Semih O.

Hala devam ediyor mu bilmiyorum hocam. Bir ara Hard Truck diye bir oyun vardı ona sarmıştık fena, sonra Euro Truck Simulator çıktı o aralar izliyordum, hayatımız kamyon, tırdı.

Benim araca uygun değil maalesef.

Bu baya iyi görünüyor.

Ben de onu merak ediyorum abi komşuda bilmediğimiz neler oluyor?

TUİK'e giden linki bir tek ben mi açamıyorum Bu arada Kütahyalıların ne gibi bir sosyal yaşam sürdüklerini merak ettim, imrendim

Bu sınıf araçlara ben de zerre ilgi duymuyorum. Araştırma sürecinde 2008, Captur, Mokka, C4 Cactus ve Juke'a da baktım. Aklıma gelen bir de Duster var. Onu rakip olarak görmüyorum. İş icabı dağda bayırda paralanacaksa alınabilir, yoksa değmez. Mokka eskidi bile... Captur ona keza... Fiyat olarak daha cazip ama ben ısınamadım. Zevk meselesi ama C4 Cactus ve Juke'u saymıyorum bile. Bunlar arasında benim ilgimi 2008 çekmişti. O da dışarıdan ne kadar iyi görünüyorsa, içeride o kadar tırt. Kapı kolları bile elinizde kalacak gibi geliyor. (3008 de aksi gibi herşey şahane görünüyor )Tam bir hayal kırıklığı oldu. Donanım olarak da yetersiz. Bir de Ssanyong Tivoli var. Epey de görmeye başladım etrafta. Fiyatlar da rakiplerden aşağı kalmıyor, cesaret işi... Sonuç olarak mini suv alacak olsam ben de gidip 500x alırdım herhalde. Neyse ki böyle bir derdim yok

82 bin hatırladığım kadarıyla.

Escort'a binerken kralmışım da haberim yokmuş desenize.

SUV'dur, mini SUV'dur ben sevmiyorum zaten ama bu kadar beğeneceğimi sanmıyordum işin aslı.

