2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
08-09-2015 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Önceki aracımda test için yapmıştım. ufak bir devre tasarımım vardı. RFID mantığı gibi çalışan hatta bu benzinliklerde personel tanıtılan anahtarlıklar (Onlar RFID dir) gibi fakat tek farklı tarafı anahtarlığın içinde de araçtan bağımsız bir devre olmasıdır. (Tasarımı bana ait) anahtarlığa aynı RFID ler gibi kodlarını yüklüyorsun sonrasında da araca da yüklüyorsun. bu mantıkta bu bankaların şifre matik olayları varya anahtarlama sistemi oradan aklıma geldi de bu şekilde yaptım hem paylaşımı kolay extra yük getirmiyor(yazıcın yoksa yapamazsın yazıcısında da şifrleme mevcut önüne gelen kopyalayamaz yani ) Sonrasında bunun araç içinde bir karşılığıda mevcut çünkü temas olduğunda yada yaklaştığında devredeki şifreyi çözüp sana buttonu aktif etsin. sonrasında buna güzel bir yuva yapıp anahtarını da oraya taktın mı mis gibi çalışıyor. Hatta bira ileri götürüp araca 2 metre yaklaşında kilitler açılıyor uzaklaşınca kapanıyordu. Vitesle alakalı bilgim olmadığı için de onu boşa aldıramadım aldırabilseydim aracıda yaklaşınca çalıştıracaktım. Yardıma ihtiyacı olan olursa mantığının nasıl olduğu konusunda paylaşımda bulunabilirim. Resim atamıyorum kusura bakmayın genelde bir gaza gelme ile başlarım yapar çıkarım alışkanlık yok aslında olsa ne güzel resimli de anlatırdım. Allahtan kodlarım mevcut programını atabilirim Piclerin. Mevcut aracımı sattım yenisini alana kadar da yenilikler ile uğraşıyorum yeni aracı aldığımda daha farklı şeyleri de içinde barındırran bir uygulama yapma planım var. bakalım hayırlısı3 puan
-
Biliyorsunuz Sanayi Bakanlığı'nın EC kurallarını güncellemesi gereği artık yeni araçlarda Lastik basınç sensörü ve düşük basınç uyarı sistemi zorunlu hale geldi. ...lastiğiniz iyice inmeden, sizi parasal açıdan sıkıntıya sokmadan ve güvenliğinizi tehlikeye atmadan önce sistemin sizi uyarması güzel ... AMA!! ... hemen her konu da olduğu gibi bu yeniliğin de bir "AMA" kısmı var. Önce sisteme bir bakalım ... Sözünü ettiğimiz parça bu ... subap'ın dibinde, jant'ın iç kısmında bulunuyor ve radyo frekansı RFA üzerinden kontrol sistemlerine lastik içindeki basıncın seviyesini bildiriyor. ...limitleri aşan basınç kaybı varsa sistem uyarı veriyor ve siz de gösterge panelinde ve/veya yol bilgisayarında bir ışık ve/veya yazılı metin ile uyarılıyorsunuz (gerekli tedbir'i almak sürücünün insiyatifinde) parça jant'a bu şekilde takılıyor. kablo yok, enerji sensör üzerindeki bir pil ile sağlanıyor ve basit bir ekipman olduğu için arıza yapma olasılığı az. AMA!! ... geldik işin "AMA" kısmına ... Lastik tamir amacı ile sökülecek ise (yani lastik jan'tan ayrılacak ise...) dikkat edilmesi gereken bir konu var. Yetkili servisteyseniz sorun yok, servisler bu konu ile alakalı uyarıldı, bülten yayınlandı ... yani onlar biliyor (en azından serviste çalışan lastikçiler biliyor) ama bu işi dışarıda yaptırıyorsanız henüz piyasada ki arkadaşlarımız LBS hakkında pek bilgiye sahip değil. Patlak lastiğinizi lastik sökme takma makinesine bağlayıp lastiğinizi janttan sıyıracak kaşığı koyduklarında "doğru pozisyon" seçilmeli. Yani kaşık subap veya yakınlarından konmamalı ... bir zahmet jant el ile çevrilmeli ve kaşık