Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.803
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Bugün Autobild dergisinde kapsamlı bir marka güvenilirliği çalışması yayınlandı. Sıralamaya bakınca VAG grubuna yakınlığı ile bilinen derginin bu kez nesnel yaklaşmış olabileceğini düşündüm. Kapsamlı olması çok parametreli bir değerlendirme şablonu kullanmış olmalarından, detaylı anketler, geri çağırma süreçleri, TÜV raporları, servis raporları, uzun yol testleri, garanti raporları ve okuyucu bildirimleri esas alınarak sıralama yapılmış. Şöyle (iyiden kötüye): 1. Kia, Mazda 3. Honda, Hyundai, Toyota 6. Volvo 7. BMW, Dacia 9. Nissan 10. Mercedes 11. Opel, Renault, Seat 14. Audi, Skoda 16. Citroen, Peugeot 18. Ford, VW 20. Fiat Şaşırtıcı...
  2. Umarım yakın zamanda şu arka diffüzörü makyajlarlar. Sokakta arkası yırtık pantolonla gezmek gibi bir şey fotoğraflardaki görüntü... Murdar, murdar...
  3. Yıllarca ve hala Şahin'i baş tacı etmiş bir milletin kalkıp da Peugeot, Citroen ya da Renault'ya laf etmesinde mantık aramak ne kadar anlamlı bilemiyorum. Avrupa'da ve belki de dünyada otomobil teknolojisinde Almanlar başı çekiyor ve standartı belirliyor. Ergonomiden ekonomiye, motor verimliliğinden sürüş özelliklerine özenli ve planlanmış bir denge var bu araçlarda. Fransızlar kendi yollarında gitmek konusunda oldukça inatçılar. Taklitçiliğe soyunmadıkları gibi iyileştirme konusunda yeterince özenli de değiller. Sonuçta ergonomisi sınırda, konforu genelde iyi ama sürüş dinamikleri orta halli üretimleri var. Ne kullanrıken ne de dayanıklılık ve bakımda Alman standartını yakalayamıyorlar. Pek çok yaratıcı teknolojiye imza atmış olmalarına rağmen bütününde bakınca aynı tadı vermiyor tüketiciye. Ve evet daha fazla arıza çıkarıyorlar. Ama lütfen sorunu kasa ağırlığına indirgeme hatasına da düşmeyelim. Aşağıda bağlantısını veriyorum, ADAC (Alman otomobil kulübünün) 2015 yılında arıza nedeniyle yolda kalma istatistikleri var. Marka, ortalama yıllık 1000 km, model yılına göre her 1000 araçtaki arıza adedi tablo olarak verilmiş. Koyu yeşil çok iyi, açık yeşil iyi, sarı, vasat, kırmızı kötü. Renkler yıllara göre arıza oranlarından hesaplanyıor. İncelerseniz uzak durulacak arabaları görmek mümkün. İlginç olan forum konusu Focus'un da eskilerde karnesi pek iyi değil hani... https://www.adac.de/infotestrat/unfall-schaeden-und-panne/pannenstatistik/pannenstatistik_detailergebnisse_2015/pannenstatistik_untere_mittelklasse.aspx?ComponentId=235102&SourcePageId=47921
  4. İstenilse getirtilebilir. Almanya'da 100 Avro civarında bir rakkam telaffuz ediliyor idi. Ancak kullanıcılar çabuk kırılmasından/bozulmasından pek şikayetçi, fazla ilgi görmedi.
