Kaan Yagizer

güzelll ... kullananlar (...ki söz konusu kişiler kuZu'nun iyisi ile telmaşa olanını ayırabilecek kapasitede) beğendiğine göre bu defa oldu ...güzelll, güzelll Unutmadan .... 23 ve 24 Mayıs'ta (bu hafta sonu) tüm ülke genelinde Ford bayilerine gidip 1,5tDCI PS'i test edebilirsiniz ... aklınızda / ajandanızda bir not olarak bulunsun. ben pek beceremedim o kulakçıkları, yalan yok ... kulakçık olayı hiç bir arabada rahat etmemi sağlamıyor. Fazla eski kafayım, atarım D'ye giderim ... çekmem kulağını, gıdısını ...bu sabah arabayı kullandırdığın Makbule'de beğenmiş şanzımanı ...ki kendisi azılı bir manuel severdir ... -yağ gibi gidiyor namussuz, geçiş falan hissedilmiyor, yığılma yapmıyor- diye anlatıp duruyordu tükkanda ...arabayı sen getirdin ya, kuZu'yu Ford'dan aldın ona kıYak çekiyorsun sanmış, anahtarları ona verince şaşırmış ... arada bunu da itiraf etti

Bir - Vites kablosu sorunu gibi geldi bana, baktırmakta yarar var. Büyük ihtimal ile kablo ayarı ile hallolacaktır. İki - En son ne zaman bakım gördü sizin kuZu? Hava filtresi vs. tıkanmış olmasın? ...her iki sorun da servis'e uğrayıp bi çaylarını içmenizi gerektirecek minör şeyler. Eminim fazla sıkıntı çıkarmadan işinizi görürler.

1,5EB Benzinli Manuel ... daha güçlü (evet) ve daha az yakar (evet) ama daha ucuz? ... sanmıyorum. Son kullanıcılar Ford'a baskı yapar ve aracın ithalatını başlatırsa hep beraber görürüz ama 1,5EB'nin fiyatı konusunda çekincelerim var. Atmosferik model ile aynı (veya yakın bedel ile...) satılırsa 3/3 olur (sizin isteğinizi karşılama adına) ama en kötü 2/3 olur ki bu da epey iyi bir ortalama (bence)

...daha önce de yazmıştım, tekrarlayayım. E6 Emisyon kuralları gereği Mondeo'da 1,5tDCI + PS (performans ile oynamazsanız) olamıyor, araç emisyon testini geçemiyor. Emisyon testinin geçilmesi için aracın sağırlaştırılması, performansının düşürülmesi lazım. Biz de bunu istemiyoruz / kabul etmiyoruz ... o neden ile teknolojide bir ek gelişme olmaz ise (mesela daha verimli .dpf filtreleri vs.) Mondeo'da o motor+şanzıman seçenek olarak sunulmayacak. Gene E6 gereği 1,6EB'den 1,5EB'ye geçiş yaşanıyor ... 180+beygirlik motorun PS şanzıman ile getirilecek (satışa sunulacak) olmasının nedeni o şanzıman ile 1,6 Atmosferik ve/veya 1,6EB motor seçeneğinin (yani E5 motorun) bulunmaması. Yani başka seçenek olmadığı için (bkn.seve seve) o araçlar E6 motor ile getiriliyor. Neden -düz- vites E6 aşırı beslemeli araç getirmiyorsunuz? ... Türkiye'de ki otomotiv pazarının %47'si Dizel, geri kalan %53'ün yarıdan fazlası ise ya LPG'li olarak trafiğe çıkmış ya da LPG'li araca dönüştürülmüş. Aşırı beslemeli benzinli motor (1,6lt ve altı) pazarı ise %3.2 civarında. Yani oldukça -ufak- , E6 1,5EB motorun maliyetini henüz bilmiyorum ama E5 1,6EB araç 125 PS'lik kardeşine göre oldukça pahalı kalıyordu ... yani teknik veya kanuni açıdan bi sıkıntı yok. Talep olur ise Ford eminim 1,5EB araçları manuel olarak da getirir. Söz konusu talebi sosyal medya ve/veya Ford ile iletişime geçerek yaratacak olanlar da sizsiniz ... Ford 1,5EB Manuel araca talep olduğunu görür ise tabi ki ithal eder ve satar, aksi zaten mantık dışı olur. Son olarak .... ...o dediğiniz (hepsi bir arada) biraz zor. Ben de belime kadar sarı saçlarım olsun istiyorum ama istediğim ile kalıyorum (bkn.profil fotoğrafı)

