2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
13-11-2017 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
Başlığa özellikle Cem Yılmaz'ın sloganlaştırdığı bir tespiti koydum. En doğru saptamanın bir mizah ustasından böyle basit ve çarpıcı ifade edilmesi etkileyici. Bu başlık altında zaman zaman genel anlamda eğitimin önemine değinmeye çalışacağım. Neden? Çünkü var olan nüfus yapımız ve eğitim sistemimizle Türkiye olarak 21.yüzyılı ıskalıyoruz ve böyle devam ederse gelecekte söz sahibi olamayacağız. Bu kesinlikle kötümser bir yaklaşım da değil. Gerçeğin en net ve yalın hali. Türkiye'nin pek çok sorunu var. Hangisi en önemlisi diye sorarsanız tereddütsüz "eğitim" derim. Aileden başlayan ve değişik kademelerde okulda devam eden eğitimde çağın gerisinde ve modern dünyadan kopuk ezbere ve şekilciliğe dayalı bir eğitim veriyoruz. Ve sözde yoğun geçen eğitim yıllarının şekillendirdiği birey genelde bir işe yaramıyor. Sonuç yüzbinlerce diplomalı işsiz... Tabii bu sorunun etkenlerinden biri de "üreyin üreyin" diyen yöneticilere karşın üreme sonucu oluşan ürünün değerlendirilemiyor olması. Ne düzgün okul var ne de yeterli istihdam. Gelinen nokta giderek daha vahimleşiyor: Bu yıl üniversite kontenjanları kısmen boş kaldı, temel nedeni de gençlerin artık yüksek öğrenime büyük ölçüde inançlarını kaybetmiş olmaları. Kaygılı ve hedefsiz bir gençlik yetişiyor. Halbuki çağı yakalamak için kararlı ve yetkin eğitim düzeyinde fertlere ihtiyaç var. Bunu sağlayamıyoruz. İHL ile hiç sağlayamayacağız. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi ve tavrını alması lazım. Bir otomobil forumu olmamız geleceğimizle ilgili bilgi paylaşımını ve tutum belirlememizi engellememeli. Bu uzun girişi PISA Direktörü Andreas Schleicher'in Habertürk'ten Nalan Koçak ile yaptığı röportajı ekleyerek sonuçlandıracağim. Başarılı eğitimin anahtarı ne? Her çocuğun öğrenebileceğine güvenmek. Mesela bazı öğrenciler daha yetenekli görülüyor. Ama en iyi eğitim sistemleri, her öğrencisini başarıya götürenler. Bir diğer mesele de şu: Eğitimin genel başarısı asla öğretmenlerin başarısından fazla olamaz. Yani öğretmenler ne kadar iyiyse, sistem de o kadar iyi olur. Önemli olan en yetenekli kişileri öğretmen olmaya çekmek. Öğretmenlik prestijli olmalı yani… Kesinlikle. Üçüncü çok önemli nokta da en yetenekli öğretmenleri en zor koşuldaki okullara vermek. Çin bunu çok iyi başarıyor. Dezavantajlı kesimden geliyorsanız hayatınızda tek bir şans var: İyi eğitim almak. Eğitimde temel mesele, en muhtaç olanın en iyi eğitimi alması. Türkiye'de eğitim sistemi çok sık değişiyor. Önemli olan sistemin kendisi mi? Yoksa üzerinde durulan değerler mi? Öncelikle hangi bilgi ve değerleri aktaracağınıza dair net bir vizyonunuz olmalı. Dünya çok hızlı değişiyor. Artık önemli olan öğrencilere bir pusula geliştirmek. Belirsiz dünyada yönlerini kendileri bulabilmeliler. Artık akademide sadece bir alanda uzman olmak pek de mühim değil. Gelecekte yaratıcı öğretmenler sadece fizik, biyoloji anlatmayacak. Farklı disiplinleri harmanlayarak eğitim verecek. Bilgiye erişmek artık çok kolay. Her şeyi arama motorlarına yazıyoruz. Bilgiyi süzebilmek ne kadar önemli? 