2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
04-05-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
immigration fıkrası geldi aklıma. Adama demişler Almanyaya inince bir direğe sarıl immigration de başka bisey deme. Adam uçak biletini almış. Hava alanında inmiş. Bir direğe sarılmış elinde pasaport bilet bas bas bağırıyor. Kimse kaale almıyor. Başına bir polis gelmiş. Pasaportu bileti uzatmış bizimki. Polis arkadaş demiş senin uçuş aktarmalı burası sabiha gokcen Bin inince tekrar bağır hemşerim4 puan
-
Herkese merhabalar bu da bizim evlat Aracımız Ford Focus 2 olup, 2.0 dizel 136 hp 6 ileri şanzımanıyla bizimle birlikte. Aracımıza rs arka tampon ve rs spoiler uygulaması yaptık, marşpiyelleri iste st olarak seçtik, ön tampon ise orjinal tampona disk havalandırmaları olan alt ek yaptırdık. Farlarımıza gelince bi-xenon uygulaması ve led park lambası uyguladık. Jantları ise 18" inç rs olarak seçtik. Lastik ebatlarımız ise 225*40*18. Aracın içine gelince göstergemizi makyajlı kasanınkiyle değiştirdik. Torpidoya turbo basınç saati ve yağ sıcaklığı saati ekledik. Aynalarımızıda focus 3 elektirikli katlanır aynalarla değiştirdik. Son olarak aracımızı keyfe keder komple orjinal gri üzeri sedefli yeşil-mor olarak boyattık Herkese iyi forumlar olsun2 puan
-
...başlığı okuyunca saç problemlerinden bahsedeceğimi sananlara : KEL ya da K.E.L Kabataş Erkek Lisesi anlamına da gelir. Artık "Erkek Lisesi" olmasa da boğaz kıyısında saraydan bozma binasında uzun yıllardır ( 1900'lerin başından beri) eğitim veren bu -güzide- kurumdan bahsediyorum. ...KEL'i pek çok benzerinden ayıran temel özellik ne oldukça "sert" disiplini (...ki öyleydi) ne de verdiği iyi öğrenimdi (...ki bu da doğruydu) KEL'in en büyük özelliği öğrencilerine, daha doğrusu öğrencilerinin ailelerine makul ücret karşılığında sunduğu -pansiyon- hizmetiydi. ...ufak tefek değişiklikler ile bu hizmet (en azından bildiğim kadarı ile) hala sürüyor. Nedir -pansiyon- hizmeti? ...şudur. Diyelim ki bir çocuğunuz var, bu velet size illallah dedirtti ... gönderirsiniz KEL'e, isterseniz h.sonları da orada kalır ve sadece okullar kapalı iken eve döner, ya da yüzünüzü yumuşatır ve onu başımın gözümün sadakası hesabı h.sonları evinize alırsınız. (Bkn.paşa gönül kriteri) Çocuğunuz KEL'de yaşar, orada yer - içer - ders çalışır - hamama gider - saçını keser - kantinde takılır ve biraz da kafası çalışıyor ise Lise'yi bitirir, Üniversite sınavını kazanır. ...Üni'yi kazanır derken dalga geçmiyorum. KEL'de "SALATALIĞI burada 4 yıl tut, o bile Mülkiye'yi kazanır" diye bir geik döner diyeyim, gerisini siz anlayın (...gerçekten de KEL mezunlarının sınav performansları efsanevidir) KEL'de üç çeşit öğrenci vardı ... okul bitince evinde giden -gündüzcüler- ...ki bunlar gerçekten az sayıdaydı, h.sonları evine giden -evciler- ve okul nüfusu içindeki çoğunluk olan -daimi yatılılar- ...ben üçüncü gruba dahildim. (sizce neden?) Hayat KEL'de fena değildir ... eğlenecek bir şeyler bulabilirsiniz. Arka bahçedeki yarı nizami beton saha da futbol oynayabilir, iki basketbol sahasında top sektirebilir, klüplere katılıp gereksiz işler ile uğraşabilir (örnek: pul klübü ya da adı artık her ne ise) kantinlerde aylaklık edebilir, hamamda göbek taşına sabun sürüp biraz su dökerek takunya ile buz pateni yapabilir (...ki bu faaliyet genelde revirde biter) sahil'e çıkıp boğaz'ı seyredebilir, balık tutabilir veya üst sınıfların genelde yaptığı gibi Ortaköy tarafındaki Tekel deposu ile bitişik duvardan kaçabilirdiniz. ...yaklaşık beş metrelik duvara tırmanır (bizden önceki abilerimizin duvara açtığı ayak basma ve tutunma gediklerini kullanarak) sonra Ortaköy'de bilardo oynar, king çevirir, sandal kiralar vs.vs. lise'den kaçmış p*çl*rin yaptığı şeyler ile uğraşabilirdiniz. KEL'de hatay toz pembe diye düşünmeyin ... okulda eğitmenler, okutmanlar ve hatta etüd abileri ve tabi ki üst sınıflardan devamlı şiddet görürsünüz. Hazırlık ve birinci sınıf ikinci kat'a çıkamaz (çıkarsa akşam yatakhanede eşşek sudan gelene kadar dayak yer) ikinci sınıflar ise üçüncü kat'ı rüyasında bile göremez. Yani bir dayak döngüsü (benim zamanımda) söz konusudur. Hazırlık sınıftaysan herkes seni döver, okulun önünden geçen köpekler bile seni kovalar, bir'e geçtin mi hazırlıkları döver ve abilerin gözüne batmamaya çalışırsın, iki'ye kapağı attın mı dövecek alt sınıf arar ve bir üçlüğe yakalanmamaya çalışırsın ... son seneye ulaştın mı? O zaman yakaladığına verirsin sopayı. ...doğal olarak KEL öğrencisi yarı vahşidir ... ailesi tarafınca kısmen terk edilmiştir, dayak yeme korkusu ile ensesinde göz çıkarmıştır ve şiddet eğilimini bulduğu her fırsatta ortaya çıkarma eğilimine sahiptir. Ortaköy sahilinde üç nadide okul yan yana dizilmiştir. Her biri saray eskisi olan bu okullardan ilki KEL, ikincisi Galatasaray Kız Lisesi ve üçüncüsü ise Yüksek Denizcilik Okuludur. Yani GS kız lisesi iki erkek okulunun arasında kalmıştır ve biraz da bu neden ile KEL ile Yüksek Denizcilik devamlı kavga eder. Kızlar yüzünden kavga çıkar, GS'li kızlar kendi yaşlarında sümüklü oğlanlar yerine bembeyaz üniformalı üni.