklayın CEMenu'yü indirin CEMenu zip dosyasını MicrosoftDeviceEmulator'ün içindeki Storage Card klasörüne ayıklayın Device_Emulator_Launcher.exe'yi çalıştırın Çıkan menüde herhangi bir ayar yapmanıza gerek yok, direk Start Device'a tıklayabilirsiniz Windows CE başlayınca Masaüstündeki My Device'a tıkayın (Normal Windows'taki Bilgisayarım gibi bir araç bu) Burdan Storage Card'ın içindeki CEMenu'yü ayıkladığınız yere girin ve CEMenu dosyasını çalıştırın Oynayın ve test edin Peki bunu Cyclone cihazımıza nasıl yükleriz? Cyclone ana menüde Ayarlar bölümü altında Navigasyon uygulamasını işaret eden bölüm var. Eğer CEMenu'yü bir USB belleğe ya da Cyclone cihazıyla gelen microSD karta yüklerseniz, navigasyon uygulaması yerine CEMenu uygulamanızı işaret edebilirsiniz. Bu da (Forumda bahseden arkadaşlar vardı) cihaz üstündeki Navi tuşuna bastığınızda Navigasyon uygulamasını değil, CEMenu uygulamasını çalıştıracaktır. Peki bu bizim ne işimize yarar? Benim uyarladığım CEMenu arayüzünde alt tarafta yatay olarak 3 adet tuş var. Soldan sağa Explorer (Windows gezgini), Taskbar (Görev Çubuğu) ve Exit (Bildiğimiz çıkış) Eğer Explorer tuşuna basarsanız, voila! Görev çubuğu aktif hale gelir ve artık Windows'a erişebiliriz. Eğer Taskbar tuşuna basarsanız (ki önce Explorer tuşuna basmanız gerekiyor, yoksa hata alırsınız) Görev çubuğunu gizler. Tekrar basarsanız gösterir. Tekrar basarsanız gizler, vs.. Peki Görev Çubuğunu gördüm, bu benim ne işime yarar? Başlat tuşuna basarak Programlar altından Windows Exlorer'ı çalıştırabilirsiniz. Bu sayede Windows kullanır gibi kopyala yapıştır işlemleri yapabilirsiniz. Mesela şu linkten Skin dosyaları indirip, bu skin dosyasını USB belleğinizde bir yere ayıklayıp, sonra Windows Exlorer sayesinde bu skin dosyalarını cihazın StaticStore\I9\Skins klasörünün içine kopyala yapıştıp yapıp Cyclone'u yeniden başatırsanız Ayarlar menüsünden yeni skin seçebilirsiniz. Hatta eğer kendi skin dosyanızı oluşturmak ya da mevcutta olanı değiştirmek isterseniz bu linkten basit bir editor indirip yapabilirsiniz. DIKKAT!! Arkadaşlar, CEMenu'de eklediğim (Kendi kullandığım ve herkesin işine yarayacağını pek düşünmediğim) birkaç uygulama var. Bunlardan bir tanesi RegEdit (Windows Registry Editor). Eğer bu uygulamayla tanışık değilseniz bilmediğiniz bir şey yapmayın, aksi taktirde Cyclone cihazınız bir daha çalışmayabilir. Total Commander, bu da kolay hata yapmaya müsait bir uygulama. Yanlışlıka birşeyler silmeyin, aman dikkat! Ve bir kaç tane resim1 puan
-
Geçmiş zaman, okulu bitirmişim ve burs anlaşmamın gereği Cadillac’da çalışıyorum. Çalıştığım yer o zamanlar GM’in kendisine ait olan ve genelde fabrika işi modifiye işi yapan “alt marka” NorthStar’a ait. NorthStar işe motor serisi olarak başlamışsa da kullanıcılardan gelen talep doğrultusunda ufak dokunuşlar yapmaya başlamış … daha alçak ve sert süspansiyonlar, ne bileyim elektrikli sofa koltuklar veya all leather kaplama vs.vs …her neyse, parasızım (hala) okul yeni bitmiş ve saatte 8,5 dolara çalışmaktan avurtlarım çökmüş. Gece mesaisine geçersen sana 11.5 veririz ve haftada en az 50 saati garanti ederiz demişler ki bu benim için obareyyyy!!! Çekilecek bir durum. Ama konu ile ilgili olarak şirketin, daha doğrusu sendikanın avukatı ile görüşmem ve onların bana olur vermesi lazım. Randevu aldım adamdan, sendika olur verirse akşamları “tam mesai” yapmaya başlayacağım … bu yemek yiyebilmek için geceleri nöbetçi pizzacıda çalışmaktan çok daha iyi bir opsiyon, kaçırmamam lazım. Sabah kalktım, giyindim, traş oldum, okul belgelerimi ve NorthStar’ın mektubunu yanıma aldım, işe gidiş saati geçsin diye evde bekledim sonra da atladım arabaya. Sendika’nın avukatı Manhattan’da, normalde oraya araba ile gitmem ama adam bana yolladığı randevu kabul notuna bir de “bedava” park fişi eklemiş (standart uygulama) yani adam benim araba sahibi, kelli felli biri olduğum kanısına kapılmış (nedense?) Arabam var tabi (daha önce de bahsetmiştim) ama o araba ki (okula başladığımda almıştım) efsanevi derecede kötü … hatta “dandik” kelimesinin cisimlenmiş hali gibi bir şey. Kafasına göre çalışır veya çalışmaz, acaip kötü bir şanzıman ve bir o kadar da verimsiz motora sahip. Bu özellikleri barındıran başka araçlar yok mu? Var tabi … ama benim arabam aynı zamanda da –tipsiz- Size şöyle anlatayım, o zamanlar bir sevgilim var ve kız orta diklikte bir yokuşun orta kısmında oturuyor. Buraya kadar iyi, kızı alıp dışarı çıkacağız diyelim … NAH! Çıkarız, çünkü benim arabam kızın yokuşunu tırmanamıyor. Çare yok mu? …var … şöyle. Sokağın başına geliyorum, yokuşu geri viteste