Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Liderlik Tablosu

Popüler İçerikler

30-01-2018 tarihinde, tüm alanlarda en yüksek itibara sahip içerik gösteriliyor

  1. O kadar olsun 15 senedir varımızı yoğumuzu yola betona gömüyoruz
    9 puan
  2. İşte iç mekan fotoları Orta konsol eskisinden alınmış derme çatma duruyor. Bu değişebilir. Göstergenin tipine bakarak üst donanımlarda tam dijital gelecek gibi. Orta ekran ise Fiesta'dan daha farklı montajlanmış, böyle daha oturaklı gibi duruyor.
    4 puan
  3. Yolu kullananda kalite olmadıktan sonra yol da kalite olsa ne olmasa ne...
    4 puan
  4. Montajlarını kendim yaptığım 2 değişikliği paylaşmak istedim 8 Parça chrome cam çıtası da aldım yaptım ancak onu çekmeyi unuttum. -Titanium panjur ve sis farı çerçevesi 200 liradan aldım. -2 Ön kapıya da led ' i aliexpress den 7 dolara aldım kargo dahil.
    3 puan
  5. 25-28 Ocak 2018 tarihleri arasında Fransa'nın Le Mans kentine kısa bir ziyaret yaptım. Ziyaretin öngörülen nedeni FIA nezdinde "Chief Medical Officer" (yarışlarda medikal direktörlük) eğitimi için taslak bir program üzerinde çalışmaktı, ki sonunda bu programın sorumluluğu üzerime yıkıldı. İkinci bir görev de o hafta sonu Fransa Otomobil Sporları Federasyonu FFSA ile ortak düzenlenen "Ektrikasyon Semineri"nde eğiticilik idi. İş kısmı, hem tarihi bir kasaba, hem de motor sporlarının önemli merkezlerinden biri olan Le Mans'ın gezilmesi ile turistik bir özellik de kazanırken, piste bir Porsche 911 GT3 ile sürücü olarak çıkabilmek gibi bir sürprizi de barındırıyordu. Ama sırayla gidelim. Önce yolculuk. Avrupa içinde gezmiş olanlar bilir, çok güçlü ve hızlı bir demiryolu ağı var. Fransa da bunun iyi örneklerinden; bizim TCDD'nin karşılığı olan SNCF demir yolu hız rekorunu (524 km/h idi yanlış hatırlamıyorsam) elinde tutan, hızlı ve konforlu ulaşım imkanı sağlayan bir kuruluş. 20 vagona kadar dört lokomotifli tek ünite, arada ikiye bölünerek farklı güzergahlara yönelerek çok verimli bir ulaşım imkanı sağlıyor. Vagonlarda dev yatar koltuklar, 220V elektrik, ücretsiz kablosuz internet bağlantısı, restoran vb. her türlü hizmet var. Sessiz, konforlu ve hızlı. 250 km yolu 1h38'de aldık, bu da 150 km/h ort.hız demek. Üç kere durduğunu da düşünürsek iyi bir değer ve zaman zaman 300 km/h hızlara çıktık. Fiyatlar da makul, 1.sınıf gidiş-dönüş 84 Avro idi. Böyle bir canavar: Le Mans'ta karşılandık ve getir götür işleri için sağolsunlar bir de araba tahsis ettiler. Sizce hangisi? Doğur bildiniz, 1,5 EB 182 PS otomatik, SW pek işlevsel bence ve araç hem sessiz, hem de ciddi atak. Tabii pek yol yapmadığımızdan ve vakit de olmadığından çok ayrıntılı inceleme şansım olmadı. İlk günkü toplantıların ardından Le Mans kasabasını akşam vakti kısa süreli de olsa gezme şansımız oldu. Sarthe bölgesine bağlı ve Sarthe nehrinin kıyısına konuşlanmış 150.000 nüfuslu bu sempatik yerleşke öncelikle 24 saatlik araba yarışına ev sahipliği ile tanınıyor. Ona da sıra gelecek, az sonra... Cité Plantagenêt adı ile anılan bir