Liderlik Tablosu

...sandık başındayız. Her gelene nasıl oy kullanması gerektiğini anlatıyoruz ama gene de 11 seçmen "geçersiz" oy atmayı beceriyor. Herkes YSK'nin s*ç*p batırdığı konusunda hem fikir ... yahu bu kadar kullanışsız, bu kadar kötü tasarımlı oy pusulası yapılır mı be? ...sandık müşahitlerinden biri "acıktım" diyor, yakında sokak simidi yapan fırın var. Ona "biz tezgaha bakarız, sen bi koşu git simit al , gel" diyoruz. ...öyle de yapıyor... başkan, memur ve üç parti müşahiti. 5 tane sıcacık simit almış, teşekkür ediyoruz. Tam simidi -lüp- edicem, gözüm "dışarıdan" sandığa katılan HDP Müşahitine takılıyor. Ya onu atladık be! Gidip yanına oturuyor ve simidi kırıp yarısını ona veriyorum. - Sağol abi, ne gerek var? ..diyor ... simidi alması için ısrar ediyorum. Kırmıyor (sağolsun) beraber lüpletiyoruz sıcacık sokak simidini. ...bir zaman sonra yanıma gelip elindeki telefonu gösteriyor ... tweet atmış bizim hakkımızda. gülüşüyor, işimize devam ediyoruz. ...belli ki bir MHP'li ile daha önce hiç bu kadar yakın olmamış, aslında işin dibine bakarsak bir HDP'li ile -yakınlaşmış- zaten kaç tane MHP'li var ki? Gezi'de gazlanmamış, bir HDP'li ile kol kola girip gaz bulutundan birbirimizin üstüne, başına kusarak ve de yardımlaşarak çıkmamış olsam büyük ihtimal ile ben de çıtır simidimi pay etmezdim... Yani aslında bizimki simit değil, gaz kardeşliği... ...belki de ihtiyacımız olan da bu... bir simidi kırıp beraber tıkınmak ve karşımızdakinin tam olarak ne istediğini anlamaya çalışmak...

aradım ama bir başlık bulamadım, soru ve sorunları bu başlıkta tartışabiliriz, sakıncası varsa silinebilir.. bugün sabah dizüstünü açtığımda sağ alt köşede windows logo su vardı.. windows 10 için yükseltme rezerve edin diyordu. bende işlemleri tamamladım.. 29 Temmuz da windows 10, uyumlu pc lere yayımlanacak. bu logo sizi uyaracak, indirecekseniz ve istediğiniz bir zamanda kurulumu yapacaksınız. bu logo "get windows 10 updater" windows güncellemesi açık bilgisayarlara otomatik inidiriliyor. hayırlı olsun bakalım

Bir otomobil düşünün, 2.el değeri emsallerinden düşük. Evet bu bir Mondeo. Nasıl yükseltirsiniz? Adetli satış yaparak, değil mi ? Yani doğal bir çözüm. Ama elinizde pazarın büyük çoğunluğunu oluşturan motor ve şanzıman (dizel otomatik) kombinasyonu yoksa ne yaparsınız? Otosan buna özel çözüm bulma çabasında ki bana kalırsa çok mantıklı olmuş. Ne yapacaklar ? Sizden aracınızı geri alacak. Nasıl? Örneğin benzinli mondeo var sizde 1 yıl içinde (15 bin maks km) aracınızı satmak istiyorsunuz otosan size 'güncel' satış rakamının %82'ini vererek sizden satın alacak. Örnek: Bugün 100 bin tl'ye aldığınız aracı 1 yıl sonra -aynı donanımlı aracın fiyatı 110 bin tl oldu diyelim- 90 bin tl'ye geri alacak. Tabi bu en üst noktası yani aracınız durumuna göre fiyat değişiyor haliyle örnek veriyorum 2 parça boyalı bir araç ise boyasızmış gibi uygulama görecek yani değer kaybı işlemeyecek bu durumda. Peki bu böyle bitecek mi? Hayır. Otosan aldığı fiyata tıpkı sıfır araç satar gibi, satışa çıkartacak yine örnek veriyorum 30 ay vade 30 bin tl kredi gibi. Hal böyle olunca ne olacak? Hem galeriler hem tüketici nasıl olsa otosan bana %82 veriyor ben kendi başıma %85'i zorlarım diyecek bu durum ile birlikte aracın 2.el değeri direkt ve dolaylı yollar ile artmış olacak. Yukarda verdiğim örnek benzinli için, dizelde ise oran daha yüksek %85 gibi. Eğer 2. yıl veya 30 bin km olursa oranlar 72'ye 75 gibi olacak. Detayları, koşulları öğrenmek ve bu sözleşmeyi imzalamak için bayiilerinize gidebilirsiniz. (Eski satışlar buna dahil) Koşulların en temeli şu; yeni aracınız Ford olacak. Sonuçta otosan bir galeri değil 0 araç satmaya çalışıyor. Mantıklı hareket olmuş kendilerini alkışlıyorum Hatta forumca alkışlıyoruz Ford Değerli Alım Garantisi