tırmanıyorum. (malum geri en kuvvetli vitestir) … kızı alıyorum, salıyorum yokuş aşağı. Akşam eve mi bırakacağım? Gene aynı şey … yokuşun başına geç, tak geri vitese. …Araba bu! http://pl.wikipedia....e_brown_ext.JPG AMG Pacer… hamam böceğinin otomotiv sanayindeki kuzeni. Hamam böceği kadar sevimsiz, bir o kadar da yararsız. (işin komik yanı şimdilerde klasik olarak kabul edilmeye başlandı) tabi bu resimdeki araba ile benimkinin kondisyon açısından en ufak bir alakası yok ... bu kuZu cillop gibi, benim ise ... nasıl desem? Daha mütevazi! durumdaydı (epey...epey daha mütevazi) Her neyse .. konumuza dönelim. Atladım arabaya … bu arada belirteyim arabam “kusmuk” rengindeydi … çıktım 139’a, amacım Holland tüneline kadar ufaktan ve de sağdan akmak, sonra da tünel bağlantısı ile Manhattan’a geçmek. Pacer ile ilgili söyleyebileceğim en iyi şey o araba ile kimsenin hız cezası yiyemeyeceği … araba 30 – 32 mil/h’den hızlı gidemediği için sıkıntı yapmanıza, kilometre saatine bakmanıza gerek yok. Otoyol’a çıkınca sağ şeride geçiyorsunuz, gaz pedalına sonuna kadar basıp yanınızdan geçen 18 tekerleklilerin size ettiği küfürleri (şeridi tıkadığınız için) duymamak adına teybin sesini açıyorsunuz (o teyp ki arabadan daha fazla edere sahipti) Neyse, …. Holland tüneline geldim, gişelerden geçtim ve tünele girdim … tünelin ucu Manhattan …. …ama o kadar, tünelin ortasına varmadan benim araba öhö – ıhı – pıhh – ohşşş dedi, ardından kelime-i şahadet’e benzer bir ses çıkardı ve geride bıraktığı (yaklaşık 300,000km’den sonra) yolları hızla gözünün önünden geçirip araba cennetini boyladı. Lan! Tünelde trafik var, sağ şeritteyim ama anında arkamda kuyruk oluştu. Millet kazıtıyor (haklı olarak) ama kaputu açıp baktım ki … auuuuwww … blok resmen yarılmış. (bkn.sıçtık) Döndüm arabaya tabi … çok geçmeden baktım NYPD arkamda. Bir bauww çekti, camı açıp ellerimi dışarı çıkardım (o zamanlar da kıllandıklarını mermi manyağı yapıyorlardı) herif duruma baktı. Bana baktı, arabaya baktı ve havladı. - Vitesi boşa at Dediğini yaptım ve horŞŞŞ … arabamı mahmuzladı. Polis aracının önündeki takviyeli mahmuzlar ile bir yüklendi, başladı benim hamamböceği resmen uçmaya. Herif beni (ve Pacer’i) tünel çıkışındaki cebe kadar itti … arabadan indi ve başladı ceza yazmaya. Trafiği engellemek, başkalarını tehlikeye atmak, yetersiz araç ile seyir vs.vs. adam ağzımı açtırmıyor. Makbuzu kesiyor, imzalatıyor, yenisini yazıyor. Lan! Polis 5 dakikada 600+ dolarlık ceza yazdı bana be. - Ya egzost gazından zehirlendim galiba, bari ambulans çağır … çekici çağır dedim. Santim sallamadı lavuk, çekti gitti. İndim arabadan (harbiden zehirlenmişim) biraz kustum çimenliğe, sonra bir telefon bulup önce çekiciye, sonra da sendika’yı aradım. Biraz gecikeceğim dedim avukata, adam doğal olarak sordu .. niye diye. Kabaca anlattım. - Bırak arabanı, atla bir taksiye gel … temizlenme, olduğun gibi gel. ..aha! Dediğini yaptım, beni kir ve kusmuk içinde alan bir taksiye binip sendika’ya gittim. Avukat ana holde karşıladı. Hemen bir iskemleye oturtup resimlerimi çektiler, ceza makbuzlarını aldılar ve sendikanın yeminli avukatı önünde (bir çeşit noterlik kurumu) ifademi aldılar. Ambulans ve çekici istediğimi özellikle belirttim (ifademde) ardından hastaneye gittik. Orada kan tahlili, oksijen verildi vs.vs. raporumu aldılar ve “şimdi git,biz seni ararız” dediler. …akşam vardiyası? Diye soracak oldum … sorun değilmiş, hallederlermiş. Bir başka taksiye (hastanede biraz temizlenmiş olduğum için bu defa fazla kasmadan) atladım .. hurdacıya gittim. ATM’den para çekip üzerine 75 dolar ödeyerek Pacer’i hurdaya çıkarttırdım (ve hurda belgesini aldım) sonra da trenle eve döndüm. Cepte cidden para kalmamış, Manhattan macerası beni resmen sıfır’a düşürmüş … başım dönüyor, hala midem bulanıyor ve leş gibiyim. Yattım uyudum. Birkaç gün sonra sendika’dan onay geldi, akşam mesaisine geçtim. Efendi gibi 17.00’da iş başı yapıyor ve gece yarısına kadar çalışıyorum. (böylece artık gündüzleri de ayrıca limanda kaçak olarak çalışabiliyor,eve para getirebiliyordum) Yani halimden görece mutluyum, burs karşılığı mecburi hizmetim bitsin diye bekliyorum. Sonra avukatlar aradı … postaya bir çek vermişler. Benim adıma başvuru yapıp belediye’den tazminat istemişler ve daha ileri gitmeden ön duruşmada anlaşma sağlanmış. Kendi komisyonları ve mahkeme masrafları düştükten sonra payıma düşeni de bana yollamışlar. Çek yolladılar da … kaç para ki o be? …sonra çek geldi. Auwww …. 22.000USD … Auwwww ve de auwwww. Yakınlarda bir yerde olsam o polisi öpecem, o derece yani J …peki Kaan o para ile ne yaptın? Ne yapıcam abi? Gidip araba aldım … hem de Lincoln TownCar (Cadillac’ta çalışırken…muHAHAHA)1 puan