Üstadım an itibarı ile Mondeo stoğumuz sıfır, Mayıs üretimi araçlar daha Hamburg'tan yola çıkmadı ama onlar da sahipli, Haziran ayı üretimi (...yani daha çeliği bile satın alınmamış kuZu'lar) araçlarda ise tek - tük boşta sipariş var, örnek vermek gerekirse benim Haziran'da 11 adet Mondiş'im geliyor ve sadece 3 (üç) adet'i boşta. (Haziran üretimi ... yani kontak Ağustos ilk haftasında dönecek) ... biz bu arabaları Tanzanya'ya mı satıyoruz? ...herkesi memnun edemezsiniz, mümkün değil ... mümkün olsa da büyük ihtimal ile fizibil değildir. Ürün bu ... onu kabul eden kitle yeni Mondiş'i nüfusuna geçirtiyor (iyi günlerde kullansınlar) ve de kullanıyor. Biz de biliyoruz focus'ta kullandığımız 1,5tDCI + PS opsiyonu Mondiş'te sunulsa satışların tavanı delip geçeceğini ... ancak böyle bir opsiyon (en azından an itibarı ile) yok. Yarım yamalak bir şey olacağına , son kullanıcıyı mutsuz, bizi mutsuz edeceğine hiç olmasın ... eksik kalsın mantığı gereği bizim yüzümüzü kızartmayacak, müşteriyi de aldığına pişman ettirmeyecek araçlar imal/ithal ediyor ve satıyoruz. ... 1,5 benzinli + A/T veya 1,6 tDCI manuel Mondiş'te işinizi görmüyor mu? 2,0 tDCI PS'e geçmek de mi istemiyorsunuz? ... yapacak bir şey yok o zaman, paranıza geçer hükmünüz ... size Ford veremeyeceğiz. Bu kadar net yani...

...hakaret etme Cengom Şanzıman'a kabuk sağlayan firma imalat zorlukları çektiği için kısıtlı miktarda mal verebiliyor, 1500x3 sipariş girdik ve 500x3 onay aldık. Yani üç ay için 4,500 adet 1,5tDCI PS istedik ve sadece 1,500 tane için üretim onayı verildi. Bunun %25'i filo'lar için ayrılacak ... yani 375 tane'si gitti ... ne kaldı? 1125 ... ilk ağızda 120 araç geldi (bunun önemli kısmı test aracı olarak plakalandı ... geriye kalanlar da dağıtıldı.) yani kaldı 1005, 82 tane Ford bayiliği var ... eşit dağıtılsa eder 12,25 ...ki eşit dağıtılmaz ... çok verilen bayi'ye 20, az verilene de 9 araç tahsis edildi diyelim. Böl üç ay'a ... ne kaldı? Bayi başı 7 ile 3 araç arasında bir şey. Durum bu yani ...

E6'ya takılıyor Cengom, E6'ya takılmaması için ECU'ya lobotomi yapmak yani kuZu'yu salak edip yürümez, bastın mı tepki vermez ... piyasa ağzı ile -sağır- etmek lazım. Onu da biz istemiyoruz ... (bkn.pas geçme hakkını kullanmak) Anlaycağın bir ürünün lastiğinin dönmesi için önce bizim içimize sinmesi lazım.

