Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Kaan Yagizer

Blogger
  • Toplam İleti

    2.952
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    83

Kaan Yagizer tarafından yazılan her şey

  1. Üstadım manuel'e çekip, inişi açısına göre 1-2-3 seçeneklerini kullanırsanız sıkıntı yaşamazsınız. Aynı şekilde kar-buz varken manuel seçenek ile kalkarsanız ilk anda çekmeniz muhtemel patinaj olasılığınız da azalır. Olası zorluklara gelince ... forum üyemiz @Mert Yürüyen A/T şanzıman ile kışı çıkarttığına göre siz haydi - haydi başarırsınız.
  2. +1,000 ... değişimi beceremeyen organizma yok olmaya mahkumdur (Bkn.Korum değişime diye atarlanan T-Rex)
  3. Mert genelde "bamya" mode:ON frekansındaydı; ama artık Sport takılıyor abisi.
  4. İlk parti kuZu için T.C'ye 42 opsiyon verilmişti, tümü çok kısa zaman içinde satıldı. İkinci parti için 30 opsiyon alınmıştı, bu rakam arttırılmaya çalışılıyor, ikinci parti de Kasım gibi Türkiye'de olacak. İlk parti satılırken fiyat belli değildi, araçlar "130k ile 150k arasında bir etiket taşıyacak" söylemi ile pazarlanmıştı. Mustang müşterisinin en sevdiğim yanı onunla konuşurken zaten arabayı deyim yerinde ise akıl süzgeçinden geçirmiş olduğunu fark etmeniz. Henüz gelmemiş aracı için anti-statik garaj brandası sipariş edeninden tutun da pist için şimdiden bir-iki takım slick lastik almış, hatta İstanbul Park'ta kendine garaj kiralamış olan kişilerden bahsediyoruz.
  5. Hesap yapalım üstad ... 3,500USD Nakliye+Sigorta verdin diyelim (bu rakamı aklında tut...) - 40,000USD araç bedeli diye farz edelim %25 Gümrük Vergisi : 10,000USD bunu da aklımızda tutalım. %145 ÖTV : 58,000USD ... ne etti? 98,000USD %18 KDV : 17,640USD ... ne etti? 115,640USD ...şimdi gümrük+nakliye ve sigortayı ekleyelim ... ne etti? 129,140USD ...trafik sigortası, bandrol ve muamele için de 10,000TL ekleyelim ... dolar'ı 2,7'den hesaplasan tutar 348,678TL olur ... ıvır - zıvır'ı eklesen 358,678'e gelir. Demek ki hesap belli para MALİYE'ye gidiyor ...üstelik bu rakam'a daha Kasko dahil değil ....
  6. Kaan Yagizer

    MX5 rezilliği

    temsili dememin nedeni ... tepesi açık / kel ayı resmi bulamamış olmamdan ibaret, yoksa boyutlama/scale olarak 1:1 olduğunun ben de farkındayım.
  7. Kaan Yagizer