-
Sene 80’li yılların sonu, henüz bademin ucunda açmış çiçeğim ve yaz stajı yapıyorum. Gorbi (Gorbaçov) iktidarda ve k*ç*ndan Glasnost (Açıklık) diye bir şey uydurmuş. Yani Demir Perde inmiş gibi gibi, gıcırdıyor … arada direniyor ama perde iniyor. Sovyetler (henüz dağılmamışlar) açlıktan geberiyor, henüz Batı’ya hammadde ve enerji satmaya yeni başlamışlar ve doyuracak boğazlar, aylardır maaşları ödenmemiş memurların cebine girecek paraya ihtiyaç var ve doğal olarak ellerine geçen her şeyi (özellikle dolar ödemeye razı kişi ve kuruluşlara) satıyorlar. Dedim ya staj yapıyorum ve şansıma Koçtuğ’a düşmüşüm… iyi bir şirket Koçtuğ ve gemileri görece yeni (aslında yeni falan değil ama Türk Ticaret filosunun diğer gemilerine göre daha iyi durumdalar… yani benim ki yaşlılar yurduna gidip orada 100+ yaşındakilerin arasında görece bomba gibi duran 65’lik amca’ya aslan gibisin deme vakası.) -Stajyerler- normalde “değiştirmeci” olarak çalışır, yani gemi Türk karasularında ise esas personel evinde dinlensin diye onu destekler. Ben de Milas1’e değiştirmeci olarak gitmişim. Enspektör gemi Mersin limanına varınca Kaan beni arasın diye haber yollamış, ben de aradım tabi. - Kısa sefer atar mısın? Bu sene ki ve önümüzde ki yıl ki staj defterini tam doldururum + sana tam maaş veririm, üçüncülük yaparsın …dedi. Yaparım tabi … üçüncü iyi maaş alır (…aslında almaz ama öğrenciye göre aldığı para süperdir) üstelik iki yıllık staj O.K’i almak demek bir sonraki yaz (son yılımda) tatil yapabilmek demek … yani Obarey! Salağım ya … “nereye gidicez?” diye sormayı unuttum. Mersin limanında ikmal yaptık, vira bismillah dedik … Bülent diye bir ikincim var, adam deniz kuvvetleri emeklisi … suratı 7/24 sirke kıvamında ama işi biliyor. Ana makineleri falan devreye aldık, kayıt defterine not düşüyoruz … sancak makine şu saatte, iskele makine bu, kıç balastta şu kadar su var, sintine temiz vs.vs. - Efendim nereye gidiyoruz? …dedim laf arasında … hırlar gibi Novaya Zemlya dedi. Ben de biliyormuş, Novaya bilmem nerenin taaa içindenmişim gibi “Hıı..tamam!” dedim. İşim bitince hemen yaşam mahalline topuk. Orada öküz kadar bir dünya haritası asılı … ara, ara … ulan nerede bu Novaya Zemlya? Sonra bir yağcı ızdırabımı fark etti, gösterdi. …hadi be? Novaya Zemlya dünyanın k*ç*nda, ya da tepesinde (bakış açısına göre değişir tabi) ama Amerikalılar der ya “Middle Of Nowhere” işte mekan Middle Of Nowhere’nin Middle Of Nowhere’i … ohanZi yani. …kimse daha önce oraya gitmemiş. Zaten birkaç ay öncesine kadar “yasak” bölgeymiş, Sovyetlerin askeri üsleri falan oradaymış … o sulara gireni mermi manyağı yapıyorlarmış. …hadi be? Beni karalar bağladı tabi, gemi ile ilk uzun yoluma çıkıyorum, gittiğim yere bak! Havasındayım. Ege’yi geçtik, Akdeniz’i ve gibraltar’ı geçtik, Biskay’ı sancağa alıp başladık kuzeye çıkmaya. Çık, çık, çık … bitmez … beHHH. Bir de boş gidiyoruz, resmen azıcık borda havası yesek yelkenli gibi yatıyor bizim yaşlı kız. Uskurun yarısı içeride, yarısı sudan dışarıda … arkamızda uçak gemisi gibi dümen izi bırakıyoruz (yani 7-8 knot ile sürünüyoruz) İstanbul’da palamar saldıktan yaklaşık otuz gün sonra Novaya Zemlya (New Land = Yeni Topraklar demekmiş.) karşımızda belirdi. Kuzey kutbuna doğru uzanan ve –şey’e- benzeyen (siz anladınız neye benzediğini) bu garip adanın güney tarafındaki limana (…ki zaten başka sivil liman yok) ve o limana adını veren şehre (…ki zaten başka şehir de yok) yani Belusha Guba’ya bağlanacaz. …öyle de oldu. Limanda bizden başka gemi yok, zaten ortalıkta pek de insan yok. Dediler ki Novaya Zemlya’da 2,000 kişi yaşar, onlar da Belusha Guba’da kalır. Ama silolar var ve içleri maden cevheri (manganez ve çinko) dolu … peki o maden nereden geliyor? Sovyet döneminde adada ceza kolonileri (madenler) varmış ve mahkumlar o cevheri çıkarıyormuş. (şimdilerde kim işletiyor o madenleri? …bilmiyorum) …hıııı … dedim. (bkn.s*çt*k) Eeee? Ne yapılır bu şehirde? …limanı KGB’nin (o zamanlar daha FSB olmamış) omuzları “yeşil” apoletli askerleri tutuyor. Resmi kura göre 1 ruble = 1 dolar , karaborsada ise 1 dolar = 40 ruble … ama kaçak dolar satarken yakalanırsan … nasıl diyeyim? Çinko madenleri neye benziyor? İlk elden tecrübe edinirsiniz. Zaten b*kt*n bi mekan, aslında risk almaya gerek yok ama işi bilen bi abimizin (dedim ya çitlembiğim daha … yol iz bilmem) peşine takılıp geçtik gümrükten. Biraz dolar var yanımızda, parayı ayakkabının astarına saklamışız. Bir karton Kent ve bir şişe JB verdik muhafızlara … free pass aldık J daldık