Son yılların popüler kombini... Unutmadan yine haberdar edelim, bu ay itibarı ile EU6 benzinliler satılmaya başlayacak ve 18'' jantlar ilerleyen dönemde eklenecek. Şasi numarası için kullanılan kapak yöntemi tarafımdan beğenildi Kumaş kesimleri içeri kıvrılmış sorunu yok.

Abi birak bunlari... Goster su gozleri de onumuz aydinlansin

Bugün yeni WWDC var. Yeni yazılımlar tanıtılıyor. OS X tanıtıldı önce şimdi ios'e geldik onları yazmaya çalışacağım canlı canlı. - Kullanıcıların %83'ü ios 8'e geçti diyorlar. Android'de %12 imiş 5'e geçiş. - iOS9 ile pil, performans, güvenlik ve zeka eklemek istiyorlar. Siri Siri hanım ile başlıyorlar, çok önemli vs vs reklam yapılıyor. Yeni olarak eskisine göre %40 daha hızlı olacak ve arayüz değişiyor ayrıca yapabildiği şeyler artıyor. Otomobiller ile uyumundan bahsediyorlar (işte arabama binince şunu şunu yaptırt bana vb şeyler) Şarkı vs de aynı şekilde. Trafiği hesaplıyor vs (navi ile vardı zaten) Eğer gelen aramaların (eğer email'de numara geçtiyse) kimin olduğunu tahmin ediyor. Video ve haberleri arayabiliyor. Telefondaki uygulamalar ile daha uyumlu olduğu için search özelliğini bununla birlikte kullanabiliyor. Güvenlik konusunda detaylara giriyorlar, işte kimseyle bir şey paylaşılmayacak vs gibi. Her ön bellek ve bilgileriniz cihazda kalacak. Geldik Apple Pay'e Visa,master, ame exp.'e ek olarak discover da eklenmiş. Amerika'da 1 milyon yerde geçerliymiş. Uygulama içinde kullanmanın çok kolay olduğunu iletiyorlar ama bunlar zaten vardı sadece genişlediğini söylüyorlar. breh. Buarada ingiltere'de ödeme Temmuz'da başlıyor (250 bin yerde). Darısı başımıza. Şuana kadar bizi bağlayan bir şey yok anlayacağınız Notlar Notlara geçtik, yazı tipi seçimi sonunda ana ekrana gelmiş. Şunu yap bunu yap olayları eklenmiş ve not'a artık foto ekleyebiliyoruz. Ayrıca elle çizim yapılıyor. Diğer uygulamalarla yapılabilen şeyleri sisteme eklemişler. Yine aynı şekilde tüm cihazlara (idevices) aynı anda geçişi mevcut (zaten vardı) Haritalar Bir türlü tamamlanamayan haritalara da güncelleme gelmiş. Toplu taşıma olarak neye binmen gerektiğini eklemişler örnek olarak önce trene sonra şu otobüse bin gibi. Haritaya dokunduğunuzda yakın dükkanları gösteriyor. (Apple pay desteleyip desteklemediğini gösterecek) Haberler Uygulaması gelmiş. Yayıncılar istediği gibi uygulamayı düzenleyebilecek. Siz de istediğiniz haber türlerini seçiyorsunuz vs işte bunları gösteriyor sadece. (Bunun da benzer uygulamaları vardı) Mobil cihazlar içinde en iyi okuma şekli! diyorlar *flipboard dışında iPad ile klavye değişmiş. Yazımı kolaylaştırmışlar. Kes yapıştır, foto dosya ekle düğmeleri vs eklemişler. 2 parmak kullanımı ile trackpad gibi kullanabilirsiniz. (pc gibi) Multitasking Ve ipad'e çift ekran eklemiş! Ayrıca 4 parmak ile uygulama geçişleri değişmiş. Cihazı yan tutunca yan kısımda mesajlar notları maili vs açıyorsun diğer tarafta atıyorum safari açık kalıyor. Video falan da oynatıyor. Geçişler güzel olmuş onları videolar ile gösteririm altta yazı ile anlatmak zor. Yenilik olarak bunlar var. Grafik geliştirilmiş ve piliniz azaldığında power mode açılabilecekmiş hani şu şarj çok gitsin diye tüm özellikleri kapatan telefonlar varya onlar gibi. iOS 9'u yüklemek için sadece 1 gb yeterli olacak. Betalar hemen başlıyor. Tüm ios8'li cihazları destekliyor.