... aslında bir neden daha var Cengom "bulunurluk" .... ilk üç ay -kart hamili yakınımdır- şeklinde satacağız gibi görünüyor. Temmuz üretimi sonrası görece rahatlama var ama o zamana kadar temin ... nasıl desem? Sorunlu .... (bkn.şişt bilader, kuyruğa kaynak yapma ... durumu)

ne güzel olmuş işte, "Maşallah" ...iyi günlerde kullan üstadım.

... Tipitip Fenerbahçe'de takılan bir ciklet satıcısı aynı zamanda da FB fanatiği, biraz saf ... epey güleç yüzlü ve yaşlı anası dışında kimsesiz olduğundan tribünde abileri, mahallede semt sakinleri tarafınca kollanıyor, korunuyor. Kafasından yaz - kış çıkarmadığı sarı lacivert ve külah kılıklı beresi ile el tablasında pazarladığı tiptip'e de benziyor. Hafta arası, akşam üzeri ... hafiften de yağmur yağıyor. Hasan (Uzun) arabasında takılıyor, yanında manitu. Ufaktan bir şey üzerinde tartışıyorlar. Tipitip'in adetidir, park etmiş arabaları dolaşır, istemiyor olsan da sana ciklet bırakır ve yürür gider, sonra geri gelir ... ona bir sakal atarsın, mutlu olur, seni de rahat bırakır. ...Tipitip ciklet bırakacak ya, Uzun'un arabanın şoför camına tıklatıyor bi... Hasan başını çevirip bakıyor - sonra, sonra ... diyor Tipitip gidiyor, on - on beş dakika sonra geri geliyor ve camı gene tıklatıyor. Hasan camı aralasa ciklet bırakacak ... olay bu kadar basit. Ama Uzun'un canı burnunda zaten, Tipitip'in bıdıbısı onu extra geriyor. - ya bi s*kt*r git be! ...diye bağırıyor buna. Tipitip gidiyor ... on - on beş dakika sonra geliyor .. camı tıklatıyor (gene) Hasan dönüp ona bakıyor ve... - olm git, bak döverim ... Tipitip'in tepkisi ilginç, meğer gidip taş almış ve o taşı arkasında tutuyormuş. Uzun buna s*kt*r çekti ya, morali bozulmuş. Hasan buna yeniden atar yapınca arkasında tuttuğu taşı çakıyor arabanın kapı camına ve camı kırıyor. - Lan ben senin ta ..... Uzun atlıyor arabadan aşağı, camı kırıp kaçmaya çalışan Tipitipi yakalayıp sokağın ortasında biraz hırpalıyor. Çok değil ama biraz ... yani hastane'ye gitmek gerekmiyor ama eczane'ye uğramak farz. Birileri Uzun'un öfkesi geçince Tipitip'ten artanları toplayıp Eczaneye taşıyor. Eczacı elinde geldiğince bizim oğlanı toparlıyor, sonra çay bahçesine geçip oturuyor Tipitip ... ona çay ve kaşarlı sandviç ikram ediyorlar. Bi yandan karnını doyuruyor, bir yandan da ağlıyor bu. İki - üç masa ötede ekip okey çeviriyor, bakıyorlar ki Tipitip ağlıyor ... çağırıp, soruyorlar - Ne oldu lan sana? - Hasan dövdü beni ... diyor Tipitip ...neden? O kadarını anlatmıyor, zaten elemanın aklı gidip geliyor. Uzun'un dayağından sonra kafa tam durmuş. Ekibin de kafası atıyor, Hasan'ı tanıyorlar ... - gidip ezelim hergeleyi ... yazık değil mi bu çocuğa? Hasan o an Azaplı'da kumar oynuyor. Ekip gidip onu eli ile bulmuş gibi kepçeliyor. - gel lan! diye yakasına yapışıyorlar ... ve efsane başlıyor. Hasan hem uzun (2.10 falan) hem iri (en az 150 kilo) hem de ... nasıl desem? Herifte gram yağ yok ... adam Dalyan'da çalışarak para kazanıyor (o ve ailesi) tekne tamir ediyor, yat kıyıya çekiyor ... beden işçisi yani. Üstelik sinirli bi abi. Ekip bunun yakasına yapışıyor ya ... o da kumar masasından kalkıp ekibe -yapışıyor- Ulan Azaplı'nın yarısı polis zaten. Hırsızlık masası köşede barbut atıyor, Cinayetçiler kapı önündeki çardak'ta nargile içiyor, İnfaz yanık çeviriyor. Hasan ayağa kalkıp onu paketlemeye gelen resmi ekibe dalınca mekandaki polisler'de Hasan'a topluca dalıyorlar. ... durum 20'ye bir falan ... ama Hasan onları epey bir hırpalıyor. Birisini tutup kave'nin camından dışarı atıyor, masalar sandalyeler kırılıyor ve ikinci kalamış meydan