10 sene önce okuyup yazmak, başkasının yazdığı bilgiyi bulup çıkarmaktan ibaretti. Ansiklopedi açıyordunuz ve yazılanın doğru olduğunu varsayıyordunuz. Şimdi internete bir şey yazıyorsunuz ve karşınıza 20 bin sonuç çıkıyor. Artık okuryazarlık bilgi bulup çıkarmak değil, bilgi inşa etmek. Türkiye'de matematikte çok fazla cebir, geometri, hesap öğretiyorsunuz. Ama matematik artık çok farklı şeyler için kullanılıyor; mesela olasılık, risk, kesinlik hesapları için. Geleceği şekillendirecek matematik, öğretilen matematikten çok farklı. Eğitim sisteminin bu denli çok değiştiği başka bir örnek var mı? Dünya değişiyor, tabii ki eğitim sisteminde de her zaman değişiklikler yapılabilir. Ama devamlılık ve tutarlılık çok önemli. Öğretmenlere her gün yeni bir şey anlatırsanız, bir gün hiçbir şeye inanmaz hale gelirler. Değişim stratejik ve tutarlı olmalı. Son PISA sınavının sonuçlarına göre, Türkiye 72 ülke arasında 50. Türk eğitiminin genel performansı nasıl? Türk öğrencilerin verilen hangi görevlerde daha iyi hangilerinde kötü olduğuna baktığınızda bir şey dikkat çekiyor. Öğrendikleri bilgiyi yeniden üretme görevi —yani bir şeyi ezberlemek ve onu kâğıda dökmek görevi- verildiğinde çok iyi notlar alıyorlar. Fakat ellerindeki bilgiyi yaratıcı bir şekilde uygulamaları istendiğinde zorlanıyorlar. Çelişki şu: Türk öğrencilerin iyi oldukları alanlar artık dünyada daha önemsiz. Yani bana 'Türkiye PISA skorlarında geriye düşüyor' dediğinizde tabloyu farklı okuyorum. 'Türk eğitim sistemi yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor' mu demeliyiz? Evet. Öğretmene ders kitabı verdirmek ve öğrencilerden kitabı ezberlemesini istemek artık işe yaramıyor. Matematikçi gibi düşünmelerini sağlamalısınız. Bir örnek vereyim: Fonksiyonlar sadece denklem ve formül demek değil. Mesela ebola hastalığı dünyada nasıl ve hangi hızla yayıldı? Bunu hesaplamak için üstel fonksiyona ihtiyacınız var. Sorunun nedenini ve doğasını anlamak formül ezberlemekten daha önemli. Öğrenciyken ezberin ne kadar can sıkıcı olduğunu hatırlıyorum. Formüllerin gerçek hayatla ilgisi yoktu. Burada sır, daha pratiğe dayalı eğitim mi? Konuştuğumuz şeylerin çoğunu sınıfta da yapabilirsiniz. Bir deneyin sonuçlarını öğreteceğinize, öğrencilere bir deney tasarlatabilirsiniz. Çocukların yaratıcı, risk alan bireyler olmasını istiyorsanız hata yapmalarını göze almalısınız. Altını çizmek istiyorum, geleceğin öğretmeni daha az eğitmen daha çok akıl hocası olacak. Son PISA sonucuyla 2003'te ilk katıldığımız sınavın sonucunu karşılaştırdığımızda, bazı alanlarda 2003'ün bile gerisine düştüğümüz görülüyor. Yani Türk eğitimi kötüye mi gidiyor? Bu doğru teşhis değil. Değişen dünyada yeni yetenek çeşitlerine ihtiyacınız var. Ve Türk sistemi buna uyum sağlayamadı. Sisteminiz nasılsa öyle devam ediyor ama dünya dönüyor. Haliyle göreceli olarak değerlendirdiğimizde Türkiye'nin performansı düşüyor. 