-
Toplam İleti
12.655 -
Katılım
-
Son ziyaret
-
Kazandığı Gün
139
İçerik Türü
Profiller
Forumlar
Günlükler
Takvim
Modifikasyon
Tevfik tarafından yazılan her şey
-
Notebook Tercihi ?
Tevfik, Sabri Özer'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Teknoloji & Bilgisayar & İnternet & Oyun
ekran kartı 128 bit olanını al...bi dell de var sanırım.. -
Notebook Tercihi ?
Tevfik, Sabri Özer'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Teknoloji & Bilgisayar & İnternet & Oyun
bagışla olmayan bir köy okuluna sevaba gir... -
Notebook Tercihi ?
Tevfik, Sabri Özer'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Teknoloji & Bilgisayar & İnternet & Oyun
tabe olum...yaşlıyız amma velakin cümbür cemaatin...genç ruhumuz..yeni bir model..çok havan olur...demedi deme..napıcan hello city sonyleri...- 21 yanıt
-
- 1
-
Notebook Tercihi ?
Tevfik, Sabri Özer'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Teknoloji & Bilgisayar & İnternet & Oyun
minority report...türü yeni bir açılım...tarzı cok farklı... http://www.vatanbilg...aspx?I_ID=53080 -
Notebook Tercihi ?
Tevfik, Sabri Özer'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Teknoloji & Bilgisayar & İnternet & Oyun
güzel janjanlı kımılkımıl...ama o paralara i7 ve daha performanslı makinelerden alırsın biraz kız işi geldi gördüm onları ceşitli renklerde...- 21 yanıt
-
- 1
-
okuyun ve okutun bu yazıyı arkadaş ve bubalarınıza....ve bizi anlayın..zaman yolculuguna kimse inanmaz ama bizler zamanın ötesindeyiz sizlerin 10-20 yıl ilerinizden gelip size hayatın neler getirip götüreceğini söylüyoruz sizler dinlerseniz güzel bir gelecek sizleri bekliyor bu konuşmayı aynen akşam oglumada yaptım...oda dedki ben ancak kendim yaşayıp olaylar o şekilde gelişince anlıyorum..dogrudur ancak...ne gerek varki olumsuzlukları yaşayıp acık cekip geleceğinizin olumsuz şekillenmesine...bize kızmayın küsmeyin..anlamsız geri zamanlı adamlar görmeyin...bizler size dogru yolu ve gelecekte bizim cektiklerimizi cekmemeniz için öyle konuşuyoruz herşeyi yaşayığp ögrenmektense..yaşanılmış tecrübelerden yola cıkıp aynı hataları yapmayı engellemek elinizde...hayat sizin...
-
http://www.youtube.com/watch?v=LOHl9d08e3c fragmandaki müzigi sevenlere..300 spartans remix
-
http://www.youtube.com/watch?v=7J2M-J1OtMs
-
güzeldir hayatın içinden unuttuğumuz kendimizi aynadaki gibi görüp okumak...kendimizle yüzleşmeyi bıraktık sanırım...bundan sonra sık sık koyarım okuruz evlat...ben encok sevdiğim yazısını siz evlatlar için koyayım okuyun çok severim hatta aglarım..onu okuyunca biz bubalar olarak biraz bizide anlayın...lütfen... Babalar, oğullar ve dünya Haşmet Babaoğlu Freud'un keskin inceliklerle bezenmiş saptamalarından biridir şu: "Babasının haklı olabileceğini düşünmeye başlayan bir adama bakın, göreceksiniz ki, büyük ihtimalle oğlunun yanlış yaptığını düşünen bir babadır." --- Baba-oğul ilişkisi iklimi sert bir coğrafyadır... Baharlan kısa sürer. Ya güzel ama çok sıcak yazları vardır ya da hiç bitmeyecekmiş sanılan soğuk kışları... Bazen o kadar güçlü rüzgarlar eser ki, babayı bir yana oğlu bir yana savunur. Ama o sert rüzgarlar sayesinde serpilip büyür oğullar; hayatla baş edecek güce öyle