subap'ın tam karşısından basmaya başlamalı. Bu ufak hususa dikkat edilmez ise kaşığın bastığı topuk jantın içine doğru myil edeceğinden LBS'yi kırıyor, işlemez hale getiriyor. Yani lastikçi ne yaptığına dikkat etmez ise LBS'ye hasar veriyor. LBS hasar görürse lastiğinizde fiziksel sıkıntı olmasa dahi sisteminiz size "uyarı" vermeyi sürdürecektir. Bu uyarıyı devre dışı bırakmanın yolu ise servise gidip parasını vererek yeni sensör satın almak, lastiği bir kere daha söktürmek, yeni sensörü taktırmak (Focus için tanesi 115TL+KDV) ve IDS ile yeni sensörü sisteme tanıtmaktan geçiyor. Anlayacağınız hem zaman hem de para adına sıkıntılı bir durumdan bahsediyoruz. Sonuç : Lastiğinizi dışarıda / piyasada tamir ettirmeniz gerekirse lastikçinizi sensör konusunda uyarmanızı tavsiye ederim. Not: Stepne'lerde sensör yok, yani lastiğiniz patlar ve stepne takarsanız sistem uyarı vermeyi sürdürecektir. Endişeye mahal yok, lastik tamir ettirilip yerine takıldığında sistem uyarısı kendiliğinden geçecektir.2 puan
-
Megane bitti, Fluence verelim dediler ... akraba evliliği ürünü (bkn.neden amcanın kızı ile evlenmemek lazım) o çirkin şeyi çıkardılar. Yürüyen berbat, frenler Allahlık ... o da tutmadı gene Megane'ye dönüş. Şimdi buna bir de sedan k*ç* uydurur bizimkiler "İğrenç" kavramına boyut atlatırlar. Fransızlar ne zaman ambalaj'a harcadıkları zaman + paranın yarısını yürüyen aksama, frenlere, yol tutuşuna ayırcak? Heyecanla bekliyorum. (bkn.daha çok beklerim)2 puan
-
..ve Rusya. O iş tam bir türk zekası çalışması idi. Eski kasa kamyonun kalıplarını Çin'e sattılar (adım 1) , arkasından Çin ile 10 yıllık parça + motor tedarik anlaşması yaptılar. (adım 2) , eski kasa transit'in fikir haklarını ve lisanslarını Ford.Co'dan satın aldılar (adım 3) Ex-Transit'i Güneydoğu asya bağlantıları ile birlikte (Vietnam tesisini devre dışı bırakarak) Çin'e sattılar. Türkiye'den mühendis ve yönetici gönderdiler ve transit için tedarik hattı kurdular (adım 4) Ellerine geçen parayı Ar/Ge için kaynak yaptılar ve işe başladılar. Rusya + Brezilya'yı işe kattılar (adım 5) onlardan gelen ek bütçe ile Ar/Ge bitirildi, prototiplerin testleri başladı ve alt anlaşmalar (Örnek : Kazan / Rusya'da montaj hattı kurulması) yapıldı. (adım 6) Kimse Ford'dan para istemedi, almadı da. OneFord'un -etrafından- dolaşıldı. Sonuç iyi oldu, olmasaydı, yürümeseydi de Ford.Co'nun bir sent'i batmayacağı için Amerika iş akışını izlemek ile yetindi. Yeni kamyonun (tümü ile) fikri hakları Türkiye'ye ait. Ford.Co'ya -sıfır- lisans ücreti ödeniyor, sadece "Brand / Marka" kullanımı için cüz'i bir bedel transferi yapılıyor o kadar. Aslında o para da ödenmiyor, Ford-Otosan önce Amerika'yı alacaklandırıyor, arkasından da Amerika'ya Motor ve Y.Parça yolluyor ve Amerika'dan üste para alıyor. Ford bizden aldığı parça'yı kendi pazarında satıyor, aldığı kamyon motorlarını da -Marine- başlığı altında motorbot pazarına sunuyor. Yani bir tür kazan(Türkiye) - kazan(Brezilya) - kazan(Rusya) ve de kazan(Çin) ... artanını da Amerikalılara ver durumu söz konusu. ...Cargo operasyonu çok başarılı bir çalışmaydı, "iş modeli" olarak şimdiden incelenmeye / örnek gösterilmeye bile başlandı diyeyim, gerisini siz hesap edin.2 puan
-