2015 sonuçlarına göre Türk öğrenciler bilim ve matematikte OECD ülkeleri içinde sondan ikinci. Bu başarısızlığın nedeni ne? Şu soruları sormamak: 'Bilimsel araştırma nedir, bilim insanı ne gibi soruları yanıtlayabilir, nasıl bir hipotez geliştiririm, onu nasıl test ederim?' Mesela biyoloji, fizikte içerik bilgisi sorduğumuzda Türk öğrenciler gayet iyi. Ama internetten de bulabileceğiniz bu bilgilere sahip olmanın anlamı ne ki? Bir de çok yaygın bir matematik korkusu var… Evet Türkiye'deki pek çok öğrenci yaşıyor. Korku hissediyorsanız beyniniz bilgiyi kabul etmiyor. Tek yol matematiğin derin anlamını öğretmek. Her gün yeni bir formül ezberlemek zorunda kalırsanız tabii ki matematiğin gerçekte ne olduğunu anlamazsınız. Türkiye'de matematik zor değil. Korkunun nedeni öğrencilerin temelinin olmaması. Eğitim konusunda Türk hükümetine ne önerirsiniz? Öğretmenlere daha fazla fırsat verin, meslektaşlarını gözlemlesinler, birlikte çalışsınlar. En iyi skorları alan Şanghay'da, öğretmenler Türkiye'deki meslektaşlarına kıyasla daha az öğretiyorlar. Zamanlarının çoğunda yeni eğitim teknikleri geliştiriyorlar. İyi öğretmenler araştırmacıdır, sadece ders kitabında ne yazıyorsa onu öğretmezler. Hükümet öğretmenliği hem finansal hem entelektüel açıdan çekici kılmalı. Öğrencilere ve ebeveynlere önerileriniz neler? Ebevenyler çocuklarına özgüven aşılamalı, öğretmenleri desteklemeliler. Öğrencilere gelince… Hata yapmaktan, yeni fikirlerden korkmamalılar. Sınavlara daha az, hayata daha çok kafa yorun. Eğitimin geleceğinde ne var? Kod eğitimi mi? Bence eğitimin geleceği toplumsal değerlerde. Nasıl aynı anda kendimizi düşünüp diğerleriyle birlikte var olabileceğiz? Açık olmak, farklı kültürlere saygı duymak, cesaret, merak… Yeni liseye geçiş sisteminde öğrencilerin neredeyse yüzde 90'ı mahallelerindeki okullara gidecek. Okullar arasında eğitim kalitesi farkı var, bu eşitsizlik yaratır mı? Aslında mahalle okulu sistemi prensipte çok iyi işleyebilir. Ama böyle bir sistem getiriyorsanız, en iyi öğretmenler için dezavantajlı okulları cazip kılma konusundaki çabanızı ikiye katlamanız gerek. Bu olmazsa eşitsizliği artırırsınız. Çünkü düşük gelirli öğrenciler, mahallelerindeki okullara sıkışır kalır. İyi mahallelerdeki okullara erişim için eğitim göçünün yaşanmasından korkuluyor. Bunun en kötü örneği ABD. Okulların eğitim kalitesi mahalleler arasında çok değişiyor. Şanghay'da, Japonya'da çocuğunuzu hangi okula gönderdiğinizin hiçbir önemi yok. Hükümetin taşıması gereken yük ebeveynlerin omzuna binmemeli. Eğer kaliteli okulu bulma görevini anne-babalara yüklerseniz; a) hep zengin ebeveynler daha iyi karar vereceklerdir çünkü daha fazla bilgi ve paraya sahipler, bazı aileler kolayca taşınamayabilir. Bunun tek çözümü bütün okulların iyi eğitim vermesini sağlamak ve bu gerçekten mümkün. Bu sistemde en iyi örnek hangi ülke? Finlandiya'da okullar arasındaki eğitim kalitesi en fazla yüzde 5 oranında değişiyor. Vietnam, Güney Asya keza öyle. Yeni sistemde öğrencilerin yüzde 8'i 600 'nitelikli' okul için yarışacak. Adil mi? Eğer en iyi öğrencilerin en iyi eğitime ulaşmasını istiyorsanız, sınav argümanını ileri sürebilirsiniz. Ama doğru cevap belli: Her okul nitelikli olmalı. Peki 90 dakikada, 3 yılın müfredatını kapsayan 60 soru doğru yöntem mi? 