Jump to content
2019 Temmuz ve 2023 Mart arası tüm içerik ve üyelikler silinmiştir. Lütfen yeniden kayıt yapınız ×

Cem Boneval

Blogger
  • Toplam İleti

    16.803
  • Katılım

  • Son ziyaret

  • Kazandığı Gün

    714

Cem Boneval tarafından yazılan her şey

  1. Sorun kollektif zeka ve algı eksikliğidir. Yanımda giden arabanın hızı belli, benim ve önümde giden arabanın hızı belli, çok kısa bir değerlendirme ile şeridin boşaltılıp boşaltılamayacağı anlaşılır. Şerit değiştirip boşaltma imkanı yokken arkana yanaşıp selektör yapanlar içgüdüleriyle davranan akıl, zeka, saygı ve öngörü özürlü ilkel yaşam formlarıdır. Bu gibi durumlarda artık olabildiğince hızlı yol verip onlara sonsuz ilkelliklerde mutlu bir yolculuk diliyorum.
  2. 1974'ten beri Orta Avrupa'da sık sık araba kullanmışlığım var, özellikle Almanya hiç öyle anlattığınız gibi masum bir yer değil. Tabii Almanya'nın Türkleşmesinin de rolü vardır kuşkusuz, ama şeridi zamanında boşaltmazsanız fena halde uyarılırsınız.
  3. Güzergahını bilmiyorum ama sağından geçen siyah bir Focus görürsen olasılıkla benimdir.
  4. Benim de katkım olsun: Jaeger LeCoultre saat, iri ve gösterişli, ayrıca pahalı da, 12.000 £'a satılıyor. Ama cama bastığınızda Aston Martin DB9 veya DBS'nin kapısını açıyor. Bugatti Veyron yüksek hız anahtarı: Super Sport modeli bu anahtar olmadan sadece 350 km/h hız yapabiliyor, ama bu anahtarı sürücü koltuğunun arkasındaki yuvaya taktığınızda araç alçalıyor, arka kanat açısı değişiyor ve difüzor kapanıyor. Sonuç: 430 km/h son hız (yani neredeyse Istanbul - Ankara 1 saat) En güzeli de bu, üniversal anahtar, açmayacağı araba yok gibi, ayrıca tornavida olarak da kullanılabiliyor Kaynak: http://www.topgear.com/car-news/list/these-are-ten-coolest-car-keys
  5. Bakan Işık tarafından yapılan detaylı açıklama da burada yerini bulsun: "Otomotiv sektöründeki gelişmeler takip edildiğinde fosil yakıtlara olan bağımlılık, yakıt tüketimi, enerji güvenliği ve çevresel kaygılardan dolayı elektrikli araçların geliştirilmesi ve üretimi konusunda günümüzde yoğun çalışmalar gerçekleştirildiği ve küresel elektrikli araç marketinin her geçen gün daha hızlı bir şekilde büyümekte olduğu görülüyor. 2014 yılında 300,000’in üzerinde elektrikli araç ruhsatı alındı ve toplam elektrikli araç sayısı 700,000’in üzerine çıktı. Bu yıl ise satışlardaki tırmanış devam ederek Eylül ayı itibariyle 1 milyon araç eşiği aşıldı. Fakat bu araçların büyük bir çoğunluğu Amerika, Japonya ve Çin yollarında bulunmalarına rağmen, kendi ülke pazar paylarının hala yüzde 1’inin bile altında kalıyor. Elektrikli araç pazarının en hızlı büyüdüğü ülke ise 2014 yılında yüzde 13’un üzerinde pazar payına sahip olarak yollarındaki her 100 araçtan 1’ini elektrikli hale getirmeyi başaran Norveç. Elektrikli araç satışlarının yüksek olduğu bu ülkeler incelendiğinde pazarın genişlemesinin en önemli