Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cenk Demirel

Üye
  • Toplam İleti

    573
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    2

Cenk Demirel tarafından yazılan her şey

  1. Ben başlığa konu olan Euro 5 1.6 dizel psa motoru daha önce ki aracım 2012-2013 model citroen c4'de 3 yıl boyunca kullandım. Onda ki ismi 1.6 e-hdi olarak geçiyor. Keza 308'de de bu motoru deneyimledim. Bunlardan sonra aynı motora sahip 2015 1.6 tdci Focus'u aldım. 3 araçta da 1.6 psa motoru hararet sıcaklığı konusunda hep benzer tepkilere sahip. Kışın çok soğuk havalarda motor geç şekilde ideal çalışma sıcaklığına erişiyor. 90 dereceye eriştiğinde ise yokuş inişlerinde, dur kalk veya düşük hızlı trafiklerde 60-80 derece civarlarına düşüyor. Tekrar hızlanırsam yine 90 dereceye çıkıyordu. Özellikle ortalama hız sürekli düşükse 60-80 aralığını geçmiyordu. 1.6 tdci motorun çalışma düzeninde, sesinde, performans ve tüketiminde, hava sıcaklığının normal olduğu koşullarda ki ısınmasında bir anormallik sezmiyorsanız bu motorun normal çalışma şekli böyle. Aynı motorun kullanıldığı hem c4'de hem 308'de hem focus'da benzer sorun olacak değil ya.
  2. Süreden ziyade yaptığınız yol boyunca ortalama hızınız kaç kmh ? Benim ortalama hızım 18-20 kmh arasında değişiyor ki çok düşük bir değer bu. Son 1,5 aydır havalar ciddi derecede soğuk. Bu şartlarda benim de dizel aracımın motoru ısınmakta güçlük çekiyor, güçlük çektiği gibi 80-85 derece sıcaklığa gelse de hızım biraz düşmeye başlayınca tekrar 60-70 derece arasına iniyor. Genellikle yapılan km'nin çokluğundan ziyade ortalama hız, yani çoğunlukla düşük hızlarda yapılan yolculuklar da motorun ısınamamasını, ısınsa bile hemen sıcaklığın düşmesini tetikleyebiliyor.
  3. Hayırlı olsun hocam. Silerken gıcırdama, iz bırakma gibi bir şey oldu mu acaba ?
  4. Market işleten bir tanıdık dedi ki şu markette sattığım ürünlerin hepsine 25 kuruş zam yapsam, müşteri 4 parça ürünle kasaya gelip toplam 1 lira fazla ödese gıkını çıkarmıyor da poşete 25 kuruş isteyince kükreyip duruyorlar ? Dediğiniz gibi bizim insanımız bir garip.
  5. Her zaman diyorum devlet kurmak lazım iyi para var bu işte. Emeksiz yemeğin olduğu tek ticaret sektörü sanırım.
  6. Çevreyi düşünülerek yapılmış bir eylem olsa, misal işe önce elektronik eşyalarda kullanılan pillerin doğru şekilde toplanması ve imha edilmesiyle başlarlardı. İnsanımızın kaçı biten kalem pillerini bir torbada biriktirip, geri dönüşüm kutusu arayıp bulup oraya atıyor yahut yetkili merciler bunun kontrolünü, denetimini gerektiği gibi yapıyor ki ? Bir kalem pilin doğada zararsız hale gelip kendi kendine kaybolma süresi nereden bakarsanız 300 yıldır. Her bireyin, hanenin kullanıp bitti diye çöpe attığı pillerin toplam zararını varın siz hesap edin. Çevre için poşet kullanımını engelleme bahanesine çok fazla sarılıyorlarsa içeriği doğaya zarar vermeyen yahut minimum zarar veren doğa dostu poşetlerin kullanılmasını zorunlu kılmak, denetimlerini sıkı yapmak, hatta bu poşetlerin geliştirilmesi için çaba sarf etmek gerekirdi. Neyse, netice itibariyle poşet mevzusunun özü, yüce devletimiz ek bir gelir kapısına daha ulaşmış bulunuyor. Vergi mevzusunda olduğu gibi poşetten alınan paranın da ek gelir kapısı olma özelliğini şu skeç gayet güzel anlatıyor.. http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/156559/olacak-o-kadar-allah-vergisi