'Seçmek' eğitimde hiçbir zaman iyi bir yöntem değil. Odak noktası her zaman gelişme olmalı. Öğrenciler nasıl daha iyi öğrenir, öğretmenler nasıl daha iyi öğretir, okullar nasıl daha iyi olur? Açık uçlu soruların avantaj ve dezavantajları ne? Açık uçlu sorular çok önemli çünkü çocuklar, başkasının dizayn ettiği cevaplardan birini işaretlemek yerine kendi cevaplarını yaratıyorlar. Ama böyle bir sistemi objektif şekilde uygulayacaksanız öğretmenlere yatırım yapmanız gerek. Çok net bir notlama yönergeniz olmalı, kriterler çok açık belirlenmeli. Ama bu da yeterli değil; kâğıtları okuyacak öğretmenler çok iyi eğitilmeli. Ayrıca birden fazla kişi bir kâğıdı notlamalı. PISA'da mesela 4 kişi ayrı notluyor. İmam hatip liselerinin çok arttığını, yeni sistemin dezavantajlı öğrencileri bu okullara zorlayacağını iddia edenler var. Bu eğitim performansını nasıl etkiler? Bazı ülkelerde dini liseler hayli fazla, mesela Hollanda. Doğru müfredatın uygulanması çok önemli. Düzeni sağlayan devlet olmalı. Hollanda'da Katolik ya da Müslüman okuluna giderseniz aynı şeyleri öğrenirsiniz.12 puan
-
Ford Focus MK3 2012 model dizel aracımda enjektör ile ilgili olduğunu düşündüğüm bazı sorunlar vardı. Sorunlarla ilgili internetten ve forumdan araştırma yaparken “Öğrenilmiş enjektör püskürtme miktar değeri” diye bir şey gördüm ve araştırmamı bunun üzerinde yoğunlaştırdım. Bu değerler nedir ne değildir derken forumdan bazı konulara denk geldim. Özellikle bu konuyu iyice okudum Öncelikle iş enjektörle ilgili olunca çok tereddüt ettim ve ustasına yani Bosch servisine götürüp aracımı gösterdim. Fakat oradaki usta bana pekte inandırıcı ve güvenilir bilgiler vermediğinden oradan hiçbir işlem yaptırmadan ayrıldım. Beni tetikleyen ise @Servet Ö. 'nün bu konudaki yorumu oldu. Bir denemekte fayda var diye aracımı bilgisayara bağlayıp FORScan ile DTC’lere baktım. Evet işte şimdiye kadar herkesin bahsettiği hata kodlarıyla karşılaştım. Buyrun o kodlar: ===PCM DTC P02CD:00-6C=== Kod: P02CD - Silindir 1 Yakıt Enjektör Göreli Konum +=renimi Maks. Sınırda ===PCM DTC P02CF:00-6C=== Kod: P02CF - Silindir 2 Yakıt Enjektör Göreli Konum +=renimi Maks. Sınırda ===PCM DTC P02D1:00-6C=== Kod: P02D1 - Silindir 3 Yakıt Enjektör Göreli Konum +=renimi Maks. Sınırda ===PCM DTC P02D3:00-6C=== Kod: P02D3 - Silindir 4 Yakıt Enjektör Göreli Konum +=renimi Maks. Sınırda Bu hatalar (DTC kodları yukarıdaki gibiyse) benim arabadan hareketle şu sorunları meydana getiriyor -Sabah ilk çalıştırmada çok yoğun bir duman (Tam siyah değil) -İlk çalıştırmada düzensiz çalışma. -Motor sesinin bariz bir şekilde artması -Egzozdan çok kötü bir koku gelmesi -Nispeten artan yakıt -Araçta 2. Viteste gaza basınca vuruntu oluşması Bu konuda bilgisi olanlar enjektörlere kalibrasyon yapılmasını söylüyorlar fakat tam manasıyla nasıl yapılacağını belirten olmamış. Araştırmaları iyice derinleştirip şu forumdaki şu konuyu buldum. http://forscan.org/forum/viewtopic.php?f=6&t=468&start=10 FORScan forumunda bu olayla karşılaşıp kalibre yapanlar olmuş ve asıl güzel olan ise nasıl yapılacağı tam ifadelerle anlatılmış. Bu konuyu da iyice okuduktan sonra artık harekete geçme vakti geldi diye geçen hafta kalibre işini yaptım. Kalibre öncesi değerleri sıfırlama Öncelikle FORScan ile hata kodlarını silip ardından “INJ_LRN_C#” (resimde gösterildiği gibi) bu değerleri “0” yapmamız gerekiyor Daha sonra FORScan’da vida anahtarı görselli sekmeye tıklayıp resimdeki gibi pilot değerleri sıfırlıyoruz. "Tamam"'a basıp bekliyoruz. Uyarı gelince kontağı kapatıp tekrar uyarı verene kadar açmadan bekliyoruz. Tekrar