Kaan Yagizer

...o konuda sorun yok, kısa sürekli duraklama olduğu için turbo milinde hala yağ var, yani yataklar kuru değil ... evet salyangoz hala dolu ama kırmızı ışık süresince dişini sıkar turbo pervanesi, o kadar da çıtkırıldım değil. ...zaten olay aynı şeyin binlerce kere tekrar etmesi ile ortaya çıkıyor. Örnek vermek gerekirse standart bir amortisörün ömrü min.500,000 darbe olarak hesaplanır, o patladığında amortisör'ün katili "o son çukur" mudur? Yoksa daha önce ziyaret ettiği 499,999 kardeşinin de bu eser'de payı var mıdır? ...turbo için de benzer bir mantık söz konusu, rica edilen şey basit aslında ... "aracı park edecekseniz motor 30-40 saniye kadar çalışsın" bunu yaparsanız turbo ömrünü pozitif anlamda uzatırsınız ... yapmazsanız da ... paranıza geçer hükmünüz ...sonuçta o amortisör her durumda patlayacak, o turbo her durumda kanatçık kıracak veya yatak saracak, biz de her durumda ölüp gideceğiz. Ama olay şu ... ne zaman? Ölüm / İşlevsizlik kaçınılmaz, ama biraz dikkat ve biraz özen ile bu "son" geciktirilebilir (bence)

ilk çalıştırmada ... marş'a bas, emniyet kemeri takmayı unutma, park yerinden çıkarken gelen trafiğe dikkat et yeter. ... motor'u kapatırken ... dur, emniyet kemerini çıkar, araçta alacağın değerli eşyaları toparla, radyo'yu kapat ... o arada motor rölanti'de çalışır durumda kalsın, 30 - 40 saniye yeter, fazlasına gerek yok ... bu sürenin sonunda kontağı kapat ve araçtan in üstadım. ... Motor rölantide çalışırken turbo salyangozunun içinde biriken aşırı sıkıştırılmış + sıcak hava boşaltılır, böylece turbo'nun ... daha doğrusu turbo pervanesinin ömrü uzar. Bu tüm -turbo- beslemeli araçlar için geçerli ve gerekli bir tedbir'dir ... sanırım arkadaşınız bu husus'u hatırlatmak istemiş. ...keyifli sürüşler efendim.

...içimi şişirdiniz valla ... yaaa ... olur mu öyle şey (olmaz diyin) beyaz fastback, içi de bordo ... güzel ya

reca ..aslında tarif etmeye üşendim Video'da göstermek daha basit geldi ... (bkn.evet tembelim...)

o değil de ... kırmızı'ya bakarken aklıma gelmedi değil... beyaz sipariş ederek b*km* yedik acep?!? ... yok, yok ... beyaz güzeldir ... evet ... evet ... öyledir (umarım)

basit ...

Maşallah de, Maşallah de ... nazarımız değmesin. Ne de güzel bir kuZu bu yaaaa ... sahibi iyi günlerde kullansın.

ezdin gene, ezdinnn mat siyah gövde boyası ve mat siyah jantların modası geçmez abijim. Onlar Muscle Car gibi her daim c00L'dur ...

araç ne renk bilmiyorum ama ben bir ara saç jantlarımı söküp mat siyah'a boyamış ve üzerlerine parlak çelik bijon'lar takarak dolaşmıştım ... beyaz veya gümüş kısacası çok koyu olmayan gövde renk'i ile hoş bir kontarast olduğundan epey de hoşuma gitmişti. ...tabi -zevk- olayı fazlası ile kişisel, birisinin hoşuna giden bir başkası tarafınca beğenilmeyebilir ...

yağ ekleyeceksen aynı marka ve aynı kimyasal kırılımda olmasına dikkat et Cengom, aksi durumda köpürme yapabilir.

