2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız
×
Liderlik Tablosu
Popüler İçerikler
14-12-2017 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor
-
3 puan
-
3 puan
-
3 puan
-
Ben kullandım. Hiç kıvırtmaya gerek yok: Köpek gibi gidiyor. 1.6 EB'u aratmaz. Nokta.2 puan
-
2 puan
-
Yazılım olmadan ne hayal ediyorsunuz? Kutu içi K&N hava filtresi ile 1-2 PS ve belli belirsiz bir çekiş artışı sağlarsınız. Özetle turbo beslemeli motorda yazılım olmadan bir yere varamazsınız. Yazılım konusunda da iki somut seçenek var: Doğrudan beyindeki yazılımı değiştirmek. Bu en güvenli ve etkili yöntem. Ancak garanti dışı kalma riski var. Ortalama 25-30 PS ve 50 Nm civarında tork kazandırır. Yazıldığı gibi @Servet Ö. ile görüşebilirsiniz veya Superchips temsilcisi BTG Maslak ile irtibata geçebilirsiniz. 1500 TL altında olacağını sanmam. Diğer seçenek beyindeki programı aldatan bir çip takmak. Bu kolay takılır sökülür olduğu için servise giderken çıkartılarak garantiyi bozma riskini düşürür ama tamamen yok etmez. Çok sağlıklı bir yöntem olmasa da yıllar içerisinde belli bir güvenlirlik kazandı gibi görünüyor, hatta yurt dışında bunu ekstra motor garantisi vererek satan kuruluşlar bile var. Beyanlara göre güç kazanımı 22-33 PS arasında, tork da 36-56. Daha da ekonomik sayılabilir. Burada. Bunlara itibar etmeyeceksiniz boşuna yazışmayalım. --1 dakika sonra eklendi-- Atağı siz yapın, ondan da cevap bekleyin.2 puan
-
Herkese iyi geceler. Aracım 2013 Focus 3 1.6 Powershift Sedan. Şu an 27.000 km'de. 19 Nisan 2013 İzmir-Otokoç çıkışlı. Forumda bir çok kişiden duyduğumuz, parke yollarda direksiyon kutusundan ya da rotlardan gelen tabir-i caizse "lok, tıkır, takır, tukur" (herkesin kendi kulağına göre seslendirdiği) gibi seslerin benim aracımda da olmasıyla İzmir-Otokoç servise başvurdum. İlk başlarda sorun olmadığını söylediler. Ancak zaman geçtikçe sesler sanki amortisör patlakmışcasına artmaya başladı. Ön düzen yıllarca servise girmemiş 7-8 yaşında araba gibi ses yapıyordu. Servise tekrar götürmemle, direksiyon kutusunda, rotlarda boşluk olduğu tespit edildi. Neden olur? Servisin açıklamasına göre, sonradan takılan spor yaylar ve/veya replika jantların ağırlığı sebebiyle bu problemlerin oluşabileceğini aktarıyorlar. Ancak aracımda spor yay yok. Daha önce forumda yazdığım üzere; spor yay takmak yerine, orjinal yaylarımı pressletmiştim. (yaylar kesilmedi, presslendi. spor yay ile arasında ne gibi farklılıklar var? vs.. bu konuda fikir almak isteyenler özel mesaj yolu ile ulaşabilirler. konunun dağılmaması için, lütfen bu konu başlığı altında direksiyon kutusu çözümünü konuşalım.) Bu sebeple servis, yay değişimi olmadığı için bu fikri eledi. Replika jantlarım ise 2 hafta önce aracıma takıldı. Servis bunu da bildiği ve jantların takılmasından önce bu sorunu aktardığım için, bu fikri de eledi. Sonuç: Direksiyon kutusu ve rotlarda oluşan boşluğun giderilmesi için: • İzmir-Otokoç tarafından "garantiden değişim dosyası" açıldı. • Yine İzmir-Otokoç