Cenk Demirel

Mk4 incelemeleri basliginda da paylasmistim 180'lik manuel 1.5 motor 100-140 arasi sabit hizlarla 6 - 6.5 litre arasi bir tuketime sahip. Ayni motorun daha guclusu 200 hp'lik yeni fiesta st de ( hafifligini simdilik goz ardi edersek ) buna yakin tuketim degerlerine sahip. Yine ayni motorun 150'lik versiyonu da bunlara benzer tutumluluk potansiyeline sahiptir cok buyuk ihtimal. Fakat bu sefer devreye 8 ileri otomatik sanziman giriyor. Bu sanziman her ne kadar yeni ve daha iyi altyapiya sahip olsa da klasik bir tam otomatik. Fabrika verileri de genelde gercekci tuketim verileriyle pek uyusmadigi icin muhtemelen manuel versiyonlarina gore bir miktar daha fazla tuketim sergileyecektir. 1.5 ecoboost 150 - 182 - 200 hp'lik kombinler arasinda gercekci tuketimi direkt sanziman faktoru belirleyecek. Cunku gorduk ki bu yenilenmis 1.5 motorlar gercekten tutumluluk potansiyeline sahip. O sebeple tuketimi farkini ecoboost'tan cok sanziman farkina baglamak lazim diye dusunuyorum.

1.5 Ecoboost 182 hp 6 ileri manuel. Otobanda, 100-140 kmh hızlarla 100 km'de ortalama tüketim zorlanmadan 6 - 6,5 litre arası olabilir. Mükemmel bir değer.

Km77 kanalının yaptığı Maniobra de Esquiva, diğer adıyla geyik testleri yol tutuşu, yani viraj hız limitini belirlemek için yapılmıyor yalnız. O geyik testlerinden hangi aracın hangi virajı daha yüksek hız limitinde dönebileceği gibi sonuçlar çıkarırsanız otomobiller hakkında yanılırsınız. Geyik testi, olası bir acil durumda engelden kaçış, yani manevra testidir. O testlerde bir otomobilin sahip olması gereken yegane şey çevikliktir. Çevik olabilen otomobiller o testte muhakkak yüksek hız sonuçları çıkarıyor. Dediğim gibi viraj hız limiti karşılaştırması yapmak doğru değil o testlere bakarak. Çünkü o yönde bir değerlendirme yaparsanız o kanalın testine katılmış tüm araçlar içinde en iyi yol tutan, en iyi viraj hız limiti çıkaran araç 85 kmh ile Honda Jazz demektir. Yani Honda jazz, amg gt'den, type r'dan, focus rs'den daha yüksek hızda viraj alabilir anlamı çıkar. Bununla beraber Ford araçlarının genelde o testten iyi sonuç alması pek şaşırtıcı değil. Bu konuda mühendisler yeterince çalışıyorlar zaten. Mk3,5 kasa focus'u geyik testine sokmadılar ama girseydi bile hız limiti + gövdenin tepkilerinde ki kararlılık konusunda mk4 focus'un aşağısında kalacaktı. Mk4 focus'u o teste sokarlar, muhtemelen de güzel sonuçlar çıkaracaktır. Ben en çok torsiyonlu versiyonla tam bağımsız süspansiyonlu versiyonun hız ve gövde hareketleri konusunda ne derece farklılaşacağını merak ediyorum.

Ic mekana dair bir kucuk elestirim su olabilir; on konsol boyunca uzanan cita ve vites dugmesi bolumunde ki kaplama, kamera yaklastirildigi zaman fark ediliyor ki fircalanmis koyu gri metal mi desem aluminyum mu desem ona benzer bir malzemeye benziyor ve bence cok şık duruyor. Fakat tek sorun sadece yaklasildigi zaman fark edilebilmesi. Kabine belli mesafeden genel bakis yaptigimiz zaman o şıklık kullaniciya pek gecmiyor. Tam olarak bahsettigim gorsel budur. Yaklasarak baktiginda ic mekana derinlik katiyor, ' aaa cidden şıkmış ' dedirtiyor ama uzaktan - genelden kabine bakinca o derinlik ve şıklık kayboluyor. Bu derinligi uzaktan bakinca da tutturabilselerdi cok iyi olurdu. Belki canli canli gorunce fikrim degisir.

Anladım, o zaman kullanılan yaylar da ( force vectoring ) fiesta st'de nasılsa baz paket focus'da da aynıdır. Tabii boyları ve sıkılığı gibi özellikleri haricinde.