...cıK! Muhabbeti geçer ve "Salaklara bak ya!..." der ve geçerler. Yıllar önce yaptığımız bir konuşma ... Detroit'li Abi - Tam olarak istediğiniz ne? Biz - Avrupa için düşük motor hacimli ve daha verimli motora sahip Explorer talep ediyoruz Detroit'li Abi - Mümkün tabi, ancak üretim hattımızın bir kısmını sizin talebinize göre yeniden tasarlamamız ve ek teknoloji yatırımı yapmamız lazım Biz - Valla ne iyi olur. Detroit'li Abi - Peki kaç tane satarsınız Biz - (biraz düşünüp) yılda 5,000+ satarız (tüm Avrupa) Detroit'li Abi - Sadece Florida'da ayda 8.000+ satıyoruz, söylediğiniz rakam yapılacak yatırımın çok uzağında. Bizim spec. ile satamıyorsanız o zaman bu konuyu kapatalım ... başka ne vardı? (Türkçe Meal'i : Bi s*kt*r git be!) ...sonuç : Avrupa -Kuga- yı geliştirir, ukalalık yapan abi'ye satar, o abi'nin kenti MotorCity'de (Detroit'in lakabı) tonla insan işsiz kalır. ...sonucun sonucu : Kuga ve benzeri projelere harcanan Ar/Ge + başlangıç yatırımı sonucu Ford-Avrupa b*k gibi zarar eder ve bunun acısını hala para kazandığı Rusya, Türkiye gibi Ec dışı ülkelerden çıkarır. ...sonucun sonucunun sonucu : Ford strateji değiştirir .... OneFord'u devreye sokar, böylece artık birileri kafasına göre Ar/Ge yapmayacak ... lokal ihtiyaçları karşılamak adına şirketi zarara sokmayacaktır. (bkn.my name is Hıdır, this is all I can do!) Yani : Olmaz.2 puan
-
Ford Mustang: 2015 İlk Yarısında En Çok Satan Spor Model Oldu; RACE RED V8 FASTBACK Avrupa'nın zirvesinde yer aldı. IHS Automotive'e göre 2015 yılının ilk yarısında en fazla satan spor araç Mustang oldu. Avrupa'da 8,000'den fazla satıldı. Avrupa en çok fastback karoseri, 5.0 V8 motoru ve Race Red & Magnetik Gri'yi tercih etmiş. Sağdan direksiyonlu Mustang ile birlikte yüksek üretim devam etmekte. 2015 yılında Mustang, 100'den fazla pazara ulaşmaya başlamış. Dünya genelinde 76,124 adet Mustang satılmış bu sayı geçen yıla göre %56 daha fazla. Tüm karoserlerde Race Red ve Magnetik Gri renk tercihleri %21'i oluştururken; Fastback alanların %24'ü Race red, Convertible alanların %32'si Magnetik Gri tercih etmiş. Avrupa'nın %72'si Fastback tercih ederken, motor kısmında %64 ile 5.0 V8'i seçti. Avrupa müşterisinin %51'i manuel şanzıman, %49'u otomatik şanzıman tercih etmiş. 5.0 V8 alanların %57'si otomatik vites alırken; 2.3 EcoBoost alanların %65'i manuel şanzıman tercih etmiş. Sağdan direksiyonlu modeli sadece İngiltere'ye değil Güney Afrika, Avustralya (3,000+ satılmış), Yeni Zelanda, Japonya,Kıbrıs, Malta ve Karayip adaları gibi ülkelerde de satışa sunuldu(sunulacak)2 puan
-
1994 yılı, Borusan'da çalışıyorum. Araba almam lazım, ama ne alsam? İkinci el'lere falan bakıyorum sonra bir gün yemekhanede Ali Vahapzade ile geyik çeviriyoruz. Kendisi (daha doğrusu Babası) Borusan Oto'nun %50 ortağı, o da yönetim kurulunda. Araba muhabbeti yaparken demez mi - Yeni çıkan Compact'lardan alsana, personel indirimi de var. Ya fena fikir değil aslında, şöyle bir bakıyor ve satıştaki çocuklar ile konuşuyorum. %20 personel indirimi ile birlikte 1,8'e geçebiliyorum. Sipariş formunu yapıyoruz, E36 Compact 318TI. Balköpüğü dış / siyah iç renk. Ali bey kıyak çekiyor ve bana Sparco koltuk seti hediye ediyor (3,000Mark falan) Genel Müdürümüz geri durur mu? Sağolsun Müşerref hanım da sever ... o da spor süspansiyon ve sürüş kit'i opsiyonuna imza atıyor. Ön