Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Tevfik

Üye
  • Toplam İleti

    12.655
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    139

Tevfik tarafından yazılan her şey

  1. Tevfik

    Yeni Hyundai i30

    Tamamen yenilenen Hyundai i30 gelecek ay Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtıldıktan sonra 2012’nin ilk aylarında satışa sunulacak. Volkswagen Golf’a rakip hatchback Almanya’nın Russelsheim kentindeki Hyundai teknoloji merkezinde, Avrupa pazarı göz önünde bulundurularak tasarlandı. Yeni i30, 2007’de piyasaya sürülmüş selefinin boyutlarını ve önemli mekanik özelliklerini koruyor, fakat şirket içindeki kaynaklar yeni modelin, yerleşmiş Hyundai ailesi görünümüne, mevcut modele göre çok daha yakın olacağını söylüyor. Avrupa’daki merkezin tasarım şefi Thomas Burkle yeni tarzı "akıcı yontu" şeklinde tanımlıyor. Kısa süre önce piyasaya sürülmüş i40 da, 2009’da Cenevre Otomobil Fuarı’nda ix-onic konsept otomobiliyle başlatılan bu tasarım tarzını kullanıyor. Yeni i30 aynı zamanda "mücevher benzeri farlar" ve belirgin bir altıgen ızgara da içeriyor. Bunların her ikisi de Hyundai ailesinin tasarım öğeleri haline geldi.
  2. canım istedi.......kodum... http://www.youtube.com/watch?v=vEpgyt3KgzE&ob=av2e
  3. yazık cengo touchlı görmüş focus ama millet...albea muamelesi yapıyormuş orada...
  4. Japonya depremi ile birlikte Türkiye'de sessizliğe bürünen Honda markası yeni bir modeli pazara sundu. Markanın yeni spor modeli olan CR-Z, 55 bin TL'den başlayan bir fiyat etiketi taşıyor. Honda'nın ilk hibrid modeli Insight'tan sonra geleneksel manuel şanzımanla benzin-elektrik motor kombinasyonunu birleştirdiği CR-Z modeli ekonomik olmasıyla da dikkat çekiyor. Yeni model sürücü odaklı şasisi, 3 modlu sürüş sistemiyle kumanda edilen hibrid sistem destekli uyumlu motoru ve direksiyon özellikleriyle mevcut hibrit otomobil anlayışını değiştirmeye çalışacak. YENİLİK PAKETİ CR-Z sürücü seçeneklerini maksimum düzeye çıkarmak ve otomobilin günlük kullanılabilirliğini artırmak için 3-Modlu Sürüş Sistemi ile donatıldı. Aracın bu özelliği sayesinde sürücünün, gaz pedalının ve direksiyonun hassasiyetini, rölanti stop süresini, klima kumandasını ve IMA sisteminin destek düzeyini değiştiren üç sürüş modu arasında seçim yapmasına olanak tanınıyor. Honda bu yeni özelliği geliştirerek, sürücünün, sürüş keyfini veya tasarrufu maksimum düzeye çıkaracak ya da ikisi arasında denge kuracak şekilde seçim yapabilmesini sağlıyor. CR-Z'de kullanılan yeni 3 Modlu Sürüş Sistemi, seçilen moda bağlı olarak hibrid güç aktarımı ve hidrolik direksiyon takviyesinin seviyelerini değiştiriyor. CR-Z'nin dış tasarımı, özel olarak 1980'lerde olağanüstü tasarruf sağlayabilen küçük, şık bir otomobil sunmak amacıyla geliştirilen CR-X modelinin ikonik tarzını çağrıştırıyor. CR-X'in iki seviyeli arka cam kapak ve alçak zemin mesafeli tavan gibi belirgin özellikleri, şık coupe otomobilin tasarımında referans alınmış ve bu özellikler yuvarlak hatlı derin çizgilere sahip dış formla birleştirilmiş. Seri üretim Honda otomobillerinde ilk kez kullanılan gündüz farları, sis farlarıyla birleşince Avrupa spesifikasyonlu CR-Z'in ön görünümünü eşsiz hale geliyor. CR-Z'nin alçak zemin mesafeli tavanı ve keskin hatlı arka bölümü, CR-X, 1999 Insight ve FCX Clarity gibi Honda'nın pek çok eski ve yeni modelinde kullanılan bir özellik. Bu otomobillerin hepsi minimum sürtünme ile havayı yarıp geçerek yakıt tüketimini ve emisyonları düşürecek şekilde sürtünmeyi azaltmak üzere tasarlanmış. CR-Z'nin 2+2 coupe gövdesine rağmen şık iç mekânı, kısa mesafelerde küçük cüsseli yetişkinleri ya da uzun yolculuklarda çocukları taşıma imkânı sunuyor. CR-Z'in dingil mesafesi Insight modelinden 115 mm ve aracın toplam uzunluğu ise 295 mm daha kısa. Bu da aracın 5 kapılı, beş kişi kapasiteli aile otomobili benzerine kıyasla kıvraklığını artırıyor ve boş ağırlığı 44 kg azaltıyor. Ayrıca CR-Z'in süspansiyonu eşsiz yay ve amortisör ayarları ve benzersiz toleranslar sunuyor. Teknik Özellikler Motor hacmi: 1497 cc + elektrikli motor Motor gücü: 124PS Tork: 174 Nm Son hız: 200 km/s 0-100 km/s hızlanma: 9.9 sn Tüketim: Şehir içi: 6.1 lt Şehir dışı: 4.4 lt Karma: 5.1 lt Ölçüler Uzunluk: 4080 mm Genişlik: 1740 mm Yükseklik: 1395 mm Aks aralığı: 2425 mm Bagaj hacmi: 225 lt Ağırlık: 1245 kg
  5. Spor bir otomobilde hibrid bir araç kullanmanın avantajlarını sunan Honda CR-Z Spor Hibrid Coupé, bir otomobilin aynı anda hem eğlenceli ve keyifli hem de çevreci olabileceğini kanıtlıyor. Dünya prömiyeri Detroit Otomobil Fuarı'nda yapılan, Honda'nın yeni hibrid spor otomobili CR-Z, temiz ve verimli benzin-elektrik motor kombinasyonunun avantajlarını 6-vitesli manuel şanzıman ile yaşatıyor. Şık bir gövde ile göz kamaştırıcı bir tasarım sunanan heyecan verici yeni coupé, sürücü odaklı şasisi ve IMA paralel hibrid sistem destekli uyumlu motoru ile mevcut hibrid anlayışını değiştiriyor. Honda Türkiye Genel Müdürü Hideto Yamasaki ise aracın Türkiye pazarına girişine ilişkin; "Honda'nın sportif ruhunu, çevre bilinciyle birleştiren CR-Z'i Türk tüketicilerine sunmanın heyecanını yaşıyoruz." açıklamasında bulundu. CR-Z, 2010 Yılının En Güvenli 5 Otomobilinden Biri... Euro NCAP (Yeni Araç Degerlendirme Programı) tarafından, dört değerlendirme kriterinde maksimum puan olan 5 yıldız ile ödüllendirilen Honda CR-Z 2010 yılının en iyi performansa sahip beş otomobilinden biri ünvanının da sahibi... Böylece, bu otomobiller arasında tek Hybrid araç olma özelliği taşıyan Honda CR-Z, Süpermini kategorisinin en güvenli otomobili olarak otomobilseverlere sunuluyor.