    MX5 rezilliği

    Geçmiş zaman ... arkadaşlar kapının önüne çağırdı. Yeni bir araba gelmiş, denemek istermiymiş? isterim tabi ... neden istemeyeyim ki? Çıktım kapının önüne, aHanda ... araba bu. MX5, siyah ... soft top. Aracın tavanı, ya da bir başka tabir ile en üst noktası pantalon kemerim hizasında ... mantıklı bir adam olsam yapmam gereken şey belli, teşekkür edip içeri girmek, masama oturup bi kave sipariş etmek. Ama ben mantığı ile öne çıkan bir adam değilim ki, kaşıntılıyım ... sıkıntılıyım eyvallah ama mantıklı? Aldım anahtarı, açtım kapıyı ... koltuğu geri çekeyim dedim, zaten gerideymiş. Ehue ... neyse önce kafayı ve omuzları sokarak bindim arabaya, sonra ani ve acaip estetik bir manevra ile (bkn.TIR'ın geri geri park etmesi) koltuğa oturdum ... tamam, gitmeye hazırım. Sonra çocuklar uyardı. - Abi sol bacağın dışarıda kaldı... Harbiden mi? ...hadi ya? Neyse komple sağ koltuğa yatıp sol bacağı da içeri çektim, arkadaşlar kapıyı dışarıdan kapattı ... sığdım arabaya (en azından teoride) ... kafam tavanda (kelimenin tam anlamı ile) yükseklik ayarı bulunmayan direksiyon kucağımda. Kısacası benim görüntü bu şekilde (temsilidir) Mx nasıl gidiyor? Gaz tepkisi nasıl? Yol hissi var mı? ...inanın aklımda değil. Test bir an önce bitsin, çıkayım şunun içinden havasındayım. ...kaza bela yaşamadan döndüm geldim tüKKan'a ... çocuklar açtı kapıyı, kuZu'dan inicem ... de ... LAN! ...inemiyorum ki? Abi sıkıştım arabanın içine... eklemlerim kitlenmiş resmen, çıkamıyorum dışarı. Dizimi az kıvırsam olacak da ... kıvıramıyorum ki, direksiyon kolonuna takılmış. İtfaiye çağırsalar, hidrolik ayırıcı ile açsalar ve sprial ile kesseler yeridir yani. Millet başladı t*ş*k geçmeye ... - sağ kapıdan girip tavanı açın, yukarıdan çekerek çıkartalım - sana çok yakıştı abi, sen takıl orda vs.vs. Allahtan omuzlarımı oynatabiliyorum, kafayı bir şekilde branda tavan mekanizmasının arasından kurtarıp dışarı çıkarttım, böylece olduğum yerde dönebildim, iki kişi koltuk altlarımdan çekti, ben de kollarımı kullandım ve ta-taaaa ... garip bir PoP! sesi ile (bkn.Şampanya şişesi açmak) bir de baktım ki özgürüm, aracın dışındayım. Eğilip toprağı (daha doğrusu) betonu öpmek içimden geçmedi değil, ama karizma'yı da çizmemek lazım tabi. Hemen atlayıp suratında gizlemeye çalışmadığı gülücük ile soru soran Mazda bölge müdürünü olgunca cevapladım. - Nasıl olmuş araba? Sevdin mi? - Frenlerin dozajlaması üzerinde çalışmak lazım tabi, direksiyon biraz hissiz ... motor da alt devirlerde baygın kalıyor, onun dışında fena değil, total değerlendirmede beş üzerinden iki veririm. (Bkn.İshal olmadım, içimden don değiştirmek geldi)
  8. ... Show başlıyor etkinliği 5 Ağustos'a ertelendi, işe gelirken kolumuza siyah bant takmıyoruz ama gencecik fidanlar düşmüş yatarken eğlenmek de olmaz, yakışmaz diye düşündük. 5 Ağustos - Çarşamba günü'nü not alırsanız makbule geçer.
  9. Üşenmedin ölçtün ha? Helal olsun ... baŞka ne denir ki?