tarafından Otosan'dan "direksiyon kutusu ve rot seti" sipariş edildi. • Değişimi yapıldı. • Değişim süresi, test, rot-balans ayarı ortalama yarım günde bitti. Aracımı öğlen 2'de teslim ettim ve akşam üstü 6'da teslim aldım. Kulağımıza gelen seslerin hepsi son buldu. Müziği ve camları kapattığımda, lastik ve rüzgardan başka bir ses duymuyorum. Benzer sorun yaşayanlara ışık tutması dileğiyle... Tüm bu işlemler garanti kapsamında yapılmıştır. Uzun dönem kullanım notlarımı buradan aktarmaya devam edeceğim. İzmir-Otokoç Servis çalışanlarına da, gösterdikleri özen ve çözüm odaklı uğraşları sebebiyle teşekkürü borç bilirim.1 puan
-
2017 Şubat'ının ikinci hafta sonunu göller bölgesinde değerlendirmeye karar verip Cumartesi erkenden yola çıktık. İlk durağımız Akseki’ye komşu İbradı ilçesi oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Bir Yörük yerleşkesi olan İbradı günümüzde çok göç vermiş olmasına rağmen Oğuzların Salur boyuna kadar uzanan ve Teke Türkmenlerine dayanan sosyal yapısı, yaygın Öz Türkçenin kullanımı ve Orta Asya'ya ait âdetleri hala devam ettiriliyor olunması ile dikkat çeker. 1300 m rakımlı İbradı ilçesi serin havası ile yazları kalabalıklaşır, Akdeniz kıyısından Konya’ya pek çok yazlıkçıya ev sahipliği yapar. İlçeye bağlı Ormana beldesi ve Ürünlü köyü özgün sivil mimari örneklerini barındıran, tarihsel dokusu olabildiğince korunarak günümüze gelebilmiş ender yerleşimlerdir. Özellikle Ürünlü 1994 yılında UNESCO tarafından korunması gerekli bölge ilan edilmiştir. Ürünlü yerleşiminde hiç bağlayıcı harç kullanılmadan, ahşap ve kuru taş duvar ile yapılan “düğmeli evler” bölgeye özgüdür. Bu yapıların yüzlerce yıl evvel Ermeni, Rum, sonrasında ise Türk ustalar tarafından yapıldığı biliniyor. Taş ve ahşabın birarada kullanıldığı bu mimarı tarza bölgede, “hatıllı kuru duvar” adı verilmiş. Taşıyıcı olan beden duvarları 50–60 cm’den az olmayan kalınlıkta, kuru duvar tekniğinde harçsız olarak uygulanmakta, taş duvar örüldükten sonra duvar boyunca duvarın her iki tarafına 8x8 cm ebatlarında “hatıl” denilen ahşap latalar uzatılmakta, bu hatıllar aynı ebatlardaki “düğme” veya “peştivan” olarak adlandırılan kısa latalarla birbirine bağlanmakta ve araları taşla doldurularak duvar örgüsüne devam edilmektedir. Köyün büyük oranda göç vermesi ve ilgisizlik nedeniyle, köyün geleneksel konut dokusu hızla bozuluyor. Köy halkının koruma bilinci daha yeni yeni turizmin etkisiyle oluşmaya başladı. Benzer özellikte evler göreceli daha büyük bir yerleşke olan Ormana’da da yer alıyor, restore edilen üç ev Ormana Active işletmesi tarafından turizme açılmış durumda ve ilgi çekici olabilir. Bölgenin doğal güzellikleri arasında Manavgat çayının doğduğu nokta olan Altınbeşik Mağarası Milli Parkı önemlidir. Altınbeşik Türkiye’nin en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük yer altı su mağarasıdır. Yabani Yılkı atları ile Eynif Ovası, dağlardan inen sularla dolup zaman zaman göl halini alan Gembos ovası ve çevredeki ardıç, sedir ve çam