2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
06-11-2017 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Alkollü araç kullanan bence ömür boyu trafikten men edilmeli. Ehliyetine süresiz el koyulmalı , hatta adam öldürmeye teşebbüs ile yargılanmalı.6 puan
-
Koenigsegg Agera RS 1360 PS ile rekor üstüne rekor kırıyor. 1 Ekim 2017'de 0 - 400 km/h - 0 süresi 36,44 saniye olarak tescil edildi. 4 Kasım'da da karayolunda hız rekorunu kırdı. İki denemenin (436,45 ve 457,53 km/h) ortalaması 447,23 km/h!4 puan
-
Kışın genelde temkinli kullanılıyor, kar - buz performansı da birbirine çok yakın kış lastiklerinin. +1 Ancak yine de ben söz konusu durumda cevabı tüketici mahkemesine ve bilirkişi incelemesine taşırdım. Her frene bağlı kızaklamada lastiğimiz parçalansaydı yılda iki kez değişirdik. Falken ve Dunlop'un sahibi Sumitomo Türkiye'de AKO AŞ (merhum Abdülkadir Özcan'ın şirketi) ile ortak üretim yatırımı yapmış ve imalatın %80'inin ihraç edildiği bir fabrikayı Çankırı'da kurmuştur. Sumitomo global Japon şirketlerinden olup Mitsui Bank ve Mazda'nın da sahibi. Çankırı'daki fabrika da yabancı teknoloji ile ihracat odaklı kurulmuş bir tesis. AKO aynı zamanda Petlas/Starmaxx'ın da sahibidir, ancak onların üretimi Kırşehir'de ayrı bir fabrikada sürmektedir.4 puan
-
Bujileri ertesi gun cikardim, ulkemizdeki pompa yakiti icin uygun degil. Misfire almadan araba kullanmak mumkun degil. Gercek 98 oktan yakit bulabilseydim sorun yasamazdim, sanirim. Her depoda kimyager gibi ethanol, tolien vs karistiramam ben, isim olmaz. Short shifter cok iyi oldu, tavsiye ederim. Fotografta okla gostermeye calistigim karter havalandirma borusunin girdigi yerden arabanin hesapsiz hava aldigini farkedip aradaki O-ringli parcayi cikartip yumusak hortumlu, kelepceli bir duzenek yaptim, epey saglam ve kalici oldu. Fotograflamak aklima gelmedi ama atla deve degil kolayca yaparsiniz sizde. Dusuk devirlerde sabit kullanimda Maf-Map korelasyon hatasi alan EB sahibi birileri bu hatayla karsilasir diye cozumunu yazayim istedim. CAI kitin tadilatini yapip montajini yaparsam bu boruyu tekrar tasarlayip montaj yapmam gerekecek.3 puan
-
Eğitim ve kültürün büyük etkisi var. Sadece trafikle alakalı da değiller üstelik. Zaten o ikisi iyi olduktan sonra gerisi otomatik olarak geliyor bence. Bu trafik kültürü konusunda Bulgaristan'da çektiğim aşağıdaki resmi gösteriyorum ben hep. "Bu resimde ne terslik var?" diye soruyorum. Etrafta polis yok, kamera yok. Üstelik o şeridin sonrasında devamı da var. Ama hiç kimse kalkıp sola döneceklerin yoluna girmiyor.3 puan
-
3 puan
-
aynı göstergeden bendede var Gürkan hocamdan almıştım, ilk taktırdığımda depoyu fulledim tam gösterdi ama 200-250 km yapınca depo yarıya iniyor yarım depodan sonra çok yavaş düşüyor taktırdıkdan sonra belki 20 kere depoyu fulledim ama düzelmiyor çokta önemli değil benim için verdiği görsellik daha keyifli.2 puan
-
Eğitimi gerekli temeli sağlar, denetim uygulanmasını... Gelişmiş toplumlarda eğitim + denetimle trafik kültürü gelişmiştir. Biz padişahlık geleneğinden geliyoruz. Padişahlık, hükümran sınıftır, astığı astık kestiği kestiktir, kimseye hesap vermez, her türlü ayrıcalığa sahiptir. Eğitimsiz ve denetimsiz toplum padişahlık sevdasındadır. Ben her gün sosyal ortamlarımda, ki buna trafik de dahil, yüzlerce padişah bozuntusu görüyorum. Çoğu eğitimsiz, yine çoğu hayatın hemen her kesiminde değişik şekillerde horlanmış, özgüveni eksik ve fakat açgözlü ve ayrıcalık peşinde. Daha önce de yazdım, kırsaldan kente göçenlerin çocukları ne kırsal ne de kent kültürü ile bezenemediler ve ortaya bugünkü yoz yapı çıktı. Bu yoz yapı artık idari görevler de dahil bir çok yere yayıldı. Kendi yoz değerlerini dikte edip istediğini yapmaya çalışıyor. Peki çıkış ne? Bu ortam giderek kaosa dönüşür ve insanlar yanlış yolda olduklarını fark edip doğruyu arama peşine düşerlerse ulaşılabilir olurlar. Şu anda bu aşamada değiliz, herkes şikayetçi ama bildiğini okumaya devam ediyor. Cezaların arttırılması bence de caydırıcı olmaz, olsa olsa hükümetin gelirini arttırır. Zaten trafik denetçilerinin trafiği düzeltmek gibi bir kaygıları da yok çoğunlukla. Gelir getirici kolay cezalar kesmek ve minimum eforla bir şeyler yapıyormuş gibi görünmek durumundalar, üstlerine şirin görünmeye çalışıyorlar diğer bir deyişle. Padişahlık yapılanması orada da her aşamada var. Velhasıl işimiz zor.2 puan
-
Bu talihsiz bir ifade olmuş. Lasitk çaplarının ve çevresinin olabildiğince aynı olması istenir. Fark olacaksa da lastiğin tabanda çevresinin ±%2'yi aşmamasına dikkat edilmelidir. Jant ebadını sabit tutup yanak genişliği ile oynarsanız çapı eşitlemek için farklı taban ölçülerine yönelmek zorunda kalırsınız. Standartı 215/55-16 kabul edersek 255/45-16 -%1.1 225/50-16 -%1.8 205/55-16 -%1.7 205/60-16 +%1.5 195/60-16 -%0.4 155/65-16 -%0.6 Yani tolerans sınırları içinde kalmak için saçma sapan taban genişlikleri kullanmak gerekebilir ki, bazılarının üretimi bile yoktur. +12 puan