şehre. Zaten iki bar, bir k*rh*ne ve bir de kapalı yüzme havuzu var Guba’da … yani istesen de fazla seçenek yok. Biz de önce ilk bara, sonra ikincisine … sonra k*rh*neye ve en son olarak havuza gittik. Yaz mevsimi olduğu için (bkn.white nights) zaten gece olmuyor … bi ara ortalık hafifçe loş hale geliyor ama o kadar … geri kalan zamanda her yer aydınlık. (bir de bunun tersini düşünün) İçtik, s*çt*k, yüzdük ve gemiye döndük (25 metrelik olimpik havuzun suyunu ısıtmışlardı … beHHH) gemi mürettebatı bir gün içeri, bir gün dışarı çalışıyor. Yani ilk gün biz çıktık, ikinci gün gemide kalıyoruz ve sonra bir gün daha limana çıkacağız … plan bu. Öyle de oldu, gün devrildi … liman sıramız geldi. Sivilleri giyip çıktık dışarı. Ruslar gömlekle, biz uzun fanila ve yünlü kazakla dolaşıyoruz (dışarısı 5 derece falandı) içmeye gittik. Şimdi öncelikle içki … Guba’da millet Votka olduğu iddia edilen bir şey içiyordu. (antifreeze tadında ve kesinlikle çok ama çok sert) üstelik votka öyle şişe ile satılmıyor. Bara gidiyorsun, orada sürahiler var … bildiğiniz cam sürahi. Bir sürahi alıyor ve istediğin miktarı söylüyorsun. - Yarım kilo votka ver. Eleman terazide votkanızı tartıyor, yanında azıcık limon ve bir kase turşu veriyor … o kadar. Oturup bildiğiniz su bardağından votka içiyor, turşu çıtlatıyorsunuz. Öyle takılıyoruz arada çat-pat İngilizce konuşan Ruslarla geyik yapıyoruz. Biri demez mi? - Sizin içtiğiniz votka’yı biz bebeklerin biberonuna koyuyoruz! …hadi be?!? Bu laf dokundu tabi bize. Dokundu ama ne denir ki? Çünkü elemanlar cidden ağır götürüyor. Bizim suratlar düştü tabi … millet geberiyor gülmekten (bize laf sokan rus yüksek sesle çeviri yapmıştı) sonra bir hatun kalkıp demez mi … - Siz bayılana kadar içki yarışı yaparım, hem de hanginiz isterse onunla … …hatun liman işçisi. Yakasında hala pass kartı var. 1,50 falan boyunda, 1,50 falan genişliğinde. Onu limanda forklift kullanırken görmüşüm. Abla bodur ve kilolu, “leyn!” dedim kendi kendime … “Bunun her tarafı içse nolcek ki?” (bkn.evet malım!) - Tamam lan! …dedim (bi de ağabeylerime kendimi ispat edicem ya) getirin ordan bi kilo votka. Geçtim ablanın karşısına, sürahiden birer bardak doldurduk …. Güm diye çaktım. Bi turşu çıtlattım ve gözlerimden akan yaş azalınca abla’ya baktım. Abla bana fare’yi köşeye kıstırmış kedi gibi pish pish sırıtıyor. Gözünü kırpmadan bardağı çaktı kafaya, anında ikinciyi doldurdu ve bir daha çaktı. …LAN! … abla 30 saniyede 90cc falan içti hem de yanakları, boynu falan kızarmadan. Hani bataklığa düşersiniz ve çırpınınca batacağınızı bilirsiniz ama çırpınmadan da duramazsınız ya! Benim durum aynen öyle … belki deprem olur, darbe olur, bir nükleer silah denemesi daha yaparlar diyorum. (…gidince öğrenmiştik, meğer Sovyetler orada yıllarca nükleer silah denemeleri yapmış) ama na-fi-le. …kısmen ayıldığımda dilim şişmiş ve bir daha asla ağzıma geri sığmayacağını düşündüğüm boyutlara ulaşmıştı. Baş ağrım ve susuzluğum efsanevi seviyedeydi ve ciddi denge sorunu çekmekteydim. Aya kalkıp ortalıkta dolaşmaktan geçtim, yatağın yanında yerde duran ayakkabıya bile isabet ettiremiyordum (ya da kapılardan çıkana kadar en az bir kere duvara çakıyor, kaşığı ağzıma isabet ettirmek için özel çaba harcıyordum) Bütün geminin eğlencesi olmak işin çabasıydı. Dediklerine göre bar’da aniden yıkılmışım … önce masaya vurup sonra yere düşmüşüm, beni taşırlarken bir ara ayılıp soyunmaya başlamışım ve yüzmek istemişim (liman kıyısında denize atlamaya kalkmışım) …tabi ki bunların hiç birisini %110 hatırlamıyorum. …hatırlamadığım bir başka şey ise beni yıkan forkliftçi abla enseme şaplak patlatıp bana “pussy” demiş … anlayacağınız Novaya Zemblya’da epey kötü bir ün edinmiştim. L Finlandiya karasularına varana kadar içki banyosunun etkilerini üzerimden atamadım (üç gün) ve yolun geri kalanı boyunca her terlediğimde votka koktum dersem bilmem bana inanır mısınız? …neymiş? S*çt*ğ*m*nın Rus’u ile (o ufak tefek bir kadın bile olsa) Votka içme yarışına girmemek lazım mış. Geç öğrendim ama iyi öğrendim … bakın üzerinden kaç yıl geçti, o zamandan beri bir daha aynı halt’ı bir daha yemedim J1 puan
-
pzt günü sipariş edildi yarın gelmesi bekleniyor; benim hortum sapasağlam duruyor ama ben söyleyince garantiden değiştirmeye karar verdiler ... ısparta servis....1 puan
-
Sıkılınca otur konuş abi ha ha çok güldüm akşam akşam1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Bugün uğradım servise, ve titremenin normal olduğunu öğrendim Arkadaş ben beklerken test sürüşüne çıkmış gelmiş, haberim olmamış, o nedenle pek de içime sinmedi bu durum ya artık bakımda bir daha söyleriz. Gelmişken Kaan abinin çayını içerim dedim ama o da hastaymış, işe gelememiş. Kaan abiye de çok çok geçmiş olsun..1 puan