  7. Otomobilleri tercih ederken de kaza testlerinde ki başarıları kesinlikle kriter alınmalı zaten. Cam tavanına, ışıklı renkli dokunmatik ekranlarına verilen önemden daha az önem veriyor çoğu kişi bu testlere. Testlerde vasat sonuç almış güvensiz bir aracı seçimle almam, ancak zorunluluk gerektiren durumlarda alırım. Otomobil konusuyla lastik konusu da bir değil. 70-80 bin liradan milyon liralara kadar uzanan geniş bir skala mevcut. Ama lastikler için durum böyle değil. Kusura bakmayın da çoğu kişi doğru düzgün ihtiyacı olmadığı halde cebine 5-6 bin liralık telefonu koyup aracına vasat lastik alıyorsa bu ancak bilinçsiz tüketici tanımıdır. Başka da bir açıklaması yoktur. Elinde 100 bin lira varken daha güvenli olduğu halde 200 bin liralık bir aracı alamayabilirsin. Ama cebinde 5-6 bin liralık telefon varken 1,5-2 bin lira daha az verip vasat lastik almanın otomobil satın almayla karşılaştırılabilecek bir yanı yoktur. Ayrıca kaliteli kış lastiği ile vasat kış lastiği arasında ki fren mesafesi sonucu değiştirmeyecek santimetrelerle değil, herhangi bir yayaya vurup vurmayacağınızı belirleyecek derecede metrelerle ölçülebilecek bir fark yaratacaktır. 1 metre bile fren mesafesinde ölmek yahut ölmemek arasında ki ince çizgiyi belirler. Azıcık bu testlere göz gezdirir, dikkat ederseniz bunu görebilirsiniz. Solda ki B sınıf ıslak yol tutuş değeri almış Ts 860, sağda ki C sınıf ıslak yol tutuş değeri almış w651. İki lastikte 205 55 16 ölçüsünde Lastik üreticileri diyor ki 80 kmh hızda tam fren yapıldığında lastiğin ıslak yol tutuşunda bir sınıf atlamak bile ( örn; C'den B'ye ) ıslak fren mesafesinde yaklaşık olarak 5-10 metre arası kısalma demektir ki sıcaklık yükseldiğinde özelliklerini daha erken yitiren bir modelde bu fark daha dramatik hale gelir. Bu rakamlar sizin için belki hiç bir anlam ifade etmiyor olabilir ama örneğin bu fren mesafesi dolmuşun önünden atlayan bir yaya vurup vurmamanızı belirleyecek en önemli kriterlerden biri. Evet, başta dediğiniz gibi arada çok fark var.
  8. Toplam yapılan kilometrenin de lastik seçiminde bir önemi yok açıkçası. Bütçenin yettiği en kaliteli lastik an gelir ıslak zeminde bir panik fren mesafesinde yahut keskinliğini tam olarak kestiremediğin sert bir viraja hızlı girme hatasında bulunduğunda yola tutunmasıyla insanların hayatını kurtarır. Herhangi bir sıradan bademcik ameliyatında bile vasat iş yaptığını düşündüğü bir doktora sırf daha uygun hizmet sunuyor diye giden kaç kişi var ? İnsanın ve sevdiklerinin canı, sağlığı önemli öyle değil mi ? Maddi gücünün yettiği en iyi hizmeti veren doktora, hastaneye gitmeye çalışıyor insanlar. O zaman otomobilde, trafikte, her an ölümle burun buruna olduğun bu mecrada niye bu özeni göstermiyorlar ? Cebine 3-4 bin liralık telefonu koyup, altına 100 küsür bin liralık aracı çekip, piyasanın en vasat lastiklerini ekonomi yaptığını zannederek alan bir sürü insan var. Hayatta kalmanın, kaza riskini düşürmenin ne yapılan kilometreyle ne de ekonomi yapmayla bir alakası yok. Olmamalı da.