-
Cezaların arttırılması güzel. Ancak benim yetersiz bulduğum nokta denetim. Ceza var, ceza yiyecek gırla araba var ama yazan yok. Akşamları eve giderken Tem'de polis arabası emniyet şeridinden gidiyor ve inanmayacaksınız ama arkasında 4-5 arabalık kuyruk var. Bu kadar pişkin olabiliyor insanlar. Polis te "herhalde başka işe acelesi olduğundan" durup işini yapmıyor nedense. Yollarda en çok polisi yöneticilerden birisi havalimanına giderken veya oradan gelirken görüyorum ben. Birden bire her köprü üzerinde ikişer ekip otosu beliriyor. Sonra? Kimse kalmıyor.2 puan
-
Alkollüden yüksek ceza kesilsin. Ona karşı değilim. Ancak aynı ceza, trafikte zigzag çizerek gezenlerden, emniyet şeridi ihlal edenlerden ve hız sınırını ikiye katlayanlardan da alınmalı. Bu insanlar kim ne derse desin trafikte 100 promil ile dolaşan insanlardan çok daha tehlikeliler. Ve en az alkollü sürücü kadar bilinçli suç işliyorlar. Türkiye için şu şekilde bir istatistik var. Alkollü sürücülerin kazalara karışma oranı %2. Kalan %98 başka nedenlerden oluyor. Teşhisi doğru koymak lazım. Yukarıda bahsettiğim konularda cezalar halen çok yetersiz. Ve sistematik uygulamayı beceremedik bir türlü.2 puan
-
https://tr.aliexpress.com/item/FRONT-ENGINE-COVER-Engine-Valve-Cover-for-Ford-Focus-MK3-12-1-6L-with-screws/32641970459.html?spm=a2g10.search0104.8.3.4eojIA2 puan
-
Vicdansız bunlar #&#_÷&#& Yıllar önce gariban bir Bedford sürücüsü benim kapıyı göçertmiş ve 1.5 saat arabanın başında beni beklemiş; ben kapıya bakarken yanıma geldi ürkek bir şekilde abi param yok sigortam yok tanıdık ustam var orda yaptıralım oraya öderim param olunca dedi. Hayde sen git yolun açık olsun dedim bende... Karakter sahibi olmak lazım2 puan
-
Bu inceleme 2011 model Focus III 1.6 Ecoboost Titanium paketli 5 kapı HB araç ile ilgilidir, kendilerini yaklaşık bir aydır tanımaya çalışıyorum, erken izlenimlerim Yakup Çağatay'ın tanıtım yazılarından alıntılarla süslenmiş hali ile aşağıdadır. Son yazmam gerekeni en baştan yazayım da okuma tembelleri sıkıntı çekmesin, Focus'un 3. nesline çok çabuk ısındım, incelemede bu modeli sınıfına ve marka standartlarına göre sürüş keyfi, sürüş konforu, sürüş güvenliği ve performans açısından başarılı buldum ve hedef kitleyi de iyi tanımlamak kaydı ile alınası bir araç olduğu görüşündeyim. Kuşkusuz zaman içerisinde kullanıcı talepleri doğrultusunda iyileştirmeler gerçekleşecek ve bu haliyle dahi çok olgun bir izlenim uyandıran model daha da gelişecektir. Şimdi gelelim okuma meraklılarına yönelik açılıma. TASARIM Modeli incelemeden mutlaka Ford'un hedeflerini de gözetmek lazım. Yeni Focus ile Ford ilk kez dört kıta ve 120 ülkede standart bir modeli tüketicinin beğenisine sunmaya karar verdi. Bu da Kenya'lı ile çinli'nin, Brezilya'lı ile İngiliz'in ve hatta Amerikalının zevklerine hitap edebilecek bir model üretme gerekliliğini beraberinde getiriyordu. Hal böyle olunca uç tasarım öğelerinden uzak, genelde iyi kabul görmüş halefi ve Ford'un diğer modelleri ile ilişkisini koparmayan, herkesin kolayca beğenebileceği, ya da belki daha doğru ifade etmek gerekirse rahatsız olmadan benimseyebileceği bir modelin tasarlanması kaçınılmazdı. Sonuçta ortaya çıkanı hepimiz görüyoruz, nefret eden hemen hiç yok, ama ileriye bir tasarım adımı olarak algılayan ve sırf tasarımı nedeniyle araca hayranlık duyan da pek yok. Aslında yakından incelendiğinde Ford'un kinetik tasarım ilkelerine uyumlu, geniş ön panjur, gösterişli farlar, çamurluklardaki vurgulamayla daha da etkileyici hale gelen yüksek omuz çizgisi, bir-iki santimetre fark ile de olsa eski modelden daha uzun (hem boy, hem dingil mesafesi), daha dar ve daha alçak yapısı ile tasarım dinamik ve oldukça da etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Yeni tasarım sürtünme katsayısını da 0,318'den 0,295'e düşürerek %7 oranında azalmasını sağlamış. Bu arada anlamsız tasarım öğeleri de yok değil, öndeki üçgen simetrik yan kör panjurlar (ya da adına ne demek gerekirse), sedanlardaki fazla oynanmış bagaj kapağı yapısı ve sedanın benzin depo kapağı buna birer örnek. Sonuçta tasarım zevk meselesi, bu araçta tasarım çoğu kişi için bir edinme kriteri olmadı ya da olmayacak büyük olasılıkla Kişisel görüşüm: Focus imrendiren bir tasarıma sahip değil, ancak çizgileri yine de ilgi çekici ve aracı özellikle siyah renk ağırbaşlı ve güçlü gösteriyor. Bence sınıfın tasarım şampiyonu hala Astra, dün yan yana durduklarında bunu bir kez daha anladım, ama Focus'a da hayranlıkla olmasa bile beğenerek bakabiliyorum. Tasarım öğelerinden HB'de özellikle beğendiklerim: + Benzin depo kapağının yerleşimi, + Yana doğru uzayan arka stoplar, + Kenardaki sahte panjur üçgenleri bir kenara bırakmak kaydı ile dinamik ön görüntü, özellikle seksi spoyler dudakları İÇ MEKAN Ses sistemi övgüyü hak ediyor. Bir arkadaşım araca