  5. Focus için LPG muhalifi olmama rağmen başarılı pek çok örneği olduğu için çok sert muhalefet yapmıyorum. Atmosferik motorlu Focus zaten performanslı bir araba değil, bu nedenle sakin kullanılması sinirleri her zaman daha az yıpratacaktır. LPG'ye geçince olan performans kaybı kullanımın %95'inde fark edilmeyecektir. Rahatsız edici olabilecek olan ancak tork gereksinimi olan durumlardır, yani yüklü araç ve rampa yukarı. Bu durumda zaten az olan tork biraz daha astmatik olacaktır. Bu durumda Kubilay bahsetmiş benzine dönülebilir, değer mi ayrı mevzu, ben olsam vites küçültür, kaderime razı olur ve devam ederdim. Zaten yazdığım gibi atmosferik 1.6 ve performansı aynı cümlede pek kullanmamak lazım. Marka seçimine gelince Prins, BRC, Landirenzo hepsi çokca kullanılan ve kendini kanıtlamış markalar. Prins daha övülmekle beraber gerçekten fiyat farkını hak eecek fark var mı cevap vermek kolay değil. Burada temel prensip takılandan çok takanın önemli olmasıdır. Montaj, ayar ve servis konusunda ustası ulaşılabilir ve iyi olan tercih edilmelidir. Öncelikle bunu araştırın ve değerlendirin. Yakıt gideriniz belirgin düşecektir, bu nedenle ekonomi odaklı düşünüyorsanız değişimi yaptırın. Neden muhalifime gelince: Motor daha sıcak çalıştığından aşınma daha fazla olur, sorun çıkartma olasılığı da göreceli artar. Her yetkili servis LPG'li aracı bakım için kabul etmiyor ve zorluk çıkartabiliyor. Sorun yaşanırsa nadir de olsa LPG ustası ile yetkili servis sorumlusu arasında pinpon topuna dönüşebiliyorsunuz. Motor garanti kapsamında çıkıyor. Bagajda belirgin hacim kaybı oluyor. Yani sonuçta benzini ödeyebildiğim sürece düşünmem, hele ki 1.6 EB için asla. Ama yineliyorum, ekonomi odaklı bakınca evet mantıklı...
  6. Öngörü beş mesaj önce yazılmış, okuma tembeli olmayın, konulara derinlemesine göz atın, faydası olacaktır.
  7. Zaten iki kış demek, ortalama yılda 15.000 km yapan biri için 30.000 km demektir ki çoğu lastik yaşlanmış sayılır. İki set lastiğin yaptığını tek setten beklemek de haksızlık olur zaten.
  8. Yaklaşık 3 haftadır kullanıyorum Cross Climate'ı. n11'de düşük fiyatla görünce kışın ara sıra karlı bölgelere giden biri olarak Antalya'nın sıcak kışında bayılmayacak, karda da kaymayacak bir opsiyon olarak mantıklı geldi. Kar kısmını yorum yapamıyorum şimdilik. Ama kuru ve ıslakta yaz lastiklerini kesinlikte aratmadığını, tutunmanın neredeyse 20 Bin km devirmiş CPC5'lerden kuru ve ıslakta kat kat iyi olduğunu, ayrıca ıslakta kızaklama direncinin daha yüksek olduğunu rahatlıkla yazabilirim. Üstelik kıyaslamayı 205 ve 215 tabanlar arasında yapıyorum. Düz gidişte ve dönüşte kararlı ve istikrarlı, geri bildirimi yeterli. Yani ılık kışta memnunum, karda buzda ne olur ileride göreceğiz. Diş yapısına rağmen oldukça da sessiz. Tek dezavantajı var, taban çok sert, bu da küçük engebeler karşısında aracı konforsuzluk sınırına getiriyor ve açıkcası beni de pek mutlu etmiyor. Yani bu haliyle dört mevsim kullanmaya pek tahammül edemem. Ayrıca daha önce de yazmıştım sanırım Türkiye'de satılanlar 94XL (extra load), tabii bu yük sınıfına çıkabilmesi için muadili 91'i için ideal basınç değerinin 3-4 Psi üstünde kullanılması gerekiyor, ben 91'e razıyım 31-32 hava ile kullanıyorum.
  9. http://www.focusclubtr.com/topic/9507-michelin-cross-climate/#comment-291279
  10. Öyle mi algılanıyor, ya da en pratik çözüm bu mu görünüyor? Elebtte değil, ama nüfusun kontrol altında olması lazım. Bugün doğayı tahrip eden baş aktör insan değil mi? Araba kullanmak için bile eğitim ve sınav sonucu ehliyet belgelenirken çocuk doğurmak serbest, istediğin zaman, istediğin kadar, bu kadar basit ve kontrolsuz mu olmalı? Kendine bakmaya aciz adamın üç tane çocuğu var. Nereye oturtacağız çevreye, topluma, düzene, bireye, evlada karşı sorumluluğu? Akıl içgüdünün kontrolünü sağlamamalı mı? Milyarlar milyarlar milyarlar olmamız şart mı? Doğanın en istikrarsız ve tutarsız canlısı maalesef insan. Biraz farkına varılsa ya...