savaşı havada karada yarım saat sürüyor. Hasan paketleniyor ... onu ekip oto'suna atıyorlar. Yaralanan polisler ile birlikte Haydarpaşa Numune'ye gidiliyor. Doktorlar Uzun'un ters kelepçesini çıkarttırıyor, Hasan ilk önce nöbetçi travma doktoruna kafa atıyor, ardından polislere , hastane personeline, hastalara ve hasta yakınlarına dalıyor. ...Hasan'ı yeniden paketleyip Kadıköy Emniyet Amirliğine götürüyorlar. Hasan'ı orada nezarete koyuyorlar, Uzun önce nezaret arkadaşlarını dövüor, sonra içeri dalan polislere dalıyor. Em.amirliği kadrosu bir araya gelip nezarete yükleniyor ve Hasan koma'ya girene kadar onu eziyor. Sonuç : en az 30 orta yaralı ve Uzun harbiden koma'da ... Uzun'u Çapa'ya kaldırıyorlar, orada iki ay kadar yatıyor .. ardından mahkeme ve paşakapısı ... bir - bir buçuk yıl kadar da orada kalıyor. Ama bu tabi ayrı bir mevzu... Hasan'ın olayı duyulunca insanlar Tipitip'e kızıyor ... ona -ispiyoncu- diyorlar ... Tipitip'e ceza vermek lazım, ama ne? Olayı Mahmut (Piç) çözüyor - Mahkeme kuracağız abicim, ben ve Serçe (Serhat) hakimiz ... Yorgun (Selim) Savcı , Koray (Kekeme) ise Avukat ... keseceğiz cezasını, alın getirin bunu ... diyor. Ben, Rauf ve Bunalım (Hakan) Rauf'un arabaya atlayıp H.Paşa'ya gidiyor ve Tipitip'i alıyoruz. Eleman arka koltukta aramızda oturuyor ve tir tir titriyor. Kimse onunla konuşmuyor ve onu burundaki yangın yerine (eski bir köşktü, yaktılar gitti ... şimdi yerinde milyon dolarlık yalı daireleri var) götürüyoruz. Mahkeme bizi orada bekliyor. Çay bahçesi kapanmış (saat geç) oradan iskemle ve masa getirmişler. Tipitip'i teslim edip iskemlelere yerleşiyoruz, birileri çekirdek getirmiş ... mahkeme seyredip çekirdek çıtlatıyoruz. Selim başlıyor. - Efendim bu i**e Uzun Hasan kardeşimizi zarbo'ya (Polis) okumuş (ihbar etmiş) ve Hasan'ın ezilmesine (dayak yemesine) ve dam'a (hapis'e) düşmesine sebep vermiştir. Cezalandırılmasını istiyorum. Hakimler Koray'a söz veriyor ... o da demez mi? - sa-sa-savun-mamız yok, yok, yok-tur ... a-a-a-asın i**e'yi! Millet kopuyor tabi. Mahmut le Serçe fısıldaşıyor, sonra Serçe kalkıp kararı okuyor. - İ**e ispiyoncu Tipitip, halk mahkemesi seni suçlu buldu ... dönüp cellata ( Bülent) emrediyor. - Asın i**e'yi. Biz kararı alkışlıyoruz, Tipitip ağlıyor .. Bülent bunu yakalayıp ağacın dalına astığı ilmeğin altına götürüyor. Millet kolunu bacağını tutarken ilmek boynuna geçiyor ve iskemleye tekmeyi basıyorlar. ...önceden denemişler ... ağacın dalı pek kalın değil, adam asıldı mı dal eğiliyor ... yani tipitipin ayakları yere değecek. Ama unuttukları şey şu ... denemeyi yapan eleman atıyorum 70 kilo, bizim tipitip ise en iyi ihtimal ile 45 İskemleye tekme atılıyor , Tipitip ipte asılıyor, dal eğiliyor, tipitipin ayaklarının ucu yere değiyor. Atalet geçtiği için dal kalkıyor ve ucunda Tipitip ile yükseliyor. Bizim ciklet satıcısı olmuş insan yoyo'su ... yukarı - aşağı gidip geliyor ve ipin ucunda çırpınıyor... - Lan herif geberiyor! Birileri bacağına yapışıyor, bir başkası ipi kesiyor ... Tipitip'i bir arabaya koyup Göztepe SSK'ya götürüyorlar. Nefes borusu biraz ezilmiş, korkudan altına işemiş ama başka derdi yok ... - Bu korku yeter ... diyerek bırakıyorlar Tipitip'in peşini ... Eleman milletten yüz bulamadığı için (o olaydan sonra) Stad çevresine takılmaya başlıyor, Fener'e gelmiyor ... Hasan çıktığında millet araya girip yeminler ettiği için Tipitip'e bir şey yapmıyor ve tipitip idam'dan resmen kıl payı kurtuluyor. ...tabi o ipin ucunda sallanırken o mu daha fazla korktu? yoksa onu şakacıktan asan biz mi? ... bu tamamen ayrı bir konu.