  6. bilmem aramak gerek otokoçu ögrenmek gerek....2000 tl 3000 tl fazla verip 5000 tl kazıklamak sanırım
  7. 2011 trend ve style modellerinde takas destegi gelmiş...demekki sorunlu bir dönem ...2012 gelince bayilerde sıkıntı doğdu...
  8. 35 e aldı derken sanırım ikinci el degilmi...aydın...???
  9. ne demek yusuf kardeş...senin içindi zaten....fakat honda city..jazz onlarda cok ucuz kaldı hatta cıvıc...liste fiyatı 32.000 olan opel korsa 1.2. otomtik vitesi 30.000 almış iyi para...gerci civic yoruldu yüzü...sanırım 2012 yenisi gelecek...
  10. mesela evin penceresini acıp çalış diye bagırsam veyahut hazır ol kitt gidiyoz desem yada 2012 filmindeki bentley gibi start engine desem calışırmı...(filmdeki salak rus işadamı şifre yerine tuştaki start engineyi kodlamıştı sesli.)...olurmu öle bişi..
  11. Yeni Opel Meriva Euro NCAP çarpışma testi video linki... http://www.otomobil....p%FD%FEma-testi
  12. Yeni Opel Meriva 1.4 Turbo ECOTEC 140 HP Yeni Opel Meriva, Corsa’nın tasarımıyla aile otomobili olgusunu bir kotada eritmeyi başarmış. Opel, geleneksel tasarımlarının dışına çıkmış ve alışması zaman alan bir otomobil yaratmış. Meriva; şık arka tasarımı, Corsa’nın ön çizgileri, yüksek tavanı ve arka kapıların geriye doğru açılmasıyla pazarda farklı bir seçenek sunuyor. Yeni Meriva’ya binerken ilk görüntüsü bize yavaş bir otomobille karşı karşıya olduğumuz hissini verdi ancak 140 beygir gücündeki motor bizi şaşırtmayı başardı. Kasasının büyüklüğüne göre gayet tatmin edici olan 140 beygir, aracın hızlanmasını olumlu yönde etkiliyor ve gaza dokunduğunuzda gideceğini bilmenin güvenini yaşıyorsunuz. Aracın içine girdiğinizdeyse uzay mekiğine binmiş gibi hissediyorsunuz. Heybetli ön konsol, yüksek oturma pozisyonu farklı bir deneyim yaşatıyor. Direksiyon, vites, ön konsol, göstergeler ve bilgi ekranı çok şık görünüyor ve Opel firmasının kalitesini bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle vites topuzunun yuvarlak hatlar yerine çıkıntılı ve farklı tasarımı araca dair ilgi çekici detaylardan birisi. Meriva’nın ön konsolu şık ancak oldukça karışık. Birçok özelliğin sıkıştırılmasıyla aranan özelliği bulmak zaman alıyor ve elinizi attığınız anda istediğiniz şeyi bulmanız zaman alacak gibi görünüyor. Meriva, şık ve ortopedik koltuklara sahip, hem ön hem de arkada oturan yolcular için rahat bir yolculuk vaat ediyor. Özellikle ön tarafta ileri geri hareket edebilen kol dayama bölümü uzun yolculuklarda sürücünün rahatı düşünülerek hazırlanmış. Kol dayama ünitesinin içine eşya koymak da mümkün ve yine raylı sistem sayesinde arkadaki yolcuların da ulaşması sağlanmış. Meriva’yı özel kılan özelliklerinden biri de çok sayıda gözün yer alması. Elinizi attığınız her yerde gözlerle karşılaşacaksınız. Meriva, 1.4 motorunu turbo ve 140 beygirle güçlendirmiş. Hızlanma konusunda aracın size vites yükseltme ibresiyle yardımcı olması da faydalı oluyor. Türkiye’de bu tarz donanımlar delikanlılığa leke sürmek gibi algılansa da hem sizin doğru zamanda vites değiştirmenizi sağlıyor hem de yakıt tüketimini azaltmada katkısı oluyor. Sistem sizin hızlanma durumunuza göre vites değiştirmeniz gerektiği komutunu veriyor. Eğer normal hızda seyrediyorsanız daha kısa aralıklarla vites değiştirtiyor ve yakıt tüketimini azaltmaya yönelik işliyor ancak performans için daha yüksek beygirlerde uyarı veriyor ve sizin yüksek hızlara çıkmanıza katkı sağlıyor. Vitesten bahsetmişken, bizim test etme fırsatı yakaladığımız 1.4 Turbo ECOTEC 140 beygirlik Meriva’da altı ileri manüel vites bulunuyor. Yenilenen Meriva’da manüel altı vites bir tek bu motor seçeneğinde yer alıyor ve altı vitesli şanzıman aracın gayet başarılı şekilde yol almasını sağlıyor. Meriva’da geleneksel el freni kullanılmamış. Onun yerine elektronik park freni yer alıyor. Küçük bir düğmeyi aktif etmenizle kilitlenen fren hem güvenlik hem de yer tasarrufu sağlıyor. Ancak aracın genelinde olduğu gibi el freninin olmamasına da alışmak zaman istiyor. Bindiğiniz ilk birkaç günde el frenini arayacaksınız! Araç; hız sabitleme, ESP, ön ve arka park desteği, yokuşta kalkış ve lastik patlama tespit sistemi gibi donanımlara sahip. Arka park sinyali günümüz otomobillerinde neredeyse standart olan bir özellik ve park ederken sürücünün işini oldukça kolaylaştırıyor. Opel bir adım daha ileri giderek ön tarafa da park sinyali yerleştirmiş. Özellikle büyük şehirlerde park sorunu yaşayanlar için faydalı olacağına inandığımız bir özellik olmuş. Ön konsoldaki bir düğme yardımıyla park sensörü istenirse kapatılabiliyor ve trafikte öndeki araca yaklaşıldığında uyarı sinyali vermesi engelleniyor. Yokuşta kalkış desteği, aracın kaymasını engelleyerek güvenli ve sorunsuz kalkış imkânı sunuyor. Aynı şekilde, ESP sistemi de yolda aracın tekerleri arasında güç akımını dengeleyerek kaymayı engelliyor. Bu sistemler sayesinde siz ve sevdikleriniz aracınızda güvenle yola devam ediyorsunuz. Lastik patlama tespit sistemi de lastiğinizle ilgili bir sorun olduğunda sizi uyarıyor. Biz Yeni Meriva ile yol alırken böyle bir sorunla karşı karşıya kalmadığımız için bu donanımın verimli çalışıp çalışmadığıyla ilgili bir yorumda bulunamıyoruz. Ancak öyle bir tehlike durumunda hem maddi hasarların hem de kazaların önüne geçebileceğini ön görebiliyoruz. Son söz olarak Meriva radikal bir otomobil. Gerek yüksek oturma pozisyonuyla gerek arka kapılarının standart açılmamasıyla size farklı deneyimler yaşatabilir. Ayak uzatma alanı ve bagajının genişliğiyle ailenizin otomobili olmaya aday. Aynı zamanda 140 beygirlik motoruyla belli oranda hızlanabileceğiniz bir otomobile de sahip olabilirsiniz. Yazı: Can Barış Çevik
