Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Tevfik

Üye
  • Toplam İleti

    12.655
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    139

Tevfik tarafından yazılan her şey

  1. bravo dünden beri sana amma itibar kazandırdım paso bastım.... not:krikomu kaybettim nereden bulabilirim..... anlayan anladı....
  2. vala üşendiğimden bu gün servise götürmeyi bekledim......safariden cıkmış gibiydi kum fırtınasında kalmış gibi bugün giderken.....
  3. arkadaşlar bugün otokoça servise bıraktım bugünde foto koyayım dedim...iilk önce cmax sonra iki focus3 hb ....
  4. sakinleşmen için 18 bölümüne senin için koydum aman elmayı ısırma cok..........
  5. teşekkürler...umarım hiç ihtiyacımız olmaz....iyi dileklerin için sagol....
  6. bigüzeldi bi güzeldi.........simsiyah...nasıl parlıyordu....oy oyoy.....
  7. bunudum zaten hiç merak etme....
  8. bu adamın yüzünden terk edicem bir gün forumu (sinirden dorumu bile yazdım) offf off bosss...
  9. arkadaşlar 721 e ak sigorta işi bitirdim 12 ay taksit........f kasko cıkssss yapmadım yüksek geldi.....
  10. bugün izmir otokoçtaydım....şeker kırmızı hb f3 gelmişti .....tabiki ilgilenen tek kişi yok kendin pişir kendin ye başka bir müşteriyle oynayıp durduk inceledik...trend ve benzinliydi şeker kırmızı cok güzel duruyordu...sadece 2 tane satılmış şimdiye kadar ay sonu sedan gelecekmiş....servise sokacagım için servis müdürüne de beklentilerimizi dile getirdim....2012 yi bekleyin dedi...ama focus 3 ün karşısında tit c max 182 ps tüm ihtişamıyla duruyordu...flört ettim onunla çok güzel duruyordu...
  11. bende b sınıfı korku diye hiç yanaşmamıştım bu filme....bi deneyeyiim...teşekkürler...
  12. haklısın hocam türkiyede yapılmamış demekki oyüzden belkide resmi sitesindede aynı jantlar var halbuki garip işte otosanın garip işleri bunlar.....
  13. çok mu gürültü yapmışık özür dileriz onlardan.....ama hep fordun özelliklerinden bahsettikkiiiiiiiiii.....ne yapmısık ........
  14. şimdi hocam avustralyada manyamış insanlar böyle yüzükoyun uzanıp foto cekip facebooka koyuyorlamış adı da planking....bende ilginç bir duruş buldum motorla ilgili kendimde focus 3 ün üzerinde böyle durup resmimi foruma koyucam en kısa zamanda donanım ve fiyatlar içinde forda göndericem.....
  15. birada süper vahşi hindi wild turkey bu arada..........light tan iyidir........
  16. rocker üyemiz avustralyada moda olan planking akımına kapılarak 182 ps ecoboost motoru test ederken ......tebrikler......
  17. evet hocam hangi park sensörünü kullanmamız lazım peki?????bu konudaki engin ögrüşleriniz........ viraj takip sisteminde farları ne kadar döndürebiliriz açıklarmısınız....
  18. oofff rocker gülmemden hatun uyuz oldu ne gülüyon ne işler ceviriyon diyor yakacan başımı ......yaaaaaaa bu kadar komik şeyler yaszılırmı öldürcen gülmekten...arabada kullanamıycam senin yüzünden hep aklıma gelicek....söylediklerin.....
  19. bu yorumlarından sonra rockera dinamik tork kontrolü ve yokuş kalkış destek sistemini sormaktan korkar oldum......
  20. Tevfik