Bodrum yat limanında oturmuş bir yandan diş fırçası ile enjektör temizliyorum bir yandan da gelen geçene bakıyorum. Artık kanıksamaya başladığım -boşan,boşa düş,yeniden düzen kur- havasındayım, kafamı dinlemek için okuldan arkadaşım Yunus'un teknesine atmışım kapağı. Yunus gel evde kal diyor ama tekne'de rahatım ...akşam oldu mu beyaz minderleri yere çekip üzerlerine havlu atıyor ve hoRRRRR ... yani keyif kEkA ... http://bodrumdive.com (yunus'un web sayfası ... dive boat seçeneğinde de teknenin resimleri var.) Kimi zaman dalmaya gidiyorum ben de, tek yıldız asistan eğitmen (açık deniz / padi) sertifikam var ama yıl boyu bütün gün bu işi yapan Yunus ve arkadaşları ile kondisyon adına yarışmam söz konusu bile değil. Yunus ve onun baş eğitmeni Gökhan ile zaman geçirmeyi ya da teknede falan tamir edilecek bir şeyler var ise (...bilen bilir, teknelerde tamirat işi asla sona ermez) tercih ediyorum. Akşamları genelde tekne mutfağında Gökhan'ın -türlü- olarak adlandırdığı ama bence -elinde olan her şeyi bir tencerede kaynat, salça ve tuz ekle, sonra da yumul- olan yemeği yiyiyor, minderleri başüstüne çekip yıldızların altında sessizce sohbet ediyoruz. Genelde uzaktan gelen müzik sesleri ve bodrum'un gecelerinin o anlaşılmaz karmaşası arka planda bize eşlik ediyor ama ne gam? Fört ile görüşmüşüm ... henüz orada işe başlamamış ama İ.K ile "yaz sonu gibi gelirim işte,kasmayın beni" şeklinde anlaşma sağlamışım ... yani endişe duymam gereken (o an itibarı ile) bir aile hayatım ya da kariyer endişem yok ... deyim yerinde ise şeyim şeyime denk (siz anladınız bunu...) takılıyorum. ..yaz sonu gibi giderim, uyar mı? ... demişim Yunus'a ... ona uyar tabi ... neden uymasın ki? Para falan almadan takılıyorum teknede, tencereye attığım kaşık ya da ince belli bardak'ta içtiği çay onu zorlmıyor ... buna karşı "dolu" mevsimde dümen tutacak, zincir atacak, motora bakım yapacak, sintineyi temizleyip onun eski MAN'ı çalışır durumda tutacak bir adamı var. ...yani Yunus'a uyar benim durum... bana da uyar ... low profile takılıyor ve kafamı dinliyorum. Sabah yüzümü yıkamak yerine denize atlıyor, karnım acıktığında teknenin mutfağına dalıyor ya da kordon'u geçip yolun karşısındaki market'e gidiyorum. Verilecek hesabım ve beklenecek aybaşım yok Yunus sakin ötesi bir adam ... Nirvana'ya ulaşmış, geri dönmüş ... şimdi ikinci tur'u yapıyor diye dalga geçiyor olsak da adamdan resmen -huzur- yayılıyor. Gökhan ise ateşli, neşeli ve -her şey hemen olsun- havasında bir laz uşağı. Bir de ben ... kafası kırık İstanbul çocuğu olunca bizim geyik katmerleniyor tabi. - Hava var, kaçakçı'ya gidelim ... diyor Yunus. Yaz ortası ama arada hava hala patladı mı patlıyor, Ege böyledir zaten ... PMS'li hatun gibi aniden manyağa bağlar, bir an bakarsınız size sırıtıyor, bir an sonrasında da kül tablasını kapmış kafanıza vurmakta. - Taam -Derin- (Yunus'un teknesinin eski adı) kaba suyu kese kese gidiyor, Kaçakçı tersanelerin kuzey - kuzeybatısında kısmen kapalı bir koy. (kara ada) Eski zamanda Yunanistan'dan gelen kaçakçılar bu koya'a girer ve Bodrum'dan gelen ufak teknelerin getirdiği tütün, incir vs. yükler sonra da bu malı Ege adalarının ahalisine üzerine kar koyarak ve vergi falan ödemeden satarmış. Koyun adı kaçakçı kalmış ama koy aynı zamanda gemi karinasına benziyor ... tekneyi fi tarihinde atılmış tonoz'a bağlayıp suya atladığınız zaman ilk fark edeceğiniz şey bu. Sanki koca bir gemi batmış ve siz onun karinası içinde yüzüyorsunuz. Dalgalar koy'u gemi gövdesi biçiminde oymuş ... yüksek cidarlar da rüzgar'ı kestiği için hava karayel'e çevirmediği sürece Kaçakçı süt-liman ... o gün götürülecek grup oryantasyon - sığ su dalışı yapacağı için (5m civarı) kaçakçı ideal ... Gökhan çok geçmeden suya atlıyor ve yavrularını arkasına takmış anaç ördek gibi koy'un dibine (bir anlamda hayali teknemizin burnuna) gidiyor, orada su bel hizasında ... millete maske kullanmayı, regülatörü ağızda tutmayı vs. gösterecek. Yunus sonradan suya girip insanların pek sevdiği su altı fotoğraflarını çekmek için kamerasını falan hazırlıyor ... bir kızcağız var teknede (ismini unuttum) o da miço ile birlikte karina'da -türlü- ve pilav pişiriyor. Ortam sakin yani ... ben de göbekten pamuk mu çıkarsam? Yoksa tembellik etmeyip zodiac'ın kıçındaki 10'luk Mercury'i mi söksem??? diye düşünüyorum. ..sonra birisi bağırıyor. Bağıran kocası suya giren Alaman hatun, köşkün damına çıkmış güneşleniyordu hatun ... ben de oturduğum yerden kalkıp onun işaret ettiği noktaya bakıyorum. Suda halka halka köpükler var hala ... sonra fark ediyorum ki o köpüklerin içinde biri yüzü koyun durumda batıyor. - Suya adam düştü... Gemiciliğin temel öğretilerindendir bu ... tekneden biri suya düştü diye geçiriyorum aklımdan ve elime geçen can yeleği ile birlikte atıyorum kendimi suya. Allahtan koy geniş değil, bir kaç kulaçta yanındayım elemanın ... su derin değil, belki 6-7 metre ... dalmamı engellemesin diye can yeleğini bırakıp makas yaparak dalıyor ve elemanı yakalıyorum. Yüzeye çıktığımız an Yunus geliyor, uyanık adam Zodiac'ı kapmış motoru çalıştırmadan (kapalı koyda, hele suda adam ve aşağıda dalgıç varken motor çalıştırılmaz) seyyar kürek ile iki suya basıp gelmiş. Onun yardımı ile salağa bağlamış elemanı Zodiac'a atıyoruz. Can yeleğini kapıp ben de çıkıyorum yanına. Yunus elemanı yan çevirmiş, su yuttumu ona falan bakıyor. - Bu bizim müşteri değil... diyorum Yunus'a ... sadece başını sallıyor. ...ee? Bu adam nereden geldi o zaman? Uçaktan mı düştü *****? Herifi milletin yardımı ile kıç küpeşteden tekneye alıyoruz. Adam perişan durumda, su istiyor ... veriyoruz. Kırık dökük türkçe, ingilizce bir şeyler söylemeye çalışıyor. - Arkadaşları varmış sanırım - ne ulan bunlar kazazede mi? Yunus Zodiac'ı alıp koydan çıkıyor, biz de adamın karnını doyurup biraz daha sıvı takviyesi yapıyoruz. Yarım saat kadar sonra Yunus geliyor, yanında 3 kadar kadın ve 4-5 çocuk ... durum anlaşıldı ... bunlar adalara gitmeye çalışan kaçak göçmenler. Zodiac iki sefer daha yapıyor ve 15 kadar kadın - çocuk - adam derin'in kıç altına yığılıyor. Alayı perişan durumda, üç gece kadar önce insan kaçakçıları onları ada'ya bırakmış ... burası yunanistan, siz sabaha kadar takılın sonra da teslim olup siyasi sığınma isteyin demişler. Ulan kara adada ne su var, ne de korunak bir gölge ... bunlar da o insan geçmez - kuş uçmaz yerde sıkışıp kalmışlar. ...bildiğin vicdansızlık işte... Yunus sahil güvenliğe haber uçuruyor hemen ... sudan çıkan dalgıç grubunun da katılması ile teknede adım atacak yer kalmamış, sahil güvenlik gelene kadar kaçakçı'da kalıp yemek yiyiyor, çay keyfi yapıyor ve bekliyoruz. Iraklı kaçaklar yakalandıkları için üzgün (sonuçta kaçakçılara verdikleri para yandı,gitti) ama sağ kaldıkları için de mutlu. Biz şaşkınız, teknedeki turistler desen onlar paso resim falan çekiyor. ...döndüklerinde anlatacakları bir hikayeleri oldu işte, hem de beleşe. ...o ara öğreniyoruz ki sudan çıkardığımız eleman yardım arıyormuş, bizi koyun tepesinden görmüş ... aşağı inecek yol olmadığı için de kaldırıp suya atmış kendisini ... saLak adam, ya boynunu kırsaydı? Ama o kadar çaresiz kalmışlar işte ... mecburiyet adama neler neler yaptırmaz ki? Sahil Güvenlik sonunda gelip bot ile kaçakları devir aldığında hava'da ufaktan kapatmaya başlıyor... - Dönelim mi abi? Millete yarın bizdensiniz der, ek ücret ödemeden turu tekrar ettiririz ... bu da dükkandan olsun, napalım? - Taam diyor ve tonaz bağına gidiyorum. Yunus Man'ın marşına basıyor ve yaşlı kız anında çalışıyor. Kulak kabartıp onun düzgün rölantisini dinliyorum, tornistan konduğunda şanzımandan cızırtıda çıkmıyor artık ... işi düzgün yapmışım diye içimden geçirip avara ettiğim ıslak halatı roda'ya sarıyorum. ...adalet olmasa da hayat hala güzel be abijim :)))))