-
Az evvel yaptım abi.Ama yengemin yanında deneme.Bu telefondaki hatun kimse niyeti bozuk abi aman diyim.1 puan
-
1 puan
-
ios 8.3 geldi. kapsamlı bir güncelleme. Siri Türkçe olmuş. Yükleniyor.1 puan
-
[emoji102] 65000 iyidir. [emoji573] satış liderliği için dedim.1 puan
-
1 puan
-
Benimkinde Burak vardı ondan yetişemediniz 32 idi benim lastiklerde. (Soğuk Ölçüm) Video'da yazdım aslında bizim ölçtüklerimiz 0-95 hızlanma gibi bir şey. 0.5- 1 Sn eklersek benimki tam çıkıyor fabrika ile. Hızlı değil yani. Fabrika verileri gerçek hız olması lazım. ----- And'ın çektiği video'da (makyajlı 115 ps sedan) Kalkma sesi ve onun 100 demesine bakarak çıkan süre: 10.15 sn1 puan
-
Az önce Ramazan'a facebook'tan gönderdim ya dönecek ya da daha da kızacak...1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Yağmurlama ve ısıtmalı olan model mi? Orjinal parça mı. Bir de bugün Bornova ya birini göndersem 2 adet elden teslim alabilir mi?1 puan
-
Gerek yok bence ama istersen yaparız.1 puan
-
He ya, çipli mipli de haberimiz mi yok, admin bizi trollüyo mu la yoksa1 puan
-
Aslında başka 115 PS ile yapıldı da Ozan için kameraya çekilmedi[emoji4]1 puan
-
Yine güzel bir paylaşım, emeğinize sağlık...1 puan
-
1 puan
-
gem müdülünden çekilen kabloda ön taraftaki pinlerde soldan 2.pine direksiyondan gelen +12 Volt bağlanmalı arka taraftaki pinlere ise sağdan 7 pine - ucu bağlanmalı.Şekilde ok yönünde gösterildiği gibi kaba bir tabirle değil.Zaten okun ucu nerde tam belli değil.Gem modülü yüklenmesinde hız seçimini manuel yapıyoruz.Fakat pcm yüklemesinde hız otomatik seçiliyor.Detaylar var.Mesela hiç kimse pcm veya başka bir yüklemeden bahsetmemiş.Hatta ve hatta bu işi yapmak isteyenlere başta kontrol olmak tüm adımları teker teker anlatalım.Yükleme de dahil. 1.Aşamada Aracımıza gem modülünün uygulanması için fren ve debriyaj pedallarımızı kontrol etmeliyiz.Fren pedalımızda; mavi renkli soket olması gerekir.Debriyaj pedalında ise siyah renkli bir soket olmalı fakat araç otomatikse bu sokete gerek yok.O sokette bu... 2.Aşamada Direksiyonda hava yastığını ,direksiyon altını ve üst kapağı söküyoruz.Hava yastığını çıkarmak için direksiyonu yarım tur attırıyoruz.Düz bir tornavida ile tırnakları bularak kurtaracağız ve 3 adet tırnak var,bu aşama birazcık zahmetli.Sonra direksiyon ayar kolu yanında ve biraz üstünde alyan anahtarla sökülen 2 vida var.Gerçi düz tornavida ile sökülebiliyor.Ağzı kontrol kalemi gibi dar olmalı. 3.Aşama kontak anahtarının sol alt tarafında soket olmalı 9 pinli Buradaki kahverenkli ve beyaz kablolar varsa gem modülüne giden kabloları kontrol etmeye gerek yok tesisat hazır. 4.Aşamada ise yukarıdaki kablolar yoksa daha önce ki anlatımında göreceğini üzere direksiyonun göbeğinin üstünde 5 li kırmızı soket var.(varsa 7.aşamaya geçin) takmış olduğumuz cruise control düğmelerinden gelen siyah kabloyu 5 li soketteki 2 nolu pine kırmızıyı 3 nolu pine takıyoruz. 5.aşamada (Kahverenkli ve beyaz kablo yoksa) soldan 4. pine yani kahverenkli olan pine siyah kabloyu 5.pine kırmızı kabloyu takıp gem modülüne çekiyoruz. 6.aşamada gem modülünün klipsini açıp modülü çıkartıp biraz öne çekin.(gem modülü sigorta kutusunun yanında torpidonun altında bulunuyor)Klips sağınızı gösterecek şekilde dururken size yakın bin grubunda soldan ikinci boş pine kırmızı aracın ön tarafını gösteren pin grubuna ise sağdan 7. pine siyah kabloyu takınız. 7.aşama konuyu inceleyin ve elm cihazınızın hs-can ve ms can konumlarını oluşturun.Bilgisayarınıza elmconfig programını indirin ve yönetici olarak çalıştırın.Bağlantı hızı 38400 bps de olmalıdır. 8.aşama bağlantıyı sağladıysanız ve kahverengi kablo varsa sadece gem modülü programlanır.(ms can konumunda olacak)Konfigürasyon sayfa 3 te sonlarda cruise control tikini seçin. 9.aşama eğer kabloyu siz çektiyseniz hs can konumunda pcm modülüne girip önce sistemin okutup yedeğini alın .Pcm de bağlantı hızı otomatik seçilmeli.Ve bilgide gem modül tipi çıkar .Tekrar konfigürasyona girin okutun en üstte vın değerinin altında cruise control tikini seçin pcme yazdır diyin. 10.aşama hec modülüne gelin konfigürasyon1.sayfada yine tekrar cruie controlü seçin. 11.aşama test zamanı aracınıza binin 50 km/saat hıza ulaşın ve keyfini sürün.(8-9 ve 10 aşama resimleri okulda diğer bilgisayarımda kaldığından yükleyemedim.İhtiyacı olan varsa yüklerim. Keyifli sürüşler Beğendin mi Yakup bey...1 puan
-
Biliyorsun ne kadar değişsek bile hem aynı yapamayız hemde sağlıklı ölçüm değil, unut gitsin1 puan