kavuşurlar. Ve babalar da ancak o sayede anlar "dünyanın hakimi" olmadıklarını; zamanın bir halı gibi ayaklarının altından çekildiğini ve oğullarının kendilerine değil, hayata ait oldukları gerçeğini... --- Ne garip ve manidar bir süreçtir! Oğullar, kişiliklerini babalarıyla çatışarak şekillendirirler. üstü örtülü ya da açık açık... Sonra, epey sonra gün gelir ve oğullar birden fark ederler ki, onca çatışmaya, onca kan, ter ve gözyaşına karşın sonunda sanki babalarının hık demiş burnundan düşmüş adamlar olup çıkmışlar! Olgunlaşma dedikleri budur. Babadan çok uzaklara savrularak çıkılan yolu babaya kavuşarak (yani onu ve onun hayatla kavgasını anlayarak) tamamlamak... --- Bir zamanlar, bir Babalar Günü'nün ardından şöyle bir okur mektubu almıştım. Sakladım. "Geçen pazar evdeki çalışma odama girip çekmeceden babamın fotoğrafını çıkardım. Uzun uzun bakıp, itiraf edeyim ağladım. Annem halimi görse, inanmazdı. Gençlik yıllarım babamla kavgalı geçti. Neredeyse her şey aramızdaki çatışmayı alevlendiriyordu. Hiç anlamadık birbirimizi. Sonra evlendim. Babamla çatışmamın durduğu dönem geldi. Hani denizde fırtınadan sonra müthiş bir durgunluk olur, öyle. Yani o süt liman hal de garipti. çatışmıyorduk ama doğru düzgün konuşmuyorduk, bir şeyleri paylaşmıyorduk da! Epey sonra, babamın kendisiyle, benimle ve hayatla kavgasını anlamaya başladım. Meğer olay benimle onun arasındaki bir karakter çatışması değilmiş! İyi bir "baba" olmaya çalışmanın zorluklarından kaynaklanıyormuş her şey! Şimdi yaptığım her şeyin, söylediğim her sözün babama benzediğini görüyorum ve buna bazen çok şaşırıyor bazen de bundan huylanıyorum. Ağlayışım, babama artık bu duygularımı aktarma imkânımın olmayışından. O yok artik." Bu mektubu şimdi yeniden okurken New Yorker'ın tanınmış editörlerinden Howard Moss'un bir sözünü hatırladım: "Babam... Bir tek gece hariç ömrüm boyunca her gece rüyalarımda öldürdüğüm adam. O tek geceye gelince, babamın ölümüyle beni öldürdüğü geceydi." --- Babayla çocuk ilişkisi, insanın ilk sosyal ilişkisidir. çocuğun anneyle ilişkisine benzemez. Kapalı bir sevgi çemberi değildir yani, bir yolun iki ucunda olmak gibidir babayla çocuk ilişkisi. Biraz çocuklar babalarına doğru gider. Biraz da babalar çocuklara doğru gelir. Fakat doğrudur, çocuklar kadar babalar da bu yolda yürümeyi pek bilmezler, accmisidirler, yavaş yavaş öğrenirler... Kimi baba tökezleyerek, kimisi ikide bir duraklayarak, kimisi ilgisi dağılıp vazgeçerek, kimisi ise yuvarlanırcasına koşarak kat eder o yolu... İşte tam bu yüzden çocuğun babayla kurduğu ilişkiyle anneyle kurduğu ilişki çok farklı kapılara açılır. Ben anneyle kurulmuş "iyi" bir ilişkinin insanın iç dünyasını belirlediğini; "iyileştirdiği"ni düşünürüm. Babayla kurulan ilişkinin en kritik yanı ise onun çocukları DüNYA'yla; şu bildiğimiz dünya ile buluşturup tanıştırmasıdır. Madem Sigmund Freud'la başladım yazıya, yine onun bir sözüyle bitireyim: "Bir çocuğun babasının korumasına duyduğu ihtiyaç kadar güçlü bir başka ihtiyacın var olduğunu sanmıyorum."
- 52 yanıt
-
- 2
-
-
teşekkürler...Haşmet Babaoglunun herpazar ilk kalktıgımda okdugum pazar notlarından tavsiye ederim...çok şey katıcaktır hayatınıza...
