Ümit Vaysaloğlu

Aganin sozunun ustune soz p.kunun üstüne p.k olmaz. Titanium degilse biz bilmeyiz. O kadar. Saka bi yana bilmiyorum. Bilsem lafi mi olur. Yoksa benim aldigim donemde en mantikli donanim style plus ti. Ama ben kendi kendime söz verdigim icin en dolu paketi aldim. X pakete verdigim 5.500 tl disinda da hic acimadim. X paket harbi pahaliydi ama.

Arac titanium ise oto modunda camlara kısmen ayaklara ise guclu bir sekilde hava ajimini yonlendiriyor. Titanium degilse yorum yapamayacagim. Bilemiyorum. .

Benim lastiklerim de t serisi. Zaten t serisinde de 190 km limit. Dizel focus ta 190 dan sonra bitiyor. Lis kosullarinda da o kadar hiza cikmak pek mumkun değil. O yüzden bence sorun değil.

Bende başımdan geçen ufak tefek kazaları anlatayım. Büyüğü çok şükür gerçekleşmedi, atlattım bir iki tane. 1- 1987 model Renault 9 umuzu sattıktan sonra 2002 de 1998 model Renault 19 Europa aldık. 14 yaşında bir ergenim. Okuldan bir şey istediler. Bende babama söyledim ve o da git dedi. Tabi araba için izin istedim, sağolsun verdi. (Pek sakınmaz, araba sürmeyi öğrenmemi isterdi.) Arka bir yoldan gidiyorum ve o yol tabi sevdiğim kızın evinin önüne çıkıyor. Arabayı da yeni almışız, gençlikte var. Ben basıyorum tabi... Yoldaki kasislerden bir o yana, bir bu yana falan derken yolun sağında ciddi bir kasisten kaçtım ve sol taraftaki kanala doğru yöneldim. Kanal yolun tam altından geçiyor. Yola dik açılı. Kenarda 50 cm lik bir yer açık. Tabi ben o açıklığı doldurayım istedim. Olanca hızımla o kanaldan frenler basılı ve direksiyon çevrili şekilde geçtim. Araba durduğunda ön aksın arabanın altına girmiş olduğunu düşünerek, ciddi titrer bir vaziyette indim arabadan ve baktım tekerlek yerinde duruyor. Ancak lastik patlamış. Tabi ben coşuyorum. Arabaya bir şey olmadı, sadece lastik patladı diye. Neyse tekerleği sökmek için uğraştım, sökemedim. Gücüm yetmedi. Gidebileceğim en yakın yer amcamların eviydi ve kız arkadaşımın evinin önünden patlak lastikle geçtim. Amcamların evine gittim ve orada lastiği söktürdüm. Bu ufak bir kazaydı. Ve her şey böyle başladı. 2- Europa ile bir sabah işe gidiyorum. Gidiş-Geliş bir yolda önümde giden transit minibüse hızla yaklaşıyorum. Yola bakmak için çıktım yol boş, hafif bir viraj nedeniyle tekrar içeri girdim ve minibüse yaklaştım geçiş için oldukça kararlı bir şekilde yola çıkmamla karşı şeritten gelmekte olan kırmızı Ladayla karşı karşıya kaldım. Tabi fren fren fren... Hızla yaklaştığım transite çarpmamak için (iyide yavaşladı ama çarpama ramak kalmıştı) şarampole inmeye karar verdim. Şarampole iner inmez karşımda bir direk peydah oldu. Bir daha çevirdim direksiyonu ve tarladayım. Bilirsiniz Taşköprü'nün sarımsağı meşhurdur. Adam sarımsak dikmek için tarlayı sürmüş, bildiğin pamuk gibi yani tarla. Araba oturdu haliyle, ileri geri falan bir şekilde o oturduğu yerden çıkarttım arabayı, bir şekilde yola çıktım. Arabadan indim, sağında solunda bir şey yok. Yola devam. Tabi her yer çamur sıkışmış, araba beşe geçmiyordu. Zorlaya zorlaya geçirmiştim. 3- Europa ile geri geri gelirken arkamdaki demir cismi görmedim. Stop kırıldı, stobun altındaki saç kısım ciddi şekilde büküldü. 4- Focus ile geri geri gelirken arkamda duran Clio ya çarptım. Arka tampona müdahale edildi. 5- Şehir içinde 50 gibi bir hızla sabitlemiş giderken önümdeki arabanın önce sağa dönecekmiş gibi sağa geçmesi ve sinyal vermeden aniden soldan U dönüşü yapmak istemesiyle önüme kırdı. Kenardaki refüjü kurtarır kurtarmaz adamın dönmek istediği yöne bende döndüm ama ikimiz sığamadık. Onun arka çamurluktan vurdum. Benim ön tampon çizildi, çamurluğun uç kısmında da hasar meydana geldi. Hala onun ceremesini çekiyorum. Arabam yok. Boyandı ama ne zaman teslim edecekler bilemiyorum. Bunların dışında atlattığım çok ciddi bir kaza var. İki şeritli yolda yokuş yukarı çıkan bir tırı geçmek isterken karşıdan araba gelince olan oldu, Adama vurmayayım diye tırın altına altına girdim utancımdan. Sağolsun tırcı kenara çekildi de kurtardık. Yoksa ....