ormanlarıyla kaplı yaylalar görülmesi gereken diğer doğal güzelliklerdir. İbradı'da Celal Keskin'in kahvesinde dağ kekiği çayı içmeden devam etmemek gerek... Değişik köylere misafir olarak yolumuza devam ettik. Otomobil kullanmayı seven her faninin keyif alacağı türde yollardan geçtik... İkinci durağımız Beyşehir oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Beyşehir isminin Selçuklu döneminde bölgenin Eşrefoğullarının hakimiyetinde olduğu zamanlarda “beyin şehri” ifadesinden türediği söyleniyor. Merkezin 40, tüm ilin 70 Bin cvarında nüfusa sahip olduğu 1125 m rakımlı yerleşke bereketini kıyılarında kurulduğu gölden alıyor. Beyşehir gölü Türkiye’nin yüzölçümü olarak üçüncü büyük gölü, ancak en büyük tatlı su gölü ve duru suyu, eşsiz güzellikte sazlıklarla bezenmiş kıyıları ile bir yandan Sazan, Aynalı Sazan, Turna, Levrek, Kadife Balığı gibi balıklara, diğer yandan balıkçıldan pelikana pek çok göçmen su kuşuna ev sahipliği yapmakta. Ayrıca civarda sürülerle dolaşan yaban domuzları da var. Kent merkezi bir kanal çevresinde ve kıyı boyunca uzayan parklar ve yürüyüş yolları ile son derece şirin. Yazları tur tekneleri çevredeki kumsallara gezi düzenleyerek yüzme imkanı sağlıyorlar. Biz gittiğimizde göl hemen tümüyle kalın bir buz tabakası ile kaplıydı, haliyle tekneler de buz örtüsüne sıkışıp kalmışlardı. Ancak sazlıklardaki balıkçı kayıkları çok fotojenik birer obje olarak dikkatimizi çekti. Gezilecek tarihi yerlerin başında ise Eşrefoğlu Camii geliyor. 13.yüzyıldan kalma bir Selçuklu camii olarak 6 ay boyunca göl suyunda şişirilmiş sedir ağaçlarından oluşan orijinal ahşap sütünların üzerine yükseliyor. 40 cm çapında 7,5 m yüksekliğinde 42 ahşap sütun eşsiz bir mimariye örnek teşkil ediyor. Özgün bir diğer yanı da caminin ortasında yaklaşık 5 x 5 x 2 m boyutlarında bir havuz bulunması ve bunun üzerindeki tavanın açılabiliyor olması. Bu havuzun kullanımı ile ilgili iki rivayet var: İlkine göre bu bu havuz tavandaki açıklıktan düşen ya da taşınan kar ile doldurulur ve sıcak havalarda hem caminin içini serin tutar, hem de ahşap sütünların ömürlü olması için gerekli nemi sağlardı. İkincisine göre ise Selçuklular o dönemde astronomiye yönelik çalışmalar yapar ve gerek tavandaki açıklıktan, gerekse havuzdaki suya düşen yıldız yansımalarından gökyüzü hareketlerini izlerlerdi. Caminin hemen yakınındaki Bedesten ve restore edilmiş evler alana güzel bir bütünlük kazandırıyor. Yolda rastladığımız bu kedi de @Mert Yürüyen için gelsin, sanki Cats müzikalinin figüranlarından... İlginç ve ünlü bir diğer yapı da 1908-1914 yılları arasında eski bir köprünün yerine yapılmış hem köprü hem de sulama kanal regülatörü olarak görev yapan Taşköprü. Yeme içme mekanları kış vakti kar altındaki şehirde pek geçe kalmamayı gerektiriyor. Emin Usta Et Mangal, Osmanlı Kahvesi ve Bey Edem Pastanesi anılmaya değer. Konaklama için merkezde bir otel ve merkeze yakın öğretmen evi var. Gezinin ikinci günü Beyşehir gölünün batı yakasını, köyleri ve eşsiz güzellikteki