Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Tevfik

Üye
  • Toplam İleti

    12.655
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    139

Tevfik tarafından yazılan her şey

  1. çok güzel olacak bu iş tam istediğim ölçütte olduğu takdirde...focusclup bir araba markası belirli bir modelden daha çok üyeleriyle konuşulur hale gelecektir..bunun yanı sıra toplumun diğer katmanlarındanda üyelerimiz olduğu takdirde..büyük ölçekli bir site haline gelebiliriz... bir şekilde neden olduğum için seviniyorum bu işe....
  2. Tevfik

    Günün filmi

    http://extratorrent.com/torrent/2657961/Man+on+a+Ledge+2012+R5+CAM+AUDiO+XviD-BiDA.html 30 dakikada iner kesin 20 dakika bile olablir...
  3. Tevfik

    Günün filmi

    mutlaka okula gidenler bilhassa mühendislik okuyanların cok hoşuna gidicek..benim oglantavsiye etti..seyrettim günümüzdeki ezberi dayalı egitim sistemini hicveden..yeryer komik ve düşündürücü bir film günümüzde dostluklara hala önem veren insanlar için.....seyredin lan işte...alla alla..adamı ayar etmeyin...
  4. Tevfik

    Günün filmi

    3 Aptal (2009) Hindistan'ın en iyi mühendislik okuluna başlayan öğrencilerin hayatını anlatıyor özet olarak. Sistemin daima yarış üzerine kurulu olduğu, herkesin en iyi olmaya çabaladığı bir okulda sistemi değiştirmeye çalışan bir öğrenci ve onun en yakın 2 arkadaşı. Başlarından geçenler, hayattan aslında ne istedikleri.Ranco karakterinin başrol oynadığı film dram ve komedi türünü en iyi şekilde harmanlayıp bize öğretici bir film olmakta.
  5. Tevfik

    Günün filmi

    of course.....
  6. Tevfik

    Günün filmi

    Man on a Ledge (2012) Görevden ihraç edilmiş eski bir polis olan Nick Cassidy (Sam Worthington), Manhattan'da bir otelin çatı katına çıkarak masumiyetini kanıtlamak için intihar girişiminde bulunur. Bir kadının çığlığı üzerine New York Polis Departmanı'ndan görevlendirilen bir ekip olay yerine gelir ve psikolog polis memuru Lydia Anderson (Elizabeth Banks), Nick'i ikna edip indirmesi için görevlendirilir. Bu arada Nick ana caddeye basınla birlikte büyük bir kalabalık toplayıp, ilgi çekmeyi de başarmıştır. Fakat bu intihar girişimi aslında büyük bir elmas soygununu rahatça gerçekleştirmek için planlanmış bir oyundan ibarettir. Nick, haksızlığa uğrayarak görevden alındığını iddia eder; intikam planı da oldukça kurnaz ve 'sınırdadır'... not:mutlaka seyredin keyif verici bir film oyun içinde oyun şeklinde..
  7. Tevfik

    Günün şiiri....