  9. Satışlarının yüksek olmasının en büyük sebebi yerli marka ve üretim olması. Bizim millet yerli ve milli terimini görünce o ürüne genelde bayılır malum. Zaten sadece ticariler bile hatırı sayılır şekilde petlas kullanıyor. Daha önce de dediğim gibi ne kadar ekmek o kadar köfte. Benim asıl derdim hangi lastiğin hangi şartlarda iyi olduğunu, ne sunduğunu bilmeden ucuza petlas alıp ts 860, ultragrip 8-9, Alpin 4-5, Wr D4 v.b lastiklere o kadar para vermeye ne gerek var diyen, o lastiklere para verenleri enayi yerine koyan, sanki dünyanın en akıllı işini yapmışlar da biz hiç bir şey bilmiyormuşuz gibi davranan kitleyle. Bugün piyasada ki en vasat, en ucuz kış lastiği bile kar üzerinde yolda kalmadan ilerleyebiliyor. Zaten testler de bunu gösteriyor. Kaliteli kış lastiği hava sıcaklığı yükseldiği zaman belli olur. Sıcaklık 10-15 dereceleri gördüğünde bile ıslak zeminde sapıtmayan, fren mesafesi uzamayan, hamuru kendini salmayan, yuvarlanma direnci düşük lastikler kaliteli kış lastiğidir. Bunları bilip ona göre değerlendiren, ne aldığının ve neyle karşılaştırması gerektiğinin farkında olan bilinçli tüketicilere bir lafım olamaz kesinlikle.
  10. Benzer tecrübeden geçmiş biri olarak katılıyorum. Hatta eklemem gerekirse snowmaster konusu ' ne kadar ekmek o kadar köfte ' deyimiyle örtüşüyor. Kış mevsimini soğuk veya nispeten yüksek sıcaklıkla + yağmurla geçiren bölgelerden ziyade İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi kışı sert, çoğunlukla karlı ve buzlu geçiren bölgelere göre f/p anlamında iyi bir lastik. Ama diğer bölgeler içinse hiç iyi değil. Kesinlikle +8 derecenin üzerinde ki hava sıcaklıklarında kullanılamayan bir lastik. Hele zemin ıslak ise..
  11. Az önce Maxtel marka silecek siparişi geçtim ben de. Bakalım ürün geldiğinde deneyimlerimi yazarım buraya. Çok teşekkürler.
  12. Teşekkürler hocam. Daha önce 2 sene evvel Bosch aldım, memnundum ama silecekler benim hatam yüzünden erken bozuldu. Bakalım, duruma göre bir karar vereceğim artık.
  13. Konuyu hortlatmak gibi olacak fakat silecek konusunda kararsız kaldım. Silbak için yapılan tüm yorumları okudum. Hepsiburada gibi sitelerde 2015 mk3,5 focus için silecek bulamadım. Erol otomotiv'in sayfasına girdim ama o da hizmette değil sanırım. Güvenli şekilde bu markayı alabileceğim bir site var mı acaba ? Fiyatı uygun ve yorumları güzel diye tercih edeyim diyorum. Yoksa yine gidip 130 liraya Bosch almak zorunda kalacağım.
  14. İnternetini paylaşan kullanıcılar sadece %2'lik bir dilim oluşturuyormuş shiftdelete'in yaptığı açıklamaya göre. Artık ne kadar doğru yanlış bilemem. Fakat gerçekten sınırlı sayıda bir kesimi oluşturuyorsa ve 9 TL gibi ciddi bir rakam alınması planlanıyorsa ben de rakip operatörlerin yerinde olsam o markanın müşterilerini kendime çekmek için bu 9 lirayı almazdım. 30-50 liralık tarife kullanan bir sürü insan var. Adam gidip 9 lirayı sırf internetini paylaşıyor diye vermez. Bunu şart koşmayan bir operatör varsa da gider ona geçer.
  15. O kadar artistik yapmışlardı bir de.. Bazı sürücüler, Ford'un Focus RS'te sunduğu bu özelliği harika bulurken bazıları da ucuz bir numara olarak görüyor. İkinci gruba dahil olanlardan biri de Mercedes-AMG'nin patronu Tobias Moers. Motoring'in yazdığına göre New York Otomobil Fuarı sırasında Moers bu donanım ile ilgili pek hoş konuşmamış. Hatta kendisi; "Focus RS'i biliyorum. Güzel ama drift modu değil. Bu ayarlarda yerde donut çizebilirsiniz ama bir yarış pistinde drift yapmak mümkün değil." demiş. https://tr.motor1.com/news/142530/mercedes-amg-patronu-focus-rsin-drift-modunu-begenmiyor/ Ayrıca Amg'nin patronuna şu cümlesine ' ama bir yarış pistinde drift yapmak mümkün değil. ' karşılık şunu da göstermek lazım ki yüksek ihtimalle görmüş ve lafını yemiş ?