Yakın zamanda bir arkadaşıma aldık. Sanıyorum uzun zamandır Fiat kullanmasının da etkisiyle, bu sınıfta aklına ilk 500x geldi ve hemen hemen kararını vermiş gibiydi. Yine de diğer alternatifleri değerlendirdik hem de ben epeyce gezdim Neyse 500x'de karar kıldık ve ben de tadına baktım biraz. Araçta ekstra olarak Fiat'ın Skydome dediği cam tavan var. Bu işten pek anladığımı söyleyemem ama dilim döndüğünce anlatayım. Fiat 500x'in diğer donanım seviyeleri olan Pop, Popstar ile Crossplus arasında ciddi bir görüntü farkı var bir kere oradan başlamak lazım. Arazi tip tamponlar ve iç tasarımdaki detaylar araca farklı bir hava katıyor gerçekten. Tamponlar arabayı daha oturaklı daha maskülen gösteriyor. Bir kere bu çok hoşumuza gitti. Bir diğer önemli fark da Pop ve Popstar'da orta konsoldaki gövde rengi detayı ben çok rahatsız edici buldum. Crossplus'da bu, dokunması zevkli, taşlanmış metal görünümlü bir malzeme kullanılmış. Bu da araç içi havayı epey değiştiriyor. Aracı almadan benim ciddi önyargılarım vardı, ancak hem şehirler arası, hem de şehir içi epeyce bindik. Eğlenceli ve rahat bir araç. Konfor Ön taraf son derece güzel. Koltuklar insanı kavrıyor. Hem sürücünün, hem de yolcunun konsola erişimi son derece kolay. Görüş oldukça açık, aracın boyutlarına kolaylıkla hakim olabiliyorsunuz. Yalnız uzun boylular için tavan mesafesi biraz sıkıntılı olabiliyor. Cam tavan olmasa çok sıkılır insan bu arabanın içinde, cam tavanın perdesini de kapattığınız zaman yükseklik çok da yeterli gelmiyor. Hele cam tavan olmayan bir araçta şehirler arası yolculuk yapmayı düşünemiyorum bile. Arka taraf için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Hem baş hem diz mesafesi yetersiz. Burayı da cam tavan kurtarmış. Crossplus versiyonu diğer donanımlardan farklı olarak 18 jant ile beraber geliyor. Görsel olarak gidiyor ama ben gereksiz fazla buldum. Araçta 225 45 18 lastikler var. Yoldaki bütün olumsuzlukları araçta hissediyorsunuz. Allah'tan süspansiyonları son derece başarılı da o kötü his epey azalıyor. Asfaltta gayet keyifli. Lastik masrafı olarak da "Allah sabır versin" diyebildim... Üzerine tekno paket almadığınızda 5" UConnect ile geliyor araç. Dokunmatik ekrana ek olarak düğmelerle de desteklenmiş. Kullanımı çok rahat, görüntü kalitesi idare eder, detay bir hayli fazla. Eskişehir - Ankara dönüşünde bütün yol kurcaladım ve sıkılmadım Direksiyon simidi bence fazla büyük ve kalın, ele tam oturmuyor, kontrolü zorlaştırıyor. Alışma süreci gerektirecektir. Gösterge paneli tek kelime ile müthiş, görsel olarak çok güzel ve isteğinize göre özelleştiriliyor. Ayrıca sürüş modlarına göre değişen özellikleri var. Örneğin traction modunda lastiklere giden gücü, spor modunda maruz kaldığınız g kuvvetini gösteriyor Epey eğlenceli. Sürüş Araçta üç farklı sürüş modu var, Traction, Sport ve Auto. Sürüş modlarında değişiklikler bariz hissediyorsunuz. Traction modunda gaz tepkileri son derece sınırlı direksiyon yumuşak ve kontrol son derece rahat. Sport modunda gaz tepkileri inanılmaz değişiyor ben hastası oldum. 1.6 multijet II 120 hp ve 320 Nm torku üretiyor. 6 ileri manuel vitesli. Dizel otomatik seçeneği bulunmuyor. 1700 rpm civarında turbo devreye giriyor. Epey şenlikli, çok seri bir araç. 1320 kg gibi görece düşük bir ağırlığı var. Özellikle sport modunda dadından yenmez. Araba yeni olduğu için çok üst sınırlara yaklaşamadık. Yol tutuşu adına çok bir şey söyleyemeyeceğim zira Eskişehir - Ankara yolunda malum sıkıntıdan patlıyorsunuz. Malzeme Malzeme kalitesi genel olarak kötü. Baktığınızda herşey çok rijit görünüyor ama dokunduğunuzda o his tamamen yok oluyor. Konsol üstü ve kapı içlerini buna dahil etmiyorum. Bunun dışında takı takır plastik her yer. Bahsettiğim orta konsoldaki alüminyum detay için de bu geçerli. Ben metal olduğundan bile şüpheliyim. Kapı kolları ve kilit mekanizmaları son derece kötü. Yine kapı içi cepler için aynı durum geçerli. Bir de bu cepler pek kullanışlı değil. Ancak vites önünde kocaman bir saklama gözü var. Bunun dışında iki torpido var. Üst taraftaki soğutmalı ufak bir alan. İki kola kutusu sığar/sığmaz. Diğeri daha geniş ve kullanışlı. Yalıtım Dizel araca göre gayet iyi. İçeride motor sesi hemen hemen gelmiyor. Ani hızlanmalarda gelen homurtu çok keyifli. Yüksek hızlarda bile rüzgar sesi çok yok. Hatta cam tavan açıkken bile rahatsız etmiyor. Ek olarak; Crossplus paketi Xenon far ile geliyor. Aydınlatması gayet iyi. Ancak far yıkama sistemi yok. O işi çözemedim. Bunun dışında statik dönüş farları var. Anahtarsız giriş ve çalıştırma iyi çalışıyor gözüküyor. Aynalarda ısıtma bildiğim kadarıyla yok. Aynalar katlanıyor fakat, araç kilitlendiğinde katlanmıyor siz içeriden elle kapatıyorsunuz. Saçma geldi. Buna dair bir ayar da bulamadık. Elektronik park freni güzel çalışıyor, kalkışlarda kendisi devre dışı kalıyor. Kontak kapattığınızda devreye giriyor. Skydome müthiş birşey. Arabanın bütün havasını değiştirmiş gerçekten. İnce stepne var, bagaj yükleme alanı olarak çok geniş, kullanım alanı da bu sınıf için yeterli. Ancak cam tavan aldığınızda, port bagaj şansınızı kaybediyorsunuz. Tavan çıtaları için bir şey düşünememişler. Sonuç olarak, Ben arabayı çok keyifli ve eğlenceli buldum. İç tasarımdan sıkılmak çok zor gerçekten. Sürekli bir şeyleri kurcalayasınız geliyor. Sürüş ve konfor olarak da son derece yeterli. Fiyat ve donanım olarak rakiplerine göre önde bence.

