2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
26-02-2017 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Atmosferik benzinli Civic lerin çok satılmasının sebebi lpg li oluşuydu. 1.5 i alanlar benzine mahkum kalacak, zira lpg takılamıyor. O zaman göreceğiz Honda sevgisini.3 puan
-
3 puan
-
Eveeeet, artık problemler tamamen bitti. Daha önce bahsettim mi bilmiyorum, Sync modülünün takılmasından sonra, kaza anında acil yardım aramasını yapmaya yarayan hizmet kontağı ilk çalıştıdığımda sürekli uyarı veriyordu. Sesli komuttaki abla o bet sesiyle "Acil yardım çalışmıyor" diye bıdırdayıp duruyordu. ilk başta sorunun GPSM kaynaklı olduğunu düşünüyordum. Ancak GPSM'i bağlamama rağmen abla susmayınca bu sefer bağlantılarda sorun olmaya başladığını düşündüm. Geçenlerde Ford Edge'in Amerikanya forumunda RCM (airbag modülü) arızasında benzer uyarının alındığını görünce ampuller yandı bende. Sistemin tam olarak çalışması da yerli yerine oturmuş oldu. Kaza anında RCM SYNC'i dürtüyor, o da GPSM'den koordinatları alıp aramayı yapıyor. Şimdiii, ya RCM'ler Sync'li ve Sync'siz olarak farklı ya da konfigürasyon meselesi derken, Şahsuvaroğlu'nun kahraman elektrikçisi Savaş Usta'yla giriştik olaya ? Taaa daaa! RCM acil yardım ayarı yapılandırılabiliyor. Böylece o gıcık uyarıdan kurtuldum ve sistemin eksiği kalmamış oldu.3 puan
-
Kullanmadım, ben Superchips'in ECU'yu yeniden programladığı ürünü kullanıyorum. Doğrudan motor kontrol ünitesinin yeniden programlanması -doğru yapılırsa şayet- daha iyi ve sağlıklı sonuç veriyor. Takma modüller daha önce de yazıldığı gibi beyni aldatarak performans artışı sağlıyor. Ancak racechip yıllardır piyasada ve son zamanlarda 1-2 yıl arası (ürüne göre) motor garantisi de vermeye başladı. Denenmesine karşı değilim. Yakıtta azalma ise teorik olarak mümkün, becerenler de yok değil, ama elinin altından güç varken herkes onu kullanıyor ve bu şartlarda ekonomi hayal. Hoş ciddi bir artıştan bahsetme de mümkün değil. Yani aynı ya da yakın tüketime daha fazla güç yanlış bir ifade olmaz.2 puan
-
Arkadaşım hafta içi civic RS lansmanındaydı perfomansıyla ilgili biraz konuştuk aracın bayağı iyi gittiğini söyledi,performansı çok beğenmiş Civic RS nin iyi satıp satmayacağını bilmem de CIVIC'in gayet iyi satacagından eminim adamlar dizel motor sunmamasına rağmen satışları çok iyi .Yıl sonu satışlarda C sınıfı ilk 5 te olur gibime geliyor...Gecen ay atmosferik motoru test ettim,motor biraz zorlayınca bağırıyordu gerçi atmosferikler hep bu tarz, performans atmosferik 125 ps motora göre fena sayılmaz, malzeme kalitesi orta halli olmuş yalnız konforunu çok beğendim , yol tutuşu bi focus gibi değildi ama.Donanım olarakta zengin donanıma sahip öyle paketle falan uğraştırmıyorlar seni 3 farklı donanım var ,executive de adamlar herşeyi sunuyorlar.Yalnız arabanın kaportası ve kapıları çok basit geldi sanki sağlam bir araç değilmiş hissi veriyor fakat IHSS den top safety pick + ödülünü kapmış. Aracın yüksekliği az olmasına rağmen baş mesafesi gayet iyi.Arka diz mesafeside gayet başarılı.Bagajı ilk defa bu denli geniş olmuş .Ben tasarım olarak beğendim aracı sadece arka stopları beğenmedim yandan ve önden gayet hoş duruyor araç birde dizel 1.6 motor olsaydı sınıf liderliğine oynardı bence.2 puan