  16. El frenini çekmeden, sadece vitese takarak aracı park ettiğinizde hafif hafif kayma yapıyorsa bunu nasıl fren balatasına bağladınız ? Zaten el freni çekmiyormuşsunuz ki balatanın o durumda hiç bir işlevi yok. Kendi güvenliğiniz ve başkalarının güvenliği için el frenini her zaman her zeminde çekin. Hatta önce el frenini çekin, sonra aracı eğimin durumuna göre geri yahut 1.vitese takın ve park işlemini böyle sonlandırın. El freni çekmeden park yapılmaz.
  17. St-line paketin yanında tam satışa geçtiğinde asıl Active ve SW Active versiyonların satışları tavan yaptıracağını düşünüyorum. Avrupalı tüketicinin bu iki kasa tipini sevme ihtimali yüksek. Hatta bizim tüketicimiz de Active kasayı sevecektir ama bizde fiyatlar pek makul değil.
  18. Yeni Ford'lar için en sevdiğim, ısındığım şey bu yeni 8 ileri şanzıman olabilir. Powershift'in bozulur mu bozulmaz mı huzursuzluğundan ve 6 ileri eski tam otomatiğin verimlilik konusunda ki eksiğinden sonra ilaç gibi geldi. 2.0 Ecoblue +200 hp 8 ileri otomatik makyajlı bir Mondeo sahibi olsam ömür boyu kullanabilirdim.
  19. Lastiğin yuvarlanma direncini etkileyen yapısal ve dış faktörler mevcut. Direkt eski ve yeni lastik kıyaslaması şeklinde bilgi bulmak zor. Genelde yuvarlanma direnci düşük bir lastik ortaya koymak için bir lastikte hangi yapısal ve dış faktörlerin etkili olduğu ile ilgili yazılar mevcut. Bununla beraber her ne kadar pek tatmin olamasam da Michelin'in yaptığı resmi bir açıklamada ; Diş derinliği azaldıkça aracın yakıt ekonomisinin iyileştiği, lastiğin kullanıldıkça yakıt tüketiminin düştüğü şeklinde bir ibare geçiyordu.
  20. Teşekkürler hocam. Bu konuda da kullanılan materyaller ve mühendislik ilerledi tabii. Bazı markalarda sırf cam tavan ağırlığı ciddi fark oluşturabiliyordu özellikle geçtiğimiz son bir kaç yıllık süreçte. Otomobillerin emisyon mevzuatı kaynaklı hafifletilme çalışmalarından cam tavanlar da nasibini almış belli ki.
  21. St-line modelini suan tam hatirlayamiyorum ama titanium mk4 ile titanium mk3.5 koltuklari kiyaslandiginda mk4'un ki yumusaklik anlaminda bariz daha konforlu. Surucu koltuguna oturdugum ilk an dedigim; bununkiler benim aractan daha yumusak.
  22. Mk3,5'da ki Acil durum fren destek sistemi özelliğinin teoride ki haline benziyor bu donanımın işlevi. Ama tabii pratikte senin de anlattığın gibi çalışma prensipleri ve etkinliği farklı olabilir. Faydalı donanım. Bazen ben de frene yeteri kadar basamadığımı hissediyorum panik frende ?
  23. Bu donanımın fren pedalı dozajlaması ile bir alakası var mı ? St-line'ı test ederken fren pedalını ciddi hassas ve mesafesinin çok kısa olduğunu deneyimlemiştim. Ayak ucuyla basmada bile otomobil keskin tepki veriyordu. Fakat otomatik vitesli bazı araçlarda bu durum görülebildiğini düşünerek fazla üzerinde durmamıştım.
  24. 1.6 tdci 115'lik manuel'i 2000 d/d 6.viteste 109 kmh hız yapıyor. 8 ileri otomatik şanzıman güzel bir avantaj getirmiş. Özellikle otobanda 120-130 arasına sabitleyip gitmeyi seven biri olarak tam bana göre olmuş.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.