bindiğinde "Aaaa Vertu mu yapmış bunu!?" diye hayretini gizleyemedi. Gerçekten Ford yetkilileri de bu sistemin tasarımında cep telefonlarından esinlenildiğini belirtiyor. Sağ tarafta sayısal tuşlar, solda ise kaynak seçim tuşları var. Ortada konumlanmış ses ayar düğmesi aynı zamanda açma kapama işlevini de yerine getiriyor, onun üstünde de beş yollu imleç sistemi var. Cihaz CD üzeriden mp3 çalabildiği gibi torpido gözünde yer alan USB veya 3,5 mm jak girişi ile değişik ses kaynaklarının bağlanmasına izin veriyor. Söz gelimi ben 16 GB'lık bir flash bellek takarak binlerle parça arasından seçim yapıp dinliyorum. Çok güzel! Ses kalitesi fazlası ile yeterli hatta fazla bas ağırlıklı denebilir, sanki subwoofer var gibi çalıyor. Ancak bas, mid, tiz ton ayarları, o da yetmezse değişik seçenekler sunan eşitleyici (equalizer) ile zevkinize uygun bir ses çıktısı almanız mümkün ve HiFi konusunda da oldukça meraklı ve titiz bir kişi olarak detaylı, doğal, keyif veren bir ses verdiğini, sık dinlediğim klasik müzikte bile çok doyurucu olduğunu söyleyebilirim.. Cihazın kullanımı da oldukça işlevsel ve sürüş esnasında dikkat dağıtmıyor. Burada parantez açıp bu tasarımın Sony'den daha iyi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bluetooth üzerinden telefonu da ses sistemine bağlayıp tümüyle ses sistemi üzerinden kullanabiliyor, telefonun rehberine ulaşarak ya da ses sistemi tuşlarından numara çevirerek arama yapabiliyorsunuz. Ayrıca sesli komut sistemi de radyonun pek çok işlevine konuşarak kumanda etme imkanı sunuyor, binenleri çok şaşırtan bir özellik ve sorunsuz çalışıyor (hoş bu Linea'da bile iki sene önce vardı ayrı mesele). Sesli komut sistemi aynı zamanda klimayı kontrol etmek için de kullanılabiliyor. LCD ekranlı çift yönlü otomatik klima sistemi kumandaları ses sisteminin hemen altında ayrı bir bölmede yer alıyor. Görsel olarak şık, kullanım olarak da başarılı bir sistem. Havalandırma mazgalları çok yönlü ayarlanabiliyor, fan sessiz ve güçlü üflüyor ve klima kısa sürede soğutuyor. Isıtmalı ön cam nedeniyle buğu gidermede klimaya pek ihtiyaç kalmıyor. Klimanın hemen altında değişik kontrol düğmelerinin konumlandığı bir alan var, benim aracımda orada ön cam, arka cam ısıtma ve otomatik start/stop sistemi düğmeleri var. Genel görüntüye uyan, ulaşması zor olmayan bir düğme paneli olmuş. Orta konsol asimetrik yerleşimli vites kolu ve hemen solunda yer alan el freni kolu ile devam ediyor. El freninin sıradışı yerleşiminin avantajı belli: Kolçak ve bardaklıklar için iki koltuk arasında geniş bir alan sağlıyor. Ayrıca direksiyona yakınlığı nedeniyle el frenli manevralara meraklılara kolaylık sağlıyor. Dezavantajı ise vites kolunu biraz direksiyondan uzaklaştırması, ancak bu pratikte sorun oluşturmuyor, ben kendimi genelde seyir esnasında sağ dirsek kolçakta, sağ el vites topuzunda ve sol el 9 hizasında direksiyon çatalını üç parmakla tutar vaziyette yakalıyorum, o kadar rahat sürülüyor yani... Titanium harici donanımlarda da vites kolunun yeri değişmiyor, ancak kolçak olmadığından el freni normal yerinde ve vitesin sol yanında küçük bir eşya gözü bulunuyor. İç mekanda tavanda önde ve arkada birer tane olmak üzere LED'li iç aydınlatma üniteleri var, aynı zamanda okuma lambalarını da içeriyorlar, ışıkları güçlü ve göreceli geride, baş hizasında konumlandığı için sürüş esnasında yakılmak zorunda kalınırsa göz almıyor. Ayrıca kapı içi cepleri, açma kolunu, orta bardaklığı aydınlatan loş kırmızı bir LED ışıklandırma var, o da hoş (!), ancak zevk meselesi doğal olarak, beğenmeyenler menüden girip devre dışı bırakabilir. Far ayar düğmesi güzel tasarlanmış, kullanımı kolay, ayrıca güzel bir ayrıntı da yükseklik ayar düğmesinin gömük olması ve basınca çıkması. Böylelikle her yıkatmadan sonra ayarı düzeltmeye gerek kalmıyor. Farlar standart halojen, adaptif falan da değil, Xenon farlar X-paketle birlikte geliyor ve birkaç önemsiz ilave ile bu paketin maliyeti 5000 TL'yi bulduğundan bana cazip gelmedi. Şu haliyle bile farlar gayet yeterli. Gece yağmurda kullanırken dahi sıkıntı çekmedim. Sinyal ve silecek kumanda kolları da çok kaliteli ve kullanışlı. örneğin uzun far devreye girerken çat çat ses yapmıyor, kısa bir dokunma ile değişim gerçekleşiyor. Bu arada silecekler hassasiyeti ayarlanabilen yağmur sensörü ile düzgün tepki vererek çalışıyor, ortadan iki yana açılıyor ve camda silinmemiş nokta bırakmıyor. İşi bittiğinde de mahcup bir hareketle kaputun altına çekilerek aerodinamiyi bozma veya ses üretme gibi olumsuzluklara izin vermiyor, güzel bir detay. Genel anlamda iç mekanda insanı tatmin eden bir kalite hissi var. Hız kontrol sistemi direksiyon göbeğinin solundan, ses açma kapama, telefon açma kapama ve sesle kontrol düğmeleri ise göbeğin sağında yer almış durumda. Sonuçta direksiyon üzerinde toplam yaklaşık 20 hareketli parça ile onun birkaç misli işlevi kontrol ediyorsunuz ki bu