Umut Baran

Merhabalar; Konuya cevap yazan tüm arkadaşlara teşekkürler.

Merhaba Kaan bey, anladığım kadarıyla Şahsuvaroğlu Pendik şubesinde çalışıyorsunuz. Benim sizde kaydım vardır, 2014 yılında 15.000 km. bakımı için gelmiştim, gelmeden önce telefonla servis bölümündeki arkadaşlara özellikle sormuştum, hangi yağı kullanıyorsunuz diye. Biz mobil kullanıyoruz ama müşterinin isteğine göre castrol'de koyuyoruz demişlerdi. Bende aracımı getirdim ve castrol koyulsun diye özellikle bir kez daha söylememe rağmen akşam üzeri aracımı almaya geldiğimde öğrendim ki yine mobil koymuşlar. Bir de sanki üstünkörü baktılar gibime geldi. Mesela yeni yazılım çıktı mı, rot balans ayarı yapıldı mı hiç bir konu hakkında bilgi vermediler. Aracını yaptık haydi al götür dediler. Bu şekildeki bir müşteri ilişkileri yaklaşımı açıkçası beni pek memnun etmemişti.

15.000 km. bakımını Şahsuvaroğlu'nda yaptırmıştım, pek memnun kalmadım. Araca başta castrol yağ konulması üzerine anlaşmamıza rağmen mobil yağ koymuşlar, aracın bakımı yapılırken görmek istediğimi söylememe rağmen izin vermediler vb. gibi nedenlerden başka yetkili servis arıyorum.

Merhaba arkadaşlar; 2012 Model, Ford Focus 1.6 Dizel aracımın 30.000 km. bakımını yaptırabileceğim, İstanbul Anadolu yakasında tavsiye edebileceğiniz yetkili bir servis var mı? Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Tüm cevap vererek bilgilerini paylaşan arkadaşlara teşekkürler..

Merhaba arkadaşlar. Geçenlerde talihsiz ufak bir kaza yaptım ve sonuçta aracımın arka çamurluk üstündeki sağ stop lambası çatladı. Aracı aldığım servisi aradım ve fiyatını sordum. Bana sadece 1 stop lambası için 420 TL. gibi bir fiyat verince bir yanlışlık olasın diye sordum. Ford servisindeki yedek parçadaki kişi, parça orjinal olduğundan fiyat budur dedi. İstanbul'daki başka bir bayiyi aradım onlarda da bu parça yokmuş. Sorum şu kaskoyu deldirmek istemiyorum ve bu tür orjinal (yan sanayii olmayan) ufak tefek yedek parçaları İstanbul'dan nereden alabilirim? Güvendiğiniz ve tavsiye edebileceğiniz bir yer, servis veya yedek parça satışı yapan parçacı varsa burada paylaşabilirseniz çok makbule geçer. Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

Hocam geçmiş olsun. Ön ve arka tamponlar plastik parçalar olduğundan, sanki bu bölümlerde oluşan kazalara acımamak lazım diye düşünüyorum. Sonuçta plastik parça ve tamponlarda yapılan boya işlemleri aracın 2. elini pek fazla düşürmüyor. Önemli olan (Allah korusun) metal parçalar yapılan düzeltme, boya veya değişim işlemleri. Tekrar çok geçmiş olsun..

Benim araçta da olmadığını öğrendim. 2012 Model1.6 TDCI Style. Aracı aldığım bayii satıcısı ile görüştüğümde, ilk çıkan paketlerde olduğunu (lansman paket) ancak sonradan kaldırıldığını söyledi. Bu parçayı sonradan taktırmak istesem ücretinin ne kadar olduğunu sorduğumda parçanın olmadığını ve takılıp takılamayacağını bilmediklerini söylediler. Hemen ardından İstanbul'daki başka bir bayiyi aradığımda o parçanın varlığından bile habersiz olduklarını söylediler. Çok ilginç. Örneğin önden bir kaza olduğunda bu parçada tamponun içine monte edildiğine göre her servisin bunu bilmesi gerekirken sanki ilk defa benden duyuyormuşçasına çok şaşırdılar..

