cem aksoy

lastik ebadları büyüyünce fiyatlarıda logaritmik bir şekilde artıyor. buna bir türlü anlam veremiyorum. üstündeki michelin lastiğin tanesi 400 tl. bunla 3-4 tane b sınıfı araç lastiği alınabiliyor. acaba lastik firmaları lastik büyük olunca cüzdanda mı büyük olur diye düşünüyorlar. 205 lastik takmaya gelince fiyatları düşük olabilir ama jantta boşluk kalacaktır. ben lastiği alırken aklımı çelmek için aynı öneriyi yaptı lastikçiler ancak olayı ben şöyle çözdüm petlas aldım. 215 lastikleri 205 tl den aldım. lastik başına en az 70 tl ucuz oldu. lastik performansına gelince şu anda kar yok ancak yolu ısırıyor. ıslak zeminde su tahliyesi iyi. sanki karda buzda iyi olacakmış gibi geliyor. ilk 200-300km 90-100 km/h de direksiyonda titretme yaptı. ancak lastik alışınca o titremelerde bitti.

şu sıralar havaların soğuması nedeniyle şehir içi (zaten mesafe 5-6 km) araba ısınmadığı ve rampa olduğu için biraz fazla yakıyor. 6 lt yi buluyor. ancak şehirler arası yolda çok dikkatli kullanım sonucunda 80-90 km/h de 4,4 lt 90-100 km/h hızda 4,5-4,8 lt, 100-120 km/h arası kullanımda 5,1 lt ortalamayı buluyor. bu değerler doğrumu neredeyse %100 doğru. benzinlikte kesilen fiş sonuçlarıyla bire bir tutuyor. tabi bunda yol bilgisayarının kalibre edilmesiyle doğrudan alakası var. 0.4 lt arttırdım sonuç pompayla birebir. ancak tabi buda biraz kuşku yaratıyor bende. acaba diğer araçlar benim araçtan daha mı az yakıyor. yoksa herkez kalibrasyon yaptımı birde focuslarda yol bilgisayarları ölçümü bir akışmetreylemi yapıyor yoksa tahmini bir değermi hesaplıyor.

güzel söz toplumun mantalitesini iyi tespit etmiş ama bu söze şöyle ekleme yapabilirmiyiz sayın hocam "Fikirlerimiz de saatlerimiz gibidir. Hepimizinki farklıdır ama hepimiz kendimizinkinin doğru olduğuna inanırız but treni kaçırdığımızda da saatimizi gardaki saate ayarlarız."

bu alt takım meselesi harbi fena. Şöyleki servise gidiyorsun usta alt takımları veya ön takımları bir kontrol edermisin deyince zaten bir gıcık bakıyor ustalar. Elindeki anahtarı ön takımlara şöyle bir yerleştirip abi bundan sonra işe yaramaz size yenisini takalımda diyebilir korkusu her an oluyor. Onun için kelimeleri dikkatli seçmeye çalışırım ön düzen veya arka süspansiyonlar deyince zaten anlıyor elemanlar.

yukarıdaki açıklamalara katılmakla birlikte, "sömürgecilik ve emperyalizme karsi savasan ilk lider" kısmında en önemli noktanın eksik olduğunu düşünüyorum. Hatta bu nokta Atatürk' ü ATATÜRK yapan nokta onuda ben ekleyeyim. sömürgecilik ve emperyalizme karsi savasan ve kazanan ilk lider. bu da eksik oldu. kısıtlı imkanlarla savaşmıştı. Neyse O nun hakkında ne söylesek eksik kalıyor.

Sonbahar bitmek üzere. Bizim buralarda pancar sökümü bir ay önce başladı. Gün boyu toplanan kocabaşlar geceleri traktörlerle pancar kooperatiflerine taşınıyor. bazen 2 romork bazen 3 romork takılıyor traktöre. eskiden romörk fişi derlerdi çok satılırdı dedemin parçacı dükkanında. Köylü önemserdi belkide trafikçiler sıkılardı. Ama sonuçta takılırdı romörklere bu fişler sinyal fren ve arka farlar çalışırdı. Son yıllarda varlığı unutuldu romorkta bu ışıkların işi ne. Şu sıralar gece yola giderken çok tehklikeli oluyor karşıdan gelen bazı araçlar sis farlarını yakıyor. gözler alınıyor yol kapkaranlık. Ancak hissediyorsun sonra yavaşlamaya başlıyorsun birde bakıyorsunki bir karartı. Frenliyorsun ve bu seferde yırttık. Hadi hissedemeseydik. Neyse biri önemsemeyip vagon fişi takmıyor diğeride işin süksesinde sis olmadan sisleri yakıyor. Denetleyecekler nerede sanırım pekde umurlarında değil.