ve arka viraj demirleri, ayarlanabilir amortisörler, üst köprü, 15" jantlar ve çift pistonlu kalperlerim olacak. ...ne güzel. Bazı opsiyonları satın almıyorum, atıyorum Boss müzik sistemi veya LSD* ya da deri döşeme. Mart sonu arabam fiktif saha'ya iniyor. Gümrükten çekilene kadar neredeyse her gün tel örgü'ye burnumu dayayıp bakıyorum. (rengi tutmuyor ama kuZu böyle bir şey işte) ...günü geldiğinde cari hesabımı kapatıp arabamı teslim alıyorum. O hafta sonu bol bol tütsülüyorum kuZu'yu. Küçücük araç, aks aralığı kısa ... TI makine sinirli, 150 beygirin yanı sıra çok çabuk devir alıyor ve 318TI acaip kolay yanlıyor. Çok eğlenceli yani... Pazartesi dükkana (Borusan Avcılar) gidiyorum, servis raporları ile falan uğraşırken Ali bey geliyor. O zaman M3 kullanıyor, arabada bir enayilik varmış ... servis'e bırakmış. - Kaan karşıya geçmem lazım (evi o zaman Selamiçeşme tarafında) senin arabayı alayım mı? Sen de akşam benim araba ile geçersin ... Bağdat'ta falan buluşup araçları değişiriz. Taam ... diyorum. Hem M3 kullanıcam, hem de adam patronum be! Veriyorum anahtarları, işime dönüyorum. Almanya'dan yeni servis işletim raporları gelmiş. Adam/Saat verimlilik hesaplarını disponent ile birlikte kontrol ediyoruz. Kağıt ve raporlar arasında boğulmuşuz resmen. Akşam üzeri birileri gelip tepeme dikiliyor. - Kaan abi bi gelsene - Hayırdır? - Gel bi.. Aha! diyorum, gene bi b*kl*k oldu serviste. Takılıyorum servis danışmanının peşine, arka tarafa ... benzin istasyonun ve parça rampalarının olduğu arka avluya gidiyoruz ki ... haSSSS ... benim kuZu çekicinin sırtında. - Ananı! Ne oldu lan? Ali ağa Fenerbahçe stadının orada kuZu'yu kaydırmış (bilen bilir, pis bir kapalı viraj var stadın arkasında) ve aynen sıvamış arabayı. Polis gelmiş, rapor tutmuş .. Kosiflerden yardım istemişler, onların çekicisi arabayı alıp Avcılar'a getirmiş. Ofise dönüp Ali bey'i aradım ... iyiymiş ... bir - iki çürük falan ama o kadar. - Ya kusura bakma, kaydı araba. Tutamadım. - Ya olur öyle şeyler, neyse ... canınız sağolsun = Türkçe meal'i : Arabamın ağzına s*çt*n eşşş.... - Sen git yeni bir tane sipariş et kendine, o gelene kadar da benim arabaya bin. - Ya ne gerek var ki Ali bey = Türkçe meal'i : Senin t*ş*ğ*n* yiyiiim - Uzatma, git hallet işini. ...ağa'nın eli tutulmaz ki Gidip oturdum satış danışmanının masasına... - Abi geçmiş olsun, bitmiş diyorlar senin araba için - Amaan, canım sağolsun. Hadi bana yeni bir kuZu sipariş edelim - Harbiden mi? - Hee ... ama bu defa normal 318TI olsun, Compact'ın g*t* fazla hızlı kopuyor Sonuç : Yeni (lacivert) 318TI aracım (%100 bedelsiz) gelene kadar M3'e bindim. Sonuç : Borusan Compact araçların sipariş listesinde LSD'yi opsiyon olmaktan kaldırıp zorunlu hale getirdi Sonuç : Benim Balköpüğü 318TI pert edildi. Aracı Adana'lı bir tamirci almış. Tamir edip satmış, kuZu'yu beş yıl kadar daha kullanımda kalmış. Sonra gene kaza yapmış ve bu defa hurdalığı boylamış. *Edit : Düzeltme ... 90'lı yılların ilk yarısında BMW'nin elinde ESP değil, Sınırlı Kaydırmalı Difransiyel vardı. Ağzım/Elim alışmış, ESP diye yazdım ... özür.1 puan
-
Meganeların SW tasarımı HB tasarımından he zaman daha güzel olduğu için bence SW düşünülmeyecek bir seçenek değil Megane için.1 puan
-