öğrencilerine baygın bayın bakar ... Yüksek Denizcilik öğrencileri laci KEL ceketi (mendil cebindeki arma kimlik tespit'i için yeterlidir) giymiş birisini yakaladığında tartaklar döver ... KEL öğrencileri üniformalı bir Yüksek Denizcilik öğrencisini tek yakalarsa piranha sürüsü gibi ona dalar... İki okul arasındaki bu sonsuz kavganın bir nedeni de sabah sporudur. Yüksek Denizcilik öğrencileri sabahları (yaz - kış demeden) denize flika indirir ve boğaz'da kürek çekerler ... bu daimi yatılı KEL öğrencileri için bedava eğlence anlamına gelir. Sabah erken kalkar (06.30 gibi) sahile gider ve bir gece önce kantinden toplayıp taşla ezerek katladığımız gazoz kapaklarını sapan ile flika'ya atarsınız. Boğaz'ın serin ve taze havası ile ciğerlerinizi doldurur, lunapark'ta ki hedeflere ateş ediyormuşçasına eğlenir ve el-göz koordinasyonunuzu geliştiririsiniz... bundan ala spor mu olur? ...Flika'lar KEL'in önünden geçerken dümen kırıp boğazın ortasına doğru açılır ama gemi trafiğine de girmek istemedikleri için gene de sapan menzlinde kalırlar. Daimi yatılılar tespit gibi sahile dizilir ve "atış serbest" komutu ile birlikte cenk'e gider ve düşman piyadesine ok atar gibi gazoz kapaklarını çekip atarlar, çekip atarlar. Gazoz kapakları metal sis gibi flika'ya doğru uçar, büyük çoğunluğu kısa, bazıları da uzun düşer ... salvo atıp ıskalarsanız flika'da ki üni.öğrencileri kahkahalar atar. ..ama... Arada sırada isabet sağlanır ... Yüksek denizcilik öğrencileri kapalı can yelekleri giydiği ve miğfer taktığı için onların canını acıtmak zordur ama gene de bir kürek sallandığı, flika'dan küfürler yükseldiği zaman daimi yatılılar gülmekten geberir. Sabah sporu eğlencelidir. Tabi bu biraz da kıyının hangi tarafında olduğunuz ile alakalıdır. : : :2 puan
-
Ford tasarımcısı Alex Bıdık Bey'in açıklamasını yayinliyorum. Focus kullanıcılarında boyun kireçlenmesini önlemek adına geliştirdiğimiz culuk (Sivas şivesiyle yıl başında mideye indirdiğiniz kuş ) sisteminin Türk kullanıcılar tarafından keşfedilmiştir. Viraj kavşak ve özelikle dar sokaklarda boynun öne uzatılıp geri çekilmesi esasıyla çalışan sistemimiz..... Gerisi reklam2 puan
-
Yine buralarda bir yerlerde paylaşmıştım, bende iki yıl önce ısıtmalı ön cam Değişimi yaptım, ford logolu (orj,) ek bir Ücret vermediğim gibi kaskoda bir bozulma olmadı...2 puan
-
Yazıyı bıdık a gelene kadar okudum sonra olay kotu[emoji3][emoji3][emoji3][emoji3]2 puan
-
2 puan
-
Sanmıyorum. Çünkü sorun değil. En azından ford tasarımcıları için. Tasarım girdileri. 1- Takla attığında müşterimizin boynu kirilmasin. 2- Kavşaklar için daha iyi görüş alanı. Madde 1 için gerekli olan A direği mukavemetinden ödün vermeden görüş acısını max etmeye çalışırlar. Temel kanunlar kavşaktan durarak geçmeyi şart koştuğu için durduğunuzda görüş sağlayacak A direği dizaynı ok alır. Bunun tersine önem veren yada oturma pozisyonu sunan araçlar tercih meselesidir. Not: Bende 1.80 boyundayım. Bacaklarım sığmıyor. O tasarımcı bıdık arkadaşı bulursam diz boyumu ölçtürecem. Evet oturma pozisyonu 1.70 göre tasarlanmış.2 puan
-
Ben sinirleniyorum. Bende korna çalıyorum azalıyorlar. Önüm de bisey var gibi yola bakıyorum. Kedi köpek geçiyormuş tribi yapıyorum. [emoji230] [emoji233] [emoji234] [emoji235] [emoji237] artık aklına ne gelirse2 puan
-
Hee ben de öyle yapıyorum abi.Durup sağa sola bakıyorum.Ama bi de arkamdan korna çalanlara sinirlenmemeyi öğrensem keşkem.2 puan
-
2 puan
-
2 puan
-
E başında habire "Baba bu niye böyle oldu.Baba kadın nasıl o kadar zıplıyo" sorularından sanırım2 puan
-
Scarlett Johansson'ın oynadığı Lucy filmi evrim, insan kavramlarını biraz daha incelemek isteyebileceğiniz Fransız yapımı film. Daha önce pek Fransız sinamasını beğenmesemde o havadan çok uzak zaten. Sıkıcı değil, keyifle izlenir.2 puan
-
Vala ben imkanım olsa ilkönce kendimi terkederdim.....O derece bıktım kendimden.....Anlaşamıyoruz alt ve üst benlen....2 puan
-
olmaz mı? 110 kişilik uzun eşekler, 40'ar kişilik futbol maçları ... 700 kişilik sabah kahvaltıları K.E.L'de hikaye bitmez ...2 puan
-
Ya çıkarsa....bi de öle düşünmek lazım.....Sonunu düşünen American Hero olamaz........2 puan
-
2 puan
-
Ellerinize sağlık , çamursuz sürüşler eskiden cila seti dizmek çok daha kolaydı şimdi piyasada bin bir türlü marka var , gereksiz kalabalık yapıyorlar baya uzun zamandır müsait olup forum'a vakit ayıramıyorum bununla ilgili bir makale yazıcam inşallah2 puan
-
2 puan
-
Otomotivin Ar-Ge lideri Ford Otosan’dan Türkiye’nin en büyük Ar-Ge Merkezi Ford Otosan’ın 68 Milyon TL yatırım ile hayata geçirdiği Sancaktepe Ar-Ge Merkezi’nin resmi açılış töreni, 29 Nisan 2015 günü Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç ve Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich’in katılımı ile düzenlendi. Yaklaşık yüzde 10’luk bir payla, ülkemizin özel sektörde en çok Ar-Ge harcaması yapan grubuyuz Ar-Ge kavramı henüz Türkiye’de yokken, Koç Topluluğu’nun kurucusu merhum Vehbi Koç’un, ülkeleri ve şirketleri geleceğe taşıyacak yolun araştırma ve geliştirmeden geçtiğini kavrayarak, yatırım planlarına Ar-Ge çalışmalarını da dâhil etmeye başladığını vurgulayan Ali Y. Koç şöyle devam etti: “Bugün de Topluluğumuz, faaliyet gösterdiği her sektörde uzun vadeli bir bakış açısı ile, teknoloji ve inovasyona yatırım yaparak, ülkemiz için yarattığı katma değeri sürekli artırmayı ve rekabet gücümüzü geliştirmeyi hedeflemektedir. Yaklaşık yüzde 10’luk bir payla, ülkemizin özel sektörde en çok Ar-Ge harcaması yapan grubuyuz. 2007-2014 yılları arasında Topluluğumuz, Ar-Ge’ye yaklaşık 4,5 milyar TL yatırım yapmıştır. Bünyemizde bulunan 14 Ar-Ge merkezimizde 3.000’i aşkın mühendisimiz görev yapmaktadır. Bu rakam, ülkemizdeki Ar-Ge merkezlerinde çalışan, tescil edilmiş mühendis ve doktoralı mühendisin yüzde 20’sini teşkil etmektedir. Tüm bu yatırımlarımızın sonucu olarak, geçen yıl 563 yeni patent başvurusu yaptık. Koç Topluluğu olarak bugüne kadar yaptığımız gibi gelecekte de ülkemize olan sonsuz inancımızla, kendi yeteneklerimize de güvenerek, yatırım yapmaya kararlıkla devam edeceğiz.“ Ülkemize hayırlı olsun Videosu Açılıştan size özel fotoğraflar Edge Ranger Vignale Everest (Ülkemizde veya Avrupa'da satışı yok, ar-ge için burada olmuş olabilir) Yürüyen uçaktan sonra yürüyen iPad Detaylı başlıklarımız:1 puan