@Mertcan Çelik, Aklımı seveyim aklımı :D :D Bu konu tutar diye düşündüm zaten.

Huuhhhh.... :D Geçmiş olsun. Son kaza iyiymiş. Ucuz atlatmışsın.

Bosch'la ilgili bir de babaannemin hikayesi vardır. Onu yazayım da biraz gülün. Zamanında bizim fırın bozulmuş. Markası Arçelik. Eve servisi çağırdık. Benim de evde olduğum bir zaman servis geldi, fırına baktı, parça gelecek falan filan... Tam adamlar toplandılar gidiyorlar. O sırada babaannem geldi. "Olum, şu buzdalabına da bir bakıverin, kapıları tutmuyor bunun..." falan dedi. Adamlar geri döndüler, tam buzdolabının işine koyulacaklar ki bir de ne görsünler. Markası Bosch. "Teyze bu Bosch." demeleriyle babaannem bombayı patlattı. BOŞ DEĞİL OLUM, DOLU DOLU... Tabi kahkahalar falan koptuk biz elemanlarla...

@Ramazan V., Eğer öyle düşünüyorsan Vestel al. Bizim arkadaş 13-14 yıl önce aldığı makineyı (kendisi anlar biraz, elinden her iş gelen cinsinden biraz) kendisi yapa yapa 13-14 sene kullanmış. En son bozulmasında kedisi de anlamadığı için makine almaya da para olmayınca son bi şansımı deneyim deyip servisi aramış. Servis makineyi götürmüş. Aradan üç beş gün geçtikten sonra bunu aramışlar. Sizin makineniz yıllar öncesinde üretilmiş hatalı bir seri. Bu zamana kadar hata yapanları değiştirmiş Vestel. Sizinki de şimdi hata yaptığı için değiştireceğiz makinenizi ancak gelişen teknoloji nedeniyle aynı özelliklerde olan bir makine yok. O yüzden biz size 1000 tl indirim çeki verelim. Siz ister 1000 tl lik, ister daha yüksek bir miktarda çamaşır makinesi alabilirsiniz. Arkadaş diyor ki piyango çıkmış gibi oldu. :D Bosch ile aram biraz kötüdür benim ama, en son bulaşık makinesi aldık, o da bosch. Umarım memnun kalırız.

Sper. Ozellikle taklalar atan aracin icinde olmayi isterdim. Cok acayip bir sey ya. Ama bazilari cok kotu dustuler onlar sakatlanmiyorlar mi acaba ya?