Çok güzel bir bilgi. Teşekkürler..

Aydın üstadım büyük ihitimalle bir sonraki aracım; 1.6 veya 2.0 dizel passat olacak.

Sağolun Yakup bey, teşekkür ederim, dediğiniz gibi hayırlısı olsun..

Bu konuda fikrini belirten tüm arkadaşların fikirlerine saygı duyuyorum ve eksik bilgilerim olduysa tamamladığınız için teşekkür ediyorum ama dediğim gibi tüm bu yukarıda saydığım ufak ufak eksiklikler beni genel anlamda memnuniyetsisizliğe sevk etti. Aracı ilk alırken iç mekanının tasarım anlamındaki darlığını kabul ederek almıştım, diğer özellikleri bu durumu bastırır diye düşünmüştüm ama aracı kullandıkça ve her geçen gün genel karakteristiğini tanıdıkça bu araç hakkındaki fikirlerim değişti. Hiç olmasaydı 160*170-180 km. hızlara çıktıkça yere yapışarak ve hızı mümkün olduğunca sürücüye hissettirmemesini beklerdim ama bu konuda da yine geride kalıyor. Tek avuntum ise en yakın benzer rakibi jetta dan daha üstün olması. (Jetta'nın 6. vitesi yok, jetta 105 bg. focus 115 bg. jettanın da malzemesinden çalmışlar plastik, işçilik vs.) Bu şekilde aracı sevsem de sevmesem de en az 3 sene kullanacağım, sonra satıp duruma göre test ve değerlendirme yapacağım..

Merhabalar, öncelikle fikirleriniz ve bilgilerinizi palaştığınız içim teşekkür ederim. Ancak şunları da söylemek isterim; 1- Bir markanın salt savunucusu veya salt karşıtı olmak ne kadar doğrudur? Biz aldık diye herkes aynı ürünü almak zorundamıdır? Ya da bize göre doğru olan başkasına göre doğru olmayabilir, bu durumu kabul etmek gerekir. Önemli olan bir markanın savunucusu olmak değil, konulara doğru yaklaşabilmek ve tarafsız olabilmektir. 2- Cem bey, Focus'un premium sınıfında olmadığını bende biliyorum ve C sınıfında Focus'a alternatif çok az aracın olduğunu da biliyorum. Söylemek isteğim Ford markasıyla ilgiliydi. Büyük markalar ufak ayrıntılarla ustalaşırlar ve marka haline dönüşürler. İşte ben bu noktada Ford'u diğer Alman grubu markalarına göre hala yeterli bulmuyorum ve kendini yenileyerek geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Örnek olarak "Oto Park Assist" sisteminin hala tam oturmadığını, ufak hatalar olduğunu düşünüyorum. Park bulundu uyarısından sonra sürücüye ileri vites attırarak aracı ilerletmesi ve ileri gittikten sonra geri hamle yapması bir hatadır. Sıkışık trafikte hemen arkadan başka bir sürücü gelerek park alanını kapıyor. Çünkü kaç kere bu uygulamayı kullanmak istedimse otomatik park yapmayı bir türlü başaramadım ve artık kendim manuel park yapıyorum. Oto park olayını unuttum. 3- Bunların dışında, USB sisteminde, Müzik gövde konsolunda, hoparlör sisteminde, volüm yükseldiğindeki cız diye gelen ince cızırtıtı sesinde, yakıt tüketiminde sınıfının ortalarında olmasında (yani ne az ne de çok tüketiyor hakkını tüketiyor), epas sisteminin aşırı sertliğinde, iç mekandaki bir çok plastik malzemelerin sert malzemeden yani yumuşak plastik yerine sert ve kalitesiz plastik kullanılmasında, arka yolcular için basit iki kol tutacağının sadece titanyum modeline konulmasında, C sınıfı bir aracın orta paketi olan style paketinde bile hale sürücü kolçak yerinin konmamasında, start&stop teknolojisinin artık standart olarak diğer tüm markaların koymasına rağmen focusta tdci modellerinde koymamasına, ilk serilerdeki bazı özelliklerin sonradan gelen diğer serilerde çıkartılmasına (start and stop ve bluetoth gibi), vb. gibi. Dediğim gibi ben tarafsız yaklaşıyorum ve diğer örnek verdiğim araçları kullanıp deneyen birisi olarak söylüyorum. Ford'un daha yiyecek çok ekmeği katedecek daha çok yolu var..