-
İstanbul Edirne arası araç 5 kişi klima açık ortalama hız 115 km/saat ekranda gözüken 6.9 litre araç otomatik 1.6 Ti-Vtc benzinli1 puan
-
Mondeo tabi, zevk sonuçta tarafı olmak zorunda1 puan
-
hayırlı olsun kazasız belasız işallah karar verip aldınmı bilmiyorum ama1 puan
-
Doğan, senin görüşüne katılıyorum. Ben de aynı sıkıntıyı yaşıyorum,koltuğu nereye çekersem çekeyim olmadı. Tam da ortadaki direkten kaynaklandığını düşünüyorum. Eski aracım olan C4 de böyle bir sıkıntı yoktu.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
orjinali daha rahat ve kibar. Işıklı sadece güzel görünüyor. Birde 1cm kadar yükseliyor topuz.1 puan
-
Büyük ihtimalle ben sağıma bakmayı unuttum arabayı bahane ediyorum [emoji2]1 puan
-
vay be ben sadece kapı kiliti ile mi yetineyim şansa bak. teşekkürler1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Sen çok yanlış gelmişin müdür, arkanı saatli taşa verip 500km kadar git bence Doğan abi, gönder butonuna bastıktan hemen sonra beğenme rekoru varda ben mi bilmiyorum.1 puan
-
Evrim mi? Pek çok yerde yazdım-söyledim, yine söylüyorum, film bilmeden İslami Tasavvuftaki vahdet-i vücut inancını anlatmış.. Scarlett abla filmin sonunda bilinç %100 olduğuda Hallac-ı Mansur gibi "En'el Hak" diyecek diye bekledim biran için İşin sırrı sonunda sayın abim..1 puan
-
Arkadaşlar başrolünü Jonny Deepin oynadığı komedi-macera karışımı MortDecai seyredilebilir ben o sparrow rolündeki sarhoş ve en küçük zorlukta kendini düşünüp tüyme mimik jest ve konuşmasına bayılıyorum...günün filmi olarak seyredilebilir...Tavsiye ...1 puan
-
Teşekkürler bunu anlamak mümkün değil ki.. Defter 82.5 TL imiş iyi buna şükür..1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Bu başlıktaki gibi düşünerek 2013 yılında Green card için başvurmuştuk. Bana çıkmadı ama eşime çıktı. Neyse ben ve çocuklar da yancı olarak alabiliyoruz. Her şeyi satar amerikaya gideriz dedik. Neyse sonraki formu doldurduk bunlar bize size görüşme maili atacağız dediler ama atmadılar. Geçenlerde bir baktık bizim görüşme randevumuz çoktan geçmiş. Oturup ağlayan bir mail attım, bildireceğiz dediniz bildirmeniz diye..Bize hazirana yeniden randevu verdiler. Green card alacağımızın garantisi de yok.. Acaip acaip şeyler istiyorlar ve inanılmaz masraflı (1000TLyi bulacak masraf). Pasaportların en az 8 ay geçerli olmasını istiyorlar. Görüşme günü bizim 6 ay kalmış olacak. Yeşil pasaport ve mecburen yeniletmek zorundayız yapmışken 5 yıllık yaparız . Yani green card hayali ile 6-7 ayı yakmış olacağız. 560 TL çarpı 4= 2240 TL pasaport harcı.. Görüşme ücreti kişi başı 330 dolar. 4 kişi 1320 dolar.. Ayrıca Ankarada bir doktor dan rapor istiyorlar sadece 2 doktor bunlar(nereden bağladılarsa konsolosluğu, bunca yıllık doktorum şöyle kıyak bir iş ayarlayamadım). Muayene ücretleri 100 dolar tahliller 60 dolar. 160 dolar çarpı 4 640 dolar da oraya vereceğiz. Ayrıca çocukları 4 gün önceden ankarada istiyorlar. Eksik aşıları varsa tanesi 25 dolardan mı ne tamamlanacakmış. Saçmalık 1 hafta çocuk okula gidemeyecek mi. Yol , kalma masrafları falan olacak , biz buradaki işe gelmediğimizde bizim aldığımız para düşer onları da hesaplayalım.. 1960 dolar sadece masraf 5100 TL falan yapar herhalde. 2240 TL gereksiz yere pasaport uzatma ve diğer masraflar hemen hemen 10 binTL cebimizden çıkacak ve de hala green card alma garantimiz yok..1 puan
-
uzun zamandır beklediğim (çünkü sık sık turtle wax ı ziyaret edip neler çıkmış bakarım) sentetik cila satışı başlamış.. ABD de çıkalı epey olmuştu, burada eski ürün satılıyordu, eski mesajlarda linki vardır, yenisinin daha etkili (ve pahalı ) olduğu açık.. ama şunu söyleyim, normal 500 ml cila 2-3 kez cilalama yaparken (iyisi 30-40 tl), bu cila biraz su gibi eğer değişime uğramadıysa 5-6 cilalama yapar = 100 tl http://www.hepsiburada.com/liste/turtle-wax-ice-sentetik-cila-414-ml/productDetails.aspx?productId=otdgt468r&categoryId=20035736&SKU=OTDGT468R https://www.turtlewax.com/shop/products/turtle-wax-ice-liquid-wax yeni kil de fiyat iyi: http://www.hepsiburada.com/liste/turtle-wax-yuzey-temizleyici-kil-100-gr-fg6695/productDetails.aspx?productId=otdgfg6695&categoryId=20035754&SKU=OTDGFG6695 kısmetse yarın cila yapacağım.. artık resim yok, yukarıda var1 puan
-