Biz de onun için istiyoruz (daha doğrusu patron o nedenle istiyor), yoksa off-road yapacak değil ya1 puan
-
Adamla anlaşamıyoruz bir türlü, aliexress'e yazacağım. Bu da video 3 ay geçti diye geri almam deyip duruyor ille de tamir edelim diyor. Diyorum bunu nasıl tamir edeceksin yine aynı olacak vs. ayrıca yaz ayında oldu bu 3 ay diye kıstas mı olurmuş...1 puan
-
Ben engin ve doğru bilgi için değil, doğru yerde tartışılması için verdim Malum burası ufak bir forum her şey için ayrı yerlerde yazabilme ve takip edebilme lüksümüz var1 puan
-
asıl merak ettiğimde bu? 4 tane sensöre 1.000tl vereceğime 17 inch jantıma sıfır teker alırım daha iyi... @Doğan Kurban1 puan
-
ben baktıkça daha çok beğeniyorum yahu... içini, direksiyon formunu, koltuk kumaş ve yanaklarını vs vs... özellikle direksiyondaki büyük röno acaip hoşuma gitti multimedya için bişi demiyorum, hep gereksiz ve oyalayıcı, trafik açısından tehlikeli bulmuşumdur... bedva verirlerse alırım ama para verip almam. ayrıca vites topuzunu artık şuandaki minibüs vitesi kıvamından çıkarıp vw, ford klasına getirmeleri iyi olmuş nispeten... alsak mı patron? @Alperen G.1 puan
-
@Kaan Yagizer Mesela şöyle diyelim... Malum şuanda benim focusta 17 inch spor paket jantları ve 215/50/17 tekerler var... bununla ilgili yaşadığım sensör maceramda dillere destandı yani Serviste de kuzu gibi yatan 4 adet kış lastiğim var, 205/55/16 boyutunda... Diyelim ki ben bu kışlık tekerler için 16 inch jant ayarladım bir yerden. Ve getirdik taktık benin kuzuya.... Sonra? Sensör 17'liklerin içinde kaldığı için bütün kış hababam o araba ötecek, "Lastik kontrolu sağlanmıyor, sensör hatası acil servise gidiniz" mi diyecek? yeni sensör mü alacaz, yada tak çıkar yapmamak mantığına aykırı olarak 17'lerdeki sensörü söküp 16 ya, sonra yaz gelince yine 17 ye mi takacaz? Aslında cevabı biliyorum ama maksat yazılı bilgi kalsın burada üstad...1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Ben hem farlari hem de stoplari-ki ozellikle stoplari- cok begendim. Icini de gormek lazim. Ya hakkaten ilk sayfada da ekrandan bahsedilmis. Dedim acaba ben mi kacirdim ama ic fotolari goremiyorum. Ya da yok.. Ne is anlamadim.. Ya da baska yerde gorduler.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Caponların dini yok, elemanlar kafalarına göre (eğer canları çekerse) din olgusuna kısmen yanaşıyor, kimi zaman da fikirlerini değiştiriyorlar. Biraz da alaycı bir ifade ile "Japon Shinto'cu olarak doğar, Hristiyan olarak büyür ve Budist olarak ölür" denmesinin nedeni de bu. Aslında Shinto'culuk tam olarak din'de sayılmaz, toplumsal geleneklerin ki bu gelenekler oldukça net ve kırılmaz/bükülmez cinsten hafif mistik karışım ile harmanlanması Shinto. Biz de gidip Shinto tapınağı görelim, olay'a katılalım tieytt! diyoruz ... en yakın ve en baba Shinto tapınağı (aynı zamanda en yenilerden birisi) Meiji. Bu imparator aynı zamanda Japonya'yı feodal düzenden çıkarıp batı'ya açan kişi. Hem saygı hem de konum gereği Meiji tapınağı acaip popüler. Metro'ya yollanıyor ve bu defa fazla kasmadan Meiji istasyonuna bilet alıyoruz. ... evet, tapınağın kendi metro istasyonu var. TaTaaa ... bir bakıyorum (gene) metro istasyonunda milleti itip kakan bi eleman var. Bir gün önce -dürtücü- elemana atarlandığım için bu defa onu dikkatle inceliyorum. Elemanın ellerinde