  13. Sürüş izlenimi – Test: Opel Meriva 1.3 DTE 95 HP ecoFLEX Enjoy FlexDoors, FlexRail, FlexSpace, FlexFloor, ecoFLEX… Yeni Opel Meriva, küçük sınıfta yer alan bir MPV’den beklenen tüm “esnek”liği sunuyor. Almanya’da kullanıp, e-otodergi’nin Haziran 2010 sayısında “ilk sürüş” yazsına yer verdiğimiz yeni Opel Meriva’yı, satışa sunulmasının hemen ardından, bu kez 1.3 dizel motorlu versiyonuyla İstanbul’da test ettik. Her cümlenin başı “Flex” Opel’in küçük MPV’ler arasında temsil eden yeni Meriva’dan bahsederken, neredeyse her cümlenin başına “Flex” (esnek) kelimesini koymak gerekecek. Çünkü otomobilde yer alan birçok sistem, başında Flex tanımı kullanılarak adlandırılmış. Bunlardan en çarpıcı olanı ise, hiç kuşkusuz FlexDoors. Yeni Meriva deyince ilk akla gelen konu, otomobilin 84 derecelik açıyla geriye doğru açılan arka kapıları. 1936 model Opel Kadett’te ve halen bazı Rolls-Royce, MINI ve Mazda modellerinde gördüğümüz bu sistem sayesinde, arka koltuğa biniş ve buradan iniş zahmetsiz olarak gerçekleşiyor. Öte yandan bebeğinizi burada yer alan bebek koltuğuna koymanız ve onu bu koltuktan almanız sırasında da belinize yük binmiyor. Yeni Meriva’daki sistemin, diğer üreticilerinkinden önemli bir farkı ise, arka kapının ön kapıdan bağımsız olarak açılıp kapatılabilmesi. Opel yetkilileri, henüz Euro NCAP tarafından yandan çarpma testine tabi tutulmamış olan yeni Meriva için, çok çeşitli çarpışma testleri gerçekleştirdiklerini ve otomobilin güvenli olduğunu belirtiyorlar. Zaten yeni Meriva, satışa sunulmadan önce, Avrupa’da homologe olabilmesi için gerekli tüm kriterleri yerine getirmiş durumda. Önemli bir güvenlik tedbiri olarak, yeni Meriva 4 km/s hıza ulaşınca arka kapılar otomatik olarak kilitleniyor ve sürücü kilidi açmadan ya da araç durup da belli bir süre geçmeden kapılar açılmıyor. Hatta kapı içindeki açma kolu bölgesine, kapının açılabileceği zaman yanan bir “yeşil ışık” da yerleştirilmiş. Herhangi bir kaza anında ise, kapı kilidi otomatik olarak devre dışı kalıyor. Daha uzun, daha geniş ama daha alçak Yeni Meriva, eskisine göre 246 mm daha uzun (4288 mm), 118 mm daha geniş (1812 mm) ve 9 mm daha alçak (1615 mm) bir karosere sahip. Otomobilin 2644 mm’lik dingil mesafesi ise eskisinden 14 mm daha uzun. Dış tasarımda ön ızgarasını Insignia’dan, kartal gözü far tasarımını ve gündüz farlarını ise Astra’dan alan yeni Meriva’nın büyük ön ve yan camları ile ince A sütunu, ön ve ön-çapraz görüş açısını iyileştirirken, yüksek tavan çizgisi ise iç mekândaki baş mesafesini arttırıyor. Eski modele göre artan uzunluğun bir kısmı iç mekan için, bir kısmı ise önden çarpmadaki güvenliği arttırmak için kullanılmış. Yan camların yüksek bel çizgisi, tek hacimli otomobil imajını kuvvetlendiriyor. Büyük arka cam ise hem otomobili olduğundan daha geniş gösteriyor, hem de arka görüşü sorunsuz kılıyor. Bagajdaki FlexFloor sistemi, bagaj zeminini iki farklı kademede ayarlamaya yarıyor. Böylece öne katlanan arka koltuklarla birlikte, 1500 litreye varan büyük ve dümdüz bir zemin elde edilebiliyor. Bagajın standart kullanımdaki hacmi ise 400 litre. İç mekânda FlexSpace ve FlexRail ayrıcalığı 2003’ten bu yana 1 milyon adetten fazla satılarak kendi segmentinde yüzde 27 pay almış başarılı bir araç olan Meriva, yeni jenerasyonunda bu başarıyı devam ettirmek istiyor. Bunu yapmak için de iç mekânda maksimum işlevsellik sunmak zorunda. Yeni Meriva’nın bu yolda güvendiği sistemler ise FlexSpace ve FlexRail. Türkiye’de satışa sunulan her yeni Meriva’da standart olarak sunulan FlexRail sistemi, ön koltukların ortasından başlayıp arka koltuklara giden bir alüminyum rayı ifade ediyor ve sistem, bu ray üstünde çeşitli kombinasyonlarda kol dayama, eşya gözü ve bardaklık yerleştirmeyi mümkün kılıyor. Beğenimizi kazanan sistem, diğer irili-ufaklı, açık-kapalı eşya gözü ve bardaklıklarla birlikte, otomobilin içinde 32 farklı saklama alanı yaratılmasını sağlıyor. FlexSpace ile gelen pratiklik FlexSpace sistemi ise, ön ve arka koltuklarda çeşitli katlanma mekanizmaları sayesinde iç mekâna modülerlik katıyor. Bu sayede yolcu adedine göre çeşitli eşya taşıma opsiyonları elde edebiliyorsunuz. Yeni Meriva’nın 240 mm ileri-geri ve 60 mm yukarı-aşağı yönlendirilebilen arka koltuk sırasında, istenirse orta koltuk bir kol dayamaya dönüştürülüp sağ ve soldaki koltuklar ortaya yaklaştırılabiliyor. Böylece uzun boylu yetişkinlerin bile uzun seyahatler yapmasına olanak tanınmış oluyor. Arka koltuk sırasının ön koltuklardan daha yüksekte konumlandırılması da, burada oturanların görüş açılarını arttıran bir özellik. Yeni Meriva’da gözümüze çarpan iki olumsuz özellik ise; ön yolcu koltuğunun öne katlanamaması ve arka koltuk sırtlıklarının arkaya yatırılamaması. Bunların makyaj sırasında eklenmesini bekliyoruz. Emisyonu da segmenti gibi “B” İstanbul ve çevresindeki testimizde 1.3 litre dizel motorlu Meriva’yı kullandık. 