  11. Bu emisyon işi giderek ciddileşiyor. Bu durumda bence çok tüketen bütün hacimli ve güçlü motorları kafadan yasaklamak lazım. Koyalım limiti 150 g/km'ye fazlası bütün araçlar zamanla kalksın trafikten... Bu mudur yani? İTÜ araştırma yapmış, Boğazdan geçen gemilerden kaynaklanan CO2 emisyonları yıllık 30 milyon ton bulunmuş. Bu ne olacak? Çözüm belli, temel kirleticiyi azaltacaksınız: İnsanı... E cihazlar koltuk ağırlığındadır hocam, dert etmeyelim.
  12. Böyle bir dönüşüm elbette güzel ama bugünden yarına yapılması imkansız, anlamsız ve sakıncalı. Hedef koyarsınız, 3 yıl içinde dersiniz, yumuşak geçiş yaparsınız. Kaldı ki haberin gerçekliğinden, ya da yansıtılış şeklinden çok şüpheliyim. Yani 1 Ocak'ta kalkacağız DAB uyumlu alıcılar dışında bütün radyolar susmuş ve bunu tesadüfen bugün öğreniyoruz öyle mi? Güldürmeyin beni... Yeni pazar oluşturma ve rant kapısı açma çabasıdır şu haliyle. Tabii burası Türkiye "olmaz" olmazsa da paniğe gerek yok. Haberin sonunda en çok da şu cümleye güldüm, konuya yaklaşımdaki ciddiyeti de sergiliyor biraz: "dağda bize en kutsal görevlerden birini yapan çoban kardeşimiz türkülerini hışırtısız dijital olarak dinleyebilecek" Tek derdi buydu zaten...
  13. Termostatında bir sorun olmadığından emin misin? Tüm Orta Avrupa bu arabayı kullanıyor, daha soğuktan şikayet edeni okumadım forumlarda...
  14. Tamam da Ayhan velev ki bilmemne grubu ile iletişime geçtim, tamam yardım edelim dediler, ne yapacaklar? Sana oy mu verecekler?
  15. F1 serilerine motor veren Ferrari, Ford, BMW, Mercedes ve Honda ile birlikte eski üreticilerden biri Renault. F1 serilerinde kazanılan deneyimleri seri imalat araçlarda kulllanılan motorlara da yansıttığı biliniyor, artık eskimeye yüz tutan başarılı 130PS DCi bu ürünlerden biri. 2016 sezonu için ortak çalıştıkları Lotus takımını tümüyle devralıp kendi isimleri ile yarıştırmaya karar vermişler. Rekabet gücünü arttıracağı kesin bu kararın. Hayırlı olsun diyelim. Bu arada F1'deki teknik kurallardan çok mutlu olmayan üretici teknik ekipleri şartları zorlamak adına tasarım araçlarını da tantmaktan geri kalmıyorlar. Ferrari yarış aracının göze de hoş gelmesi gerektiğini iddia ederek kuralları esnetecek bir konsepti geri bildirim almak üzere tanıttı, meraklısı için: http://f1concept.ferrari.com/ McLaren ise Honda ile evliliğinde pek mutsuz, motor istenilen gücü üretemediği için berbat bir sezon geçirdiler. Onlar da güvenliği ve aerodinamiyi farklı yorumlayarak olduklça aykırı bir tasarım ile karşımıza çıkıyorlar: https://youtu.be/mXr3cuMO1ks Bu arada 7 yıl üstüste F1'e ev sahipliği yapmış Istanbul'un 21 yarışlık 2016 sezonunda yine yer almadığını sporu sevenler olarak üzülerek görüyoruz. Daha da kötüsü önümüzdeki sene WRX de yok...
  16. Sevgili @Ahmet Özcan öncelikle bu başarılı proje ve öğrencilerine bağlılığın için kutlarım. Keşke kırsaldan böyle binlerce proje üretilse... Şunu sormak istedim: Oylamada destek yeterli mi yoksa projeye maddi katkı da isteniyor mu? Eğer evetse gönderi adresi nedir? Bir de bu örneğe bakarak toplumdaki adalet ve eşitlik duygusunun kurnazlık tarafından nasıl yok edildiğini görmek rahatsız edici. Mükerrer oylarla kazanmak ne kadar tatmin eder bilemedim. Bir eleştiri de getiremiyorum, çünkü sen yapmasan diğerleri yapacak ve bu maalesef oyunun kuralı. Neyse canım ne olursa olsun sonunda kazanan muhtaç öğrenciler olacak... Bir kez daha kutlarım, 316.oy ile 25.sıradasın şimdilik.
