Mertol Kip

Murat bey ben beğensemde sıkılıyorum. Satarsam ilk size haber vereceğim. Söz..

Bencede sence.. Az biraz koyu olsa fena olmaz. Gerçi arabada bu açıdan kimse bakmayacak birde o var. Bu kadar dikkat çekermi ondan da emin değilim. Genede biraz koyu tonda film ile kaplanırsa daha iyi olacak gibi.. Neyse ona da yarın karar veririz..

Bilmem?? Ama farın küçük gözükmesini tercih ederim..

Ben sinyali küçültmeye çalışıyorum. Sarı olursa hepten ben buradayım diye bağırır. İstemezük.. Yok zaten simsiyah yapmam. Film kaplayıp koyulaştırmayı düşünüyorum. Beyaz hali ile çok dikkat çekiyor. Yokken daha elit bir görüntü oluştu yanlız.. İlgin.. Galiba benim audinin farını beğenmeme neden olan bu tasarıma benzer olması..

Ben sis farlarını bile kullanmıyorumki. Ayrıca dönüş farının olduğu reflektörün haznesi küçük. Uzun süreli kullanımda ısınma sorunu olabilir.

Öylesine toplayıp fotoğraflarını çektim. O kadarda dikkat çekmeyecek sanki ama diyah olan daha hoş duruyor..

Sinyalin rengini koyulaştırmaya ne diyorsunuz? smoked falan gibi olsa mesela?

Benimki Apaçi Stayla.. ST falan anlamaz..

Far daha küçük gibi gözükecek sanki? Dahası sanırım radyatördeki o krom çizginin devamı gibi olacak.. Şu sinyal işini biraz daha düşüneyim bari ..

Siyaha boyadım. Gayette güzel oldu bence. Boyamama karar veren görüntü şudur.. Acaba sinyalleri siyaha boyayıp şu an dönüş farı olan lambaları sinyale çevirsemmi düşünüyorum. Böylelikle daha güzel bir far görüntüsü olabilir. Ama ona henüz karar vermiş değilim. Ya da ikinci alternatif sinyalin ön camına film çekip onu koyulaştırabilirimde. Onsuz daha güzel olacak gibi sanki..

Size Does Not Matter..

Arabanız hayırlı olsun bence. 47 bin liraya golf 1.4 tsi Highline varsa alın. Ford sapıttı iyice.

Otomatik park olayının en önemli handikapı o zımbırtı bence.

Mercek çapları aynı. Bunun merceklerini değiştirmek için ararken onları da kontrol etmiştim. Boyamaya karar verdim. Boyayıp elektrik tesisatını düzelttikten sonra takar bakarım beğenmezsem satarım gider.