etkenlerinin başında bu alandaki devlet politikası ve teşvikler olduğu gözleniyor. Araçların satışlarının dağılımlarına bakıldığında ise Renault-Nissan partnerliği, General Motors, Tesla, Mitsubishi ve Toyota firmalarının öne çıktığı görülüyor. Pazarın büyümesi, LG Chem Ltd. (Kore), BYD (Çin) ve Panasonic Corp. (Japonya) basta olmak üzere, birçok batarya tedarikçilerinin satışlarında da önemli ölçüde büyümeye yol açarak 2014 yılında elektrikli araç batarya pazarını 2 milyar doların üzerine çıkardı. Araç marketindeki bu hızlı büyüme ve Tesla’nın Gigafactory’sinin de açılması ile batarya pazarının 2020 yılında katlanarak artacağı tahmin ediliyor. Elektrikli araç teşvikleri, batarya teknolojisindeki gelişmeler, giderek katılaşan emisyon standartları ve artan şarj altyapıları gibi etkenler de göz önünde alındığında elektrikli araçların önümüzdeki yıllarda daha da yaygın hale gelmesi kaçınılmaz bir hal alıyor. Yukarıda belirtilen veriler ışığında gelişmiş ülkelerin elektrikli araç teknolojilerine önemli yatırımlar yaptığı ve bu araçların dünyadaki market payının giderek arttığı görülüyor. Türkiye ise OECD ülkeleri içerisinde en fazla enerji ihtiyacı artışı olan ülkeler arasında yer alıyor ve bu enerjinin büyük bir bölümünün petrole bağımlı olan ulaşım sektöründe kullanılıyor. Bu kullanılan petrolün negatif çevresel etkileri yanında çok büyük bir bölümünün ithal edildiği de göz önüne alındığında Türkiye’nin binek araçlarda petrol kullanımını azaltan ve enerji verimliliğini arttıran teknolojilere yönelmesinin önemi ortaya çıkıyor. Ülkemizde bu alandaki çalışmalar birçok Avrupa ülkesine kıyasla daha yeni de olsa; dünya otomotiv ve hafif ticari araçlarındaki başarımız, konvansiyonel araçlar için güçlü alt sistem üreticilerinin ve yan sanayisinin bulunması, AR-GE ve yatırım teşviklerinde sağlanan yeni avantajlar ve ülkemizin coğrafi konumu gibi hususlar, yerli elektrikli araç geliştirilmesi ve üretim yapılabilmesi konusunda önemli avantajlar sağlıyor. Otomotiv sektöründeki gelişmeler takip edildiğinde fosil yakıtlara olan bağımlılık, yakıt tüketimi, enerji güvenliği ve çevresel kaygılardan dolayı elektrikli araçların geliştirilmesi ve üretimi konusunda günümüzde yoğun çalışmalar gerçekleştirildiği ve küresel elektrikli araç marketinin her geçen gün daha hızlı bir şekilde büyümekte olduğu görülüyor. 2014 yılında 300,000’in üzerinde elektrikli araç ruhsatı alındı ve toplam elektrikli araç sayısı 700,000’in üzerine çıktı. Bu yıl ise satışlardaki tırmanış devam ederek Eylül ayı itibariyle 1 milyon araç eşiği aşıldı. Fakat bu araçların büyük bir çoğunluğu Amerika, Japonya ve Çin yollarında bulunmalarına rağmen, kendi ülke pazar paylarının hala yüzde 1’inin bile altında kalıyor. Elektrikli araç pazarının en hızlı büyüdüğü ülke ise 2014 yılında yüzde 13’un üzerinde pazar payına sahip olarak yollarındaki her 100 araçtan 1’ini elektrikli