eski kent merkezi ve St.Julien katedrali (6-14.YY) görmeye değer yerlerdi. Cumhuriyet Meydanı Sarthe kıyısı Özellikle restore edilerek halen kullanılan ve turistik işletmelere dönüştürülmüş adeta masal kitabından fırlamış gibi duran evler çok hoşuma gitti. Kasabanın yaya yolundaki en işlek meydanına da bir pist heykeli dikilmiş ve etrafına yere farklı yıllarda yarışı kazananların el izlerini barındıran taşlar yerleştirilmiş. İkinci gün piste daha yakındık. Eski, ama son derece işlevsel ve donanımlı bir pist. Ekstrikasyon çalışmalarımızı da pit garajlarında yaptık. Bir kaç kelime 24H Le Mans hakkında yazalım: Türkiye Cumhuriyeti kadar eski bir yarış, ilk koşulduğu tarih 1923. Dünyanın en fazla ilgi gören, en bilinen ve en prestijli dayanıklılık yarışı. Tam 24 saat sürüyor adından da anlaşılacağı gibi. FIA World Endurance Championship (WEC) serisinin önemli bir ayağı. Pist toplam uzunluğu 13.5 km, ancak yarış zamanları aktif hale geliyor, çünkü belli bölümleri trafiğe açık yollardan oluşuyor. Ayrıca içinde daha küçük ve sadece yarışa ayrılmış Bugatti adıyla anılan 4,2 km'lik pist var (alttaki planda kesik çizgili kısım). Bu pist için özel geliştirilmiş arabalar var, LMP serisi, yani Le Mans Prototype, WEC klasmanında yerleri ayrı. Kabin konulmuş F1 gibi düşünmekte yarar var, görkemli, hızlı araçlar. 2017 yarışı startı öncesi şu manzara zaten yeterince etkileyici: Bizim bulunduğumuz süreçte ise boştu maalesef... Padok alanın her köşesinde 24 saatlik yarışın izlerini görmek mümkün. Neyse dönelim asli işimize, yani ekstrikasyon çalışmasına. Yarış arabaları özel koltuklar, özel emniyet kemerleri, koruycu kafes vb. pek çok emniyet unsuru ile donatılmış durumdalar. Bunlar kaza esnasında pilotu korurken, tüm tedbirlere rağmen yaralanan pilota ulaşmayı da zorlaştırıyor. Bu amaçla pilotu hızla ve güvenli bir şekilde araçtan çıkarma teknikleri geliştirilmiş. Bu sürece ekstrikasyon diyoruz ve önemli pistlerin bir veya fazla, yöneticisi doktor olan, 6'şar kişilik ekstrikasyon ekipleri var. Bu seminerde de amaç Avrupa pistlerinin ekstrikasyon ekiplerine teknik geliştirme, pratik yapma ve değerlendirme imkanı sağlanması idi. Rally, Touring, LMP, Formula E vb. 15 değişik çalışma şasisi sağlanmıştı. Monza, Silverstone, Barselona, Nürburgring, Hockenheim, Paul Ricard, Magny-Cours, Spa de Francochamps ve Le Mans gibi pek çok ünlü pistin ekipleri toplanmıştı. Bana Monza ekibi düştü, sıcakkanlı Akdeniz kaynaşması mükemmel idi ve çok verimli bir gün geçirdik birlikte. Birkaç görselle süsleyelim: Ekstrikasyonun çok detaya girmiyorum, ama merak eden varsa kitabını yazabilirim. Amma, seyahatin en unutulmaz kısmı ise bir Porsche 911 GT3 ile piste çıkabilmemdi. Porsche'nin önemli pistlerde deneyim merkezleri var, bizde Istanbulpark'ta var örneğin, Le Mans'ta da var haliyle. Yöneticisi de FIA'da bir meslektaşımın iyi arkadaşı olunca ben her türlü yüzsüzlüğümle deneme sürüşü ricasında bulundum ve kırmadılar, bir 911 GT3 ile turladık. Karizmayı çizdirmemek için ne fotoğraf çektim