belli bir öğrenme ve alışma süreci gerektiriyor. İç mekanda çok sayıda göz var, kapı içi cepleri oldukça geniş, far düğmesinin altında gizli bir göz, kolçak içinde geniş yer, dikiz aynasının hemen üstünde gözlük kılıfı, arka kapı içi cepleri, arka koltukların yanlarında ikişer cep, kolçak önünde iki bardaklık (biri küllüğü de içeriyor) bunlara örnek. çakmak ve küllük kolçağın önünde ulaşılması zor bir yerde ve sürüş esnasında kullanımı ciddi güvenlik açığı oluşturacaktır. Zaten küllük hemen stepnenin yanında ebedi istirihatgahına gitti. Ön koltuklar göreceli sert ve fakat çok rahat, ayrıca yan destekler çok iyi kavrıyor ve virajlarda koltuktan savrulmayı önlüyor. Ayarlanabilir bel desteği de konforu arttırıyor. Ancak beld destek ayar kolları kolçak tarafından kapatıldığı için kullanımı çok kolay değil. Zaten bir kez ayarladıktan sonra çok değişmeyeceği için bu da sorun değil. Arka koltuklar da rahat ancak bacak mesafesi sürücü iri, arkada oturan da iri olunca yetersiz kalabilir. Ancak ben önde, eşim arkada çok rahat sığdık. Yine de uzunluğu artmış bir araçta arka yerleşimin daha rahat olmasını beklerdim, maalesef yatık cam ve geniş ön konsol tasarımına gitmiş kazanılan alan. Bir de arka kafalıklar çıkıkken görüşü azalttığı, inikken de oturanda omuzların arasına basınç uyguladığı için nasıl ayarlayacağımı bilemedim. Uzun yolda arkada birisi oturacak olursa çıkartmaya karar verdim. Aykırı bir diğer özellik de (sanırım tüm yeni modellerde var) kapılar kapandığında B sütünu ile kapı trimi arasında kalan ve parmak girecek genişlikteki mesafe. Bir arkadaş bunu işçiliğin kötülüğüne bağladı mesela, ki alakası yok. Sanırım sürtünebilecek yüzeyleri azaltarak ek sesleri engellemek amacı güdülüyor. Bagaja da değinip motor özelliklerine geçelim. Daha önce de çok konuşuldu, "coupe" benzeri tasarım çizgisi nedeniyle arka oldukça alçak sonlanıyor, bu bagaj yüksekliğini olumsuz etkiliyor, buna bir de tam boy stepneyi ekleyince derinlik ve genişlik olarak yeterli ancak yükseklik olarak yetersiz bir bagaj söz konusu. Bu haliyle çok çocuklu ailelerin yaz tatiline çıkarken lastik tamir kiti alıp stepneyi köpüğü ile birlikte evde bırakması tek çare gibi görünüyor. Yine de çok dramatize edilecek bir durum değil ve zemin halısının altında kalan çok gözlü alan da birçok ıvır zıvırı ortadan kaldırıyor. Muhtemelen 2012 modellerindeki diğer bir iyileştirmede yarım stepne olacaktır. Bagaj kapağında içten tutacak yerler mevcut her iki tarafta ancak yukarıdan aşağıya çekip kendi haline kapanmaya bırakırsanız çok kuvvetli çarpıyor, ortalarda yakalayıp frenlemek gerek. MOTOR ve ŞANZIMAN Motor kaputu ön panelin sol alt yanındaki kolla açılıyor, ve kaputun sağında kolay ulaşılabilen bir kilit mandalı var. Kaput bildiğimiz sabitleyici çubuk ile sabitleniyor, asansörlü sistem henüz(!) yok. Motorun üstü izolasyon malzemesi ile doldurulmuş bir kapak ile örtülü, aynı şekilde altta da sıkıştırılmış elyafa benzer bir maddeden yapılmış kaplama mevcut. Birincisi ses izolasyonu için yararlı iken ikincisi de motorun temiz kalmasına ve aerodinamiğe katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Tüm bakım ve ikmal noktalarına ulaşmak kolay. Bu arada çamurlukların içleri çok etkili bir davlunbaz sistemi ile kaplanmış ve bu davlunbazlar tekerleğin önüne ve yanına doğru birkaç santimetre uzuyor, tuhaf bir görüntü - sanki kesilmesi unutulmuş gibi, ne amaçla yapıldığı konusunda bilgim yok, ama çamurluk içlerini temiz tutmak veya araç altındaki hava akımını düzenlemek gibi varsayımlarda bulunabilirim. Araçta kullanılan EcoBoost motor hafif, komple alüminyum yapısı ile üç önemli teknolojiyi kullanarak verimliliği arttırıyor: merkezi olarak yerleştirilmiş yüksek basınçlı doğrudan enjeksiyon sistemi, düşük ataletli turbo ve çift bağımsız değişken zamanlamalı eksantrik (Ti-VCT). Bu kombinasyon daha büyük hacimli bir motorun güçlü düşük devir torkunu çok daha küçük bir motorun boyutları, ağırlığı ve yakıt ekonomisiyle sunulmasına olanak tanıyor ve dizelle benzinlinin performans avantajlarını birleştiriyor. EcoBoost motor 5700 d/d'da oluşan 180 BG'lik yüksek gücü, çok geniş ve düz bir tork eğrisiyle birleştiriyor ve 1,600-5000 d/d arasında 240 Nm tork sunuyor. Motor ayrıca geçici olarak turbo basıncını yükseltme özelliği ile sollama ya da sıkı hızlanma sırasında 15 saniyeye kadar süreyle 1,900 ile 4,000 d/d arasında torku 270 Nm'ye yükseltebiliyor. Kağıt üstünde böyle, peki gerçek hayatta nasıl? Motor Start/Stop düğmesi ile çok hızlı bir şekilde devreye giriyor ve daha soğukken bile sarsıntısız ve düzenli çalışıyor. Motor sesi özellikle rölantide iç mekana hemen hiç yansımıyor, hatta müzik dinlerken otomatik start/stop sistemi devrede iken motorun durduğunu çoğu zaman göstergelere bakınca fark ediyorsunuz. İlk kalkıştan itibaren ivmelenme güçlü ve istikrarlı. Geniş tork bandı nedeniyle sık vites değiştirmek gerekmiyor, neredeyse 