-
2017 Şubat'ının ikinci hafta sonunu göller bölgesinde değerlendirmeye karar verip Cumartesi erkenden yola çıktık. İlk durağımız Akseki’ye komşu İbradı ilçesi oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Bir Yörük yerleşkesi olan İbradı günümüzde çok göç vermiş olmasına rağmen Oğuzların Salur boyuna kadar uzanan ve Teke Türkmenlerine dayanan sosyal yapısı, yaygın Öz Türkçenin kullanımı ve Orta Asya'ya ait âdetleri hala devam ettiriliyor olunması ile dikkat çeker. 1300 m rakımlı İbradı ilçesi serin havası ile yazları kalabalıklaşır, Akdeniz kıyısından Konya’ya pek çok yazlıkçıya ev sahipliği yapar. İlçeye bağlı Ormana beldesi ve Ürünlü köyü özgün sivil mimari örneklerini barındıran, tarihsel dokusu olabildiğince korunarak günümüze gelebilmiş ender yerleşimlerdir. Özellikle Ürünlü 1994 yılında UNESCO tarafından korunması gerekli bölge ilan edilmiştir. Ürünlü yerleşiminde hiç bağlayıcı harç kullanılmadan, ahşap ve kuru taş duvar ile yapılan “düğmeli evler” bölgeye özgüdür. Bu yapıların yüzlerce yıl evvel Ermeni, Rum, sonrasında ise Türk ustalar tarafından yapıldığı biliniyor. Taş ve ahşabın birarada kullanıldığı bu mimarı tarza bölgede, “hatıllı kuru duvar” adı verilmiş. Taşıyıcı olan beden duvarları 50–60 cm’den az olmayan kalınlıkta, kuru duvar tekniğinde harçsız olarak uygulanmakta, taş duvar örüldükten sonra duvar boyunca duvarın her iki tarafına 8x8 cm ebatlarında “hatıl” denilen ahşap latalar uzatılmakta, bu hatıllar aynı ebatlardaki “düğme” veya “peştivan” olarak adlandırılan kısa latalarla birbirine bağlanmakta ve araları taşla doldurularak duvar örgüsüne devam edilmektedir. Köyün büyük oranda göç vermesi ve ilgisizlik nedeniyle, köyün geleneksel konut dokusu hızla bozuluyor. Köy halkının koruma bilinci daha yeni yeni turizmin etkisiyle oluşmaya başladı. Benzer özellikte evler göreceli daha büyük bir yerleşke olan Ormana’da da yer alıyor, restore edilen üç ev Ormana Active işletmesi tarafından turizme açılmış durumda ve ilgi çekici olabilir. Bölgenin doğal güzellikleri arasında Manavgat çayının doğduğu nokta olan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı önemlidir. Altınbeşik Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük yer altı su mağarasıdır. Yabani Yılkı atları ile Eynif Ovası, dağlardan inen sularla dolup zaman zaman göl halini alan Gembos ovası ve çevredeki ardıç, sedir ve çam ormanlarıyla kaplı yaylalar görülmesi gereken diğer doğal güzelliklerdir. İbradı'da Celal Keskin'in kahvesinde dağ kekiği çayı içmeden devam etmemek gerek... Değişik köylere misafir olarak yolumuza devam ettik. Otomobil kullanmayı seven her faninin keyif alacağı türde yollardan geçtik... İkinci durağımız Beyşehir oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Beyşehir isminin Selçuklu döneminde bölgenin Eşrefoğullarının hakimiyetinde olduğu zamanlarda “beyin şehri” ifadesinden türediği söyleniyor. Merkezin 40, tüm ilin 70 Bin cvarında nüfusa sahip olduğu 1125 m rakımlı yerleşke bereketini kıyılarında