Mertol Kip

Ferhat bey o süratlerde hiçbir araç güvenli değil. Eşinizin 112 istasyonundan çıkıp sizi almak zorunda kalmasını istemiyorsanız bence test etmeyin aracınızı. Arkadaşca bir tavsiye sadece. Alınmaca yok.

Bence bir nevi masturbasyon.

Şimdi teknik gerçeklerdenmi bahsediyoruz yoksa genel tüketici eğilimlerindenmi? Ben aldığım tüm arabalarda 500 bin k m bende kalacakmış gibi davranıyorum. Hangisi kaldı derseniz hiçbirisi.. E uzun süre ile kullandığım arabam 2008 mondeoydu onu da 68 bin km kullanabildim. Sonrasında sıfırladım. Onun dışında ortalama arabayı 30-40 bin km falan görünce değiştiriyorum. ( son üç araç değişimim buna uymuyor) Ama bunların hiçbirisi benim için geçer sebep değil. Bakım bence bambaşka bir konu.

Bence ona focus2.5 lardaki titanyumlarda olduğu şekli ile yuvarlak çember takın. Kesinlikle daha şık duruyor. Test edip onaylamıştım.

Ben tamponun alt kısmını beğendim ama yukardaki ters trapezoit e henüz alışabilmiş değilim. Sarmadı beni..

Amacınız neydi?

Bu arada bu amca ciddi saçmalamış. Yakıtın düşmesinin nedeni kurumlaşma falan değil, tümüyle malzemenin birbirine alışması ile alakalı bir konu. Zorlanan motorda siz aynı gücü elde edebilmek için daha fazla gaza basarsınız. Oysa malzeme alıştıysa aynı güce daha kolay erişebileceğiniz için daha az gaza basarsınız bu da size yaktı tasarrufu olarak geri döner.. Yok laser kesimmişte bilmemne.. Silindirin neyini laserle kesiyormuş? Gömlek yok birşey zaten yok. Blok dökümden yapılıp iç cidarı polisajlanıyor. Bu polisajda videoadaki adamcağızın bahsettiği o torna tezgahında yapılıyor hala. Ondan sonra da nikasil ile kaplanıyor. Laserle kesilen sadece sekmanlar var. Ki laser de zaten sıfır toleransla çalışan bir şey değil.. Kısacası TV de dinlediğiniz gördüğünüz herşeye inanmayın.

Bence siz otobana çıkıp 250 basıyormu ona bakın rahatlayın.

Ben hala aynı noktadayım ve bunun japon ya da alman üretimi olması ile alakalı birşey de olmadığını düşünüyorum. Sonuçta piston içindeki ovalleşmenin çapakla falan alakası yok. O iş öyle tezgah üzeridne çalıştırmakla çözülebilecek bir konu da değil aslında. Dolayısı ile makul bir süre aracı tüm devir bandında abartmayacak şekilde dengeli oalrak kullanmakta fayda olduğunu, ve bu süreçte mümkünse yağ değişiminin orta/uzun vadede fayda getireceğini düşünüyorum. Motorun yağ yakmasının iki nedeni var. Birincisi, süpap lastiklerinin sızdırması, ikincisi silindirin ovalleşmesi nedeni ile karterden yağın yanma odasına çıkması. İşte bu noktada eğer motorunuzun uzun ömürlü olmasını istiyorsanız rodaj sürecine dikkat etmeniz lazım. Zira motor parçalarının en sıkı olduğu dönem yeni toplandığı dönemdir. Motordaki parçaların biribirine alışmasından bahsediyorsak bu süreçte daha dikkatli olmanız lazım. Özellikle motor soğukken aşırı yük bindirmemeye çalışın. Aracı sadece belli bir devir bandında kullanmayın. Abartmayacak şekilde tüm devir bandını kullanın. Kompresyona bindirmeyin vs vs vs.. Eğer sizi maddi olarak yormayacaksa 1000-5000-10.000 inci km lerde yağını değiştirmenizde fayda var. İlk ve üçüncüde yani 1000 ve 10bin km lerdeki yağ değişiminde filitreyide değiştirin. Sonrasında normal bakım periyoduna uyarsınız. Zaten fordların benzinlilerinde yağ değişimi yanlış hatırlamıyorsam 20 bin km de bir olması lazım. Dolayısı ile dolayısı ile makul bir yağ değişim olmuş olur. Ama Ogün'ün alıntı yaptığı mesajımda d ayazdığım gibi eğer arabanızı 60-70 bin km falan kullanıp satacaksanız hiç bunlarla uğraşmayın. Alan adamda size duacı olsun. Bu yazdıklarımın sonucunu ancak 200 bin km civarında görebileceksiniz zaten.