...o benim katıksız eŞşekliğim yahu geç olsun ama güç olmasın = Allah kavuştursun üstadım...

güzel olmamış, beğenmedim. İsterse çok daha başarılı çalışmalar sergileyebileceğine emin olduğum bir adamdan -peçeteye karalama- tadında eleştiri ... nasıl desem? Tat vermiyor ... ajitasyon yüzdesi ise en hafif tabir-i ile -düşük- ... Sonuç : Otur, sıfır.

peki

Şahin 5 ileri'nin değişmez aksesuarı ... arıza lambası yakmayan Xenon Kit, kargo - kdv - montaj dahil 69TL ... kredi kartına 9 taksit'te yapıyorlar ... o xenon'un yanına bir de manitu yaptın mı? Fahri Şahin'ci olarak klübe kabul edilme garanti, tabi -apaçi- saç kesimi şart. O olmadan olmaz.

...belli ki karar verilmiş, ne dense nafile. Not: Bahsedilen araç -güzelliği- ise olmaz ise olmaz (güzellik uğruna) trafiği paylaştığınız diğer araçları + sürücüleri tehlikeye sokmamak, çevreyi rahatsız etmemek ve doğa'ya ekstra zarar vermemektir. Bir kuZu güzelleştirme operasyonundan sonra yukarıda saydığım konuların bir veya bir kaç tanesinde sınıfta kalıyorsa ben ne yapayım o güzelliği?