kurulduğu gölden alıyor. Beyşehir gölü Türkiye’nin yüzölçümü olarak üçüncü büyük gölü, ancak en büyük tatlı su gölü ve duru suyu, eşsiz güzellikte sazlıklarla bezenmiş kıyıları ile bir yandan Sazan, Aynalı Sazan, Turna, Levrek, Kadife Balığı gibi balıklara, diğer yandan balıkçıldan pelikana pek çok göçmen su kuşuna ev sahipliği yapmakta. Ayrıca civarda sürülerle dolaşan yaban domuzları da var. Kent merkezi bir kanal çevresinde ve kıyı boyunca uzayan parklar ve yürüyüş yolları ile son derece şirin. Yazları tur tekneleri çevredeki kumsallara gezi düzenleyerek yüzme imkanı sağlıyorlar. Biz gittiğimizde göl hemen tümüyle kalın bir buz tabakası ile kaplıydı, haliyle tekneler de buz örtüsüne sıkışıp kalmışlardı. Ancak sazlıklardaki balıkçı kayıkları çok fotojenik birer obje olarak dikkatimizi çekti. Gezilecek tarihi yerlerin başında ise Eşrefoğlu Camii geliyor. 13.yüzyıldan kalma bir Selçuklu camii olarak 6 ay boyunca göl suyunda şişirilmiş sedir ağaçlarından oluşan orijinal ahşap sütünların üzerine yükseliyor. 40 cm çapında 7,5 m yüksekliğinde 42 ahşap sütun eşsiz bir mimariye örnek teşkil ediyor. Özgün bir diğer yanı da caminin ortasında yaklaşık 5 x 5 x 2 m boyutlarında bir havuz bulunması ve bunun üzerindeki tavanın açılabiliyor olması. Bu havuzun kullanımı ile ilgili iki rivayet var: İlkine göre bu bu havuz tavandaki açıklıktan düşen ya da taşınan kar ile doldurulur ve sıcak havalarda hem caminin içini serin tutar, hem de ahşap sütünların ömürlü olması için gerekli nemi sağlardı. İkincisine göre ise Selçuklular o dönemde astronomiye yönelik çalışmalar yapar ve gerek tavandaki açıklıktan, gerekse havuzdaki suya düşen yıldız yansımalarından gökyüzü hareketlerini izlerlerdi. Caminin hemen yakınındaki Bedesten ve restore edilmiş evler alana güzel bir bütünlük kazandırıyor. Yolda rastladığımız bu kedi de @Mert Yürüyen için gelsin, sanki Cats müzikalinin figüranlarından... İlginç ve ünlü bir diğer yapı da 1908-1914 yılları arasında eski bir köprünün yerine yapılmış hem köprü hem de sulama kanal regülatörü olarak görev yapan Taşköprü. Yeme içme mekanları kış vakti kar altındaki şehirde pek geçe kalmamayı gerektiriyor. Emin Usta Et Mangal, Osmanlı Kahvesi ve Bey Edem Pastanesi anılmaya değer. Konaklama için merkezde bir otel ve merkeze yakın öğretmen evi var. Gezinin ikinci günü Beyşehir gölünün batı yakasını, köyleri ve eşsiz güzellikteki bakir kıyıları gezdik. Sonra Eğirdir’e geçtik. Tıkla öğren: Burası neresi? İlginç bir şekilde Beyşehir kar, buz ve kapalı yolları ile ne kadar kara kış idiyse Eğirdir de o derece güneşli ve baharı andıran bir havaya sahipti, kar tümden yerden kalkmış, bambaşka bir iklim vardı. Eğirdir tektonik bir çanak içinde toplanmış suyu ile Beyşehir’den sonra en büyük tatlı su gölü. Sazan, Çim Sazanı, Sudak, Eğrez ve son yıllarda ortaya çıkan Gümüş balığı yanında Kerevit, Yengeç, Su yılanı, Su faresi, Kurbağa ve Su kaplumbağasının yaşam alanı. Haliyle bölgede balıkçılk çok gelişmiş ve özellikle yarım adadaki restoranlarda servis ediliyorlar. Göl yaban hayatı için önemli çok sayıda yerleşik ve göçer kuşa uygun bir yaşam alanı aynı zamanda. Isparta’ya