1000 d/d'dan itibaren kesintisiz ivmelenme mümkün, ve bir üst vitese geçtiğinizde gene ideal tork değerleri ile devam ediyorsunuz. Ancak klasik Ford özelliği yine de hissediliyor, emisyon kontrolü adına gaz pedalı hareketlerine hafif (ama gerçekten hafif) bir ataletle cevap alınıyor, ya diğer bir deyişle "arkana tekme yemiş gibi" fırlamıyor. Muhtemelen bu etki nedeniyle daha önce forumlardaki performans meraklısı bazı arkadaşlarımız bu motordaki beygirlerin kalitesi konusunda kuşkuya düşmüşlerdi. Sonuçta bir yarış arabası değil, sportif bir aile arabası söz konusu, ancak bu motorla her şartta kesinlikle çok akıcı, hızlı, keyifli ve konforlu bir sürüş yapmak mümkün. Diğer bir deyişle motor çok ama çok tatmin ediyor. Turbo motorlardaki manifold özelliği nedeniyle kabine yeterince ses gelmemesi ve sportif araç sürüş algısının sağlanamaması yüzünden Ford emme sistemine bir "ses üreticisi" eklemiş, bu seçilen motor frekanslarında sesi güçlendirerek, hoşa giden motor seslerini kabine aktaracak şekilde ayarlanmış. Sistem normal yolculuk sırasında düşük ve konforlu bir gürültü düzeyi sağlarken, hızlanma sırasında hoş, sportif denebilecek bir ses sağlıyor (komik ama etkili). Motoru 115 BG TDCi ile karşılaştırmak gerekirse düşük devirden ivmelenmesi sanki daha bir akıcı, tork ve buna bağlı çekiş ikisinde de benzer, ancak dizelin 3500-4000 d/d'da soluğu tükenirken benzinlide 5500-6000 devire kadar akıcı ve etkili bir hızlanma sağlanıyor, bu benim için önemli bir keyif faktörü 6 ileri şanzıman da motorla mükemmel uyum içerisinde, vites aralıkları gayet iyi seçilmiş; vites yolları oldukça kısa, geçişler çok net ve kolay, sık sık zevkine vites değiştirmek geliyor içinizden. 5 ve 6.vitesler tasarruf vitesi gibi düşünülmüş, 5.viteste 1000 d/d hızı 40, 6.viteste ise yaklaşık 47 km/saat; diğer bir deyişle 3000 d/d ile 6.viteste 140 km/saat üzerinde bir hızınız oluyor. Bu düşük oranlara rağmen üst viteslerde bile güçlü tork nedeniyle ivmelenmede hiçbir zaman eksiklik hissedilmiyor. Maksimum hızı hiç denemedim ama muhtemelen 5.viteste ulaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Otomatik Start/Stop sistemi araç boşta dururken, frene basıldığında, örneğin trafik ışıklarında, otomatik olarak motoru durduruyor ve sürücü hareket etmek için debriyaja bastığında motoru yeniden çalıştırıyor ve araç dururken harcanan yakıttan tasarruf ediyor, bu miktar benim trafik ve kullanım şartlarımda 0.4 l/100km civarında. Otomatik sart/stopun gerçekleşmesi için akünün dolu, motorun sıcak olması ve klimanın devrede olmaması gerekiyor. İstenmezse konsoldaki düğme vasıtası ile veya debriyajı basılı tutarak sistemi devre dışı bırakmak mümkün. Sistem artık çok hızlı ve güvenli çalışıyor, başta kafasına göre takılıyor ve bazen devreye giriyor bazen girmiyordu, küçük bir araştırma sonrasında aracın sergi alanından şasi kutup başı sıkılmadan çıkarılmış olduğunu fark ettim, sıktıktan sonra her şey normale döndü. Bu sistem gerekli mi derseniz çok kolay cevap veremem, çok hızlı devreye girmesi, biraz ağır dur kalklı trafikte sürekli motorun kapanıp açılmasına neden olabilir, bunu debriyaj yolu ile kontrol etmeye çalışmak da ayrı bir stres konusu. Ayrıca bu kadar sık durdur-çalıştırın uzun vadeli sonuçları konusunda henüz fazla bilgi ve deneyim birikimi de yok. Kısacası aracında bu sistem yok deseler hiç üzülmezdim. Bu arada daha 1000 km yapabildim, hepsi şehir içi, ekonomi odaklı kullandığım da söylenemez, tüketim göstergesi şu anda 7.8 - 8.2 l/100km arasında göstermekte, sanırım ve umarım daha da düşer zamanla. bu haliyle bile bence çok iyi bir değer. Bir-iki kelime de aktif ızgara sistemi üzerine: ön panjurun hemen arkasında radyatöre giden hava akımını kontrol eden bir ızgara sistemi var. Motor soğukken lameller kapanarak hava girişini kesiyor ve ısınma daha hızlı gerçekleşiyor, ısınınca da açılıyor ve radyatör soğutuluyor. Doğal olarak kışın soğuk havalarda bu sistem kapalı kalarak hem hızlı ısınma hem de aerodinamiye olumlu katkı sağlayarak tüketimi düşürüyor (ihmal edilebilecek bir düzeydedir olasılıkla). Antalya'da pek kapalı kalabileceğini de zannetmiyorum bu arada... Gerçekten motor henüz çevre ısısı düşük olmasa bile şaşılacak derecede çabuk ısınıyor ve birkaç dakika içinde start/stop devreye giriyor. Ancak fark ettiğim diğer bir husus da eski aracımın aksine bunda stop ettikten sonra çok daha sık ve uzun süreli fanın çalışmaya devam etmesi, hele ki hava sıcak değilken bunu yapması ilginç. Alttan üstten izolasyonlu motor yazın +35 derecelere bakalım nasıl dayanacak... SüRüŞ öZELLİKLERİ Müthiş, evet aynen öyle, müthiş. Direksiyon sistemi elektronik destekli, direksiyon aktarma oranı kısaltılmış (16:1'den 14.7:1'e), tur sayısı da düşürülmüş (2.6), böylelikle hızla tepki veren bir direksiyon sistemi sağlanmış, elektronik destek motor gücünden çalmadığı gibi hız arttıkça sertleşecek şekilde de