acaba virüs filan olabilirmi.

bayramın birinci günü arabayı çalıştırdım auxtan ses yok. tam komşu arabaya binmiş arabayı incelemiş arabayı beğenmiş bizde havamızı basmışız. ama aux çalışmıyor hissetirmeden uzadım oradan. Allahtan niye teyp çalışmıyor dimedi.. neyse biraz kurcaladım uğraştım sonunda auxu devreye aldım. 2 gün önce de auxta iken birden radyoya geçti radyoda ses yok. uğraştım biraz auxta tesadüfen çalıştırabildim. demek ki bendede aynı sorun baş gösteriyor.

benim arabayı bir meyve ağacının altına koymuştum ondanda öz akmış sinek pisliği gibi her tarafa yapışmış bende pasta atmak istemedim sonra cila vardı cila ile zorda olsa çıktı. ancak bir markanın cila pasta karışımı vardı. ondan kullanılsa hem boya daha az incelir hemde lekeler çıkar diye düşünüyorum.

mazottaki kükürt oranları düşürülüyor ve ismi eurodizel oluyor. sanırım viskozitede düşürülüyor ve böylece daha az yakıt harcama imkanı doğuyor. Setan sayıları ise otomobil firmalarının talep ettiği değerlerde oluyordur diye düşünüyorum. bende yaklaşık 9000 kmdir opetten alıyorum. ancak artan yakıt fiyatları nedeniyle birazda zorlanıyoruz. opetin ucuz eurodizeli var ancak arada 3-4 krş fark var değiştirmeye değmez. şu anda en makul çözüm olarak banka ve istasyonların yaptığı ek puan kampanyaları gözüküyor. hangi kart ve hangi şirket hangi kampanya yapıyor bilgisi olan varmıdır? Böyle bir kredi kartı bulursam artık anlaşmalı petrolden kartı alacağım.

valla ülkedeki her kasap sizin gibi analiz yapabilseydi, bu memleket et ihracatında dünya birinciliğine oynardı analiz ve değerlendirmelerinize katılmakla birlikte son dönemdeki düşüşe neden olarak bazı noktalarda fordun hatalı ve vw den farklı işler yaptığını düşünüyorum. 1- 55 bin tl verdiğiniz aracın %100 olarak içinize sinmesi gerekli. mesela sedanda 420 lt bagaj hacmi, arka diz mesafesinin biraz kısa olması, perde hava yastığının olmaması ve dashboardın çok önde olması müşterinin kıyaslamalarında vw yönelmesine etken olabiliyor. 2- vw nin yıllardan beri orta üst düzey müşteri profili oluşturmaya yönelik satış anlayışı vatandaşda vw e yönelme arzusu oluşturuyor. demekki herkes ikinci el bile olsa vw alınca sınıf atlıyor. 3- vw nin tasarımları sanki biraz daha uzun zamanlara hitap ediyor. 2000 lerde çıkan meganların focusların hiçbir albenisi kalmamışken boralar hala göze hitap ediyor. buda ikinci elde müthiş bir getiri sağlıyor. eskisi bile para ediyor mantığı ile 0 alırken vw e yöneliyorsunuz.

bana km çok az gibi göründü. servis kayıtlarını inceleyip aracın hangi km de ve en son nezaman servise geldiği tespit edilmeli. sivasda ford servisi vardır plaka ve şaseden yola çıkmadan inceleme yaptırabilirsiniz. tramerde kayıt olmayabilir ama yine de kaborta boya için bir incelemek lazım. birde enjektör konusu çok hassas. enjektörlere bakım yapılmışmı yapılmadıysa aldıkan sonra muhakkak bir bakım yaptırılmalı. enjektör tamir takımıda 1000-1500 tl civarındadır.

ben daha öncede söylemiştim benim için fark etmiyor. ben hep 50 tllik mazot alıyorum neyse neyi protesto edeceksiniz. benzin pahalı alamıyoruz mu diyeceksiniz. valla millet bak hele şunlara adamların lüks araçları var birde benzin parasını protesto ediyor derler adamı defe koyup çalarlar.