@Doğan GNN, +1 ; katılıyorum. 1,5tDCI + PS C-Max tadından yenmez. ... indirim beklentim yok, neden derseniz Haziran imalatı gelene kadar (yani Ağustos başı) mal'da temin problemi var ... 1,500 - 1,500 - 1,500 sipariş verildi (Nisan - May - Haz.üretimi) gelen onay 500 - 500 - 500 ... Temuz üretimi yani Eylül'den itibaren bulunurluk artabilecek ama o zaman da malın perakende'den şişen tarafını filo'ya verirler , dizel otomatiği showroom'da toz tutmaya bırakmazlar. (bence) Yani yarım elma, gönül alma dışında pek bir indirim alamazsanız kızmayın, gücenmeyin derim.

sümüklü bamya sevmem, capon arabalarını da sevmem, caponları zaten sevmem ... bamya yiyen caponlardan nefret ederim, capon arabası sürerken bamya yiyen capon görürsem de ona taş atarım. (bkn.konu ile alakalı değil ama gene de söyleyeyim dedim...)

neden sis farlarına Xenon takılıyor ki? ... sis yok ise zaten onları devreye almak yasal değil, etik hiç değil ... xenon'un esprisi ne?

amin ... Aslında Mazda'yı şu an içinde bulunduğu -çulsuz- konumuna sokan gene Mazda'nın kendisi ... son beş yıldır Mazda üretimini bilinçli şekilde sınırlıyor, sivri zekalının biri şöyle bir formül ile kurula gitmiş... - Yılda 1,000k araç yapıyoruz ve araç başı 6 birim kar ediyoruz, 800k araç yapsak da aynı araç başı karlılık noktasına ulaşacağız, ama bir milyon yerine sekiz yüz bin araç yaparsak şu kadar adam saat mesai parasından, bu kadar milyon dolar enerjiden, şu kadar milyon dolar nakliyeden kazanırız, bu tasarruf miktarını araç başına bölersek karlılığımız 11 birim'e yükselir. Yani daha az araç imal eder ve satarsak karımızı neredeyse ikiye katlarız. ...kimse kalkıp ona pazar payı? yedek parça karlılığı? marka bilinirliliği? vs.vs. diye sormamış. Mazda üretimini kısmaya bu şekilde (kulağa ne kadar saçma geliyor öyle değil mi?) başlamış. Yani böyle bir hesap mı var? - Ben normalde nakliyeye 1000 birim ödüyordum, üretimi azalttım ... artık 500 ödüyorum, demek ki bilançonun kar bölümüne 500 birim daha yazabilirim. ...yani imal edip satmadığın araç dolayısı ile yapmadığın harcamayı -tasarruf- saymak başka, bunu -kar- olarak algılamak ise bambaşka... Bir - iki yıl böyle geçiyor ... sonra fark ediyorlar ki reklam bütçeleri inanılmaz ufalmış (çünkü araç satış adetleri yılda 500,000 ünitenin altına düşmüş) pazar payları tek haneli rakamlarda, Mazda'nın marka değeri Heinz ketçap'ın altına inmiş ve belki de en kötüsü Ar-ge bütçesi kalmamış. ... Mazda her ne kadar -şişirilmiş- bilançoları ve sağdan soldan edindikleri teknoloji lisansları ile ayakta kalmış olsa da (Japon emeklilik ve tasarruf fonlarının inanılmaz ucuz kredi maliyetlerine şükretsinler) s*çm*ş olduğunu fark etmiş ... Simca ... bu marka'yı hatırlayan var mı? Yıllar önce Simca'da benzer bir karar almıştı. Yoğun üretim yapan Citroen ve Peugeot ile pazar payı savaşı vermek yerine az ve karlı üretim yapmayı tercih etmiş, batana kadar da bu kararından vaz geçmemişti ... sonuç? Simca'yı doğru dürüst hatırlayan kimse kalmadı.... Rolls ve Bentley gibi -kupon- imalatçıların dahi "Mass Production" yapan rakipleri tarafınca yenip yutulduğu bu dünya'da Mazda'nın şansı nedir? ... neredeyse sıfır. İşte bu nedenle Mazda titreyip kendine geldi ve abisi Toyota'nın kanatlarının altına sığındı. Mazda'nın elinde yetenekli mühendisler var, bunun da ötesinde o mühendisler yıllardır çektikleri ödenek sıkıntısı nedeni ile Toyota'nın -tok- mühendislerinden daha ucuza ve hızlı çalışmaya da hazır. ... parayı Toyota verecek, Mazda'da Ar-Ge yapacak ... bir ürün mü denenecek? Mazda o ürünü kendi araçlarına koyup çocukluk hastalıklarını tespit edecek, sorunları giderecek ... ürün %100 verimli olduğunda da Toyota devreye girecek... En son devreye soktuğu 1,5 tDCI PS motor+şanzıman'da da Ford aynısını Volvo'ya yapmadı mı? Volvo Ford'dan aldığı motor ve şanzımanı 3 yıl süre ile pazarladı, teknik sorunları tespit etti, sıkıntıyı çekti ... ürün mükemmel hale geldiğinde de Ford motor ve şanzımanı Volvo'nun elinden alıp Focus'a koydu. ...neden? Volvo'nun parası yoktu, Ford'un ağız kokusunu çekti. Aynı şey Mazda'nın da başına gelecek ... kendi inandıkları, istedikleri şeyleri değil ... Toyota'nın talep ettiği teknolojiyi geliştirecek ve elleri mecbur o teknolojiyi kullanacaklar. ... klasik ... When money talk, poor people walk ... durumu. ek : işte Simca'nın tarihi ... bir dönem kucaktan kucağa gezmiş, en sonunda da PSA'nın altında eriyip gitmiş ... http://en.wikipedia.org/wiki/Simca