0,0 ... bütün hafta İstanbul trafiğinde araç kullamışım, cebimden çıkan yakıt parası -sıfır- türkiş lira ... ya haftalık traş lostonu tüketimim bile daha fazla bea not: şirket aracı kullanıyorum da ....

yok üstadım, sizin aracınız zaten benzinli ... yakıtta donma yaşanmaz, dizel araçlardaki standart kızdırma bujisi (ön ısıtma) ise öyle -10 , -15'ler için yeterli ... Türkiye koşullarında (ülke genelindeki düşük ısı - nem - rüzgar ortalamaları + tecrübe gereği) Nordic'te yaşanan blok yarılması vs. görülmüyor. Kış ortası sarıkamış'ta bütün gece ayazda kalmış araç bile soğuk iklim paketi var ise yani arkadan öne giden yakıt hatları sistem tarafınca ısıtılıyor ise marş'ı konum bir'e al, 30 saniye kadar bekle (kızdırma bujisi ışığı panelde sönene kadar) sonra baş çalışsın şeklinde sorunsuz hizmet veriyor. Kışı kuzey norveç ya da finlandiya fjördlerinde geçirmiyorsanız o tür bir ek sisteme ihtiyacınız yok.

Nordic / Kutupsal ülkelerde kullanılan sistem bu, evlerin dışında bu iş için yapılmış fişler vardır , hatta konu komşu oturmaya gelirse onlar da kullansın diye birden fazla fiş konur. Arabaı park eder, elektrik kablosunu çıkarıp arac şehir ceryanına bağlarsınız ... bloktaki suyu ısıtıp devir daim ettiren sistem sayesinde gece boyu endişe etmeden yatar uyursunuz ... aksi durumda (aşırı soğuk nedeni ile) blok, borular, radyatör vs. su donar ... fizik kuralları gereği de donan su genişler ... araç bu neden ile hasar görmesin diye uygulanan bir ek güvenlik tedbir'i işte ... sub-tropik iklim ile boğuşan güney ülkelerinde (örnek:Türkiye) bu sisteme gerek yok (kış aylarında bile) .... soğuk iklim paketi ticari araçlarda artık (bazı illerimizde) olmazsa olmaz hale geldi. Bu illerde (mesela Erzurum) soğuk iklim paketsiz araç sipariş edilemiyor, örnekten yola çıkarsak Erzurum bayisi Transit sipariş edecek ise -normal- araç yani soğuk iklim paketsiz araç siparişi sistem tarafınca kapatılıyor, o bayi sadece soğuk iklim paketli araç sipariş edebiliyor. Ama tabi ek ısıtıcı ile soğuk iklim paketi aynı şey değil, yakın bile değiller hatta