bir arkadaşım vardı 0 getz alacam dedi. sen bir sedan al dedik dinletemedik. bir sene sonra satmak için yer arıyor. 0 araç alırken biraz daha fazla karşılaştırma yapmak lazım. benim önerim şu şekilde olur 1- jetta 2- yeni astra sedan 1,6. bunun dışındada hiç bir araba almazdım. 1- jettanın avantaj - dezavantajları: + 1.2 turbo motor vergi avantajı, daha az yakıt tüketimi, daha fazla tork, geniş iç hacim, daha geniş bagaj hacmi, 6 hava yastığı. - iç tasarımı zayıf hatta direksiyondan radyo kumandası bile yok? 2- yeni astranın avantajları- dezavantajları: + şu anda en yeni sedan. yani 0 aldığınız araç daha uzun süre yeni astra olarak adledilecek, elektronik çekiş kontrol sistemleri, 6 hava yastığ, daha iyi iç tasarım, ilerde benzin yükü çok gelirse lpg ye dönüş imkanı - mtv si daha yüksek, bagajı jettaya göre biraz küçük sınır 52 civarı olsa idi yeni astrayı tek geçerdim.

sıralı tip sistemlerden önce %5-6 civarında güç kaybı yaşanıyordu. farklı oktan sayısına ve ısıl değere sahip lpgyi tamamen benzinli sisteme göre yakıyorlardı. oda yukarıda belirttiğim güç kaybına sebep oluyordu. Şimdi sıralı sistemde enjesiyon zamanlarına kadar ayarlanıyor en fazla %1-2 civarında güç kaybı oluyor. çoğu arabada bu kayıp hissedilmiyor. ancak benzinde dahi 1.4 lt araç c sınıfı kasada ister istemez çok performanslı olmayacaktır. o yüzden gaz taktırıp daha az maliyetle gezmek daha menfaatli. tabi yukarıda arkadaşların belirttiği gibi montaj çok önemli. işi standartlarına göre yaptırmak lazım. aracım lpg li iken tespit ettiğim noktalardan bir taneside yakıt doldurulurken neredeyse hiçbir istasyonda araç topraklanmıyordu. birkaç sefer uyardım ama kimsenin taktığı yok. geçen gün tvde bir evli çiftin istasyonda başına gelenler gerçektende aklıma topraklamayı getirdi. dolum esnasında adam kapıyı açınca atlayan kıvılcımdan araba tutuştu adam hafif yandı içerideki karısını kurtarmaya çalışıyor ancak eşide fena yanmıştı. tv nin yorumuna bakınca hala sorun başka yerlerde aranıyor halbuki problem görevlinin toprak hattını araca bağlamaması.

reno her nekadar fransız olsada neredeyse bir türk markası olmuştur. 70 li yıllaradan günümüze yerli üretim içerisinde bulunmuş ekonomiye, sektöre ve insanımıza her zaman katkıda bulunmuştur. bu yönüyle reno arabaları toros bile olsa her zaman benim için değerlidir. reno vatandaşın en kolay uzanıpta alabileceği araçtır. sağlamdır, basittir, sanayideki her usta renodan anlar. reno bir wv, volvo veya bir audi gibi değildir. bu markalar türkiyede üretim yapmazlar. bu nedenle de bu markaların gözümde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. aslında bu araçları alanların gösteriş üstünlük merakıda yok değildir. Neyse reno aslında bir çok açıdan çok kaliteli araçlar üretmiştir. 70 lerin r12 sinin bir iki ufak değşiklik dışında bir değşiklik yapılmadan 40 sene üretilmesi, r9 ve r11 lerin 80 lerden itibaren yine önemsiz değişikliklerle 30 sene üretilmesi, üretilen araçların zamanında ne kadar başarılı olduğunu göstermektedir. hemde bu araçlar günümüz arabaları gibi asfaltta görmemiştir anadolunun dağlarında bayırlarında hatta tarlalarında çift bile çekmiştir. reno 90 ların ikinci yarısında megane, clio ve lagunalar ile yeni yüzyıla hazırlığını yapmış ve oyun değiştiren 4 ve 5 yıldızlı araçlarını piyasaya ilk reno çıkartmıştır. reno birçok kişinin burun kıvırdığı gibi kötü bir araç değil aksine şase, karoser ve motor olarak kaliteli araçlardır. ayrıca araçlarında sınıf ortalamalarının biraz üstünde geniş bagaj ve iç mekan sunar. Ancak renonun tek kusuru vardır dashboard tasarımına pek önem vermez, parlak kromajlar pek olmaz araba biraz basit kalır. yani focustaki kışkırtıcı dashboard veya gadgetlar hiçbir zaman renoda olmaz. sürüş keyfine fonksiyonellik kadar önem verilmez. Clio4 le reno biraz albeniyede önem vermeye başladığını düşünüyorum

sorunu çözdüğünüze sevindim. hadi geçmiş olsun

benimki sytle. uyarı sistemi var. su bitince su fışkırtmıyor, suyun kalmadığını anlıyorsun.

bu karbon cleanlık bir olay değil. carbon clean bir çözüm bir tamirat değil, her 50-60bin kmde yapılan bir bakım.