    KADINLAR, ÜLKELER, DENİZLER Gözlerin gözlerime değince Su katılıyor rakıya Denizler açılıyor önümde. Üç çeşit deniz var bildiğim: Birincisi süt liman deniz. İlkgünün özenle okşadığı, Gökyüzüyle kaynaşan deniz. İkincisi dalgalı oynak, Bir kedi gibi önce sokularak Sonra tozu dumana katan deniz. Balıklara beşik sallayan deniz. Üçüncüsü volkansı dağlar... Tüfek namlusundan menevişli, Baştan başa gövdesi köpek dişli, Kendi kendine savaşan deniz. Anadolu dağları gibi kıraç, Kış ortasında kurtlar gibi aç Karanlığa uluyan deniz. Senin gözlerin de öyle uzak, Üç türlü denizde balkıyarak Bütün yaşamımı alıp gitti. Türküler yitirdim dağlarda. Çiğdemleri rüzgar okşar ya, Sarkar ya söğütler ırmağa Rakıya su katılır gibi Gözlerin başlar yansımaya Gözlerin gözlerime değince su katılıyor rakıya, Ülkeler de kadınlara benziyor, Başlıyor yansımaya. İşte güvercin kemikli kız! Koca Fransa, Akdeniz... Ve Almanya ki lahana, tütün, Sokakları kan kokarken bir gün Gençliğimi orada bırakıp geldim. Oysa balık gibiydi Urzula Rayh Bir sarı çiğdem gibi severdim. Yazar : CAHİT KÜLEBİ
  8. Bence benimle bilgisayarımın arasındaki köprü var....çünkü bana benzeyen en iyi arkadaş o....ne istersem tamam hadi yapalım diyor...
  9. Günaydın...doktorum ...teşekkürler...mevsim kokulu yazı için her paragrafında 4 mrvsimden biri gizliydi ve..biri üşütürken,digeri ısıttı,biri ıslatırken biri kuruttu...iyi pazarlar... Erken Bir Yaz Sabahı.... Öylesine bütünlüklü ve öylesine sade güzelliği var ki bu erken yaz sabahının, başka hiçbir güzelliğe içinde yer bulunmuyor; belki de ilk kez, bir başka güzelliğin, bir mısranın, bir şarkının, hatta uzun bir şampanya kadehinin içinde duran şu çiçeklerin, derin bir duygunun, eğlenceli bir düşüncenin bozabileceği böyle bir vakte rastlıyorum. Sabah, sanki bir beyaz manolya yaprağı... Parlak, mavi bir yaz sabahı. Sakin, sessiz. Sanki hiçbir sese, hiçbir harekete tahammülü yok. Müziği kapattım. Dümdüz lacivert bir deniz, koruluklarının yeşili bile gözüken adalar, bir beyaz yelkenli, uzaklarda bir şilep. Balkondaki sardunyaların kızgın kızıllığından bile rahatsız olan bu masum ve aydınlık sabah, kendi mavi masumiyetiyle hayatın bütün karmaşasını, düşünceleri, duyguları reddediyor sanki. Bu ışıklı sessiz örtünün altında yatan heyecan verici karanlıklara uzanan yollar erken yaz sabahının sükunetiyle kesilmiş. İnsan, bu durgun güzelliğe boyun eğmekten başka bir çare bulamıyor. Sessiz mavi bir yaz sabahının bir parçası oluyor. Bir sevinç bile istemiyor. Hiçbir duygu olmamalı, bir düşünce bulunmamalı. Bir maviliğin içinde süzülmelisin. Bu sabah vaktinin bir parçası olmalısın. Ve bunun için, bütün varlığından, geçmişinden, hayallerinden bir anlığına da olsa vazgeçmeli, bu sükuneti bozacak hiçbir kıpırtıyı içinde taşımamalısın. O sessizliğin içine kendimi istekle bıraktım. Hiçbir şey olmamanın muhteşem sükunetiyle uçuk bir maviliğe büründüm, kendimi terkettim. Minik bir yaprak bile değilim, kavak ağaçlarının uçuşan pamukçukları da değilim, bir ağaç ya da bir çiçek de değilim. Mavi bir