yakınlığı ile bir eğlence/dinlence alanı olarak oldukça aktif olsa da buranın da Beyşehir gibi kıyıları bakir ve doğal güzelliklerle dolu (bkn. Boyalı’nın ağaçları). Her zamanki gibi kuşlarla oynadık, karabatakları izledik, Melodi Restoranda soslu göl levreği tava yedik ve İslamköy ekmeği aldık. Dönüş Kovada üzerinden oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Kovada gölü Eğirdir’den 22 km’lik doğal kanalla sulanan ve DSİ’nin hidroelektrik santralını yürütmede kullandığı bir yapay gölet, kıyıları sonbahar renkleri dışında pek bir cazibe sunmuyor. Ancak dar, virajlı ve iniş – çıkışlı, eğimleri ve yüzeyi düzgün asfalt yolu benim gibi viraj meraklılarına çok özel bir keyif unsuru oluyor. Geç kalmadan dönmek için göl kenarına inmeden devam ettik. Bol oksijen depoladığımız, doğayla içiçe olmanın keyfini sürdüğümüz hoş bir hafta sonu oldu. Önemli not: İnsan beyninde bir yerin canlısını görmekle fotoğrafına bakmak aynı etkiyi yaratıyormuş. Turizmcileri eminim kızdıracak bu tespite uygun olarak ben de hizmette kusur etmemek adına bolca fotoğraf paylaştım.1 puan
-
Hayırlı olsun bence güzel seçim olmuş ucuz ve donanımlı Tork dayanımı kısmını atlattık sanırım değil mi? Sadece niye tork düşük onu soracağız Pek faydası olmayacak ama.1 puan
-
Premium devam ettiği sürece bu tür gecikme olmaz Sabri. Yapılan sözleşmeleri de düşününce gecikme vs olmaz yeterki isteyen olsun gelir. (2018)1 puan
-
1 puan
-
Niye anlaşamadığımızı çözemedim. Ben de zaten Kuga vb. araçların sportif karakteri olmadığını, ancak 2L dizel ile trafiğe rahat karışabildiğini yazıyorum. Yani aynı şeyi yazıyoruz bence... Sportiflik arıyorsak ST veya RS serisine bakalım, GT'nin 0-200'ünü değerlendirelim. Ayrıca bu konu bunaltıcı oldu, herkesin ne çok isteği varmış, yok şöyle olsaydı, yok böyle olsaydı.... Soralım Otosan'a beklersek istediğimiz özelliklerde bir araba sipariş verebiliyor muyuz? (bkn. ne dersin @Kaan Yagizer?) Eğer evetse verin siparişi, alın arabayı, hepimiz huzura kavuşalım. Aaaa sıkıldım ve gittim ben bu diyarlardan.1 puan
-
kaporta çok basit güvensiz duruyor Hasan Bey ama IHSS den topsafety pick + puanını kapmış çoğu araç alamıyor bunu.Bende aracı ilk gördüğümde kaporta çok basit geldi ama araç güvenli dememekki yolcuyu ve sürücüyü iyi koruyor1 puan
-
Yooo. Elm ile ayarları yapacan. Sonra kabloları çekecen. Far soketlerin doluysa zaten sorun yok. Sadece elm1 puan
-
Bide böylemi kaşısak seni acaba [emoji4]1 puan
-
Eski bir Honda fani olarak. O civic satar hatta rekor kırar. Müşteri kitlesinin beklentisini karşılıyor.1 puan
-
1 puan
-
Şimdi ben pek anlatamıyorum galiba. Ford'un ya da Otosan'ın kaç araba sattığı pek de umrumda olan bir konu değil, birbirimizi ne kadar başarılı olduğuna ikna etmek zorunda da değiliz. Merak ediyorum ve soruyorum. Şimdi ben niye başka çelişkisiz bir şirket göstermek durumunda kaldım anlamadım ? Bana ne yahu? Ben kendimce gördüğüm bir şeyi söylüyorum. Bak demek Mondeo reklamı bende işe yaramış, ben Mondeo değil de SUV alacaktım yeni Kuga'yı görünce gittim sordum bunda da var mı dinamik led diye. Yok dediler. Benim için durumu Murat abi özetlemiş.1 puan