programlanmış, park ederken pamuk gibi dönen sistem yüksek hızlarda direnci arttırarak güvenli hale geliyor. Bununla beraber dönüş çapının 10.6'dan 11 m'ye uzadığını da belirtmek gerek, manevralarda biraz sevimsiz bir sürpriz olarak kendini belli ediyor. Gövde yapısında yüksek güçte çelikler %55 oranında kullanılarak gövdenin esnemeye direnci ortalama olarak bir önceki nesilden %47 daha yüksek hale getirilmiş. Burulmaya karşı sertlikte eski modelden %15 daha fazla. Dinamik özellikleri iyileştirmek ve daha sessiz ve yumuşak çalışmayı sağlamak için bağlantı noktalarındaki yerel sertlik %75'e varan oranlarda arttırılmış. Tatlı sert dengelenmiş süspansiyon sistemi ile birleştiğinde tüm bu yapısal değişiklikler adeta ray üzerinde gidiyormuş etkisi ile eğilmeden bükülmeden her türlü virajı hızla dönebilen bir araç çıkarmış ortaya. Virajı görüyorsunuz, direksiyonu kırıyorsunuz ve bir anda viraj geride kalıyor. Şimdiye kadar yardımcı sürüş sistemlerini devreye sokacağım bir durum olmadı, genelde fazla zorlandığında hafif bir burundan kayma meylini hissettim, incelemem devam edecek. Yardımcı sürüş sistemleri demişken fiyakalı listeyi buraya da eklemiş olalım, elektronik denge programı (ESP) şunları içeriyor: * ABS fren sistemi, ayrıca Elektronik Fren Gücü Dağıtımı (EBD) ve Viraj Fren Kontrolü (CBC) * Acil Fren Desteği (EBA), Elektronik Fren ön Hazırlığı (EBP) ve Acil Fren Uyarısı * çekiş Kontrol Sistemi (TCS), Motor çekiş Kontrol Sistemini (ETCS) ve Fren Kilidi Diferansiyeli (BLD) * Hidrolik Arka Dingil Takviyesi (HRB) * Motor Yavaşlatma Tork Kontrolü (EDC) * Dinamik Tork Kontrolü (TVC) * Yokuş Kalkış Desteği Antalya'nın sıcaktan parlamış cam gibi kaygan asfalt yollarında özellikle hızlı kalkışlarda TCS çok etkili, kaydırmadan sağa sola çekmeden hızlanmaya imkan veriyor. Aynı şekilde ESP de aracı çok fazla frenlemeden yola sokacak düzenlemeleri çaktırmadan ve gayet başarılı yapıyor. Ani ağırlık değişimleri iyi tolere ediliyor ve Focus I için ben viraj ustası derdim, bu durumda buna ancak sihirbaz diyebilirim. İki küçük eleştiri ekleyebilirim, ilki Mk.1 ve Mk.2 Focus'lar yolu daha keskin hissettirirdi, direksiyonda milimetrik ayarların sonuçları, yol yüzeyi vb kolay anlaşılırdı. Mk.3 bu konuda biraz daha kibar, yanlış anlaşılmasın etkili, hassas ve hızlı yönlendirme mümkün ama his biraz daha künt işte. Tarifi zor yaşamak lazım, eski Spor Trend'i bu anlamda arıyormusun derseniz kesinlikle hayır, ama fark var, yenisi daha Golfvari... İkincisi süspansiyon ilginç bir progresif yapıya sahip, çok yüksek yük binene kadar çok az yatıyor, ancak yük daha da artınca biraz abartılı bir yatma ya da mesela çok sert frenlemede öne yığılma gözleniyor; bu biraz şaşırtmakla beraber aracın iz sürüş ve frenleme mesafesini kesinlikle olumsuz etkilemiyor. Ne demek istediğimi ESP performansını gösteren videoda anlamak olsaı belki: http://www.euroncap....0b-45b5f4c09b9e Peki konfor ne alemde? Daha önce de yazdığım gibi süspansiyon tatlı sert, küçük engebeleri pek rahatsız etmeyecek düzeyde hissediyorsunuz, genelde iyi emiliyor; büyük kasislerde ve yüksek hızda ise çok başarılı, hem göreceli iyi emiyor hem de kontrolsuz salınımlara izin vermiyor. Genel olarak birlikte gelen Conti Premium Contact 2 215/55-16 lastiklerle süspansiyon iyi bir uyum içinde ve sürüş keyfine kesinlikle olumsuz katkısı yok. Ayrıca kabin gürültüsü de çok makul düzeylerde, lastik gürültüsünü neredeyse hiç almıyor, motor sesi zaten yapay olarak içeri veriliyor, bir tek 90-100 km/saat civarında biraz daha net hissedilmeye başlanan rüzgar sesi olabiliyor ki o da rahatsız edici düzeyde değil. Son olarak iki kelimeyle frenler: çok iyi. önde 30 arkada 27 cm çapında diskler aracı kaymadan, savrulmadan, ve ABS'ye pek nadir ihtiyaç göstererek etkileyici bir şekilde durduryor, fren pedal hissi, sertliği ve yolu da tam kıvamında. Eleştirecek bir şey bulamadım. SONUÇ İşteyken bile biran önce işi bitirip gezmek istiyorum hala, bakın dikkatinizi çekerim eve gitmek değil gezmek, mesela bu akşam eve Burdur-Isparta üzerinden gidesim var. Şimdilik öyle bir şey! Bakalım zamanla heveste azalma, eleştirilerde belirginleşme olacak mı? İzlemeye devam edin.1 puan
-
öncelikle herkese merhaba, ben de birkaç gün içinde f3 tdci style paket aracımı teslim alıp bu aileye dahil olacağım.bu araç benim ilk ford deneyimim olacak.internette araştırma yaparken sitenizi bulup f3 ile ilgili hemen hemen bütün soru cevapları okudum.fakat başlıkta belittiğim soruyla ilgili açıklama bulamadım, varsa şimdiden kusuruma bakmayın. malum kış mevsiminin başındayız, aracı alınca kış lastiği almayı düşünüyorum.lastik fiyatı araştırırken tanıdık bir lastikci 215/55/16 lastik yerine 205/55/16 lastik alabileceğimi, sadece aracın yerden yüksekliğinin 1 cm kadar azalacağını, bunun çok önemli olmadığını, bu tür uygulamalar yaptığını belirtti (maliyeti düşürmek için). hız göstergesinde farklı hız gözükeceğini ve toplam km göstergesinin farklı değer vereceğini tahmin edebiliyorum.ayda ortalama 1300 km yol yapan biri için bu fark gözardı edilebilir mi? edilirse 215 yerine 205 taktırmak matıklı mıdır? bu tür uygulama yaptıran veya bilgisi olan cevap yazarsa sevinirim.1 puan
