Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Tevfik

Üye
  • Toplam İleti

    12.655
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    139

Tevfik tarafından yazılan her şey

  1. sagol dostumda...aylık 150 gb...indirim gözüküyor ortalama...müzik film oyun...hanımın dizileri online seyretmesi..oglanın hd merakı nedeniyle...
  2. alla alla millet böyle bir köşemi bekliyordu ya....
  3. cok güzeldir romanıda fiilmide..mutlaka seyredin derim.....
  4. Tevfik

    Günün filmi

    Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir (2011) Türkiye ve Alman ortak yapımı olan Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir, hızla değiştirilen İstanbul'a bunun neden yapıldığını ve nasıl da korkunç bir karmaşaya sürüklendiğini ifade etmeye çalışıyor. İstanbul’un doğasının akla ve bilime son derece ters projelerle zalimce değiştirildiği belgelerle iddia ediliyor. 1 saat 28 dakikalık belgeselde dünyanın en güzel şehirlerinden İstanbul’un dünü ve bugünü arasında da bir karşılaştırma yapılıyor. 2011 Saraybosna İnsan Hakları Ödülü'ne layık görülen Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir, birçok festivalde seyircilerle buluştuktan sonra resmi olarak 4 Mayıs’ta beyazperdedeki yerini alıyor. http://www.youtube.com/watch?v=_qGpjVz1GtU
  5. bugün radyoda calmıştı..taaaaaaaaaa nerelere götürdü beni...................
  6. üzüldük hocam....olsun yinede iyi mücadele verdik...saglık olsun...kızımız üzülmesin yeter o yüzden o günde sana biraz sertleştim cünkü cok kaptırmıştın o duyguyu bilirim...sonraki süreç yıpratıcı olacagı için uyarmak istedim yoksa...elbette kendi arkadaşımızın birinci olmasıyla gurur duyarız...saygılar..
  7. Tevfik