  10. Bir gün (O zamanlar Borusan'da çalışıyorum) arka bahçedeki benzin pompalarının gölgesinde oturuyor ve teslimatçı arkadaşlar ile geyik çeviriyoruz ... güvenlikçi uğradı. - Patron seni çağırıyor .... hadi be? Cidden mi? Ne gerek vardı ki? ehüe ... eŞŞedü çekip gittim yanına. Patronum Melih Pekol (kulağı çınlasın) On numara adamdır, işi bilir, vardan ve yoktan anlar ama detaycı adamdır ... bir yerde yanlış yaptıysan hayatta affetmez. Melih bey'in odasına giderken aklımdan "acaba ne b*k yedim gene?" diye geçiriyorum ... hayır tahmin etsem savunma kurgulayacağım da aklıma bir şey gelmiyor ki. - Kaan, sen motor kullanmayı biliyorsun değil mi? - Evet efendim, ama motorsiklet ehliyetim yok - sertifikasyonum tamam ama? - evet efendim .... gerçekten de BMW'nin kurslarına katılmış ve sertifika programını tamamlayıp Urkunde almışım. - Polise yüklü miktarda motor veriyoruz, onların kademelerini kurmalarına yardım edip teknisyenlerine eğitim vereceksin. ....haSSS....of yaaa! (tabi bütün bunlar içten içe ve %110 sessiz şekilde yapılıyor) sesli ve resmi tepkim ise "Aye,Aye Boss" şeklinde. Tıpış tıpış yolu tuttuk tabi. Yunusların o zaman ki merkezi Eski Karayolları binası (günümüzün Zorlu Center'i...) arkasındaki alan. BMW'ler sandıklı olarak oraya geliyor, sandıkları açıp makinaları kuruyoruz. Bir kaç tane (sanırım 10-15 kadar K serisi grenajlı) makina var ama esas motorlar R100GS ... 10 kadar motor -kobay- yapılmış, millet sıfırdan motor kullanmayı öğreniyor. Yani her eğitim motoru en az yirmi kere (günde) yıkılıyor. Alanın bir ucuna milleti bandajlamak için istasyon kurulmuş, diğer tarafında da biz motoru topluyoruz. - yıkıldı ... koş, koş ... Betona sıvanan polisi alıp bir uca taşıyorlar, biz motoru kaldırıp diğer uca götürüyoruz ... manzara bu şekilde yani. Kıdemli trafikçi abiler Yunuslara eğitim veriyor, açılan kapı'dan nasıl kaçılır? Şaftlı motora nasıl gaz verilir? Trafikte sıyırma nasıl atılır vs.vs. İlk zamanlar kırılan sinyalleri değiştiriyor ama sonradan vaz geçiyoruz ... o kadar çok stop - sinyal kırılıyor ki ... eğilen gidonu / ön çatalı kibarca (araya üzeri bez sarılı kalas koyup kanırtarak) düzeltmek yeterli. Makinalar boxer olduğu için yıkılsa da milletin bacakları ezilmiyor ... sadece sıcak motor ve egzost yüzünden bolca yanık vakası yaşanıyor ... millet dalga geçiyor ... "Yunus olmak için Bepanten banyosu yapmak şart abi!" .. kimi zaman geç saatlere kadar çalışıyoruz. Bir akşam (saat 23,00-23,30 gibi) çıkıcam, önce tuvalete gideyim dedim. Sivilleri giydim, karşı yakaya geçen ekip beni de müsait bir yere atacak işte. Ana binaya gittim, tuvalete girdim ... sonra da çıktım (doğal olarak) ...yani tuvalette kalmaz ki insan, çıkar değil mi? Bir çıktım ki ... anam! Tuvaletin kapısında nöbetçi amiri başta olmak üzere en az on polis hazırola geçmiş bekliyor. Tırstım tabi ki ... ?!? Noluyo be ?!? - Kaan? - Buyur Amirim? - İçeride başka kimse var mı? - Tuvalette mi? - Evet.. ...ehe... tuvalet tek kişilik be ... içeride nasıl başka biri olabilir ki? Safça cevap veriyorum... - Yooo! Yunuslar ferahlıyor ... ben de onlara salakça bakmayı sürdürüyorum. Biri zahmet edip açıklıyor durumu. Meğer (ismini unuttum) Asayiş Büro Müdürü ani baskınlar yaparmış, o da iri yarı ve hafif kelmiş ... gecenin bir saati koridorda beni gören polis memuru kontrol baskını yiyiyoruz sanıp herkese haber vermiş ... onlar da tuvalet kapısına tören pozisyonunda dizilmiş. Yani klasik bir -yanlış alarm- durumu söz konusuymuş ...anlayacağınız ben hela'da çatır-çatır ...... ellerimi yıkarken arkadaşlar dışarıda hazır kıta! bekliyormuş Güvenli s*ç*ş diye buna denir, öyle değil mi?
  11. Kaan Yagizer