focus1 + Yenilikçiydi ve karakteri vardı. Diğer ikisinde bunlar yok. + İlk çıktığında donanımı sınıf standartlarını belirlemişti. Ancak nefesi çabuk tükendi + İçi genişti. Orta konsolun zemine kadar inmemesi nedeni ile içinde son derece rahat oturabiliyordunuz. + Sorunsuz bir motoru vardı. O dönemin ilk 16V motoru focustaydı. Sonrasında Astra geldi.. + Yol tutuşu söylemeye gerek yok sanırım. O günün referansıydı.. - Belirgin kalite hataları vardı. Kalite ve imaj konusunda Golf IV ün yanına bile yaklaşamadı. - Aksesuarları çok yetersizdi. Seçenekler azdı. Ghia dışında bir seçenek yoktu. Motor seçenekleri yetersizdi. - Z rot, vites topuzunun yayının kırılması focus 1 şanssız bir arabaydı aslında. Türkiyenin gerek ekonomik gerekse siyasi olarak çalkantılı bir döneminde üretilmeye başlandı. Buna birde deprem ve deprem vergisi eklenince çok dayak yedi.. Focus 2 + Nispeten focus 1 deki hatalar düzeltilmişti. Sorunsuzdu.. + 1.6 Dizel motorla çok geniş kitleye hitap etmeyi becerdi.. + Ortalama bir araba olarak iyi sattı bence. - Vasat bir tasarımı vardı. O dönemin mondeosunun yağmurda çekmiş hali olmaktan öteye gidemedi. - İçindeki çıtırtı pıtırtı ve motor+yol sesini giderebilen görmedim. - Otomatik vitesi sadece 100 hp ile verebilmesi ve dolayısı ile yakıt tüketimi sorunu kötüydü. Her ne kadar arada CVT denemesi olsa da o daha büyük bir trajedi ile sonuçlandı.. - Karaktersiz bir arabaydı. Günü kurtarmak için yapılmış gibi geldi bana herzaman. üzerinde daha fazla düşünüp kalite sorunlarını aşabilmiş olsalar daha iyi olurdu. Zaten 3ncü senesinde tepeden tırnağa değişmiş olması bunun ispatı aslında. - Israrla arka direklerde konumlandırılmış olan stoplar arka çarpraz görüşü kısıtlıyordu. Ben sevemedim bu arabayı.. İlk çıktığı günden son gününe kadarda sevmedim. Ve belkide almadığım tek ford modelidir diyebilirim. focus 2.5 Nispeten sorunlarını düzeltmiş olsalarda neden bunun içine bir el atmadılar çözebilmiş değilim. Arabanın tüm kaporta parçalarını yenilemiş olmaları ise çok kötü oldu. Reddi miras yaptılar belki akıllarınca ama parça uyumluluğu konusunda ciddi sorunlar yaşattılar kullanıcılarına.. Bence her arabanın önünden baktığınızda bir ifadesi var. Ama focus 2.5 ta bu yok. Gerek mondeoda gerekse focus 2.5 ta olan kaputun üzerine uzayan şapşal far tasarımını bir türlü sevemedim.. Kaputtaki badem bıyık ise tam bir sinir bozucu benim açımdan. Izgaraların bir dudağı yerde bir dudağı gökte olan devden bir farkı yok.. Arabanın önünde akıcı bir çizgi yoktu. Sisler başka bir şekil, farlar zaten bambaşka, e hem alt hem üst ızgaranın tasarımlarının birbirileri ile yakından uzaktan alakaları yok. Sanki yukardakini çizip sonradan aşağıyı unutarak aa bunu ters çevirip takalım bari demişler gibi bir hava var.. focus3 + Sessiz. Hem yol hemde motor sesi daha az alıyor + Donanım seviyeleri ve aksesuarları bu sefer doğru dürüst ayarlayabilmişler. + Hala yüksek kalite hissi alamıyorum. Ama eskileri ile kabili kıyas değil. + Motor ve donanım konusunu bu sefer çözmüşler. Power shit ile otomatik mevzuusunuda çözdüler diyebiliriz. Dizelde de çözdülermi süper olacak. + Ders almışlar. + İç plastiklerinin dokusu ve tavan kaplaması gayet başarılı. En azından mondeoda olduğu gibi tavan kaplamasını connectten ödünç almamışlar bu sefer. + Modüler yapısı sayesinde istediğini ekleyebiliyor olmam.. + Sonunda MP3 ün standart olması ford adına bir devrim sayılabilir herhalde.. Keza kol saati tadındaki teyp ekranının dotmatix ile değişmiş olması falan insanı gerçekten şaşırtıyor.. - Salak arka stop tasarımı. Hiçbir işlevi olmadığı halde çamurluğun üzerine kadar uzayan stop lambası.. Sırf o stop lambası daha az rahatsız etsin diye kırmızı alabilirdim arabayı.. - Saçma fiyat politikası.. İyi anladık tüm dünyada emtia fiyatları ve maliyetler arttı falan filanda bu kadar dramatik bir şekilde hardcore a çevirmeye gerek yoktu mevzuuyu.. - Hernekadar beni rahatsız etmesede bagaj hacmi komik.. - İçi dar. Focus 1 ile kıyaslanamaz bile. - ön tamponu hiç düşünmeden çizmişler sanırım.. - Dış kapı kolları ve yan aynalarının hala eski kasa ile aynı olması neden gerekli? - Titaniumdaki jantı çok aramışlarmı merak ediyorum. - Neden arabanın arkasına 10-15 cm kuyruk ekledin diye fiyatı 2 bin lira artsınki? - Cam çıtasının sadece altta krom kaplı olması saçma.. - Arka görüş kısıtlı. özellikle köşeler rahat değil. Arkada oturan kendini kamarada falan sanabilir. Genel olarak başarılı ancak hala premium model olmaktan uzak.. Mesafe katetmiş olsa da uzak.. He bu arada Mercedes B serisi içinde ve BMW 1 içinde aynı şeyi düşünüyorum. Sadede gelirsek; Tasarım olarak en başarılısı bence ilk kasaydı. Kalite anlamında ikincisi çıraklıktan kalfalığa geçme dönemiydi. üçüncüsü kalfalık dönemi.. Ustalığa az kaldı.. Ama hala çalışmaları lazım. Daha birsürü şey yazabilirim üçü içinde ama hepsini içinde barındıran bir cümle ile bitireyim.. focus 3 kalitesi ile ve donanımı ile focus 1 üretilse ona 5-10 bin lira fazla para verebilirdim.