4000 d/d’de 95 HP güç üreten otomobilin maksimum torku ise 1750-3500 d/d’de 180 Nm. Bu motor otomobile 168 km/s’lik maksimum hız sağlıyor. Meriva 1.3’ün 0-100 km/s hızlanma süresi ise 13.8 saniye sürüyor. Performansı düşük olan otomobilin öne çıktığı konu ise yakıt tüketimi ve karbondioksit salınımı. Ortalama 6.1 lt/100 km motorin tüketen aracın CO2 değeri 119 g/km. Bu rakam da onu emisyon değerleri tablosunda “B” harfiyle ödüllendiriyor. Fiyatı 38.905 TL’den başlıyor Yeni Meriva’da 1.4 lt benzinli motorun 100, 120 ve 140 HP’lik üç versiyonu ile 1.3 DTE 95 HP ve 1.7 CDTi 100 HP olmak üzere iki dizel seçenek sunuluyor. 6 kademeli otomatik şanzıman sadece 1.7 lt’lik motorla alınabiliyor. Tüm Meriva seçeneklerinde “Enjoy” ve “Cosmo” adlı iki donanım bulunuyor. Baz donanımdan itibaren tüm Meriva’larda FlexRail, ESP, ABS, dört elektrikli cam, elektrikli aynalar, 16 inç alüminyum alaşımlı jantlar, altı havayastığı, klima, radyo CD MP3 çalar ve yokuşta kalkış desteği sunuluyor. Fiyatlar 38.905 TL’den (1.4 100 HP Enjoy) başlayıp 58.660 TL’ye (1.7 CDTi 100 HP AT Cosmo) kadar gidiyor. Bu sayfalarda gördüğünüz aracın fiyatı ise 45.655 TL. Yazı: Emre Anamur Fotoğraflar: Gürkan Çağlar Teknik özellikler Opel Meriva 1.3 DTE 95 HP ecoFLEX Enjoy Motor 1248 cc, 4 silindirli, dizel Şanzıman 5 ileri manuel Maksimum güç 95 HP @ 4000 d/d Maksimum tork 180 Nm @ 1750-3500 d/d Maksimum hız 168 km/s 0-100 km/s hızlanma 13.8 sn Boyutlar (uz. / gen. / yük.) 4288 / 1812 / 1615 mm Bagaj hacmi 400-920-1500 lt Tüketim (ş.içi / ş.dışı / ort.) 8.0 / 5.0 / 6.1 lt/100 km Test aracının fiyatı: 45.655 TL + Arka koltuk iniş-biniş, tasarım, işlevsellik, CO2 - Performans, fiyat
  14. Yeni Meriva'nın ergonomisi tescillendi! Opel Meriva üç farklı sırt/bel dostu özelliği bulunması nedeniyle AGR onayını aldı FlexDoors kapıları, arka koltuklar için FlexSpace oturma konsepti, pratik olduğu kadar ergonomik olan FlexFix bisiklet taşıyıcısı ile bağımsız doktor ve terapistlerden oluşan Aktion Gesunder Rücken e.V ( AGR ) ( Sağlıklı bel/sırt vakfı ) sertifika alan Yeni Meriva ergonomik tasarımını tescilllemiş oldu. Sağlıklı sırt ve bel vakfının bilgilerine göre sırt ve bel ağrıları iş aksamalarının en büyük nedenlerinden biri. Bu yüzden özellikle büro ve çalışma ofislerinin ve otomobillerin sırt/bel şikayetleri önlemeye yönelik ergonomik tasarımlar geliştirilmesi önem taşıyor. Bugüne kadar ön koltukları ile iki araç üreticisi AGR sertifikasına sahip oldu. Bu iki üreticiden biri Opel’dir. Ve şimdi de Opel ilk defa Meriva’nın ergonomik sistemi sayesinde tam kapsamlı AGR sertifikasına sahip oldu. Meriva – Her sürücü için çok yönlü sırt ve bel dostu “Human Vehicle Integration” bölümündeki Opel mühendisleri insanların arabalara inip binmesini değerlendirmişler. Bunda farklı hareket tiplerini tanımlamışlar: “Geçenler” ilk başta ayaklarını aracın içine sokarlar. “Düşenler” kendilerini aracın içine kalçalarının üzerine düşecek şekilde bırakırlar. “Engel koşucuları” sağ bacak ve kafaları ile aynı anda binerler. Yaşlı yolcular ve sırt / bel sorunları yaşayanlar hafifçe kalçaları ile koltuğa inerler ve elleriyle destek aldıktan sonra bacaklarını içeriye çekerler. Bu farklı hareket tiplerinden bağımsız olarak Meriva sırt ve bel için en uygun desteği sağlar: Her dört kapının açıları da 84 derece ile ortalamanın oldukça üzerindedir. Yüksek tavan ayrıca çoğu yolcunun binerken hiç eğilmemesini sağlamaktadır. Arka kapılar zahmetsizce ve zarif bir biniş sağlar. B kolonundaki el tutma yeri de harekete destek sağlar ve inişte yardımcı olur. Özellikle ebeveynler için FlexDoors kapıları oldukça pratiktir. Çocuklarının kemerlerini bu sayede daha rahat takmaktadırlar. AGR sertifikalı, elektrikli ayarlı Lordoz destekli, ayarlanabilir eğimli oturma yerine sahip, aktif baş desteği ve çıkartılabilir bacak yeri ile ergonomik spor koltukları ile uzmanlar daha önce Insignia ve Astra modellerinde tanışmış ve ilk defa sertifika ile değerlendirmişlerdi. Bu araç sınıfındaki en büyük ayar kapsamıyla – 240 milimetre uzunluk ve 65 milimetre yükseklik ayarı – koltuklar tüm yapıdaki yolculara en uygun oturma pozisyonu sağlar. FlexSpace arka koltuk konsepti ise olağan dışı çeşitlilik sağlayan Meriva'nın yolcularının rahat hissetmesini sağlayan bir tasarım. İç alan zahmetsizce ve koltuklar sökülmeden beş, dört, üç veya iki koltuğa çevrilebilir. İki dış koltuk 190 Milimetre ( 140 mm öne ve 50 mm arkaya ) hareket edebiliyor. Ayrıca 50 milimetre yana da hareket ederek daha fazla omuz ve bacak rahatlığı sağlıyor. Bisiklet sürücüleri artık arabaya taşıyıcıyı monte edip sonra bisikletlerini yüklenmek zorunda kalmayacaklar ve bel ve sırtlarını bu sayede koruyabilecekler. FlexFix yere yakın bir yerden, tampondan bir çekmece gibi kolayca çıkar. Taşıyıcı iki bisiklet taşıyabilir ve kullanılmadığında neredeyse görünmez bir biçimde tekrar yerine sokulabilir. Bu sayede ne montaj için özel aletlere ne de garajda taşıyıcının konulacağı özel bir yere ihtiyaç kalmıyor. İç alanda Opel mühendisleri armatür panosunu hafif eğri koymuşlar. Bu sayede vites koluna ve regülatöre daha rahat ulaşılabiliyor. Ergonomik olarak çok uygun yerlere yerleştirilmiş çok sayıdaki istifleme çözümleri, ki bunlara yenilikçi FlexRail sistemi de dahil, iyi hissettirme faktörünü yükseltir ve gereksiz eğilme ve bükülmeleri önledikleri için de ayrıca bel ve sırtı korumaya yardımcı olmaktalar. AGR uzmanları ayrıca Meriva’nın arka yolcularına yan camlarındaki dalga şekli ile sağladıkları havadar iç alan hissini de takdir etmişler. Kaynak : Opel Türkiye
  15. olur...emredersiniz komutanım...akşam darbe şimdi modlara fırça iyiki orduda degilsin adın ızdırap olurdu senin...dikkat et izmir sana atlamasın...