1-TA tuşu daha küçük hatta menünün içine girilerek on veya of yapılacak yani yazılım ile çözülebilirdi, kocaman bir tuş atanmasına gerek yoktu, o kocaman tuşu ikiye bölerek mute ve pause tuşu yapılabilirdi. 2- Wolksvagen, BMW ve Audi grubuna kıyasla bunu söyledim. Zaten bu araçtan sonra (kredi borcu bittikten sonra), alacağım araba bu 3 markanın orta sınıfından biri olacak. Hyundai, Kia, Renault, Citroen vb. değil tabiki. Şunu söyleyebilirim ki; Ford markası halen araştırma ve geliştirme aşamasında bazı sorunlarını çözmesi uzun yıllar alacaktır. Oysa ki en eski otomobil üreticilerin biri olan Ford'un bu marka oturtma sürecini uzun yıllar önce çözmesi gerekirdi. AR-GE ye yeterli bütçe ayırmadıklarından mıdır nedir, gözbebeği olan focus'ta bile halen bazı kritik sorunlar aşılamamış.

Merhaba arkadaşlar, öncelikle marka olarak ford'dan vazgeçmemin nedeni tek başına usb içindeki 1.000 parçanın karıştırılaması değil, bir çok küçük nedenlerin birleşerek genel bir memnuniyetsizlik algısı oluşturmasıdır, bu küçük nedenleri sıralayacak olursam; 1- Müzik sisteminin yetersiz olması, a- Hoparlör sistemi yeterli değil, kaliteli bir dinleyiş ve müzik keyfi vermiyor. b- Standart gelen (Sony harici) müzik sisteminde mute ve pause tuşlarının olmaması. c- TA tuşunun (trafik anonsu) gibi gereksiz ve işlevsiz bir özelliğin (tünellerden geçerken yapılan anons) kocaman bir şekilde konsola yerleştirilmiş olması. d- radyo için yeterli hafıza kanalının bulunmaması (6 kanal sınırı). e- USB'den müzik dinlemek için yeterli opsiyonların olmaması. (1.000 şarkı sınırı, tek klasör altında bulundurma mecburiyeti vb.) f- AUX yuvasının olduğu halde, kendinin olmaması. Basit bir aux kablosu için sonradan konsolun sökülerek takılması mecburiyeti ve ücretinin artması. 2- Ön yolcu koltuğunun önündeki ok gibi çıkan ve kullanım alnını daraltan biçimsiz torpido tasarımı, 3- Bağımsız arka süspansiyon ve TVC (dinamik tork kontrolü) olmasına rağmen virajlarda frene basarak hız düşürülmek zorunda kalınması, aracın genel olarak savrulma konusunda sürücüye güven verememesi. 4- EPES (direksiyon sertlk sistemi) sisteminin dengesiz olması. Hız arttıkça kademeli olarak sertleşmesi gerekirken 120 km. hızda 160 km. gibi daha yüksek hızdaki sertlik seviyesinde olması. Sanırım EPES yazılımından kaynaklanan bir sorun. 5- TDCi motorlarda 2. vitesinin yeterli beygir gücünde olmaması. Ani hızlanma gerektiren durumlarda kısa sürede yeterli güce ulaşamaması. vb. gibi sebepler sayılabilir.