sabahım şimdi ben. Bütün derinliklerim sessiz. Beni çağıran hiçbir şey yok. Hiçbir yere gitmeyeceğim. Hiçbir şey düşünmeyeceğim. Hiçbir şey hissetmeyeceğim. Kendi sesim de dahil bütün seslerden uzaklaştım. Öylesine bütünlüklü ve öylesine sade güzelliği var ki bu erken yaz sabahının, başka hiçbir güzelliğe içinde yer bulunmuyor; belki de ilk kez, bir başka güzelliğin, bir mısranın, bir şarkının, hatta uzun bir şampanya kadehinin içinde duran şu çiçeklerin, derin bir duygunun, eğlenceli bir düşüncenin bozabileceği böyle bir vakte rastlıyorum. Sabah, sanki bir beyaz manolya yaprağı. Ona hiçbir şey değmemeli, dokunmamalı, değerse küser ve kararır. Hatta güzelliğini bile seyretmemelisin. Bir parçası olmalı, o maviliğe karışmalısın. Uyandığımda bende olan ne varsa artık yok. Ben yokum. Bir sabah vaktiyim. Sessizim, sakinim, maviyim. Beni terkeden herşey, bütün sesler, bütün düşünceler, bütün duygular, bütün kaygılar, bütün özlemler aniden ve büyük bir gürültüyle geri dönecekler, bunu biliyorum. Ben, yine ben olacağım. Hayat, yine hayat olacak. Bu mavi örtünün altında dolaşan o olağanüstü karmaşa, bütün karanlığı ve çekiciliğiyle yeniden ortaya çıkacak. Onları yeniden gördüğümde belki de çok sevineceğim. Ama, şu kısa an, sabahın içinde dağılıp bir mavi sabah olduğum şu vakit, neredeyse inanılmaz olan bu tanrısal armağan, herkes gibi benim de en çok kurtulmak istediğimden, kendimden kurtarıyor beni. İçimde dolaşıp duran, birbiriyle çatışan, beni bazen eğlendirip bazen yoran bütün o 'ben'ler sustular, gittiler, yokoldular. Issız içim. Kendi ıssızlığını da özlüyor bazen insan. Bunun asla ele geçemeyeceğini, o kalabalığın asla beni terketmeyeceğini sanırken, erken bir yaz sabahı, beni kalabalıklarımdan kurtarıp içine aldı. Görkemli bir cömertlikle kendini bütünüyle bana verirken, beni de inanılmaz bir hoşgörüyle kendi içine kabul etti. Bir şarkı duymak istemiyorum. Hiçbir şeyi, bir çiçeği, bir insanı, bir ağacı, bir kuşu, bir duyguyu tek başına görmek istemiyorum. Bu bütünlük, kalabildiği kadar bir bütün olarak kalmalı. Onun parçası olmalıyım. Tek olan her şey bu bütünlüğü bozacak. Ben bir bütünün parçası olamayacağım o zaman. Bütüne bazen hayranlıkla, bazen merakla, bazen dehşetle bakan, ayrı bir parça haline geleceğim yeniden. Buna da sevineceğim belki. Ama şimdi... Şimdi değil... Parlak, mavi bir yaz sabahı. Sessiz ve sakin. Ben yokum. Siz yoksunuz. Kimse yok. Mavi bir sabah var yalnızca. Ve, mavi bir sabah vaktiyim şimdi ben. Ahmet Altan okurken dinlemeniz için...
  10. Kahvaltı kadınları Reha Muhtar - [email protected] Bugün Pazar... Bugün kahvaltı günü... Sevgiyle, sevişerek, aşkla heyecanlanarak, dostlukla paylaşarak yaşanacak kahvaltılı bir Pazar günü bugün... Size bu Pazar için Kahvaltı Kadınları yazısını seçtim... Belki okurken kahvaltı edersiniz kim bilir?.. Keyif dolu kahvaltılı bir Pazar dileğiyle... *** Erkekler akşam yemeğe çıkartacak kadın ararlar... Kadınlar, akşam yattıktan sonra sabah kahvaltı edecek erkekleri... Erkek akşama ve geceye odaklıdır... Akşam yemeğe