bakir kıyıları gezdik. Sonra Eğirdir’e geçtik. Tıkla öğren: Burası neresi? İlginç bir şekilde Beyşehir kar, buz ve kapalı yolları ile ne kadar kara kış idiyse Eğirdir de o derece güneşli ve baharı andıran bir havaya sahipti, kar tümden yerden kalkmış, bambaşka bir iklim vardı. Eğirdir tektonik bir çanak içinde toplanmış suyu ile Beyşehir’den sonra en büyük tatlı su gölü. Sazan, Çim Sazanı, Sudak, Eğrez ve son yıllarda ortaya çıkan Gümüş balığı yanında Kerevit, Yengeç, Su yılanı, Su faresi, Kurbağa ve Su kaplumbağasının yaşam alanı. Haliyle bölgede balıkçılk çok gelişmiş ve özellikle yarım adadaki restoranlarda servis ediliyorlar. Göl yaban hayatı için önemli çok sayıda yerleşik ve göçer kuşa uygun bir yaşam alanı aynı zamanda. Isparta’ya yakınlığı ile bir eğlence/dinlence alanı olarak oldukça aktif olsa da buranın da Beyşehir gibi kıyıları bakir ve doğal güzelliklerle dolu (bkn. Boyalı’nın ağaçları). Her zamanki gibi kuşlarla oynadık, karabatakları izledik, Melodi Restoranda soslu göl levreği tava yedik ve İslamköy ekmeği aldık. Dönüş Kovada üzerinden oldu. Tıkla öğren: Burası neresi? Kovada gölü Eğirdir’den 22 km’lik doğal kanalla sulanan ve DSİ’nin hidroelektrik santralını yürütmede kullandığı bir yapay gölet, kıyıları sonbahar renkleri dışında pek bir cazibe sunmuyor. Ancak dar, virajlı ve iniş – çıkışlı, eğimleri ve yüzeyi düzgün asfalt yolu benim gibi viraj meraklılarına çok özel bir keyif unsuru oluyor. Geç kalmadan dönmek için göl kenarına inmeden devam ettik. Bol oksijen depoladığımız, doğayla içiçe olmanın keyfini sürdüğümüz hoş bir hafta sonu oldu. Önemli not: İnsan beyninde bir yerin canlısını görmekle fotoğrafına bakmak aynı etkiyi yaratıyormuş. Turizmcileri eminim kızdıracak bu tespite uygun olarak ben de hizmette kusur etmemek adına bolca fotoğraf paylaştım.1 puan
-
kaskonuz yok mu, orjinal parça kullanma zorunluluğu yok mu? götürün ford servise bu sefer 16 değil 26 çıkar masraf, araçta perte..1 puan
-
1 puan
-
@Mert Yürüyen şimdi o arıza ışığı değil diyecem.... Neyse yok yok. Bir lakerda ısmarlasana --0 dakika sonra eklendi-- Bak Süleyman abi patlattı bombayı. Örnek al..1 puan
-
@Serdar Eryürekli üstat nasıl, yeteri kadar anlamlı mı? simgeler, arıza ışıkları, sayılar falan? Aklını dürüm yapar yerim senin, akıllı ol1 puan
-
Yok tabi de, herkes böyle düşünüp her gördüğü kilometreyi buraya atarsa bu konu 1000 lerce ''boş'' sayfa olur. Amaaaan neyse ya yüreeemi tüketemem.1 puan
-
ne diyim bilemedim size... bilime olan katkılarınızı bekliyoruz arkadaşlar, iki makale yayımlayın şurada da ufkumuz açılsın hele1 puan
-