Bu tam bir satici kurnazligi. O 74 dedigi araba bir iki aya 68-70 e, digeride tabi halen elinde duruyorsa 63-65 arasina duser. Aracinizi degistirmeyin bence. Iki kere on bin vereceginize 1 kere 15 bin ya da daha kotusu 20 bin verirsiniz makyajli kasa gelince.

@Yakup Çağatay, Lansman jantının fiyatı uygun aslında. 17 (Ozan'ın dediği) jantın fiyatıda uygun. Ama C-Max Tit+X in jantları neden bunlardan daha pahalı oluyor. Bir ara sordum da 3000 tl gibi bir fiyat vermişlerdi.

Canli foto! Cirkin aslan yavrusu djyorum. Pug 307 ilk ciktiginda oldukca satti Türkiye de ama bir daha o basari yakalanamadi zannimca. 407 de de guzel bir grafik yakalanmis olsada sonrasi kotuydu. Bu yeni model de bisey yapabilecekmis gibi gelmiyor bana...

Yarınki sorunuzun cevabını ben şimdiden söyleyeyim de hazırlıklı olun. Siz : Usta bu araç çalışırken sürekli bir titreşimle çalışıyor. Usta: Abi bunlar böyle! Olası bir durum bu yukarıda bahsettiğim. Siz o zaman başka bir dizel F3 ü usta ile beraber kendiniz deneyin. Ve katılabileceğiniz tüm testlere katılmak isteyin. Diğer F3 lerde de bu durum mevcutsa bunlar böyledir.

O arabanın uzin yol yapmis olduğu belli. Uzun yolda yapilmis 100000 km sehir ici gibi aartlardaki 50000 km den daha iyi bence. Arabanin bakimlari tamsa, serviste duzgun diyorsa (mumkunse belge isteyin) alinabilir. Ancak babaniz da çok km yapacaksa bu araci ucuncu kisiye satmak zor olacaktir. E az km yapacaksa da benzinli seçenekler devreye girer is karisir sa karisir. Ama iyi düşünmek lazim.

Benim makinem kl diye bir marka. 140 bar. Hepsiburadadan aldim. Fiyatini unuttum. Oldukca guclu makina. Tabi yıkamacilardaki ya da akaryakıt istasyonlarındakiler gibi deli bir gucu yok. Kir cok kurumussa ve uzun sure arac yikanmamissa ovalamak istiyor. Kopuk haznesini hic kullanmadim. Belki onu kullansam kirleri daha iyi temizleyecek. Ama normal kullanim icin oldukca güçlü. Tahta gibi seylere direk tuttugum zaman tahtayi yoluyor.

Renocuyuz biz eskiden, hatta bu gun de renoya gittim ama 12 miz olmadi hic. 87 model r9 umuz vardi. 2002 de 1998 model r 19 aldik. Reno rakamlari birakip siradanlasinca biz de gidip siradan isimli bir ford aldik. :)

@Emrah Karaalan, Çok çirkin görünür ya. Hemde tofaş işi olur yani. Kapıları dikkatli açmayı tercih ederim. Ayrıca paylaştığınız resimdeki araçta siyah olduğu için sırıtabildiği kadar sırıtmış. Ben olsam daha değişik ürünlere yönelirdim. Kapı kenarlarına yaptıştırılan kedi gözü diye tabir edilen ışıklar vardır. Bizim eski aracımızda ondan vardı. Kapıya geçmeliydi, yapışkanlı olanları da var. Silikon, kauçuk gibi materyallerden illaki korumaya yarayan ürünler üretilmiştir.

Ben bu şeyi asla aracıma almam da koymamda. Çok çirkin ya, eski reno 12 lerin torpido üstlerinde vardı bunlardan.

Ben bu jantlardan ariyorum. Fiyat konusunda cazip olursa almak isterim. Fiyatini ozel mesajla belirtirseniz konusmak isterim.

Bu pistonu tek tarafli takarsak kaputu tutar mi?

Ne bu yuDoksan lira olan sey. Renkli ekran gosterge mi o ya? Bedave valla.