çıkartacağı güzel kadınla samimiyeti artırmayı umar... Oradan başka bir eğlence mekanına gitmeyi tasarlar... Hoş başlayan yemeğin romantik devamından medet umar... Eğlence mekanının alkollü arsızlığından gecenin devamını arar... Bulursa rahatlar... Her halükarda, noktayı gece uykuya dalarken koyar... *** Erkeğin nokta koyduğu yerde kadın hayatı yeni başlar... Kadının arayışı esasen, erkek uykuya daldıktan sonra başlar... Akşam yemeği, ilk gece için hoş olsa da etkili değildir... Gidilen eğlence mekanı, zevkli olsa da belirleyeci değildir... Belirleyci olan sabah kalkıldığında ne durumda olunacağıdır... Akşamki beraberlik beraberlik değildir... Esas sabah kalktıktan sonra beraberlik varsa, onun adı beraberliktir... İlk akşam yenilen yemek yemek değildir... Sabah edilecek kahvaltı kadın için ilk yemektir... Her kadın, her halükarda ve mutlaka bir kahvaltı kadını olmayı arzular... Vücudunun değil, kendi değerinin bilinmesini ister... Sadece erkekliği değil, erkek adamı uyandırmayı düşler... Ön sevişme diye adlandırdığı akşam yemeğini değil, sevişme sonrası kahvaltıyı arzular... Flörtü sevse de, sevgiyi arar... Kadınlığından gurur duysa da esasen aşkı arar... Özgür birliktelikleri savunsa da, ait olacağı adamı arar... İlk akşam yemekte ses etmese de, kahvaltıyı umar... *** Erkek duyarsızlıkları yoğun aşk durumları dışında, kadın kahvaltısını anlamaz... Sabah nemrutluğu, akşamki özenin tersidir... Verilen sözler sabah unutulmuştur... Gece fethedilen dünyalar, sabah kaderlerine bırakılmıştır... Paylaşılan kalpler yalnızlığa terkedilmiştir... Kadın için sevgi çokça yerini yeni bir öksüzlüğe bırakmıştır... Erkek için hayat normal ritmine dönmüştür... Çoğu zaman böyledir ve böyle olacaktır... Çoğu zaman böyle olduğu ve böyle olacağı için, kadın kahvaltılı birliktelikler ister... Erkek geceye noktayı koymuş ve uyumuşken, kadın virgülü koymuş ve düşünmeye başlamıştır... Kadın için gecenin nasıl geçtiği gece belli olmaz... Sabah belli olur... *** Her zaman sabah kahvaltısı yapılmasa da, kahvaltılı birliktelikler müthiş güzeldirler... Büyük aşk olmasa da sevgi doludurlar... Vücutlarını paylaşanların, birbirlerini paylaşması önemlidir. Ruhu güzelleştirir, sakinleştirir, dinginleştirir... İnsana insan olduğunu hissettirir... Hayvanlardan ayrı olduğunu özümsettirir... Bunu bilmeyenlere hanzo denir... Yüzüne söylenmese de arkasından söylenir... Akşam yemekleri davetlerinin çokluğu kadınlara dişi olduklarını hissetirir... Mutlaka gereklidir... Sabah kahvaltıları ise, kadınlara kadın olduklarını özümsetir... Gerekli olmanın ötesinde gereksinimdir... Olmaması büyük eksikliktir. Kahvaltısız kadınlar o eksikliği erkeğe mutlaka hissettirir... Akşamın güzelliği sabahki kahvaltının içindedir... Kahvaltı birlikteliktir... Sürekli olmasa da paylaşılan bir güzelliktir... Kadınlar kahvaltılı olmalıdır. Kahvaltısız bırakılmamalıdır... Sabahlarını çokça kahvaltısız geçiren bu satırların yazarı için bile, bu durum değişmeyecektir... Hayata ilk defa giren kadınlar mutlaka kahvaltılı olacaktır...
  11. Tevfik