Sitede genel özelliklerin yazdığı bölümde bazen araçlarda kullanılan yeni teknolojileri açıklıyorlar. Epas, integral link gibi sürüşe dair teknolojik yenilikleri açıklamışlardı. Belki force vectoring springs şeklinde de bir açıklama yaparlar ki muhtemelen o içerikten anlaşılır hangi torsiyonlu versiyonlarda bu yayların kullanıldığı. Yani bir umut sadece diyelim. Ama siz ileride geniş açıklamalı bir tablo yapacaksanız zaten cevabı öğrenilir.

İnşaallah bu yayları sadece st line'ın torsiyonlu versiyonunda kullanmazlar. Neyse, belki ileride sitede donanım detayları kısmında bahsederler diyelim.

1.0 eb ve 1.5 dizel motorlarda sunulan torsiyon tipi süspansiyonda kullanılan force vectoring springs isimli muz biçiminde olan yaylar sadece st line serisinde mi kullanılıyor yoksa giriş paket dediğimiz ve üst donanım dediğimiz titanium gibi versiyonlarda da kullanılıyor mu ?

Seçim şirinliği sonucu yansıtılmayan zamların acısıdır bu 80 kuruş.. Yapılırsa devamı da gelir zaten. Olmayacak şey değil. Köprüyü geçene kadar neticede.

Bu yeni nesil tam bağımsız süspansiyon, hangi Ford aracında kullanıldıysa çok sevildi, iyi geri bildirimler aldı. Bunun Focus'a uyarlanması durumunda sınıfında tepeye oynayabileceğini, sürüşünü çok daha lezzetli hale getireceğini söylemiştim ki öyle de oldu. İnşaallah fiyatlar insancıl seviyelere iner de şu yeni nesil tam bağımsız süspansiyonun konfor - tutuş - sürüş zevki üçlüsüne sağladığı katkıları deneyimleme fırsatı buluruz.

Aslında ben de genel yorumlara göre bir cevap yazmıştım. Tabii alıntılandığım cümle sınırlı olunca neye yorum yaptığım karışmış olabilir haklısınız. Konfor konusu kişilerin beklentisine göre çok değişiyor. 16 inç jantlı mca focus kullanıyorum ve kısa - keskin yol birleşimlerinde yahut çabuk derinleşen çukurlarda amortisörler çalışma aralığını çabuk yitirip pat küt edebiliyor. Bu benim deneyimime göre bu şekilde. Ama buna katılmayan, öyle olmadığını düşünen kullanıcılar da mevcut. Bu biraz da beklenti ve otomobilin kullanıldığı yol şartlarıyla da alakalı. Megane'ın düşük hız konforu daha iyi ama yüksek hızlarda, engebeli yollarda, özellikle viraj içinde engebe varsa focus'un konforu fiziksel olarak daha iyi. Aracın o yol şartlarında dengesinin bozulmaması adına gösterdiği kararlılık da daha fazla. Aynı durum octavia - focus karşılaştırması için de geçerli. Konfor denilen olgunun değerlendirilirken tek bir kriteri olmayabiliyor. Zaten torsiyonlu bir araçla tam bağımsız süspansiyonlu bir aracın farkı da bu söylediğim sürüş şartlarında ortaya çıkıyor. Ben f10 kasa bmw 5'in hemen her çukurda pat küt ettiğini söyleyince başka forumlarda çok muhalefet görmüştüm. Benim yorumuma paralel bir kaç kişi daha aynı tecrübeyi edinmişti. Ama başkası da diyor ki bmw 5 bana göre çok konforlu. Yani bu işin standardını tutturmak zor. Dediğiniz gibi insanların beklentileriyle ve o aracı nasıl yorumladığıyla alakalı biraz da. Fakat daha önce ki yorumumda da dediğim gibi bizim insanımızın otomobil bilgisi maalesef çok sığ ve doğru bilinen yanlışlarla dolu. Haliyle çok tercih edilenin en iyi olduğu gibi bir düşünceye bu ülkede hiç bir zaman katılmadım.