...sene iyi geçmiş, Ford bizi eşlerimiz ile birlikte "teşekkür" gezisine çıkarmaya karar vermiş. Ford ve bayi çalışanları, Setur operatörleri falan derken yaklaşık 300 kişiyiz. İki uçağı silme doldurduk, beleş gezi'nin verdiği overdose neşe ile yola çıktık. Otel baba, hatta fazla baba ... Excelsior otelden çok müze gibi, odalarda ağır kadife perdeler, filmlerde falan gördüğümüz kenarları sütunlu (ya da artık ona ne deniyorsa) yataklar falan. ...bize bir kaç alternatifli program yapmışlar. Benim de sadece ilk günüm dolu, komite toplantısı var ... Hatun'da Vatikan'ı görmek istiyor. Ona dedim ki... - Hacı sen Vatikan'a git, ben de komite toplantısına katılayım. Ama geri kalan programları pas geçeriz, Roma'yı sana ben gezdiririm. ...kırmadı beni, sadece vatikan programına katılmayı seçti ... dolu dolu üç günümüz var ve o zamanı güzel geçirmeyi kafamda planlamışım. Mesela Pantheon'a gidip oradaki resmi rehberi "tavanı niye kapatmadınız ki? Ortası delik kalmış ... paranız mı bitti?" diye ayar edicem ama daha önemlisi Pantheon'un karşısında ki Dolche Vita'da oturup Expresso içicem vs.vs. Her gittiğim yerde otelime veya konakladığım yere yakın mekanları şöyle bir gözden geçirir, genelde "esnaf lokantası" kıvamında bir iki "beslenme" noktası seçerim. Komite toplantısı pazarlama programının sunumu fazla uzamayınca erkenden bittiği için kendimi otelden dışarı atıp arka sokaklara ... yani Excelsior'un üzerinde bulunduğu ana cadde'den (via) uzaklara doğru başladım yürümeye. Bir de baktım aradığım mekanı bulmuşum ... tataaaaa Restore edilen bir binanın altında, daracık bir merdiven ile inilen bodrum kat ve onun da altında ki mahzen denebilecek salon tam da aradığım şey. Bu Ristoranté aile işletmecisi ... baba şef garson, anne kasaya bakıyor, oğlan çocuk ve iki kuzen yemek yaparken kız kardeş ve yeğen servis ile ilgileniyor. ...kapıdan girdim ki anne ile kızı kavga ediyor ama yemek servisi aksamıyor ve tümü italyan olan müşteriler durumu sallamıyor. Kadın ingilizce bilmiyor ama kocasında biraz hayat var. Akşam için iki kişilik yer ayırtıp çıktım dışarı... acele etmeden otele döndüm, bu arada mezeci/soğukçu arıyorum ... neden derseniz parmesan'ı çok severim ve hazır gelmişken biraz alayım diyorum. ..buldum da, vakumlanmış paketlerde 7-8 parça parmesan ile italyanların evde yemek yerken tükettiği "masa şaraplarından" iki tane aldım, otele mutlu mesut döndüm. Masa şarabını almışım, parmesan tamam ... mekanı da bulmuşum ... ohhh yani. Akşam üzeri hatun geldi, yorulmuş biraz ... Vatikan'ı da sevmemiş (aynen) akşam için nehir kenarında yemek programı var ama ben ısrar edince o gün bulduğum aile lokantasına giyme fikrime O.K verdi. ...millet otobüslere doluşup nehir kenarına giderken biz üzerimizde rahat kıyafetler ile çıkıp -özel- mekanımıza doğru yola koyulmuştuk bile. ...restoran tam tahmin ettiğim gibiydi. Bir sayfadan oluşan menü ... üç - dört çeşit pizza, iki - üç çeşit pasta ... iki çeşit tatlı ve açık şarap. Ortam temiz ama şaşalı değil, arka planda sicilya müzikleri (mandolin) çalıyor ve aile kavga halinde ... çat - pat italyancamla kavgayı takip etmeye çalışıyorum. Siparişimizi alan kız benim lasagnia talebimi iletiyor ama "bu defa düzgün pişir" diye de ekliyor. ocağın başındaki kuzen'de ona "sen iyi yemekten ne anlarsın ki.." diye cevap veriyor anne onlardan bir ton fazla bağırıp "gürültü yapmayın saygısızlar" diyor, baba o karmaşada sesini biraz yükseltip (başka nasıl duyuracak ki?) calzone söyleyince kız - anne ve kuzen ona "sağırmıyız biz? neden bağırıyorsun?" diye geri bağırıyor. ...ama yemekler muh-te-şem ... açık şarap hafif biberli gibi ancak yemek ile çok güzel gidiyor. Çok geçmeden hatun itiraf ediyor. - mekan dandik ya, yemekler de boktan olur sanıyordum ama yok abicim, nefis hepsi. Otele dönerken biraz yolu uzatıyoruz, tepeleme dolmuşuz ya ... diğer türlü uyku tutmayacak, belki biraz yürümek iyi gelir diyoruz. Başlıyor günlerimiz böyle geçmeye ... sabah kahvaltı edip çıkıyoruz dışarı. Programa falan takılmadan geziyoruz, akşam üzeri de otele dönüp biraz dinlendikten sonra bizimkilere (artık işletmeci aileye böyle diyoruz) gidip masamıza oturuyoruz. Seyahatin dördüncü akşamında "gala" yemeği var. Rahmi Bey Roma'nın en güzel mekanlarından bir tanesini bizler için kapatmış. Villa Milani denen bu işletme sadece güzel yemek değil, aynı zamanda da tüm şehrin panaromik manzarasını sunuyor. http://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g187791-d4504580-Reviews-Villa_Miani-Rome_Lazio.html ...diğerlerinden sıyırdık ama gala yemeğine de gitmemek olmaz. Cicilerimizi giyip otobüse biniyor ve altı - yedi otobüslük kafile halinde yola çıkıyoruz. Mekan'ın manzarası gerçekten enfes, kış olmasına rağmen şansımıza hava açık ve söz verildiği gibi roma ayaklarımızın altında serilmiş. ...masalara dönüp yerleşiyor ve menü'ye bakıyoruz. - O ne lan? ...elimde olmadan atar'a bağlıyorum. Menü - ekşi kremalı yabani kuşkonmaz çorbası , trüf mantarlı ördek sote falan şeklinde. Hatun ile göz göze geliyoruz... - aç kaldık sanki? ... diyor ... valla öyle, aç kaldık a.q Teşekkür konuşmalarından falan sonra afiyet olsun diyorlar, yemekler servis ediliyor ama ıhhh ... çorba ber-bat ... bu ne yaaa? Hanıma fısılıyorum ... - kaçalım mı kız? - kaçalım valla ... bizimkilere gidelim - taam. Gidip bir setur görevlisi buluyor ve ondan bize taksi ayarlamasını talep ediyorum ... masaya dönüp hanımı alıyorum ve fazla dikkat çekmeden (low profile) uzuyoruz. - isterseniz biraz bekleyin ... başkaları da otele erken dönmek istedi, onlar için otobüs ayarladık ... diyorlar. İyi de biz otele değil, pizza kemirmeye gitmek istiyoruz. - yok, teşekkürler ... biz taksi ile devam edelim ... diyorum. Arkadaşlar ile biraz geyik