Kim dediki kötü diye? Sınıfının ortalamasında belki bir tık falan daha iyisinde bir araba işte. İyi yanları var, saçma ve abuk yanları da var. Zaten araba seçerken kişisel düşünmek lazım. Bu saçmalıklar beni ne kadar etkiler, bu iyi yanlar beni ne kadar tatmin eder sorusuna verilecek cevaplar doğru seçim yapmanıza yardımcı olur. örneğin Bring Me Woman bana birşey ifade etmiyor ama yirmili yaşlarının sonundaki genç ve bekar arkadaşlara eminim bir sürü şey ifade ediyordur. Dolayısı ile sırf radyatör ızgarasında pervane taşıyor diye ona para vermem. Ama xenon var diye verebilirim bak..

Bilmem? Ama olsa fena olmazdı değilmi?

Sorun işe ne kadar yaradığı ya da gerekliliği değilki. Sorun olup olmadığı.. Bence maliyeti olmayan birşey olduğu için her arabada olması gereken birşey. Olmasa ne olur? Hiiiç. Ona bakarsan yapmur sensörü olmasa ne olur? E ona da hiiiç. Otomatik yanan far olmasa ne olur ? E ona hiç hiç.. Ama bunlar keyif veren ufak tefek opsiyonlar. Olmaları iyidir. Hayatı keyfili kılan zaten bu ıvır zıvırlar değilmi?

Ya bu görüntü kafamı çok karıştırıyor aslında. Daha doğrusu ben halojen farların tasarımını daha çok beğeniyorum. Mercekli bixenonlar pörtlek gözlü kurbağa gibi geliyor bana. Eğer çerçeveyi siyaha boyarsam, bu pörtlek kurbağalık daha öne çıkacakmış gibi geliyor. Aynı zamanda dönüş farları sanki eklenti gibi duracak. Şu mercedeslerdeki çakma farlar gibi sanki. öte yandan mercek ve uzunlar tek ve en büyük açık renk parça olduğu için far daha küçük gibi gözükecek. Şu dönüş farı ile uzunlar aynı parçanın üzerinde olmuş olsalardı ya da en azından parça ile bölünmemiş olsalardı karar vermem çok daha kolay olacaktı. Eğer DRL leri halojen farın içine yerleştirebilmiş olsaydım hiç kasmazdım bunlarla..

Farın merceklerini mondeo bi-xenon mercekleri ile değiştirdim. Biraz cebir kullanmak zorunda kaldım ama oldu sonuçta.. Mercek işi tamam. Birde siyahmı krommu oalcağına karar verdimmi gerisi 2 saatlik iş.

İyide fasılasını ayarlayamıyorsan o fasılalı sayılmazki. Yoksa üç ayrı hız neredeyse her arabada vardır. Kastedilen o değildir diye tahmin ediyorum.

focus 1 de de sadece ghşalarda vardı.. Bunlar zamanla standart hale gelen donanımlar. Vakti zamanında ABS falan opsiyoneldi.... Ben ilk focusumu aldığımda (1999 nisan) onu tercih etmemdeki önemli nedenlerden birisi klimanın standart olmasıydı..

Umarım bu film bu sefer dalak ve sallandırmakla sonuçlanmaz..

"Vermiştik geçmişte" derken?

Tiesto miesto bilmediğin bi haltta yok yani.. Mondeo?? Bilmem.. Olabilir neden olmasın.. Ama olsa bile o da maraba versiyonu olur..