  16. ya konu başlığı gerektiren bir durum degilki bu ne celallendin anlamadım...modlar sormuş...bende bir test sürüşü buldum koydum günahmı işledim...alla alla....
  17. sanırım belalısı vectrayı ustalıkla insignia ile kurtaran opel meriva gibi belalı modelindende beklenileni bulamadı...ama yinede corsanın hormonlusu gibi duran bu model pek çok aynı sınıftaki modelden...bence güzel...aşağıdaki dizel test sürüşünü buldum belki ipuçları verebilir... Test sürüşü ile merivanın özellikleri aşağıdaki linkten okursanız...ipuçları elde etmiş olursunuz sanırım... http://www.otomobil.com.tr/detay.asp?bolum=1972&baslik=S%FCr%FC%FE-izlenimi-%96-Test:-Opel-Meriva-1.3-DTE-95-HP-ecoFLEX-Enjoy
  18. Araba Logoları nerden geliyor... Alfa Romeo Açılımı gerçekten çok uzun (Anonima Lombardo Fabbrica Automobili) olduğundan birçok ülkede Alfa Romeo, sadece Alfa olarak anılıyor. Afta markası, Romeo soyadını kuruluşun-dan dokuz yıl sonra (1919'da) aldı. Tarihi romanlardan çıkma bir italyan yakışıklısının ismi olan Romeo, markanın adına etkileyici bir yan anlam da kattı. Aslında Romeo, sadece Nicola adlı bir Alfa mühendisinin soyadıydı. Firma 1910 yılında Milano'da kurulduğunda yönetim logo olarak, şehrin iki sembolünü kullanma kararı aldı. Bunlardan ilki, şehrin logosunda yer alan kızıl bir haçlı. İkincisi, Visconti Ailesi'nin flamasından alınan bir yılandı ve bu engerek, bir çocuğu yutuyordu. Bu ilginç logo, ilk Haçlı Seferi'nde Araplar'a karşı kazanılan zaferi simgeliyor. Alfa'nın amblemine, 1925 yılında kazandığı ilk dünya şampiyonluğunun ardından bir de defne yaprağından taç ilave oldu. Aston Martin Çay saati ve James Bond gibi, bir şekilde "çok ingiliz" geliyor insanın kulağına. Lionel Martin adlı girişimci, firmasına isim ararken birçok insanın ilk aklına gelen şeyi yaptı ve soyadını kullandı. Aston ismiyse, kurucunun 1913 yılındaki Aston-Clinton Tırmanma Yarışı'ndaki zaferine gönderme yapıyordu. Audi Ortaklarıyla yaşadığı ciddi bir anlaşmazlığın ardından August Horch, ortaklıktan ayrılarak kendi firmasını kurdu. Ancak firma, yasal engeller yüzünden kendi adım taşıyamıyordu. Bu nedenle Horch, soyadını Latince'ye çevirdi ve böylece Audi doğmuş oldu. 1920'li yıllarda yaşanan ekonomik krizin sonunda Audi, DKW'nin yönetimine geçti. Auto Union ise, 1932 yılında gerçekleştirilen Wanderer-Horch ortaklığıyla ortaya çıktı. Amblemdeki halkalar, dört kurucu firmayı temsil ediyor. Bentley Günümüzde Bentley, otomobildeki asaletin resmi timsali durumunda. Gerçekten de en ucuz Arnage'ın fiyatı, Avrupa'da bile 230 bin Euro'nun üzerinde. Walter Owen Bentley'in 1921'de ürettiği ilk dört silindirli spor otomobillerinde kullanılan amblem, ortasında B harfi bulunan bir avcı kuşun kanatlarından oluşuyordu. Kim bilir, belki de Bay Bentley, daha o zamanlarda: "sadece uçmak daha güzeldir" demek istiyordu insanlığa. BMW Ödüllü soru: "BMW ambleminde ne görüyorsunuz?" Çoğunluğun cevabı: "ikisi mavi, ikisi de kırmızı dört adet alan" olur herhalde. Bu cevaba katılan biriyseniz, fantezinizin biraz zayıf kaldığını kabul etmeniz gerekiyor. Çünkü amblemdeki bu dört alan, dönen bir pervaneyi simgeliyor. Adının açılımı "Bayerischen Motoren Werke" olan firma, Birinci Dünya Savaşı'nda uçak motorları üretiyordu. 1923 yılında üretilmeye başlanan R 32, markanın ilk motosikleti oldu. BMW markasına sahip ilk otomobil olan Dixi ise 1929 yılında üretilmişti. Mavi-beyaz renkli sembol 1917 yılından bu yana korunduğundan, bugüne kadar logonun sadece ayrıntılarında küçük değişimler gerçekleştirildi. Chrysler Bugün Chrysler, aslında ilk günlerine dönüş yaşıyor. Çünkü 1998 yılında üst yönetim, 1924'te Walter Chrysler tarafından hazırlanan orijinal logoya dönüş yapma kararı aldı. Bu markaya sahip ilk otomobilin taşıdığı logoda kullanılan altın mühür, kaliteyi temsil ediyordu. Çevresindeki çemberler tekerlekler, Chrysler yazısının alt ve üstündeki şimşek figürleriyse hız anlamına geliyordu. 1967 yılında logo, 5 köşeli bir yıldıza (Pentastar) dönüştürüldü. Yıldızın merkezinden yayılan 5 ışın, gruba bağlı markaları (Jeep, Plymouth, Dodge ve Eagle) simgeliyordu. Citroen Fransız markanın köşeli logosu, iç içe geçmiş iki açı sembolünden oluşuyor. Bu sıradışı geometrinin yaratıcısı, aynı zamanda firmanın da kurucusu olan Andre Citroen'di. Markanın ilk zamanlarında yaratılan bu köşeli dişli yapısı, çok sessiz çalışmasıyla bir devrim yaratmıştı. Andre Citroen, bunların ikisini alıp marka logosu haline getirirdi. ilk otomobilini 1919 yılında üreten firma, art arda kilometre taşı niteliğinde birçok model yarattı: Traction Avant (ganster otomobili), "Tanrıça" olarak da tanınan DS, 2CV... Daewoo Koreli markayı yaygın olarak Barış Manço'lu reklamlarılyla tanımıştık. Ancak fıskiyeyi andıran logonun anlamını çok az insan biliyor. 