-
Arkadaşlar hepinize teşekkür ediyorum. Baya bi uğraştıktan sonra pixell boyutlayan bir program buldum internetten ancak şu an ismini hatırlamıyorum pc açınca tekrar yazıcam. O programla gerçekten çok basit bir şekilde yaptım. İlginize teşekkürler ???? --1 dakika sonra eklendi-- Teşekkür ederim Yakup bey ???1 puan
-
1 puan
-
Fotoğrafı buraya ekleyin biz düzenleyip yollayalım. Eğer açıkta olmasın derseniz özel mesaj atabilirsiniz. Resim/foto düzenleme programları ile istenilen boyut ve türe çevireceğiz.1 puan
-
Bende çok uğraştım istenilen boyuta indirmeme ve uzantısını karşılamasına rağmen birçok resmi kabul etmiyor maalesef. Ben pek bir anlam veremedim. 3 adet duvar resmi yükledim. Birdahada hiç uğraşmadım açıkçası1 puan
-
1 puan
-
o zaman son çare aosp rom denemende fayda var. yaparken herşeyi sil ne var ne yok kaldır demen lazım. yedek almayı unutmada geri dönmesi kolay olsun.1 puan
-
@Necati Ustundağ mi telefon kullanıyordu ce c-max ile bağlantı kuruyordu. versiyon değişimi vs etki etmiş olabilir. yada siz custom rom kullanıyorsanız romu yazan arkadaş bu aşamayı es geçmiştir.1 puan
-
İphone 7 ile benzer sıkıntıları bende yaşadım. Öyle ki cihaz değişikliğine gidecektim. İOS 11’i bekleyeyim dedim. İOS 11 ile hiçbir problemim kalmadı.1 puan
-
1 puan
-
Zorlamayı adet edinmişsek bile 205 ile 215 arasındaki farkı ne kadar hissedebiliriz biz. Otomobillerimiz zaten 16 jantlı 100-130 hp arasında aile otomobilleri. 205 ile 215 arasında "limit" belirleyebilecek sürücü forumda oldukça sınırlı. Hatta sizden başka da yok desek yeridir galiba. Bir çok focus 3 sahibi ve bütün focus 3.5 sahiplerinin yaptığı gibi 205/55/16 ebatlı lastiğe geçmek normal şartlarda en mantıklısı. Ama focus kullanıcılarının bir çoğunda olduğu gibi yol tutsun, tutmasın Focus şöyle yol tutuyor, böyle yol tutuyor, 205 takarsak yol tutuşunda azalma olur, hatta "yav abi 205 takarsan o araba savrulur" gibi bir çok temeli olmayan söylemler yüzünden lastiğe her seferinde fazladan adet başı 100-150 tl para veriyoruz. Yazın yazlık lastik alacağım. Yine ve muhtemelen yok görselliği bozulmasın, (çamurluğun içi boş görünmesin ) diye, "abi virajda 215 daha iyi tutunuyor yavv" gibi gerekçelerle 215/55/16 olup kendimi kandıracağım. Böyle de bi yapımız var işte.1 puan
-
Kuga göstergesi elime geçti ve aracıma taktırıp km’sini ayarlattım. Gayette güzel oldu. Bu süreçte @Gürkan Çakıroğlu ‘na çok teşekkür ederim. Kuga göstergesini focuslarına takmayı düşünen arkadaşları depo konusunda uyarmak isterim. Depo dolu olsada tama göstermeme durumu yaşanabiliyor. Sanırım bir kaç defa depo fullendikten sonra kendini ayarlıyor, ya da depo göstergesi için kalibrasyon gerekiyor.1 puan
-
Teşekkür ederim. Detaylı araştırınca bende öyle olduğu kanısına vardım. Çok ince bir ayrıntı zaten, normalde kesinlikle belli olmuyor.1 puan
-
Aracınız hayırlı olsun.Benim aracımda aynı renk.Sıfır alırken tampon ve kaput arasında belirgin renk tonunun olabileceğini satıcı uyarmıştı.Plastik aksamlarda boya rengi bir tık daha açık duruyor.Diğer renklerde durum nedir bilmiyorum ama.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Ne zaman bu ceza muhabbeti çıksa herkes daha da artırılsın,acımasınlar,asalım falan filan...Böyle olunca diyosun herkes 10 numara araba kullanıyor acaba trafikteki bu kadar canavar kim,bilmiyorum belki benimdir ama dağ başında bile sinyal veririm en azından uymaya çalışıyorum diyelim,ayrıca herkesin aylık geliri 10 bin dolar sanırsın ceza için istenen rakamları duyunca Memlekette o kadar fazla adam kayırma,o kadar adaletsizlik vs var ki bu işlerin çözümünün kesinlikle bunlar olduğunu düşünmüyorum,herkesin adaletsizlikten pay almaya çalıştığı bir toplumdan bahsediyoruz,ben şu işi yapıyorum alkollü yakalanınca bi bok olmuyor öteki başka bi işi yapıyor canını alalım,benzer sonsuz örnek verebilirim yani benim suçum alkol almak mı yoksa şu işi yapmıyor olmak mı??Bırakalım onu Ahmet X parti belediye başkanı,mehmet X parti milletvekili,Süleyman Y parti belediye başkanı,amedin çocuğu kaza yapıyor ve ölüyor o kazada adamın biri ahmedin oğlu şuçlu ama ahmet bir şekilde kurtarıyor çocuğunu,mehmedin oğlu bi kıza tecavüz ediyor ama oda bi şekilde kurtarıyor çocuğunu.Süleyman dürüst bir adam,vatansever vs ama olacak ya işte oğlu hiç suçunun olmadığı bir kazaya karışıyor ve karşı tarafta biri ölüyor ve çocuk hapse girecek şimdi Süleyman bakıyor ötekilerin suçlu çocukları bile ceza almazken kendi çocuğu kendince suçsuz olduğu bir durum için hapis yatacak...Evlat bu arkadaş,ötekilerin ki çocukta bunun ki ağaç kovuğunda mı türedi???Süleyman da adaletsizlikten pay almaya çalışıyor bu defa......... Yani demem o ki herkes adaletsizlikten pay almaya çalışıyor,malesef devletimiz insanlar kanser olmasın diye sigaraya ha bire zam yapmıyor yada siroz olmasın diye alkole,bu yüzden kaza olmasın diye de cezalar artırılmıyor Çözüm ise Adalet Adalet her konuda olmalı,sağlıkta,mahkemelerde,görevde yükselmelerde,eğitimde,sınavlarda,futbolda..... Anca boş boş konuşuyoruz1 puan