yapıyoruz (onlar otobüsü bekleme kararı almış...) sonra da taksi'ye binip sicilyalı'ların mekanına akıyoruz. Yemek nefis, Milani'de önümüze konan -şey-den en az on kat daha güzel ... gene eşek gibi yiyip yürüyerek otele dönüyoruz. Daha kapıdan içeri giriyoruz ki başlıyor telefonum çalmaya. - Alo? - iyimisin? ... nerdesin? - İyiyim oteldeyim ... ne oldu ki? ...telefon kapanıyor ama bir kaç saniye sonra gene çalıyor, bu defa arayan patron ... iyi olup olmadığımızı soruyor ... ne oluyor ya? Sonra öğreniyorum ... bizden hemen sonra kalkan ve milleti Villa Milani'den otele getiren otobüs kaza yapmış, yoldan aşağıya uçmuş. http://arsiv.sabah.com.tr/2006/02/08/gnd106.html ...hadi be?!? Hanımı otel'de bırakıp hastaneye topukluyorum. Kötü haber üzerine kötü haber geliyor ... o gece resmen bir kabus. Sabah Ali bey (Koç) Roma'ya gelip bize katılıyor, T.C. Büyükelçilik çalışanları da resmen üzerimize titriyor. ...Ali bey bize özel uçaklar ayarlıyor, pasaport kontrolünden dahi geçmeden ülkeye dönüyoruz ... yaralılar ve vefat eden arkadaşlar ise daha sonra ambulans uçaklar ile getiriliyor. Herkes şok tabi ... iyi başlayan bir gezi nasıl olur da böylesine b*k* sarar? Kimsenin aklı almıyor... ...günler sonra taksi'ye binme kararımızı ... otobüs teklifini red edişimizi konuşuyoruz. Ortak noktamız ise şu. - Sicilyalılar biraz daha kötü yemek yapmış olsa biz de büyük ihtimal ile o otobüste olacaktık... Kısmet işte ... ya da kısmetsizlik. Canımızı kaliteli yemeğe borçluyuz (bir anlamda)1 puan
-
Buno (Bunalım Hakan) bir kız'a fecaat yanık, kız da ona bosch değil ama bir yandan da kendini ağırdan satıyor. Buno hiç bir fırsatı kaçırmıyor, her türlü desteği ve de aklı (..ki buna gerçekten ihtiyacı var) alarak yazıyor da yazıyor ... kız Sainte Pulchérie'de okuyor (acaip sosyetik bir okuldur) ... bizim eleman üni'den erken kaçıp onların çıkışa yetişicem diye dili bir karış dışarıda Taksim'in yolunu tutuyor. Diyeceksiniz ki tutuyor da ne oluyor? ...hiç! Kız okul çıkışı servis'e binerken iki satır muhabbet ediyorlar, o kadar. ... Buno'nun kız kardeşi olası yengesini tanıyor, aynı arkadaş grubundalar. Bu sayede Buno Manitu'nun sosyal aktivitelerini takip edebiliyor ve alakalı - alakasız ortamlarda kızın karşısına çıkıp "ceee" yapabiliyor. Aslında biz de eğleniyoruz, neden derseniz? Hakan'ın gösterdiği amacını aşan çaba büyük ihtimal ile kızın bir tarafını extra kaldırıyor ve de abla bu sayede hiç kasmadan Buno'nun saçmalıkları ile kafa buluyor. ... ama kabul etmek lazım. Buno azimli... Affetmiyor ve asla işin peşini bırakmıyor. ...azim ile s*ç*n taşı delermiş ... kız'da en sonunda pes ediyor ... tamam diyor. Hakan manitu'yu FB Klübünde düzenlenen yaz partisine (havuzbaşında canlı müzik + yemek) götürecek. Arkadaşları olarak biz de seviniyoruz, neden sevinmeyelim ki? Herif ortalıkta inleyip dolaşıyordu, belki biraz rahat ederiz. ...araya adam falan sokup buna düzgün bir masa ayarlıyoruz. Piste ne yakın, ne uzak. Böylece müzik dinlenebilecek ama aynı zamanda da muhabbet konabilecek. Havuz'a görece uzak ama deniz kenarına yakın, böylece ortam romantik olacak... Hakan berber'e gider Conan saç kesimini medenileştirir ve de çenesinde 11'er den maç yapan sakalını temizletirken biz de ona bir araba buluyoruz. Buno'nun babasında bi Renault12 var ama daha düzgün bişi lazım ... bulduğumuz araba ise Chevrolet Nova ...h.sonu geliyor ve sırtını sıvazlayıp takım elbise giydiği için garipsediğimiz Buno'yu b*k rengi emanet Nova ile yolluyoruz. Biz de çınar altına geçip (f.bahçe girişindeki çay bahçesi - kave) başlıyoruz hesabına king çevirmeye. Ses seda yok ... demek ki sorun da yok. (bkn.no news, good news) ... sonra Hakan'ın kız kardeşi beliriyor tepemizde. - Hakan'a bakmaya gitsenize... - Ne oldu ki? ...şaşırıyoruz tabi. Eleman'ın FB Klübünde yemek yiyiyor olması lazım, neden gidip bakıcaz ki? - Abim Kızıltıoprak karakolundaymış ... annem duymasın, siz bi ilgilenir misiniz? ...ilgilenmesine ilgileniriz de ... niekine? Kızıltoprak karakolu tanıdık, semtin p*çl*ri olarak zırt-pırt oraya gittiğimiz için amirinden memuruna herkes bizi tanıyor, biz de onları. Atlayıp gidiyoruz tabi. Bizi gören kapıdaki bekçi doğru şekilde yönlendiriyor... Hakan nöbetçi amirin odasında oturmakta. - Hayırdır? ...cevap yok. Ama Buno'nun canı sıkkın. Amir kaş - göz işareti yapıyor ... - gitmeyin üzerine, bu akşam kalsın, siniri yatışsın ... sabaha salarız. ...eh ! peki! ...en azından Buno iyi durumda. Dışarıda konuşuyoruz ... biri diyor ki ... - Fark ettiniz mi? - Neyi? - Buno ıslaktı - Nasıl ıslak? - ne bileyim? denize mi düştü acaba? resmen ıslaktı herif... lan? ... Nova orada (emanet) arabada hasar falan da yok. Demek ki araba ile düşmedi suya ...ee? ne oldu buna? Sabah erkenden (börekçiye uğrayıp su böreği alarak) karakola gidiyoruz ... çay gelsin diye bekliyor ve kahvaltı ediyoruz. Çok geçmeden bir iki evrak düzenleyip Hakan'ı salıyorlar. ...bizim oğlanın ağzını bıçak açmıyor ama... ...