uyarı verince sadece kontağı açıp “Tamam” a basıyoruz. İşlem tamamlandı. Görüldüğü gibi değerler “0” olmuş. Şimdi değerleri sıfırladığımıza göre motoru çalıştırıp kalibre yapma zamanı. İlk çalıştığında motorda anormal tepkiler oluşması gayet normal. Ses artıyor o kadar ki sanki pancar motoru var gibi. Gaz verirken sanki arkanızdan biri tekmeliyormuş gibi oluyor. Yakıt çok artıyor. Rölantide beklerken 0.8 – 0.9 lt/h gibi değerlere çıkıyor. Kalibre nasıl yapılıyor? Boş ve uzun düzlüğü olan bir yola çıkarak 3, 4, 5, 6. vitesten herhangi birini seçip 2500 d/d kadar hızlanıyoruz. Sonra frene basmadan 1500 d/d kadar arabanın yavaşlamasını bekliyoruz. (Ben 3. vitesi seçtim) Ve tekrar 2500 d/d hızlanma ve 1500 d/d yavaşlama… Hızlanırken tam gaza yakın pedala basıyoruz. Bunu 25 dakika kadar ara vermeden ve vites değiştirmeden hep aynı vites ile yapıyoruz. Devirlere kesinlikle uymamız gerekiyor. Yoksa forumda yazdığına göre tekrar baştan başlamak gerekiyormuş. 2500 --> 1500 1500 --> 2500 Burada hızlanma değil yavaşlama işlemi kalibre ediyor. Buna daha fazla özen göstermeliyiz. Hepsi bu kadar… Fakat ben ilk denememde başarılı olamadım. Çünkü kalibreyi yaklaşık 15 dk kadar yapmıştım. Bir gün sonra yine seste bariz bir yükseklik hissedince aracı bilgisayara bağlayıp baktım ve yine o hata kodları orada öylece bana bakıyordu. Yeniden değerleri sıfırladım ve tam 25 dakika hiç kesmeden ve devirlere tam riayetle kalibreyi tamamladım. Kalibre edildiğini araç ilerledikçe çalışmasının normale yavaş yavaş geldiğinden anlayabiliyoruz. Yoksa aslında onu da bilgisayara bağlayıp öğrenme şansımız var ama ben yap(a)madım. SONUÇ Aradan 3 gün geçtikten sonra hata kodlarına baktım. İşteee… Artık hiçbiri yok. Sabahları ilk çalıştırmadaki duman artık yok ve düzenli bir çalışma karakteri oluştu. Sese gelince… Gerçekten arabam sessizleşti. Hem de psikolojik değil bizzat ölçüm ile elde ettiğim verilere dayanarak söylüyorum. Arabada hata varken 83 db olan ses dün itibari ile 76 db’ye düşmüş. Ölçümlerimi normal motor sıcaklığında ve rölantide yaptım. Yakıt için ise biraz daha ölçüm yapmam lazım ama sanırım daha iyi. Özellikle 2. Viteste gaza basınca oluşan vurma hissi neredeyse yok olmuş durumda. Aşağıdaki resimde rölantide beklerken ölçtüğüm ses yüksekliği görülebilir.11 puan
-
Mevcut kış lastiği testinde, iyi bilinen üreticilerin düşük maliyetli modelleri iyi sonuçlar aldı ve bazı durumlarda premium ürünleri geride bıraktı. Tamamı: https://anasayfa.focusclubtr.com/2017-adac-kis-lastigi-test-sonuclari-21565-r16-h/ Ayrıca, ortasında kar taneciği bulunduran üç tırtıklı dağ piktogramı (Alpin), 1 Ocak 2018’den itibaren üretilen tüm kış lastiklerinde zorunludur. M+S yetersiz. İlk 4 Ayrıca: Farklı boyut3 puan
-
Uyusturucu ile mucadeleyi dizilerden ogrenen bakan'in oldugu memleketimizde egitim sistemini gelistirmemiz coook da yakin gorunmuyor. Maliye bakanina da bir tavsiye benden oturup Zeitgeist Addendum izlesin.2 puan
-
2 puan
-
Buyrunuz http://en.blitzortung.org/live_lightning_maps.php?map=141 puan
-
1 puan
-