-
demekki ya ozan kazma yada 17 jant+215 taban 20 beygir yiyo1 puan
-
Geçmiş olsun. Mailinize cevap yazmıştım. Ancak buradan bir kez daha yazayım. Büyük ihtimalle yaşadığınız problem benimle aynı. Torpido gözünden aşağı doğru inin. Ayaklara hava üfleme ızgaralarını bulun inmeye devam edin siyah bi bez parçası ile kamufle edilmiş bir yer göreceksiniz kenarlarında sarı raptiyeler var o bezi aç hemen orada 2 tane mandal göreceksiniz kontak kapalı o mandalları yerine oturtturun sorununuz büyü ihtimalle hallolur.1 puan
-
Ya zaten 2 araba gelecekler sıkıntı yok Kalsın bende zaten ciğerlerini açarım biraz pas tutmuş zaten [emoji2][emoji2][emoji2]1 puan
-
1 puan
-
Ben Galata’da büyüdüm, ailem nesillerdir “Üzerine kulenin gölgesinin düşmediği” yerde oturmadı .. nesillerdir derken, cidden nesillerden bahsediyorum. Ya da tam olarak söylemek gerekirse +800 yıl önce İstanbul’a geldiklerinden beri… Büyük dedemin, dedesinin, dedesinin, dedesinin büyük dedesinin büyük dedesinin dedesi bu gün Milano olarak bilinen şehir devlet’in sınırlarında yaşıyormuş. Fakir insanlarmış dedelerim (kısaca dedelerim diyorum … siz anlayın işte) o zamanlar lonca’lar ticaret’e hükmettiği ve bizimkilerde de lonca’ya katılacak para olmadığı için seyyar ayakkabı tamirciliği yaparlarmış. O çağlarda seyyar tamircilik zor zanaatmış … ayak bileklerine kadar gelen uzun deri önlükler giyer, çarşı – pazarda dolaşırlarmış. Biri ayakkabısını , çarık ya da çizmesini tamir ettirmek mi istiyor? Hemen yere çöker ve yanlarında dolaştırdıkları tabureyi (..ki bunun alt kısmında alet – edevatlarını taşırlarmış) yere koyar … Müşteriyi tabureye oturtup müşterinin ayaklarını da kucaklarına koyarlarmış. O zamanlar aile ismi olarak “cuir”i kullanırlarmış (kösele/ayakkabı derisi demek) … anlayacağınız durumları sokak köpeklerinden azıcık halliceymiş. Sonra bir şey olmuş. 1198’de tahta çıkan yeni Papa (…ki bu Papa kendine Innocentius = Masum ismini almış ..peHHH) Haçlı seferleri düzenlemeye karar vermiş. Tahta yeni çıktı ya, dosta – düşmana Hristiyan dünyasının efendisi kim? Batı’da raconu kim keser? Bunu göstermek istemiş (bildiğiniz i**e işte…) Kafirlerin (…Serazenler,yani Müslümanlar) elindeki kutsal toprakları (Kudüs ve çevresi) ele geçirmekmiş i**e papa’nın dileği. …tabi ki dilemek başka şey, dileğin gerçekleşmesi ise bambaşka! Hristiyan kralları Papa’ya pek yüz vermemiş. Hazineleri boşmuş, daha önceki seferlerin –kötü- sonuçları- hala hafızalardaymış ve de ismi –Masum- olsa da yeni Papa’nın fazla ateşli!! Olduğunu düşünüyorlarmış. Onu sallamamışlar! …ee? Papa ne yapacak? Adam Haçlı Seferi ilan etmiş bir kere, … “Ehue! Pardon! Pardon! … başka zaman yaparız artık!” diyip karizma’yı çizecek hali yok ki! Düşünmüş taşınmış ve sonra da çözümü bulmuş … demiş ki… - Sıradan halkı haçlı ordusuna katılmaya çağıracağız, haçlı ordusuna katılan herkese bir af belgesi vereceğiz ve sefer sırasında ölen herkese de cennet’e serbest giriş vaat edeceğiz. - Yerler mi? - Yerler … …yemişler de (bizim dedeler dahil) Endüljans denen belgeleri üretmişler … buna göre belgeyi taşıyan kişi Hristiyan topraklarını terk ettiği andan itibaren ne günah işlerse işlesin (hiçbir kısıtlama olmaksızın) peşin olarak affedilecek ve sefer sırasında ölür ise cennetten deniz manzaralı (tamam bu kısmını attım) arsa kapatacakmış. …beHHH Bizimkiler papazların anlattığı (Bkn.yalan pazarlama) yağ, bal ve süt ülkesine gidip taşıyabilecekleri kadar servet sahibi olmak için orduya katılmışlar. İsimlerini yazdırıp af belgelerini almışlar ve 1203 yılının sonunda ordu ile birlikte yola çıkmışlar. İki kardeş (içlerinden birisi bizim dede … ama hangisi? …onu bilmiyoruz) neredeyse silahsızmış, öyle filmlerdeki gibi zırh – kalkan falan yokmuş ellerinde. Birisi bildiğin odun taşıyormuş, diğerinde ise paslı bir satır varmış, o kadar. Odun ve satır ile Selahattin Eyyübi’nin ordusuna karşı sefere çıkmak hem de bunu yaya olarak yapmak … beHHH Ordu ilerlerken kentlerden ona katılım sağlanıyormuş. Her kent deli , dilenci, serseri ve hapishanelerde yatan başı bozuk takımını Haçlı Ordusuna teslim ediyor (Papa’lık emri gereği) az miktarda da askeri (mümkün olduğu kadar az) bu güruh’a katıyormuş. Ordu arada saçmalamış (balkanlarda slav asıllı insanlara saldırmışlar, kent ve köyleri yağmalamışlar) ve 1204 senesinde İstanbul’a … eski adı ile Konstantinopolis’e varmışlar. Dediklerine göre şehri ilk gördüklerinde hemen herkes yere kapanıp ağlamaya başlamış, şehir öyle güzel ve öylesine zenginmiş ki ordu’da bulunan hiç kimse daha önce o kadar güzel bir şehri ne görmüş, ne de hayal etmiş. Bizans’lılar