Bende gecen bizim kesif minibüsü Fiat Ducato yu kullandim. Aslinda arabadan cok farkli degil ama buyuk.

Peki motora 5/30 yerine 10/40 yag konulup konulmadigini parmakla anlayabilir miyiz? Yada yagin bozuk olup olmadigini parmak yardimiyla anlayabilir miyiz. Az once bir bilene yani google a danistim. Yagin bozulduğunu labaratuvar ortaminda yapilacak tahliller sonucu anlayabilirsiniz diyor. Bu daha teknik, daha ilmi bir yol gibi geldi bana.

@cem aksoy, İki parmakla yağı nasıl kontrol ediyoruz. Viskoz olup olmadığına nasıl karar vereceğiz ki? Ya da biz yağın viskoz olduğuna ikna olduk. Peki motor bizim gibi mi düşünüyor? Böyle bir kontrol olmaz. Yağ değişim zamanı gelmişse gidip değiştirilir. Gelmemişse değiştirilmez. (Keyfe keder değiştiririm ben param çok denilirse motor oooohhh ne ala diyecektir o da ayrı tabi) Yağ değişim uyarısı serviste yağınızı değiştirdikten sonra yağ değişim zamanını güncelliyorlar. Yani biz bu arabanın yağını değiştirdik. Bir sonraki değişime kadar senin uyarı vermene gerek yok diyorlar arabaya. Ama bu resetleme servis tarafından unutulabiliyor. Eğer unutulmuş ise yağ değişim zamanı gelen (bu önceden programlanmış bir uygulama zannediyorum. Kimisinde normal değişimden 5 bin km sonra, kimisinde 10 bin km sonra uyarı veriyor. Sabit değil anladığım kadarıyla) sistem size uyarı veriyor. Yani yağın akışkanlığını, görevini yerine getirip getirmediğini tespit etmek gibi bir mahareti yok maalesef. Keşke olsa, servislerin ne kalitede yağ kullandıklarını da görmüş olurduk. Siz servise uğrayarak ya da yukarıda anlatıldığı şekilde kendiniz o uyarıyı silebilirsiniz. Gelelim fren balatalarına; Fren balataları toz üretirler. Bu tozlarda jantlarınıza yapışır. Siyah bir görüntü olur. Yıkanınca da gider. Peki bu yağ ise, işte o zaman yıkanınca gitmez. En azından bu kadar kolay gitmez. Bahsettiğiniz şey kesinlikle fren balatası tozu. 3 hafta gibi bir sürede simsiyah olması çok normal. Tabi benim gibi günlük 60-70 km arası yol yapıp, frene 3 erden 6 kere ihtiyaç duyuyorsanız başka. O zaman fren tozu falan olmaz. Fren hidroliği seviyesi düşük uyarısı da frenlerin kullanımına bağlı olarak balataların eskimesi nedeniyle oluyor. Yağ eklettiriniz. Ama servis yağ eklemiyor. Ben maalesef o kazığı 80-90 tl olarak hissettim. Uygun ve kaliteli bir yağ ile normal bir sanayide güvendiğiniz bir ustaya, ya da sıradan bir ustaya bir miktar yağ eklettiriniz. Ben tercihen aracın düz bir zeminde ve frenlerin basılı ya da çekili olmadığı bir yer ve düz bir zeminde eklenmesini tercih edebilirdim galiba. Zeminin düz olması önemli bence. Kısaca sizin aracınız forumun en sorunsuz aracı aslında. 41 X = Maşallah. Biz ne çekişten düşen, ne yol sesi alan, ne tıkırtısı pıtırtısı eksik olmayan focuslar gördük. Maşallah sizinki doğanın kanunlarına uygun bir şekilde güvenle yoluna devam ediyor. Aracınızın hiç bir şeyi yok. Turp gibi maşallah. İnşallah da öyle olmaya devam eder.

@ER-OL Otomotiv, Umarım siyah zeminlıde gelir.