hale getirmeyi başaran Norveç. Elektrikli araç satışlarının yüksek olduğu bu ülkeler incelendiğinde pazarın genişlemesinin en önemli etkenlerinin başında bu alandaki devlet politikası ve teşvikler olduğu gözleniyor. Araçların satışlarının dağılımlarına bakıldığında ise Renault-Nissan partnerliği, General Motors, Tesla, Mitsubishi ve Toyota firmalarının öne çıktığı görülüyor. Pazarın büyümesi, LG Chem Ltd. (Kore), BYD (Çin) ve Panasonic Corp. (Japonya) basta olmak üzere, birçok batarya tedarikçilerinin satışlarında da önemli ölçüde büyümeye yol açarak 2014 yılında elektrikli araç batarya pazarını 2 milyar doların üzerine çıkardı. Araç marketindeki bu hızlı büyüme ve Tesla’nın Gigafactory’sinin de açılması ile batarya pazarının 2020 yılında katlanarak artacağı tahmin ediliyor. Elektrikli araç teşvikleri, batarya teknolojisindeki gelişmeler, giderek katılaşan emisyon standartları ve artan şarj altyapıları gibi etkenler de göz önünde alındığında elektrikli araçların önümüzdeki yıllarda daha da yaygın hale gelmesi kaçınılmaz bir hal alıyor. Yukarıda belirtilen veriler ışığında gelişmiş ülkelerin elektrikli araç teknolojilerine önemli yatırımlar yaptığı ve bu araçların dünyadaki market payının giderek arttığı görülüyor. Türkiye ise OECD ülkeleri içerisinde en fazla enerji ihtiyacı artışı olan ülkeler arasında yer alıyor ve bu enerjinin büyük bir bölümünün petrole bağımlı olan ulaşım sektöründe kullanılıyor. Bu kullanılan petrolün negatif çevresel etkileri yanında çok büyük bir bölümünün ithal edildiği de göz önüne alındığında Türkiye’nin binek araçlarda petrol kullanımını azaltan ve enerji verimliliğini arttıran teknolojilere yönelmesinin önemi ortaya çıkıyor. Ülkemizde bu alandaki çalışmalar birçok Avrupa ülkesine kıyasla daha yeni de olsa; dünya otomotiv ve hafif ticari araçlarındaki başarımız, konvansiyonel araçlar için güçlü alt sistem üreticilerinin ve yan sanayisinin bulunması, AR-GE ve yatırım teşviklerinde sağlanan yeni avantajlar ve ülkemizin coğrafi konumu gibi hususlar, yerli elektrikli araç geliştirilmesi ve üretim yapılabilmesi konusunda önemli avantajlar sağlıyor." Kaynak: http://www.businessht.com.tr/otomotiv/haber/1143262-yerli-elektrikli-aracin-gelistirilme-hikayesi
  6. http://www.focusclubtr.com/topic/8295-focus-3ün-akü-bitti-540tl-istiyorlar/?do=findComment&comment=284117 Öneriler 12 V 65 A: 278 * 175 * 175 Bosch 92S5E070 270-290 TL Mutlu EFB LBS3-65 SS 260-275 TL İnci Nanogold ELA (1006283) 0613 LB3 260-280 TL Varta EFB D54 280-330 TL http://www.akudunyasi.com/index.php
  7. Rölantide sarsıntı çok büyük olasılıkla motor kulağındandır. 1.6 EB motor sarsıntısız çalışır. 1.0 ile karıştırmayın. Ben zaman zaman start stop devreye girdiğinde motorun çalışmadığını ancak gösterge paneline bakınca fark edebiliyorum, o derece yani. Aynı sorunu yaşadım, motor kulağı değişti garantiden ve normale döndü.