-
Kardeşini sevmek! Modern ev nedir ki! Ne bir yuva artık, ne de bir sığınak! Bir tür "kürkçü dükkanı", belki pergelin sabit ayağı! O kadar! Bazen sadece bir kartvizit, bir adres! Bazen sevgisiz güvenlik, bazen de güvenliksiz sevgi alanı! *** Gençliğimde kan bağına dayalı kardeş sevgisini küçümserdim. Özgür tercihe dayanmayan ve aile kurumunun zorlayıcı diline yaslanan kardeşliği gÖklere çıkartanları bir menfaat şebekesinin üyeleri olarak gÖrdüğüm de oldu. Doğrusu, bu bakışımı haklı çıkartan pek çok tecrübe yaşadım... Sonra yıllar geçti ve kardeş sevgisindeki derin hikmeti ve ibreti kavradım: Kardeşini sevmek, kaderini sevmekti! *** Daha birkaç hafta Önce not etmiştim: Mevlana'da bir filozof bulmak, onu daha başlangıçta kaybetmektir! Sonra bu yanlışta ısrar edenlere baktım da... Sadece Mevlana'yı değil, felsefeyi de bilmiyorlar! Peki Mevlana ile "felsefe geleneği"nin ortak bir noktası yok mu? Var. İkisiyle de haşır neşir olmak, ikisini de anlamak için acı çekmeyi gÖze almak gerekiyor. *** Tanıdık birinden sÖz ediyorlar. Aşık olmuş! O mu, diye soruyorum. İnanmakta zorlanıyorum çünkü. Neden mi? çok zarif, gerçekten sevecen biridir. Ama bir gÖzü hep açıktır, hep diken üstündedir ve daima tertiplidir. *** çiftler birbirlerine alışık ve tanışıktır. Ama "tanımak" başkadır! Ancak ayrılırken veya ayrılıkta tanırlar birbirlerini! *** Sevdikleri erkeklerden gizliden gizliye hoşlanmayan genç kadınlar; hoşlandıkları kadınları aslında hiç sevmeyen genç erkekler ne çoklar! "Piyasa değerleri"ne gÖre hoşlanıyor ve alabildiğine mahrem bir enerjiyle seviyorlar! Bu çağın en şiddetli iç çatışmalarından biri bu! Ama yaşayanlar başkalarına açıkça anlatmaktan kaçındığı için sÖzü edilmiyor, üzerinde durulmuyor. *** GÖrsellik (seyir) kültürü üzerimizden bir silindir gibi geçiyor. Gitgide bir fotoğrafın yüzeyine dÖnüşüyor hayatlarımız; hatta birbirimizi bir fotoğrafı sever gibi sevmemiz isteniyor. Belki de gün gelecek, birçok insan sırf sosyal medyaya koydukları fotoğraf ya da videoların etkisini bozmamak için evlerinden çıkmayacak, başkalarıyla buluşmayacak. *** ŞÖyle demişti: "Şu an sessizliğinin esiriyim!" *** "Biz ne zaman yenildik?"diye soruyor. İçim burkuyor, saklamak için gülümsüyorum: "KÖtüye kÖtü demekten vazgeçtiğimiz zaman..."
- 52 yanıt
-
- 2
-
-
-
-
-
Yeni Volvo S60 İncelemesi & Yorumlarım
Tevfik, Bora A.'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Bizim Test ve Yorumlarımız
Ben Boranın yazdıklarından şikayetçiyim atın bu adamı forumdan...alınıyorum güceniyorum yazdıklarından...beni herşeyden soguttu..konsey toplansın kardeşim... -
kayma bizim işimiz evlat....
-
siz onlara lastik mi diyorsunuz...ben yazkış bunları kullanıyorum....
- 12 yanıt
-
- 1
-
bunlarla uğraşacagına gitdersine calış geberticem seni..bu sene başarısız olursan bilmiş ol....
- 3 yanıt
-
- 1
-
Yeni Volvo S60 İncelemesi & Yorumlarım
Tevfik, Bora A.'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Bizim Test ve Yorumlarımız
Bu arada beni focusmania ile tiye alan arkadaşların(onlar kendini bilir) ,focusu bırak bir arabaları bilem yok....O yüzden vız gelir tırıs gider..Hahahaha..... hımm...öle ha arabam yok ha....o uyduruk arabaya 60-70 vereceğime 110 a ev aldım buda demektirki..110 tl.lik bilem istesem arabaya binebilirim..ayrıca o lakırdıyı sen bagamı didin...şekerim...hahahahha..şekerim.... http://www.youtube.com/watch?v=XzPBUGUM7KQ -
Yeni Volvo S60 İncelemesi & Yorumlarım
Tevfik, Bora A.'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Bizim Test ve Yorumlarımız
birazmı...heyallahım sen witsundu yerine göz doktoruna git Alperenim...Borada ruh ve sinir hastalıklarına...cünkü focusius kafayıyedirus septomları görüyorum ondanda... -
Yeni Volvo S60 İncelemesi & Yorumlarım
Tevfik, Bora A.'ın konusunu yanıtladı. Kategori: Bizim Test ve Yorumlarımız
duyuyorummmmmmmm...bende siyah görüyom deli oluyommmmmmmmmmm......nikelajlar daha bi fena cıkıyor...