Bünyamin hocam,inşallah olmuştur.Olmadıysa da ufak tefek bişey gözden kaçmıştır.Erdal hocam yarın resmini atayım benim kablonun beğenirseniz olur.Video işi kolay çekeriz..

ben bugün yaptım modifikasyonu ama lehim makinem olmadığı için eldeki olanaklarla yaptım bişeyler, akşam deneyeceğim bakalım inşallah olur forumdaki şekle bakarak yapılıyor erdal hocam aslında, çok zor değil ama biraz zaman alıyor

Haziran Fiyatları Manuel dizeller 2 bin tl inmiş, 1.5 tdci'a hazırlık var Diğer fiyatlar aynı seviyede.

Dış sıcaklık termometresi devre dışı kalmış gibi duruyor. Kontrol etmek lazım.

@H. Cenk, pc ise sorun olmaz, sürücüler hemen çıkar, ama dizüstü ise uyumlu sürücüler hemen çıkmaz, hele 3-5 yıllıklara uyumlu sürücüler hiç çıkmayadabilir.. çıkmazsa ne oluyor, mesela iki ekran kartlı dizüstünüz varsa ve geçişi bir düğme ile yapıyorsanız, düğme bir işe yaramayabiliyor.. örneğin 3 yıllık vaio lardaki düğme 8.1 e yükseltmede çalışmadı.. sistem ve programları hep dahili ekran kartı ile çalıştı.. yeni laptoplarda böyle düğme yok, nvidia sürücüleri bunu kendisi yapıyor..veya siz sağ tıklayıp manuel çalıştırıyorsunuz. rezerve edin, 3 gb alana win 10 iniyor, siz kurma işlemini çok sonrada yapabilirsiniz.. @Ahmet A., benzer bir durum bende oldu, verdiği hata kodu ile microsoft sayfalarında ne diyorsa yaptım, nafile.. en son güncelleme geçmişine bakın, son başarılı güncelleme hangi tarihte yapılmış.. sağda solda dosyalarınız varsa yedek alıp, o tarihe sistem geri yükleme yapmak lazım.. ben yaptım ve daha önce kuramadığı güncellemeleri kurmuştu..

Adım adım gidişte sorun varsa aracın rölantiden yüke geçişinde sıkıntı olabilir, yani yakıtın kademeli zenginleşmesi lazım, yazılım güncellemesi ile düzelebilir. Bence serviste önce servis sorumlusuna denetin, eğer aynı sorunu yaşıyor ve normal derse o zaman dizel test aracı varsa bir de onda deneyin, aynı şekildeyse kullanım tarzınızı buna göre değiştirin. Çok dizel kullandım ama bu sorunu asla ciddi boyutlara yaşamadım.

