Süleyman Ünal

ABOOOV!!!! Adres ver abi...

Birincisi, karnım tok olmasına rağmen ağzım sulandı. İkincisi, insan o bardakları boş bırakır mı hiç? Üçüncüsü biz bu akşam patates ve deniz börülcesi yedik . Ve son olarak; ya güzel kardeşim sen de hiç mi vicdan yok o resimler paylaşılır mı hiç? NOT: Bir daha o restauranta gitmeyin ikinci resimdeki tabağın kenarında sinek var!!!

Ranger'in sıradışı dayanıklılık testi

Sorun yok, zaten o değerler normal. Benim aracımda sizinkiyle aynı motor ve otomatik vites. Yakıt değerleri hemen hemen aynı. Şehir içi (özellikle mahalle aralarında) anlık tüketimi rampa çıkarken 25-30 lt. gördüğüm oluyor bazen.

Gaz pedalına kötü muamele yapmayınız. Yavaş yavaş yumuşak yumuşak basınız. O'nunla iyi geçininiz. Hepsi bu. Şaka bir yana yakıt değerlerini değiştiren bir çok etmen var ama en önemisi sürüş tarzı. Yani aracı doğru zamanda doğru devirde kullanmak ve doğru zamanda vites değiştirmek. Araç bakımlarının zamanında yapılması, lastik basınçlarının doğru olması vs. vs. etkenlerde ekleniyor. Sonuç olarak size bağlı bir durum. Bir de Focus'ların atmosferik motorları öyle çok cimri motorlar değil. Bu da bizim kaderimiz diyebiliriz.

Konunun 100 yıldır güncelliğini koruduğundan ve 100'lerce yıl daha korunması gerektiğinden... Forumdaki arkadaşların konu üzerindeki düşünceleri okuyunca hem gururlandım hem de kaygılandım. Gururlandım çünkü doğru yerde olduğumu anladım. Kaygılandım çünkü içinden geçtiğimiz süreçte, Atatürk'ün adının geçmesine tahammül dahi edemeyen zihniyetlerin ülkenin üzerine çöreklenmesine karşı elimizden geleni yapamadığımızı düşündüm. Kendi adıma en başta yapmam gereken şey Atatürk'ü oğluma anlatmanın dışında onun ilkeleri ve bıraktığı mirasına bağlı bir birey olarak yetişmesi için elimden gelen çabayı göstermem gerektiğidir. Aksi taktirde gelecek on yıllarda Atatürk'ü hatırlamaktan öteye geçemeyeceğiz. Ülkemiz insanın yaşadığı bellek sorunu ve akıl tutulmasının gelecek kuşaklara etkisini düşündükçe bu daha da önem kazanıyor. İnatla, ısrarla ve inançla; OLMASAYDI OLMAZDIK!!!

Yukardan baktığınızda yarım ay şeklinde görünmesi normal değil mi? Çünkü aynı zamanda orada kalınca bir keçe olması lazım.

A segmenti bir sedan ancak Honda City'e rakip olur. Tek şansı Ford olması. Eski Ford KA'ları da halen niye almışlar diye merak ediyorum doğrusu?

Aynen öyle. Aslında işi uzatınca kahramanlardan da soğuyorsun. Suyu çıkmış durumda ve işlenen konuların dandikliği çocukluk kahramanlarımızın samimiyetini ve sempatikliğini gölgeliyor. Deadpool ise antikahraman özelliğinden kaynaklı beni cezbetti aslında. Adamın dünya (onun deyimiyle s.... nde) umurunda değil. Tamamen kişisel olması da onu farklı ve çekici yapıyor. Öyle dünyayı kurtarma telaşında bir kahraman olmak istemiyor. Umarım seri çekilip iyilik timsali bir süperadam haline getirmezler. X men kıyamet mi? Yerim ben öyle kıyameti. İnsan kıyamet koparken uyur mu? Yeminlen gözlerim bi ara gitti geldi. Ayrıca Wolverine olmadan x men'in tadı tuzu eksik kalmış.

Geçenlerde Deadpool'u izledim. Hem bir Marvel klasiği hem de değil. Antikahraman ve kahramanlık arasında sıkışan karakter Iron Man' den daha espirili bence. Bunun dışında sanki filmi Tarantino çekmiş. Bu kadar kan Marvel'in kahramanlarına çok fazla gibi geldi. Küfürlere aldırış etmedim. Zira hedef kitle öncelikle Amerikan toplumu ve Y kuşağı olunca normal diyebiliriz.

ilan sitesinde biraz araştırma yaptım dizel f3 lerin 2012-2013 modellerinin temiz olanları 50000- 60.000 aralıgında değişiyor. Zaten siz de araştırmışınızdır. Doğal olarak hep daha iyisini seçmek istiyor insan ama bu da bütçe meselesi. Anladığım kadarıyla sıfıra yönelmişsiniz. Fakat şu ilan oldukça ilgimi çekti. Benzinli düşünürseniz bakın inceleyin derim. Çünkü aynı aracın bayi fiyatı 75 bin civarı diye hatırlıyorum. https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-ford-sahibinden-servis-garantili-ve-servis-bakimli-301880610/detay

işin mizah kısmını acemi örümcek adama kalmış. O'nun da sahnesi azdı zaten.