  8. Sapla samanı birbirine karıştırıyoruz. Konunun vurgulanan iki boyutu var: Yerli marka otomobil üretmeli miyiz tartışması Yerli otomobil üretiyoruz diye ortaya atılan siyasilerin bizleri aptal ve cahil yerine koymak ve seçim yatırımı yapmak istedikleri ayan beyan ortaya çıkan mesnetsiz beyanları. Bence bu ikisi birbirine karıştırılmamalı. ilki enine boyuna tartışılabilir, ama ikincisinde başta kamuoyuna yönelik bir aldatmaca olduğu açık. Nitekim detaylar ve aracın yerlilik durumu giderek basına yansıdığı için baştan beri yaptığım ve taraftar bulan eleştirinin de haksız olmadığı ortaya çıktı. Her ne kadar bakan sonradan ayrıntıya girerek beyanlarını gerekçelendirmeye çalıştı ise de yapılan bence sadece ve sadece seçim yatırımı. Son haberleri Cenk bir önceki mesajda paylaşmış. Evet oy toplayacağız diye milletin parasının çarçur edilmesi gerçekten yazıktır, Kaan Yağızer'in nasıl iyi yönde harcanabileceğini detaylı örneklemelerle göstererek yazdığı üzere. İlk konuya dönersek yerli marka üretimi olmalı mı? Bu iş kahve veya forum sohbeti kıvamında "yaaa biz niye bir yerli bir araba üretmiyoruz, cihanı titreten ülkeyiz" sorusuna konu olamaz. Global üretim ölçeğinde güçlü-zayıf yanlarını, fırsatları-tehditleri incelersin ve bir fizibilite çalışması yaparsın. Mükemmel bir otomotiv yan sanayimiz var, kalifiye yetişmiş elemanlar var, bolca ekonomik iş gücü var, yatırım yapılabilecek geniş araziler var, göreceli büyük bir pazar var, bunlar verimli üretim için yeterli şartlar mıdır, üretimimiz dünya ölçeğinde hangi ürünlerle rekabete girecek, bu rekabete dayanabilecek mi, öne çıkmamızı kolaylaştıracak bir niş var mı, projeyi destekleyecek finansman var mı gibi soruların cevapları bulunur ve iş dünyasını koordine edecek bir çalışma yapılır. Zaten kârlılık varsa hiç babayiğit falan aramaya gerek kalmaz, herkes atlar işe. Belli ki sağlam bir proje yok ki, para batırmaya hazır bir babayiğit aranıyor. Sonuç olarak Türkiye'ye maddi manevi kazanç sağlayacak her proje destek görecektir ama kurnazlıkla bezenmiş hamaset zemininde filizlenen bir çalışma ne destek görür ne de başarılı olur. @Kaan Yagizer paylaştığın güzel örnekler için teşekkürler, şu karanlık ortamda biraz yüzüm aydınlandı.
  9. Cem Boneval

    1.0 Eb Hangi Motor Yağı?

    Bujiler için biçilen ömür servis planlarına göre 45.000 km ya da 3 yıl. Eskiden 30.000 km ve iki yıl idi. Yeni aralık bence buji değişimi için uygun. Daha uzun gider mi? Gidebilir, ancak bujinin işlevini yeterli yapıp yapmadığını gözle kontrol edemezsiniz. Ya da daha doğru ifade ile düzgün görünen buji düzgün çalışıyor denilemez, ateşleme verimliliği görsel olarak değerlendirilemez. Erimeden çok önce değişim gerektirir. Defalarca yazdım, garantinin ikamesi için yetkili servis bakımı şart değil diye. Orijinal parçalar ile doğru işler yapıldığı sürece garanti yükümlülüğü devam eder. Ancak bunu kabul etmekte kolaylık gösterilemeyebilir ayrı mesele. Servis sattığı yedek parçadan da kar etmek istiyor olabilir, bunu da anlayışla karşılarım. Ben devamlı müşterileri olmak istediğimi, bilgi ve deneyimlerine güvendiğimi, ancak bazı parçaların bedelinin piyasanın çok üzerinde olmasını kabul edemeyeceğimi, bu ısrarlarında devam ederlerse potansiyel iyi bir müşteriyi kaybedeceklerini ifade eder ve onları ikna etmeye çalışırım, Gene kabul etmiyorlarsa kendileri bilir. Tabii işinin ehli bir özel servis olduğunu varsayarak öneriyorum bunları. Özelde de yapılırsa mutlaka yapılan işlerin ayrıntılı dökümü, tarih ve katedilmiş yol bilgisini içeren bir fatura alınmalı. Parçaların tümümün parça kodlarını da içeren ayrıntılı faturası saklanmalı. Zaten Otosan yedek parça konusunda inceleme yaparak olur veriyor ve işini ciddiye alan yedek parça satıcıları ürün gamlarına mutlaka onaylı parçaları da alıyorlar, değil mi @ER-OL Otomotiv?