Benim bu sıra oraya gitmem zor gibi eğer siz işiniz düşer de bu tarafa gelirseniz haberim olsun.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Kullandığım manuel vitesliydi. Ama ben DSG şanzımanlı araçlarda daha iyi tepkiler olur diye düşünüyordum. Sonuçta dip gaz yaptığınızda DSG'nin vites değiştirme hızına yetişebilmeniz pek mümkün olmayacaktır. DSG çok kısa zamanda vites geçişlerini sağlayacağı için, motor tork devrini yakaladığı andan itibaren araç ciddi biçimde hızlanacaktır. Manuel vitesli bir araçla DSG'ye karşı sıfırdan kalkış yaptığınızda, çok profesyonel bir sürücüyseniz belki yarım metre ya da 1 metre kadar önde bitirebilirsiniz. Sanırım burada belirtilen sıkıntılar, dip gaz yapmadan yapılan kalkışlarda araç tork devrine gelmeden vites geçişleri yapıldığı için bir hantallık oluyor. Manuel viteslerde kontrol kullanıcıda olduğu için bu durum yaşanmıyor haliyle. İki aracın otomatik vitesli versiyonlarını karşılaştırmak pek doğru olmayacaktır. Ford'da powershift olmadığı için DSG'nin verdiği tepkileri bekleyemeyiz. En doğru karşılaştırma manuel vitesli versiyonlarda olacaktır :). Turbo gecikmesi konusunda çok haklısınız. Ecoboost motorda neredeyse yok denecek seviyede. Bu ciddi bir başarı bence.1 puan
-
İşte ben onu tam hesaplayamadım o an için, benzer şeyi aküyü aldığım usta da söyledi. Hatta yeşil renkle belirttiğim noktanın üzerinde boya olmadığını özellikle takviye durumunda kullanılması için boyasız bırakıldığını belirtti.1 puan
-
1 puan
-
Tamamen yeni Ford Fiesta, bağımsız test otoritesi Euro NCAP tarafından maksimum 5 yıldızlı güvenlik derecelendirmesine layık görüldü. Yeni Fiesta'da yapılan yapısal tüm değişiklere buradan ulaşabilirsiniz https://anasayfa.focusclubtr.com/yeni-ford-fiesta-2017-tanitildi-fiesta-mk7/ Yolcu bölmesi ön çarpışma testinde istikrarlı kalmış. Sürücü ve yolcunun dizleri ve kalça kemiği iyi korunma göstermiş. Fiesta, farklı boyutlarda ve farklı konumlarda oturanlara benzer düzeyde bir koruma sağlanacağını göstermiş. Tam genişlikte rijit bariyer darbesinde hem sürücü hem de arka yolcunun korunması iyi fakat arka yolcunun göğüs koruması sınırda kalmış. Yan bariyer testinde, Fiesta tüm kritik vücut bölgelerine iyi koruma sağladı ve tam puan aldı. Yan direk testinde göğüsün korunması yeterli ve diğer kritik vücut alanlarının korunması iyi. Ön koltuklar ve baş destekleri üzerindeki testler, arkadan çarpışma durumunda, boyun incinmelerine karşı yaralanmalarda iyi koruma sağladığını göstermiş. Arka koltuklar da boyun incinmesi korumasında iyi not almış. Otonom acil fren sistemi isteğe bağlı olarak mevcut. Tam veri: euroncap-2017-ford-fiesta-datasheet.pdf1 puan
-
Genelde 3 silindir motorların titreşimi daha fazla oluyor. Bu düşük devirlerde çok daha belirgin oluyor. Eğer tasarımda titreşim izolasyonu iyi yapılmışs bu çok fark edilmiyor. Meslea 1.0EB 2000 dd altında Fiesta'da belirgin titreşim yaparken, Focus'ta bunu hissetmek için dikkat etmek lazım. Golf için de aynı durumun olabileceğini düşünüp dediydim.1 puan
-
Basit hastalıkları çoğunlukla yazdırmıyor eczaneden parayla alıyorum. Eczacılar biraz indirim de yapıyor. Muayene kesintisi + ilaç parasından da ucuza geliyor. Aynısı bizde de oluyor. Vatandaşa devlet hastanesinden ultrason isteniyor. Hastane 2 haftaya randevu veriyor. Adam gelip bize soruyor . - Kaç para ? - 175 TL - sigortalıya ? - 140 TL . -Buyrun 140 TL. - Yok 200 vereceksiniz . - Niye? - Muayene kaydınız olmadan tetkiki yapamayız. Muaueyen ücreti de 60 TL .. Güler misin ağlar mısın ? Halbuki SSKyı devreye sokmadan 175e indirim yapın dese 150ye yaptırır rahat rahat..1 puan