ayrı mezhepten olsalar da bu yeni orduyu karşılamış, doyurmuş, tedavi etmiş. Haçlıların bi b*k yiyemeyeceklerini biliyor olsalar da doğu’ya doğru ilerlerken o yönden baskı yapan Serazen güçlerine hasar verirler, hepsi geberir gider ama en azından biz de birkaç yıl rahat ederiz diyorlarmış. Bilmedikleri şey ise Haçlıların “ganimet burada hacı, ne gerek var taa Kudüs’e kadar gitmeye” dedikleriymiş … gerçekten şehir fazlası ile iştah açıcıymış ve her şey olup bitene kadar Bizanslılar i**e papa’nın toparladığı it sürüsünün esas amacını anlamamış. Böylece Haçlılar Konstantinopolis’e saldırmış … önce başarılı olamamışlar, sonrasında da (kendilerinin bile pek inanamadığı şekilde) surları aşmışlar. Yağma ve katliam başlamış … çalabilecekleri her şeyi çalmış, gözlerine kestirdiklerini de katletmişler. Boğazlananlar arasında Bizans imparatoru ve ailesi de varmış … hemen bir konsül kurmuşlar, aralarından bir tanesini İmparator seçmişler ve de şehre yerleşmişler. Benim dede’de (daha doğrusu dedeler) savaştan sağ çıkmayı başarmış. Yağma işinde de başarılıymışlar. Ceneviz’li bir taciri boğazlayıp onun deri depolarına ve evine konmuşlar. Ortalık biraz sakinleşince de kent surlarının dışındaki Ceneviz kolonisine (bu günkü Galata) taşınmışlar ve orada deri ticaretine başlamışlar. İki kardeşten biri Galata’da mallara ve eve bakmak için kalırken diğer kardeş gemi ile (parayı buldu ya, iki dakikada g*t* kalkmış) ailenin geri kalanını getirmek için Milano’ya dönmüş ve gebermeden geri gelmeyi, gelirken de çocuk ve kadınları Konstantinopolis’e ulaştırmayı başarmış. (Anlayacağınız benim dedeler temelde serseri olsalar da becerikli serserilermiş) …işte o gündür bu gündür benim ailem Galata’da yaşamış. Bizanslılar 1260’lı yıllarda kenti Latinlerden geri alıp bu defa kentte kalan Latinleri boğazlarken de Galata’da kalıp manzarayı seyretmişler, onlardan sonra gelen ordular şehri kuşatırken de. Fatih’in gemileri karadan taşınırken Osmanlı’ya don yağı, temiz su … hatta urgan ve ip çekmek için deri parçaları sattıkları bile söylenir (…tabi işin bu kısmı rivayet) Anlayacağınız “maceracılık” bizim Büyük dedenin, dedesinin, dedesinin, dedesinin büyük dedesinin büyük dedesinin dedesinden kalma … bir çeşit aile mirası... Meraklısına referanslar. http://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%B6rd%C3%BCnc%C3%BC_Ha%C3%A7l%C4%B1_Seferi http://tr.wikipedia.org/wiki/III._Innocentius http://tr.wikipedia.org/wiki/End%C3%BCljans http://tr.wikipedia.org/wiki/Latin_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu - aha! Af Belgesi Böyle Bir Şey İşte!-1 puan
-
...geçmiş zaman Borusan'da (BMW) çalışıyorum. O zamanlar İstinye falan yok, Firuzköy/Avcılar merkez ... Satış Sonrası Müdürümüz (kulağı çınlasın, Melih Bey) yok, ben de -patron yok...sal gitsin- havasında yalandan bültenlere falan bakıyorum, aslında odamda cigara+kahve keyfi yapıyorum. Telefon çaldı ... zaten telefonların vaz geçemediği huyudur bu, gerekmeyen zamanlarda çalarlar. Arayan şimdilerde Borusan'ın Bodrum şubesinin müdürü Nuri abi. - Alo - Kaan az aşağı gelsene, dertli bi araba var. - Peki... Normalde sallamam, sonuçta servisteki araç benim işim değil (teknik olarak) ben diğer servislerden sorumluyum, yani Adana'da bir araba coFLarsa atlayıp oraya gidiyorum ama Firuzköy'de tonla usta (ciddi ustalar hem de) var. Neyse, indim aşağı ... servisin arka kısmında (..ki biz genelde orayı Motorrad -BMW Motorsiklet- ambalajlarını açmak için falan kullanırız) bir 7" kasa yatıyor. ...Nuri abi açıkladı - Arabada ses varmış, alet Bodur'ların (Çanakkale Seramik) Patron özel olarak ilgilensinler demiş ... ...cırlayacağım, hevesim kursağımda kaldı. Patron demiş sonuçta ... seve seve ilgilenicez. - Ne sesi varmış abi? - Gel sen de duy. Bindik arabaya, Borusan'ın arka parkında deniyoruz. ...normalde ses yok, hatta çıt bile yok ...ama aniden gazlayınca ... işte o zaman ses var. Nasıl bir ses bu? ...