  10. Senenin çoğunu geçirdik, dördüncü çeyreğe girerken hızlı bir piyasa analizi yapalım. Öncelikle şimdiye kadar yılın kötü geçmediğini söylemek mümkün. Ocak - Eylül dönemi 2014 yılında 366.768 araç satılırken 2015 yılında bu rakam 500.905. Yani neredeyse %37'lik bir artış var. Ancak yaz boyunca aylık 60.000 civarında giden satışlar Eylül'de sert bir düşüş gösterip 47.000 düzeyine inmiş, olasıdır ki bu Ekim'de daha da düşmüş bulunacaktır, seçim sürecinin ve bazı belirsizliklerin etkisi gözardı edilemez. İlk 9 aylık satışlarda yerli üretimin payı %25. Markalara göre dağılımı da grafiksel görelim: Segmentlere göre gidersek, önce her bir segmentin pazar payına bakalım: A % 0,5 B % 23,0 (HB %18.1, Sedan %4,9) C % 43,6 (HB %12,9, Sedan % 30,7) D % 9,8 E % 1,8 F % 0,2 SUV % 16,3 Sınıf şampiyonlarına bakarsak (2015 ilk 9 ay): A % 78 Hyundai i10 % 9 Citroen C1 % 6 Fiat 500 B % 14 Renault Clio HB % 14 Citoren C-Elyseé/Peugeot 301 % 13 Renault Symbol %13 Hyundai i20 % 13 VW Polo % 8 Opel Corsa % 7 Ford Fiesta C %14 Fiat Linea %12 Toyota Corolla %12 Renault Fluence % 10 VW Jetta % 9 Ford Focus Sedan % 9 VW Golf % 5 Hyundai Accent Blue % 4 Honda Civic Sedan % 4 Opel Astra HB (Focus HB ilk 20'de yok) D % 45 VW Passat % 15 Mercedes C SInıfı % 13 BMW 3 Serisi % 6 Volvo S60 % 6 Skoda Superb % 4 Volkswagen CC % 4 Audi A4 % 4 Ford Mondeo E BMW 5 ve Mercedes E serileri yakın giderken, Audi A6 biraz arkadan izliyor F Mercedes S Serisi bu sınıfın lideri SUV % 27 Nissan Qashqai % 24 Dacia Duster % 13 Kia Sportage % 9 VW Tiguan Not: Hyundai Tucson çok iyi bir başlangıç yaptı, Kuga ilk 10'da yok. Lüks SUV'lardd da X5 önde. Benden yazması sizden yorumlaması. Kaynak ODD verileri
  11. Bu kullanırken değil de satarken gözetilmesi gerekebilecek bir durum. Focus sedan ile sınıfında satışta ilk beş içinde yer alırken, HB ilk ona giremiyor. Ancak uzun süreli kullanılacaksa her aracın müşterisi bulunur iyimserliği ile beğendiğiniz karoseriyi seçmelisiniz bence de.
  12. @H. Cenk senin ve reklamı üretenlerin farklı hedef kitleleri var. Bu nedenle reklama rezil demek haksız bir eleştiri bence. Ford kırsaldan daha çok kazanıyor, orada kendini daha iyi anlatmış, Antalya'da bir satış temsilcisi ile bir saat vakit geçir kırsaldan gelen taleplerin yoğunluğu, çeşitliliği ve yaklaşım farklılığı en azından şaşırtır. Türkiye sadece smokinle Çırağan'a giden, pistte araba yarıştıran ve AVM'lerden tıka basa alışveriş yapan burjuvalardan oluşmuyor ki. Senin hayalindeki reklam biraz rüküş sosyete dizisi kıvamında geldi bana... Tabii ironik bir yaklaşımı ıskalamış da olabilrim belki...