1974 yılında yaratılan bu logo, Kore dilinde "Daewoo" kelimesiyle anlatılan evrenin sonsuzluğunu simgeliyor. Daihatsu Logoda kullanılan uçan figür, kimilerine göre bir uzay gemisine, kimilerine göreyse mermiye benziyor. Ancak bu figür, aslında dinamik D harfinden başka bir şey değil. Marka adıysa, merkezinin bulunduğu yer olan Osaka-Dai ve Japonca'da otomobil fabrikası anlamına gelen "Hatsudoki" kelimesiyle ilintili. Japon firma, 1958 yılından bu yana Osaka'da otomobil üretimi yapıyor. Fiat Fabbrica Italiana Automobili Torino... İnsanın bu ismi hiç takılmadan söyleyebilmesi için en azından birkaç deneme yapması gerekebiliyor. Ancak kısaltmasını, yani Fiat'ı kullanmak çok daha kolay, italyan firma, logosunu günün modasına uygun olacak şekilde sürekli değiştirmeyi adet edinmiş durumda, ilk zamanların logosu, gençliğin beğenisine göre farklı şekiller aldı ve harflerin arasındaki noktalardan tamamen vazgeçildi. 1999 yılında Fiat, 1930'lu yıllardaki yarış başarılarını temsil eden yapraklı çelenge dönüş yaptı. Ford Henry Ford'un otomobillerinin burunlarında mavi zeminli bir logo bulunuyor. Dar bir oval formlu logoya sahip firma bu yıl, 100. doğum gününü kutluyor. Detroit merkezli firmanın logosu, Childe Harold Wills tarafından yaratıldı. Eğitimli bir reklam grafikeri olan Wills, Ford'daki görevinden önce, geçimini tasarlayarak sağlıyordu. Jaguar Jaguar'ın adım aldığı ileri atılan vahşi kedi formlu logosu, en trajik logolardan biri herhalde. Çünkü motor kaputunun üzerinde her an atılmaya hazırmış gibi duran minik Jaguar heykelciği, yayalarla çarpışmada yaralanma riskini artırması nedeniyle 1970'li yıllarda kaldırıldı ve yerini bir Jaguar kafasına sahip logoya bıraktı. Markanın adı da logosu da bir reklam ajansı tarafından tasarlandı. Ajansın birçok hayvan kullanarak farklı logolar hazırladığı, ancak Başkan William Lyons'un Jaguar ı tercih ettiği rivayet ediliyor. Kia Kia'nın adı bile, bu Uzakdoğu ülkesinin amacını açıklamaya yetiyor. Çünkü Kia, Kore dilinde "Doğu'nun yükseliği" anlamında kullanılıyor. Firmanın kurucusu Chul Ho Kim tarafından 1952 yılında kararlaştırılan bu ismin, yavaş yavaş anlamının amacına ulaştığını söylemek yanlış olmaz. Firmanın izlediği global düşünce, marka adım çevreleyen elipsin dünyayı simgelemesiyle anlatılıyor. Lada Ruslar Lada'yı gerçekten çok seviyor. En azından ismini sevdikleri kesin, çünkü Rusça'da "sevgili" anlamında kullanılıyor. Marka ismi olarak ilk zamanlarda Shiguli (firma merkezinin yakınındaki küçük bir şehir) kullanılmış. Fabrika, Fiat'ın desteğiyle 1966-72 yılları arasında Moskova'nın 1000 km kadar güneydoğusunda kurulmuş. Fabrikanın Wolga Nehri'nin tam kenarında yer alması, S harfinin üzerindeki yelkeni andıran deseni açıklıyor. Lamborghini Bir zamanlar Bologna yakınlarında Renazzo köyünde sevimli bir çiftçi çocuğu varmış. Ferrucio Lamborghini adlı bu delikanlı, ne yazık ki çiftçilikle ilgilenmemiş, tarlada çalışmaktansa, İkinci Dünya Savaşı sırasında traktör ve klima üretmeyi tercih etmiş ve böylece çok zengin olmuş. Masal gibi gelen bu satırlar aslında gerçek. Ferrucio bir gün, mükemmel otomobili üretmeye ve bununla Ferrariler'i bile geride bırakmaya karar vermiş. Tüm bunlar 1963 yılında gerçekleşmiş ve yarattığı marka için burcu olan boğayı seçmiş. Lancia Lancia'nın logosundaki, isim, flama ve direksiyon; markayı motorsporlarını ve otomobili temsil ediyor. Bu anlamlı logo Kont Biscaretti tarafından hazırlanmış. Bir zamanlar Fiat için test pilotluğu yapan Vincenzo Lancia, 1906 yılında kurduğu firma için bu logoda karar kılmış. Lotus Gizemli ve güzel bir çiçek olan Lotus, uzunca bir süredir güzel otomobillerin de logosu olarak kullanılıyor. Logonun üzerindeki monogramdaki harfler, firmanın kurucusu olan ve karışım "lotus çiçeğini" olarak çağırdığı rivayet edilen Anthony Colin Bruce Chapman için kullanılmış. Egzotik İngiliz markasının geçmişindeki bu hikayenin ne kadar doğru olduğu tartışılsa da, romantik olduğu kesin. Maserati Güzel bir topluluk: Bir ressam ve motor tasarlayıp üreten altı adam... Yani 1926'da Officine Alfieri Maserati'yi kuran Maserati Ailesi. Bologna'da kurulan firmanın logosu, ailenin sanatçı çocuğu Mario Maserati tarafından çizilmiş. Mario, Neptün'ün üç çatallı mızrağından oluşan logo için, şehrin en sevilen yerlerinden biri olan Neptün Meydanı'ndan esinlenmiş. 