şöyle anlatayım. Arabanın içinde metal bacaklı bir örümcek dolaşıyor sanki ... yani bir tıkırtı var ama tıkırtı sabit değil, dolaşıyor. Ses dolaşır mı be?!? ...diyeceksiniz. Zaten olay o ... bin tane ses problemi ile karşılaştık, kimini çözdük ama ses yapan şey genelde -sabittir- böylece sesin nereden geldiğini bulabilirsin. Ama bu ses -göçmen- dolaşıyor körolasıca. - Tamam ... sokun atölyeye. Prosedür belli, torpido gözü, kapı cepleri falan boşaltılır ... koltuk altlarına bakılır, kriko gevşekmi? Kapı döşemeleri gevşek mi? Elektrikli koltukların altından kablo vs. sarkıyor mu bakılır... sonra gene denenir. ...denedik ... hayır ... aniden gazlayınca (sonradan fark ettik ki aniden fren yapınca da örümcek koşturmaya başlıyor) arabanın içinde o ses dolaşıyor. AlAlAlAlAlA? - Atölyeye geri giriyoruz, sökün abi. - Arabayı mı? - Evet Başladık sökmeye .... ve dinlemeye. Bagajı boşalttık denedik ... hayır Arka koltuğu söktük ...denedik ... hayır Arka koltuğun altındaki akü çerçevesini, kol dayamayı , pandizot altındaki cd değiştiriciyi söktük denedik ... hayır Ön koltukları söktük ... söktüğümüz koltukları kucaklayıp (altın beşik hesabı) salladık ... hayır Tavan kaplamasını söktük, kapı döşemelerini söktük, cam krikolarını söktük ... hayır Taban halısını söktük ... hayır Ön göğüsü söktük ... hayır Klima borularını ve kalorifer kazanını söktük ... hayır ...ulan kafayı yiyicez ... gece saat 03.00 olmuş, yarın devam ederiz dedik. Bir sonraki gün öyle yaptık ... benzin pompası kontrol edildi, depo kontrol edildi ... hayır Egzost'u söktük (tüm sistem) salladık ... hayır ... içinde tıkırdayan bir şey yok ...kafa durdu - Almanya'ya soralım ...dedik Açtık telefon, Almanya'da ki Mesiter'lere derdimizi anlattık. Nuri abi'nin Almanca 10 numara (Allahtan) adam bizi dinledi, dinledi... - Sökük araba ile teste çıkın, ani gaz ve freni deneyin ... ses taban sacından geliyor olabilir ... demez mi? pıFFFF ... iyi de biz arabayı söktük be abi! Manzara 7" serisi bir araba (Long) şoför banyoda falan kullanılan (pembe) bir plastik taburede oturuyor. Bir kişi yerde sırt üstü yatıyor (şoförün arkasında) ve ayaklarını onun sırtına dayamış, böylece gaza bastığında şoför arkaya - yere düşmüyor. Aracın içinde ayrıca 3 kişi daha var, bunlar bir yerlere tutunmaya ve zemine kulağını dayayıp o örümceğin taban saçında dans edip etmediğini anlamaya çalışıyor. ...rezillik yahu Yarım saat kadar sonra bir arkadaş... - Buldum ... dedi - Nerede? Sağ marşbiyel kaplamasını işaret etti ... - O şey bunun içinde Marşbiyel mi? ...haSSSSSS ...emin olmak adına dinledik ... evet ... haklı Örümcek Marşbiyelin içinde. Gaza basıyorsun arkaya gidiyor, frene basıyorsun kinetik enerji nedeni ile öne geliyor .. piçe bak ya! ..bildiğin terörist işte. O sırada Melih bey gelmiş ... mevzuyu ona da anlattık, arabaya binip o da yattı yere ... sesi dinledi - Teşhis doğru, siz bi çay için ... bakalım ne yapacağız? Yarım saat sonra haber geldi - Kesin arabayı ... 7" kasayı mı kesicez? ... Harbiden mi? ... Yemin et? Aldık taş motorunu, -B- sütunu hizasından marşbiyel'i kestik ... kesiği yatay olarak büyütüp içeri teleskopik mıknatıs attık ve çok geçmeden ... tak! Mıknatıs teröristi yakaladı. Yaklaşık 5 kuruş boyutlarında bir -kof- kaynak parçasıydı suçlu. Resimler çekildi, rapor yazıldı ve Almanya'ya yollandı. ...bir kaç gün sonra cevap geldi. -Refund- yapın... Müşteriye yeni bir 7" sipariş edildi, araç bedeli Münih tarafınca karşılandı ve bizim kaportacılar da (kuşkusuz bize küfrederek) 7" kasayı topladı. O araç uzun süre şirkette -transfer- işinde kullanıldı ... hava limanından milleti götür - getir vs. sonra da satıldı gitti (kim bilir ona şu an kim biniyor?) Epey bir süre sonra BMW'den TSB geldi ... belli şase numaralarında kontrol istiyorlardı. (gaz ve fren ile ses dinleme) ...fabrika'da pres'e saç normalde el ile konuyormuş (besleme hattına) ve o elemanlar gene normalde eldiven takıyormuş ... ama ne olmuşsa birileri veya biri olay günü eldiven takmamış ve çıplak el ile saçları pres hattına taşımış. Elemanın elinde yağ benzeri bir şey varmış (kalıntı) ...günahını almayayım, belki de bir şey yedi o an. Sonuçta elemanın elindeki yağ saç'a bulaşmış ... tam o nokta kaynak robotunun punta attığı yer olmasa gene sorun olmayacakmış ama tesadüf ya ... işte tam o noktaya denk gelmiş. Sonuç? -Kof- kaynak, pres ve büküm ile marşbiyelin iç kısmına denk gelen kof kaynak parçası bir süre sonra kopup marşbiyel'in içine düşmüş ... sonrasını biliyorsunuz işte. Bebek gibi 7" kasayı p*ç ettik ... pıFFF1 puan
-
Cem hocam yeterince güzel açıklamış eğer performanslı kullanmıyorsanız 205 lastik takmanızda hiç bir sakınca yok. Buna ilaveten tabanın daralması direksiyonun hafiflemesine büyük katkı yapar direksiyonu kuş gibi hissedersiniz. Benim gibi biraz performans seviyorsanız özetle; yaz için geniş taban (yola daha fazla tutunma ve fren performansı) ve düşük yanak (daha iyi viraj kabiliyeti) , kış için dar taban (lastik tabanına binen yükü artırarak karda,buzda, ıslak zeminde daha iyi tutunma, frenleme ve daha az tekerlek gürültüsü) ve yüksek yanak (daha fazla konfor, kasis ve çukurlarda daha iyi performans) tercih edilir. Kullandığım yazlık lastik 235-45-17 94Y Kışlık : 215-50-17 91H1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.