Dünyada halen güncel bir sorun olan ırkçılık ve spora yansımasını işleyen bir biyografi filmi. İyi seyirler Rüzgarın Oğlu- Race

Filmi kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum....

Kusurlu siz olduğunuza göre sizin sigortanız karşılayacak fakat hasar kaydı diğer araca yansıyacak. Sizin aracınızda herhangi bir işlem olmayacağına göre kaskoyla da uğraşmayacaksınız. Kasko sadece kendi aracınızda olacak işlemleri karşılar. İleride yaşayabileceğiniz tek sıkıntı trafik sigorta tutarınız biraz yükselebilir. Çağatay arkadaşın da dediği gibi tutanak tutulup işi sigorta şirketine havale edeceksiniz o kadar.

Temiz araç her zaman 2-3 fazladır. Sorunlu ve yüksek km. bir araç alıp soru işaretleriyle binmektense . Biraz fazla verip güvenle binmek daha iyi. Ayrıca önümüz bayram, araç bulmak zorlaşacak. İllaki alın diyemem fakat fiyat ve araç içinize sindikten sonra neden almıyasınız. O kadar para verdikten sonra 1-2 bin tl çok büyük fark değildir.

Önümüzdeki on yıllar ve çocuklarımıza bırakabileceğimiz daha yeşil bir ülke için olumlu bir gelişme. Memleketimde olması ayrıca bir mutluluk veriyor. Maliyeti ne olursa olsun unutmamak lazım BAŞKA BİR DÜNYA VE BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK!

Geçmiş olsun. Neden dolayı yatak sardı aracınız.

Hem yol bilgisayarı hem de power düğmesi 10-15 dakika kadar uyanık kalıyor. İlk aldığımda baya bi kafaya takmıştım.

74 model nar çiceği renginde station vagon bir Taunusumuz olmuştu. Ne sağlam bir arabaydı. Anadol kamyonetten daha fazla yük taşıyordu, babam her gün kaputu açar ve üstüpüyle motoru silerdi.

Babam Anadol kamyonetimizi satıp benzinli 76 model Ford kamyonet almıştı. Kasasını kendi ellerimizle boyamıştık. Beyaz üzerine mavi kuşak. Kasanın arkasına da "Çılgın Çocuk 76 yazdırmıştık. Bir de rengarenk ampüllerle donatmıştık kabini. Benim şoförlüğüme başladığım (daha ilkokul yıllarımda) arabamızdır aynı zamanda. Daha sonra 2,5 luk dizelleri çıktı, balta burun olarak geçiyordu. Tam emin değilim ama 89 veya 90 yılında efsane 90'lık ve 110'luk transitler çıkınca 76 model benzinliyi satıp onu almıştık. Balta burun ve 90'lık transitin sesini arkam dönükken veya uzaktan bile tanırım. Motorun kendine has bir sesi vardır. Biraz gürültülü bir motordur ama sağlamdır. Kendi sınıfında ülkemizin en çok tutulan orta sınıf ticari araç diyebiliriz. Özellikle doğuda ve karadenizde neredeyse sadece ford transit kullanılır. Transiti seviyoruz. Sağlam ve güçlü olmasının yanı sıra uzun ömürlü bir araç. Şimdi yine ticaretle uğraşıyorum ve Transit benim için olmazsa olmaz.

Bugünkü hava koşullarında beyaz duman yok (kışın oluyordu) ama motor ilk çalıştırmada 1-2 dakika kadar benzini çiğ yakma ve hatta egzozdan yanmamış benzin atma (işeme) sorunu benim aracımda da var. Ustama sorduğumda çok anormal bir durum değil dedi. Performans ve yakıt konusunda bir şey diyemeyeceğim. İyi bir gözlem ve performans ölçümü yapılabilirse daha net bilgi edinilmiş olur. Siz aracın genel olarak bakımlarını yaptırmış, değişmesi gerekenleri değiştirmişsiniz zaten. Yakıtın artması ve performansın düşmesi ilk elde zengin karışım yerine fakir karışım yakmasından kaynaklanabilir. Yani havanın manifolda yakıta oranla doğru ölçekte (eksik) gelmemesi. Bunun dışında bir çok nedeni var. Basitten karmaşığa gözden geçirilmeli. Hava hortumlarından başlayarak turboya kadar giden bir yol izlenmeli. Hatta baskı balataya kadar gider bu iş... İşin bir diğer tarafı da psikolojik kısmı. Bazen insan, "aracımda sorun var algısı" üzerinden farklı hissedebiliyor. Yani kafayı takma durumu olabiliyor.

Bu verdiğiniz rakamları görünce arabamdan soğudum. Benim şehir içi ortalamam 9 lt. den aşağı düşmedi hiç. Uzun yolda 6.5 lt. civarında. lpg olunca iyi de benzinle gittimde gözüm hep anlık tüketimde oluyor.

Ne zamandı hatırlamıyorum ama bir konuşmasında İbrahim Tatlıses: "Atatürk olmasaydı şimdi benim adım Abraham Sweetvoice olurdu" demişti.