    Şifa Yokuşu

    olmaz mı? ...şöyle ipucu vereyim. İstabul'da ki Yunusların kademelerini kuranlardan birisiyim, Motorrad sertifikam bile var yahu.
  12. Kaan Yagizer

    Şifa Yokuşu

    İstanbul ilinin Anadolu! yakasına yeni taşınmışız, yaz günü ... durumu olan Kadıköy'lüler yazlığa falan gitmiş, olmayanlar da o zamanlar faaliyetini sürdüren Moda plajında falan takılıyor. Bıyığı henüz terlememiş Galata P*ç*'yim ama daha semtte kimseyi tanımıyorum, günün standarları ile "takipçi" sayım SIFIR. Galata'dan taşınmak istemiyorum diye arıza çıkarttığım için babam bana "SuS Lan!" hediyesi babında bi bisiklet almış ... kontra pedallı alaman harikası onunla tanıştığımda beş yaşında falan ama dert değil. Maarif mektebinin (bu günkü Kadıköy Anadolu...) karşı sokağındaki tamirci amca zinciri değiştirip jantları akord edince bisikletim çi-çekkk gibi oluyor. Şifa yokuşunun tepesine çıkıp salıyorum kendimi aşağı, yol dümdüz Kurbağalı dere'ye kadar (...ki Kadıköylüler ona B*kl* Dere der...) iniyor, sonra ani bir sol viraj ile salı pazarı istikametine ve yoğurtçu parkına doğru dönüyor. Yani zamanında fren yapamazsan ya park'a dalarsın ya da dereye düşersin ... ama yokuştan aşağı tam gaz inmek çok zevkli be abijim Arkadaş falan da olmadığı için manyak gibi günde 15,817 kere yokuşu tırmanıp Saint Joseph'in kapısının orada tribe giriyor, kafama göre bir geri sayım başlatıp 10 - 9 - 8 s*kt*r et, bas gitsin hesabı salıyorum kendimi aşağı. O zamanlar saçlarım var rüzgar ile ahenkle dans ediyorlar ve ben yokuştan aşağı sapsız balta gibi inerken kahkahalar atıp saçma salak naralar patlatıyorum. Bir gün, iki gün ... bir hafta .... eee? Yokuştan inmek zevkli de mahalle post apokaliptik havada. Bi ben varım etrafta gezen, bir de arada sırada karşılaştığım bakkalın çırağı. Eleman kendini mahalle esnafından saydığı ve de bana -arıza- teşhisi koyduğu için ona laf atsam da hiç cevap bile vermiyor. Kolunda sepeti, sırtında bakkal önlüğü ile kafasına göre takılıyor. Pedalı parmağın ucu ile düzeltip ters basarak bisikletin arkasını kaydırmak (kontra pedal bisiklet öyle fren yapardı) falan zevkli ancak belli ki olayı bir üst boyuta taşımak lazım ... ama nasıl? Cevap belli ... oyun kağıtları. Bizimkiler briç falan oynamayı seviyor, babam da yurt dışından -plastik- oyun kağıtları getirmiş. İki deste dandini bir kutuda ... kutular ise salondaki bardak - kristal dolabının alt çekmecesinde. Bisikletime ses efekti yapmaya karar veriyorum ve plastik oyun kağıtları bunun için biçilmiş kaftan. ... işlem basit aslında. Arka çatala tutuşturulan mandalın ağzına bir plastik oyun kağıdı takılıyor, jant döndükçe teller plastik oyun kağıdının uç kısmına vuruyor ve bisikletten resmen Vespa sesi çıkıyor ... muHAHAHA! Bir deste kağıt ve yeterince mandal ayarlayıp şifa yokuşunu tırmanıyor, kuZu'mu oyun kağıtları ile donatıp hızlı bir geri sayım ile -basıyorum gaza- ... sonuç MUH - TE - ŞEM beee! Tarrrrrrrrrrr diye ilerliyorum ve bana yüz vermeyen bakkalın çırağı -noluyo be?