    Günün Şarkısı

    http://www.youtube.com/watch?v=Yl6RZmM77zQ&feature=related
  12. Aklı kullanmak yerine böyle göklere çıkartırsak, olacağı budur: Akıl tutulması! *** Akıl, kafa karıştırıcıdır! O yüzden, aklına başvurmadan önce kalbini sıkı tut, mutlaka ihtiyacın olur. *** Ne yazık ki, insanın "güzellik yaşları"yla, "güzel yaşları" çakışmıyor. *** 12 Eylül'den önce ideallerimiz vardı, 12 Eylül'den sonra hayallerimiz oldu. 12 Eylül'den önce gençtik, "kahraman" olmak peşindeydik. 12 Eylül'den sonra yaşlandık, "başarılı" olmayı seçtik. 12 Eylül'den önce her şeyi "ülke çapında" ele alır, konuşur, tartışırdık; 12 Eylül'den sonra herkes "kendi çapında" bir dünya kurdu! Uzun süren yenilginin bir başka boyutu da budur! *** Boğanın boynuzlarıyla bir matador yaralanmayagörsün, gazeteler hemen "Boğanın intikamı" başlığını atarlar. Büyük haksızlıktır bu! Boğa insan değildir ki, bilmez intikamı! Bir boğa güreşinde, güreşen bir tek boğadır ve kırk yılda bir de olsa, kazandığı olur. Ancak güreşi kazansa bile sonu ölümdür. *** Karar vermiş, bundan sonra "An'ı yaşayacak"mış! Huzur bundaymış... Öyle diyor. Oysa yıllardan beri yaşamaktan anladığı tek şey tüketmek oldu. Eş, dost, arkadaşlar; hazlar, hayaller, eşyalar, anılar; hepsi tüketilip harcandı, yerine yenileri geçti. Şimdi de sanırım tüketilecek ne varsa, hepsi tek bir "an"ın içine sığsın istiyor. Olmayacak şey! Sanırım son günlerde çevremde gördüğüm en mutsuz, en huzursuz kişinin o olması da bundan! *** Âşık erkek, aynı zamanda müşfiktir. Fakat sadece müşfik erkek çok açıktır ki, ya artık âşık değildir ya da henüz âşık olmamıştır. *** Can sıkıntısı günümüz ilişkilerinin kâbusu olup çıktı! En ateşli ve güzel rüyalar bile can sıkıntısı korkusuyla buz kesiyor. Çiftler arasında "birbirini hâlâ sevenler" ve "birbirini artık sevmeyenler" ayrımı yapmak gerçekliğe uymaz oldu. Şimdiki ayrım şöyle: Birlikte eğlenenler ve birlikte sıkılanlar! Sevgi nerede peki? Şeytan aldı götürdü, bakalım satamadan getirecek mi?.. *** "Trafik sıkışıklığı" deyimi İstanbul'da gerçeği anlatmıyor. Şehir sıkışıyor burada. Şehrin nefesi, kalbi, ruhu sıkışıyor!
  13. Orhan Bey hoşgeldiniz...sanırım siz bizleri ve forumun yapısını çok iyi analiz ettiğinize göre..uzun zamandır rontlayıp sonunda dayanamayıp üye olup,bende geldim ya..işte aranızdayım diyenlerdensiniz...araba konuşsundaki tedirginlikler,öncelikler,maddi manevi tatmin olma duyularınız,benzinli-dizel medcezirlerinizde...ancak düşündüğünüz rakamlarla piyasada temiz araba bulmak 2 el adına çok zorlaştı..benim kendi şahşi fikrim focus 2 ve focus 3 yapısı itibariyle çok farklı araba...ama ikiside güzeldir...ancak yılsonunda golf değişecek indirim olabilir...(eylül-ekim gibi) seat leon değişecek...bu nedenle şimdiden leon dizellerde indirim başladı...yılsonuna kadar kia-ceed değişecek ondada yıl sonuna kadar fiyat avantajlı eski kasa alabilirsiniz...birde kısmet meselesi bu...yani çok plan program yapılsada insanın karşısına bir teklif çıkıyor onu değerlendiriyor onun için hayırlısı olsun sizin adınıza...iyi pazarlar...keyifli anlar...
  14. http://www.youtube.com/watch?v=yRgOmmjFVXk
  15. arap sabunu...süperdir....
  16. Tevfik

    Muhabbet Rekoru

    olum lezzo portakal sevmiyom ben bogazımı yakıyo...sen...ivana sugara bi bak dombili...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.