-
Tam her yerde trend olmuşken bagaj kapağını ulaşılması zor noktaya koymak ciddi pazarlama hatası bana göre. Üstelik TV'de dönen reklamında bunun üstüne. O reklamı görüp gelen adama 15 kaat verirsen ancak alırsın demek zorunda kalacak satış temsilcisi. Ben led yerine zenonu tercih ederim. Firmalar led'e yüklendi çünkü, pahalı zenon + adaptif far yerine daha ucuz yollu bir çözüm. Ford'un hala zenon ile devam etmesi belki kaliteli, ama pahalı bir çözüm. Style, Titanium, ST Line şeklindeki donanım grubu yetersiz. Burada Titanium X ya da Selective (artık adı ne olursa) bir donanım daha lazım. O pakette elektrik bagaj, sony ses sistemi, navigasyon ( ) ve zenon iyi giderdi.1 puan
-
Ciddi eksiklik olarak görünün akıllı bagaj sistemi QQ ve Tiguan standart herhangi bir donanımında sunulmuyor. (En çok satan iki model 18 - 9 bin) CRV Ext. üstünde sunuyor (180 bin tl - 2017) 3008 ile sadece gt-line (166.900) ile standart, allure ile opsiyon. (9 binlik toplu paket ile geliyor) Yanlış anlaşılmasın bunun neden standart konulmadığını göstermeye çalışıyorum. Pazar stratejisi bunlar, doğal sonuç yani Hiçbir eksiklik yaşatmayacaktır. --11 dakika sonra eklendi-- Yan görüş mesafesi çok düşük. Örneğin kısalarda 60 metreye ulaşması gerekirken (ort değer bu, daha iyisi var.) 40 metrelerde kalıyor. Düz görüşte biraz daha iyi ama yine yetersiz; kısa sağ 100 metrelere gelmesi gerekirken (ort değer bu, daha iyisi var.) 85 metrelerde kalıyor. Uzun sol kısım ise 150 metrelerde olması lazımken (ort değer bu, daha iyisi var.) 110 metrelerde kalıyor.1 puan
-
Aynı yerden bakmıyoruz sanırım ama far ile jenerasyon arasında bir bağlantı kuramıyorum. Sen bu arabayı satarken, makyajlı kuga diye satmıyorsun, yeni kuga diye yazıyorsun sitene. Mühim olan benim ne bildiğim değil ki, potansiyel alıcının ne anladığı. Standart halojenden mercekli halojen olduğuna göre pek ala başka bir şey de olabilir. C'ye inmediler dediğin araba emsal donanım C segmentinin 1.5 katı paraya satılıyor sonuçta. Ben xenon eleştirisi de yapmıyorum, ki zaten anlamadığım bir konu, niye böyle pazarlama çelişkileri var, ben anlamıyorum diyorum. Senin söylemine göre de başka bir soru ortaya çıkıyor. Madem Mondeo'nun led aydınlatması vasat niye pazarlamanı bunun üstüne kuruyorsun?1 puan
-
Buna evet veya hayır diye basit bir cevap vermek kolay değil. Motor gücünü %60-70 artırdığınızda binen ekstra yük ve ısı kuşkusuz materyali daha fazla yoracak ve motorun ve de turbonun beklenen ömrünü kısaltacaktır. Ömürde kısalmanın ne düzeyde olacağına da gücü ne kadar kullandığınız belirleyecektir. 4-5 senelik ya da 100.000 km'lik bir süreçte fark edilebilir bir sorun olacağını düşünmem, ama bunun üzerinde turbo başta olmak üzere arıza olasılığı artar. Daha büyük intercooler turboyu ısı açısından kuşkusuz rahatlatacak doğru bir önelm olur. Bir de gözden kaçırılan bir nokta var: Bahsettiğiniz yüksek PS değerlerine ulaşan yazılım ± performans kiti ancak 125 veya 140 PS olan motorlar için geçerli, 100 PS'lik 1,0EB ile Mountune uyumlu olduğunu belirtmemiş, Superchips'in de daha mütevazi artış sağlayan bir programı var.1 puan
-