Toyota'da para, Mazda'da ise istek var ... umarım iki marka için de bu macera iyi sonlanır.

...tamam işte, güle güle bin üstadım ... bırak boyalı olsun, sen sefasını sür, gerisini de takma.

AutoKing iyi bir marka ama franchaise işini biraz abarttılar son yıllarda, fazla hızlı yayıldılar ... arada sırada sorun yaşanması normaldir. Bu konuda iki notum var ... (yukarıdaki mesajlarda söz edildiği için ek yapma gereği duydum) Bir: Servisler plastik aksamı (örnek tampon) keyiflerinden değil, Sigorta şirketiniz istediği için AutoKing'e gönderiyor. Bu bize iş kaybı, zaman kaybı ve angarya getirdiği için hiç hoşlanmıyor olsak da el mecbur yolluyoruz. AutoKing sigorta şirketleri ile parça başı 60TL'den yıllık anlaşma yapıyor, fiyat ucuz olduğu için de sigorta şirketleri bizi o parçaları AutoKing'e göndermeye mecbur bırakıyor. ,,, kimi zaman işi bitmiş araba serviste fazladan bir - iki gün kalıyor, AutoKing'ten tamponunn vs. geri gelmesini bekliyoruz, iş akışımız aksıyor, verdiğimiz tesimat tarihi sözünü tutamıyoruz ama elden ne gelir ki? İki : Yukarıda saydığım nedenlerden ötürü Ford Servisleri -mini onarım- işine başladı, aslında bizim için bir kar noktası değil ama parça getir - götür, başkasının yaptığı iş nedeni ile hesap ver (tamponu başka firma tamir etmiş, iş temiz olmamışsa müşteri bize kızıyor ... aslında o da haklı, karşısında biz varız ama biz de haklıyız, o kör olası plastiği ben tamir etmedim ki.) ve üstüne de iş aksasın...vs.vs nedenleri ile hepimiz mini onarım işini yapmaya başladık (bkn.seve seve) Yani yakında hiç bir şeyi dışarıya onarım vs. için göndermeyeceğiz. Bir sıkıntı var ise bizler halledeceğiz, verilecek hesap varsa da biz vereceğiz. (...ki aslında olması gereken de bu)

sıkıntı yok üstad, burası deyim yerinde ise -dost meclisi- , bak rahatına.