Şu analog saatleri kocaman LCD'nin altına, mutfak kronometresi gibi yerleştirmedeki mantığı anlamakta güçlük çekiyorum. Evet buna takıldım Bizim Escort'ta da vardı ama bir bütünlüğü vardı tasarımla hiç değilse.

Araçta yakıt deposundan gelen sesin duyulduğu oluyor. Bunu kastettiğinizi sanmıyorum ama tarifiniz bunu gösteriyor.

2006 model 255 bin ederse, 2012 de 600 bin rahat eder.

Tabi öyle ama konfor adına da güzel şeyler. Şimdi ben uçak bileti alıyorum, bilet gmail'e düştüğü anda google amca bunu gidip takvimime kaydediyor, hatırlatma oluşturuyor. Trafik bilgisine göre saat kaçta yola çıkmam gerektiğini, hangi yoldan gitmem gerektiğini söylüyor, o günün hava durumunu gösteriyor. Az kaldı adıma araba kiralayıp havaalanından aldıracak beni.

Skynet'in ayak sesleri Aslında yavaş yavaş giriyor hayatımıza ama son kullanıcı için etkileri endüstriyel etkilerinden daha az hissedilir olacaktır muhtemelen. Farkında olmadan entegre oluyoruz zaten bu sisteme. Araçlarımızdaki arıza kodlarından, toplanan datayla parçalardaki evrimler, Ar-Ge süreçlerindeki değişiklikler, parça stok bilgileri vs. pek çok şey tasarımlandırılıyor aslında. İleriye dönük bir örnekte örneğin arabanın bir arıza koduyla karşılaşması durumunda, sizin adınıza servis randevusu alıp, parça değişimini sağlaması. Bu parçanın stoktan düşmesiyle, sistemin arıza sıklığına göre otomatik olarak sipariş vermesi. Siparişi alan stokçunun dağıtım sistemi ile en yakın kargo sürecine dahil edilerek kargolanması, bu bilginin fabrikaya iletilerek parçanın üretimi ya da analiz vs. yoluyla parça da değişikliğe gidilmesi gerekliliğinin ortaya çıkarılması vs. vs... İnsan eli değmeden gerçekleştirilebilecek olası bir tablo.

Volkwagenlerin trailerları ne kadar stabil tuttuğunu gösteren reklamı. Tabi bunu anlatmak için de bir kolpacılık yapmışlar.

Bu sistemi, gören bilen, kullanan var mıdır? İyi kötü yönleri nelerdir. Makyajlı kasaya gerek renk, gerek görsellik olarak daha uygun gibi duruyor. Yorumlarınızı bekliyorum.

@Mert Yürüyen öyle deme yav. Ben de ilk zamanlar deneme amaçlı Eskişehir - Yalova zorlayayım kendimi dedim. 5.2 ile gittim. Bir sevinç, mutluluk kapladı içimi. Rakamı görünce dönüşte nasıl gaza geldiysem artık kaptırmışım kendimi. 6.8 ile döndüm..

@Semih G. naptınız var mı gelişme? Yoksa devam mı kuzuya

Araçlarda kullanılan sensörler ne tür bilmiyorum ama bu durum genel mantıkta son derece normal. Sensörlerde genelde dirençlerin sıcaklığa bağlı iletkenlik değişkenliklerinden faydalanılıyor. Yani sensörün sıcaklığı, dolayısıyla direnci değiştikçe sıcaklık kademeli olarak değişecektir. Örnek olarak civalı bir termometreyi de buz dolu kovaya daldırınca anlık olarak kesin sonucu alamıyorsunuz, beklemeniz gerekiyor. Malzemelerin ısı iletkenliğiyle alakalı bir durum. Benim araç da öyle. Garajdan çıktığımda 12-13 gösteriyor, işyerine varasıya kadar ancak dış sıcaklığa inebiliyor.

Ebay'de görmüştüm. Bulursam atarım link.

The Sheltering Sky izlenir/okunur bunun üstüne

Orijinallik esas olduğu için bence süper bir uygulama. Aynı adamın başka işleri de var.

Daha önceden konuşulmuştu benzer bir konu. Yurtdışında bunu profesyonel olarak yapanlar da var. Ama bu hazır kitler estetik olarak çok kötüler bence. Benim en beğendiğim uygulama şu olmuştu;

1.5 EB manuel de gelsin. Hemen kuzuyu elden çıkarıp atlarım