  13. Öncelikle kolay gelsin Ayşe Hanım... Otomobil seçimi hele ki pek meraklı değilseniz kolay değil. Arkadaşlar pek çok konuya değinmişler, tekrarlamakta sakınca görmüyorum: Focus sürüş zevki ve dinamizmi ile öne çıkan bir otomobil, Hyundai ise daha düşük fiyata daha fazla donanım ve daha uzun garanti sağlayan bir model. İkinci elleri de yakındır, Özellikle 8-10 sene sonrası düşünülürse. Yakıt hesabını Mehmet Bey yapmış, dizel araç ile yılda 2000-2500 TL arası daha az yakarsınız. Başta yaptığınız ekstra yatrımın da 5000-7000 TL'sini ileride satarken geri alırsınız. Bu kaba hesapla dizel araç kendini 5.yılda amorti eder, sonraki yıllar kârınız olur. Bu şartlarda dizeli tercih etmek mantıklı olabilir. Fiyatları da güncellemekte yarar var... 95.670 TL Focus 5K Titanium 1.5 Tdci Otomatik 78.825 TL Focus 5K Titanium 1.6 Powershift 82.000 TL Hyundai i30 CRDi 7 ileri DCT Syle Design Pack (Focus'a hemen hemen eş değer donanım) 86.500 TL Hyundai i30 CRDi 7 İleri DCT Elite (Focus'tan üstün donanım) En azından güncel liste fiyatları böyle. Tabii metalik boya farkı da eklenebilir hepsine. Tabii siz fiyat aldıysanız ve daha ucuza bulduysanız bilemem. Açıkcası bu koşullarda 13.000 TL (veya daha donanımlı modeli seçerseniz 9.000 TL) fark verirmiydim emin değilim. Tabii bence en az bunlar kadar önemli olan bir diğer faktör sizin hangi aracı daha sempatik bulacağınız. Bence hem Focus hem Hyundai dizel araçlarla farkı iyice anlayacak düzeyde bir test sürüşü yapın ve sonra aklınız kadar gönlünüzün de sesini dinleyin. Not: İki markanın da dizel araçları Euro 6'yı karşılıyor.
  14. Aracın test sürecini tanıyan yazılımını silip tanımayanını koyacaklardır, başka bir değişiklik yapacaklarını hiç düşünmüyorum. O da dostlar alış-veriştre görsün diye yapılacak zaten. Çoğu kişi de gitmeyecektir. Ben sadece bizde değil dünya genelinde çok ilgi göreceğini düşünmüyorum.
  15. Tabii ki hiç bir şey olmayacak. Zaten yüklenen yazılım yük altındaki emsiyon değerlerini düşürmeyecek büyük olasılıkla, en azından Avrupa'da.
  16. Haydi hayırlı olsun, ilk siz denemiş olacaksınız... Good Year iyi lastik yapıyor, fiyatla barışıksanız sorun olmaz...
  17. Budur.... Son zamanlarda insanlığımızdan fark etmeden o kadar çok şey kaybettik ki bir ticari araç reklamı ile kendimizi buluyoruz.
  18. @Bekir B. ekonominin iyiye gideceği ve belki de dövizin düşeceği konusundaki iyimserliğine hayran olmamak elde değil. Şu kadarını söyleyeyim büyük olasılıkla çoğumuz eimizdeki arabaları aynı sonoftakilerle yenilemekte bile bir hayli zorlanacağız. @Alperen G. Fransız arabalarına ön yargılı bakmayan küçük grupta olan biri olarak Picasso'nun amacına çok iyi hizmet ettiğini söyleyebilirm. İlk çıktığı günden beri Picasso kullanan iki arkadaşım var, birisi yeniledi kısa bir süre önce ben de haliyle merakımdan inceledim. İç mekan genişliği ve ferahlık hissi açısından başarılı, motor ve şanzıman zaten bildik üniteler değişik modellerde kullanılıyor ve fazlası ile yeterli preformans sunuyor, şanzımanı zaten Peugeot'da anlatmıştım, istisna değil, kulakçıklardan kullanılabilmesi de bu tür bir araçta güzel bir detay. Sürüşü rahat, direksiyon azıcık hissiz ama kullanışlı yine de, tabii kasa spor kullanıma pek özendirmiyor. Yine de aşırı yatmıyor ve keyifli sürüşe izin veriyor. Süspansiyon biraz sert tarafta, özellikle arka aks tümseklerden geçerken ben buradayım mesajı veriyor. Aile arabası için biraz daha yumuşak dilerdim ama olasıdır ki o zaman sürüşü de muhallebi kıvamında olacaktı. Biraz rüzgar sesi alması dışında oldukça sessiz sayılır. Malzeme ve işçilik kalitesi "bir Fransız için" iyi. Göstergelerin oratada olmasından pek hoşlanmam ama bunda çok hoş bir gösterge tasarımı ve değişkenliği var. Ayrıca hemen her şeyi kontrol eden dokunmalı ekran kullanışlı bir menü yapısına sahip. Dikkat dağıtıcı bulmama ve düğmeleri tercih etmeme rağmen ilk kez bir otomobilde bu kadar akıcı kullanabildim. Tüketim için akşam aradım sordum arkadaşa, Antalya şehiriçi 6,5-7L/100 km arasında dedi, oldukça sakin kullanır ama ekonomiyi de hedeflemez. Bu arada araç 1300 kg ağrılığında. Çok da hoş görünümlü. Focusta sonra... yorumlarına pek katılamayacağım, her araç değişikliği farklılık yaratır, Picasso kullanıcısı da Focus'a binmeyi hacim olarak tabuta girmekle eşdeğer buluyor. Yani neden olmasın, deneme sürüşü yap mutlaka. Hem aile hem sürücü arabası olacaksa http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-ford-turkiye-deki-en-dolu-mondeo-2000-motor-240ps-234815195/detay :)
  19. Ozan'a katılıyorum. Garanti bir şekilde sizi servise zorlayacak. Servis fiyatlarının düzeyi malum, %20 ödeme de var, kullanıcı hatası olasılığını da unutmamak lazım. Bunca kişi Ford kullanıyor, araçların ciddi bir zaafı da yok. Yazık o paraya...