Bu ülkede araç seçimleri gerçekten iyi otomobil olduğundan değil, ihtiyaçlara hızlı cevap verdikleri için gerçekleşiyor çoğunlukla. Eğer insanlar sizin başta eleştirmiş olduğunuz konfor, yol tutuş, sürüş kalitesi gibi etkenleri bilerek görerek yahut bunları doğru değerlendirerek araç seçiyor olsaydı şuan piyasa otomobili dediğiniz, çokça tercih edildiği için iyi olduğunu düşündüğünüz çoğu otomobil satış rakamlarında alt sıralara inebilirdi. Örneğin c segmentinin konfor, yol tutuş, sürüş zevki ve mekanik kalitesi olarak en iyi otomobillerinden biri güncel mazda 3'tür. Siz bir galerici olarak kaç tane mazda 3 sattınız ? Yollarda gördünüz ? Mesela çok tercih edilen Passat'tan hissedilir derecede konforlu ve yalıtımlı olabilen mondeo'nun satışları neden daha aşağıda ? Yine segmentinin amacı konfor olan ve E liginde yer alan makyajsız F10 kasa Bmw 5'in çoğu çukurda pat küt eden amortisörlerine rağmen kendisinden daha kaliteli işler çıkarabilen Jaguar XF'e göre daha fazla satması neden ?Demek ki piyasa otomobili olabilmek, bahsettiğiniz hususlarda kaliteli olabilmek için yeterli değil. Türk insanın çoğu az yaksın, geniş olsun, kullanışlı olsun, tipi güzel olsun, 2.eli hızlı olsun, satarken iyi para getirsin, fazla arıza çıkarmasın, parça fiyatları çok pahalı olmasın gibi bazen sığ, bazen işlevsel, bazen duygusal, bazen de genelin uyduğu eğilimler üzerinden tercihini yapıyor. Bu ülkede otomobil satmak istiyorsan altyapısal olarak cidden kaliteli bir şey çıkarmana gerek yok. Otomobilleri bu şekilde değerlendirip alan kitle bile oldukça az. Az önce saydığım kriterleri sağlasın ve peşinden reklamı da iyi yapılsın her türlü satar. Velhasıl, bir galerici olarak gördüğünüz ve insanların çokça tercih etme eğiliminde olduğu modeller sizin bahsettiğiniz sürüş kalitesi konusunda ' iyi otomobil ' cümlesinin karşılığını her zaman vermez. Hele bu ülkede hiç vermez emin olun. Bir arabanın viraj limitinin yüksekliğini hala ağır olmasına bağlayan milyonlarca otomobil tüketicisi var bu ülkede. Bizim insanımızın çoğu zannettiğiniz kadar bilgili değil otomobiller konusunda. Dolayısıyla tercih eğilimleri de çoğunlukla doğru bilgiler ve değerlendirmeler ışığında değil.

2 cm sasirtmadi beni. Otomobil hem pek yuksek degil gibi duruyor ama ayni zamanda yerden yuksek oldugunu da gorebiliyorsun. Gercekten ilginc kombinasyonlar.

Ilginc bir kombinasyon olmus. Sw olupta active misali yerden yukseltilmis fazla guncel model yok bildigim. Ilk bakista biraz yadirganiyor ama fena degil gibi.

D sınıfına çıkmayacaksanız, şanzıman da sağlam olsun diyorsanız yerinizde olsam mazda 3 bakardım. Bana kalırsa bu sınıfın en iyisi. Tam otomatik sağlam şanzımanı, rakipleri kadar güçlü olmasa da 1.6 tdci 115'lik motor kadar güçlü olan ve devir çevirmeyi seven dizel motoru, arkada focus'da kullanılan control blade isimli tam bağımsız süspansiyonu, focus'tan daha konforlu ( özellikle çukurlarda amortisörler diplenmiyor bile ), yol tutuşu ve sürüş zevki en az focus kadar iyi ve arka diz mesafesi focus'tan biraz daha geniş. Bagaj hacimleri HB kasada focus'tan daha iyi, sedan kasada ise hemen hemen aynı. Tek sıkıntısı servis ağı geniş değil. Yaşadığınız yerde yahut yere yakın mazda bayisi varsa muhakkak inceleyin derim.

Mk4 focus 150 hp ecoboost 8 ileri tam otomatik, lacivert st line pakete ek B&O ses sistemi, üst seviye farlar, çukur izleme sistemi istediğim kombinasyon olurdu sanırım. Fakat bu kombinasyon muhtemelen 170'i geçer.

İsabet olmuş.. Bence de en güzel farlar bunlar. Far yıkama olduğu için de bi xenon diye düşündüm bu farları. Öbürü led far ama onlarda genelde far yıkama olmuyor.

Bir çok detayı okumuştum ama aklımdan çıkmış. Şu trafik levhalarını okuyup ona göre pozisyon alan üst seviye farlar bunlar mı yoksa thor olanlar mıydı ?