1940'da Lancia firması, merkezini Modena'ya taşıdı. Mazda Ovalin içindeki şekil, Mazda'nın M'sinden başka bir şey değil. Mazda ismiyse, firma kurucusu Juriro Matsuda ile en büyük ateş ve ışık tanrısı Ahura Masdah'ın kısaltması olarak kullanılıyor. Mercedes-Benz Bu masalın kahramanıysa Gottlieb Daimler. Bir mucit olan Daimler'in, Mercedes Yıldızı'nı ilk kez 1873'te bir tebrik kartının üzerine çizdiği rivayet ediliyor. Gottlieb Daimler, güneşi de temsil eden bu yıldızın, kurucusu olduğu tesislerin üzerinde doğmasını ve bereket getirmesini istiyormuş. Ne yazık ki Daimler, üç kollu bu yıldız marka sembol olarak tescil edilmeden çok önce yaşama veda etmiş. Yıldızın üç kolu, denizde, karada ve havada motorizasyonu sembolize ediyor. Mercedes'in isim babasıysa 36 adet Daimler siparişi veren ve bunlara en sevdiği kızının adım koyan Emil Jellinek olmuş. Mini Mini'nin logosu da adı gibi minimalizmi temsil ediyor. Çünkü logoda sadece bir çift kanat ve marka adı bulunuyor. Logodaki minimalizminin tersine Mini markası, her zaman geçmişin ve günümüzün efsanesi oldu. Üretim rakamı milyonları bulan Mini'nin babası Sir Alexander Issigonis, Ekim 1988'de öldü. 1959 yılında geliştirilen otomobil, ilk zamanlarda Austin ya da Austin Mini adlarıyla da satıldı. MG Kimileri, MG Başkanı Cecil Kimber'ın marka logosundaki sekizgen için bir yemek masasından esinlendiğini iddia ediyor. Diğer bir iddia ise, Morris Garages'ın ilk üretime geçtiği Abingdon'daki eski hapishane binasının sekizgen şeklinde elması. İngiliz mizah anlayışının bir ürünü olup olmadığı bilinmese de, MG'nin ilk zamanlar sadece Londra'da faaliyet gösteren küçük bir otomobil firması olduğu kesin. MG adını taşıyan ilk seri üretim Morris, 1923 yılında bantlardan çıktı. Mitsubishi Acaba Japonlar ne demek istiyor? Özellikle de bu kelime, Mitsubishi gibi önemli bir markanın adıysa. Firmanın logosundaki üç adet paralelkenar, üç adet elması; "Mitsu" kelimesi, 3 rakamını; "Bishi" ise elması temsil ediyor. Böylece Mitsubishi, logosundaki gibi "üç elmas" anlamına geliyor ve elmaslar, firmanın izlediği üç felsefeyi temsil ediyor: Ticari sorumluluk, adalet ve ticaret yoluyla halkların uzlaşması. Morgan Melekler İngiliz otomobili mi kullanıyor? Kanatlı logoları adalı rakiplerinden biliyoruz. H. S. F. Morgan da logo olarak kanat figürünü seçenlerden biri. Arkadaşları tarafından HSF adıyla çağırılan Morgan'ın kurduğu ilk fabrika, Worschestershire'daydı. İlk zamanlarda üç tekerlekli motorlu araçlar üreten fabrika, 1939 yılından itibaren dört tekerlekli otomobil üretimine geçti. Opel Bir ahırdan çok daha iyi firma merkezleri görmüşlük. Ancak Adam Opel AG'nin hikayesi, gerçekten de bir çiftlikte başladı. Eski bir ahırı atölyeye dönüştüren Adam Opel, ilk başlarda dikiş makineleri, 1898'den itibarense otomobil üretmeye başladı. Günümüzdeki yıldırım yerine geçmişte, teknolojik ilerlemeyi temsil eden bir zeplin figürü kullanılıyordu. Zeplinlerin pabucu dama atılınca figür, yerini bir rokete bıraktı. Halen kullanılan yıldırım figürüne geçişse 1963 yılında gerçekleşti. Peugeot Hayvanlar aleminin kralı olan aslan, logo olarak Peugeot ürünlerinin yüksek kalitesini anlatmak için seçilmiş. Ancak bu ürünler, firmanın kuruluş yılı olan 1810'da otomobil değil, testere şeritleriymiş. Dişlerin keskinliği, kesilen yüzey üzerinde rahat hareket etmesi ve hızlı bir şekilde kesmesi, logonun yaratıcısına aslan dişlerini hatırlatmış olacak. Fransız firma, 1899 yılından bu yana otomobillerinde de aslan logosunu kullanıyor. Porsche Stuttgart'ın şehir flamasından alınan aygır figürü, Porsche logosunun altın renkli zemininde şaha kalkmış şekilde duruyor. Logodaki siyah-kırmızı şeritlerse, Württemberg Eyaleti'nin flamasından alınmış. Marka adı Porsche ise, kurucusu Ferdinand'ın soyadı. Renault Renault'yu ters çevirdiğinde de her şey aynı kalıyor, çünkü logo olarak kullanılan eşkenar dörtgen, tepetaklak edildiğinde de ; geometrik formunu koruyor. Hem de tam 75 yıldır. Bu şekil, modernliği simgeliyor. Firma kurucusu Louis Renault nun (1877-1944) 20. Yüzyılın başında ürettiği ilk modellerde, Renault yazısı da bulunuyordu. Rolls-Royce Frederick Heny Royce bir yarış pilotuydu ve biraz müşkülpesent bir insandı. Fransız üretimi Decauville'in beklentilerini karşılayamadığını düşünen Frederick, kendi otomobilini "Royce" adı altında üretti. Charles Rolls ise, Royce'a fabrika kurmak için gerekli sermayeyi sağlayan sanayici oldu ve marka adı da iki soyadının birleştirilmesiyle ortaya çıktı. Rover Cadde için bir gemi? Gerçekten de Rover'ın marka ambleminde bir Viking gemisi kullanılıyor. Bilindiği gibi Vikingler gezgin bir ırk ve Rover "gezgin" anlamında kullanılan bir sözcük. 1920'li yıllarda Rover müşterileri, yarım Pound ekstra bedel ödeyerek otomobillerinin ön kaputlarına bir kılıç ve kalkandan oluşan bir şilt yerleştirtiyordu. 1929 yılından bu yana İngiliz marka, logosunda bir Viking gemisi kullanıyor. Saab Saab'ın logosunda, bir kartal başı yer alıyor. Bu kartal, Saab'ın köklerinin de bulunduğu Güney İsveç'teki Skane kentinin eski flamasından alınmış. Saab adıysa, Svenska Aeroplan Aktie Bolaget kelimelerinin ilk harflerinden oluşturulmuş. İlk olarak uçak üretmek için kurulan firma, daha sonra Scania ile birlikte kamyon branşına da adım attı. Otomobil üretimiyse 1946'dan bugüne devam ediyor. Seat Seat, işimizi kolaylaştırıyor, Sociedad Espanola de Automobiles de Tourismo kelimelerinin ilk harflerinden oluşturulan marka ismi, neredeyse İspanyolca kursu gibi. Muchas gracias! Mavi bir zemin içindeki S harfinden oluşan logo, 1990'ların başında Amerikalı bir reklam ajansı tarafından