- diye dönüp bakınca ona -NaH- bile çekiyorum. Yokuşun altında vardığımda hemen yukarı dönmeme de gerek yok, düz yolda pedal basmak da çok zevkli ... etrafta kafa sevici bir Tarrrrrrrrrrr ile dolaşıyorum, işte kendimce eğleniyorum. Kötü haber şu ki bir oyun kağıdının genelde 10-15 dakikalık ömrü var ... bu sürenin sonunda kağıt bildiğiniz -hamur- halini alıyor, resmen dağılıyor. Ama sorun yok ki ... bende bir ton oyun kağıdı var ... di mi? 52'lik deste, joker ve destenin içinden çıkan briç+bezik puan tablosu'nun ağzına s*çm*m bütün günümü alıyor. Akşam üzeri eve dönerken mutlu, yorgun ve acaip eğlenmiş haldeyim. Hiç bir şey olmamış gibi hurdaya dönmüş oyun kağıtlarını kutusuna koyuyor ve kutuyu da aldığım yere, kristal dolabının altına özenle yerleştiriyorum. ...no piroblem! Günler sonra birden ve hiç bir ön belirti olmaksızın annemin saldırısına uğruyorum. Arkadaşları ile kağıt oynayacaklarmış ve kutuyu açtıklarında kağıtların halini görmüşler ... annem suçlunun kim olduğunun tabi ki farkında. Olayı kardeşimin üzerine atayım diyicem (...ilerki yıllarda işe yarayacak olsa da o an için bu seçenek yok, çünkü çocuk daha bir yaşında falan) yemiyorlar ... annem terlikle beni kovalarken bahçeye kaçıyorum. - ne yaptın kağıtlara? anlat dövmiycem ... - söz mü? ...tabi ki yalan. Plastik oyun kağıtlarını hangi amaç ile kullandığımı itiraf ediyor ve bi ton dayak yiyiyorum. Akşam mevzu babama intikal ediyor, ceza belli ... Nah Bisiklet! Benim kontra pedal bir yerlere gönderiliyor, ya da veriliyor ... bana da kurbağalı derenin kenarına gidip balıkların sırt üstü yüzdüğü siyah-gri suyu seyretmek kalıyor. ...bildiğiniz mutsuzum yani... O kontra pedal sahip olduğum ilk ve son bisiklet (motorsikletler hariç) benimle çok kalmış olmasa da onu hatırladığımda hala hafifçe gülümsüyorum dersem bilmem inanırmısınız?
  13. Bilginiz olsun ... 25-26 Temmuz 2015 tarihlerinde düzenlenecek olan İstanbul Boğaziçi Rallisi öncesinde Şampiyon Ford Ralli pilotları ile 20 Temmuz tarihinde Meydan İstanbul AVM’de Ford Fiesta Red & Black araçlarımız ile co-drive etkinliği yapılacakmış. Söz konusu etkinliğin detay bilgisi şu şekilde ... Yer: Meydan İstanbul AVM Ümraniye Tarih: 22 Temmuz Çarşamba Saat: 11:00-20:00 ... ilgileniyorsanız, bir Ford Ralli pilotunun sağ koltuğunda -çalkalanmak- isterseniz kaçırmayın derim kendime ek yapayım : Fiesta Black bende hazırda var, görmek isteyen tükkan'a uğrayıp kuZu'ya (black var elde, red değil) bakabilir.
  14. --- Olası Haber! --- Son Dakika Somali'li korsanlara özenen bir grup otomobil manyağı Cebelitarık girişinde İspanyol ve İngiliz donanması ile çatışarak içi Avrupa'ya taşıdığı Mustang'lar ile dolu Amerikan gemisini kaçırdı! Kuşatmayı yarmayı başaran manyakların çaldıkları gemi ile İzlanda'ya doğru yol aldıkları ve alarm'a geçirilen 6.filo'nun uluslararası sularda takip'e başladığı bilgisi ajanslara yeni düştü. Gelişmeler için beklemede kalın.
  15. 62'de gözüküyor. Büyük ihtimal ile Okyanus'u geçmiştir. İspanya'dan gemi değiştirecek ... o aşamada statü 65 olur, zaten sistemde 65'i gördüğümde ben de Max.10-15 güne Mustang'ın T.C'ye teker basacağını bilirim. (bkn.plaka ayırtmaca...) aman kazasız belasız gelsin de ...
  16. sanırım öyle olmuş, 25 Mayıs kuZu'nun fabrika'dan (dearborn) çıkış tarihi ... adamlar işini bitirmiş, ben renk değişikliği istemişim ... direkt GoL tabi ceton ancak düştü ama geç oldu ... biraz. ...artık OPAS-SAHA'ya (fabrikanın limanı / Gölcük) geminin gelişini bekleyeceğiz.
  17. ilk parti Avrupa versiyonu kuZu yola çıktı, içinde bizim Oxford White'da olduğu için gemiyi yakından takip ediyorum
  18. Kaan Yagizer