üsteliyoruz ... yok, çıt yok anam! - olm ne oldu? ...tıSSSS Bu dönüp evine gidiyor ... alalala? ne oldu be? ...herkes bir şeyler uyduruyor. - Dans ederken kızı suya atmıştır bu hayvan, sonra da pişman olup arkasından atlamıştır. ...bir başkası diyor ki... - kız buna çektir git dediyse denize atlayıp intihar etmeye kalkmıştır. ..vs.vs. ama işin gerçeği ne? ...bilen yok. Atlayıp evlerine gidiyorum. Zaten uzak da değil ... kız kardeşi karşılıyor beni. - kapattı kapıyı, hiç birimiz ile konuşmuyor. ...alalala? - cigaran var mı? - var... - gel bi... kapının önüne çıkıyoruz. Hakan'ın kız kardeşi olup biteni kendi arkadaşlarından duymuş ... cigara içerken anlatıyor. Hakan iki dirhem bir çekirdek kızı almaya gidiyor. Buraya kadar her şey normal ... Nova'yı tam apartmanın dış kapısına çekip aşağıdan zile basıyor ... kız balkona çıkıp buna "bi saniye" yapıyor. Annesini balkona çağıracakmış meğer ... "ben bununla dışarı çıkıyorum" hesabı Buno'yu anasına göstercekmiş. Bizim Buno biraz geri çekilip bekliyor ... apartmanın kapıcısı'da o sırada bahçeyi suluyor. Bizim Buno arabayı tam dış kapıya çekmiş ya, ona ayar olmuş. - Kardiş! Girişi tıkadın, ordan çeksene arabayı ... diyor. Buno gergin, Buno'nun hormonlar coşmuş durumda. Kapıcı o an aklının kapsama alanında değil. - *kt*r g*t lan, kırarım boynuzunu deyyus ...diyor Kapıcıya. ...yahu! öyle söylenir mi? Eleman apartmanın sorumlusu, sen de tabir-i caiz ise onun krallığına dalmışsın ve de elemana atarlanıyorsun. Artık düşünerek mi bunu yaptı bilmem ama kapıcı küfürü yiyince elindeki hortumu Buno'ya doğru çeviriyor ve balkonun altında müstakbel kayınvaldesini görmek için bekleyen Buno'yu tepeden tırnağa ıslatıyor. ...Hakan önce ne olduğunu anlamamış. Sonra bakmış ki kapıcı buna hortum ile su tutuyor. Kendi bunu doğrulamıyor olsa da bir efsaneye göre Conan gibi nara atıyor! - Crom, ölüleri say! ...ve kapıcıya dalıyor. Dalıyor derken cidden dalıyor ... kapıcıya ağız - göz girişiyor Buno. Gürültüye evden kapıcının karısı ve oğlu fırlıyor, onlar da karışıyor kavgaya ve foursome hesabı ön bahçede yermisin? yemez misin? kavgaya tutuşuyorlar. ...kız yanında annesi ile birlikte balkona bir çıkıyor ki Buno apartman hizmetlileri ile Malazgirt 2.0'ı başlatmış. Anası bunun kolunu tutup kızı içeri sokuyor. - Ne işin var bu serseri ile? ...diyor ve kapı kapanıyor. Kapanan sadece kapı değil tabi ... Buno dediklerine göre o an tamamen kopuyor ve kapıcı, kapıcının karısı ve hatta kapıcının ergen oğlunu fecaat dövüyor. Konu komşu yardıma geliyor ama Buno bir kere "berserk" mod'a geçmiş ... polisi çağırıyorlar, o arada da bizim eleman ile aralarına mesafe koyuyorlar. Polis Hakan'ı karakola, kapıcı ve ailesini de hastaneye gönderiyor ... sonrası malum ... tutanak, alkol raporları ... herkes birbirinden davacı falan - filan. ... ama olan oluyor ve kız bir daha Hakan'ın gözüne dahi bakmıyor. Bakmıyor ama bizim Buno'da bu huy oluyor. Hani Matador'un salladığı pelerin Boğa'da ne tepki yaratırsa kapıcının markete falan giderken kullandığı sepet onda aynı etkiyi yaratıyor. Adam o anın ve red edilmenin acısı ile f.bahçe/kalamış/dalyan civarında ne kadar kapıcı varsa yolu kesiştiğinde kavga çıkarıyor. Kolunda sepet olan adam gördüğü zaman Buno'nun ağzı köpürüyor, yanında onu zapt edecek biri yoksa Hakan kuduz köpek gibi saldırıyor ve ne olup bittiğinden haberi olmayan kapıcı'nın haşatını çıkarana kadar adamcağız'a dalıyor. Anlayacağınız "arıza" DNA'sına kadar işliyor ...pıFFF1 puan
-
...yaz günü, daha veletiz (yani fiii tarihinde geçiyor bu hikaye) biri çıktı dedi ki ... - Bizim yazlığa gidelim mi? - Nerde sizin yazlık - Çanakkale'de.. ...çok yol değil, gidilir tabi. Pedere yaLakalık yaptım, o zaman Doğan SLX'imiz var (hem de 5 ileri ... peHHH) genişletilmiş h.sonu için arabayı ondan kaptım. Beş kişi ... ben - hakan, kız arkadaşlarımız ve bir yancı (o da hatun/ev sahibi) Cuma günü sabah namazını müteakiben ç.kale'ye çuf-çuf edeceğiz. Hakan'ın lakabı -bunalım- herif (..ki kendisini acaip severim) suratında depresif bir ifade ile dolaşıyor, hem de 7/24 ... hayattan bıkkın, ultra c00l ve tepkisiz bu yüz ifadesi nedeni ile adama bunalım (ya da kısaca buno) diyoruz. Ama aslında Hakan'ın bunalım ile falan alakası yok ... çizgi kahraman Conan vardı ya , Hakan onun yanlış zaman diliminde dünyaya gelmiş ruh ikizi ... kafasında toplam 5A'lık (amper) bir cam sigorta var ve o sigorta -çıt- ettiğinde Hakan komple arıza! moduna geçiyor. ...ama can bir arkadaş. İçi - dışı bir, yamuğu olmaz. Bela var ise sırtını Hakan'a dayar ve k*ç*nd*n endişe duymazsın ... o derece yani. Sabahtan buluştuk (Hakan o gece bizde kalmıştı) kızları ve beraberlerinde getirdikleri 8,541 tane bavul+çantayı arabaya doldurduk... klasik atarımızı yaptık. - ne gerek var ki bu kadar eşyaya ... bi hafta sonu kalıcaz yaw ...ve klasik cevabımızı aldık. - bunların hepsi lazım bize, siz anlamazsınız. ...kapattık çenemizi, bastık marş'a... Yazlık nerede? - ben tarif ederim ... ç.kale'nin hemen dışında bir koy var, orada. - iyi ...tırtır gidiyoruz işte, kaset çalıyor ... orta karar muhabbet dönüyor. Eceabat'a kadar sıkıntısız gelip orada durduk ... evde bir şey yokmuş, işte su - kola - bira - şarap - ekmek - pril - patates - ayçiçeği yağı - hıyar falan aldık eceabat'tan ... arabanın içi pazarcı kamyonetine döndü. Herkesin kucağı, ayağının altı falan dolu ... kaset çalıyor Buno kucağındaki karpuza vurarak tempo tutuyor, kızlar arkada ultra detone şekilde La Chante Mi Cantare söylüyor ..bilmem o parçayı hatırladınız mı? (bi ara marş gibiydi... asansörler dahil her yerde çalardı) ben de o gürültüde arada sırada gelen yol tarifini kaçırmamaya çalışıyorum. Koy girişinde bir motel var, onun yanından yamaca tırmanan şose'ye sardık ve toplam üç evden