tasarlandı. Çak az değişen ve günümüzde gümüş rengin hakim olduğu logodaki S harfinin çizimi, dinamizmi temsil ediyor. Skoda Doğu'daki Vahşi Batı... Skoda'nın logosundaki kanatlı ok figürü ile ilgili birçok efsane bulunuyor. Bunlardan birinde firmanın satış direktörü, Hindistan gezisinden yanında bir Hintli ile birlikte dönmüş. Hintli'nin başındaki süs ise, daha sonra Skoda'nın logosu haline gelmiş. Resmi açıklamaysa daha farklı: Siyah daire dünyayı, kanatlar ilerlemeyi ve ok da üretim hızını temsil ediyor. Kanadın üzerindeki delikse, bir göz olarak yorumlanıyor ve vizyon ile hassaslık anlamına geliyor. Subaru Mercedes tek bir yıldızla yetinirken, Subaru yıldız takımına ihtiyaç duyuyor. Bu takım yıldızsa, Türkçe'de Ülker ya da Süreyya olarak bilinen bir sistem. Yunan mitolojisinde Pleone'nin kızları ve Atlas anlatılır. Hikayede Orion, güzellikleriyle ünlü bu kızlara musallat olur. Zeus da bunun üzerine kızları gökyüzünde parıldayan bir takımyıldıza (Ülker/Süreyya) dönüştürür, ilk yıllarında Subaru, avcı uçakları için motor üretiyordu, ikinci Dünya Savaşı sonrasında Japonya yenilince galip devletler, Subaru'yu 12 parçaya ayırdı ve bunlardan altısı, 1953 yılında "birleşme" anlamına gelen Subaru adı altında yeniden birleşti. Suzuki Michio Suzuki de firmasına isim olarak soyadını seçen yatırımcılardan biri. Japonya'da Suzuki, bizdeki Öztürk ya da Kaya gibi çok sık rastlanan bir soyadı. Adının yaygınlığının verdiği alçak gönüllülük, logonun sadeliğinde de fark ediliyor. Sert köşelere sahip bir S harfinden oluşan logo, 300 sanat okulu öğrencisinin çalışmaları arasından seçilmiş. Hasır koltuklar üretmek amacıyla kurulan firmanın hikayesi, 1909 yılında başlıyor. 1952 yılındaki motos**let üretimini, 1955 yılında otomobil üretimi izledi. Toyota Japon üreticinin logo tasarımcıları, T harfinin oval olabileceğini göstererek, "tasarımda sınır yoktur" sözünü bir kez kanıtladı. Logodaki küçük elipsler, müşterinin ve otomobilin kalbini temsil ediyor. Müşteri memnuniyeti, takım ruhu ve ilerleme isteği, logoyu oluşturan üç elipsin diğer anlamları. TVR TVR da gerçek bir arma yaratmayı başaran markalardan biri. Logonun tasarımı bile, ingiliz firmanın aklını HP ve performansla bozduğunu göstermek için yeterli. TVR harfleriyse, kurucusu firma Trevor Wilkinson'ın adındaki harflerden oluşturulmuş. Volvo Latince konuşabilen bu İsveç markası: "ben yuvarlanıyorum" diyor. Volvo'nun Eski Roma dilinde bir sözcük olması, Volvo adlı bir kurucusunun olmadığını da işaret ediyor. Gerçekten de kurucuların adları Gabrielsson ve Larson'du. Firmanın amblemiyse bir Volvo yazısı ve arka plandaki oklu bir daireden oluşuyor. Mitolojide bu oklu daire, demir silahlarıyla savaş meydanlarında terör estiren savaş tanrısı Mars'ı sembolize ediyor. VW VW'nin ambleminin nasıl oluştuğu hakkında kesin bir bilgi yok. Bir rivayette, V ve W harflerinden oluşturulan bu logonun tasarımcı Xaver Reimspiess tarafından 1937'de çizildiği söyleniyor. Porsche tasarımcısı olan Reimspiess'in her fırsatta kalem ve kağıda sarıldığı bilinen bir gerçek, ilk logoda kullanılan dişlilerin çevresindeki desenler, Nazi'lerin kullandığı Gamalı Haç'ı andınyordu. Bunun dışında Kaplumbağa'da, çark içerisinde bir KdF logosu da kullanıldı. VW markasıysa, 1948 yılında tescil edildi.
  19. Mesaj sayım artsın diye uyanıklık yapatım sorma mouse hanıma verdim bozmuşşşşşş ondan hepsini bi toplada fordu...finale sakladım
  20. TOYOTA... Toyota ilk başlarda ne bir araba firmasıydı ne de adı Toyota’ydı. Sakichi Toyoda 1933’e kadar dokuma tezgahı üretiyordu. Firma araba üretmeye başlayınca, Toyoda’yı kulağa daha hoş geldiği için Toyota’ya çevirdiler. CHRYSLER... Walter Chrysler’in araba firması Maxwell Motor Company 1924 yılında çok meşhur olan bir araba üretti. Araba çok tutulunca şirketin adı Maxwell’i arabanın adı olan Chrysler’le değiştirdiler. HONDA.... Honda’nın adı sahibi Soichiro Honda’dan geliyor. CHEVROLET.... General Motors’dan ayrılan Durant, İsviçreli uzman Louis Chevrolet’yle ortaklık kurdu ve şirkete de onun adını verdi. Şirketin logosunun İsviçre bayrağındaki haç işaretinden geldiği söylenir. MERCEDES.... 1900 yılında Avusturyalı girişimci Emil Jellinek araba devi Daimler’le bir anlaşma yaptı. Yaptığı anlaşmaya göre Daimler 36 araba üretecekti ve bunların adı Jellinek’in 12’inci kızının adı olan Mercedes olacaktı. VOLVO.... Bir İsveç şirketi olan Volvo’nun adı Latince’de ‘Yuvarlanıyorum’ anlamına gelen ‘volvere ‘ kelimesinden geliyor. Firma 1915’ten beri bu adı kullanıyor. CADİLLAC... 18’inci yüzyıl başında Detroit’i kuran Fransız kaşif Antoine Laumet de La Mothe ya da Sieur de Cadillac’ın adından geliyor. Wolkswagen... Firmanın adı Almanca’da ‘Halkın arabası’ anlamına geliyor. MAZDA.... Firmanın internet sitesine göre Mazda’nın adı Zedüştlükte bilgelik ve akıl tanrısı olan Ahura Mazda’nın adından geliyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.