-
1 puan
-
bütün fotoğraflar çok güzel elinize emeğinize sağlık, kahvehanede ayaklarını uzatarak oturmuş olan amca ve bagaj kısmı görünen station toros favoriler.1 puan
-
Cüzi maaliyet ne kadar mesela? Fark ettirecek bir şey için yazılım olabilir ancak.1 puan
-
Sıra beklemek yok bütün eczanelerden ilaç alabilirsiniz daha ne olsun [emoji33][emoji33][emoji33][emoji33][emoji83][emoji83][emoji83]1 puan
-
Okumadım sizi kıracak birşey yazdıysam da özür dilerim çevremde gördüğüm tipleri kastetmiştim forumdan kimseyi hedef alarak birşey yazmadım sizinle aynı gayreti göstererek çalışsakta bir süre sonra sistem bizi dışlıyor yada kendine benzetiyor telefonda sıkıntı olduğu için geç gördüm mesajınızı dediğim gibi yanlış anlaşıldıysam kusura bakmayın1 puan
-
Yeşil beygir, Mor tork --2 minutes later eklendi-- Len ilk önce yükselip düşen tork, düşükten yükseğe giden beygir. Benzinli arabada ne bekliyon sen. Bunu bilemiyosan eğer "öldün çık"1 puan
-
Ozan Bey inde söylediği gibi daha sarsıntısız vites geçişi için yapılmış aracın bir özelliği.Benim çok beğendiğim bir özellik.1 puan
-
1 puan
-
1 puan
-
Arkadaşlar az önce yol yardımdan gelip kapıyı yaklaşık 2 dakikada açtılar. Önce kapıyı kastırıp araya el pompası yardımıyla şişen tansiyon aletine benzeyen bir torba koydu. Torbayı şişirip kapıyı yeterli seviyede kastırdıktan sonra çelik çubuk yardımyla kapı kolunu içerden çektirdi ve kapı açılmış oldu. Doğal olarak bagaj kapağı da açıldı ve anahtara kavuştum. Olay bundan ibaret1 puan
-
Üstat olacaksa öyle bi'şey olmalı. Kardeş firmadan --1 dakika sonra eklendi-- Yaparlar, yapıyorlar, yapmak zorundalar; çünkü D segment sedan şu an duraklamayı geçti gerileme döneminde.1 puan
-
Çok kötü demeyelim de çok riskli diyelim şöyle ki :1 puan
-
Paylaşımlar için teşekkürler. Sabah sabah iyi geldi, biraz da nostalji lazım. Ford 98'de ilk Focus ile başardığını bir kez daha tekrarlayamadı henüz. O dönemdeki yenilikçiliği ve yaratıcılığı arkadan çıkarttığı modellerle giderek köreltti ve Focus'un ruhunu yok etti. Neyse ki o serinin en güzel modelini en yalın haliyle 11 yıl kullanmanın tadını yaşadım. Yeni Focus ile eskisini arıyor muyum, mantıkla hayır, gönülle evet, biraz daha maddi imkanım olsa eskisini satmaz ve kolleksiyonluk parça olarak saklardım.1 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
Focus Club Türkiye
Bu sitenin işleticisi, bu sitede yer alan bilgi, yazı ve makalelerin doğrudan veya dolaylı olarak kullanılmasından dolayı oluşacak zararlardan sorumlu tutulamaz. Kaynak gösterme kuralına uymak şartıyla, bu sitede yer alan yazı ve makalelerin belirli bir kısmına atıf yapılmasına, link verilmesine izin verilmektedir. Kaynak (canlı link) gösterilmeden yapılan alıntılara ise izin verilmemektedir. Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir.