2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
20-08-2017 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Arkadaşlar çevremde gördüğüm kadarı ile genellikle araç klimaları yanlış kullanılıyor, servisler bu konuda pek bilgi vermez benim arkadaşımın sürekli yüksek devirde açtığından dolayı klima motoru kitlenince( 1500tl ye mal oldu) bende konuya bir hassasiyet kazandım, kendim zaten dikkat ediyorum sizlerede faydalı olabilir diye yazayım. 1. Klimayı araç çalıştığı gibi açmayın önce camları açın biraz hareket edin araç içindeki sıcak havayı tahliye edin. 2. araç klimasını açarken elinizden geldiği kadar düşük devirde hatta rolenti devrinde açın, seyir halinde iken debriyaja basıp araç rölentiye düşünce açın klima devreye girince yavaşça debriyajı bırakın (otomatik araçlarda bu şansınız yok sadece biraz daha düşük devirde açabilirsiniz) klima motoru siz klimayı açtığınız anda araç devri kaç ise ona paralel hız ile dönmeye başladığı için ilk haraketi çok yüksek devirde yapması ömrünün kısalmasına hatta arızalanmasına sebep olabilir. 3.Klimayı kapatmadan önce AC modunu kapatın 30-40 saniye sonra komple havalandırmayı kapatın, eğer evaporatör soğuk halde iken klimayı kapatırsanız bölgede su damlacıkları oluşacak(yoğuşma yapacak) ve bir sonraki klima açışınızda leş gibi koku ve nem üfleyecektir(nem oranı düşük illerde pek önemli değil fakat yüksek illerde bu çok önemli) yeni model araçlar klima ilk açıldığında havayı önce ayak bölgesine üfler o nemli ve bakterili hava size gelmesin diye ama yinede araç içine o havayı doldurmayın.3 puan
-
2017 Şubat'ının ikinci hafta sonunu göller bölgesinde değerlendirmeye karar verip Cumartesi erkenden yola çıktık. İlk durağımız Akseki’ye komşu İbradı ilçesi oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Bir Yörük yerleşkesi olan İbradı günümüzde çok göç vermiş olmasına rağmen Oğuzların Salur boyuna kadar uzanan ve Teke Türkmenlerine dayanan sosyal yapısı, yaygın Öz Türkçenin kullanımı ve Orta Asya'ya ait âdetleri hala devam ettiriliyor olunması ile dikkat çeker. 1300 m rakımlı İbradı ilçesi serin havası ile yazları kalabalıklaşır, Akdeniz kıyısından Konya’ya pek çok yazlıkçıya ev sahipliği yapar. İlçeye bağlı Ormana beldesi ve Ürünlü köyü özgün sivil mimari örneklerini barındıran, tarihsel dokusu olabildiğince korunarak günümüze gelebilmiş ender yerleşimlerdir. Özellikle Ürünlü 1994 yılında UNESCO tarafından korunması gerekli bölge ilan edilmiştir. Ürünlü yerleşiminde hiç bağlayıcı harç kullanılmadan, ahşap ve kuru taş duvar ile yapılan “düğmeli evler” bölgeye özgüdür. Bu yapıların yüzlerce yıl evvel Ermeni, Rum, sonrasında ise Türk ustalar tarafından yapıldığı biliniyor. Taş ve ahşabın birarada kullanıldığı bu mimarı tarza bölgede, “hatıllı kuru duvar” adı verilmiş. Taşıyıcı olan beden duvarları 50–60 cm’den az olmayan kalınlıkta, kuru duvar tekniğinde harçsız olarak uygulanmakta, taş duvar örüldükten sonra duvar boyunca duvarın her iki tarafına 8x8 cm ebatlarında “hatıl” denilen ahşap latalar uzatılmakta, bu hatıllar aynı ebatlardaki “düğme” veya “peştivan” olarak adlandırılan kısa latalarla birbirine bağlanmakta ve araları taşla doldurularak duvar örgüsüne devam edilmektedir. Köyün büyük oranda göç vermesi ve ilgisizlik nedeniyle, köyün geleneksel konut dokusu hızla bozuluyor. Köy halkının koruma bilinci daha yeni yeni turizmin etkisiyle oluşmaya başladı. Benzer özellikte evler göreceli daha büyük bir yerleşke olan Ormana’da da yer alıyor, restore edilen üç ev Ormana Active işletmesi tarafından turizme açılmış durumda ve ilgi çekici