oluşan bir ev öbeğinin önünde durduk. Bahar sonu, yaz başı ... diğer yazlıklar henüz boş. Motel'de de yaz'a hazırlık yapan bir kaç işçi var o kadar. Yani ortam -sakin- ötesi. ...indik arabadan, eşyaları toparladık ve taşıdık. İşte kendi çapımızda yerleşiyoruz eve. TiVi'nin anten kablosu kopmuş, Buno kabloyu takip edip dama çıktı. Sonra da aşağı düştü ... kızlar mutfağı falan yerleştiriyor. Ben arabaya atladım, Buno'yu Eceabat'a Eczaneye götürücem, eksik bir iki şey var, onların da listesini yapmışlar. Bastık gaza ver elini Eceabat. çarşı içinde Buno'nun sağını - solunu düzeltip ona bakım yapacak bir eczane bulduk. Kafasındaki küçük patlağa bakıp -sağlık ocağına git istersen- dediler ... saLLa ya!, bizim eleman sağlamdır. Yalandan bi hediye paketi yaptılar buna. Bakkala uğrayıp eksikleri aldık, elektrikçiden yirmi metre TiVi anten kablosu yaptırdık ve basıp eve geri döndük. ...baktık ki kızlar evi paspaslıyor. Biz de anten kablosuna giriştik ... onlar işlerini bitirene kadar TiVi devreye girmiş, TRT1 dışında bir şey çekmiyor (konum gereği) ama ne önemi var ki. Ama benim aklıma bir şey takılmış ... ev sahibine sordum. - Ya gelirken levhalara gözüm takıldı ... bu koyun ismi ne biliyorsun di mi? - Hee ... Morto - Morto ne demek biliyor musun peki? - Yooo! - Ölüm demek... - Valla mı? - Hee Cidden Morto -ölüm- demek ... Çanakkale savaşları sırasında binlerce insanın can verdiği bir mekandayız yani. Kim tutup buraya yazlık yapar ki? Nasıl bir akıldır bu? ...çok bıdı-bıdı yapmadım tabi. Sonuçta h.sonu güzel vakit geçirmeye gelmişiz. Ama huzurlu falan da değilim yani. Hava kararırken biz terasa masayı kurduk, kızlar yemek yaptı (iyrençti!) hava tertemiz ama serin, üstümüze battaniye falan aldık, ışıkları kıstık .. arka planda teyp kafasına göre takılıyor başımızın üzerinde kent ışıkları tarafınca gölgelenmemiş samanyolu, az ötemizde ise deniz ... ortam Uber! - ya ne diicem!? Baktım Hakan'a ... herif koltuğunun altındaki manitası ile mırmır edeceğine gene bi saçmalık peşinde. - ne? - şimdi burada tonla eleman ölmüş dimi? - evet ... yani sanırım - nerde bunun mezarları? - bilmem ... buralarda bir yerdedir her halde - mezarlığı soyalım mı? - ya bi s*kt*r git Buno ...bu sustu, ben battaniyemin altına geri döndüm... - kaan - e*e*n, ne var? (hırladım bu defa) - ciddiyim olm ... manyak deli demir haçlar falan var o mezarlarda, birer tane araklıyalım olm. - neden ölüyü rahatsız edelim ki? yapmam öyle bir şey sana da yaptırmam ... geç onu. ...konu kapandı (nah kapandı) hava iyice soğuyunca girdik eve, herkes odasına çekildi. bir süre sonra da vurduk kafayı uyuduk. - kaan, kalk ... kalk ...sabahın körü be! - hay a*an* ... ne var be? ...diye uyandım. Hakan'ın manita yanında ev sahibi ile tepemizde dikiliyor. Biz de biraz -uygunsuz* durumdayız tabi. Toparlandım az. - hakan kaza geçirdi ... gel çabuk. - hay bin kunduz! of beee kızları kovaladım, giyindim ve çıktım dışarı. ...evler hafif bir yamacın dibine yapılmış. Yamacın öbür tarafında da (meğer) harbiden mezarlık varmış. Kafasına takıldı ya, sabah gün doğar doğmaz bizim Buno atmış kendini dışarı, ev sahibinden aldığı tarif ile mezarlığa gitmiş. Abana abana bir mezardan haç sökmüş... öyle dandik bir haç'ta değil bu. Kocaman, ağır ve bir buçuk metrelik falan döküm demir'i sırtlanmış. ...eve geri dönerken de yamaçta bir ayağı kaymış ... kayış o kayış. (bkn.şemsiyenin açılması) Buno yere düşüyor, haç'a kafa atıyor ... yuvarlanıyor ... haç Buno'ya bir tane patlatıyor ... bir kere daha yuvarlanıyor ... haç'a gene çakıyor ... yani yamaçtan aşağı paldır-küldür iniyorlar ve demir haç bizim Buno'nun ağzına özenle bi güzel s*ç*y*r. Sonuçta maç Demir Haç : 20 Hakan : 0 şeklinde gerçekleşiyor. ...bir gittim ki Buno evin dibinde inleyerek ve kafa göz patlamış (gene) yatıyor. - eşşedü ... falan diyor bu! Buno'dan arta kalanları toparladık, kızlar hala geyik yapıyor - Altına gaste kağıdı koysak mı? ...cevap vermiyorum ama aslında fena fikir de değil hani... Aynen Eceabat, gittik eczaneye ... eczacı çıktı bizim elemana baktı. - cık! dedi ... buna elimi sürmem. limanda sağlık ocağı var oraya gidin. Gittik... ...Buno'yu muayene ettiler, isterseniz ç.kale devlet hastanesine gidin dediler. Bir ağrı kesici yaptılar bizim elemana, kafasında iki patlak var, bir tane'de sol tarafında. Onları diktiler, tetanoz iğnesi yaptılar bir de bize "kendi isteğim ile hastaneye gitmedim" diye kağıt imzalttılar. Bi de reçete yazdılar ... saldılar. - Gece kusarsa, çok derin uykuya falan dalar gibi olursa uyutmayın, hastaneye götürün ... dediler. Hakan'ı koyduk arabaya, eczaneye uğradım ... ilaçlarını aldım. Aynen eve döndük. ...bunu yatırdık salona, herif hala ... - demir haç'ım nerde? ...falan diye inliyor. Şeytan diyor al bi yastık bas suratına. Çıktım dışarı, haç bıraktığımız yerde. Sırtlandım ... tırmandım yamacı ... biraz yürüdüm ... mezarlık önümde. Hakan bunu bir mezardan sökmüş ama .... hangisinden? Etrafta bin tane haç var, hangi mezara saygısızlık yapmış ki bizim hayvan? ...ara - ara ... en sonunda buldum tabi. Sırtım kırılmış, İsa kendi haçını bütün Kudüs sokaklarında taşımış ... o an bunun ne kadar b*kt*n bir iş olduğunu daha iyi anlıyorum. Yalandan yerine oturtuyorum haç'ı ... Buno abanırken dibindeki mermer kaideyi kırmış, tam yerinde durmuyor ama elimden ne gelir ki? ... özür dileyip (arkadaşım adına) bir de yalandan dua okuyorum ... çarpılmanın, lanetlenmenin gereği yok ... di mi abi? Eve dönerken pis, yorgun ama görece rahatlamış hissediyorum. - dönmemiz lazım! ...diye karşılıyorlar beni.. - neden? efendim Hakan'ın manitası Hakan'ın annesini aramış, durumu anlatmış. Kadıncağız telaşlanmış, yeminler ettirmiş. Hemen getirin oğlumu diye tutturmuş. - ee? daha karpuz kesicektik? ...nasıl yani?!? ...cidden mi? ...Hakan da başlamaz mı sızlanmaya - ölüyom ben, gidiyom ... annemi - babamı göreyim öyle öleyim bari. ...hay *b*n ... offf ya, off. Toparlandık tabi. Eşyaları toparla, Hakan'ı toparla ... evi toparla. Canım burnumda ... yanağıma öpücük konduran manitaya bile hırlıyorum, o derece yani. ...