    Günün filmi

    hulk aslında kendi başına dogru kurgu ve kahramanı taşıyacak uygun birisi bulunamadığı için 1-2 filimler hayalkırıklığı yaratmıştı...o yüzden bende bu filmde sevdim....
  8. yani gizemli romanları anlatımları filmleri severim 23 numara filmi gibi..buda ilk başlarda sıkıcı gelsede bir şekilde bitirmek ve sırmı yoksa sıradan bir rastlantımı sorusuna cevap aramanın yolculuğu....
  9. Bir İgnliiz üvinersitesinde ypalın arşaıtramya gröe, klemileirn hrflareinin hnagi srıdaa yzaldıklarıı ömneli dğeliimş asılnda… Öenmli oaln, briinci ve sonncuu herflarin yrenide olamsımyış… Çnküü, kleimleri hraf hraf dğeil, btüün oalark oykuormuşsz… Ardakai hraflrein sırsaı kıraşık da osla düüzgn ouknuyormuş. Trüban bduur. Tartıışlan mselee ne oulrsa olusn, bşınaa ve sounna “trüban” koyğduunda, aarda ypılaan yaınlşları görmeszin… Yaınlşları düüzgn gbii oukmyaa, düüzgn gbii anlmaaya bşlarsaın. Sbaah klkaarsın trüban konşuuursn, aşkam yaatrsın trüban konşuuursn. Kaafn alalk blulak oulr ama… Akılnda bi tek trüban klaır! Yazar:Yılmaz Özdil
  10. Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: “Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: “Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin… Küçük zarfı aç.”"Aldıklarını geri vereceksinVermiş olduklarını aldığın zaman.Biliyorum ne düşündüğünü,Ne zaman uyuduğunu,Nereye gittiğini,Nereye gideceğini.Seninle bir randevumuz var,Bay 658.”Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap “Aklından Bir Sayı Tut” kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
  11. benimkide Ne zaman birşeyler çok önemliyse, ne zaman kendini gergin, endişeli ve korkmuş hissediyorsanız, sadece Siktir Et deyin, iç çekin ve nefes verin. İlaç gibi hemen iyileştirir sizi. Fakat Siktir Et Nefes Alışı’ nı da unutmayalım. Siktir Et Nefes Verişi boş verme, rahatlma ve birşeylere hayr deme ile alakalı ilen, Siktir Et Nefes Alışı enerjiyi ve gücü içine çekme ve birşeylere evet demekle ilgilidir. Diyet kitapları tamamen saçmalıktır, Ağaçların boşu boşuna tüketimidir. Bu yüzden bütün diyet kitaplarını çöp tenekelerine atın ve bir ağaç dikin. Aslında bir meyve ağacı dikip meyvelerini yiyebilirsiniz. Hem kilo vermiş olursunuz hem de dünyaya bir katkınız olur. Kendini nasılsan öyle kabul etmenin etkileyici yan etkisi vardır: başka insanları da olduğu gibi kabul etmeye başlarsınız. Belki hemen gerçekleşmez ama zaman ilerledikçe etkisini gösterecektir. Çok basit bir nedenden ötürü gerçekleşir: ne zaman başkalarını yargılarsan, bu yargılama kendini tamamen kabul etmeyişten gelir. Çocuk sahibi olmak en büyük Bakış Açısı Makinesidir. Daha önce sizin için önemli olan şeyler, umursadığınız şeyler, dizlerinin üstüne çöker, ayaklarını sürüye sürüye özür dileyerek kapıdan çıkar ve yeni gelen üstün anlamlara saygı gösterir. Hadi, daha az kontrol etmeyi bir deneyin. Çocuğunuza bir şey yapmamasını söylemek ya da onu durdurmak üzereyseniz, sadece kendinizi tutun ve bu sefer işe karışmadan beklemenin ve karışmadığınızda ne olacağını görmenin işe yarayıp yaramayacağını bir sınayın. Çocukları hayatı kontrol edebileceğiniz kadar kontrol edebilirsiniz. Yani, çok zor. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünü önemseyince, herşeyi kişisel olarak algılamaya başlarsınız.
  12. Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm Diğer Kitaplar İyi Uykular Sayın Seyirciler Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm 1084 Aşkın Cep Defteri Çılgın Türkler Kıbrıs Yazar : Zülfü Livaneli Tür : Roman Öykü Yayın Tarihi : 09 Mayıs 2012 Yayın Evi : Doğan Kitap Lisan : Türkçe Sayfa Sayısı : 212 Detay : “Arkadaşlarım bunun farkında değil ama ben bu bağlantıların üstünde ya da dışındayım. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalışıyorum, lakin içim farklı, işte romanı yazan zavallı arkadaşımın inemediği derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmişi olan ve Kuzey sürgününe savrulmuş, sıradan insanlardan biri sanıyor. Başımdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. İçimdeki derin ve köklü karanlığın farkında değil. Çünkü insanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.” 12 Mart rüzgârlarının İstanbul’dan Stockholm’e savurduğu bir mülteci olan Sami Baran, yattığı hastanede Türkiye’den bir hastayla karşılaşır. Bu adam, başına gelenlerin sorumlusu olarak gördüğü eski bir bakandır. Ondan intikamını almak amacıyla Şili, Uruguay, İran gibi farklı ülkelerden gelmiş mülteci arkadaşlarıyla birlikte bir plan yapar. Ancak, bu planı gerçekleştirmek o kadar kolay olmayacaktır: Sami Baran, anadilin yeri geldiğinde düşmanla da anlaşma aracı olabileceğini hesaba katmamıştır. Ve bu, planın önündeki engellerden sadece biridir... Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
