Bunlar yine politik tercihler. Özellikle Avrupa için durum Rusya bağımlılığından kurtulma mücadelesine dönmüş durumda.
Uygun bir zamanda verisini de atarım. Dünya enerji tüketiminin yaklaşık 3'te 1'ini ulaşım ve lojistik gerçekleştiriyor. Bireysel tüketim bu pay içinde devede kulak. Gemiler, uçaklar ve karayolu taşımacılığının elektrifikasyonu da mevcut durumda fantaziden öteye geçemez.
Bu işin sanayiye yayılması ise daha büyük fantazi. Vakit bulunca yukarıdaki hedeflere daha detaylı bakarım. Bu şovmenliğin bir diğer göstergesi sanayinin enerji sömüren metalurji, çimento, cam, seramik gibi sektörlerine kimsenin dönüp bakmaması. Geçenlerde güneş enerjisi ile 20 kg çimento pişirdikleri için göbek atmışlardı 😅
Bu şaklabanlığın bir diğer önemli boyutu da şu, iklim değişikliği ve CO2 salınımı o kadar dertse önce hayvancılık ve gübreye bir çözüm bulunması lazım. Şişman kodamanlar dana etini pek seviyorlar ama...
Yanlış anlaşılmasın ben bütün bunlara karşı değilim ama yapılan şaklabanlıktan başka bir şey değil. İşin daha komik tarafı bu harekete at başı olan Avrupa'da zaten enerji yoğun bir ağır sanayi yok. Durum şuna benziyor, biz burada egzoz solumadan elimiz göbeğimizde keyif içinde sağlıkla yaşayalım. Dünyanın geri kalanı bize baksın, ölsün pislikler. Ama çok da ölmesinler, iş gücünden faydalanalım...