    Old Dutchman

    ... eleman aynı zamanda yolun çaprazındaki köhne otelin de sahibi. 70'li yılların sonunda s*k*r*m havasına girip nesi var nesi yok satmış, savmış ve Bangkok'a taşınmış. Önceleri bizzat o duruyormuş ocağın başında, ama sonradan yetiştirdiği thai'li personeline işi devretmiş. mekan aslında leş gibi, üst kat resmen döküldüğü için hizmete kapatılmış. Ahşap zemin ve duvarlar aşırı nem nedeni ile renk değiştirmiş ama ne gam? Dışarıdaki masalara kurulup geç sabah kahvaltısı (aslında öğle yemeği) götürmeyi, ya da akşam üzeri kendime bir guiness söyleyip muhabbet koymayı seviyorum. Mekan aynı zamanda bin tarakta bez dokumuş ve iki nefes almak için bangkok'a gelmiş tayfanın durak yeri. Burada Endonezyanın teneke madenlerinden gelen mühendisler ile de karşılaşabilirsiniz, tatile geldiği için koca sakalını yeni kesmiş ve hala kulağından Afganistan tozu dökülen paralı askerlerle de. Ön kolunun iç tarafında Air America dövmesi taşıyan moruk ile ... hadi ona Johnny diyelim Old Dutch'ta tanışıyorum. Dövmesini görüp sorunca bana sırıtıyor. https://en.wikipedia.org/wiki/Air_America_(airline) - hala hatırlayan var mı Air America'yı? ...onur duydum ... diyor. tabi ki hatırlıyorum / biliyorum A.A'yı ... bilmemek mümkün mü? Laos ve Kamboçya'da hala afyon yetiştirilip dünyanın Eroin ihtiyacının önemli kısmı bu bölgeden sağlanıyorsa bu ticaretin bir sorumlusu da A.A. Tamam dağ kabilelerine silah veren, onları eğiten ve onların Afyonunu pazarlama işini başlatan CIA ama o afyonu dünyaya taşıyan ve karşılığında silah getiren de A.A ... onları nasıl unuturum? Johnny epey hareketli geçen -çalışma- süresinin sonuna geldiğinde emekli olmuş ve Güney Doğu Asya'ya geri dönüp evlenmiş, yerleşmiş. En büyük kızının okul (üniversite) işleri varmış, o nedenle gelmiş Bangkok'a ... işim bitince köyüme döneceğim, şehir yaşamı bana göre değil ... diyor. Gidip birer Ale kapıp (bir çeşit bira ... herkesin ağız tadına göre değil ama ben severim) şişeyi masanın kenarında açarak ona ikram ediyorum. Dutch personeli öyle yapmamdan nefret ediyor ama biraz old school takılmanın kime ne zararı var ki? - ya sen diyor? sen ne yapacaksın? - emekli olmayı düşünmüyorum, belki bir büro işi bulup çalışırım -sıkılmayacak mısın? ...düşünüyorum. -büyük ihtimal ile sıkılırım ama ne fark ederki? artık göçebe hayatını bırakacağım... Sırıtıp parmağı ile havada küçük bir daire çiziyor. - bizler telefon numarasını çeviren, tüplü televizyon seyreden, emniyet kemeri takmadan araba kullanan nesiliz. Yerleşik düzene geçip dijital çocuklar ile birlikte yaşamayı becerebilecek misin? -bu soruya deneyip ne olduğunu görmeden cevap vermek zor. boşalan Ale şişesini gösterip mırıldanıyor. - bir sonraki tur benden, içersin öyle değil mi? ...kafam onun sorduğu soru ile dolu, başımı sallıyorum. Adam durduk yerde içime kurt düşürdü be! ...yerleşik düzene geçmeyi becerebilecek miyim harbiden? Bu gün o sorunun cevabını biliyor olsam da ihtiyar Johnny ile konuştuğumda ne biçim endişe yapmıştım, hala aklıma geldiğinde midem kasılıyor dersem bilmem inanır mısınız?
  19. Kaan Yagizer