-
Şu cezalar ağır olmalı; alkol, aşırı hız (%50'den fazlası), tehlikeli araç kullanma (zigzag vs), emniyet şeridini kullanma. Bu 4 suç içersinde bence de en az tehlikeli olan alkol. Çünkü bilinçsiz hanzolar ve promili 150-300 yapanlar hariç, alkol alan zati üç buçuk ata ata gittiği için ister istemez dikkatli araç kullanıyor (yanlış anlaşılmasın yine de, alkol alan direksiyona geçmesin. Bir bardak bira bile dikkati azaltmaya yetiyor). Fransada arada iş yemeğine gidiyorum. Yemekten bir kaç kadeh şarap içmeden kalkan olmuyor. Hepsi de arabasına binip gidiyor. Bazen düşünmüyor değilim, acaba bu korku mu bu insanlara bu kadar düzgün araç kullanmayı öğretti. Ben eminim, akşam 22:00'dan sonra sokakta çevirme yapsanız 50 promilin altında çok az insan çıkar. Ama ne hız yapan var, ne emniyetten akan, ne de acaip hareketler yapan.1 puan
-
Yani şu var. Polisin aşırı hız yapan, emniyet şeridine giren birini durdurması lazım. Polis komiseri biraz babacan biri olmalı falan. Bu kişilerle biraz konuşmalı psikolojik sorunun mu var niye giriyorsun demeli. Alkol alan birini karakola çekmeli, ayılana kadar nezarette tutmalı vs. Yani insanlar işledikleri suçun cidden onlara rahatsızlık verdiğini görmeliler. Yani işe yetişmek için aşırı hız yapan, kırmızıda geçen emniyet şeridine giren polis arabasının başında yarım saat kalmalı ki bu yaptıklarının ona faydası olmadığını görsün. Bir daha yapmasın. Para cezası bir şey değil ki bir caydırıcılığı yok. Devletin de trafik suçlarını önlemeye niyeti yok, çünkü gelir kapısı. Çok yozlaşmış, iki yüzlü bir düzen içinde yaşıyoruz maalesef. Muhtemelen İdiocracy filmindeki sona doğru gidiyoruz gibime geliyor. Fakat yine de alkole özel ekstra cezayı çok aşağılık buluyorum. Bu ülkede aşırı hız alkolden onlarca kez fazla insanın ölümüne neden oluyor ancak . O sevimli çocuk, alkol tu kak...1 puan
-
1 puan
-
Onlara da gelsin tabi. Bizim ülkemizde zaten sorun iki temelde. Birincisi ; toplumsal düşünüş, kültür ve ahlak (ahlaktan kastım cinsel anlamda değil) seviyesinin yerlerde olması, ikincisi de ceza ve yaptırımların caydırıcı olmaması. Bu ikisi birleşince trafikte bile her türlü kuralı çiğnemek için bir mazeret buluruz. Beton miksercisi maliyetlerden dolayı, dolmuşcu ekmek parasından vs vs...1 puan
-
Ama bu durum pek normal değil, bence böyle bir firmanın sattığı ürünün arkasında durması gerekirdi. Hele ki böyle bir savunmayı ben asla kabul edemem. Bu zamana kadar da kullandığım hiç bir lastikte böyle sıkıntı yaşamadım. Komple frende gitse lastiğin bu şekilde yamulmaması lazımdı.1 puan
-
1 puan
-
Bende 2010 model Trend stil paket var, ön panjur komple değişiyor. Ben 2011 yılında 80,00 Tl değiştirmiştim MK 2,5 Nikelaj ayrıca olmuyor.1 puan
-
1 puan
-
Escort RS sahibi olmak ingilterede çok pahalıdır. Garajında duruyorsa saygı duyulur hala sahibine. Vesile ile Prenses Diana’da Escort RS ve XR-3 kullanıcı idi.1 puan
-
Apaçilere acımasınlar. Sislerle gezenlere, çakma xenon takanlara, gürültü yapanlara, fara poşet ve çorap geçirenlere.....1 puan
-
Öyle tabiki, aldığım günün ertesi bagaj kapağına park halinde vurup kaçtılar, kameradan okulun yanında oturan Transit kullanıcısı olduğunu tespit ettim, araç sahibi özür dileyerek masrafı karşıladı. Ve gerçekten farkında olmadığı belliydi kameradan. Fazla takılmamak lazım onu söylemek istedim.1 puan
-
Hayırlı olsun, kazasız belasız İnşallah. Bu kadar titizlenmeye gerek var mı bilemedim, sonuçta araç bu...1 puan
-
Hayal aleminde yüzmeyelim boşuna Opsiyon veya standart olması bir şey değiştirmez parayı verip alınacak konumda olması kafi. Arabaların fiyatları zaten uçmuş durumda tutup da bunu standart sunarlar mı diye düşünmek gereksiz efor. Led gündüz farı olur ama onun da görselleri çıktı zaten.1 puan
-
3 ustadan davul -bateri şov. Hele ki Luis Conte de girince olaylar gelişiyor 8:26 dan sonrası patates1 puan
-
Bunları bir de satın alma gücüne orantılamakta yarar var (kişi başı milli gelir ve asgari ücret gibi)1 puan
-
Kışlık lastik olarak hiç sorun olmaz kadran hızınızı 98.3 yerine 100 olarak gösterecek sadece..Bu çok önemli değil zaten..Çok göstermesi sizin daha yavaş gitmenize yol açar ki bu da iyi birşey 3mm alçak olur araba; yanak sayıları taban oranına göre belirlenir zaten buradan anlaşılır azalacağı. Hayırlı olsun lastikler Kış sonrası orjinale dönmenizde %100 fayda var. Lastik detay yorumlarımıza buradan ulaşabilirsiniz; http://www.focusclubtr.com/forum/79-lastik-ve-jant-secimleri/1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.