Forumun uçan gönderileri arasında daha detaylı bir tartışma vardı ama o kadar detaya uğraşmaya üşendim.
Sıfır emisyon saçmalığı tamamen bir pazarlama stratejisinden ibaret. Kapitalistler size bir şey satmak istediklerinde kaçınılmaz olarak ne kadar mükemmel bir şey olduğundan bahseder. Karbon ayak izi filan bunlar da fasarya tartışmalar. Bu dönüşüm tamamen politik ve bir sermaye dönüşümünden ibaret. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama bilim bazen sermaye lehine güzellemeler yapmak için manipüle edilir. Kısıtlamalar, vergiler, teşvikler filan derken daha kazanmadığınız gelirlerinize göz dikecekler. Küresel ısınma, dünyanın geleceği filan diye biz de bu ürünleri seve seve alacağız. Almanya'daki Hans çevreciliği ile gurur duyarak EV aracına binerken, kullandığı arabanın bataryaları enerjisinin %77'sini hala kömürden elde eden Çin'de günlüğü 10 dolara çalışan adamlar tarafından üretilecek. Bu sırada kobalt için Kongo'nun altını üstüne getirecekler, yağmur ormanlarının ırzına geçecekler falan filan.
Sözün özü bu düzenin paradan başka efendisi yok. Satın almamızı istiyorlarsa alacağız.
İlave
-----------------------------
Genel kültür olsun diye bazı madenlerin üretimlerinden kaynaklanan ton başına CO2 emisyonlarını yazayım.
1 ton çelik - 1.9 ton CO2
1 ton katot bakır - 4.1 ton CO2
1 ton kobalt için - 9 ton CO2
1 ton lityum - 15 ton CO2
Bakır ve çeliği ayrı olarak gösterdim çünkü bunlar zaten birincil kullanım öncesi neredeyse kullanılabilir hale geliyorlar.
Bu arada bunlar sadece madenden metal üretimi sırasında ortaya çıkan CO2 miktarları. Bunları nihai ürüne dönüştürmek için çoğunlukla yüksek sıcaklık gerektiren ısıl işlemler gerekiyor Bilin bakalım bu enerji nereden elde ediliyor? 😄