Bence rezervasyonunuzu yapın tabii ki fayda var ama hemen indirmenizi tavsiye etmem. Çünkü ilk seferinde bi yerde deneyip gözlemlemenizi hoşunuza giderse indirmenizi tavsiye ederim. aksi takdirde yenisini sil eskisini indir vs sıkılabilirsiniz.

Dini bakımdan inançlı biri değilim,ama hayata olan inancım sonsuzdur. Bir gün öğretmenler odasında dini bir tartışma başladı. Ben de engin bilgilerimle tartışmaya taraf oldum. Diğer arkadaşları dini açıdan etkilemeye çalışan genç öğretmen arkadaşım da döktürüyor yani... Uzadı da uzadı. Sonuca bağlanacak gibi değil her dini tartışmada olduğu gibi. İş "Neden inkar ediyorsun,sen Müslüman değil misin!" konusuna geldi dayandı. Ben de tartışmaya noktayı koymak için genç arkadaşa "Ya ben Hristiyansam,olamaz mı" dedim. Tepki aynen şu: "Sen ne saçmalıyorsun, sen Hristiyan olamazsın! Eğer öyle isen Allah belanı versin!" Dedim ki: "Anladım. O halde cehennemde görüşürüz!" En çok özlediğim şey ne biliyor musun? Senin gibi bir sofranın etrafında bin millet,bin din oturup yemek yemek... Kimse kimseye ne milletini ne de dinini sormadan... Yaşa be Sevgili Kaan.

Ağır romana kaydı bir ara aklım...bende bir gariptim...yaşamımda üniversitede buca otobüsü izmirin tepecik semtinden geçerdi ve hemen yakınında otobüs durağı olduğu için inince sanki otobüsteki tüm yolcuları soymuş gibi inince tam aksi istikamete gider otobosüteki öğrenci arkadaşlara böylece rezil olmamış olurdur..O yıllarda içeriye hiç girmediğim halde demir parmaklıklı kapıların ardını seyretmesini aynen bir hayvanat bahçesine benzetirdim ne garip yerdi...çoğu façalı korkunç insanlar vardı içeride tekin yer değildi...Karşısında İzmirin günde 5-10 filim oynatılan ve parça denilen filmin arasına serpiştirilmiş iğrenç porno görüntülerini seyretmeyi heyecanla bekleyen sonra tahrik olup o görüntü beyninden kaybolmadan koşa koşa karşıdaki evlerden birini giren insanlar vardı..Ben mi bense herevdeki koca koca kat kat Japonların en üst model Kenwood aiwa sony yada Sanyo gibi müzik setlerini seyrederdim iç geçirerek...çok güzeldi müzik setleri ve heryerde bulunmazdı neyse işte...Başka bir alem orası çingen arkadaşlarımda vardı birisinin içeriden dostu vardı yıllar oldu kaybettik herkes herkesi .....Neyse güzelmiş üstad.. Herkesin vedalaştığı ama içinden uğurlayamadığı iz bırakan insanlara selam olsun...Unutulmadılar sadece yokluklarına alıştık...

