Cenk Demirel

Fabrikasyon üretim sırasında ki bir kusurdan dolayı aracın herhangi bir yerine fazladan boya uygulaması yapılması mevzusunda da müşteriye bilgilendirme yapılması gerekli. Araç o halde satıldıktan sonra durum anlaşılınca tavanın hasar alıp almadığına müşteri nasıl ikna edilecek ? Edilse bile müşteriyi psikolojik olarak bu şekilde zorlamaya kimin hakkı var ? Aracın 2.el satışında ki olası değer kaybını kim telafi edecek ? Yani üretici bir mal üretiyor ve malıyla ilgili her şeyi söylemiyor. Bu malın üretim kalitesinden dolayı görmüş olduğu bir işlemin tüm maddi / manevi riski neden müşteriye yüklensin ? O sebeple araç hasar almış ve boyanmış olsa da, üretim standartlarının doğru tutturulması için fabrikasyon boyanmış olsa da müşteriye bunun belirtilmeden satılması her türlü üreticinin ayıbıdır. Bütün riski müşteriye yıkıp kaçmaktan başka bir şey değildir. He, ben doğru üretim standartlarının tutturulması açısından fabrikasyon olarak belli yeri boyanmış aracı sıfır diye alır mıyım ? Alırım. Yine sevkiyat yahut herhangi bir durumda belli ölçüde hasar almış sıfır bir aracı alır mıyım ? Alırım. Ama üretici bunları baştan belirtecek, bu işin maddi riskinin hepsini bana yüklemeyecek, belli oranda değer kaybıyla o aracı bana satacak ki risk paylaşılmış olsun. Öbür türlüsü müşteriyi keriz yerine koymaya çalışmaktan başka bir şey değil.

İnşaallah Başakşehir maçında böyle salakça oynamaz. Doğru düzgün oynar atar da şu sezon bir faydasını görmüş oluruz en azından. Ondan sonra da satılsın başka bir şey istemiyorum.

Diagne'den büyük kazık var mı acaba bu kulübe atılmış.. İnadına penaltı kullanmak istiyor bir de.

Nesnellikten uzak bir test olduğu aşikar. Hatta Focus'un opsiyonlu donanımlara da sahip olduğu, diğer araçların muhtemelen onun kadar donanımlı olmadığı, bu donanımların da araca ek ağırlık getirdiği ve üstüne bir de kış lastikleriyle teste çıkarılmış olması testi oldukça sorunlu hale getirmiş olsa da Euro 6.2 normlarıyla ne ilişkisi olduğunu pek anlayamadım hocam ? Bir ihtimal güncel euro normlarının karşılanabilmesi açısından motor güç çıkışlarının da değiştirilmesi, belirlenmesi hususundan dem vuruyorsunuz diye düşündüm ama bahse konu olan testte zaten motor güçlerinden çok ağırlık ve şanzıman seçiminin etkisi daha büyük rol oynuyor. O yüzden Euro 6.2'den kastınız nedir tam anlayamadım ve merak ettim açıkçası.

Şanzıman, motor gücü farkını bir kenara koyarsak en belirleyici unsur araç ağırlıkları olmuş. Testin en hafif aracı yanlışım yoksa leon, peşinden de astra geliyor. Astra hafifliğiyle birlikte motor gücünün de yüksek olması sayesinde farkı epey açmış. Bu teste 308 dahil olsaydı muhtemelen astra ile kafa kafaya kalır, belki geçerdi. 308 de segmentine göre emp2 platformu sağolsun ciddi hafif bir araç.

Bu ülkede tosuna bile parasını kaptıranlar olduktan sonra bu otomobil dolandırıcısına inanıp paranın tamamını gönderen bile çıkar. Bizim millet her daim şark kurnazı olmayı sevmiştir. Kısa yoldan köşeyi dönme, ölü fiyattan bir mala sahip olma, emeksiz çok kazanma gibi şeylere her zaman zaafı olan bir milletiz. Haliyle bunu kullanan da çok olur görüldüğü üzere..

O Diagne bugün de oynamazsa daha da kulüpten içeri sokmasınlar. Penaltı dışında bir gol atabildiğini görürüz inşaallah bu akşam.