olabilir. Bölgenin doğal güzellikleri arasında Manavgat çayının doğduğu nokta olan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı önemlidir. Altınbeşik Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük yer altı su mağarasıdır. Yabani Yılkı atları ile Eynif Ovası, dağlardan inen sularla dolup zaman zaman göl halini alan Gembos ovası ve çevredeki ardıç, sedir ve çam ormanlarıyla kaplı yaylalar görülmesi gereken diğer doğal güzelliklerdir. İbradı'da Celal Keskin'in kahvesinde dağ kekiği çayı içmeden devam etmemek gerek... Değişik köylere misafir olarak yolumuza devam ettik. Otomobil kullanmayı seven her faninin keyif alacağı türde yollardan geçtik... İkinci durağımız Beyşehir oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Beyşehir isminin Selçuklu döneminde bölgenin Eşrefoğullarının hakimiyetinde olduğu zamanlarda “beyin şehri” ifadesinden türediği söyleniyor. Merkezin 40, tüm ilin 70 Bin cvarında nüfusa sahip olduğu 1125 m rakımlı yerleşke bereketini kıyılarında kurulduğu gölden alıyor. Beyşehir gölü Türkiye’nin yüzölçümü olarak üçüncü büyük gölü, ancak en büyük tatlı su gölü ve duru suyu, eşsiz güzellikte sazlıklarla bezenmiş kıyıları ile bir yandan Sazan, Aynalı Sazan, Turna, Levrek, Kadife Balığı gibi balıklara, diğer yandan balıkçıldan pelikana pek çok göçmen su kuşuna ev sahipliği yapmakta. Ayrıca civarda sürülerle dolaşan yaban domuzları da var. Kent merkezi bir kanal çevresinde ve kıyı boyunca uzayan parklar ve yürüyüş yolları ile son derece şirin. Yazları tur tekneleri çevredeki kumsallara gezi düzenleyerek yüzme imkanı sağlıyorlar. Biz gittiğimizde göl hemen tümüyle kalın bir buz tabakası ile kaplıydı, haliyle tekneler de buz örtüsüne sıkışıp kalmışlardı. Ancak sazlıklardaki balıkçı kayıkları çok fotojenik birer obje olarak dikkatimizi çekti. Gezilecek tarihi yerlerin başında ise Eşrefoğlu Camii geliyor. 13.yüzyıldan kalma bir Selçuklu camii olarak 6 ay boyunca göl suyunda şişirilmiş sedir ağaçlarından oluşan orijinal ahşap sütünların üzerine yükseliyor. 40 cm çapında 7,5 m yüksekliğinde 42 ahşap sütun eşsiz bir mimariye örnek teşkil ediyor. Özgün bir diğer yanı da caminin ortasında yaklaşık 5 x 5 x 2 m boyutlarında bir havuz bulunması ve bunun üzerindeki tavanın açılabiliyor olması. Bu havuzun kullanımı ile ilgili iki rivayet var: İlkine göre bu bu havuz tavandaki açıklıktan düşen ya da taşınan kar ile doldurulur ve sıcak havalarda hem caminin içini serin tutar, hem de ahşap sütünların ömürlü olması için gerekli nemi sağlardı. İkincisine göre ise Selçuklular o dönemde astronomiye yönelik çalışmalar yapar ve gerek tavandaki açıklıktan, gerekse havuzdaki suya düşen yıldız yansımalarından gökyüzü hareketlerini izlerlerdi. Caminin hemen yakınındaki Bedesten ve restore edilmiş evler alana güzel bir bütünlük kazandırıyor. Yolda rastladığımız bu kedi de @Mert Yürüyen için gelsin, sanki Cats müzikalinin figüranlarından... İlginç ve ünlü bir diğer yapı da 1908-1914 yılları arasında eski bir köprünün yerine yapılmış hem köprü hem de sulama kanal regülatörü olarak görev yapan Taşköprü. Yeme içme mekanları kış vakti kar altındaki şehirde pek geçe kalmamayı gerektiriyor. Emin Usta Et Mangal, Osmanlı Kahvesi ve Bey Edem Pastanesi anılmaya değer. Konaklama için merkezde bir otel ve merkeze yakın öğretmen evi var. Gezinin ikinci günü Beyşehir gölünün batı yakasını, köyleri ve eşsiz güzellikteki bakir kıyıları gezdik. Sonra Eğirdir’e geçtik. Tıkla öğren: Burası neresi? İlginç bir şekilde Beyşehir kar, buz ve kapalı yolları ile ne kadar kara kış idiyse Eğirdir de o derece güneşli ve baharı