  17. Ben geçmişte mecburiyetten yaptım, sadece çıkarmak için, malum gövde geniş, sığmıyor her aralıktan... Global cam açma-kapama varsa camı aç, rahat bir konumda arabadan in, el freni ve vites boşta, arabayı iterek yerine sok, yandan gir pencereden eğilip el frenini çek, camı kapat, yürü git. Ben tersini yapmak zorunda kaldım. Çok kolay değil, ama mümkün.
  18. Hıı, satış sloganı da belli: Kendinden valeli modeller
  19. 1. Ciddi bir çevre kirliliği etkeni, kısmen zevk verebilir yine de. Önermesem de muhalif de olamıyorum maalesef. 2. Sis farı zaten var da içine Xenon ampul düşünüyorsanız: Yapmayın! Birincisi sislerle normal koşullarda sürmek yasal olarak sakıncalı, ikincisi trafikte karşıdan geleni çok rahatsız ediyor, üçüncüsü sanıyoranız ki sislere bakıp "Aaaa ne güzel araba diyorlar", çok yanılıyorsunuz. Bu affedin ama "zibidilik"ten artık kurtulmamız lazım. 3. Çok rüküş olur. 4. En anlamlısı bu olurdu, ama sorun çok. A'dan Z'ye yapacak usta lazım, yazılımın elden geçmesi lazım, hazır kullanılan bir paket var ve ulaşılabilirse mükemmel olur. Çok değil 30-40 PS güç ve 70-80 Nm tork kazandırsa mükemmel olur. MAceralı ve para harcatacak bir değişikliktir. Yedekte araba olması lazım, ya da arada otobüse talim olur. 5. OZ'lar güzel, ama hallice pahalı, ve beyaz her renge gitmez. Leggenda yarış dünyasının efsanesidir, Supertursimo da öyle. Benim favorim ise hafifliği nedeniyle Ultraleggera. Ama dediğim gibi orijinalleri çok pahalı. Yine de 17 jant ve 205/45-17 Goodyear Eagle F1 Asymm. iyi gider. 6. Değişik Çin işi farlar var ama ne kadar verimli ve ne kadar dayanıklı belli değil. Ben siyah zeminli orjinal ST farlarını takmıştım. 7. Gereksiz bir işlem, bir süre sonra siz bile çuf çuflamaktan sıkılırsınız. 8. Açık hava filtreleri sıcak hava çektiği için motor performansını bırakın arttırmayı, düşürebiliyor bile. Biraz ses kazandırmak dışında avantajı yok. Kutu içi Green veya K&N filtre altt devirleri biraz canlandırıyor, yine de mucize beklememek lazım. Kolay gelsin...
  20. Sürücüsüz park sistemi iyi de bütün araçlarda olursa anlamlı olur... Yoksa sen daracık yere sokmuşsun arabayı, yanda bir Şahin, nasıl girecek adam? Empati yapınca aklıma gelenler buraya yazılası değil.
  21. Süper eğlenceliymiş... Amerikalılar da yavaş yavaş hacim iyidir'den devir iyidir'e geçiyor. Camaro fazla yaşlı kalmış, her açıdan. Ve Shelby Mustang bana da fazlası ile "wantable" geldi. Thanks for sharing. Kaan bir tane de bundan getirsenize, spor olsun diye!
  22. Konudan sapıyor olabiliriz ama amaç düşük yakıtla yeterli performans sağlamak ise hafifleme kaçınılmaz. Hafifleyen araçta güvenliğin arttırılması ise aeordinami ve süspansiyon yapısındaki iyileştirmeler ile sağlanabilir. Ayrıca aracın rüzgardan etkilenerek salınması gerçek bir güvelik tehdidinden çok sürücünün ürkme durumudur ki deneyimle kolayca üstesinden gelinir. Yinelemekte beis yok, hafif araç kolay kopar, kolay toplar, ağır araç zor kopar, zor toplar, şatlara göre her ikisi de yeterince tehlikelidir.
  23. Yere basma hız yükseldikçe ağırlıktan çok aerodinami ile ilgili, virajda ise süspansiyon geometrisi ile... Keşke 1000 kg'a inse, ben çok mutlu olurdum.
  24. Söze dökersek: "Elindeki ile mutlu olmayı bilmeyen, elde ettiği ile de mutlu olmayı beceremez..." C. Boneval
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.