ne de çektirdim. Ama alet aşağıdakinin aynısı idi. Geniş kapıdan binmek bu tür bir spor otomobil için çok rahat geldi bana. Ama koltuğa oturur oturmaz kalıp gibi seni sarmasından araçla bütünleşmenin zor olmayacağını hissediyor insan. Süet direksiyonu tutunca (eldeki teri iyi emiyor bu arada) heyecan artıyor ve motoru çalıştırınca da iç mekanı titreten ses ile doruğa ulaşıyor. PDK şanzıman kulakçıklardan kontrol edilince -basit bir tabir ama gerçek bu- şimşek gibi vites değiştiriyor. İlk iki tur gaza yumuşak basma, mahcup hızlanmalar,viraj tutumunu kavramak ve aracı ısıtmak ile geçti. Sonraki turda da ufaktan virajlarda yüklenmeye başladık. Pist deneyimi olan medeni bir insan olarak benim başlarda mütevazi zorlamalarıma arabanın pek kulak astığını söyleyemem, şaşırtıcı bir kararlılıkla yolu izliyor, ne bir yatma, ne bir kayma, hiç. Bu arada vites değiştirmeyi unutsanız bile araç neredeyse rölanti devrinden itibaren "sapıkça" hızlanıyor, bilmeyen turbo beslemeli der. Ve yaklaşık 1500 kg olmasına rağmen gaz pedalı ve direksiyon komutlarına tepkisi adeta bir gokart hafifliğinde. Sürekli tekme yeniyor ama özellikle iki noktada bu abes düzeyde, önce 4000dd, sonra da 7000dd, ki ikincisi gerçek bir patlama, 7000-9000dd arası bir göz kırpma süresi... Isınınca eski bir yarışçı olan meslektaşımın zorlaması ile biraz daha yüklenmeye karar verdik. Biraz daha dramatik olsun diye de start çizgisinden kalkışla gidelim dedik. Şimdi hatırlayın ki atmosferik motorlu, 500 PS/8250 dd güç ve 460 Nm/6000 dd torka sahip bir canavardan bahsediyoruz, üstelik arkadan itişli. Ölçümlerde 0-100'ü 3,4 0-200'ü 11 80-120'si 2 (yazı ile iki) saniye. "Launch control" devrede, eller sıkıca direksiyona sarılıyor, sol ayak frende, devir 7000'e fren bırakılıyor ve motorun haykırması ve ileriye atılmanın şiddeti tarifi zor hale geliyor. Hani ışıkta durmuşsunuz da arkadan biri 50 km hızla çarpmış gibi bir fırlama... Arka tekerlekler yola tutunmaya çalışırken tüm araba titriyor, sağa sola küçük salınımlarla adeta altından kaçmaya çalışırken devir saati bir anda 9000 dd kırımızı çizgisinde 2.vitese atıyor, hız 80 km/h, 6000-9000 arası en fazla iki-üç saniyede geçiyor, hız 140 km/h, üçüncü vites biterken Bugatti'nin birbirini takip eden U'larına giriliyor, sert bir fren, sanki dev bir el arabayı tutuyor gibi yavaşlama, ideal çizgiyi yakalama, gaza tekrar yüklenme, kopmaya çalışan kıçı neyse ki ESC tutuyor, daha ne olduğunu anlamadan ikinci U aynı şekilde geçiliyor, arka düzlükte 250 km/h rahatça görülüyor,derken şikanın paniği, yine sert fren, yine aynı dev tutuşu, sonra gaza tatlı tatlı yüklenerek, yavaşça tırmanan özgüvenle Ford S'leri geçiliyor, çok iyi derken start düzlüğüne sokan U'da hız fazla gelince yolun dışına çıkılıyor...! Yeterli kaçış alanı olunca yola dönmek zor olmuyor ve aynı fırtınaya baştan dalınıyor. Virajlardaki tutunma inanılmaz, gösterge panelindeki G ölçerde lateralde 1.2G gördüm, 1.4 mümkünmüş. Tek sorun viraj ortasında ağırlık değişimlerine tepkisi oldukça asabi, arkadan