Eğitilecek öğrenci bir hamura benzer. Uygun şekili verebilmek için ilk olarak hamurun kıvama uygun hale getirilmesi gereklidir. Ne yazık ki okullardaki aksaklıklar hayal edebileceğinizin bile ötesinde. Cem Hocam, size gelen öğrencilerin yetersizliğinden bahsetmişsiniz, hakkınız vardır. Yalnız şunu unutmayınız ki biz aşağıda bir varoluş mücadelesi veriyoruz. Sizin yetersiz gördüğünüz öğrenciler, bu bataklık içerisinde bin bir çile ile yetiştirdiğimiz çiçekler. Bu tanımlamam bile aşağıda durumun ne kadar içler acısı olduğunu size anlatabilmeli. Duygusal davranıp da mübalağa yaptığımı lütfen düşünmeyiniz. Aşağıda gerçekten bir varoluş mücadelesi veriyoruz. Kısa sayılabilecek tecrübeme rağmen, televizyonlarda karşınıza çıkan, hayatta bunlar da oluyormuymuş diyebileceğiniz bir çok ekstrem olaya şahit olmuşluğum var. Bu mevzuları açıp canınızı sıkmak istemem, başka bir platformda bu konular da konuşulabilir. Umutsuz değilim. Hiçbir şey düzeltilemez değildir. İrade konulduktan sonra, tüm bu olumsuzlukları düzeltmek kısa vadede yapılacak iştir. Önemli olan o iradeyi koyabilecek siyasi iradeyi bulabilmekte. Eğitim sistemi mevcut haliyle sürdürülebilir değildir. Bu durumun eninde sonunda siyasi erkin de farkına varacağını düşünmekteyim.1 puan
-
Abi çok sert girdin ya Hasan Ali Yücel konusunda hem fikiriz. Zira Köy Enstitülerinin kurucusu olarak da bir ilke imza atmıştır. Ki bu deneyim bugün hala aşılamamıştır. Enstitüler sadece teknik eğitim vermemin yanında kültürel değişim ve gelişim için de bir dinamizim yaratmıştır. Hatta dönemin köylü kökenli aydınları buralardan çıkmıştır diyebiliriz. Fakat halihazırdaki kafanın aynısı enstitüleri kapatmak için çok uğraşmış ve maalesef başarılı olmuştur.1 puan
-
Konuyu saptırmak istemiyorum, zira konu "eğitim sistemimizin" kendisi fakat cevap vermek de gerektiğini düşünüyorum. Evet insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için günümüz koşullarında dolaşım materyali olarak parayı elde etmek zorundadırlar. Daha çok para elde eden daha iyi ve kaliteli tüketim materyallerine sahip olurlar. Fakat o üretim materyallerini geliştirebilmek için de bilim ve teknolojiye ihtiyaç vardır. Hatta bunların pazarlanabilmesi için sosyoloji, psikoloji ve hatta felsefeye de ihtiyacımız vardır. Zira ihtiyacımız olmayan bir şeyin ihtiyacımız haline getirilmesi de bu birikimin bir sonucudur. Nikola Tesla alternatif akımı keşfetmeseydi bugün bir çok sektör varolamazdı ya da bugün ki haliyle evlerimizi aydınlatamazdık. Fakat Tesla altarnatif akımı para kazanmak için mi keşfetmiştir orası muamma. Hatta beş parasız kaldığı günleri de az çok okuşumuşuzdur. Ben çocuğumun çok para kazanmasını ister miyim? Evet isterim. Ama bu konudaki şansı milyonda kaçtır onu hesap edemiyorum. Fakat bir çok yabancı dil bilmesi eğitim sisteminin kalitesine bağlı olarak değişebilir. Ya da alanında uzman bir doktor olmasını eğitim sistemi ona sağlayabilir. Ya da iyi bir mühendis olup teknoloji geliştirmede yetkinleşmesini yine iyi bir eğitim sistemi sağlayabilir. Vs. vs. Bu örnekler çoğaltılabilir. Ama benim çocuğum bu topluma mirasım olarak kalacaksa en başta toplumsal vicdanı olan, kültür seviyesi yüksek, insanlara ve insanlığa faydalı bir birey olmasını isterim. Bunu başarabilmesinin ilk koşulu da iyi bir eğitim almasıdır. Aksi taktirde ülkemizin en kaliteli insanlarından birisi inşaat sektörünün post modern cahili bir ağa-oğlu olurdu. Özetle eğitim hem bireysel hem de toplumsaldır. İkisini birbirinden ayırdığımız zaman başarısızlık mutlak sonuç olarak karşımıza çıkacaktır. Kolektif birikim, akıl, ahlak, kültür ve düşünüşün varolmadığı koşullarda çocuklarımız at yarışına koşullanacaklardır. Evet ülkemiz realitesi maalesef böyle değil ama başarmak için en başta eğiticilerin eğitilmesi ilkesini hayata geçirebilmeliyiz.1 puan