Bulunduğum ilde ki ford yetkili servisiyle aram bayağı iyidir. Orada çalışan bazı kişilerle yaptığım ayak üstü sohbetlerde direksiyonumda henüz soyulma olmamasına rağmen, çok dikkat ediyor olmama rağmen ileride soyulmaya meğilli olduğunu söyledim. Onlar genel merkeze hiç danışmadan bile büyük oranda garanti dışı bırakırlar diye konuştular. Yeni direksiyon ise 2500 lira gibi çok yüksek bir rakam. Yetkili serviste ki tanıdıklarımdan çok güzel malzeme ve işçilikle direksiyonu soyup uygun fiyatlarla yeniden dikebilen bazı kişilere yönlendirdiler beni bulunduğum ilde. Konuştuğum yetkili de kendi aracının direksiyonunu o kişiye diktirecekmiş. Size tavsiyem; garanti işi için bastırmaya devam edin ama olmadı bu işi iyi yapabilen yerlerde gayet uygun fiyatlarla direksiyonu yeni malzemeyle diktirmeniz yönünde olur. Değişik illerde bu tarz işlerle uğraşan kişiler ve firmalar olabiliyor. Kesinlikle araştırmaya değer. Forumda link vermek yasak mı bilemiyorum ama en azından fikir olması açısından işe yarar belki. Şöyle öncesi - sonrası şeklinde çok iyi iş çıkaran yerler var. Bana kalırsa ustasına göre orijinal direksiyondan bile daha sağlam, iyi olabilir. Hem de uygun fiyata. https://www.facebook.com/otoderici/ Ayrıca daha premium bir şey istiyorum derseniz şöyle işler çıkaranlar da var; https://www.instagram.com/udcustomworks/?hl=tr Dediğim gibi, garantiye girmemesi durumunda direksiyonu kalınlaştıran saçma sapan kılıflar takılacağına yahut orijinal olsun diye tutturup 2500 lira gibi absürd rakamlar yetkiliye verileceğine daha uygun fiyatlarla bu işi halletmek daha mantıklı.

Geçmiş olsun. Tekrarlayabileceğini söylemiştim ki haksız çıkmayı yeğlerdim. Baskı balata yeni değiştiği için sesi fazla çıkması normal. İlk değiştirdiğim zamanlar bende de fazla çıkıyordu ama sonra ses seyreldi. Yukarıda da bahsedildiği gibi ne zaman yaptığı belli olmuyor. Sesin hiç çıkmamasını istiyorsanız focus'a uyumlu başka bir baskı balata kullanmak gerek yahut aynı baskı balatayla devam edecekseniz ve ses pek çıkmasın istiyorsanız yokuş kalkışı gibi yarım debriyajla, yani debriyajı kavrama noktasına kadar getirip hafif aracı yürütüp öyle gaza basıp devam etmeyi alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor. Bu şekil kalkışlarda sesin gelme ihtimali düşük oluyor.

Hassaslıktan ziyade beklentiyle alakalı diyebiliriz. Özellikle güncel mondeo'da ki amortisör kalitesine şahit olduktan sonra onun bir alt segmentinde yer alan focus'la arasında bu denli büyük fark olması beni şaşırtmıştı. İntegral link'in kullanıldığı s max, edge, mondeo ve galaxy modellerinin çukur konforu oldukça beğenilmişti. O sebeple mk4'ün de bundan nasibini alacağını, mk3,5'a göre de hissedilir fark olacağını umut ediyorum diyelim.

Bunu tabii ki genel geçer bir kalıba oturtup direkt sonuç çıkarmak için kullanamayız. Neticede az sonra birisi gelip ben de hiç sevmiyorum yahut ben de bayılıyorum konforuna diyebilir. Bu biraz da öncesi - sonrası şeklinde hangi araçları deneyimlediğimiz ve bunları hangi yol şartlarında kullandığımıza göre değişiyor.

Demek ki sizin kullandığınız yollar, muhtemelen İzmir - İstanbul oldukça güzel ve düzgün asfalta sahip. Mca focus'un özellikle ön amortisörleri hiç beklenmedik çukurlarda ve keskin yol birleşimlerinde can yakıcı pat küt sesler çıkarabiliyor 16'lık jant ile. Çalışma aralığı oldukça kısa. Belki f1 ve f2'den sonra size psikolojik olarak focus genlerinde konforlu gelmiş olabilir ki o kasalara göre ben de konforlu olduğunu düşünüyorum özellikle helezon yayın salınımları konfora güzel katkıda bulunuyor ama astra k ile beraber bu segmentin en kötü amortisör tepkilerine sahip modeli diyebilirim mk3,5 için.