... uzun bir aradan sonra "tüKKan'a" geri döndüm, bir-iki gün daha fuar'a gidip geleceğim ama çoğu bitti, azı kaldı (şükür)
Bilen bilir Fuar'da Ford'un performans! araçlarının (bkn.kuZu) başında dikiliyorum ... amaç olası cins! ve detaylı soruların ilk anda cevaplanması, bunun ötesinde potansiyel müşteriler ile temasın mümkün olduğunca erken kurulması.
... doğal olarak pek çok soru ve yorum ile karşılaşıyor insan.
Eleman - Mustang'ın bagajı küçükmüş, kaç litre bu?
Ben - Dikey koyarsanız üç, yatay yüklerseniz iki ceset! alıyor.
veya
Eleman - Bunun (Mustang 2,3EB) Dizel'i var mı?
Ben - Yok ama isterseniz LPG taktırırsınız ...
yada
Eleman - Bu kaynaklar (bagaj kapağının altındaki şase kaynaklarını göstererek) neden eğri-büğrü?
Ben - O kaynaklar Simetri hastalarını krize sokmak için bilerek tasarlandı efendim ...
Eleman - Neden?
Ben - Kötülük şirket DNA'mızda var, ayrıca bize çok yakışıyor.
...gibi,gibi. (siz anladınız)
Sonra "zirve" noktasına ulaştık.
Öncelikle konu "bu"
Malum ABD'de radyo yayınları dijital hale geldi, bu nedenle Stang'ların bagaj (convertible) kapakları üzerinde veya tavanlarının arka kısmında (fastback) minik "yumru"lar var. GPRS ve dijital radyo anteni olan bu yumrular hala "analog" yayın yapılan (Avrupa'nın çoğu ve Türkiye) ülkelerde pek bir işe yaramadığından Avrupa versiyon kuZularda ayrıca bir anten (Convertible) var.
Eleman bagaj kapağının üzerindeki "yumruyu" merak etmiş ... sormuş, soruşturmuş ... biri ona demiş ki ... "şu kel,sakallı adam var ya ... git ona sor!" Ben bir müşteri ile RS'in kaputunu açmışım, twinturbo ve açık hava filtresi muhabbeti yapıyorum.
- Tık,tık ... aaa? Eleman sokak kapısı çalar gibi işaret parmağının eklemi ile sırtıma vurmaz mı? Tamam! İri yarı bir adamım ama -çelik kapı- muamelesi görmek?!? ... RS'çi arkadaşa "bir saniye" deyip döndüm arkamı. Dana yalamış gibi yatırılmış saçlar, kahverengi yünlü takım elbise, Ayhan Işık'ı ağlatacak kadar ince ve dikkatle düzeltilmiş "mübarek" bıyık ... hııı! dedim kendi kendime, buyurun buradan yakın.
Ben - Efendim?
Eleman - Bir şey soracaktım...
Ben - Beyefendi ile konuşuyoruz (başımla RS'çiyi işaret ederek) biraz beklemeniz mümkün mü?
Eleman - Bu acil ama ...
Ben - Acil? Hayırdır? Kanamanız mı var?
Eleman - Anlamadım..
Ben - Belli! ... buyurun, yardımcı olayım.
Eleman - Bu ne? (GPRS antenini göstererek) çok merak ettim de...
Ben - içimden "ey göklerdeki babamız ... bana sonsuz sabır ihsan eyle!" dışımdan = TUTAMAK efendim?
Eleman - Tutamak mı?
Ben - Evet ...
Eleman - ...... "mavi ekran" (bkn. 404 error)
Ben - Hiç Amerikan filmi izlemediniz mi? Hani giden arabanın üzerine atlarlar, tavana falan tutunurlar ... kavga sahnesi falan olur ya.
Eleman - (biraz tereddüt ile...) e...evet?
Ben - (elimle GPRS antenini işaret ederek) İşte tutamak bunun için konuyor. Biri arabanızın üzerine atlarsa tutunacak yer bulsun, tutunamaz yere düşer ve ölürse .... Mazallah yani! Başınıza dert alırsınız.
Eleman - Haaaaaaaaaaa!
Ben - Yaaaaa!
Eleman - Teşekkür ederim.
Ben - Bişi diil ...
bkn. aklınızda bulunsun.
The End ... dağılın, tükkanın önünde kalabalık yapmayın.