şarkı falan çalmadan döndük İstanbul'a, Hakan'dan arta kalanları evine bıraktım. Bir de sanki oğlanı o hale ben getirmişim gibi fırça yedim annesinden. Laf dilimin ucuna kadar geldi ... - senin oğlan mezar soyuyordu teyze, sen ne diyorsun? ... ama sustum, çünkü bir onu severim, muhterem teyzedir ... iki oğlanın durumu harbiden b*k, morali bozulmuş. ...herkesi evine döküp ben de evin yolunu tuttum. Epey bir süre -suratsız- dolaştığımı söylememe gerek yok tabi. Bir kaç gün sonra Hakan'ı görmeye gittim. Kapıdan girdim eleman sordu. - Haç nerde? - Götürüp geri bıraktım tabi. ...aaa? Eleman bana küstü be! ... inanmazsınız ama mezardan çaldığı demir haç'ı yerine geri koydum diye adam benimle aylarca konuşmadı. Neymiş efendim? Onu hak etmiş ... uğruna kan bile dökmüş... ...var mı böyle bir dünya?1 puan
-
aracım önce yıkandı, sonra nemli bezle tekrar silerim ki vurukları göreyim, 3-4 noktaya rütuş yapıldı(malum taşlar), cilalandı, motoru temizlenip spreylendi, fitilleri silindi ve kışa hazır hale geldi. aracı dış etkenlere karşı 1 yıl koruduğunu iddia eden turtle wax ın yeni cilasını aldım.. artık kışa girerken bu cilayı, sonra 6 ay koruması olduğunu söylediği 3m cilasını kullanacağım. eskiden 6 ayda bir cilalar, zamanı geçti, yağmur var, cilalayamadım gibi hayıflanırdım.. ekimde turtle wax la cilalayınca 2. cila için mayıs hatta haziranı bile bekleyebilirm. daha önce defalarca bahsettiğim ürünleri bir kez daha belirteyim..1-2 yenilik var: cila, ice cila gibi çok sulu kolayca uygulanıyor. ice tamamen şeffaftı bu hızlı cilaya benziyor süt gibi:http://www.hepsiburada.com/liste/turtle-wax-boya-koruyucu-1-yil-etkili-500-ml-fg6876/productDetails.aspx?productId=otdgfg6876&categoryId=20035769&SKU=OTDGFG6876 yaz cilası(benim için): real de 30-35 tl. http://www.hepsiburada.com/liste/3m-likit-cila-performance-finish-39030/productDetails.aspx?productId=otm09mpn39030&categoryId=20035736 motor spreyi. -50, +600 dereceye dayanıklı, mum gibi film kaplıyor,( biraz kuruyunca tırnakla sürtün, filmi kalkıyor pul-pul): italyan: http://www.hepsiburada.com/liste/mafra-motor-koruyucu-cila-splendi-motor/productDetails.aspx?productId=otvr12&categoryId=20035767&SKU=OTVR12 fitiller, kapıdaki camları çevreleyen kauçuklar ve marşpiyel için: http://www.hepsiburada.com/liste/sonax-gummi-plastik-yenileyici-340200-300ml/productDetails.aspx?productId=otson340200&categoryId=20035742&SKU=OTSON340200 lastik için: çok kalıcı; resimde uygulamadım, bir önceki uygulamadan kalma siyahlık(2-3 haftalık): http://www.hepsiburada.com/liste/sonax-xtreme-nano-lastik-parlatici-jel-500-ml/productDetails.aspx?productId=otson235200&categoryId=20035747 far koruyucu: her 2 yıkamada kullanılır. yazın her yıkama olabilir. http://www.hepsiburada.com/liste/meguiars-far-parlaklik-koruyucu-8517110/productDetails.aspx?productId=otm8517110&categoryId=20035742&SKU=OTM8517110 2 ay sonra 2 yaşını tamamlayacak focus um:1 puan
-
dün arabamı havanın güzel olmasınıda fırsat bilerek sonunda cilalayabildim. 1 aydır dersten kalan boş vaktimde güneşin çıkmasını bekliyordum. bugünde dahil 3-4 gün daha yağmurlu gözüküyor ama olsun. arabada cila kalmamıştı. yağmur suları boncuklaşmıyordu 1 - 1,5 aydır. en son geçen eylülde cilalanmıştı. cilanın nasıl yapılması gerektiği bir çok başlıkta mevcut. kısaca benim yaptığım en önemli şey. yıkamacıya güvenmem. bir kova su ile arabayı baştan aşağı yeniden sildim. amaç aracın her yerini görüp, çıkmayan leke, zift vb şeyleri çıkarmak. en önemlisi ise taş vurukları. bir çamurlukta, bir tane kapıda tespit edip rütüşladım.. ve cilaladım. resimler aşağıda..sabah çektim. yağmur gece yağmış, sabah çiseliyordu. cilalı araba ile cilasız araba farkını görebilir arkadaşlar.1 puan
-
Eylemi değil kavramı tartışıyorum, selektör yapmak demek? Seçiciyi kullanmak, eee ne seçiyoruz? Uyarı ışığını. Yani bu dilimize yanlış veya eksik yerleşmiş gavurca kavramlardan. Uzun far selektörü ya da seçici kolu denilebilir. Bunu yaparsam en az yarısı hızlanıp yol vermemeye çalışıyor ve yakıt tüketimimi arttırıyor boşuna, ileride sola sapak yoksa uyandırmadan geçmek en iyisi. Karşıdan yanlış sollamış gelen adama uyarı ışığı da anlmasız, içeri girebilecek olsa zaten girer, belli ki bir salaklık yapmış ve güvenliği sağlamak sana kalmış, yavaşlayıp kenara çekeceksin mecburen. Yok ben yanlış sollamışım zor gireceğim kendi şeridime adam bunu fark edemiyorsa zaten uyarı ışığında da ne yapacağını bilemeyecektir. Ben uyarı ışığını sadece radar görürsem olası kurbanları haberdar etmek amacı ile kullanıyorum, çok ayıp yavaş gidin, suç işliyorsunuz mealinde.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.