Ney kamera mı 5 inch mi ? Acil yardıma ihtiyacın olmayan sürüşlerin olsun...1 puan
-
Valla bana kalsa 5" navili makyajlıda da olsa tadından yenmez. Tilkiler dolaşıyor yine kafamda. ? Neyse bir yaz olsun da kamera ve onlara da sıra gelir herhalde ?1 puan
-
RS ekli bir araba getirip onu CVT şanzımana mahkum etmek, bu Otosan standartlarını bile aştı. Hoş kulakçıklardan kullanmayı ister ve severseniz 7 ileri gibi otomatik şanzımanı taklit eder ve daha verimli kullanılabilir, standart ahli de gezinti için kullanılır. Honda'nın sadık bir alıcı kitlesi var. Honda tasarımcıları çizim yaparken ne kullanıyorsa alıcılar da alırken aynısını kullanıyor olasılıkla. Çizgisi fazla yenilikçi ve oyuncaklı. Ancak iç mekan genişliği, konforu, yeni Civic'lerdeki düşük burulma ile gelen iyi yol tutuşu, direksiyon duyarlılığı dikkat çekiyor. RS'in motoru ilgi çeker mi? Zamanla görürüz. Ama Ford kullanıcılarının EB'a yaptıklarını Honcacıların yapmayacağından eminim. Civic ne satara geçen yılki satış rakamları kabaca cevap verir:1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
İlk test yorumları ilginç gerçekten... İnsanlar son dönemlerde "youtuber" denilen kişilerin yorumlarına çok itibar ediyorlar. Bu noktada vatandaşa çok faydalı olan durumlar elbette var... Lakin bazı yorumlar insanda farklı şüpheler uyandırıyor...... Acaba rakip firmaların güdümünde veya etkisinde kasıtlı yorumlar mı diye düşünmeden edemiyorum. (Bu sadece bu konuda bahsi geçen isimler için geçerli değil tabiki) Öyle anlatımlar oluyor ki bazen (bkz. "3Şerit" yorumcusu...) dünya piyasasına hakim kendisini çok öncelerden kanıtlamış marka ve modeller adeta gömülüyor. Derme çatma marka veya model değilse araç, mesela Ford hiç değil, misal iç mekan hiç tatmin etmedi tarzındaki yorumlar beni sadece güldürüyor. Ezelden Fordcu değilim Lakin Sezar'ın hakkı Sezar'a verilmeyecekse, çok marka ve model var topa tutulacak.... Topluluğumuzun temsilcisi @Yakup Çağatay'ın detaylı yorumlarını sabırsızlıkla bekliyorum. İki farklı Focus'tan sonra aklımı çok karıştırdı Yeni Kuga... Aracım henüz çok yeni ama ilgim arttı bu araca. Zaten yıllardır düşük hacimli dizel motorun sunulmamasının bu aracın önünde ciddi engel olarak görenlerdendim. Bu motorlar 5.000 hedefi tutar mı? Onda da şüpheliyim... Zaman ve kampanyalar gösterecek.....1 puan
-
Şişirme bir araba olmuş, turboyla 182ps olup 220nm tork almışlar vtec gibi bir motordan. Eski vtec motorlara cücük bir turbo takıp yürütsen bundan çooooook daha iyi verim alırsın. Atmosferik gibi olmuş, saçma olmuş. Performans için bu arabayı alacaklar sanırım kısa zaman sonra pişman olabilirler. İkinci elini bolca görürsünüz satarsa eğer.1 puan
-
Yok bu beğenmiş arabayı. Yorumdan anladığım kadarıyla bu arkadaş pek fordları tanımıyor ama; mesela motor şanzıman ikilisini sevmiş, 7 litre civarı yakmış vs.. Fiyatı da yerinde bulmuş. Var bir kaç ters yorum ama genelde makul. Yanlız insanı öldüren bir anlatımı var1 puan
-
@Melih Ordueri kısalara led ampul takmayın zaten,hiç arıza vermese fazla ısıdan çevresine veya far tasına v.s zarar verir. Bu tip ampuller uzunlar için daha sağlıklı diye biliyorum. Mutlaka beyaz ışık istiyorsanız ya bi-xenon fara geçeceksiniz ya da standart ampullerin beyaz ışıklı olanlarını kullanacaksınız.(Osram Nightbreaker - Philips Diamond Vision gibi...)1 puan