-
Nerede taktırdınız motor garantisini nasıl aldınız daha detaylı yazabilir misiniz? 2017 0 trendx focus aldım daha 500 km de fakat sizin bahsettiğiniz şartlarda lpg taktırmak istiyorum... --37 dakika sonra eklendi-- bütün gönderilerinize baktım cevabı buldum teşekkürler gidip görüşeceğim Samsun şahin mühendislik....1 puan
-
bunu okuyunca aklıma geldi, babamın bir arkadaşı "babam çiftçiydi, ben onu geçtim hoca oldum, oğlumun da beni geçmesi lazım" demişti. aslında mantık güzel ama bu mantığı yerleştirmek içinde eğitim gerekiyor --1 dakika sonra eklendi-- sanayideki ustaların bindiği arabaları görünce ne işim var benim okulda diye düşünmeden edemiyorum1 puan
-
Teşekkür ederim hocam ilgin için. Iyi günler. Arkadaşlar bakalim başka birşey söyleyecek mi1 puan
-
Yani aklım gelen bu oldu dediğim gibi en azından gaz ayarı ücreti düşük bi denemekte fayda var. Motor kulagı arızasındada lakırtı yapar araç hareket halindeyken gazdan ayağınızı çektiğinizde vuruntu yapar. Tabi olayı tam göremediğimiz için afaki konuşuyorum.1 puan
-
1 puan
-
siemens continental 9674973080 --- 9802448680 enjektörler döviz bu kadar çıkmışken ciddi pahalıdır ama firmaların stoklarında kalan sıfır enjektörler ucuza alınabilir .minimum alınacak rakam şu an takımı 2000 tl gibidir birde piyasada sıfır diye satılan yabancı ülkeden illegal gelen kutulu sıfır gibi gözüken ürünler mevcut ona bişey malı diyorlardı unuttum şuan ... takımının tamiri 500-ile 1500 tl arasında değişir.içindeki değişmesi gereken parçalara göre ...1 puan
-
Daha yeni idealist bir öğretmen olarak her zaman güncel eğitim modellerini takip eder ve teknolojiden olabildiğince faydalanmaya çalışırım. Yalnız bu köhne sistem tüm çabalarıma rağmen beni de kendi kara deliğine çekmeye devam ediyor. 2005 yılında eğitim sisteminin değişmesi ile yapılandırmacı eğitim sistemine geçildi. Yapılandırmacı eğitim sistemine göre birey bilgiyi ezberleyen değil, bilgiyi birincil kaynaklardan edinerek içselleştiren, yapılandıran yeniden yorumlayan kişidir. Öğretmene bu noktada düşen görev ise öğrenme ve öğretme ortamlarını düzenlemek, ögrencilere bilgiyi edinmeleri için gerekli fırsatları vermektir. Tanımlar çok güzel, şiir gibi. Okuduğunda bu mükemmel sistemden nasıl yetişmiş eleman çıkamıyor diye düşünüyor insan. Zaten ülkemizin, bu toprakların çıkmazı da burada başlıyor. Yapılandırmacı yaklaşım ile eğitim sunabilmek için ilk önce bilgiyi ‘’ Yapılandırabilecek’’ yetiye sahip öğrenciler olması gerek. Yani, analitik düşünme, eleştirel düşünme, bilgiden bilgiye ulaşma, bilişsel ve duyuşsal farkındalık, problem çözme gibi yeteneklere sahip olmalı ki edindiği bilgiyi yorumlasın, problem çözme, farklı durumlarda bilgiyi kullanma vb durumlara uyumlasın. Kastamonu’nun ortalama okullarındakini kenara bırakın en iyi okullarındaki öğrenciler bile bu meziyetlere o kadar uzaklar ki tahayyül bile