  20. Bu bir mucize, sonunda "perpeteuum mobile" bulunmuş, bir Türk'ün bulmuş olmasından daha doğal ne olabilir ki... Hem enerji sağlıyor, hem şarj ediyor, yani enerjiyi yoktan var ediyor.... Vay canına! Bu arada bizim arabanın yerliliği de giderek artıyor: http://www.hurriyet.com.tr/saabin-ceosu-turkiye-ile-yerli-arac-icin-el-ele-calisiyoruz-30327414 Gene yanlış anlaşılmasın, çalışmaları küçümsüyor değilim, ancak olaya yerli otomobil demek yerine Türk markalı bir otomobil üreteceğiz mi desek? Tıpkı Alman Dornier'in zamanında geliştirdiği uçaklara ne kadar "yerli" denebileceğinin tartışılabileceği gibi.
  21. Cem Boneval

    Tesla Model S autopilot

    Daha önce de yazdım, gelecek otomatik sürüşte ve Google yakında bombasını patlatacak. Şu sıralarda bütün üreticiler bu konuda harıl harıl çalışıyor. Sağlamcılar şimdilik adaptif hız sabitleme, otomatik park, aktif duruş sistemi gibi yöntemlerle çevresinden dolaşıyorlar, cesurlar tam kontrol peşinde. Google'ı bekleyin...
  22. Arka tekerleklerin de direksiyonla dönmesi yeni bir şey değil. Pederin yeni sattığımız 1996 model Peugeot 306'sında vardı mesela. 1. Şehir içinde dönüş yarı çapına etkisi olsa kötü tasarım nedeniyle bile kamyon gibi dönerdi. 2. Sert virajlı dar yollarda canlı sürmek daha kolay olurdu, ancak sınırlara geldiğinde araç dengesizleşir ve huzursuz ederdi. Tabii Renault arka tekerlekleri ters yönde de hareket ettirebiliyor ve bu ESP İle birleşince güvenliği arttırabilir. Yol tutuş için denemeden ya da deneyenleri dinlemeden öngörüde bulunmak istemem.
  23. Böyle şehir efsanelerini nerelerden buluyorsunuz bilemedim... Yük endeksi arttıkça lastik duvar yapısı ağırlığa göre değişir ve kalınlığı göreceli artar, ama bunlar sizin muhtemelen endişelendiğiniz konforsuz lastik sınıfına girmesi anlamına gelmez. Herhangi bir kış lastiğinin durduğu yerden kalkamaması diye özel bir durum olamaz. Kış lastikleri de fizik kuralları ile sınırlıdır ve elbette tutunmanın yetersiz kalacağı durumlar olabilir. Ancak böyle anlar lastiğin genel karakteri olarak nitelendirilemez. Bu kadar kılı kırk yararsanız hayat çekilmez olur benden söylemesi.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu siteyi kullanarak, forum Gizlilik Politikasını kabul etmiş olursunuz.