beyaz eldivenler ve kolunda da Hugufuguyugumugu felan gibilerden bir şey yazan kırmızı kol bandı var. Sonradan öğreniyorum ki bu elemanların işi milleti itip - kakmak ve metro vagonlarının kapılarının çabuk kapanmasını sağlamakmış. ...hadi be! Ben de herifi dövme noktasına gelmiştim. Pardon ya Meiji'de inip yol seviyesine çıkıyoruz, kocaman bir giriş ve arkasında da nefis bir bahçe. Geleneksel kıyafetler giymiş caponlar ve tonla da turist dolu ortalık. Biz de hemen ortama ayak uyduruyoruz, özellikle ben -kerata- tribine bile giriyorum. ...ilgimizi çeken şeylerden birisi "Dua Duvarı" ...küçük ahşap kutular var, sana bir de kağıt veriyorlar. Dileğini kutuya koyup o kutuyu duvara asıyorsun ... sonra da dua edip gidiyorsun. Shinto rahipleri akşamları kutuları alıp duaları topluyor ve duan kabul olsun diye sana -destek- duası okuyor. Biz p*çl*k edip kağıdımıza "Bunu yazan tosun okuyana kosun" karalayıp kutumuzu tüm ciddiyetimiz ile duvara geri asıyoruz. Ağaçlar, meditasyon noktaları, shinto'nun prensiplerini anlatan rahiplerin atölye çalışmaları falan derken bir düğün kutlamasına denk geliyoruz. Genç çift geleneksel kıyafetlerini giymiş, bahçe de evleniyor. Klasik kıyafetler, şaşadan uzak ama güzel bir tören. Oturup töreni seyrediyoruz, gelin bembeyaz kukuletalı bişi giymiş, damat desen abi resmen samuray'a bağlamış. Davetleliler kocaman kırmızı şemsiyeler taşıyor ... kimonolar falan. Biri bizi de çağırıyor, davet'e icap etmemek olmaz. Gidip kalabalığa katılıyor ve acaip tezahürat yapıyor ... damat ve gelin içtikten sonra davetlilere de dağıtılan Sake'ye yumuluyoruz. Sake bildiğiniz eşek s*d*ğ* ama ne gam? Sonuçta beleŞ Sonra rahipler geliyor, kalabalığın arasına katılıp başlıyorlar milleti kutsamaya. Ellerinde tahtadan bi dalga var, mangal'da köfte çevrilen maşa'lar gibi bunlar. Millete orta karar bi tane çakıp (kafalarına) bir şeyler söylüyorlar. Biz de takılıyoruz elemanların peşine ... sanırım rahip bana ayar oluyor ... ben arada kafayı uzatıp napiyo bu be?!? gibilerden bakınırken rahip dönüp bana bir tane çakıyor (maşa'nın yan tarafı ile kesme indiriyor) p*ç* bak ya! - ne vuruyon be? ...falan derken bi tane daha çakıyor bana ... ulan! ... demeye kalmıyor bir tane daha ...! Eli de ağır be abicim ... anında kafam kırmızı şeritler halinde çiziyor. Dönüp davetlilere bir şeyler söylüyor, millet geberiyor gülmekten. - ne dedi? ...diye soruyoruz. - gaijin'in (yabancı demek) belli ki kafası kalın, üç kere vurmak lazım bunlara, ancak anlarlar! ....demiş ...bir duruyorum, sonra beni de gülme tutuyor. Eleman haklı abicim ... kafa harbiden kalın. - Sake .. Sake ... diyorlar, elime tutuşturulan eşek s*d*ğ*n* kafaya dikip gülmeyi sürdürüyorum. Gözüm şiş, kafamda tren rayı hesabı üç tane çizgi belirmiş. Lan! bu gezide ne kadar çok hasar aldım be1 puan
-