bence onu alışık olmadığı kırmızı etiketli tuborg pilsener'ler bozmuştu ... ama kusmuk tahlili yapmadım (sonradan) yani benim sadece bir tahmin...

katkılı yakıt kullanılıyorsa ayrıca yakıt katkısı koymaya gerek yok, aklınızda bulunsun ... müsait olduğnuzda trabzon tunalar'a uğrasanız, bir de onlar baksalar ... en azından arız akod'u var mı? yakıt debi'si ne durumda ... enjektör -işeme- yapıyor mu? ... bunlara bakıp teşhis koysalar ... tabi siz bilirsiniz ama servis'in çayını için derim.

...diyorum sadece ...

... ağzını bozma abicim, neden küfrettin şimdi?

yok ya ... jant budur (bence) 18" veya 19" ... ağlıyor resmen beeee ... orjinali acaip pahalı ama replikalar makul .. 1,250TL diyorlar (takımına) ... orjinalinin tanesi bu rakamdan fazladır tabi ama karizması yeter... 1,250Jant, 1,250-1,400'de lastik desen ... 2,6k - 2,7k gibi biter bu hesap. ...az da değilmiş be ... pIII ... ahanda replika -> http://www.sahibinden.com/ilan/yedek-parca-aksesuar-donanim-tuning-jant-lastik-jant-ford-focus-rs-18inc-replika-jant-154503987/detay

...kötü yakıt sorunu yok ise enjektör değişimi için erken ... debi ölçümü yaptırdınız mı? Isıtma bujisi, hava akış metre, soğuk karışım ayarı vs. 'de olabilir, öyle ezbere enjektör değiştirmeyin derim. (ucuz da değil zaten)

Jant diil ... Bamya

... Met nereden çıktı abicim? Ben @Mert Yürüyen, 'i ve bamyalarını kastetmedim ki, başka birisi aklıma gelmişti ... siz tanımazsınız felan

...bak jant dedin, aklıma neler - neler geldi ama malum kişinin! morali bozulmasın diye ağzımı açmıyorum

...reklam yapmak istersen yap tabi üstadım, o konuda sorun yok ... sadece -reklam- yaptığın arkadaşını anında kuZu sahibi edemeyebiliriz, bekletiriz ... bizim çekincemizin, elimizi korkak alıştırmamızın nedeni de yukarıda belirttiğim gibi işin arz ayağında kısa kalmamız. Yoksa ne hayallerimiz vardı gazetelerin arka sayfalarını düz beyaz çıkalım, sayfanın ortasına da sadece "Ford Focus Dizel Otomatik" yazalım ... başka resim, bilgi koymadan öyle yayına çıkalım diye uçuyorduk ama araç temini sıkıntıya girince .... sonrası malum. ...gelen 1,500 araç şimdiden bitti gibi, yani daha reklam vermeden ürüne talep var, bizim arz'ı düzenlememiz lazım (acilen)

saç kurutma makinası mı? ... belki işe yarar, emin değilim ama ... biz mini onarım, plastik aksam bükme / sökme / takma vs. işinde sanayi tipi sıcak hava tabancası kullanıyoruz , şöyle bir şey yani ( https://www.grossdepot.com/steinel-hg-2310-lcd-kfz-profesyonel-sicak-hava-tabancasi-oto-tamir-kaynak-seti ) bizim serviste Bosch olanları var ama onun da tonla alternatifi bulunuyor. Anlayacağınız bu alet -anında görüntü- verme kapasitesine sahip, bas tetiğe, işini gör ... alltaki saç ve boyanın ısınıp zarar görmesine neden olmadan sonuç al olayı...