2011 yılı verilerine göre Romanya'nın tüm ihracatının %10'unu tek başına karşılayan Dacia, 1966'da kurulduğunda Renault 12'nin altyapı ve dizaynını satın almıştı. Şu anda Avrupa'nın en büyük beşinci otomobil üreticisi.
1950'de İspanya hükümetinin gayretleriyle, iç savaş sonrası ekonomiyi güçlendirmek için beş bankanın ortaklığıyla başlatılan Seat projesi, İtalyan Fiat'tan hem yatırım hem de konsept ve dizayn desteği alarak işe başlamıştı. Seat şu anda dünyanın sekizinci en büyük otomobil üreticisi.
1930ların sonunda kurulan Honda, bir garajda Toyota'ya oring imal eden ve mamulün kalitesizliği nedeniyle sözleşmesi feshedilen bir şirketti. İkinci dünya savaşı rüzgarını ve Toyota'nın dizayn çalışmalarını arkasına alarak bugün dünyanın en büyük motor üreticisi oldu.
İkinci dünya savaşı rüzgarını arkasına alan bir diğer firma Volkswagen, o sırada bölgedeki irili ufaklı küçük üreticilerden biri olan Ferdinand Porsche'nin dizayn ve çalışmalarını baz alarak Adolf Hitler'in gayretleriyle kuruldu. Kuruluş aşamasında finansal desteği sağlayacak "bir babayiğit" bulunamadığı ve yeni bir otomobil fabrikası kurmanın oldukça gereksiz ve masraflı olduğu eleştirilerine rağmen üçyüz binin üzerindeki Alman vatandaşından ayda beş mark alınarak finanse edildi. Kendileri şu anda dünyanın en büyük ikinci otomobil üreticisi.
Enzo Ferrari 1939'da Alfa Romeo'dan ayrılıp kendi şirketini kurduğunda ürettiği aracı Fiat dizaynı üzerine geliştirmişti.
1920'lerde kurulan BMW, Austin marka bir otomobilden devşirdiği ilk otomobil ile başarılı satış adetlerine ulaşmıştı.
---
Otomobil tarihini biraz incelersek Karl Benz ve Henry Ford dışında hiç kimsenin tam olarak bir "mucit" olduğunu söyleyemeyiz. Üretim/endüstri de aynen doğa gibi evrimleşerek gelişiyor. Her girişimci bir şekilde kendisinden önceki adımları izliyor, zaman ve kaynak kaybından kaçınıyor.
Yerli otomobil üretimini kıyasıya eleştirmenin, burun bükmenin, aroganlığı farklı kostümlere sokarak ifade etmenin; şu meşhur fıkrada, cehennemde çukurdan çıkmaya çalışan arkadaşlarını paçasından tutup içeri çekmeye çalışan Türklerdeki gibi genlerimize girip yerleşmiş yeteneğimizin sonucu olduğunu düşünüyorum.
Irkların, renklerin, toprakların birbirine üstünlüğü olduğunu düşünen bir insan değilim. Ancak bu toprakların insanlarının da tüm insanoğlunun ilerleyişi için neler ortaya koyabileceğini görmek isterim.