Mk4 Focus ST ( st - line değil ) ilk küçük inceleme

Zaten şuan sıfır otomobil alıyor olsam ya mazda 3 sedan alırım ya da Focus st line görünümlü SW, gelme ihtmali olan yeni motorlara göre de St-line alırım. Şimdi belki bazıları sw ile st line bambaşka araçlar. Sen bence ne istediğini bilmiyorsun diyebilir ama sw focus ciddi anlamda sportif bir görünüme sahip olduğu gibi kullanımı da zevkli. O sebeple sw tercih ederim. Active kasaya gelince; güzel konsept, meraklıları için hayli ilginç bir kasa ki ben de sevdim ama yerden yükseltilmiş araç sevmediğimden onu tercih edemiyorum.

Kesinlikle öyle.. Sadece yarı deri koltuklar bile aracın iç mekanını oldukça farklı hale getirmiş. Arka kol dayama, önde ki deri dizlik dayanağı falan da tuzu biberi olmuş. Maalesef Focus adına Türkiye'de en çok üzüldüğüm şeylerden biri bu. İyi bir araba çıkarıyorsun ama tam anlamıyla onu sergileyemeyince böyle yazık etmiş oluyorsun.

Mk4'ün standart led ( thor çekici şeklinde olan ) ile opsiyon olarak sunulan akıllı led far sisteminin karşılaştırmalı gece sürüşü..

Ford niye hala ilginc islere imza atiyor anlayabilmis degilim. Mk4 Focus cikti ama uyduruk bir kadranla geldi. Kuga cikti full dijital ekranla geldi. Makyajli Edge ise Mondeo ekraniyla devam. Gerci bu ekrani tam dijital ekrandan daha cok begeniyorum ama 3 yeni modelde 3 farkli kadran tercihi de bir hayli ilginc.

Corolla'nın seçilmesi de tamamen rakiplerine oranla uygun fiyat sunuyor olmasından ki Duster da aynı prensiple seçilmiş. Listede ki en uygun fiyatlı araçlar 1 ve 2.sırada yer almış. Corolla kendini geliştirdi, daha güzel bir araç haline geldi yalan yok. Ama mtv dezavantajlı 1.8 hybrid motoru ve 1.6 atmosferikten başka seçeneği olmayan Corolla'ya vasatın biraz üstünde cvt şanzıman koyup piyasaya sürmeleri bu aracı nasıl birinci yaptı onu da anlayamadım. Türk tüketicisi atmosferik motoru uygun satın alıp maliyeti + lpg tercihinden dolayı alıyor. Ama Toyota'nın atmosferiği fabrika çıkışlı lpg'li gelmiyor. Amacı lpg olan tüketici direkt Honda Civic gibi araçlara yönelecektir. Ee hybrid bile olsa 1.8 hacimli motor alan kaç tüketici var ? Tüketici eğilimi gereği dizel ve turbo benzinli motor eksiği mevcut ki buna piyasanın iyilerinden olmayan cvt de eklenince bu aracın şanzıman + motor seçeneği gibi ciddi iki dezavantajı bulunurken Türkiye'de birinci seçilmesinin en büyük sebebi görece uygun fiyatıdır. Belli ki diğer kriterler yılın otomobili seçiminde çok fazla etkili olamamış. Zaten ne kadar gelişirse gelişsin mottosu uygun maliyetli otomobil olan Duster'ın da 2.olması bu minvaldedir diye düşünüyorum. Benim asıl anlatmak istediğim; madem seçim kriterinde fiyat böylesine büyük etken, diğer kriterler bunun kadar büyük rol oynamıyor yahut sonucu değiştirmeye etki etmiyor, o zaman yarışmanın adının Türkiye'de Yılın Otomobili değil, Türkiye'de En Uygun Fiyatlı Yılın Otomobili olarak değiştirsinler.

Amacı ve kalitesi uygun fiyatlı olsun, düşük bütçeli kitleye hitap edebilsin diye üretilen bir aracı ' uygun fiyat ' sunuyor diye yılın 2.otomobili seçmek hangi aklın ürünüdür bilemiyorum. İşi zaten bu olan bir otomobili işini yapabiliyor diye ödüllendirmek cidden trajikomik bir olay. Duster gibi bir aracın 2.olduğu ülkede ki otomobil sektörünün ekonomik halini, onu değerlendirip o sıraya yerleştiren otomobil gurmesi kitlesini varın siz hesap edin.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumla doğru orantılı olarak en önemli seçim kriteri fiyat olmuş belli. Toyota'nın ciddi uygun rakamlarıyla birlikte Duster'ın 2.olmasını başka bir şekilde izah etmek zor.