kopuyor ve hızlı bir kontra ile ve motora yüklenerek toparlanmayı bekliyor, yani bildik tipik 911 davranışı. Gaz tepkimesindeki inanılmaz hız kökleyince neredeyse rahatsız edici düzeylere kadar çıkan motor sesi ile birleşince insan sürekli tüyleri diken diken kullanıyor arabayı. Hızlı birkaç tur daha atınca yüksek adrenalinin ve ister istemez gerginliğin etkisi ile ufaktan yorgunluk başlıyor ve insan 24 saat nasıl yarışılabileceğini düşünüyor. Park yerine kurtlarımı dökmüş, ellerim terli ama keyfin doruklarında dönüyorum. Sonra da kendimi teselli ediyorum, böyle bir arabaya hakim olmaya çalışmak pek yorucu, çekilmez. İyi ki alamıyorum... Chris Harris benden iyisini yapmış zaten, fikir verir:
    3 puan
  6. Banane yahu, ne haliniz varsa görün. Ben transit custom alıcam.
    2 puan
  7. Burada benim memleketin yolları kalitede TR 'de 1. Sırada
    2 puan
  8. Otomatik Mesaj Bu konu, Focus III > Ford Garajı > Mk3- Sorular ve Sorunlar kategorisinden Mk3- Modifiye > Focus III > Ford Garajı > Mk3- Ses & Görüntü Sistemleri kategorisine taşınmıştır. Lütfen konu açmadan önce uygun yeri bulmaya çalışalım. Saygılarımızla, Focus Club Tr Yönetimi
    1 puan
  9. Sıkı sık karşımıza çıkar bu konu, fabrika verisi şu kadar ama ben şu kadar yakıyorum, neden böyle diye mutlaka biri bir soru atar ortaya... Detaylı bir cevaba rastlamadığım için kaynak olarak kullanılmak üzere kısaca Avrupa'daki tekniği özetleyeceğim burada. 1995 yılından beri Avrupa Birliği içerisinde araçların standardize tüketim verileri Avrupa Birliği 80/1268/EWG yönergesine göre yapılmaktadır. Amaç net tanımlanmış ve her zaman tekrarlanabilen bir ölçüm metodu kullanılarak araçların aynı standartlarda elde edilen verilerinin kıyaslanmasıdır ve bu süreç yol şartlarını simüle eden bir test düzeneğinde yapıldığından hemen hiçbir zaman gerçek yol sürüş tüketim verileri ile örtüşmez. 20 - 30°C arasındaki bir ortam ısısında araç test düzeneğinde soğuk motorla başlar ve önce şehir içi sürüş döngüsünü yapar, azami hız 50 km/saatdir. Bunu takiben de 120 km/saati aşmayacak şekilde şehir dışı simülasyon sürüşü yapılır. İklim ve yol koşulları, araç yükü her zaman aynıdır. Bu sürüş döngülerinde hız da belli bir döngü yapısı dahilinde değişkendir. Aşağıdaki grafikte hız süre ilişkisini rahatlıkla izleyebilirsiniz. Bazı test özellikleri: Toplam sürüş mesafesi 11 km Toplam süre 1'180 saniye (yakl.20 dakika) Ortalama hız: 34 km/saat Ortalama hız (şehir içi): 19 km/saat Azami hız: 120 km/saat Ortalama hız (şehir dışı) 60 km/saat Şehir içi sürüş simülasyonu 800 saniye ve 4 km Şehir dışı sürüş simülasyonu 420 saniye ve 7 km. Şehir içi en yüksek, şehir dışı en düşük tüketimi verir, Bunlar %37 ve %63 oranlarında toplanarak da ortalama tüketim değeri elde edilir. Bu prosedür doğal olarak bizim gündelik kullanım şartlarımızdan bir hayli uzaktır. Bu nedenle bu değerlere ancak bir ölçüde yaklaşmak mümkün olabilir ve değişik modellerin tüketimlerinin kıyaslanmasında bir kılavuz değer olma ötesinde belirleyiciliği yoktur.