-
Ben bu yeni Civic'e bir türlü alışamadım. Bana hiç çekici gelmiyor bu japonların keskin hatları malesef.1 puan
-
Kamera ne oldu kamera? Bak eğer hala takmadıysan inş denk getiririm. Nasıl yer değiştiğini anlamazsın bile1 puan
-
1 puan
-
focusuma 2000 tlye lovato taktırdım,eğer kugam olsaydı 5-6 bin lirayı bulurdu. ancak focusla kuga arasında 20-25 bin tl fiyat ve sınıf farkı var. maddiyatla alakalı,her ikiside sınıfında güzel araçlar. para varsa kuga yoksa focus al. suv sınıfında 75-80 bin altı alınacak araç yok zaten.1 puan
-
Focus mantık, kuga aşk Özetle, işin maliyet boyutunu düşünürseniz kesinlikle focus ..1 puan
-
Merhabalar.42.000km civarında yüksek süratlardeki firende aşırı titreme ve fren şişmesi sebebi ile bende servise balata değişimi için gittim.Banada yazdığın fiyata yakın bi rakam söylediler yetmedi bide diskler eğrilmiş gibi vs birazda olayı şişirdiler kaldiki alakası yok.Bu sebeble ford yedek parça satan sıradan bi dükkana girdim.Aracı parça satan arkadaşa göstererk ön-arka 1 takım balata BRS'miydi neydi net hatıtlıyamıycam balata aldım.Hatta satıcı orjinali motocrfat dedi 200tl gibi 'de bi rakam söyledi.bunun yerine BRS aldım.Eve geldiğimde babamla kendimize uğraş çıkartalım diye karar verdik balata değişimine:) Öncelikle söyleyim ön balataları değiştrmek çok kolay,yanlız arka balataları değiştirmek gerektiğinde bir adet kontak sprey-pas çözücü gibi bi edavat lazım:)Çünü balatayı iten piston aşırı derecede eski balataya göre kendine yer yaptığı için sıkışıyor.Geniş ağızlı kargaburun ile saat yönünde çevirerek birazda sprey sıkarak geri alıyoruz, :)işlem tamam:) Sıra geldi frenlerin havasını almaya...Allah'tan daha önceki focus'tan kalan fren hidroliğimiz vardı biraz ekledik.Yanlız hidroliğin rengine dikkat farkı renk fren hidrolikleri sistemi bozuyormuş.Bu işlemlerden sonra İlk 100-150km civarı frende bariz yumuşaklık,dozlamama,dipte dahi zor yakalama durumu vardı,sonradan balata diske alışınca şahane oldu.Yaklaşık10.000km oldu ,frenlemede titreme,ses vs hiç bi anormal durum yaşatmadı...Bu işin bana toplamda maliyeti balata+sprey + işlem sonu kendiimize evde çay ısmarlamak dahil 200+tl'yi bulmadı: )1 puan
-
Elinde liste mi var kimler yazılım yaptırmış kimler yaptırmamış diye?1 puan
-
Anlayacak ne var ki ? Varsa yanlış bir söylenen veya o savı desteklemeyen bildiğiniz bir şey, bunu güzelce izah edersiniz oldu bitti. That's why! we are here..1 puan
-
Arkadaşlar yapmayın etmeyin servis ecu yu neden söksün anlamak için. Araç zaten log tutuyor yapılan her yazılım müdahalesini. Benim araç için servis bağlantı kurduğunda her modül her yazılım güncellemesi tek tek tarihleri ile yazıyor. Yani servis bakmak isterse şak diye görür aracın yazılımı ile oynandığını. Haaa durup dururken aracı bağlayıp buna bakarlar mı? Bakmazlar, ama siz garanti ile ilgili bir sorun yaşarsanız yazılıma da bakarlar ecunun fiziksel durumuna da.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.