    Yeni GoJ macerası

    Geçmiş zaman GoJ ile Sincity'de (Bangkok) 10 günlük mola veriyoruz. GoJ ya da tam adı ile George Of The Jungle'ın ex-manitası evleniyormuş ... Thai diyarının ücra köşelerinden çalışmak için gelen kızlar genelde 3-5 sene para biriktirip geldikleri köylerine geri dönerler. İki buffalo, bir motorsiklet ve üzerine ev yapacak bir parça toprak aldıklarında mesleği bırakır, bir anlamda emekli olurlar ... yani GoJ'un ex-manitanın durumu bir istisna değil. Epey gidip geldiğimiz mama-san ile deyim yerinde ise kanki olduğumuz için Sincity ziyaretlerimizde otel'de falan kalmıyoruz. Go-Go barlar ile dolu Soi Cowboy'un hemen arkasındaki sokakta mama-san'ın genelde working girl! tayfası için çalıştırdığı bir hostelimtrak bina var, kızlar burada makul ücret karşılığı (aylık 5,000 bath .. kabaca 160USD) konaklıyor, boş oda varsa (...ki genelde olurdu) biz de o hostel'de konaklıyoruz. 2,000 bath verdin mi genel banyo-tuvalet kullanımı ile oda 10 gün için sizin. Mama-San bir veda partisi düzenlemek istiyor, ben "sponsor olalım" diyorum, Apple iyi kızdır ... severim onu. GoJ önce biraz mırın-kırın ediyor (cimri iskoç...hepinizin mi cebinde akrep var be) sonra o da katılıyor. Mangal artık bizim sponsorluğumuzda. Soi Cowboy'da akşamları mangal yapan bi Laos'lu amca var, onu bulup olayı anlatıyoruz. Mama-San tercüme ve pazarlık olayında bize yardım ediyor ve 2 metrelik mangal'ı ucundan tutup arka sokağa, hostel'in damına taşıyoruz. Eleman bolca tavuk vs. et'i getiriyor, bir domuz kesip taşıyor ve iki çuval odun kömürünü getirip teras'a yığıyor. İşin bize maliyeti 100USD falan tutacak ... en az 40 kişinin karnı doyacağına göre bedel gayet makul. Akşam üzeri parti başlıyor, teneke kovalara kırma buz konmuş, Singha'mı kapıp Apple'ı tebrik ediyorum ve dalıyorum ortama. İnsanlar eğleniyor, Apple'a küçük hediyeler getirip geri kalan yaşamının iyi geçmesi için dileklerini iletiyorlar vs. Nanzy (benim ...arkadaş) dans edelim diye tutturuyor. Ona biraz atar yapıyorum "tough guyz don't dance" ama sallamıyor, neyse ... biraz dans ediyoruz ama ortam bir anda bölünüyor. - arghhh ... bloody mother of mine! GoJ tepiniyor, mangal'ın başına geçmiş ... tam et araklayacakken bir odun kömürü patlamış. Köz fırlayıp bizim salağın gözüne girmiş. Hemen koluna girip onu aşağı indiriyorum ... "siz devam edin" diye sesleniyorum millete ... party must go on ... dimi? Petchburi'de ki Bangkok Hastanesine gideceğiz ama akşam üzeri olduğu için acaip trafik var. Bangkok'da gece yarısı bile trafik berbattır ... iş çıkış saati durum