Ne şekilde anlaştığınıza bağlı. Anahtar teslimi anlaştıysanız bayii ödemeli. Aksi halde siz ödemelisiniz. Kaldı ki MTV ödemek zorunda da değiller. Zira aracı trafiğe çıkartmak için MTV ödenmesi gerekmiyor.

Valla o işleri Tevfik bacıma soracan. O anlar o tip motorlardan.

E bi şekilde bağlamak gerekiyordu ki offtopic olmasın.

Yok beee. Asıl ona çip yapıp basıncını açmak lazım.

iğrenç len o karı..

sapıkmı deseeem yamyammı desem karar veremedim.

Hayırlı olsun.

Bunları seninle yüz yüze konuşuruz. Ancak antiparantez bende senin bitmez tükenmez libido aşkına saydı duyuyorum çiçeem.

Peki o senle kapışmışmıydı? Sen o vatandaşa ayıp ettin. Kendince haklı sebeplerin olabilir ama bence ayıp ettin.

DVB-T yayını istanbuld ayıllardır var. Sadece TRT yayın yapıyor. Yaklaşık 6 sene kadar önce DVBt tuner alıp kullanmıştım. Ogünden bugüne hiçbirşey değişmedi.

Cezalısın. Hemen kapının yanına tek ayak üzerinde beklemeye geçiyorsun.

Onlar sıfattı ama olsun isimde kabul edebiliriz dert değil.

Tabi canım bizler kötü niyetli fesat kişilikleriz. Sen tüm iyi niyetinle birşeyler anlatmaya çalışıyorsun ama biz anlamak istemiyoruz.

Sorun Ahmet Mehmet atışması değilki. Ortada gerçekle örtüşmeyen iddia ve söylemler var. Herşeyden önce teknik kurallara uymayan gerçekler. Kişileri tartışalım diyen olduğunu sanmıyorum. He bu bağlamda olayı kişiselleştiren ile tartışmaya girmiş olsak zaten bu konu gereğinden fazla çöplüğe dönerdi. Ancak olmayan birşeyi var gibi göstermek ve var olan gerçekleride önemsizmiş gibi ortaya koymak bana senin kelimenle yazarsam "etik" gelmiyor. Ortada bir realite var. Bu bir yazılım geliştirmek falan değil. Sıkıntısız ya da sorun çıkartmayacağınıda kimse iddia edemez. Yakıt tasarrufu falanda sağlamaz. Eğer bu konularda anlaştıysak gerisi zaten herkesce bilinen gerçekler.

Peki burada ne tartışacağız Yakup? Doğru bildiklerimizi dile getiremeyeceksek birbirimize dantel örneği falanmı vereceğiz?

Plaka işlemlerini kendiniz yapmadıysanız onun kaydının yapılmış olması gerekir. Normal şartlarda plaka çıktığında emniyet bildiriyor ve vergi dairesi kaydediyor. Ancak bu süreç işlemediği için genelde muameleciler dosyayı alıp elden vergi dairesine iletiyorlar ve kaydı öyle yapılıyor. Eğer plaka işlemlerini kendiniz yaptıysanız bu işi kovalamanız gerekebilir. Maliyede henüz kaydı olmayabilir arabanızın. Yok muameleci yaptıysa onun tepesine binin. Gerçi muameleci yapmış olsa vergisinide ödemiş olması gerekirdi.