    1 puan
  10. 2017 yılı itibariyle yakıt tüketim ölçüm metodolojisi değişiyor ve NEFZ yerine WLTP (World Harmonized Light Vehicles Test Procedure) standardı geliyor. Geldi yerine mecburen geliyor diyorum, çünkü geçiş yavaş yavaş gerçekleşecek. AB yanından içinde Türkiye'nin de bulunduğu pek çok ülke bunu kabul etti. Yani bundan sonra fabrika verilerini okurken hangi standartla verildiğine bakmak gerekecek. Her iki ölçüme göre değer verildiğinde aradaki fark belirgin oluyor, söz gelimi 1.0 Astra eski yönteme göre 4,5L/100 km ile yetinirken, bu değer yeni normda donanıma göre 4,8 -7,3 arasında değişiyor. Yani daha gerçekçi. Neden böyle bunu anlamak için de yöntemlerin arasındaki farklara bakmakta yarar var: Sürüş döngülerine grafik olarak bakarsak fark daha da belirginleşiyor: Buarada; 1. Saha kısa ve sık dur-kalk döngüsü SS sistemlerinin etkisini azaltıyor 2. Şehir dışı tek şeritli yollarda hız daha yüksek ve değişken 3. Şehir dışı çift şeritli yollarda da hız daha yüksek ve ivmelenme sıklığı daha yüksek
    1 puan
  11. Peki peki, öyle olsun... Bakalım koca gagalıdan ne aldın acaba
    1 puan
  12. Dur gelsin de ondan sonra.. geçen sefer de visconti wall street dedim durdum, tedarik edilemedi Montblanc oldu. Kesinleşsin bi
    1 puan
  13. bunlar türkiyeye gelmeden oylama yapmıslar heralde her taraf çukur yarık
    1 puan
  14. Karşınızda İtalyan Visconti markasinin bu defa ünlü ressam Van Gogh ve eserleri anisina ürettiği seriden en güzel parça (bence) ? POLLARD WILLOWS ?? Bu seri 12 kalemden oluşuyor ve her biri Van Gogh un resim eserlerinin desenlerine benzer renkleri tasiyor. Öyle bir gövde renklendirmesi var ki hiç bir kalem diğeri ile ayni degil. Yani ben gidip bir pollard willows daha alsam onun deseni ile benim suanki kalemimin deseni ayni olamaz. Bu sebeple bu seriden kalem alirken internetten almak yerine dükkandan inceleyerek en güzel tonlari yakalayarak almak cok onemli, ben bunu dikkate almadan internetten aldim ama cok şansliydim en guzel renk kombinasyonlarindan biri denk gelmiş ?? Bu kalem çelik uca sahip orta ust sinif bir kalem. Yazimi gayet akici, tutuşu çok rahat, son derece güzel görünümlü fistik gibi bir kalem yani anlayacaginiz Ben şuan medium size nib ile kullaniyorum fakat az once distributorden siparis verdim yarin Fine nib elime ulasmis olacak, bir de onu deneyelim. Çünkü bu seriden Starry Night modeli kalemim de var onun medium ucu bu pollard willows un medium ucundan daha iyi geldi bana, dolayisiyla birini fine birini medium yapmak istedim. visconti’nin cok musteri sever bir distributoru var, alican bey, sagolsun en ufak bir ihtiyacta hemen cozum buluyor. Bu da bu markanin tercih edilme sebeplerini artiran bir ozellik oluyor. Simdi fotograflar, kutulu olanlar alintidir ben kutulari kenara koseye attigim icin cekmedim fotosunu. Her kalem icinde adini aldigi tablonun kucuk bir replikasi ile geliyor. Bayiliyorum bu seriye... --44 dakika sonra eklendi--
    1 puan
  15. Genelde kamerayı dikiz aynasının sağ taraf arka kısmına gelecek şekilde yapıştırıyoruz. Zaten orası bizim için kör nokta. Orda şuna dikkat edin. Aracınızdaki camın ortasındaki plastik parçanın bir bölümü kamera açısında sol alta gelebilir. Alacağınız kamera A119 olursa onda 4 yön hareket olacağı için pek sorun teşkil etmez. Deneme yanılma ilede si karar verebilirsiniz.