  13. Fazla fazla yaşamak!.. Cem Özer "Ölsem gözüm açık gitmez" demiş; "Çok şükür en dipten en tepeye beş kişilik bir hayat yaşadım." Belli ki bu da zenginlikten sayılıyor. Malum çoğunluk tek bir hayatın içini bile hayalini kurduğu gibi dolduramıyor. Her şey mecburen, mecburiyetten çünkü! Fakat bazıları da bir hayata dört beş kişinin yaşayacağı kadar çok şey sığdırıyor! Garaja beş araba koymak gibi bir şey herhalde! Zaten kendisiyle röportaj yapan Birsen Altuntaş'a neyi kastettiğini şöyle açıklamış Özer: "Ünlü ve güzel kadınlar, arabalar, tekneler, seyahatler, ödüller, alkışlar, aşklar, sevgi, çocuklar... Daha ne isterim ki hayattan!" *** İnsan garip bir varlık! Cem Özer'e o "en dip" dediği... Birkaç ay önce onu göklere çıkartanların yüzüne bakmadığı, en parlak aşklarının hızla çirkin bir mutsuzluğa dönüştüğü dönemlerinde yani... Biri gelip ona mikrofon tutsa ve "ne ilginç şeyler yaşıyorsunuz; sanırım gözünüz açık gitmezsiniz!" deseydi... Ne yapardı? Adım gibi eminim ki... Öfkelenir ve "git işine be!" diye bağırırdı. Buna benzer olaylar yaşamadığı da söylenemez. *** İnsan yaşını başını aldıkça... Kendi hayatına da biraz dışarıdan, biraz "mesafeyle" bakmaya başlıyor. Ama bunu olgunluk sanıyorsanız, yanılırsınız. Tersine, bu bakış çoğu zaman bizi çocuksu bir masalcılığa itiyor. Mesela çok problemli, çok sıkıntılı, çok olaylı, çok zikzaklı bir gidişi... Anlatırken çok renkli ve çok heyecan verici bir şeymiş gibi hikâye etmeye başlıyoruz. Sadece Cem değil, hepimiz yapıyoruz bunu. Özellikle de erkekler. O yaşların erkekleri... Cem'in söylediklerine bakıyorum da, hani aklıma gelmiyor değil... Şimdi hırt bir delikanlı çıkıp, "ağabeycim, hayat da kadınlar gibidir" deyip ekleyiverse; "çok kadın, hiç kadın; çok hayat hiç hayat demektir!" Nasıl karşılık verir Cem? Buruk bir gülümsemeyle susmayı tercih etmez mi! *** İşin doğrusu, ister han, hamam, apartman, isterse beş kişilik hayat olsun, sadece biriktirdiklerine bakarak hayat muhasebesi yapıp da gözü açık gitmeyeni görmedim! Mesele bir "boşluğu" doldurmaksa... Çokluk aldatıcıdır. Nicelik yok hükmündedir o konuda; nitelik gerekir. Çünkü yaşamak... Tecrübeleri biriktirdikçe... İçine tıkıştırdıkça... Yan yana, üst üste dizdikçe dolan bir şey değil! O yüzden işte Nietzsche hayatına dair konuşurken "ben yokluktan değil, hep çokluktan çekmişimdir" demişti. Haşmet Babaoğlu
  14. vala bilmeden öle olmuş ha...inanılmaz bişi..kendime güleyim biraz da...
  15. götürür götürür...gülmekten yazamıyomki... :P :P zaten seslendirme dolby digital yani bazen 5.1 oluyor...biri subwoofer görevi görüyor denebilir... :kıhkıh: :kıhkıh: off ölcem ya...
  16. sen gel bir cumartesi..foruma gece ben sana anlatırım hepsini bişiyciğin kalmaz ...
  17. nebilem...olabilir...sazanımdır napem...Braus tan sonra böle oldum...jenna jamesonun selamı var sana prime timelarda göremiyormuş seni..napıyo diyo..dedim 1.0 turbo bekliyor...çok bekler o diyo..ben :D
  18. Tevfik

    Mercedes C63 Coupe

    sen git ecnebi ülkelerinde vites topuzu yerine vites kutusunu çözmeye çalış sonrada bana sulanmıyorlar de...git sana aspirin içenler sulansın alla alla..bunların topu deli...ya........
  19. pamuk yani sitemizin pamuk prensesi=aylin hanım... abi sende hiçbir kodu cözemiyon napem...
  20. yok be enginim öle deme aşkolsun...pamuk var ona ayıp olmasın dedik....
  21. aha...enginde girdi konuya..tamam dagıldık...ben sana pm atarım canım...ögrenirsin....biri rocco şeker...digeri anatomik belgesel sunucusu bir bayan.... :D
  22. Symphony of Love galiba adı...cok güzel geldi ya.............
  23. unuttum ne yazacağımı 80 lerden gelen bir müzik calıyor virginde galiba...onu hatırlamaya calışıyorum..cok güzel geldi...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.