O cephede, tek tek düşüp ölürken akıllarında neler vardı bu gençlerin-adamların acaba? Kavuşamayacakları ailelerini, yavuklularını, kardeşlerini, arkadaşlarını mı düşündüler? Adına "Vatan" dedikleri gözle görülmez-elle tutulmaz ideal mi vardı yüreklerinde? Namus diye mi düştüler birer birer yoksa kutsal mıydı onlar için ayaklarını bastıkları toprak?
Karşılarında, gözü dönmüşçesine, çıkar, kar ve kazanç için saldıran ecnebileri gördükçe ne düşündüler? Ya da havada kurşunlar çarpışırken korku sindi mi gözlerine? Omuz uzaklığındaki hemşehrileri, dostları şehit olduğunda yılmaya, vazgeçmeye yaklaşmadılar mı hiç? Geride kalanların onlara borçlu olacaklarını tahayyül ettiler mi? Korkmadılar mı bir parça bile devasa çelik ve demir canavarları gördükçe? Şarapneller etlerini deşerken feryat etmediler mi?
Düşünselerdi sanırım, masamda oturmuş bunları düşünemezdim ben... Ve bu vicdanı, bu gönül borcunu hissedemezdim asla... Ruhları şad, mekanları cennet olsun tüm şehitlerimizin Çanakkale'de ya da başka herhangi bir yerde veya zamanda düşen... Her bir tanesine, asla ödeyemeyeceğimiz ancak deneyebileceğimiz gönül borcumuz var...
Sadece rahat uyuyun diyebilirim; görev düşerse bir gün; kim ne derse ne düşünürse düşünsün; ödemek için size borcumu, sadece tek bir canım var...
Selam ve saygılar olsun...