    1 puan
  16. Güzel olmuş İyi seyirler. İçindekiler: Ford GT Racecar Ford GT Mustang GT350R Mustang GT Focus RS Yeni Fiesta ST Eski Fiesta ST F-150 Raptor
    1 puan
  17. 01.01.2018 üretimi itibari ile (2018 Model) araçlarda aktif şehiriçi güvenlik sistemi standart sunulmaya başlanmış.
    1 puan
  18. Benim ortalamam 8 lt .Uğraşmıyorum 6,5 -7 lere düşürmek için,keyfine bakıyorum..
    1 puan
  19. Gazı köklediğinizde motorun gücünü sonuna kadar kullanma niyetinde olduğunuzu varsayıyor ve izin verilen en yüksek devire kadar çevirip öyle atıyor vitesi, motor güçlü olsa etkileyici bir ivmelenme saplayacak bu yöntem, zayıf motorda "bağırıyor ama gitmiyor" şeklinde algılanıyor. Arada ayağınızı biraz çekince, "Aaa benim binicinin hevesi geçti" diyerek vitesi büyütüyor hemen. Yani evet çok normal.
    1 puan
  20. Bence de kesinlikle fazla, ama bunlar böyle... Yukarıdakileri okuduktan sonra benim de böyle yazasım geldi.
    1 puan
  21. sürekli 90 100km hız ile gitmediyseniz gayet normal tüketim ,mazotun 5,20Tl olduğu TR de 15 kuruş mu yakmasını bekliyorsunuz aracın ?Daha ne yakacak araç gayet az yakıyor benim focus3 şuan 6.7 lt 'de ort.tüketim yarısı şehir içi yarısı uzun yol performanslı kullanım ,35kuruşa denk geliyor bence şu kış şartlarında ve performanslı kullanımda mükemmel ekonomik yakıyor..Başlık şöyle olmalıydı bence "Bu mazot fiyatları ve vergilerle en ekonomik araba bile artık fazla yakıyor"
    1 puan
  22. Genel olarak 120 üzeri hızlarda seyrediliyorsa 5,5 litreleri Focus 3 tdci görebiliyor. Bu tüketim çok fazla diyebilir miyiz bilemiyorum. Ama 90-100 seyredilecekse çok daha az yakıt tüketiyor. Bu arada 29 krş tüketim günümüz mazot fiyatlarına ve mevsim şartlarına göre de çok da fazla değil. Sonuçta mevsim kış, lastikler kışlık, mazotsa oldukça pahalı...
    1 puan
  23. Yüksek tork ve beygiri gücü aradaki farkı kapatır rahatlıkla. Ayrıca powersihft şanzıman yakıt tüketimini tam otomatikler gibi öyle ciddi etkilemez diye düşünüyorum. Bu arada 5.5 lt yakıt kış koşullarında bence çok ciddi bir tüketim değil. Daha doğrusu "sorun var" demek doğru değil. Kullanmadan kullanmaya çok fark ediyor. Doğru devir doğru vites en büyük etken. Bakımlarını zamanında yapmak, lastik basınçlarını doğru ayarlamak da katkı sağlar.
    1 puan
  24. 1.6 115bg focus titanium da vardır bende 2012 model , şahsi fikrim onunla daha az yaktırabiliyorsun,tamamen kontrol sende olduğu için. Otomatikte ne kadar dikkat etsen de kontrol tam olarak sen de değil. Şahsi fikrim bu tabi ki,doğrudur veya yanlıştır tartışılır.