Geçmiş zaman, dar koltuk arasında şişen ayaklarımız ve saat farkından çorba'ya dönmüş beyinlerimiz ile Narita'nın nedense üretim/montaj hattına benzettiğim yürüyen yollarına tırmanıyoruz. Göz hattımda ki neredeyse herkesin suratında mutsuz bir ifade var, ya da fazlası ile kayıtsız. Sonradan üzüntü, sevinç vs. hisleri topluma açık mekanlarda (özellikle abartılı şekilde) ifade etmenin toplumda pek de hoş karşılanmadığını öğreniyorum. - Japonya'ya geliş nedeniniz? ... ulen niye gelicem? B*kmu var Caponya denen memlekette? Gümrük görevlisinin gözünün içine bakıp - Pleasure (zevk) Herif dalga mı geçiyorum diye bana bakıp pasaportumu damgalıyor. Capon topraklarına girerken vize almanıza gerek yok, uçakta form doldurup gümrük veznesinden 20USD karşılığı aldığınız pulu pasaporta yapıştırıyorsunuz o kadar. Bakıyorum evrakıma ... 30 günlük (tek giriş - çıkış) vermiş. Cimri p*z*v*nk, dandini ülkeni çantama koyup götürecem sanki. ...neyse! Kimi zaman yerin altına dalan elektrikli teron/metro karışımı bir şey ile merkez istasyona, oradan metro ile da kent merkezindeki Shinjuku'ya gidiyoruz. Daha doğrusu Metro'ya yatay geçiş yapıyor ve ilk golü yiyiyoruz. Olay şu ... LAN! Bilet makinaları kombini uzay üssü gibi. Hangi makinayı seçicem? Hangi hatta binmem lazım? Ben neredeyim? Kimim? İmdattt! Sonra Shinjuku hattını bulup zar-zor bilet alıyor (*bn* aletler japonca ... üzerlerinde ingilizce seçeneği varmış ama "İngilizce'ye Dön" talimatını bile Japonca yazmışlar ... ben var ya, sizin....) neyse, küfretmeyeyim. Metro geliyor ... acaip kalabalık zaten. Vagonlar dolu, bin kişi de binicem derdinde. Elemanın biri de beni dürtüklüyor ... ya var ya ... ben dürtülmekten nefret ederim. Bir dürttü, sesimi çıkarmadım, iki dürttü ... eŞŞedü! zaten yorgunum, 12 saat uçmuşum, kafam bi dünya ... üçüncü dürttü. Dönüp yapıştım bodur p*z*v*nk*n yakasına, başladım bağırmaya. "Stop man or I'll brake your neck!" herif gak-guk etti, ben de tokat ile itme arası bir şey yapıp 5TL'lik lastik top gibi sektiriyorum elemanı. Biniyoruz Metro'ya herif ise istasyonda dikilmiş hala elini kolunu sallıyor, buna parmağımla "getirme beni oraya yoksa senin...." gibilerden bi işaret çekiyorum. Kapılar kapanıyor, metro hareket ediyor ... nasip değilmiş. Dövemedim tacizciyi ... (bu konuya daha sonra geri döneceğiz) Conrad'a geçip yerleşiyoruz. Oda güzel, hayvan gibi manzarası var. Yapacak acil bir işim yok, beraber geldiğim arkadaş ile konuştuktan sonra , duş atıp bir-iki saat uyumaca olayına geçiyorum. Akşam dışarı çıkıp biraz gezicez, zaten yaklaşık üç gün -boş- zamanımız var, sonra Yokohoma'ya geçip gemi'ye transfer olacağız. Hava yediği için gemimizin Tokyo körfezine girişi yaklaşık 72 saat gecikmiş ... uyar bana, şikayet etmem valla. Akşam yemek için dışarı çıkıyor ve KFC'ye giderek karnımızı doyuruyoruz. Ben de arkadaşım da Capon! yemeklerinden hiç hazzetmediğimiz için Long Life KFC diyoruz. Sonra da Shinjuku'nun eğlence! bölgesi Kabukicho'ya geçiyoruz. Burası yirmiden fazla dar paralel sokaktan oluşuyor ve sokakların iki yakası da gece klübü, bar, striptease show vs. ve caponların pek sevdiği Hostess Bar'lar ile dolu. İşim olmaz ama yeri gelmişken Hostess Bar olayını anlatayım. Temelde Karaoke bar gibi bir şey bu, kendine oda açtırıyorsun ... atıyorum 6 kişilik ... diyelim ki o odaya geçiyoruz (iki erkek) hemen 2 - 3 - 4 tane hostes geliyor ve eğlencemize katılıyor. Yanlış anlaşımasın, aşna - fişne yok ... karaoke yapıp (onun da nesini severler ki?) bolca içki içiyor ve efsanevi hesap ödeyip çekip gidiyoruz ... olay bu yani ... hostesler ile içki içip anırmak için deli gibi bedel ödemece... tam m*l işi yani. Kabukicho'da genelde saçma sapan saçlı (didiklenmiş, punk, mor, yeşil, pembe) tipler karşınıza çıkıyor. Bu