    Cumhuriyet Tarihi ve ATATÜRK

    Atatürk Kayıp Kıta MU'DA Ne Aradı ? M.Ö. 200.000 ile 70.000 yillari arasinda Pasifik'te Mu adinda Avustralya'dan kat kat büyük bir Kita mi vardi? Yüksek bir medeniyet yarattiktan sonra batmis miydi? Atatürk bu kitayla neden ilgilenmisti?" Türkler'in kökenini ortaya çikarmak Gazi'nin en büyük isteklerinden biriydi. Cumhuriyetin ilk yillarinda Osmanlilar'in son dönemlerinde Türklük Akimlari üzerine yapilan arastirmalari derledi. Atatürk'ün istegiyle birçok bilim adami ve arastirmaci bu alanda arastirmalar yapti. Yabanci bilim adamlari davet edildi. 1930'da Türk Tarih Kurumu kuruldu. Çok zengin malzeme ve bilgilere ulasildi. Yine de Türkler'in nereden geldikleri tam açiklik kazanmadi. Maya Diliyle Türkçe Arasindaki Benzerlik 1932'de emekli General Tahsin Bey Atatürk'ü ziyaret etti. Maya dili ile Türkçe arasindaki benzerliklerden bahsetti. Mayalar Meksika'da yasamislar, Türkler ise Orta Asya'dan gelmislerdi. Aradaki uzakliga ragmen, Gazi konuyla ilgilendi. Tahsin Bey'i Meksika'ya elçi olarak atadi. Ona iki dil arasindaki benzerlikleri ortaya çikarma görevini verdi. Tahsin Bey Meksika'ya gitti. Orada kendisine Amerikali Arkeolog William Niven 'in buldugu tabletlerden bahsettiler. Maya dilinin kökeninin bu tabletlerde oldugu anlasilmisti. Türkçe ile Maya dili benzerlik bu tabletlerde aranacakti. Bu tabletler Tahsin Bey'i saskina çevirdi. Çünkü tabletler MÖ 200.000 ile 70.000 yillari arasinda Pasifik'de yer almis bir kitayi haber veriyordu. Kitanin adi MU idi. Avustralya'dan birkaç kat büyüktü. Yüksek bir uygarliga ulastiktan sonra deprem veya tufan sonucu battigi saniliyordu. Ingiliz Albay James Churcward Hindistan'daki tabletleri Tahsin Bey'e bilgi olarak sundu. Bunlar da kayip Mu Kitasi ile ilgiliydi. Ve Churcward 50 yil çalismisti bu tabletleri çözebilmek için. Bu konuda 5 kitap yayinlamis bir uzmandi. Tahsin Bey, ögrendiklerini, bulduklarini düzenli olarak Atatürk'e rapor ediyordu. Gazi; Churcward'in Mu ile ilgili kitaplarini getirtti ve 60 kisilik bir tercüme heyetine Türkçe'ye çevirme emrini verdi. Kitaplar basilmadi. Daktilo edilerek Atatürk'ün önüne kondular. Atatürk metinleri büyük bir dikkatle okudu. Insanin yaradilisini anlatan bölümle özellikle ilgilenmisti. Mu'nun insanligin ana vatani oldugunu nüfusun 64 milyona çiktigini anlatan bölümlerin altini çizmisti. Mu'da geçen Tanri kavramiyla da yakindan ilgilenmis, yaraticinin insan akliyla anlasilamayacagi, sekillendirilemeyecegi ve adlandirilamayacagi üzerinde durmustu. Tercümelerde Maya dili de dahil tüm lisanlarin Mu dilinden türedigi belirtiliyordu. Mu kitasinin batisini anlatan bölümde halkin "Ya Mu bizi kurtar." diye bagirdigina dikkat çekerek Mu'nun bir ilah adi oldugu sonucuna vardi. Mu kökenli özel isim ve sifatlari, Öztürkçe ile karsilastirarak (Kui: kögü : Aile vb.) not aliyordu. Atatürk, önce Türkler'in kökenini ve Mu dilinin Türkçe ile baglantisini incelemis sonra da Mu sembollerini Latin alfabesiyle karsilastirmisti. Daha ilginç olan Mu'nun demokrasi ile yönetildigini ve günes enerjisinin aydinlatmada kullanildigini anlatan satirlarin altini çizmekle kalmamisti kendi notlarini da ilistirmisti. Bugün bu kitaplardan Kayip Mu Kitasi ve Mu'nun Çocuklari Anitmabir kitapliginda 1301, 1302 no ile kayitlidir. Çeviri metinleri ise kitaplikta 4 dosya halinde bulunur. Gazi'nin Mu ile ilgili çikardigi sonuçlari ne yazik ki tam olarak bilemiyoruz. Emekli general Tahsin Mayatepek Meksika'daki arastirmalarinda çok daha fazlasini bulmustu. Maya, Aztek ve Inka uygarliklarinin Türkler'in kullandigi esyalara benzer esyalar kullandigini Atatürk'e iletmisti. Davullar, kalkanlar üzerlerindeki ay ve yildiz sembollerine kadar bizimkilere benziyordu. Tahsin Mayatepek, çalismalarini belge ve fotograflarla 3 ciltlik defter olarak toplayarak Atatürk'e gönderdi. Bunlarin ikisi 70'lere kadar TDK kütüphanesinde idi. (No:57-56) Üçüncü defter kayiptir. Bu defterlerde dini tören, ibadet ve tapinaklarin bile sasilacak kadar benzerligi gösteriliyordu. Atatürk'ün 6 ay gibi bir sürere Türkçe'yi Latin harflerine kavusturacak kadar bilgili ve yetenekli oldugu düsünülürse, onun kesinlikle siradan bir dil bilimci ve tarihçi oldugu düsünülemez. Öyleyse bu arastirmalari da siradan bir merak olamazdi. Yine O, neyi nerede arayacagini herkesten iyi biliyordu. Bugün Atatürk'ün gizli kalmis düsünceleriyle birlikte bu arastirmalar da Anitkabir'in sessizliginde uyumaya devam ediyorlar. Eger gerçekten var olduysa, Mu Kitasi'nin kalintilarinin Pasifik'in derinliklerinde durdugu gibi...
  21. Tevfik