Ahanda .. kıllık yapma fırsatı boyanmış araba alınır mı yahu? kamyondan düşmüş patlamış karpuzu alıp caponla yapıştırsam ona bıçak atıp yer misin? üçüne beşine bakma hemen sat abi o arabayı ... sonra konu komşu ne der? yüzüne gülüp arkandan ... - gariban bu ya, baksana boyalı araba almış ... diye dedikodunu yapmazlar mı? .... hehehe Oh be rahatladım (bkn.günlük kıllık yapma dozunu tek seferde almak) İşin ciddi kısmına gelirsek... Araç komple boyalı ise ne olmuş? Kimin bedeninde çizik, yara izi vs. yok ki? Türkiye'de trafikte kullanılan araçların büyük bir yüzdesinde ama ufak ama büyük hasar ve onarım var zaten ... bundan doğal ne var? ... değil 2.600 ... 12.600'lük tramer kaydı olsa ne fark eder? Araç düzgün toparlanmış ise sorun olmaz ... değerinde alır, biner, kullanırsınız. Aynı şekilde de satma zamanınız geldiğinde değerinde satarsınız biter, gider. Kendi adıma aracımın tavanında 5 santim boya olsa santim sallamam, ben motoruna bakarım, yürüyen ne durumda? Elektrik tesisatı mıncıklanmış mı? Servis geçmişi nedir? Triger'i değişti mi? Düzenli bakım gördü mü? ... onlara yoğunlaşırım. Ailemin canını 490 mikron boyalı sağ ön çamurluk'a değil, onun altındaki ön takıma, frenlere, viraj demirlerine emanet ediyorum .. bunu asla unutmam. -boya- işi fazlası ile abartılıyor, bir çeşit fiyat kırma ... milletin arabasını ucuza düşürme aracı olmuş çıkmış. İnsanların esas bakmaları gerektiği yere (araç mekaniği, servis geçmişi vb.) yerine sağ arka kapı eteğindeki taş vuruğuna odaklanması acı tabi. ...umarım içiniz rahatlamıştır (zaten kuZu'yu nüfusunuza geçirmişsiniz, an itibarı ile sadece aldığınız kararın doğru olduğunu bizden de duymak istiyorsunuz ... ) yani doğru yapmışsınız ... aracınızın yukarında da belirttiğim gibi yürüyeni, mekaniği düzgün ise tadından yenmez. Aracınızı iyi günlerde ve de sağlık & sıhhat ile kullanın efem...

aslında Caponlar da kısa bir süre için de olsa bana para vermişti (toyota) ...o konuda prensibim yok, para verip bir de ısrar ediyorlarsa alıyorum valla Caponları -ruhsuz- buluyorum ... şöyle anlatayım ... masa da güzel menü var, ama aşçının o sihirli dokunuşu eksik kalmış, yemekler tatsız, baharatsız. Teknik data'yı alıp bakıyorsun, kağıt üzerinde güzel ... kuZu'nun sırtına tırmanıyorsun alet mıZmıZ çıkıyor. Len onca beygir var kaputun altında, nerede bunlar? Otlamaya mı gitti? Araca dışarıdan bakıyorsun utanmasalar kapı saçlarını düz basacaklar, kaşsız kadın gibi araçta yan kas çizgileri, kapı kuşakları yok ... aracın içine giriyorsun, düğmeler hissiz, kapıyı kapatıyorsun ... tanGır - tunGur ... oysa Alaman gavuru deli gibi para harcayıp kafa patlatıyor ... patlatıyor ki kapı kapanırken o tokluk hissini alınsın. ... caponlar ruhsuz, Honda onların en ruhsuzu ... Civic ise Honda'nın .... nasıl desem? En bi iyi aile çocuğu modeli (bence) Haa ... biri bana Civic verse, hem de beleşe ... almaz mıyım? Tabi ki alırım ... sonra gider onu üçüne beşine bakmadan satar, kredi'ye girer kişilik sahibi bir kuZu'yu evlat edinirim. ... sonuç ... Civic yerine gider Lada alırım, memnun bile kalırım. O derece yani. (bkn.Bu reklam yüzünden ruslar bana para verirmi acep? diye düşünmeye başlamak...)