daha da efsanevi hale geliyor. Mecburen BTS'ye geçiyoruz. (bir çeşit havai metro) GoJ söyleniyor, ben de kafa buluyorum ... korsan gibi bant takarsın gözüne, hatta muhteşem cam gözler yapıyorlar ... onlardan bir tane ayarlarız sana ... mesela kırmızı renk ... millet fena tırsar. ...bi b*k olmamış. GoJ'un gözünü temizliyorlar, yıkıyor ve merhem sürüyorlar. Gözü şişmiş iyice ... bandaj yapıyorlar. BTS'ye binip Soi Cowboy'a geri dönüyoruz ... parti sona ermiş, mangal sokağa indirilmiş, kızlar bar'a çalışmaya gitmiş. Long Gun'a uğrayıp Nanzy'e "geldik" diyorum, saat 9'a kadar dans etmesi lazım, ondan sonra Old Dutchman'da (Soi Cowboy'un köşesindeki bir lokanta) buluşalım, yemek yer ... canlı müzik dinlemeye gideriz diye konuşuyoruz. GoJ beni dışarıda bekliyor, Apple'ın gidişi ve gözünün durumu bir araya gelince belli ki canı sıkılmış. - hadi gidip bira içelim ... diyorum - sen mi ısmarlıyorsun? - taam ... cimri iskoç'un yüzü gülüyor. Kaldırımdan aşağı iniyor ve "güm" ... bir motorsiklet arkadan gelip çarpıyor bizim salağa. GoJ bir tarafa uçuyor, motor ile ona çarpan Thai hatun diğer tarafa. Cep telefonumu çıkarıp Nanzy'i arıyorum. - GoJ'a motor çarptı, onu hastaneye götürüyorum ... biraz gecikebilirim, gelmemişsem beni bekle Dutchman'da ... diyorum. kıkırdayıp peki diyor. GoJ'u kaldırıp durumuna bakıyorum ... sonra sesleniyorum. - Taksi! ...hava epey sıcak, rüzgar'da esmiyor. GoJ'u Toyota'nın arka koltuğuna yığıp şoför'e adres veriyorum. - Bangkok Hospital, New Petchburi Road please. GoJ inliyor ... - ölecekmiyim, bana doğru'yu söyle ... ölecek miyim? Ona bakıp içimi çekiyorum - hayır ... malesef ölmeyeceksin.
  20. ne sakıncası var ki? ...motor aracın geri kalanından daha -diri- durumda olur ... ki bu bence sorun değildir.
  21. klima gazı + yağı kontrol edilmeli, polen filtresi (var ise...) temizlenmeli / değiştirilmeli. o arada kasnak ve klima kayışı'da kontrol edilir tabi ki. ... siz servis yolu gözükmüş, uğrayın bir çaylarını için (bence)
  22. ... bu arada Eylül üretiminden itibaren Titanium ve Selective'lerde Sync2 + 8"renkli/dokunmatik ekran standart olacak. Sony geri görüş kamerası ve navigasyon ise hala opsiyon listesinde.
  23. mallığıma verin ama ... akıllı saat ne ya?
  24. HaHaHa ... aslında tabi ki iyi bir şey değil ama müsade et iki dakika şımaralım üstadım. ... stepne konusuna gelince, daha önce de bahsi geçmişti. Stepne havuzu ve bagaj dizaynı "ince" stepne'ye göre yapıldı, tam boy -kalın- stepne Ford - Türkiye'nin icadı. (...ve Rusya'nın)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.