edemezsiniz. Okuldan önceki dönemleri sanki kara bir boşluk. Genel kültür, Türkçe’ye hakimiyet, sosyal ilişkilerdeki beceriler neredeyse sıfır. Karşınızdaki eğitilecek kitle bu olduğunda maalesef modern öğretim yöntem be tekniklerini uygulamak da imkansızlaşıyor. Peki bu durum nasıl düzeltilebilir? Öğretim sistemi, öğretmen, okul, malzeme değişiklikleri bu durumda çok da işe yaramayacaktır. Sorun okul, öğretmen, kitap, sistem sorunu değil sorun eğitime değer verme, gönül verme, eğitime karşı olumlu bir tutum sergileme, öğrenmeye istekli olma sorunudur. Eğitime değer vermeyen, önemsizleştiren, mahalle kabadayısın okumuş nitelikli bir bireyden daha özenilir ve makbul olduğu bir ülkede eğitimi sistem, öğretmen ya da okul değişikliğiyle düzeltemezsiniz. İlk olarak yapılması gereken şey budur. Saygılarımla.1 puan
-
sıfır 4 takım enjektör 1500-2500 tl civarında olması lazım. marka-modele göre biraz fark olabilir. ama 3500 lira çok tamirat için. direksiyon kutusu tamiri de 500 tl civarında. biraz talihsizlik olmuş sizinkisi.1 puan
-
Ümit Bey, Çok fazla masraf etmişsiniz. Enjektörlerin sıfırının takımını 2 sene önce EROL Ford 1600 TL'ye satıyordu.Şimdi olsun 3200 TL. Siz bakımı-onarımı için 3500 TL ödediyseniz çok fazla. Ki bir ihtimal güncel ECM yazılımı yüklenip, adaptasyon yapıldıktan sonra düzelebilirdi, maliyeti 500 TL civarı olurdu. Değişim- onarım son çare. Direksiyon kutusunun tamirini 1 yıl garantili biçimde darbe yoksa eğer 200-250 TL'ye onarıyorlar İstanbul Koç Torna'da. 200 TL'de sökme takma işçiliği verirdiniz. D1S xenon ampul nereden alırsanız alın garantisi olmayacaktır, bu yüzden internetten 60-70 TL civarına tedarik edebilirdiniz, 10 dakikada evinizin önünde montaj yapardınız. Su tahliye tıpası dediğiniz radyatörde oluyor genellikle, 30-40 TL civarı bedeli oluyor, 900 TL çok fazla bir rakam.900 TL'ye komple soğutma sistemini yenilerdiniz(radyatör-taşırma kabı,tüm ara hortumlar,devirdaim,işçilik,sarf malzeme). Kısacası çok fazla bedeller ödemişsiniz, umarım daha fazla sorun açmaz. Yaptığınız masrafla beraber toplanınca S60 parası ödemiş gibi olmuşsunuz :/1 puan
-
Öncelikle geçmiş olsun ben focus mk3 2012 model arabamın 4 enjektorunu Fethiye ford servisinde 3200 değiştirdim.1 puan
-
baktığımda anlaşılmıyor sadece arabayı kendim yıkadığım zaman silme aşamasında fark ediyorum.1 puan
-
1 puan
-
Aracımın teybi Sony evet. bide telefonuma aldığım sony marka bluetooth kulaklık var 2 yılı geçti bu kulaklığı aracımın aux girişine bağladığım vakit telefonumu müzik kutusu gibi kullanıyorum, BURADAN BAKIP inceleyebilirsin kulaklığı, ama şuan daha yeni modelleri vardır tabiki. --20 dakika sonra eklendi-- Bir site buldum bu site fordun kullandıgı oem parçalar galiba, mesela şöyle birşey buldum bu sanırım orjinal USB modülü sanırım, ama bulunurmu BURDAN bakabilirsiniz.1 puan
-
Benim arabada beyaz frozen white diye geçiyor araba boyası satan yerden almıştım 2 litre en az bu vardı 30 tl, her taş izini rötüşlüyorum hiç atma falan olmadı birebirde arabanın boyası ile tam uyuyor, kırtasiyeden aldığım kaliteli bi fırça ile uyguluyorum.1 puan
-
1 puan
-
Çok güzel bir çalışma olmuş ellerinize sağlık. Güle güle kullanın ?1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.