andıran bir havaya sahipti, kar tümden yerden kalkmış, bambaşka bir iklim vardı. Eğirdir tektonik bir çanak içinde toplanmış suyu ile Beyşehir’den sonra en büyük tatlı su gölü. Sazan, Çim Sazanı, Sudak, Eğrez ve son yıllarda ortaya çıkan Gümüş balığı yanında Kerevit, Yengeç, Su yılanı, Su faresi, Kurbağa ve Su kaplumbağasının yaşam alanı. Haliyle bölgede balıkçılk çok gelişmiş ve özellikle yarım adadaki restoranlarda servis ediliyorlar. Göl yaban hayatı için önemli çok sayıda yerleşik ve göçer kuşa uygun bir yaşam alanı aynı zamanda. Isparta’ya yakınlığı ile bir eğlence/dinlence alanı olarak oldukça aktif olsa da buranın da Beyşehir gibi kıyıları bakir ve doğal güzelliklerle dolu (bkn. Boyalı’nın ağaçları). Her zamanki gibi kuşlarla oynadık, karabatakları izledik, Melodi Restoranda soslu göl levreği tava yedik ve İslamköy ekmeği aldık. Dönüş Kovada üzerinden oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Kovada gölü Eğirdir’den 22 km’lik doğal kanalla sulanan ve DSİ’nin hidroelektrik santralını yürütmede kullandığı bir yapay gölet, kıyıları sonbahar renkleri dışında pek bir cazibe sunmuyor. Ancak dar, virajlı ve iniş – çıkışlı, eğimleri ve yüzeyi düzgün asfalt yolu benim gibi viraj meraklılarına çok özel bir keyif unsuru oluyor. Geç kalmadan dönmek için göl kenarına inmeden devam ettik. Bol oksijen depoladığımız, doğayla içiçe olmanın keyfini sürdüğümüz hoş bir hafta sonu oldu. Önemli not: İnsan beyninde bir yerin canlısını görmekle fotoğrafına bakmak aynı etkiyi yaratıyormuş. Turizmcileri eminim kızdıracak bu tespite uygun olarak ben de hizmette kusur etmemek adına bolca fotoğraf paylaştım.1 puan
-
Taban genişliğini araca esp için km ve hız bilgisi için tanıtıyorlar.1 puan
-
1 puan
-
Merhaba, Opsiyonları eğer söylemezsiniz maalesef kaza vs sonrasında karşılanmıyorlar. Sıfır araç alımlarında anlaşmalı kasko/sigortacılar zaten bunları sorup gerekli işlemleri yapıyorlar. İç-dış tüm aksesuarları ilk etapta söylemenizi öneriyorum zaten prim olarak çok fark etmeyecek göreceksiniz 30 bin tl'lik farklı bir eşyanızı sigortaladığınızı düşünün.1 puan
-
Evet. önemli olan donanımın fabrikasyon olup olmaması değil teminat altında olup olmaması. Yani listeler genel hazırlanıyor. ve ford focus için konuşursak hiç birisinde sunroof yok, yani focus titanium bilmem ne bilmem ne olarak listede yer alan biri sunrooflu biri sunroofsuz iki araç aynı teminat üzerinden aynı primle sigortalanıyor, bu durumda sunroof teminat kapsamında olmuyor. cmax mesela bazen X paket olarak çıkıyor bazen çıkmıyor, çıkmadığı durumda biz kendimiz ekliyoruz. bir keresinde listede x paketli olanla olmayan arasında 10 küsür bin tl fark varmış, biz x paket o kadar etmez diyip olmayanı seçip kendimiz ekledik mesela 6 bin tl diye. hasar durumunda büyük firmalar farmış sunroofmuş buna çok takılmadan öder geçer bence ama ödemeyebilir. heleki pert durumunda opsiyonun fazlalığına göre epey fark çıkabilir. yaklaşık 5 sene önceki tartışma:1 puan
-
abs fren mesafesini değiştirmez. daha doğrusu kaymadan durulabilecek en kısa mesafede durur. kayınca her türlü uzar zaten mesafe. lastik tabanı etkileyebilir, ancak bunun bilgisayardan ayarlı olması etkilemez.1 puan
-
eğer highline da sunroof yoksa ödemeyebilir. yani evet çıkartabilir, eklemenizde fayda var. yıllar önce açmıştım benzer bir konu1 puan
-
1 puan
-