kadın ve erkek aracı/anutçular sizi bir yerlere götürmek istiyor ... bunlar tipik turist tuzakları tabi ki. İşin sırrı basit aslında. Her durumda kazıklanacaksınız, sonuçta Caponya abartı pahallı, Tokyo'da caponlar için bile pahallı bir şehir. Ama daha az ütülmek istiyorsanız kapısındaki neonlarda -ingilizce- yazan mekanlara gideceksiniz. Yanınıza hostes falan gelirse -pas- geçip show falan seyredip içkinizi içecek, eğleneceksiniz ... nokta. Bunun dışına çıkarsanız kendinizi Yakuza'ya borç senedi imzalarken bulursunuz ... o derece yani. Aynen öyle yaptık biz de robot kabare show'a dalıp kişi başına 170USD ödeyerek (Tokyo için yemek+içki ... gayet makul bir rakam) oturup gösteriyi seyrettik. Bildik turist tuzağı olsa da itiraf ediyorum ben çok eğlendim. Saat bilmem kaç olmuş (mekanda show aslında non-stop sürüyor) otele gidelim diye çıktık dışarı. Ultra-Süper-Uber dandik ama yeterince tüketilince kafayı bulandıran Capon viski'si ile hafiften kafayı kırmış olarak otele doğru yürüyoruz ki önümüzde kavga çıkmaz mı. Resmen kısmet ayağımıza gelmiş be! Kim kiminle kavga ediyor? Dava ne? Neden kavga ediliyor? Hiç bir fikrimiz olmamasına rağmen bir de baktım ki biz de kavga'ya karşımışız. Acaip eğleniyorum ama ... büyük ihtimal ile bana kendi dilinde "sen nerden çıktın birader?" falan diyen herifin birisinin yakasına yapışmışım. O bana çakıyor, ben ona ve onu elimden almaya çalışan arkadaşına yazıyorum. Bi ona , bir de kankasına ...sonra cevap babında o bana çakıyor, sonra ben bi ona ... bi kankasına yerleştiriyorum. Sonra olay kopuyor!! Benim kanka kavganın ortasında kendisini Conan zannedip nara atmaz mı? abi ... adam Tokyo'nun ortasında , gecenin bir vakti uluyor !!! Herif "Crom Hear Me! , count the deads.." diye bağırıyor yahu ... kavga etmeyi bırakıp kendimi yere atıyor ve anıra anıra gülüyorum halimize. Polis sirenleri yakınlaşırken kavga bitiyor, herkes topukluyor, biz de otelimize gidiyoruz. Asansörün aynasında hafiften kapanmış sağ gözüme bakarken ortak karara varıyoruz. "Bu akşam eğlenceliydi, gerçekten" ... gelecek bölüm : Shinto tapınağında rahiplerden dayak yemece.1 puan
-
ses sorununa forum ortamında cevap vermek zor aslında ... önce servis ağzı ile konuşayım... - frene bastığında "duruyor mu?" ...o zaman önemli değil ...gırgır konusunu hallettiğimize göre devam edebiliriz. Aklıma iki ihtimal geliyor, arka pabuç (fren) hafifçe -kenar- yapmış olabilir (pizza'nın gevrek kenarını gözünüzde canlandırın ... tabi burada bir kaç mm'lik fark'tan bahsediyoruz.) eğer öyle ise arka balata sökülür, kenar kısmı hafifçe taşlanır ... sorun biter. Arka aks'tan -oturma- sesi geliyordur, bunu da ayağınızda lastik ayakkabı ile koşarken aniden durduğunuz zaman ayağınızın ayakkabının içindeki o hafif ileri doğru kayma hissi gibi gözünüzde canlandırın. Eğer öyle ise aks kafalarına biraz yağ sürülür ... geçer ... vs.vs. Bunun gibi bir kaç neden daha var aklıma gelen, ama hepsi önemsiz şeyler. Bakım yakın tarihlerde ie bakım'a götürdüğünüz zaman söylersiniz, eminim servis kolayca halleder ... yok bakıma daha var, bu ses beni rahatsız ediyor derseniz o zaman kuZu'yu servis'e götürün, arkadaşların çayını için ... hallederler. ... iyi, keyifli & sağlıklı sürüşler dilerim.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.