[ problem hem lpg de hemde benzinde oluyormuş. böyle bir durumda arıza araçtan kaynaklanıyordur. kabloyu diğer bujilere yaklaştırdığında motoru sarsabilir ama ateşleme yapmak için yeterli gerilim olmayabilir bujide. benim kanaatim önce buji, buji kablosu ve bobin kontrolü. sonra beyin kontrolü ve bunlardan çözüm bulunamaz ise 1.silindirde kompresyon kontrolü. hala çözüm yok ise memleketinizde beynelmilel bir usta bulmanız.

aynı ses bendede var. duymazdan geliyordum sağolun şimdi benimde kafama takılacak. neyse servisin dediğine bakın hele. elektrik destekli direksiyon kutusundan demişler peh peh peh. özrü kabahatinden büyük. demekki birşey yanlış. o yanlışta ses olarak geri dönmüş. megane 2 lerdede elektrik destekli direksiyon vardı böyle ses gelmesi için yarım metrelik çukura düşmek gerekirdi.

arıza lambası yanıyorsa ve ateşleme problemi diyorsa bence beyinde bir arıza vardır. bu arada buji, kablo ve bobinide kontrol etmek lazım.

sorunu tarif ederken bence en önemli noktayı tarif etmemişsiniz. Bahsettiğiniz arıza sadece lpg de oluyor ise çözümü var ancak hem lpgde hemde benzinde ise biraz sıkıntılı. biraz sorgulayalım. conta kesen araçta benim bildiğim yağ ile su karışır. yağı bir kontrol edin derim. eğer yağ sulu ise hiç uğraşmayın yeni conta taktırın. en kabadayı 500-600 tutar. motorun rektefiye olması içinde silindir ve pistonların bitik olması lazım. böyle araçta yağ yakar. her 1000 km 1-2 lt yağ ister araba. bu kmdeki aracın 0,5 lt civarı yakması normaldir. eğer yağ yakmıyorsa niye rektefiye edesin. 1- arıza sadece lpg de oluyor ise 1. silindire gaz gitmiyordur. 1.silindir en baştaki silindir muhtemelen en uzun gaz borusu bundadır. lpg enjektörlerine giden gaz borularını yaklaşık aynı boya getirin ki gaz eşit miktarda dağılsın. ben bu sorunu bir sene çözememiştim en sonunda böyle çözüldü. 2- bu problem benzinde de yapıyor ise buji ve buji kablolarını değiştirtin ve ateşleme yapıp yapmadığına bakın. Yine ateşlemede problem gözüküyor ise bobini değiştirin. yine ateşlemede problem var ise ve arıza kaydı yaptığına göre beyinde bir arıza olabilir. bunlarda da bir problem yok ise silindirlerdeki kompresyonları bir ölçtürün. 1. silindirdeki kompresyon düşükse o zaman subapta veya sekmanda bir problem olabilir.eğer bunda da bir şey çıkmaz ise. memleketinizde sorunları çözmede ismi bilinen önerilen bir usta bulunuz. arabayı ona teslim edip sorunu çözmesini bekleyiniz.

sigorta şirketleri bunun riskini hesaba katıyor ve özellikle yaşlı veya pert araçlara kasko yapmıyorlar. bu arada araç kaç model.

yukarıdaki tablolar çok açık, fosil yakıtların rezervlerinin azaldığı aşikar ekonomik olarak bakıldığında fiyatlarının artacağı kesin. Benim yüksek lisans yaparken yaptığım araştırmalarıda hesaba katarak en çabuk çözüm elektrikli araçlar. uçak gibi çok spesifik araçlar hariç olmak üzere her makina elektrikli olacak. elektrikte yenilenebilir enerji ve nükleer enerjiden elde edilecek. tahminimce 20-25 seneyi bulur bu dönüşüm. tabi o zamana kadar dünya kavrulmazsa.