    1 puan
  25. 1.6 dizel (eu5) manuel ile 1.5 dizel (eu6) otomatik aynı yakıyorlar.
    1 puan
  26. Uzun yol için biraz fazla gibi görünüyor ama tabi gittiğiniz yol da önemli. Ben 1.5 tdci PWS ile istanbul şehir içi , arada kocaeli git-gel falan yapıyorum ya, tuzladan - mertere falan gidiyorum( nispeten uzun yol sayılır : ) ortalama 29-32 kuruş arası yakıyorum. Uzun yolda ise ortalamam 23-26 kuruş arası yolun durumuna göre değişiyor. Manuel vites daha az yakar diye tahmin ediyorum.
    1 puan
  27. Aracınızın yakıt tüketimini kıyaslarken kuruş hesabından ziyade litre hesabı yapmanızı tavsiye ederim. Malumunuz yakıt fiyatları aldı başını gitti motorin bu hızla devam ederse yaza 6 tl yi görecek gibi. Hesaplamada aracınız uzun yol ortalaması 5.5 litre. Eğer yüksek hızlarda değil de 90-110 km hız arası yumuşak bir sürüş yaptıysanız sanki 0.5/1 litre arası bir fazla tüketim söz konusu diyebilir miyiz? Mesela bende 95 lik ünite var. Uzun yol ortalaması genelde 4.5 litre.
    1 puan
  28. Aslında forum içerisinde sorunun çözümü var ancak anlatım yetersizliğinden bir türlü çözememiştim.Şimdi aşama aşama anlatayım. Tuş takımı ve direksiyonun altındaki soketten gem modülüne tesisat çekme konusunda yeterli bilgi olduğundan bu kısımları geçiyorum.Programlama konusuna gelince ilk iki aşamada forumda mevcut. ELM cihazını araç ve bilgisayara bağladıktan sonra ELMconfig programını hız 38400 olacak şekilde başlatıyoruz. 1. AŞAMA da resimdeki işlem sırasını takip ediyoruz. 2. AŞAMA Bu iki aşamadan sonra programı kapattım ve tekrar başlattım hızı bu sefer otomatik olarak ayarladım. 3. AŞAMA Şimdi bu son sayfada ince ayrıntılar var.Öncelikle 8 nolu adımda ki dosyayı masa üstüne kaydettim.Fakat bu dosyayı daha sonra kullanmadım. 11. adımda Read dediğimde bana bir dosya verdi ve ben onu da masa üstüne kaydettim.Asıl bana lazım olan dosya bu olacak. Kayıt işleminden sonra okuma 17 dakika sürdü.12. adımda Load dediğimde masa üstüne 11. adımda kaydettiğim dosya yolunu gösterdim. Son olarak 13. adım Write.Bu işlem sırasında iki adet uyarı alacaksınız. İlk uyarıya hayır diyorsunuz ikincisine ise evet diyeceksiniz.Bu işlemde yaklaşık 5 dakika sürdü. Bu işlemlerden sonra programı kapatıp tekrar açtım. PCM modülünde 5 ve 6. adımları tekrarladığımda artık Speed Control tiki kendiliğinden geldi. Bundan sonrası test sürüşü..... Bu arada işlemler sırasında ELM cihazındaki anahtar değişimi ve kontak kapatıp açma kısımlarını es geçtim. Program zaten kullanıcıyı yönlendiriyor...
    1 puan
  29. Evet tabii, hükümet bu yapıları bedava yaptırdı, ceplerinden para çıkmadı, hatta bence bolca girdi. Cebinden para çıkanlar tünel ve köprüleri hemen hiç kullanmayan büyük çoğunluk. Baştan aşağı kandırılmak böyle bir şey işte... Uyu yavrum uyu!
    0 puan
This leaderboard is set to Istanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.