Maalesef yok.. Temiz güzel bir Mondeo alıp orijinal ST spec hale getirme isteğim de var. Ama o da zor. Bakalım, ileride hayaller gerçeğe dönüşür mü göreceğiz ?

The Grand Tour'un sezon finali artık piyasadan çekileceği söylenen Mondeo'ya ithafen yapılmış. Tıpkı Grand Tour'da bahsedildiği gibi benim için de oldukça duygusal bir vedalaşma oldu diyebilirim. Videoda anlatıldığı gibi Britanya'da bir Cortina'nın, Sierra RS Cosworth'ün nasıl ki onlarda bir çocukluk geçmişi varsa onların yeni jenerasyonu olan ST200 Mondeo'nun da bende bir çocukluk geçmişi var. ST'nin normal versiyonu olanla benim 20'li yaşlarım, ilk araba tecrübem geçti. Onunla öğrendim araba kullanmayı. Sürüş zevkine dair tutkum da onunla başladı. Işık Üniversitesi'nde okurken kampüsün içinde 07 plaka beyaz üstüne mavi şeritli bir ST200 Mondeo gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüğümü hala hatırlarım. Nadir araçlardır. Çoğu benim diyen Ford severin bile haberi yoktur. Sierra Cosworth'ün devamı olan ST200 ve 220 benim için ayrı bir yerde gerçekten. İleride muhakkak bu ikisinden birine sahip olmayı istiyorum. İnşaallah nasip olur. The Grand Tour'un sezon finalini izlemek isteyen için https://sezonlukdizi.org/the-grand-tour/3-sezon-14-bolum.html Bu da inşaallah nasip olur dediğim hayalim..

Benzinin litresini 10 lira, mazotu da 9,5 liraya sabitlesinler rahat edelim artık. Sürekli tekrarlayan korku filmi gibi her gün başka bir zam haberi. Bir kerede ne yapacaklarsa yapsınlar. Zaten kimsenin isyan ettiği, itiraz ettiği de yok fiyatlara. Benzin 10 liraya sabitlenirse yine kimse bir şey demez. Amarıganın oyunu bunlar işte..

Konfor, yalitim gibi konulari bu iki arac ozelinde kiyaslamak sacma olur. Bu konularda Mondeo herhangi bir suv modeli gectim, kendisinden ust segment araclarla bile yarisabilecek duzeyde. Yol tutus ve surus zevki acisindan Kuga suv standartlari icinde guzel bir noktada. Fakat fiziksel dezavantajindan dolayi Mondeo kadar oturakli olma ihtimali dusuk. Zaten bu iki arac birbirinden bambaska alanlarda kosturuyor. Acikcasi yerden yuksekligi ve belki arka diz mesafesi haricinde Kuga'nin Mondeo'ya bir ustunlugunu dusunemiyorum. Hele ki surus konusunda..

Sync 3'ün enine değil de yukarı doğru uzatılmış görüntüsünden ziyade ebatları sağa sola uzatarak ekran büyüklüğünün ayarlanmasının daha yerinde olacağını düşünüyordum ki Sync Plus ile bunu yapmışlar. Ekranın kenarlara doğru uzaması kesinlikle daha şık gösteriyor kokpiti.

Borusan'dan 2.el arac satin alip basina gelmedik kalmayan bir kac kisinin mevzusunu da okumustum baska forumlarda. Evet, kurumsal firmalar bu hususta, tabiri caizse onlara gore merdiven alti kalan 2.el galerilerine karsin nispeten daha guvenilir. Ama yinede kendiniz de dogru duzgun bir ekspertiz yaptirip, hatta varsa guvendiginiz bir ustaya gostermelisiniz. Burasi Turkiye, burada her sey mumkun..

Desene hala tam oturtamadılar. Anlaşılan Ford'un kasa çıkarmadan önce bu tarz hazırlıklarını tamamlayıp yeni bir aracını eksiksiz çıkarması için daha yol var önünde.

Focus'la devam etse de Kuga ile bozulduğu garanti ? Baksanıza Ford dijital ekranı bile koyduğuna göre eksik bıraktığı bir şey kalmamıştır ?