Bodrum yat limanında oturmuş bir yandan diş fırçası ile enjektör temizliyorum bir yandan da gelen geçene bakıyorum. Artık kanıksamaya başladığım -boşan,boşa düş,yeniden düzen kur- havasındayım, kafamı dinlemek için okuldan arkadaşım Yunus'un teknesine atmışım kapağı. Yunus gel evde kal diyor ama tekne'de rahatım ...akşam oldu mu beyaz minderleri yere çekip üzerlerine havlu atıyor ve hoRRRRR ... yani keyif kEkA ... http://bodrumdive.com (yunus'un web sayfası ... dive boat seçeneğinde de teknenin resimleri var.) Kimi zaman dalmaya gidiyorum ben de, tek yıldız asistan eğitmen (açık deniz / padi) sertifikam var ama yıl boyu bütün gün bu işi yapan Yunus ve arkadaşları ile kondisyon adına yarışmam söz konusu bile değil. Yunus ve onun baş eğitmeni Gökhan ile zaman geçirmeyi ya da teknede falan tamir edilecek bir şeyler var ise (...bilen bilir, teknelerde tamirat işi asla sona ermez) tercih ediyorum. Akşamları genelde tekne mutfağında Gökhan'ın -türlü- olarak adlandırdığı ama bence -elinde olan her şeyi bir tencerede kaynat, salça ve tuz ekle, sonra da yumul- olan yemeği yiyiyor, minderleri başüstüne çekip yıldızların altında sessizce sohbet ediyoruz. Genelde uzaktan gelen müzik sesleri ve bodrum'un gecelerinin o anlaşılmaz karmaşası arka planda bize eşlik ediyor ama ne gam? Fört ile görüşmüşüm ... henüz orada işe başlamamış ama İ.K ile "yaz sonu gibi gelirim işte,kasmayın beni" şeklinde anlaşma sağlamışım ... yani endişe duymam gereken (o an itibarı ile) bir aile hayatım ya da kariyer endişem yok ... deyim yerinde ise şeyim şeyime denk (siz anladınız bunu...) takılıyorum. ..yaz sonu gibi giderim, uyar mı? ... demişim Yunus'a ... ona uyar tabi ... neden uymasın ki? Para falan almadan takılıyorum teknede, tencereye attığım kaşık ya da ince belli bardak'ta içtiği çay onu zorlmıyor ... buna karşı "dolu" mevsimde dümen tutacak, zincir atacak, motora bakım yapacak, sintineyi temizleyip onun eski MAN'ı çalışır durumda tutacak bir adamı var. ...yani Yunus'a uyar benim durum... bana da uyar ... low profile takılıyor ve kafamı dinliyorum. Sabah yüzümü yıkamak yerine denize atlıyor, karnım acıktığında teknenin mutfağına dalıyor ya da kordon'u geçip yolun karşısındaki market'e gidiyorum. Verilecek hesabım ve beklenecek aybaşım yok Yunus sakin ötesi bir adam ... Nirvana'ya ulaşmış, geri dönmüş ... şimdi ikinci tur'u yapıyor diye dalga geçiyor olsak da adamdan resmen -huzur- yayılıyor. Gökhan ise ateşli, neşeli ve -her şey hemen olsun- havasında bir laz uşağı. Bir de ben ... kafası kırık İstanbul çocuğu olunca bizim geyik katmerleniyor tabi. - Hava var, kaçakçı'ya gidelim ... diyor Yunus. Yaz ortası ama arada hava hala patladı mı patlıyor, Ege böyledir zaten ... PMS'li hatun gibi aniden manyağa bağlar, bir an bakarsınız size sırıtıyor, bir an sonrasında da kül tablasını kapmış kafanıza vurmakta. - Taam -Derin- (Yunus'un teknesinin eski adı) kaba suyu kese kese gidiyor, Kaçakçı tersanelerin kuzey - kuzeybatısında kısmen kapalı bir koy. (kara ada) Eski zamanda Yunanistan'dan gelen kaçakçılar bu koya'a girer ve Bodrum'dan gelen ufak teknelerin getirdiği tütün, incir vs. yükler sonra da bu malı Ege adalarının ahalisine üzerine kar koyarak ve vergi falan ödemeden satarmış. Koyun adı kaçakçı kalmış ama koy aynı zamanda gemi karinasına benziyor ... tekneyi fi tarihinde atılmış tonoz'a bağlayıp suya atladığınız zaman ilk fark edeceğiniz şey bu. Sanki koca bir gemi batmış ve siz onun karinası içinde yüzüyorsunuz. Dalgalar koy'u gemi gövdesi biçiminde oymuş ... yüksek cidarlar da rüzgar'ı kestiği için hava karayel'e çevirmediği sürece Kaçakçı süt-liman ... o gün götürülecek grup oryantasyon - sığ su dalışı yapacağı için (5m civarı) kaçakçı ideal ... Gökhan çok geçmeden suya atlıyor ve yavrularını arkasına takmış anaç ördek gibi koy'un dibine (bir anlamda hayali teknemizin burnuna) gidiyor, orada su bel hizasında ... millete maske kullanmayı, regülatörü ağızda tutmayı vs. gösterecek. Yunus sonradan suya girip insanların pek sevdiği su altı fotoğraflarını çekmek için kamerasını falan hazırlıyor ... bir kızcağız var teknede (ismini unuttum) o da miço ile birlikte karina'da -türlü- ve pilav pişiriyor. Ortam sakin yani ... ben de göbekten pamuk mu çıkarsam? Yoksa tembellik etmeyip zodiac'ın kıçındaki 10'luk Mercury'i mi söksem??? diye düşünüyorum. ..sonra birisi bağırıyor. Bağıran kocası suya giren Alaman hatun, köşkün damına çıkmış güneşleniyordu hatun ... ben de oturduğum yerden kalkıp onun işaret ettiği noktaya bakıyorum. Suda halka halka köpükler var hala ... sonra fark ediyorum ki o köpüklerin içinde biri yüzü koyun durumda batıyor. - Suya adam düştü... Gemiciliğin temel öğretilerindendir bu ... tekneden biri suya düştü diye geçiriyorum aklımdan ve elime geçen can yeleği ile birlikte atıyorum kendimi suya. Allahtan koy geniş değil, bir kaç kulaçta yanındayım elemanın ... su derin değil, belki 6-7 metre ... dalmamı engellemesin diye can yeleğini bırakıp makas yaparak dalıyor ve elemanı yakalıyorum. Yüzeye çıktığımız an Yunus geliyor, uyanık adam Zodiac'ı kapmış motoru çalıştırmadan (kapalı koyda, hele suda adam ve aşağıda dalgıç varken motor çalıştırılmaz) seyyar kürek ile iki suya basıp gelmiş. Onun yardımı ile salağa bağlamış elemanı Zodiac'a atıyoruz. Can yeleğini kapıp ben de çıkıyorum yanına. Yunus elemanı yan çevirmiş, su yuttumu ona falan bakıyor. - Bu bizim müşteri değil... diyorum Yunus'a ... sadece başını sallıyor. ...ee? Bu adam nereden geldi o zaman? Uçaktan mı düştü *****? Herifi milletin yardımı ile kıç küpeşteden tekneye alıyoruz. Adam perişan durumda, su istiyor ... veriyoruz. Kırık dökük türkçe, ingilizce bir şeyler söylemeye çalışıyor. - Arkadaşları varmış sanırım - ne ulan bunlar kazazede mi? Yunus Zodiac'ı alıp koydan çıkıyor, biz de adamın karnını doyurup biraz daha sıvı takviyesi yapıyoruz. Yarım saat kadar sonra Yunus geliyor, yanında 3 kadar kadın ve 4-5 çocuk ... durum anlaşıldı ... bunlar adalara gitmeye çalışan kaçak göçmenler. Zodiac iki sefer daha yapıyor ve 15 kadar kadın - çocuk - adam derin'in kıç altına yığılıyor. Alayı perişan durumda, üç gece kadar önce insan kaçakçıları onları ada'ya bırakmış ... burası yunanistan, siz sabaha kadar takılın sonra da teslim olup siyasi sığınma isteyin demişler. Ulan kara adada ne su var, ne de korunak bir gölge ... bunlar da o insan geçmez - kuş uçmaz yerde sıkışıp kalmışlar. ...bildiğin vicdansızlık işte... Yunus sahil güvenliğe haber uçuruyor hemen ... sudan çıkan dalgıç grubunun da katılması ile teknede adım atacak yer kalmamış, sahil güvenlik gelene kadar kaçakçı'da kalıp yemek yiyiyor, çay keyfi yapıyor ve bekliyoruz. Iraklı kaçaklar yakalandıkları için üzgün (sonuçta kaçakçılara verdikleri para yandı,gitti) ama sağ kaldıkları için de mutlu. Biz şaşkınız, teknedeki turistler desen onlar paso resim falan çekiyor. ...döndüklerinde anlatacakları bir hikayeleri oldu işte, hem de beleşe. ...o ara öğreniyoruz ki sudan çıkardığımız eleman yardım arıyormuş, bizi koyun tepesinden görmüş ... aşağı inecek yol olmadığı için de kaldırıp suya atmış kendisini ... saLak adam, ya boynunu kırsaydı? Ama o kadar çaresiz kalmışlar işte ... mecburiyet adama neler neler yaptırmaz ki? Sahil Güvenlik sonunda gelip bot ile kaçakları devir aldığında hava'da ufaktan kapatmaya başlıyor... - Dönelim mi abi? Millete yarın bizdensiniz der, ek ücret ödemeden turu tekrar ettiririz ... bu da dükkandan olsun, napalım? - Taam diyor ve tonaz bağına gidiyorum. Yunus Man'ın marşına basıyor ve yaşlı kız anında çalışıyor. Kulak kabartıp onun düzgün rölantisini dinliyorum, tornistan konduğunda şanzımandan cızırtıda çıkmıyor artık ... işi düzgün yapmışım diye içimden geçirip avara ettiğim ıslak halatı roda'ya sarıyorum. ...adalet olmasa da hayat hala güzel be abijim :)))))