@Enes Andıç bey elinize sağlık güzel bilgiler paylaşmışsınız. Bunlara ek olarak bir de şunları eklemek istiyorum: 1. Klimayı devamlı LO konumunda çalıştırmak sağlığımız açısından çok sakıncalı. Çünkü LO konumunda çalışan klimada geri besleme çevrimi olmayacağı için klima hep soğutmaya çalışacaktır. Adananın sıcağında bile LO kademesinde çalışan klima bir süre sonra üşütmeye başlıyor. En güzeli 22 ila 26 arası bir kademede çalıştırmak. 2. Soğuk havayı direkt göğsümüze vermemeliyiz. Bunun yerine ön cama ve yan camlara yönlendirmeliyiz. Orta ızgaraları mümkün olduğunca kısık ya da tamamen kapalı tutmalıyız.1 puan
-
1cm daha geniş taban etki etmiyor mu? bence eder.? fren mesafesinde 91 93veya 97olan ağırlık indeksleri hatta lastik basınçları da etkilidir. Abs uzmanı değilim oto lastik dükkanım da yok ? ama kendi aracımı kullanırken dahi yaşadığım bir durum bu. ABS Bazen fren mesafesini uzatıyor. Adana buluşması ayarlayalım 205 e 215 lastik tabanlı iki focus bulalım test edelim? 215 lastikli olanı bende var.1 puan
-
Geçmiş olsun size birşey olmasın. ABS fren mesafesini uzatır maalesef yolda bozuk ise tutunamamıştır aracınız. Lastik tabanını değiştirmek bence doğru değil özellikle esp li araçlarda yetkili serviste taban genişliğini araca tanımlatmak gerek. (Güncelleme gibi lastik tabanını ve ölçüsünü giriyorlar )Bu işlemi yaptırmadan taban değiştirmeyin bence varsın lastik biraz pahalı olsun. Birde lastiklerinizin üretim tarihi nedir? Kaç kmdir kullanıyorsunuz? Tırnaklar iyi gözüksede sertleştiği için yol tutuşu kaybolabilir. Tarihi kontrol edin 3-4 yıl aralığında ise bence değiştirin. Tekrar geçmiş olsun.1 puan
-
1 puan
-
+ olarak fabrikasyon olan sistemlerde o zaman baskıyı erken bitiriyor.1 puan
-
Doğru düzgün arabayı sürmeyen herkes, bundan kat kat kat zarar veriyor arabasına kalkışlarda. Belki de zararınız oluyordur karşınızdakine1 puan
-
Kısalara led almayın. Trafikte karşıdan gelen suruculeri rahatsiz edersiniz. Halojen ampul ile ledlerin odak noktasi farkli oldugu icin aydinlatmaniz zayiflar. Sislerde beyaz aydınlatma amacı disina çıkar. Sisli ortamda yolunuzu görmenizi saglamaktan çok önünüze duvar örülmüş gibi olur. Ha illada ben beyaz renk olsun diyorsaniz led degilde beyaza yakın yanan halojen ampullerden takabilirsiniz.1 puan
-
Zevkle okudum konuyu, fotoğraflar şahane. Okurken şu geldi aklıma; Hep Avrupa'da vs değişik mimari örneklerine bakıp "vay, wow" falan diyoruz ya oysaki ülkemizde de ne kadar değişik ve zamanın ötesinde yapılar var... Kıymetini bilmek lazım, birde gidip görmek1 puan
-
Olmasına olmuş da 125 PS'lik arabada benim gözümde gereksiz bir abartı oluyor. "mış gibi" yapmaya ne gerek var? Neyse beğeneni çok, güle güle kullanın. bkn. egzozcular taş mı yesin?1 puan
-
Geçen yıl benim C4 ü satarken,bir alıcı arabayı aldı, "bir tur atıp geleyim" dedi. 40 derece sıcakta,1 saat gezdi ve geldi. Dedi ki: "Ustam diyor ki bunun motoru gidik." Nereden anladığını sordum. "Yağ çubuğunu çıkarınca buhar geldi,oradan anladı ." dedi. "Ver bakalım anahtarı" dedim. Sonra da ekledim; "Benim araba sana yaramaz, zaten bozukmuş, vicdan azabından ölürüm hem sen daha iyilerine layıksın"dedim. Benzinli araba hem de 92 bin km idi. Arabamı kime sattım dersiniz? Onun ustasına...1 puan
-
Öğrenmenin yaşı yokmuş... Palavranın da sınırı... Ekleyeyim: Yağ çubuğu deliğinden buhar çıkar, bu yüzden karter havalandırma hortumu vardır, hava filtresine bağlanan, hatta gaz verirseniz yağ bile püskürtebilir. Motorun çalışması ve performansı ile ilgili bir sıkıntınız yoksa, belirgin bir yağ kaçırma yoksa dert etmeyin, gittiğiniz galericiden uzak durun. Sıkıntı varsa ya da bir şekilde huzursuz oldu iseniz kompresyon ölçtürün. Normal çıkarsa belgesini bir daha böyle bir yorum yapanın gözüne sokun.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.