    Cumhuriyet Tarihi ve ATATÜRK

    Atatürk´ün Stalin´e Verdigi Cevap Stalin'in Sovyetler Birliği'nin başında olduğu dönemler... Sovyetlerin Ankara Büyükelçisi ünlü bir diplomat Karakan... 1917 Ekim Devrimi'nin yıl dönümlerinden birinin sabahında Stalin, son derece sivri, anlamsız ve onur kırıcı bir demeç veriyor. Bu demecinde aynen şunları söylüyor: 'Herkes bilsin ki, Rus Milleti; Boğazlarla, Ardahan'ı ele geçirmekten asla vazgeçmeyecektir. Çok yakın bir zamanda bu davalarımızı halletmiş olacağımızı şimdiden müjdeliyorum...' Aynı gece Ankara'da Sovyet Büyükelçiliği'nde de ihtilalin yıl dönümü kutlamaları yapılıyor. Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk, gece yarısına doğru Stalin'in bu densiz demecinden haberdar oluyor ve maiyetine emrediyor: 'Arabaları hazırlayın gidiyorum.' 'Paşamız bu saatte nereye gidecekler?' ' Sovyet Sefareti'ne.' Mahiyetin etekleri tutuşur çünkü olayı kavrarlar, içlerinden birisi Atatürk'e: ' Paşa hazretleri nasıl olur? Protokolsüz mü? Siz devlet başkanısınız, protokolsüz nasıl gidersiniz?' 'Ben protokol falan dinlemiyorum çocuk. Stalin vatanımın topraklarına göz dikmiş, sen bana protokolden söz ediyorsun. Hazırlayın arabaları.' diye cevap verir. Büyük önderimiz ve arabalar hazırlanır. Atatürk ve maiyeti, Sovyet sefaretinin kapısına dayanır. Ulu önderimiz yüzü asık bir şekilde yukarı çıkar ve o sırada sefarette büyük bir balo vardır. Atatürk kendisini karşılayan Büyükelçi Karakan'ı görünce: 'Merhaba Karakan' der ve aynı sert ifadeyle devam eder. 'Rahatsız ettik ama sen benim şahsi dostumsun, kusurumuza bakmazsın. Bir hususu esasından anlamaya geldim.' 'Emredin Sayın Başkan' 'Ajanstan öğrendiğime göre, başbakanınız Stalin, Ardahan'la Boğazları istemiş, kararı katiymiş...Pek yakın bir gelecekte bu kararını uygulayacakmış. Tam böyle söyleyip söylemediğini bilemem ama buna benzer şeyler söylemiş. Tabii ki bu nutkun da bir sureti sende vardır. Getir bakalım şunu da işin aslını faslını iyi anlayalım.' Stalin'in nutku getirilir. Atatürk metnin o kısmını yanındakilere kelime kelime tercüme ettirir. Nutuk ajanstan geçen metin ile aynıdır. Atatürk sorar: 'Karakan, sefaret telsizinden derhal Stalin'i bulduracaksın. Bu beyannatından vazgeçip geçmediğini sorduracaksın. Başbakanın tükürdüğünü yalayacak, yalamazsa ben yapacağımı bilirim. Bu cevap bu gece gelecek çünkü benim senin başbakanından daha önemli kararım var. İstediğim cevabı almadan sefaretinizden dışarı adım atmam. Eğer cevap istemediğim şekilde gelirse bil ki buradan çıkıp doğru Rus sınırına gideceğim...' Karakan çaresizlik içinde telsizin başına koşar ve Atatürk'ün söylediklerini aynen nakleder. Stalin'den gelen cevap büyük önderimizi tatmin eder çünkü cevapta aynen şöyle söylenmektedir. 'Stalin sürçü lisan eylemiştir. Boğazlar'la Ardahan'ı almak gibi bir arzusu katiyetle yoktur...' Atatürk cevabı okuduktan sonra Rus Büyükelçisi Karakan'a hitaben 'Karakan seni geri çağırırlar ve yaşatmazlar. Uzun süredir tanışıyoruz, istersen bize iltica et.' Karakan bu teklife olumsuz cevap verir ve cevabı telgraftan hemen sonra bir telgrafla geri çağrıldığını açıklayarak: 'Teşekkür ederim. Sizi tanımış olmam bile kafidir ancak memleketinizdeki vazifem sona ermiştir. Yarın hareket edeceğim.' Atatürk fazla ısrar etmez ve Çankaya'ya döner. On gün sonra şöyle bir haber gelir. Sovyetler Birliği'nin eski Ankara Büyükelçisi Karakan fırında yakılmak suretiyle idam edilmiştir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.