Şunu bilmek lazım hayatta bazen yüzeye çıkmak için dibe batıp en dibine sonrada o dipten aldığın kuvvetle yüzeye çıkmak gibidir Hayat...adaletse...bilemiyorum hiç rastlamadım ilahi adaletin dışında onunda çalışma sistemi değişik çünkü...

2'si Otokoç olmak üzere 3 ayrı servise 4 defa aracımı rölantideki titreme nedeniyle götürdüm. Hepsinden "normaldir" yanıtı alarak döndüm. Bu süreçte aldığım cevaplar; -Dizel araçta bu çok normal -Focus 3'lerin hepsinde var -Bunlarda yeni nesil motor var, partikül filtresi yüzünden yapar, -Motor güçlü, yapması normal vs.vs. Geçenlerde buradan bir arkadaşımız Antalya Otokoç'ta sorununun hallolduğunu söyledi. Sağolsun bana PM yolu ile tavsiyelerde bulunarak yardımcı oldu. İzmir'de ikamet ediyorum ama Otel için Side'deyken Otokoç'u arayıp randevu aldım ve dün saat 13:30'da servise aracı bıraktım. Yoğunluk nedeniyle araca 14.00 gibi baktılar ve 14:20'de aracım hazırdı. Meselenin özü; sorun motor kulaklarının deforme olması (veya kulakçık, adı her ne ise). Özellikle dur-kalk trafiğe çok maruz kalanlarda bu sorunun daha belirgin olduğunu öğrendim. Diğer servisler araç bilgisayara bağlandığında bununla ilgili hata kodu almadıkları için işlem yapmıyordu fakat Otokoç'ta kısa bir işlemin ardından kulaklar değişti. Artık dizel araç normal şartlarda nasıl titrerse öyle titriyor. Kendilerine bunu nasıl tespit ettiklerini sorduğumda, deneme yanılma yolu ile zamanında uğraşıp sorunu tespit ettiklerini söylediler. Bu kadar basit bir sorun.. Otokoç Antalya'daki İbrahim Beye ve Serkan Beye teşekkürler..

Pil için bir yere gitmeye gerek yok, CR2032 3V pili her elektronik mağazasında bulursunuz, kendiniz değiştirebilirsiniz. Sustalı anahtarda yandan tornavida ile pil kapağının pimini itip kapağı çıkarmak lazım. Anahtarsız kumandada ise önce kapağı sonra anahtarı çıkarıp sonra anahtarlığa yakın yerden içeriden düz tornavida ile çevirerek aralamak sonra aynı işlemi dışarıdan yapmak lazım. Yazarak anlatması zor, yapması da birazcık el becerisi istiyor ama ben bile yaptım yani... Kılavuzda olması lazım... buldum!